Mutfağa geldik. Toygar yavaşça beni sandalye ye oturttu. Burnumun ucuna hafifçe vurdu.
- Uzun zamandır bir şey yemediğini biliyorum bebegim . Bu yüzden sana harika bir biftek hazırladım. Kokusunu aldın mı? Dedi tatlı bir gülümsemeyle
Havayı derince içime çektim. Ahhh evet yine o harika koku . Nasıl oluyorda bu kadar güzel yapmayı başarıyor. Diye düşünceye dalmışım ki beni seyrettiği aklımdan uçup gitmişti.
Kendinden memnun bir ifadeyle gözlerimin içine bakıyordu.
- Eveet yemeklerimi ne kadar sevdiğini çok iyi biliyorum. Ve evet ben harika bir aşcıyım. Dedi ukala bir şekilde.
Yanağıma uzunca bir öpücük kondurduktan sonra yavaşça geriye çekildi.
İki dakikada kısa bir sürede masaya bir servis açtı. Ve biftek ' i önüme koydu .
- Sen ? Dedim gözlerinin içine bakarak.
- Sen ye sevgilim benim hiç iştahım yok. Dedi
Yanımdaki sandalye yi yavaşça çektim ve kolundan tutum oturttum.
Şaşkın şaşkın yüzüme bakıyordu.
- Yok öyle benim iştahım yok . Ya sende yersin . Ya da ben de yemeği bırakırım .dedim net bir tavırla
Sandalyemin alt tarafını tutarak yavaşça kendine çekti. Yavaş yavaş yaklaşıp boynuma ince ıslak bir öpücük kondurdu. Burnunu sakin bir şekilde boynumda gezdirirken.
- Sen o çatalı bir bırak bak bakalım başına neler geliyor. Dedi boğuk bir sesle
Saçlarımı nazikçe geriye attı. Dikkatini dağıtmam gerekiyordu. Ne zaman işler çıkmaza girse böyle davranıyordu. Aklımı bulandırıyor, yapacağım şeyleri yapmama engel oluyordu . Bu sefer olmaz buna izin vermeyeceğim.
Bıçakla hatırı sayılır bir parça etti kestim ve catalima batırıp geriye çekildim.
- Agizini acar misin ? Dedim başımı hafifçe eğerek.
Tek kaşını kaldırdı ve
- Açmazsam ? Dedi alaycı bir şekilde
- Acmazsan kaçarım. Dedim
Bu çok saçma tabi ki kacamam . Neden böyle bir şey söyledim ki ? Ahh salak kafam. Diye içimden geçirdim.
Güçlü bir kahkaha attı. Sandalyemi daha çok kendine çekti aramızdaki mesafeyi sıfıra düşürdü.
- Kaç sana . Dedi sinsi bir gülüşle.
Sandalyem de kaybolacaktim neredeyse . Üzerimde kabarmaya başladı. Dönüşüm geciriken böyle oluyordu . Gözlerinin içine baktım.
- Şaka yapıyorsun değil mi ? Dönüşecek misin ? Dedim panikle
- Eğer istediğin buysa ? Dedi ve omuzları büyümeye başladı.
Sandalyeyi hafifçe yana kaydırdım ve tam bir adım attım ki . Kollarını belime sıkıca sarıp beni göğüsüne hapsetti.
Çırpındım kaçmaya çalıştım ama nafile kolları bir santim oynamadı. Kahkaha atmaya devam etti .
Sonunda pes ettim ve kollarımı gögüsüm de birleştirerek.
- Haksızlık bu . Bir adım bile atmama izin vermedin. Dedim mizmizlanarak
Kendini biraz olsun toparlayinca başını yavaşça eğerek.
- Değil bir adım. Bir santim bile benden uzak kalmana izin vermem. Şimdi sıra ödülüm de . Dedi dudaklarını yalayarak.
- Ödül mü ? Dedim
- Hı hı . Dedi başını sallayarak.
Biraz düşündükten sonra yavaşça yaklaşarak yüzlerimizi hizaladı.
- Öp beni . Dedi karanlık bir tonda.
- Sen ciddi misin ? Sadece yemek yemeni istedim ve sen.......dedim ama beni sanki duymuyordu .Gözlerini dudaklarıma dikmiş bakıyordu.
Yavaşça yaklaştı. Tam öpecekken kapı deli gibi çalmaya başladı. Toygar derin bir nefes alıp beni yavaşça sandalyeme bıraktı.
- Yemeğini ye küçük peri geri gelicem . Dedi ve hızla kapıya gitti
Kokusunu almıştım elbette. Erdem gelmişti. Ama benim aklım Yağız daydi . Yemek saati gelmişti . Yemeğimi yavaşça kenarıya çekip Toygarın arkasından hızlıca Yagizin odasına gittim .
Kapıyı arladim ve onun için hazırladıkları minik yatağın yanına gittim .
Mışıl mışıl uyuyordu bebegim . Yakışıklı oğlum benim tıpkı istediğim gibi babasının küçük kopyasiydi sanki .
Yanına yaklaştım ve minik ellerini nazikçe öptüm. Her ne kadar uyandırmak istesem de yemek yemesi lazım.
Ayak topuklarına canını açılmayacak şekilde, sadece uyandirabilmek için nazikçe vurdum. Bunu hastanede bir hemşire göstermişti. Eğer ben uyandirmazsam asla istifini bozup yemek dahi yemeden uyur gün boyu . Benim minik aslanım.
Minik ellerini yüzünde sevimli bir şekilde oynatmaya başladı ve ağladı.
Yatağın üzerine oturdum ve kucağıma aldım. Göğüsümü hemen yakaladı ve yavaş yavaş karnını doyurmaya başladı.
Erdem çoktan içeriye girmişti.
Erdem : Yemek mi yiyordun abi ? Dedi
- Yok be oğlum. Yavaş ol Yavaş hayvan yengen için hazırlamıştım ben onu . Dedi sinirle
Erdem : Yenge uyandı mı abi? Neyse sen yenisini yaparsın . Bu arada abi mükemmel olmuş . Dedi
Tabakların sesi geldi .
- Söyleseydin sana bir servis açardım. Dedi tekrar sinirle
Erdem : Yok abi yok ben sana bisey soylicem. Yengenin ailesi yine mezarın......dedi ve sesi kesildi .
Yagizin doydugunu anlayınca yavaşça kucağıma alıp odadan çıktım.
Toygarla göz göze geldik. Erdemin agizinı kapatmıştı. Elini yumruk yapmiştı belli ki dövmeye hazırlanıyordu.
Toygarı görmezden gelerek Erdeme döndüm.
- Sen az önce yengenin ailesi mi dedin ? Dedim Yagizin sırtını yavaşça ovaliyarak .
- Aileme ne oldu ? Dedim sesimi kontrol etmeye çalışarak.
Erdem panikle bir bana bir Toygara bakıyordu.
Erdem: Yenge ailen senin öldüğünü sanıyor. Dedi
Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.
- Sen delirdin mi kim neden söyledi. Nerden biliyorlar. Dedim panikle
Erdem cevap vermek yerine sadece yere bakıyordu. Toygara döndüm.
- Bizde bilmiyoruz. Dedi iç çekerek.
Sandalyelereden birinin üzerine çöktüm.
- Bu sefer beni hayatta affetmezler. Benim onları görmem lazım. Yaşadığımı bilmeliler. Dedim ve hızlıca ayağa kalktım. Ama Toygar beni geri oturttu ve Yağızı yavaşça kucagimdan aldı.
- Sakın!! Aklından bile geçirme. Evden dışarıya çıkmak yasak . Beni anladın mi ? Dedi Dişlerini sıkarak
- Ama .dedim sesim sanki fısıltı gibi çıkmıştı. Toygar o kadar keskin konuşuyordu ki . Tartışmak neredeyse imkansızdi .
Erdem araya girdi .
Erdem: Ama abi bizimkiler yolda . Ailesi öğrense ne olur ki....dedi ama Toygar oyle bir bakış attı ki Erdem anında sustu .
Tekrar bana döndü.
- Vampirler yaşadığınızı biliyorlar bebegim. Artık bizimkilerden saklamanın bir anlamı yok. Dedi
- Bencillik ediyorsun . Arkadaşlarımiz öğrenecek. Peki ya benim ailem. Dedim Gözlerim dolmaya başladı.
- Bencillik etmiyorum . Ailen sana yaşattıklarını bedelini ödüyorlar. Bir zamanlar sen acı çekiyordun. Bırak biraz da onlar üzülsün. Dedi
- Kızlarının yaşadığını bilmeye , torunlarını görmeye hakları yok mu ? Aynısını Yağız yapsa ne hissedersin? Dedim bir kaç damla yaş yanağımdan süzülerek aktı.
Toygar görmezden gerek . Arkasını döndü.
- Yağızı bu işe karıştırma. Doğru zaman geldiginde zaten öğrenecekler. Dedi ve tekrar bana döndü.
Yüzüme hiç bakmadan .
- Aileni görmeyeceksin Esra . Beni anladın mı? Dedi
Cevap vermedim .
- Beni anladın mi ? Dedi tekrar
Yutkunarak başımı yavaşça salladım.
- Güzle. O zaman sen burada Yagizla bekle . Ben herkese alıştıra alıştıra anlatacağım sen sonra gelirsin anlaştık mı? Dedi
Sesi yumusamiştı . Bana doğru bir adım attı ve göz yaşlarımı silerek alnımdan nazikçe öptü.
- Anlaştık mı? Dedi tekrar başını eğerek.
Yüzüne bakmadım. Başımı hafifçe salladım. Kapı çaldı. Dışarıdan sesler geliyordu . Toygar Yağızı kucağıma vermeden önce başını nazikçe öptü.
- Geri gelicem beni bekleyin . Dedi ve Erdemi de alarak mutfaktan çıktı........
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
48.19k Okunma |
2.21k Oy |
0 Takip |
75 Bölümlü Kitap |