Oy Vermenizi ve Yorum Yapmanızı bekliyorum canlarım :) Satır arası yorumları ve sorularıma olan yanıtlarınızı bekliyorummm :)
Aleda Maver
Birlikte yemeklerimizi yemiştik. Biraz dinlenmek istediğimi söyleyip odama çıktım. Onlar aşağıda oturuyordu. Ailece. Bugün yemekten sonra babam gelmişti. Beni gene çok sevgili şirketi için belge çalmamı istemişti ben de kabul etmediğim için bileğimi sıkıp gitti. Sıktığı bileğim de şu anda morarmıştı ve ben evdekiler görmesin diye saklıyordum çünkü olay çıksın istemiyordum artık bıkmıştım yaşanan olaylardan. Biraz sakin bir gün geçirmek istiyorum.
Odamın kapısı tıklatılmıştı. “Gel.” İçeriye Alp girmişti. Bütün vücudum gerilmişti. Alp’ten korkuyordum gözü sevdikleri olunca epey bir dönüyordu. Korkutucu oluyordu. “Neden geldin odama?” Başını eğmişti. “Biliyorum beni sevmiyorsun zaten affetmeyeceğini de biliyorum Aleda ama gene de kendimi anlatmak istiyorum.”
“Seninle konuşmak istemiyorum. Odamdan çıkar mısın? Yorgunum.”
Yatağa uzandım. Üzerime pikeyi kafama kadar çektim belki gider diye ama gitmemişti. Yanıma gelip üzerimdeki pikeyi çekti. Bileğimden tutup bedenimi kendine çevirecekken ağzımdan istemsizce bir inilti döküldü. Canım yandı çünkü Alp, babamın morarttığı kolumdan tutmuştu. Alp kaşları çatık bana baktı ama kendi gücünün de farkında olduğu için emin olmayan bir şekilde gözlerime baktı. “B-ben çok sıkı tutmadım. Ben mi sıkı tuttum?” Cevap verememiştim. Bileğimden daha nazik tutup zorla üzerimeki kapşonlu sweatin kolunu sıyırdı. “N-ne yapıyorsun? Bırak bileğimi.” Bileğimin morluğunu görünce öfkelye baktı. “Bunu sana o mu yaptı?”
Eve gelenin kim olduğunu bildikleri için artık saklamama gerek yoktu.
“Hı hı ama acımıyor. Hem bu seni ilgilendirmez.”
Alp beni dinlemeden kucağına aldı. Delirdi mi bu adam? Beni bıraksın diye bağırıyordum ama Alp sadece merdivenlerden kaşları çatık iniyordu. Alp’in göğsüne vuruyordum ama onu etkilemiyor gibiydi. “Ellerin acıyacak güzelim, yumrukların etkilemiyor. Ayrıca bağırdıkça boğazına ve ses tellerine de zarar veriyorsun.” Öfkeyle ağzıma ne geliyorsa söylüyordum ama pek fayda etmemişti. Aşağıda annemi görünce ondan yardım istemeye başladım. “Anneee beni kurtar! Bu adam delirdi.” Annem de şaşkınca bakıyordu herkes gibi. “Abi ne yapıyorsun?” Burak beni dikkatlice kucağından almaya çalışıyordu ama Alp adımlarını daha da hızlandırmıştı. “Çekil abim. O it oğlu it bugün Aleda’ya verdiği acının mislini çekecek! Gidelim bir de bana zarar versin bakalım!”
Umut bey hemen Alp’in önüne geçti. “Ne demek zarar?” Gözleri endişeyle bana baktı. “Baba kolunu sıkmış. Bir de morarmış kolu. Hala nasıl evimizin önüne gelip ahkam kesip, Aleda’nın kolunu sıkabiliyor. Ona göstermeliyiz bir Maver’e zararın sonuçları nasıl olur diye. Korumalarla da ayrıyeten ilgileneceğim.” Umut bey anında beni Alp’in kucağından aldı ve kendimi Deniz’in kucağında buldum. Umut bey, annemin yanına gitti. “Evden çıkmasın Aleda. Artık yaptıklarının hesabını sorma zamanı geldi.” Ne demekti hesap sormak? Ben gene de zarar alsınlar istemezdim ki. Gözlerim doldu. “Zarar verecek bir şey yok. Farkında değildi bile. Bilerek bana zarar vermez. Hem size ne oluyor?” Herkesin bakışlarını üzerimde hissedince sustum. Hepsi öfkeden derin derin nefes alıp veriyorlardı. Burak bile elini yumruk yapmış bakıyordu. Kağan da dahil olmak üzere üçü birlikte çıktılar evden. Ben endişeyle Deniz’e baktım.
“Pişt korkma fıstığım hem merak etme sadece buraya bir daha gelmemesini sağlarlar. Gel birlikte uyuyalım.”
Ona sen ciddi misin gibi baktım. Bu ailenin her bir fertinin ben de dahil aklımızda bazı parçalarımız eksikti. Deniz tereddütümü görmüş olmalı ki kollarını bana sımsıkı sardı. “Artık onları düşünme yanında biz varız bebeğim.”
Doğruydu onlar da değerimi anlamalıydı artık babam bana çok kötü davranıyordu hem şirketinde ahkam kestikten sonra gelmez demiştim ama kapımdaydı. Artık kafa dinlemeye ihtiyacım var gibi hissediyorum.
“Peri kızım benim bir arkadaşımla Antalya’ya seminer için gideceğiz. Eğer sen de gelmek istersen birlikte gidelim. Sen de otelde tatil yaparsın?”
Deniz’e heyecanla baktım. Beni ne kadar iyi anlıyordu. Sanki akımı okuyor gibiydi. Her şey üst üste gelmişti ve biraz uzaklaşmak istemiştim ama bu sefer de annem için tekrar gelmek zorunda kalmıştım. “Evet yani olur ama rahatsız olursa-”
Deniz saçlarımdan öptü. “Ben rahatsız olmam peri kızım.” Burak’ın oflama sesi duyuldu. “İyi de ben gelemiyorum. Ablamla tatil yapmayı mı kaçıracağım şimdi?” Kıkırdadık. Burak’ın oturup bir ağlamadığı kalmıştı. Bir umutla aklına gelen fikirle annemize döndü. “Anne okula gitmesem olmaz mı?”
“Babanız böyle bir tatil planlıyordu çocuklar hem benim de testlerimin sonuçları açıklanmadan birlikte bir zaman geçirelim istedik.”
Kafamızı salladık. Burak da ben de geleceğim ablam sana kalmadı diyerek sevinç dansı yapıyordu. Deniz, Burak’ı süzdü. “Olmamışsın oğlum sen. Tahtan mı eksik anlamadım ki?” Burak kırgınca baktı. En büyük silahı annemizdi. Annemize döndü. “Anne duymadın mı oğluna ne diyorlar? Desene beni özenle yaptığını.” Annemle Burak’ın bu sözlerine kıkırdadıktan sonra annem dik dik Deniz’e baktı. “Oğlum sen anne terliğini mi özledin?” Deniz hemen inkar etti. Romeo böyle inkar etmemiştir. Kendi kendime güldüm. Deniz abimin omzuna başımı yaslayarak onların didişmesini izlerken gözlerim yavaşça kapanıyordu. Bir süre sonra Deniz abimin mırıltısını duydum. “İyi geceler peri kızım.”
“İyi geceler Deniz abi.”
Deniz abim bir anda hareket edince uyku sersemi gözlerimi açtım.
“Abi mi dedin sen bana?”
Kıkırdayarak kafamı salladım. Yanaklarımdan sulu sulu öptü. “Abin sevsin seni hem de çok sevsin.” Furkan abim iç çekip eliyle bizi gösterdi.
“İyi de Burki biz kaldık dış kapının dış mandalı gibi.”
Furkan abimin yakarışına Deniz abimle kahkaha attık. Annem de bizi gülümseyerek izliyordu. Gözlerinin içi bile gülüyordu. Furkan abim de geldi. İkisi bir bana sarıldığında kendimi çok huzurlu hissettim. “İyi de bu sefer ben kaldım.” Burak gene ofladı.
“Ablacığım seninle de yarın uyuruz olur mu?”
Burak ofluyordu. “Sen de abla beni sürekli ekiyorsun ama peki. Yarın hiçbir bahane kabul etmem. Hem anne bu kadar doğurmana gerek yoktu yani. Bak ablam bana kalmıyor.” Hepimizi güldürüyordu. Annem biraz utanmıştı. Bende uykuma yenik düşüp gözlerimi kapattım. Uykum ağır basmıştı. “İyi geceler tekrar.” İkisi de beni öperek iyi geceler dediler. Uçuyormuş hissi yüzünden uykumdan irkilerek kalktım. Salondaydık. Furkan abim ve Deniz abim bana sarılarak uyumuşlardı. Burak ve annem yukarıdaydı sanırım. İyi de beni kim kucağına almıştı ki. Kağan mı? Kaşlarım çatıldı.
“Kaldırdım mı?”
“Benim senin kucağında ne işim var?”
Benim sorumu takmamıştı. Bunlar Alp’le sessizlik modu mu bulmuşlardı? Kulakları duymayı mı bırakıyordu? Sinirle yüzüne bakıyordum. “Uykunu açma mavişim.” Yukarıya çıkarken uyku sersemi olduğum için gözlerim kapanmıştı. Odama geldiğimizde beni yatağa yatırdı. Burak da yatağımda yatıyordu. Normalde uyku problemi olduğu için ben geldiğimden beri benimle rahat uyuduğunu söylerdi bu yüzden yatağımda uyuyordu. Kağan da beni yatağa yatırırken Burak uyanmış beni kendine çekip göğsüne başımı yaslamıştı. Birlikte huzurlu derin bir uykuya daldık. Nedense içim de Kağan hakkında kötü bir his vardı.
Oy Vermenizi ve Yorum Yapmanızı bekliyorum canlarım :)
Kağan hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aleda hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce ailesine tutumu fazla mı sert?
Burakcığım hakkında ne düşünüyorsunuz?
VEEE EN BEĞENDİĞİNİZ KARAKTER KİMMM?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |