On dakika önce
Toygar
Merdivenleri yavaş yavaş inip arka bahçeye çıktım. Aklım Ulaş da kalmişti gidip onu bulmama gerekiyor. O kadar düşüncelere dalmışım ki Erdemin yanıma geldiğini bile anlamadım.
Koluma hafifçe dürtüp
Erdem: Abi? Dedi
- Efendim? Dedim
Erdem: Dalmışsin . Dedi
- Haa şey ya önemli bir şey değil. Ulaş öyle birden çıkınca merak ettim. Dedim
Erdem : Ben nereye gittiğini biliyorum. Dedi
Ona doğru döndüm.
- Nerde peki ? Dedim
Erdem : Ağaçligin oraya doğru gitti abi . Dedi
- Aferim oğlum. Siz burda kalın ben bi bakıp geliyorum. Bisey olursada mutlaka bana haber verin .dedim
Erdem: Tamam abi. Dedi başını sallayarak.
Hızlıca bahçeden çıktım ve Ağaçliga gittim . Yaklaşık bir kn dakika sonra buldum onu .
Uçurumun kenarına oturmuş öylece duruyordu .
Yanına gittim ağır adımlarla. Geldigimi fark etmiş olacak ki Duruşunu dikleştirdi.
Ulaş: Geç kaldın. Dedi
Yanına gidip oturdum .
- Ben asla geç kalmam kardeşim. Zamanı gelmemiştir . Dedim gülerek.
- Orada ne olduğunun anlaticak misin ? Dedim yüzüne bakarak.
Derin bir iç çekti bir kaç saniye durdu .
Ulaş: O benim eşim. Dedi buruk bir sesle.
- Ne güzel işte buldun eşini daha ne istiyorsun? Dedim
Ulaş: Korkuyorum Toygar. Ya bende babam gibi pislik biri olursam . Bunu ona yapamam . En mantıklısı ondan uzak durmak . Dedi
Elimi omuzuna koydum.
- Sen baban gibi değilsin ve aslada olmayacaksın. Gizemi yıllardır tanıyorum çok kırılgan bir kiz Bunu ona yapma . Dedim
Ulaş : Ya ona zarar verirsem . Dedi
- Böyle bir şey asla olmayacak. Bunun için yaninda olucam . Sadece bende değil herkes . Yanliz değilsin. Dedim
Icini rahatlatmaya çalıştım.
Ulaş: Bilmiyorum. Dedi ve saçlarını karıştırdı.
Elimi dizine koydum .
- Sana kendimden örnek vereyim mi ? Dedim gülerek.
Ulaş bana baktı ve hafifçe başını salladı.
- Benim Esra dan önce çok kötü kötü bir hayatım vardı. Eğer sürü olmasaydı hiç düşünmeden kendimi öldürürdüm. Annem ölmüştü. Babam ölmüştü. Kardeşim dediğim çocuk sürekli beni suçluyordu. Yani kısaca berbat bir hayatım vardı.
Ama bir gün.... ahhh işte o gün dünyama minik bir kelebek girdi. Kapkaranlık dünyama ışık oldu . Geldi ve kalbimde kocaman bir taht kurdu. Oda yetmezmiş gibi birde onun sayesinde minik bir aslanım olacak . Eğer bende senin yaptığın gibi Esrayi görmezden gelseydim bu duyguları asla yaşayamayacaktım . Dedim Gözlerinin içine bakarak
Ulaş biraz duraksadı.
- Seni zorlayamam kardeşim. Ama bunu kendine de o kıza da yapma . Ben seni tanımıyorum sen asla baban gibi değilsin ve olmayacaksın. Dedim .
Telefon çaldı. Hemen elime aldım.
《 Selin 》 Arıyor......
- Efendim Selin? Dedim.
Selin: Abi nerdesin ? Dedi
- Ulaşın yanındayım. Bişey mi oldu .dedim
Selin : Şey abi Esra söylememi istemedi ama benim içime sinmedi. Dedi
- Söyleyecek misin artık Selin? Dedim
Selin: Abi Esra nin sancısı oldu yine. Yani şimdi uyuyor ama gelsen iyi olur . Dedi
- Tamam kardeşim hemen geliyorum. Dedi ve telefonu kapattım.
Apar topar kalktım. Ulaş ta benimle beraber kalktı .
