Kendimi mezar taşına yasladım. Aklıma hamileyken ağladığı saçma sapan şeyler gelmişti.
Elimi nazikçe toprağa sürttüm. Gözümdeki yaşları silerek gülümsedim.
- Hatırlıyor musun meleğim hani kıyafetlerin üzerine olmamıştı diye mutfğa gelip boş yere ağlamıştın. Dedim . Hafifçe gülerek.
- Hatta ben kendi kazanımı getirice çocuk gibi sevinmiştin. Dedim acı dolu bir gülümsemeyle
Derin bir iç çektim.
- O günlere tekrar dönmeyi . O anları tekrar tekrar yaşamak için nelere vermezdim . Dedim
- Senin döktüğün tek bir göz yaşına ölürdüm ben . Dedim
Ayak sesleri geldi kulağıma. Arkamı hiç dönmeden gözlerimi ağır ağır kapattım.
Eray gelmişti.
Eray: Toygar yeter artık topla kendini . Dedi
Onu görmezden geldim ve başımı mezara yasladım.
Bir kadın sesi duyduk. Erayla göz göze geldik. Ağaçların arasından bir siluet belirli. Ahu hanım. Esranin annesi babasıyla çıkıp gelmişler .
Donuk gözlerle bir bana bir mezara bakıyordu.
Eray : Bir bu eksikti . Dedi mırıldanarak
Ahu hanım ağır ağır üzerime geldi . Gözleri dolmaya başladı. Yanima yaklaştı ve yüzüme çok ağır bir tokat indirdin.
Yakama yapıştı . Ağlamaya başladı.
Ahu : YAPTIGINI BENGENDIN MI ? dedi
Ahu : KIZIM NERDE ? BAK .dedi ve yere eğilip mezarın üzerinden bir avuç toprak alıp yüzüme fırlattı.
Ahu : SENIN YUZUNDEN TOPRAK OLDU ! SENIN YÜZÜNDEN KIZIMLA KÜS AYRILDIM ! dedi
Agizimi açtım ama boğazıma bir yumru oturdu sanki konuşmama izin vermedi .
- B- bben böyle olsun istemedim . Dedim fisildayarak
Göz yaşlarına boğuldu ve dizlerinin üzerine düştü. Onu yakaladım. Bende onunla beraber yere çömeldim.
Elini mezara attı ve nazikçe okşadı.
Ahu : DAHA YAVRUSUNA DOYAMADAN GITTI BENIM YAVRUMM. ANNEEEMMM . dedi ve mezara sarıldı.
Göz yaşlarımı sildim .
Gözleri bana kaydı.
Ahu : KESKE SEN ÖLSEYDİN. KESKE SEN ÖLSEYDİN. diye bağırdı.
Eray araya girdi .
Eray : Hanimefendi acınızı anlıyorum ama onunla bu şekilde konuşamazsıniz. Oda karısını ve oğlunun kaybetti . Dedi
Ahu : KIZIM ONUN YUZUNDEN BURDA ZATEN . SENIN YÜZÜNDEN KIZIMIN HAYATI MAHVOLDU. DEF OL . DEFOOOOL. dedi ve ittirerek .
- HAYIR!! HAYIR!! ONU BIRAKMAM. Dedim Eray omuzumu tutu .
Eray: Hadi kardeşim . Dedi ve beni çekmeye başladı.
Kolumu kurtardım. Mezarın üzerine atladım.
- HAYIR !! HAYIR ONU BIR KERE BIRAKTIM. BIR DAHA BIRAKMAM . dedim
Murat Esranin babası elini omuzuma attı.
Murat: Biraz konuşabilirmiyiz? Dedi mezardan başımı usulca kaldırdım ve başımla onayladım.
Ağaçların arasına daldık. Dikkatle Onu izliyordum . Durdu ve yavaşça arkasını döndü.
Gözleri kızarmıştı.
Murat: Sana çok teşekkür ederim evlat. Dedi
Şaşkın şaşkın yüzüne bakıyordum.
Ağlamaya başladı.
Murat: Ben o eve geldiğim zaman kızımı götürmeyi planlıyordum. Ama bisey fark ettim. Dedi
- Kızımı ömrü hayatı boyunca ilk defa o kadar mutlu gördüm. Senin sayende. Annesi va ablası ona öyle şeyler yaptılar ki , inan bana bilmek istemezsin. Dedi biraz duraksadı boğazını temizledi ve devam etti.
- Geçenlerde rüyamda gördüm onu biliyor musun? O kadar huzurlu görünüyordu ki....dedi sözleri boğazında düğümleniyordu.
- Onun bize veda edeceğini yani öleceğini hissettim sanki . Aramak sormak istedim . İnan bana . Ama yüzüm yoktu .dedi ve Göz yaşlarını elini tersiyle sildi
Ahu hanımı gösterdi.
- Ama şimdi kızını kaybetmiş bir baba olarak senden rica ediyorum. Lütfen izin ver yassimizi tutalım. Sonrasında sana söz veriyorum bir daha yüzümüzü görmeyeceksin. Dedi zar zor yutkunarak.
Başımı hafifçe salladım
Yanıma yaklaştı ve bana tıpkı bir baba edasıyla sarıldı. Sarilmasina karşılık verdim .
Geriye çekildi ve hafifçe gülümsedi.
- Tuhaf. Dedi Başını sallayarak
Anlamaz bir şekilde yüzüne baktım.
- Onun gibi kokuyorsun. Dedi
Dişlerimi birbirine kilitlendim ve ağlamamak için kendimi çok zor tutum.
Hiç bir şey diyemedim. Öylece yere baktım. Yanimdan yavaş yavaş uzaklaştı.
Ağır ağır ormana girdim . Eray arkamdan geldi.
Eray : Nereye gidiyorsun ? Dedi
Bakışlarımı ona çevirdim.
- Eve gidicem kardeşim. Vedat ve Savaşa söyle ben gelene kadar burda kalsınlar. Dedim
Eray: Tamam merak etme .
- Kimseye görünmesinler. Kimseyi rahatsız etmesinler . Dedim Murat amcayı göstererek.
Eray başını salladı. Ağır ağır eve dogru gitmeye başladım . Yaklaşık bir on dakika sonra evin önündeydim . Eve uzaktan baktım. Ayaklarım geri geri gidiyordu. Derin bir nefes aldım ve
Evin anahtarını çıkardım . Yavaşça deliğe soktum ve kapıyı açtım. İçeriye adımım atmaya cesaret edemedim .
Ev çok sessizdi. Çok boştu. Yavaşça içeriye sokuldum . Kapiya yaslandım. Evin her yerine , her santimine simişti kokusu .
Kendimi yavaşça yere bıraktım ve yine deli gibi ağlamaya başladım. Nasılda alistirmişti kendini böyle. Delicesine sıkı sıkıya.
Kendimi biraz olsun toparlayinca merdivenleri ağır ağır çıktım. Odamıza geçeceğim sırada bebegimizin odası çarptı gözüme .
Ayaklarımı zar zor hareket ettirdim. Bebegimizin odasına girdim.
Kapıyı yavaşça araladım. Oyuncaklardan birisini elime aldım. Ve sıkı sıkıya ona sarıldım.
Yere kıvrıldım ve gözlerimi kapattım.
Gecenin bir yarısı kapı sesiyle uyandım. Her tarafım tutulmuş yavaşça ayağa kalktım.
Ağır ağır aşağıya indim . Kapıyı açtım. Ulaş gelmişti.
Kapıyı açar açmaz Ulaş üzerime atladı ve sıkıca sarıldı.
Ulaş: Nasıl oldun kardeşim? Dedi
Onu içeriye aldım ve kapıyı yavaşça kapattım.
