Merhaba Sevgili Okurlarım, yeni bölüme hoş geldiniz.
Finalin yakın olduğundan bahsetmiştim.
Sizleri seviyorum ♥️
İyi okumalar.
Yaptığımız plan ne kadar akıllıcaydı muamma vallahi. Aslında çok da bir planımız da yoktu. Ama bir plan yapmıştık. Herkes bir tık heyecanlıydı, tabi yine Araf hariç. O bizden pek bir ümitsiz gibiydi. Hepimize tip tip bakıyordu. Aslında bunun bir sebebi daha vardı. Mesela her şeyi üstlenecek kişi olması gibi djndndj. Yani Seda teyzeyle konuşma falan hepsi ondaydı. Herkese sinirli bakışlar atarken kalktı. Planın ilk aşaması içindi bu kalkma.
" Araf unutma bak. Sen terasa tırmanıp bağıracaksın. 'Seda teyze atlayacam ha!' ' Diye anladın mı? Sakın bozma. O karşı çıktı her vakit bas bas bağıracaksın. Hadi gel bir prova yapalım, sağın solun belli değil!" Diyerek koluna yapıştı Göktuğ, Göktuğ'a tip bakışlar eşliğinde söven Araf elinin tersiyle bir tane vurdu karnına. Bir böğürme koptu. Çünkü Araf sanki biraz aşağılara vurmuştu. Göktuğ kendini yere attı. Araf ise tükürmek ister gibi bir hareket yaptı ama vazgeçti.
"Tükrüğüm ağzımda daha iyi, en azından işe yarıyor." Dedi. Ama bu defa da Kaan lafa atladı.
"Kalk lan yerden, on ikiden vurmadı seni! Prova yapalım, hadi!" Diyerek Araf'a yatağın üstünü işaret etti.
Araf ona uyup söve söve yatağa oturdu. Sonra ise Elif'e işaret verdi.
"Seslendirme yap Elif." Dedi. Elif gerçekten de bunu ciddiye aldı ve seslendirme yapmaya başladı. Boğazını temizledi önce.
"Öğğh öğğh!" Sonra ise derin bir nefes aldı.
"Oğlum senin orada ne işin var? Yavrum in aşağı!" Dedi. Bunu söylerken o kadar komikti ki kdkdjdjdj. Sesini de inceltmişti biraz hdjdjdh
Kaan orkestra şefi gibi ellerini hareket ettirip işaret veriyordu. Bu defa da Araf'a işaret verdi. Araf donuk gözlerle baktı.
"Kendimi aşağı atıcam." Ruhsuzca ve bayağı bir renksiz sesle söyledi. Açıkçası hiç de inandırıcı değildi.
Arda elini gözlerine atıp silermiş gibi yaptı. Sonra da ellerini birbirine vurarak sesini inceltti.
"Ne kadar da inandırıcı." Diyerek burnunu seslice çekti. Bir yandan da parmaklarıyla göz altlarını sildi. Ellerini tekrardan birbirine vurdu.
"Ama ben buna ağlarım!" Dedi. Son söyledikleri hepimizi güldürürken Araf sövdü.
"Beğenmiyorsan gel kendin seslendir piç!" Dedi. Arda kendini hemen geri çekip olmayan hırkasının uçlarından tuttu. Olmayan hırkayı iyice çekiştirip kendine sardı.
"Namusumu ortaya atamam. Ben iffetli bir erkeğim." Dedikten sonra elini kulağının arkasına atıp saçlarını kulağının arkasına atıyormuş gibi yaptı. Herkes anıta anıra gülmeye başlarken Araf sinir küpü oldu ama sustu. Bakışlarımı sedyeye dikti. Bir süre sonra herkes sustu ve devam etmeye çalıştık. Çünkü Araf iyi değil gibiydi.
"Son kez yap hadi." Dedi Kaan ama Araf hiç sormadan aşağı inip koltuğa oturdu. Daha doğrusu Arda'yı koltuktan yere fırlatıp kendi oturdu. Arda kıçını ovalarken sabır çekiyordu. Kaan bana bakıp alttan alttan güldü. Başta anlayamadam da sonradan köşeli jetonum düşmeyi başardı.
"Haaaa!" Diye ağzımdan bir nida çıktı. Herkesin kafası anında bana döndü. Lakin ben hiç bozuntuya vermeden elimi ağzıma atıp esniyormuş gibi yaptım. Kaan elini ağzına yaslayıp arkasına döndü. Hafif bir gülme sesi geldi. Aynı şekilde herkes yine hayvanca gülmeye başladı. O sırada konuşmaya devam ettik.
"Eee şimdi bunu kim yapacak? Araf yapmak istemiyor." Dedim. Arkamdan aynı fikirden olan homlama sesleri geldi.
"Başkası çıkmalı, Mavi dışında. O hastaneden telefon ile bizi izleyecek." Dedi Kaan. Herkes düşünürken Elif'e döndü Aysima.
"Sen yapamaz mısın? Sonuçta siz çok çok yakınsınız. Evleriniz dip dibe." Dedi ama Elif başını iki yana salladı.
"Ben ne terasa tırmanacak kadar yürekliyim ne de yüksekte duracak kadar. Yükseklik korkum beni mahvediyor." Dedi. Aysima Elif'in söylediklerinden sonra başını anladım der gibi sallayıp elini başına attı. Biraz daha düşünüyorduk ama aklımıza kim çıkabilir sorusundan başka bir şey girmiyordu. Derken bir anda bir ses yükseldi.
"Ben yaparım!" Bu Kutay'dı. Hepimiz şaşkınlıkla ona bakarken o devam etti.
"Ben yaparım, hem de hepinizden iyisini yaparım." Diyerek sedyeye oturdu. Herkes az önce oturduğu yere bakakalırken Kutay'ın bu kadar duygusal ve manyak ruhlu olduğunu fark etmemiştik. Biraz öyle dutmuştuk.
"Eee hadi işimiz daha var, şaşırmayın bu kadar." Dedi. Sesiyle toparlanıp provaya kaldığımız yerden devam ettik.
"Elif hadi başla." Dedi Aysima. Mina uzaktan bizi izliyordu. Bugün biraz duygusal ve fazlasıyla heyecanlıydı. Bu yüzden kendi köşesinde oturup bizi izliyordu.
Elif de sonunda seslendirmeye başlayıp Kutay'ı daha da duygusallaştırdı.
"La oğul ne yapıyorsun orda? Aşağı in! Çocuğum in aşağı!" Diye seslendirdi. Kutay Elif sustuktan sonra öyle bir kendini role kaptırdı ki neredeyse ağlayacaktı djdbdjs. O repliğini söylerken ben anıta anıta gülüyordum.
"İnmeyeceğim Seda teyze! İnmeyeceğim ceğim ceğim ceğim! Siz gidecekseniz söyle, atayım kendimi!" Dedi. Bir yandan da yerinden kendini atacakmış gibi hareket ediyordu. Elif anıta anıta gülmek istese de rolüne sadık kalmak adına susuyordu.
"Oğlum in aşağı, polisleri çağırırım ha!" Diye bağırdı. Ama Kutay daha fazla kendini salladı.
"Gidecek misiniz ha? Gidecek misiniz? Vallaha atarım kendimi aşağılara, naciz bedenim şuracıklara düşer! Beni zorlama!" Diye bağırdı tekrar. Biraz daha bağırırsa güvenlik gelecekti! Sjdjdhshhd
Elif daha da inandırıcı kılmak adına saçlarını arkadan bağlayıp Araf'ın totosunun altına sıkışmış kolları yerlerde salınan hırkayı kaptı. Araf o çekerken hafif totosunu kaldırdı. Sonra ise tekrardan keyfi bir şekilde yerine çöktü. Elif aldığı hırkayı hemen giyinip üzerini sıkı sıkı sardı. Boğazını minikten temizleyip derin bir nefes çekti.
"Tamam, tamam. Gitmeyeceğiz. Vallahi hadi in aşağı yavrum." Dedi. Sesini iyice teyzesinin sesine benzetmişti. Kutay galiba Elif'i Seda teyze zannediyordu.
"Söz ver, söz ver bana! Yoksa atarım kendimi! Şuracıklara beynim dağılır." Diyerek yeri gösterdi.
Elif hareketlere devam etti. Ama Kutay cümlelerini ağzına yıktı kızın djdjbd
"Seda teyze sözünü ver!" Diye. O sırada fazla ileri uzanmış olmalı ki yüz üstü sedyeden düştü. Herkes panikle ona koştu. O ise yerde vurduğu burnuyla kaldı. Kafasını da vurmuştu biraz ama burnu kadar sert değil. Ben dahi oturduğum sedyeden kalkıp o tarafa koştum. Mina kendini yere atıp Kutay'ın yüzünü avuçladı. Yanaklarına birkaç tokat attı.
"Kutay! Kutay! Kutay iyi misin?" Dedi. Kutay biraz sonra kendine geldi. Hafiften kalktı. Sonra elini burnuna attı. Eline bulaşan kanı ise gözüne tutup konuştu.
"Her boku yedim, bir bu kalmıştı. İyiyim ben iyi." Diyerek yerinden kalktı. Herkes onu izlerken o hiçbir şey olmamış gibi komodinin üzerindeki peçetelikten birkaç tane aldı. Burnuna bastırıp bize baktı.
