Arabayı çok yavaş kullanıyordu. Başımı koltuğa yasladım ve yolun tadını çıkarttım.
Sonra bir anda babala konuşmamız geldi aklıma. Toygara döndüm. Bir yandan araba kullanıyor. Bir yandan da karnımı okşuyordu.
- Sevgilim. Dedim
- Efendim güzelim. Dedi ve elimi nazikçe öptü.
- Babam bisey söyledi de benim kafam karıştı. Dedim
- Ne söyledi meleğim. Dedi
- Bizim düğün günümüzde. Sen ablamla konuştun mu ? Dedim
Derin bir iç çekti.
- Bak güzelim seninle aramızda gizli saklı bir şey olsun istemiyorum. Bu yüzden sana karşı dürüst olucam. Dedi
Başımı hafifçe salladım.
Bir saniye kadar gözümün içine baktı ve sonra tekrar yola döndü
- O gece ablanı çağırdım. Dedi
Hiç ses çıkarmadan devam etmesini bekledim .
- Yaptıklarının bedelini ödetmek için ama onu öldürmedim. Enesi çağırdım. Enes te geldi aldı ve gittiler. Dedi
Afalladım ne diyeceğimi bilemedim.
- Toygar sen ne yaptın?. dedim gözünün içine bakarak.
Sinirlendi derin derin nefes almaya başladı.
- Bizim için yaptım Esra . Yaptıklarının bir bedeli olmalıydı. Dedi
- Yaşiyor mu ? Dedim panikle.
- Bilmiyorum. Dedi
Sonra birden direksiyonu iyice kavradi . Sinirini kontrol etmeye çalışıyordu besbelli.
- Ama benim asıl merak ettiğim ne biliyor musun? Dedi
Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Gözlerinin içine baktım.
- Ailenle benim aramda kalsan. Sana onca şey yapmalarına rağmen kimi seçerdin .dedi ve yine bir saniyelik kadar gözlerimin içine baktı.
Sustum cevap veremedim . Toygar başını bana çevirdi.
- Bende öyle düşünmüştüm. Dedi ve hızını giderek arttırdı.
Burnundan soluyordu . Eğer bir şeyler yapamazsam muhtemelen kaza olacaktı.
Kolunu tutum .
- Anlamıyorsun. Dedim panikle
Cevap vermedi . Kolnu giderek sıktım ve gözlerimi kapattım. Bana döndü ve hızını yavaşlattı.
Sonunda bir restoranın önüne geldik. Gözlerimi yavaş yavaş açtım.
Derin derin nefes alıyordu. Kolunu nazikçe bıraktım. Koltuguma geçtim. Tam kapıya elimi attım . Arabadan hızlıca indi ve yanima geldi .
Kapımı açtı. Yüzüme hiç bakmadan elimi tutu . Gözlerinin içine bakmaya çalıştım.
- Yapma böyle. Dedim sesim titreyerek.
Beni hiç duymuyordu sanki . Arabanın kapısını kapattı ve elimi tutu .
Hızlıca içeriye girdik . Ulas ve Gizem tam karşımızda oturuyorlardı . Onların hemen yanında Timur ve Selin de vardı.
Bizi görünce ayağa kalktılar. Yanlarına gittik ve hepsine sarıldık. Toygar sandalyemi çekti ve sonra tek kolunu masaya dayayarak yanıma oturdu.
Ulaş: Nerde kaldınız oğlum? Dedi
Toygar boğazını temizledi .
- Trafik işte oğlum bilmiyorsun sanki . Dedi zoraki bir gülümsemeyle.
Ulaş Toygarın omuzuna vurdu . Tek kaşını kaldırdı.
Ulaş: Ne oldu oğlum? Ne bu haller?dedi gözünün içine bakarak.
- Yok bisey yok. Eee siz anlatın bakalım. Nasılsın oldu ? Dedi göz kırparak.
Ulaş tek kolunu Gizemin beline attı ve kendine çekerek yanağından kocaman öptü.
Ulaş: Nasıl olduysa oldu oğlum sana ne ? Dedi kahkaha atarak .
Gizem kıpkırmızı oldu . Toygarın yüzüne bakmiyordu. Toygar Ulaşın omuzuna hafifçe vurdu.
- Hele bir kardeşimi üz bak bakalım kırılmadık kemigin kalıyor mu ? Dedi Gizeme baktı ve göz kırptı.
Gizem hafifçe gülümsedi. Ulaş kolunu iyice Gizeme sardı ve basini üzerinden öptü.
Ulaş: Sen delirdin mi? Ben nasıl üzerim onu .dedi ve sanki yapabilecekmiş gibi iyice kendine çekti.
Ulaş bize döndü tekrar.
Ulaş: Siz biseyler yediniz mi ? Dedi
Toygar hiç yüzüme bakmadan .
- Oğlum biz kahvaltı bile yapmadım. Dedi ve garsonu çağırdı.
Selin bana döndü.
Selin : Sen delirdin mi ? Bu saate kadar nasıl bir şey yemezsin ? Dedi gözlerini büyüterek.
Elimi hafifçe elinin üzerine koydum.
- Midem çok kötü bu yüzden yiyemiyorum. Dedim
Toygar pür dikkat bizi izliyordu. Kafamı hafifçe çevirdim. Hemen kafasını garsona dönderdi.
Ve ne var ne yok herseyi istedi . Gözünün içine baktım ama bana halla bakmiyordu.
Bir kaç dakika sonra garson siparişlerimizi getirdi. Göz ucuyla baktım ama midem yine çalkalanmaya başladı.
Kafamı hafifçe geriye attım ve Sandalyeye yaslandım. Herkes birbiriyle sohbet ediyordu. Bu yüzden fazla dikkat çekememeye özen gösterdim.
Toygar göz ucuyla arada bir bana bakıyordu. Sonra tabağımı eline aldı ve doldurmaya başladı.
Tabağın tam dolduğundan emin olduktan sonra önüme koydu ve sohbet etmeye devam etti.
Derin bir iç çekip doğruldum. Tabağında gördüğüm şeyle resmen agizim sulandı.
" KREP "
Tabagimi önüme geçtim ve iştahla yemege başladım. Agizima attığım ilk lokmayla resmen kendimden geçtim.
Kafamı bi kaldırdım herkes bana bakıyordu.
- Ne ? Dedim
Selin : Öyle bir yedin ki benimde canım çekti. Dedi gülerek.
Çatalima bir dilim parça kestim ve ona uzattım. Zevkle yiyişini izledim ve güldüm.
Timur hemen bir tabak krep sipariş etti. Selin gelen krepleri büyük bir iştahla yemege başladı.
Bende kendi tabağıma geri döndüm ki Toygarın beni izlediğini gördüm. Ama hemen kafasını çevirdi.
Timur gergin bir şekilde Toygara bakıyordu. Toygar geriye yasladı ve kafasını geriye attı.
Timur: Abi kosmamiz gereken birsey var. Dedi
Toygar kafasını hafifçe kaldırdı ve yüzüne baktı.
- Söyle işte oğlum yorgunum zaten. Dedi
Timur: Şey abi Sınırın orada birilerini yakaladık. Dedi
Toygar birden Sandalyeden dogruldu .
- Kimmiş öğrenebildiniz mi ? Dedi
Timur kafasını kasidi .
Timur: Abi Yiğitin adamları olduğunu düşünüyoruz. Dedi
Adını duyunca elimi istemsiz bir şekilde Toygarın koluna attım. Sonra yavaşça geri çekecektim ki elimi tutu. Yüzüne baktım hala bana bakmiyordu.
İç çektim ve diğer elimle krebimi yemege devam ettim. Toygar devam etti
- Öldüler mi ? Dedi
Gözlerinden ateş püskürtüyordu. Ulaş birden konuyu değiştirdi.
Ulaş: Hadi ama işi başka zaman da konuşabiliriz. Şimdi bizim zamanımız.dedi ve Gizeme sarılarak kadeh kaldırdı.
Tam kadeh bardağına uzandığım sırada Toygar hızlıca bardağı elimden aldı ve meyve suyu olan bardağı önüme koydu.
Bardakları havaya kaldırdık. Ulaş tek seferde dikti . Toygar neredeyse hiç içmedi . Morali çok bozulmuştu. Erdem koşarak yanımıza geldi.
Zar zor nefes alıyordu. Ayağa kalktik. Erdem nefesini biraz düzenleyince konuşmaya başladı.
Erdem: Abi A-aabi .dedi
Toygar Erdemin kolunu tutu.
- Ne oğlum söylesene.? Dedi
Erdem : Abi sınırın geçmişler . Durduramadık abi .dedi
Toygar birden arkasını döndü. Bize baktı.
- Kızları eve bırakırız bizde oradan gideriz . Dedi
Selin araya girdi.
Selin : Olmaz geç kalabilirsiniz . Bizim ev yakın ben götürürüm herkesi. Siz gidin .dedi
Toygar başıyla onayladı. Bana sadece bir saniye kadar baktı ve hızlı adımlarla çıkıp gitti.
Herkes çıkınca bizde arabaya bindik . Arka koltuğa geçtim. Midem deli gibi bulunmaya başladı.
Derin derin nefes almaya başladım. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Selin fark etmiş olcakki arkaya döndü elimi tutu
Selin: Sakin ol . Hersey yoluna girecek. Dedi
Sadece gülümsedim. Selin arabayı çalıştırdı ve yola çıktık. Aklım hala Toygardaydi umarım kötü bir şey olmadan dönerler.
Selin arabayı park etmeye başladı. Başımı yavaşça kaldırdım. Ne çabuk gelmiştik. Kapıyı yavaşça açtım ve temiz havayı içime çektim.
Mide bulantım biraz olsun dinmişti. Selin yanım geldi .
Selin: Hadi içeriye hava soğuk. Toygar abiden azar yemek istemiyorum. Dedi gülümseyerek.
Selin koşarak kapıyı açtı.
Selin : Evime hoş geldiniz . Dedi heyecanla.
Ağır adımlarla yanına gittim. Evin içi çok güzel döşenmişti. Bizimkine göre biraz küçüktü. Ama yinede çok güzeldi.
Salona girdim ve tekli koltuklardan birine geçtim . Yavaşça oturdum. Selin tam karşıma geçti. Gizem de yanimda ki koltuğa geçti.
Selin kafamız dağılsın diye konuşmaya başladı.
Gizeme göz kırptı.
Gizem: Ne ? Dedi
Selin : Hadi hadi söyle bakalım. Nasıl ikna ettin çocuğu. Dedi sinsice gülerek.
Gizemin yüzü kızardı.
Gizem: Ya Selin yaaa .dedi ve bana döndü.
Yardım istiyordu.
- Selin !! Dedim uyarı bir tonda.
Selin göz devirdi.
Selin : İyi tamam tamam. Dedi
Selin in bu haline güldük . Çok tatlı görünüyordu.
Sohbet muhabbet derken saat baya gitmişti. Aklım hala Toygardaydi umarım bir şey olmaz. Diye içimden geçirdim.
Aramak istedim ama sonra vazgeçtim. Mutfakta yemek hazirliyorduk kendimize . Bir anda kapı deli gibi çalmaya başladı.
Gizem ayağa kalktı.
Gizem: Savaş bu kokusunu alabiliyorum. Dedi
Koşar adım kapiya gittik . Kapıyı açtığımız da nefesimin kesildiğini hissettim.
Savaş kanlar içinde kapıda duruyordu. Gözümün içine baktı. Gizem hemen koluna girdi.
Selin : BU HALİN NE SENIN BÖYLE. dedi bağırarak.
Savaş kafasını kaldirdi.
Savaş: Ben iyiyim. Kurtları kovalarken oldu . Dedi ve kafasını geriye indirdi.
- Herkes iyi mi ? Dedim panikle.
Savaş yüzüme bakmiyordu. Bir terslik olduğunu anladım. Kalbime bir ağrı saplandı.
- KONUŞSANA HERKES IYI MI? Dedim sesim titriyordu.
Savaş: Yenge abim .dedi ve kafasını önüne eğdi.
Gözlerim dolmaya başladı. Bisey olduğunu biliyordum .
Agizindan çıkan iki kelime beni bitirmeye yetti.
Savaş: Yenge abim ağır yaralandı. Dedi........
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
48.19k Okunma |
2.21k Oy |
0 Takip |
75 Bölümlü Kitap |