Derin bir iç çektim.
- Olabildiğince iyiyim. Dedim
Ulaş karşıma geçti. Omuzlarımı sıkıca tutu ve
Ulaş: Her zaman yanındayım. Biliyorsun değil mi? dedi Gözlerimin içine bakarak .
- Biliyorum kardeşim biliyorum. Dedim omuzuna hafifçe vurarak.
Ulaş : Ben sana bisey teklif edicem kardeşim. Dedi
- Ne ? Dedim
Ulaş: Gel ben seni Yurt dışına götüreyim . Orada yeni bir hayat kurarsın. Buraz kafa dinlemiş olursun. Dedi
Hafifçe gülümsedim ve elini yavaşça omuzundan indirdim .
- Benim karimla oğlum burdayken ben bir yere gitmem , gidemem .dedim
Ulaş: Sen bilirsin kardeşim. Ama ne zaman istersen gelebilirsin. Biliyorsun değil mi? Dedi
Hafifçe başımı salladım. Ulaş geri kapıya doğru gitti .
- Nereye oğlum daha yeni geldin? Dedim
Ulaş: Ufak tefek işler var kardeşim onları halledicem . Sen ne yapcaksın? İstersen benimle gel . Dedi
- Yok kardeşim ben Esranin yanına gidicem . Dedim
Ulaş başını salladı ve evden çıkıp gitti . Yukarıya çıktım. Hemen bir duş alıp odaya geçtim.
Dolabı açtım ki meleğimin o mis kokusu geldi yine burnuma . Onun giyindigi kazaklarımı dolabın bir köşesine sakladım. Benim için artık hazine degerindeydi.
Dolabı biraz daha karıştırdım ve üzerimi giyindim . Kazağı nazikçe öpüp okşadım ve dolabın kapağını yavaşça kapattım.
Anahtarı da alıp evden çıktım. Çocukken mezarlıkları hiç sevmezdim. Babala bir kere konuşurken agizimdan yanlışlıkla kaçırmışdım. Bana döndü ve
Baba : Orada sevdiğin yatıyorsan oranın havası bile başkadır oğlum. Dedişti . O zaman bu söylediğine pek aldırış etmemiştim. Ama şimdi çok iyi anlıyorum.
Esrama yaklaştım ufak ufak. Mezarın yanında kimse yoktu . Güzel. Dedim ve meleğimin yanına gittim .
Başımı yasladım ve yavaşça toprağı okşadim , öptüm. Göz yaşlarım yanaklarımdan istemsiz şekilde akıyordu.
Her seferinde alışırım sandım ama olmadı. Ölüm sana hiç yakışmadı güzelim. Diye geçirdim içimden.
Ağaçların arasından yine Eray çıktı. Derin bir iç çektim ve mezarın yanına uzandım.
Karşıma geçti.
Eray : Nasılsın kardeşim? Dedi
- Eray git başımdan nutuk dinleyecek halim yok . Dedim
Sesizce karşıma oturdu .
Bir on dakika kadar hiç ses çıkartmadan oturduk . Sesiz sesiz ağlıyordum . Eray önüne bakıyordu.
- Eray ? Dedim
Eray: Efendim kardeşim? Dedi Sesi titreyerek.
- Babası onu rüyasında görmüş biliyor musun? Ben hiç görmedim. Sence bana küsmüşmüdür? Dedim
Eray gözündeki yaşları sildi ve bir hışımla ayağa kalktı.
Eray: SENI APTAL GERİZEKALI. BIRAZ OLSUN SABIR EMEDIN . DEGIL MI ? dedi
Hiç yerimden hareket edemeden sadece yüzne baktım.
Eray : BOŞ MEZARA SARILMAYI BIRAK SENI GERİZEKALI...........
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
48.19k Okunma |
2.21k Oy |
0 Takip |
75 Bölümlü Kitap |