74. Bölüm

49.BÖLÜM

Nektari Güzeli
nektariguzeli

Merhaba Sevgili Okurlarım 49. Bölüm ile karşınızdayım.

Bölümler nasıl? Smut dışında istediğiniz bir sahne var mı? Smut isteyen çok ama yazamam. Hem Kitappad kitabı kaldırır. Bu yüzden olmaz.

Yine oy sınırı yok ama en az yirmi yorum gelsin istiyorum. Tek bir kişiden değil. hepiniz kendinizden bir şeyler katın. Kendinizi ifade edin.

Sizleri seviyorum, iyi okumalar💕.

 

Dondu kaldı o ara. Gerçekten o mu diye baktı tekrar ama oydu. Kutay'dı. Mavi onu istemeyip Kutay'ı mı çağırmıştı? Ciddi miydi? O onun sevgilisiydi ama Kutay onun sadece arkadaşıydı. Onu çağırmayıp nasıl Kutay'ı çağırabilirdi ya konuşabilirdi? Onunla konuşmak istemezken. Ne yapacağını bilemezken Kutay gittikçe bu taraf doğru geliyordu. Muhtemelen diğerlerinin yanına gidecekti. Elleri hala titrerken Mavi'nin yanına gitmek istemedi. Belki de yanlış anlamıştı. O bu haldeyken onu nasıl kırabilirdi? Kırsa dahi kendi yüreği dayanabilir miydi? Sarhoş adımlarla Mavi'nin evinin önünden geçti. yüreği yandı, kavruldu, kül oldu. Onu nasıl istemezdi? İçindeki yangın sönmüyordu. İçindeki yangını sahibi gelmeden kimseler söndüremezdi. Yangının üzerine öfkesini örtmeye çalıştı. Ama bir battaniye gibi sarılan şey yangına yarar mıydı? Ateş onu yutmaz mıydı?

Mahallenin sonundaki bakkala gitti. Yaşı tutuyordu. Aldı iki paket sigara. Cebine tıkıp çıktı oradan. Evine kadar yürüyüp kimseye belli etmeden motorunu aldı. Atladı, gitti. Yakınlardaki sahile gitti. Motoru sahile yakın bir yere çekip sarsak adımlarla kayalıklara ilerledi. Kayalıklara sağlam basmaya çalışarak çıktı. En uca kadar gitti. Oturdu, çıkardı paketleri. İçinden bir tane aldı. Her zaman yanında Araf için taşıdığı çakmağını çıkardı. Ucunu yakıp içine çekti zehri. Ciğerlerine inmesine müsaade etmeden dışarı üfledi. Gri dumanlar gece karanlığında ufka doğru süzülürken bulanık gözlerle izledi. Sadece izledi. Bugün sadece izliyordu. Devam etti gri dumanlarla haşır neşir olmaya. Aradan bir saat geçti. Bir paket bitti. Araf aradı, diğerleri aradı ama kimseye cevap vermedi. Bugün tekti. Tek kalacaktı. Kime gitse çıkmaz sokaktı. Tek çıkışı da kapanmıştı bugün. Kendini ondan ne diye saklardı? Hasta diye ondan ayrılacağını mı düşünmüştü? Ya da saçları olmayınca, yüzü solunca, kilo kaybedince ondan tiksineceğini mi düşünmüştü? Ne yanlış düşünceydi o öyle? Kaan onun her hücresini seviyordu. Mavi'nin tek bir saç teli kalsa onu da bağrına basardı oysaki. Mavi onu böyle mi tanımıştı yoksa? Onu güzelliği için sevdiğini mi düşünüyordu? O zaman ayıp ediyordu. Kaan onun her hücresine kurban olmaya hazırken o kendini saklıyordu çünkü.

Derin bir of çekti. İkinci paketi açtı. Yine bir tane aldı içinden. Dudaklarına sıkıştırıp ucunu yaktı. Derin bir nefes içine çekerken arkasından önüne düşen bir gölge gördü. Umursamadı, içmeye devam etti. Bugün onun yalnız kalmaya yemin ettiği gündü. Ellerini arkasına yaslayarak ufka bakmaya devam etti. Arkasındaki gölge yanına oturdu. Araf'tı. Sessizce yandaki paketi alıp içinden bir tane de kendine çıkardı. Kaan'a elini uzattı. Kaan yanındakine bakmadan uzattı çakmağı. Araf elinden alıp yaktı ucunu sigaranın. O da derin nefesler eşliğinde içti sigarayı. Kaan ısrarla dönmedi, konuşmadı onunla. Araf ise ona uydu. Sessiz bir şekilde dertleştiler ama Kaan bir şeyi anlatmamıştı. Bu gözle anlatılacak bir şey değildi. Ama yine de sustu. Uğraşmak istemedi. Konuşacak mecal vücudunu bir saat önce terk etmişti. Gerçi Araf her şeyi biliyordu. Her şeyi biliyordu. Sessiz ama zekiydi. Gözlemlemesi bile kavramasına yeterdi. O da gözlemlemişti. Genellikle sormak istediklerini zaten diğerleri soruyordu. Yine aynısı olmuştu. Mina sormuş, Kutay cevaplamıştı. Araf ise gözlemlemişti, kıvrak zekası her şeyi onun için kolaylaştırmıştı. Bu da olayı çözmesi demekti. Tahminlerine göre Kutay'ın Mavi'nin yanından geldiğine Kaan şahit olmuştu. En önemlisi de Kutay geldiğinde Kaan yoktu. Arda ise Kaan'ın koştuğunu söylemişti. Kaan Mavi'nin yanında değilse ve dertliyse sahildeki kayalıklara çıkmış olmalıydı. Doğru da tahmin etmişti. Kaan ne zaman üzgünse, dargınsa buraya gelirdi. Derdi şu zaman kadar onu bu kadar zorlamamış olmalı ki ilk defa sigara içmişti ve ilk sigarası arka arkaya içtiği bir paket sigaraydı. 20 tane sigara durmadan içmişti. İlkiydi ve bu bir ilke göre haddinden fazlaydı. Ama Araf'ın yanında yapsaydı bunu yine Araf ona bir şey demedi. Normal bir gün olsa el koyardı ama normal bir gün değildi. Kutay'ı Mavi'nin evinden çıkarken görmüştü ve aldatılmış gibi hissediyor bile olabilirdi. Canından çok sevdiği kızın ilik kanseri olduğunu öğrenince de yeterince yıkılmıştı. Sigara içmesi gayet doğaldı ona göre.

Paket bitene kadar içmeye devam ettiler ama ikisi de suskundu. Geceyi yarıp geçen araba seslerinden çığlığı ikisi de duymamıştı.

MAVİ'DEN...

Geçen gece gördüğüm rüyanın tekrarını görmüştüm. Lakin tek bir fark vardı. Kızın üzerindeki beyazımsı kıyafetin üzerinde minik kan damlacıkları vardı.

Çığlık atarak uyanmıştım. Sesim açık olan pencereden mahalleye yankılanırken boğazım yırtılmış gibiydi. Çığlığım dinince ağzıma gelen metalik tat her şeyi gösteriyordu. Gerçekten boğazımı yara etmiştim. Elimi boğazıma atarak kendimi yatağın kenarına kadar çektim. Eğilip ağzımdaki kanı yere tükürürken boğazım kanamaya devam ediyordu. Arada ağzıma kan geliyordu. Bu yüzden kalkıp banyoya gittim. Ağzıma dolan kanı tükürüp ağzıma su aldım. Ağzımı çalkalayıp suyu tükürdüm. Birkaç defa bunu yaptıktan sonra sarsak adımlarla yerdeki kanı sildim. Odamdaki çöp kovasına fırlatıp tekrar yatağa girdim. Yorganımı üzerime çekerken gördüğüm küçük kan lekeleriyle duraksadım. Çığlık atarken ağzımdan kan mı çıkmıştı. Elimi kan damlalarına sürtüp çıkarmayı denedim ama olmadı. Silinmedi oradaydı. Daha sert elimi sürttüm, yine geçmedi, tekrar yaptım, ama yine olmadı. Sinirlerim bozulup ağlamaya başlarken dizlerimi kendime çekip öyle ağlamaya devam ettim. Ağlamaktan harap olmuşken telefonuma uzanmaya çalıştım. Elimi komodine atıp üzerindeki telefonumu almaya çalışırken elime yumuşak bir doku geldi. Şiş gözlerimi açmaya çalışıp elimin yakına baktım. Karanlıkta çok belli olmasa da uzun beyaz bir şey vardı. Daha iyi bakmayı denerken onun bir ilik olduğunu fark ettim. Elimi hızla çekerken tekrar koca bir çığlık attım. Korkudan tir tir titrerken karanlıktan o kızı gördüm. Odamın kapısının önünde dikiliyordu. Üzerindeki kan damlalarıyla süslü beyazımsı elbisesi yerli yerindeydi. Saçları yüzünü kapatıyordu. Korkudan nefesim kesilirken konuşmaya çalıştım ama acıyan boğazım yüzünden sesim çok kısık çıkıyordu ve bu benim canımı daha çok yakıyordu. Korkuyla yatakta geriye gitmeye çalışırken tekrar komodine uzanıp bu defa tek bir seferde telefonu elime aldım. Hızla Kaan'a mesaj yazarken yorganın altına girmiştim. Korkudan yazamazken karman çorman bir şeyler yazıp attım. Umarım görürdü. Ama ya hiç telefona bakmaz ise? Kaan'ı aradım hemen. O sırada başımı çıkarıp baktım. Yoktu. Nereye gitmişti bu? Tekrar kafamı sokarken yanımda uzandığını fark edince korkudan aklım çıktı. Gözlerim kocaman açılırken, nefes almayı unutmuştum. Öylece donup kalmışken telefon elimden kayıp yere düştü. Boş odada sadece telefonun sesi gelirken nefes bile alamadım. Telefon ararken ben donmuş kalmıştım. O sıra telefon açıldı. Kaan'ın sesi duyuldu. Sesi yorgundu.

"Efendim, Kırmızı Güzelim?" Nasıl cevap verecektim ben şimdi? Ne yapacağımı bilemeyerek konuşmaya çalıştım. Ama sesim çıkmadı. Yan tarafımdaki şey bana doğru hareketlendiği an kocaman bir çığlık attım. Telefondaki Kaan ise neye uğradığına şaşırmış olmalı ki bir an durdu. Sonra ise bağırdı.

O sırada bana sırıtarak bakan yaratık ile yüz göz olmak zorunda kalan ben ne dilimi yutmuştum.

KAAN'DAN...

Araf ile sigara içmeye devam ederken Mavi'nin aramasıyla oturduğum yerden kalkmıştım. Telefonu açıp konuşmuştum.

"Efendim, Kırmızı Güzelim?" Ama cevap gelmemişti. Ne diyeceğimi hesaplamaya çalışırken telefondan gelen çığlık sesi ile kayalıklardan adeta uçarcasına inmiştim. Tabi arkamda da Araf vardı. O da benim gibi koşarken soru dolu bakışları bendeydi. Ne olduğunu o da anlamıştı.

"Mavi ne oldu?! Mavi!" Bağırarak sorduğum soruya hiçbir yanıt alamamıştım. Motorlarımıza atlayıp son gaz ile Mavi'nin evine giderken paniktik. Benim kadar Araf'ta paniklemişti. Arada motor sarsılıyordu ama umursamadan sürüyorduk. Orospular yolu adam gibi yapmamışlardaki. Evin önüne geldiğimizde motoru kapatıp anında indim aşağı. Hızımla birlikte motor da devrilmişti. Yine umursamadım. Koşarak eve girdim. Merdivenleri üçer üçer çıkıp Mavi'nin odasına daldım. Mavi oradaydı. Yatakta bir şey ile kavga ediyor. Yumruklar savuruyordu. Hemen ışıkları açıp yanına koştum. Gördüklerim ile neye uğradığımı bilemezken öylece bakakaldım. Mavi olmayan bir şeye yumruk atmaya çalışıyordu. Gözleri açıktı. Ama bizi görmüyordu. Şu an her ne ise onu çok korkutmuş olmalı ki göz bebekleri genişlemiş, gözleri puslanmıştı. Temkinli adımlarla yanına yaklaştım. Eğer aniden uyandırırsam beni o zannedebilir ve onda kalıcı bir hasar bırakabilirdim. Yavaş adımlarla yaklaşık elimi ona doğru uzattım.

"Mavi, güzel sevgilim. Ben geldim." Diyerek elimi uzattım ancak çığlık attı. Çığlık atarken üzerime sıçrayan damlalarla damarlarım buz tuttu. Kandı. O damlacıklar kan damlacıklarıydı. Bağırmaktan boğazı mı yara olmuştu. Sinirlerimi yatıştırmaya çalışırken sol elimi iyice ona uzatım. Parmak ucumla tenini okşadım. Lakin hemen kendini geri attı.

"Şşşşş, sakin ol Kırmızı Güzelim." Biraz daha yaklaşıp elini avucuma aldım. korkuyla elini geri çekmeye çalıştı lakin. Elini alıp kalbimin üzerine koydum. Gümbür gümbür atan kalbim avucundaydı. Başta ellerini çekmeye çalışsa da sonra elini çekmedi aksine beni tanımış gibiydi.

"Kaan..." Mırıltı şeklindeki sesini duyduğumda hemen yanına kıvrıldım. Bir elimi belinin altından geçirip göğsüme çektim. Anından göğsüme sokuldu. Elleri çenesinin altında birbirine sarmalanmış bir şekilde bana sokulmuştu. Bunu gören Araf dışarı çıkmıştı. Ellerimle güzelimin saçlarını okşayarak başına bir öpücük koydum. Kollarımla onu sarıp sarmaladım. İyice kendime çektim. Dudaklarım başında öylecene yanında uzandım.

------------------

Merhaba Sevgili Okurlarım bugünlük bu kadardı.

Bölüm nasıldı? Beğendiniz mi? Ağlayan oldu mu?

Ha bu arada Araf ve Aysima'nın kitabı yani BAZILAR ve BİR TUTAM AŞK kitabımı okursanız sevinirim.

Sizleri seviyorum. Görüşmek üzere.

 

Bölüm : 20.01.2025 00:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...