Yorumlarınızı ve oy vermenizi bekliyorum aşklarım :)
Sabah yanağımdaki öpücükle gözlerimi açtım. Burak da yeni uyanmıştı. Bana kırılacak bir porselen gibi bakıyordu.
“Buraaak biraz daha uyusam ne olurdu ki?”
Moralim bozukken hep uyurdum çünkü düşünmem dururdu ama Burak buna engel olacak gibiydi. Hem saat daha erken olmalı çünkü uykumu hiç alamamıştım.
“Ablacığım kahvaltıya bekliyorlar bizi.”
Saate baktığımda on bire geliyordu ben hiçbir zaman bu kadar uyuyamamıştım. “Çok geç kalktık.” Umut bey laf eder miydi? Eski evimde babam biraz laf dokundururdu. Burak’a da soramamıştım. “Abla sen hazırlan ben aşağıdayım.” Burak odadan çıktığında bende üzerimi değiştirip aşağıya indim.
Aşağıda annemin üzgün bir şekilde Kağan’a sarıldığını gördüm. Ne oluyordu burada? “Oğlum bu hiç içime sinmedi.” İlgilenmiyormuş gibi gözükerek Deniz abime sarıldım. Benim geldiğimi anlayan ailenin hepsi günaydın dediler. “Günaydın.” diye mırıldandım. Kağan bana yandan yandan baktı. Anneme baktım. Burada ne olduğunu anlamıyorum. Annem bakışlarımdan anlamıştı açıklama yapmak ister gibi boğazını temizledi. “Kızım, abin bir aralar askeri timle gizli bir görev yapmıştı ve abini çağırdı. İlk yaptığı görev yerine gidiyor v-ve çok tehlikeli.” Yutkundum. Annemin göz altları ağlamaktan kırmızı olmuştu.
“Aleda bir süre olmayacağım süresi de belli değil. Telefon kullanımı da zorunda olmadıkça olmayacak.”
Kağan’ı umursamadım ama bir yandan da içim içimi kemiriyordu. Yanıma gelip bana kollarını açtı. “En azından bir kez sarıl.” Gözlerine tereddütle baktım ama sonra hayır diye mırıldandım. Kağan üzülerek yandaki bavulunu alıp peki mavişim diye mırıldandı. Kapıya çıktı. Annemlerin hepsi içerideydi çünkü uğurlamak bile onları üzüyordu zaten Kağan da istememişti. Tek ben peşinden gitmiştim. Tam arabaya binecekken “Kağan!” diye seslendim.
Kağan arkasını dönüp bana baktı.
“Efendim Aleda’m.” Gözlerinde umut vardı.
“Şey sana sarılmadım çünkü bana sarılmak için savaş. Canını koru. Geldiğinde sana sıkıca sarılacağım.”
Kağan afallamış şekilde gözlerime baktı sonra da gözlerindeki ışıltıyla sırıtarak arabaya bindi. Tabii ben biraz heyecanım yüzünden bağırarak söylediğim için içerideki Denizler de duymuştu hepsi bıyık altından sırıtıyordu bende duyduklarını anladığımı çaktırmadan yanlarına oturdum.
“Kızım yemek yemedin sen. Biz biraz atıştırdık.”
“Aç değilim sonra yerim annem.”
Ortama sessizlik çökmüştü. Aklımda dün gittikleri biyolojik olmayan babam vardı. Gene de Sarp abime ve ona zarar gelsin istemezdim. Gözümün ucuyla Alp’e baktığımda ellerinde kızarıklık vardı. Umut Bey’e baktığımda onunda ellerinde kızarıklık vardı. Sanırım kavga etmişlerdi ama zarar alan biyolojik olmayan ailemdi. Canım sıkılmıştı. Deniz abim neye üzüldüğümü anlamış gibi yanıma oturup bana sarıldı. Göz kırptı. “Güzellik korktuğun gibi bir şey olmadı sadece büyükler arasındaki küçük itişmelerdi tamam mı?” Bunu mırıldanarak söylemişti diğerleri duymasın diye. Mutlulukla abime baktım. “Teşekkür ederim Deniz abi.” Yanağından öptüm. O sırada despot Alp boğazını temizledi. “Anneciğim bizim Aledayla bugün işlerimiz var. Gökalp için ifade vermesi lazım baya gecikti.” Bir anda onu hatırlayınca korkmuştum bir de Alp’le birlikte gitmek istemiyorum. Alp’i istemediğim için Deniz abime döndüm. Ona tatlı olduğunu düşündüğüm bakışlarımı attım. “Deniz abi sen de gelecek misin?” Deniz abim bana özür diler gibi baktı.
“Abiciğim benim bugün nöbetim var yoksa gelmek isterdim ama ifadeni daha fazla gecikmemesi lazımmış. ”
Dudaklarımı büktüm. Hastaları vardı bir şey diyemezdim ama benim canım Furkan abim vardı değil mi?
“Olsun seni hastaların bekler. Benim yakışıklı mı yakışıklı Furkan abim de var. Furkan abi sen gelebilir misin?”
Furkan abime ıslak kedi yavrusu bakışlarımı attım. Deniz abim gibi bana üzgün bakışlarını gönderdi.
“Gelmek isterdim ama benim de bugün toplantım var. Aslında iptal edebili-”
Edebilirim diyecekken Umut bey araya girdi. “Olmaz bu toplantı için epey uğraştık hem Alp abin boşta kızım. Birlikte gidebilirsiniz.” Sanki bilmiyoruz boşta olduğunu diye mırıldandığımda Furkan abim kahkaha atmıştı. Ona dönüp dik dik baktım. Onların işi vardı ama benim Burkim de vardı. Burak’a tatlı tatlı baktığımda kahkaha attı ama aklına bir şey gelmiş gibi o da Furkan ve Deniz abimin yaptığı bakışı attı.
“Abla benim de okulum var. İstersen ekerim ama bugün sınavım vardı.”
Benim için zaten okulda devamsızlıkları olmuştu. Derslerine de odaklanamamıştı.
“Yok ablacığım gerek yok. Ekme şimdi derslerini hem sınavın da varmış.”
Yandan Alp’e bakış attım. İç çekip mecbur bu durumu kabullendim ve kafamı salladım.
“Üzerimi değiştirip geleceğim.”
Yukarıya odama çıktım. Üzerime ince bir sweat altıma da siyah tayt giyindim. Aşağıya indiğimde tek Alp vardı sanırım diğerleri toplu olarak çıkmışlardı. Alp gene takım elbisesini giyinmişti. Beni görünce. taytıma kaşları çatık uzun uzun bakmıştı. Biraz sinirli gibi duruyordu. Anlam veremedim zaten o hep sinirliydi.
“Bu olmamış. Kızların etek altına giydiği şeyden giyip çıkmışsın karıştırdın herhalde. Değiştir ben beklerim seni.”
Kaşlarım en derinden çatıldı. Bizim kim bilir Alp’le yolculuğumuz nasıl olacaktı? Birbirimizi öldürmeden tamamlayabilir miydik? Bence tamamlayamayacak gibiydik.
Yorumlarınızı ve oy vermenizi bekliyorum aşklarım :)
Sizce bölüm nasıldı?
Alp hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce bu yolculuk nasıl geçecek?
Alina hakkındaki düşünceniz nedir?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |