11. Bölüm

Bölüm 11

Nehir Rüya
nehirruya

Canlarım satır arasına yorumlarınızı bıraktığınızda beni çok mutlu ediyorsunuz ve yeni bölüm için beni motivelendiriyorsunuz. Lütfen devam edin. ❤❤❤

Oy vermeyi de unutmayın bebeklerim 😋😍

Ve şunu da unutmadan söyleyeyim öhö öhö bu bölümde çok eğleneceğiz ve yazarken en eğlendiğim bölüm bu bölüm olabilir:) Bu yüzden yorumlarınızı görmek istiyorum ❤

 

“Yunus sen salatayı yap ben Burak’a menemen yapacağım. Dün çok sevdiği bir yemek olduğunu söylemişti.”

 

“Tamam çirkin civcivim.” Yunus salata yaparken ben de menemen yapıyordum. Yarım saat sonra menemen de hazır olunca sofraya koydum. “Burak! Yunus! Gelin.”

 

“Tamam abla geliyorum.” Burak hala odada mıydı? Benim kuzum çok mu azar işitmişti acaba?

 

“Tamam çirkinim geliyorum.” Yunus ve Bulut da sofraya gelmişti. Burak menemeni görünce havalara uçmuştu. “Ablam beee kimin ablası buuu.” Kıkırdadım. “Senin ablanım beee.” Kapı çalmıştı. Yunus’a baktım. “Bu sefer kime haber saldın Yunus efendi?”

 

“Yok bu sefer ben de bilmiyorum.”

 

Yunus kapıyı açmıştı. Kağan’ın sesini duymuştum.

 

“Burak?” Burak’a tek kaşımı kaldırarak baktım. Bana ben masumum bakışları atsa da en çok o bakışları ben attığımdan suçlu olduğunu anlamıştım hem nereden bulsun beni yani. İçeriye tüm aile gelmişti. Kağan, Alp, Deniz ve Furkan gelmişti. Hepsi de ters ters Burak’a bakarak masaya oturdular. “Siz ne hakla buraya geliyorsunuz?”

 

“Yunus gel otur aşketom.” Yunus’u öksürük tuttu. Mırıldanarak kızım beni abilerine dövdürmeye çalışıyorsan doğru yoldasın. Biri avukatmış davasını açar diğeri doktormuş vurduklarını toplar öteki iç mimar teknik açılardan döver dedi. Kahkahamı tutamadım. Burak bile ufak sırıtmıştı. Ben kahkaha atınca hepsi daha da kaşları çatılmış Yunus’a baktılar.

 

“Siz evimizden gidiyorsunuz.”

 

Hepsi sanki olabilecekmiş gibi daha da kaşlarını çatıp sandalyelerinde hareket ettiler. Tek kaşlarını kaldırıp hepsi aynı anda “Evimiz mi?” dediler. Yunus yanımda üç buçuk atıyorlardı. Ben cevap vermeyince hepsi aynı anda bacak bacak üstlerine attılar. Yutkundum. Bunlara ne oluyordu? “Bu lavuk erkek arkadaşın mı?”

 

Yunus mırıldanarak Aleda istersen söyle. Yani beni bir daha görmek istiyorsan konuşmanın sırası sonra benim toprağımı üzerime atarlarken gitti dersin dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Haklıydı. Çok ciddi duruyorlardı. “Bu sizi ilgilendirmiyor ama Yunus’u sıkıştırmamanız için söylüyorum o benim kardeşim gibi gördüğüm biri. Şimdi evimizden defolup gidin.”

 

Kağan abim boğazını temizledi. “Abim bak biz sana çok iyi bir abi olamadık farkındayım. Ben seni tehdit ederek yanımıza getirdim. Alp abin hep senden şüphelendi ve kızdı. Biliyorum senin için zor günler oldu ama böyle düzensiz bir yaşam olmaz ki. Bizimle yaşa mavişim. Konuşmak istemesen de konuşmazsın ama yanımızda olman daha iyi olmaz mı?”

 

Kaşlarımı çattım. “Sizin yanınız daha güvensiz belki penceresiz aşağıda bir odada cezalandırım belki de kapıya konurum değil mi?” Kağan abim iç çekip gözlerime hüzünle baktı. “Bak bir zamanlar Güne-” Elimi masaya vurdum. Beni hep birileriyle kıyaslamalarından bıktım. “Ben Güneş değilim ya anlayın artık bunu. Tamam ben babam ve abimi benimseyerek geldim ama nasıl zarar verebilirim ki birine? Bana inanmadınız da.” Gözlerim dolmuştu.

 

Burak’ı gösterdim. “Burak tüm kalbiyle inanırken siz gözlerinizi kapattınız. Lütfen şimdi evden çıkıp gidin.” Hiçbiri kalkmıyordu. Sinirle yemeğime baktım. Bunlar da utanma arlanma da yok.

 

Bu sefer konuşmaya Alp başlayacakken Burak’ın tabağına menemen koydum. Yemeğe başladığım da onlar da susmuştu. Zevksiz bir şekilde yemeğimi bitirmiştim. Yunus mutsuzluğumu görünce sinirlenmişti. Burak da çağırdığına pişman olmuştu sanırım onunla konuşmam diye korkuyordu.

 

“Hadi artık. Sözde gerçek abileri olarak evimden çıkıp gidin. Ben karşınızda gördüğünüz kıza çocukken söz verdim. Senin mutsuzluğunun başladığı yerde ben gelirim ve mutsuzluğuna sebep olan kimse yanından kovarım diye. Şimdi siz bizim evimizden çıkıp gidiyorsunuz. Aleda da çağırmadan buraya gelmiyorsunuz.”

 

Alp abim öfkeyle ayağa kalktı.

 

“Sen bizi kovamazsın. Eyvallah kardeşimizle ilgilenmişsin sağ olasın ama bundan sonrasına karışamazsın. Biz kardeşimizi alıp gideceğiz.”

 

Kaşlarım çatıldı. “Ben senin nereden kardeşin oluyorum? Olursak ancak düşman oluruz biz. Şimdi çıkın gidin. Siz çıkmıyorsanız ben gideceğim.”

 

Kağan abim masadan kalkıp yanıma geldi. Belimden kendine çekip sımsıkı sarıldı. Bunu hiç beklemiyordum. Sinirlenip beni itmesini bile daha çok beklerdim. “Bırak beni.” Kollarından çıkmaya çalıştım ama pek işe yaramamıştı. “Tamam bizim için gelmiyorsun bari annemiz için gel.” Annemiz mi? Ne olmuştu ki biyolojik anneme? Merakla yüzüne bakıyordum. “Annemiz sen gittiğinde fenalaştı.

 

Merdivenlerden düştü durumu şimdi iyi ama bir rahatsızlığı var. Doktorlar kan testi aldı sonuçları için de bugün doktora gitmesi lazımdı ama gitmedi. Ben yıllardır beklediğim kızıma iyi bir anne olamamışım yaşamasam da olur dedi.” Yutkundum. Bence beni Gökalp gibi kandırıyorlardı.

 

Burak yanımdaydı annesi kötü olsa onun yanında olmaz mıydı? Yoksa o da beni sevdiği için gelmeyip sadece annelerinin yanında olmam için mi gelmişlerdi? Gözlerim dolmuştu. Bu kadar da olamazdı yani. Bu insan kullanmak değil de neydi? “S-siz bana kötü diyorsunuz ama sizin hiç kalbiniz yok?!”

 

Yunus hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir kıskançlık davamız oldu. Bence çok tatlılardı sizce?

Alp konusunda fikriniz nedir?

Burak hakkında fikriniz nedir?

 

Bebeklerim oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Yorum yapamıyorsanız lütfen oy vererek kendinizi gösterin. Çünkü kitabımın sevilmediğini düşünüyorum.

Bölüm : 27.12.2024 20:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...