Ulaş: Ne oldu oğlum? Dedi
- Benim eve gitmem lazım. Dedim telaşla
Ulaş: Dur bende geleyim yanliz gitme. Dedi
Yaklaşık bir on dakika sonra eve gelmiştik. Kapıyı hızlıca açıp merdivenleri çıktım. Ulaş aşağıda bekliyordu.
Selin kapini önünde duruyodu. Gizem de gergin bir şekilde yanında duruyodu.
- Ne oldu nasıl oldu . Ben sizin yanınıza bıraktığımda iyiydi. Dedim
Gizem araya girdi.
Gizem: Benim yüzümden abi . Dedi
Selin araya girdi.
Selin: Yok öyle bir şey abi çok stres yaptı muhtemelen o yüzden oldu . Dedi sinirle Gizeme baktı
- Tamam siz aşağıya inin ben bi bakıp geliyorum. Dedim ve ikisini aşağıya yolladım.
Odanın kapısını yavaşça açtım. Başını yatağın başlığına dayamış uyuyordu. Yanına yaklaştım.
Biseyi yok gibi duruyordu. Onu uyandırmak istemedim .
Başını yavaş bir şekilde yastığa indirdim. Üzerini de örtükten sonra ufak bir öpücük kondurdum sesiz adımlarla tekrar odadan çıktım.
Merdivenleri ufak ufak indim . Timur aşağıda beni bekliyordu. Yanıma geldi.
Timur: Yenge iyi mi abi Selin biseyler söyledi . Dedi
- İyi olucak . Dedim gülümseyerek
Timur kafasını kasidi .
Timur: Abi benim seninle bir şey konuşmam lazım. Dedi
- Tabi seni dinliyorum. Dedim
Timur: Abi sirasi olmadığının farkındayım ama sürü giderek huzursuzlanmaya başladı. Dedi
- Ne oldu oğlum? Dedim
Timur: Abi uzun zamandır ava çıkmadık. Ve yiyeceğimiz giderek azaltıyor. Sürüyü kontrol etmek giderek zorlaşıyor. Dedi
Doğru söylüyordu nerden baksan üç aydır ava cikmamiştik. Melegimi bu şekilde bırakmak istemiyorum ama sürüye de bakmam gerekiyor. Timura döndüm.
- Herkese haber ver yarın gün doğumunda çıkacağız. Dedim
Bu işi ne kadar erken halledersek eve o kadar hızlı döneriz.
Timur: Tamam abi. Dedi
- İyice dinlenin. Ne kadar erken halledersek bizim için o kadar iyi olucak . Kızlar gelmeyecek. Arda ve Savaş kızlarla beraber kalacaklar. Onları burada yanliz bırakmayız. Olabilecek en hızlı şekilde gidip geleceğiz. Dedim
Timur hafifçe başını salladı.
- Güzle şimdi gidin yarın erkenden bekliyorum. Dedim
Timur: Tamam abi .Ve bahçeye doğru gitmeye başladı. Bende ona eşlik ettim . Herkesi gönderdikten sonra tekrar eve girdim . Kapıyı sıkıca kapattıktan sonra merdivenlere doğru gittim.
Hızlıca çıktım bir an önce meleğimin yanına gitmek istiyordum . Kapının önüne geldim be yavaşça kolu indirdim.
Banyoya gittim hafif bir duş aldım ve odaya geri döndüm. Yatağın üzerine yavaşça kendimi bıraktım. Melegim hala uyuyordu. Tek kolumu belinin altından geçirdim ve kendime çektim.
Hafifçe açtı gözlerini alnına ufak bir öpücük kondurdum.
- Sen ne zaman geldin ? Dedi ve kalkmaya çalıştı.
- Hayır hayır uykunu açma. Dedim ve kendime doğru iyice çektim.
Burnumu hafifçe burnuna sürttüm .
- Nasil oldun bakalım? Dedim
Gözlerime baktı mahcup bir şekilde.
- Neden bana söylemlerini istemedin ? Dedim
Elleriyle yüzümü hafifçe okşadı.
- Seni endişelendimek istemedim sevgilim. Dedi
Ellerinin icini hafifçe öptüm.
- Ne olursa olsun bana söyle. Senin ve bebeğimizin sağlığı benim için herseyden önemli. Dedim
- Özür dilerim. Dedi
Burnunun üzerini hafifçe öptüm.
- Özür dileme . Kendine dikkat et yeter . Dedim gülümseyerek
- Tamam . Dedi ve kafasını boynuma gömdü.
Çok dikkatli bir şekilde belini iyice sardım ve üzerimizi örttüm. Kafamı saçlarına gömdüm ve gözlerimi kapattım.
Esra
- Yavrum . Melegim . Güzelim. Dedi yüzme düşen ufak öpücükler hissedim.
Son olarak yanağıma bastıra bastıra bir öpücük bıraktı.
- Hadi güzelim uyan artık. Dedi boğuk bir sesle.
Gözlerimi hafifçe açıp cama baktım. Güneş yeni yeni doğuyordu.
- Biraz daha lütfen. Daha çok erken. Dedim mizmizlanarak
Alnımı öptü.
- Olmaz güzelim. Yeterince geç kaldım. Dedi
- Nereye geç kaldın ki ? Dedim
- Şey güzelim. Biz bugun ava çıkacağız. Dedi
Biraz durdum ve yataktan oturur bir pozisyona geldim.
- Herkes gelicek mi ? Dedim
- Kızlar burda seninle kalacaklar. Birde Savaş ve Arda da sizin yaninizada olucak . Dedi
- Bende gelsem olmaz mi ? Hem benim yüzümden kimse avdan geri kalmamış olur . Dedim
Toygar gözlerimin içine baktı.
- Olmaz güzelim senin dönüşümün çok riskli. Biraz daha sık dişini sana söz veriyorum. İlk avını beraber yapacağız. Dedi
Derin bir iç çektim.
- Tamam . Dedim
- Aferim benim güzel karıma. Dedi ve alnımdan öptü.
- O zaman sen hazırlan bende kahvaltımızı hazırlayayım. Dedim
Tam kalkacakken beni tutu.
- Ben çoktan hazırdım meleğim. Sen üzerini değiştir bana yeter. Dedi
Yanağına ufak bir öpücük kondurdum ve banyoya gittim. Üzerime rahat bir şeyler giyinip odaya geri döndüm.
Toygar beni tutu ve hafifçe çevremde dönderdi.
- Çok güzelsin sevgilim. Dedi
- Teşekkür ederim. Dedim
- Hadi aşağıya inlelim bizimkiler gelir birazdan . Dedi
- Tamam . Dedim ve yavaşça koluna girdim.
Merdivenleri yavaşça indik ve mutfağa gittik . Hersey gerçekten çok güzel duruyordu.
Aradan bir iki dakika geçti ve herkes geldi . Muhabbet sohbet derken gitmek için ayaklandilar . Toygar yanıma geldi ve belime sarıldı.
- Dikkat ol tamam mı güzelim. Seviyorum seni. Dedi ve hafifçe alnımdan öptü.
- Sende dikkatli ol . Seviyorum seni. Dedim ve yanağından öptüm.
Elini karnıma attı. Hafifçe okşadı.
- Anneyi üzme tamam mı oğlum baba hemen gelicek . Dedi ve kapıya doğru gittik .
Toygar son kez bana sıkacak sarıldı. Boynuma ufak bir öpücük bıraktı.
- Görüşürüz melegim. Dedi
- Görüşürüz bebegim. Dedim
Herkesi topladı ve hızlıca ormanın içine girdiler . Bizde kendi aramızda eğleniyoruduk. Saat yine çok geç olmuştu . Toygarlar hala gelmemişti. Aramak istedim ama rahatsız etmek istemedim . Vazgeçtim.
Hava kararmışti zamanin nasıl bu kadar hızlı geçtiğini anlamamıştım. Savaş güzle bir film açmıştı. Üzerime biraz atıştırmalık dökülünce değiştirmek için yukarıya çıkacaktım.
Merdivenleri yavaş yavaş yarıladım ki kapı çaldı. Birden arkamı döndüm. Savaş salondan girişe geldi .
Savaştan sonra Arda Selin ve Gizem de geldi . Herkes çok tedirgin duruyordu.
Savaş: Ben bakarım. Dedi ve koşar adım kapiya gitti.
Toygar değildi. Onun kokusu değildi çünkü. Herkes çok tedirgin duruyordu.
Savaş kapıyı açtığında gözlerime inanamadım. Agizim açık bir şekilde kapıya bakıyordum .
Arda bana döndü.
Arda : Tanıyor musun yenge ? Dedi
Gözümü kapıdan ayırmadan cevap verdim.
- Baba.........
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
48.19k Okunma |
2.21k Oy |
0 Takip |
75 Bölümlü Kitap |