"Kalksanıza, hadi daha planı uygulayacağız." Dedi. Oturduğu yerden kılını bile kıpırdatmamış olan Araf boş gözlerle bize baktı. Sonra ise Kutay'ı doğruladı.
"Kalkın." Dedi. Hepimiz kalkıp yerlerimize oturduk. Son provadan sonra ise işlere koyuldular.
_______________
AYSİMA'DAN...
İşlerimizi sonunda bitirmiş Mavi'den gelen aramayı cevaplamış Kutay'ın binaya tırmanmasını bekliyorduk. Herkes mutlydu ve bu planın işe yarayacağını düşünüyordu ki, haklılardı. Bayağı etkili olacak gibiydi. Biraz sonra Kutay terasa çıkmıştı. Mina'lar en alt kattaydılar ve ev üç katlıydı. En alt bodrum kattı. Kutay ta bacaya kadar çıktı. Biz evin çitlerinin arkasından bakarken Arda ve Kaan evin dışındaki eve dahil olan kulübeye girdi. Bahçe malzemeleri, boyalar ve daha bir sürü şey vardı. Herhangi bir aksi durum olmaz diye düşünüyorduk ama Kaan yine de yakın bir yerde durmak istediğini söylemişti. Bu yüzden ikili oradaydı.
Kutay kiremitlere dikkat ederek ta uca kadar indi. O sırada biz de onu izliyorduk. Uçta iken durdu ve kollarını iki yana açtı. Derin bir nefes almış gibiydi. Kutay beklerken yola baktım. Birini çevirmeliydim ve bu bir çocuk olmalıydı. Ama kimse yoktu. Biraz daha bakındım ama in cin top oynuyordu. Derin bir nefes aldım. Bu böyle olmayacaktı. Bir şey yapmalıydık. Mina ve Elif de yanımdaydı. İkisine baktım, ikisi de çaresiz bakışlar atıyordu. İçimi oksijenle doldurup sessizce çitlerin arkasından çıktım. Sessiz adımlarla eve yaklaştım. Bahçeye baktım. Bahçede kürek vardı. Sacların yakınındaydı. Yaklaşıp küreği elime aldım. Mina'ın babası geçen gün sac getirmişti. Evle alakalı bir şeyler yapacakmış. Şimdiden ondan özür diliyorum. Küreği havaya kaldırıp tüm gücümle saca vurdum. Etrafta yankılanan ses karşı komşunun bile evine gitmiştir. Başımı kaldırıp baktım. Pencerenin önünden geçen karaltıyı görünce elimdekini sacın üzerine fırlatıp hızlıca çiftlerin arkasına koştum. Tam kendimi çitlerin arkasına attım. Tam o sırada da Seda teyze kapıyı açmış olmalıydı. Çimlerin üzerine kendime atmıştım. Çimlerin üzerinde derin derin nefes alırken Seda teyzenin sesini işittim.
"Tövbe tövbe bu ses nereden geldi?" Diyerek bahçeye çıktı. Bahçenin ortasına geldiğinde sacların olduğu tarafı fark etti. Biraz yamulmuş sacı ve üzerindeki küreği gördü. Besmele çeke çeke bu tarafa doğru gitti.
"Ya Rabbim bu kürek nereden geldi buraya tövbe yarabbim?" Diyerek yerdeki küreği kaldırıp yan tarafa koydu. Bakıştırıyor derken bir anda kafasını kaldırdı. Sanki hissetmiş gibi Kutay'ın olduğu tarafa baktı. Kutuyu görmesiyle birlikte ödü patlamıştı. Ellerini ağzına götürüp "Kutay?"diye bir nida dudaklarından döküldü. Olduğu yerden Kutay'ın yanına doğru koştu daha doğrusu kutay'ın olduğu yerin altına doğru. O sırada Kutay Seda teyzenin de onu fark ettiğini görünce nidalar yakmaya başladı.
"Dere boyu kavaklar, dere boyu kavaklar, açtı yeşil yapraklar, açtı yeşil yapraklar.." Alakasız bir şarkıyı bağır bağıra söylerken gayet sakindi. Ama Seda teyze o kadar sakin değildi. Kutay'ın olduğu yerin altına geldiğinde yukarı doğru bağırdı.
"Oğlum ne yapıyorsun terasın tepesine in aşağı!" En Kutay onu duymamazlıktan gelerek şarkı söylemeye devam etti.
"Acem kızı Çeçen kızı, sen allar giu ben kırmızı. Çıkalım şu dağın başına sen gülü topla, ben nergisi..." Teyze daha çok korkarken hala devam ediyordu. Tekrar bağırdı.
"Oğlum ne işin var orada in aşağı! Düşersin o zaman in!"
Onu dikkate almayan Kutay bu defa dikkate almıştı. Başına hafifçe aşağı inip teyzeye baktı.
"Senden bir söz istiyorum." Dedi. Teyze ise hemen lafı atladı.
"Ne sözü istiyorsun!?" Teyzenin bağırması ile birlikte Kutay hafifçe gülümsedi. Kollarını iki araç birazcık daha aşağı doğru eğildi. Onun eğilmesi bizi bile korkuturken teyze çığlık attı.
"Buradan taşınacak mısınız taşınmayacaksınız söz mü?" Dedi ama baştaki panik daha da artmıştı teyzede. Ne yapacağını bilemeyerek baktı. Eğer kabul ederse istediklerinin elde edemeyecekti, eğer etmezse çocuk intihar edecekti. Ne yapacağını bilemeyerek sustu ama Kutay durmadı.
"Ben atladıktan sonra mı cevabını vereceksin?" Dedi hafifçe eğilip kiremitlerin üzerine oturdu. Teyze Kutay'a baka kalmışken Kutay gayet sakindi. Hatta o kadar fazla sakindi ki sanki yüksek bir yerde değil de sahil köşesinde oturuyormuş gibiydi. Kararsız kalmışçasına bakıyordu Seda teyze. Herkes nefeslerini tutmuş bekliyorken cevabını verdi.
"Taşınmazsak olmaz, daha iyi bir iş yerinde çalışmamız gerekiyor. Evim masrafları bilmem ne derken para yetmiyor artık yeni bir şirketle anlaşmamız gerekiyor. Taşınırsak daha iyi olur hatta yurt dışına bile gidebiliriz." Kutay ağlayacak gibiydi ama herhangi bir şey söylemeyerek tek başına havaya kaldırdı. Gerçekten kendine aşağı atacakmış gibi birazcık daha uca doğru ilerledi. Kalçasının yarısı anca kiremitlerdeydi. Başlarda bizi korkutmayan hareketleri şimdi biz de artık korkutuyordu çünkü şu an eli hafif kaysa dahi aşağı düşecek gibiydi.
"O zaman atlıyorum." Teyze çok kafaya takmamaya çalışıyordu ama gerçekten ağlamak üzereydi. Ne yapacağını şaşırmış vaziyetteydi ama gerçekten de Kutay'ın atlayacağını hissediyorduk. Kutay'ın daha da uç tarafa gittiğini görünce bağırdı.
"Tamam, söz vallahi söz. Sözümden dönersem namert olayım!" Diye bağırdı ama Kutay ona inanmadı. Kaan ve Arda başını çıkarmış bakıyorlardı ama bir şey olduğunu fark ettiler. Akıllarından ne geçiyorsa koştular sessizce. Çöpün yakınına koştular. Ne yaptıklarına iyice bakmak için eğildim. Yerde beyaz bir şey vardı. Bayağı tozlu olmalıydı ki Kaan eliyle her tuttuğunda koca koca toz zerreleri çıkıyordu. Biraz sonra koca yatağı alıp Kutay'ın yakınına taşıdılar. Ama ne taşıma koştur koşturdu. Bizde panikle bakıyorduk artık. Daha fazla yerimizde duramamıştık. O sırada Mavi'nin sesi geldi telefondan.
"Aysima bu gerizekalı kendini aşağı bırakacak! Koş!" Mavi'nin komutuyla korkudan altımıza suça sıça koştuk. O sırada panikten kendini uzağa atıp çök tut kapan yapan Seda teyzeyi gördük. Bahçenin köşesine sinmişti. Etraftan sesler yükselirken koştuk. Neredeyse yetişmiştik ki kendi aşağı bıraktı. Hepimizin içine bir öküz oturdu sanki. Yüreğim dalga dalga alevlenirken Kutay'ın düştüğü yere sonunda vardık. Mina en önde koşarken Kutay'ın başına çöktü. Yerde sırt üstü düşmüş bir şekilde yan tarafında kan gölü oluşmuş bir haldeydi. Öylece uzanmıştı sırt üstü. Hafif dalgalı saçları o boya içindeyken nefeslerimiz tıkandı. Mina Kutay'ın göğsüne yapışmış ağlarken, Elif Kutay'ın elini tutmuş, kendine çekmişti. Kaan ve Arda yere oturmuştu ve gözleri yerdeydi. O sırada bir nida yükseldi telefondan.
"KUTAY!"
_____________
Merhaba Sevgili Okurlarım bugünlük bu kadardı.
Bölüm nasıldı?
Sizce Kutay ölecek mi?
Mavi ve Aysima ne yapacak?
Mina, Elif, Araf, Kaan ve Arda peki onlara ne olacak?
Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.
Sizleri seviyorum ♥️
Tekrardan görüşmek dileğiyle.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
79.55k Okunma |
6.46k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |