leylanın anlatımıyla
sonunda eve gelebilmiştik
- Banyo yapmak ister misin ? dedim sayeye
utanarak başını salladı
- gel o zaman kıyafet seçelim dedim
gidip odasının çekmecelerinden ona kıyafet seçtik
ardından küveti ılık bir suyla doldurmaya başladım
- Burda durayımmı ? dedim
- olur dedi
küvet köpüklerle dolduğunda ben ona bakmadım ve o hızla içine girdi
- saçlarını yıkayayım mı ? dedim
- olur
saçını yıkamaya başladım
simsiyah ince telli uzun saçları vardı
saçlarını yıkadığımda minik havlusuna sarıldı ve onu odasına götürdüm
kıyafetlerini de giydiğinde saçlarını kurutmaya başlıyacaktım ki
- ben kurutayım mı ? bu ses kaana aitti " sen yoruldun git dinlen "
ben kalkıp giderken kaan onun yanına geçmişti
bir saat sonra yanlarına döndüğümde onlar saç kurutma işlemini vitirmiş aşağıda oyun oynuyorlardı
evet komutan kaan kandemir kızıyla oyun oynuyorudu
gülümseyerek yanlarına oturdum ve elimle sayenin saşlarını yokladım
- iyi işçilik dedim hiç ıslak yeri kalmamıştı
- tecrübem var dedi evet benimde saçlarımı kurutuyordu
- leyla dedi saye ikimizde ona döndük " beni hiç bırakmayacaksınız değil mi ? onlar gibi yapmayacaksınız "
- Asla dedi kaan " asla seni bırakmayacağız "
- söz veriyorum dedim " seni hiç yalnız bırakmayacağız "
sabah :
gözlerimi ağır ağır açtım ve doğruldum
kaan hala uyuyordu sabahlığımı giyip sayeyi kontrol etmeye gittim
o da uyuyordu
terasa çıktığımda kar yağdığını gördüm
bu aylarda kar pek yağmazdı
terasın kapılarını kapatıp hemen içeri girdim
gamzenin aradığını gördüm
hızla görüntülü aramayı açıp aşağı indim
- naber aşkım ? dedi gamze keyfine diyecek yoktu
- aşkım falan ? dedim sorgulayarak " ne oldu ?"
- yok ya seni gördüm günüm güzelleşti dedi
- yok yok bir şey olmuş dedim telefonu tezgaha koyup kahvaltı hazırlamaya başladığım sırada
- yani klasik aslında dedi
- ne oldu söyle bakayım dediğimde elimdeki salatalığı doğramaya başladım
- leyla ben cidden aşık olmuşum
- Ne ? dediğimde parmağıma bulaşan kanı gördüğümde havaya bir küfür savurdum ve hızla gidip peçeteye sardım
- leyla ! dedi telaşla " ay ne dedim sanki ! "
- kızım aşık olduğunu yeni mi fark ettin ! dedim sinirle
- yoo
- sen gerçekten salaksın ya dedim parmağımı yıkayıp yarabandı yapıştırırken
o sırada kaanın aşağı inme seslerini duydum
salatalığı doğramaya devam ettim
- erkenciyiz gül bahçem ?
- erköncüyüz gül bohçem ! gamze onu taklit ettiği sırada kahkaha attım
- ayrı eve çıktık senden kurtulalım diye hala kurtulamadık mı ? dedi kaan
- kurtulamassın oğlum benden ! dedi gamze " ama abini elinden alacağım ! "
- ne ! dedi kaan
- hadi leylacım öptüm görüşürüz ! dedi gamze ve telefonu kapattı
- bu neydi şimdi ? dedi kaan
o sırada telefonum denizin aramasıyla çalamaya başladı
- efendim dedim gülerek
- şimdi gamze burdaa değilken acil bir şey söylemem gerekiyor ! dedi " gamzeye yüzük alacağım benimle gelir misin ? "
- HA !
- HA !
- ne oluyor ya ?
- abi ! dedi kaan " ne olursun şu kararını sorgula gözünü seveyim ! "
- saçma sapan konuşma kaan !
- gitti diye fısıldadım " kardeşim gitti ! "
- lan nereye gidiyor !
2 saat sonra :
Evet şuan denizle birlikte gamzeye yüzük seçiyorduk
içim acıyordu denizi burda bir kaşık suda boğabilirdim
- tamam eminim bu dedim şaşalı bir yüzüğü gösterirken
- bak emin misin beğenir değil mi ? dedi
- ula eminim !
- tamam tamam abi bu ne zamana hazır olur ?
- 1 saate alabilirisiniz
oradan çıktığımızda soruları mı sıralamaya başladım
- nasıl yapacaksın ?
- onun restoranında dedi " akşam yemeği hazırlattık "
krize girecektim ya
şimdi gamzeyi anlayabiliyordum
eve geçtiğimde kaan ve sayeye baktım
köpeklerle oynuyorlardı
- saye adlarını koydu !dedi kaan
- aa dedim " ne koydun ? "
- kız olan şila dedi " erkek olan rex beğendiin mi ? "
- tabiki beğendim dedim
daha küçükken hayvanlara alışması çok önemliydi ve oldukça güzel alışmıştı
- saye dedim " okula gitmek ister misin ?"
evet şuan bekletiyorduk ama başlasa iyi olurdu
- isterim dedi
- gerçekten mi ? dedi kaan
- evet dedi saye
akşam :
evet hazırlanmıştık
evden çıktığımızda hızla gamzenin restoranına gittik
hepsi gelmişti
- hoş geldiniz ! dedi gamze
masaya geçtiğimizda çaktırmadan denize baktım
koca adam stresten kıpkırmızı olmuştu
- bu niye bu gün böyle ? dedi abim
- bilmem dedim " belki de korkması gereken şeyler vardır "
bir kaç dakika sonra planı devreye sokmak zorunda kaldım
- gamze ! dedim bir anda " acil ayağa kalk çabuk ! "
- ne oluyor lan ! dediğinde hızlıca bana döndü ve ayağa kalktı
o sırada deniz hızlı bir hareketle arkasında dizlerinin üzerine çöktü ve yüzüğü çıkarttı
- şimdi arkanı dön dedim
arkasını döndü
- yok artık diye fısıldadı
- ooooo !
- oooooo!
abim morarmaya başlarken gözlerim doldu
- benimle evlenir misin ?
hayır dese ne olurdu acaba ?
- evet dedi gamze ve tekrarladı " evet !"
masada büyük bir alkış koparken yüzük gamzenin parmağına takıldı ve ikisi sarılırken ellerimle yüzümü kapattım
- güzelim ? dedi kaan hayretle " ağlıyor musun ?"
- lan leyla ! dedi gamze " bak evleniyorum ! "
kızarmış yüzümle ayağa kalktım
- ama dedi gamze " ağlarsan evlenemem ki "
- ne ? dedi deniz " ağlarsa evlenemez misin ?"
- gel buraya dediğimde hızla gelip bana sarıldı
artık o da ağlıyordu
- bir dakika bir dakika ! dedi abim " bana sordunuz mu ? "
- istemede sorarız dedi deniz
ardından denize sarıldım
herkes onlara sarılırken ben geri yerime geçtim
çok mutlu olsunlar
ne olursa olsun çok mutlu olsunlar
selin ayağa kalktığında bir anda gözleri kapandı eli masaya tutunmaya çalışırken abim hızlı bir hareketle onu tuttu
-anne ! dedi ceren korkuyla
- selin ! dedi abim korkuyla " ne oldu ? "
- bir şey yok dedi selin " başım döndü sadece "
- dur sen dur dedi gamze ve gidip yerinde ona sarıldı
abimin yüzünde ki endişe inanılmazdı
- bir şey yok dedi selin hızlıca " hızlı kalktım ondan oldu "
yazarın anlatımıyla
herkes göreve çağrılmıştı
o evlenme teklifiden hemen sonra haber gelmişti
- dikkat edin dedi gamze göz yaşlarını tutamazken
- ağlamak yok dedi deniz ve yüzünü avuçları arasına aldı
- evet dedi derya " bize bir şey olmaz hep gittiğimiz yer "
onlar vedalaşırklen leyla kaan ve saye vedalaşmaya çalışıyordu
- anneanne ve babanne de var dedi leyla " bir kaç gün onlarla kalacaksın sonra da geleceğiz tamam mı ? "
sayenin gözleri doldu
- söz veriyorum geri döneceğiz dedi kaan
- beni bırakmayın ! dedi saye ve ağlayarak onlara sarıldı
yavuz ise ceren ve selinle vedalaşmaya çalışıyordu
- dikkat ediyorsunuz dedi yavuz " geleceğim tamam mı babacım ağlamak yok "
- dikkat edin dedi selin
selin kapıya onu götürdü
- selinim dedi yavuz " eğer olurda şehit olursam-"
- vatan sağ olsun dedi selin
evet artık gidebilirlerdi
1 gün sonra :
ölüm timinin görevleri gayet iyi gidiyordu
selin ve ceren gamzelere geçmişti
- selin dedi gamze korkuyla " bir şey olmaz değil mi ? "
- merak etme hiç bir şey olmayacak dedi selin " ama eğer olursa "
- olmasın dedi gamze korkuyla
- vatan sağ olsun gamze dedi selin o da eski bir askerdi bunun ne demek olduğunu biliyordu
- ben biraz hava alacağım dedi gamze
- bekle beraber çıkarız cereni şebnem ablalara bırakayım hem sayeyle de oynar
- ben biraz sahile ineceğim dedi hayat
- tamamdır ama haber ver tamam mı ? dedi gamze
- merak etmeyin dedi hayat ve kapıyı çarpıp çıktı
gamze eve selin çıkıp cereni şebneme bıraktı
görevde olan ölüm timinde bir değişiklik yoktu
taki bomba sesi gelene kadar
hepsi hızla eğildi
hayat sahile inmek için kulaklıklarını takmış kafasını rahatlatmak için sahile iniyordu
oralarda kimse yoktu
- hayat dedi bir ses ama hayat duymadı
bir kaç adam daha onun yanına geldiğinde hayat sonunda fark edebildi
- kimsiniz ?
yüzleri maskeliydi
- tanımadın mı beni sevgilim ?
bu ses uraza aitti
- gidin buradan dedi hayat ve yoluna devam edecekken kolundan tuttu uraz
- ben gitmene izin verdim mi ?
- izin aldım mı ?
- hadi ! diyen uraz olduğu anda üçüde hayatı tuttu
- bırakın ! diye bağırdı hayat
dudaklarına bir mendil kapandığında gözleri de yavaş yavaş kapandı
gözlerini araladığında bir evdeydi
- neredeyim ben ? diye fısıldadı
odaya uraz girdi
- adi herif ! diye haykırdı hayat ve ayağa kalktı
- mecburdum sevgilim dedi uraz
- sevgilim demeyi bırak !
- benimdin hayat dedi uraz onu umursamayarak " her zaman benimdin şimdi de benimsin "
- ben senin malın değilim şerefsiz it !
- ayıp oluyor ama dedi uraz
hayat kapıya doğru adım attında uraz onu belinden tuttu
- nereye ?
- çekil dedi hayat tehditkar bir sesle " gideceğim "
- izin vermiyorum dedi uraz ve ona iyice yaklaştı
hayat geri çekilirken gözlerini kıstı uraz
- o herife yaklaşırken böyle değildin ! dedi uraz hiddetle
- evet o herif benim her şeyim çünkü !
- hayat boş boş konuşma !
- boş konuşmuyorum ! onu öpmeyi ben istedim !
- onun acısını çıkarcağım senden !
- yiyorsa ! ablam yokken gelebildin değil mi köpek !
uraz durmadı ve onu duvara yasladığında hayatın attığı yumrukla başı sağına düştü
- yaklaşma bana !
- o zaman zorla güzellik dedi uraz " buraya gelin ! " diyip kapıdaki adamlarına seslendi
üç adamla hayat baş edemezdi
iki adam gelip hayatı kollarından sıkıca tuttu
- bırak ! uraz bunu ödeyeceksin !
- bilmem öder miyim ? dediğinde hayat yaklaştı
oda hayatın haykırışıyla doldu ağzına geleni ona söylerken ablası geldi aklına
abla kurtar beni diye fısıldadı
........
gamze ve selin yürürken karşılarına o çıktı
gamzenin babası
gamze korkuyla kat katı kesilirken selin yanınaki adamlara baktı
fazlalardı
çok fazla
- geri de dur dedi selin
- güzel kızım dedi " amacım sadece seni almaktı ama bu hanfendiyi de alalım işimize yarar değil mi ?"
- baba dedi gamze " nasıl çıktın ?"
- ben bir şeyi istersem yaparım ve şimdi intikam zamanı
selin adamlarla başa çıkmaya çalışırken gamzede yerinde durmuyordu
aldığı eğitmin hakkını vermeye çalışıyordu ama karşında ki düşman baban olduğunda güçsüz düşerdin
- bırak ! diye haykırdı selin
- onu bırakın ! diye bağırdı gamze
depoya aynı bir çöp gibi atıldılar
soğuktu
kan kokuyordu
........
silahlar patlarken mermileri bitmek üzereydi ve destek ekip yoktu
hepsi ayrı bir tarafa saçılmıştı
birbirlerini doğru düzgün göremiyorlardı bile
pusuya düşmüşlerdi
kıdemli üst çavuş aslan karnından giren bir kurşunla yere yığıldı
onu kimse görmedi
üst çavuş derya omzundan giren bir kurşunla yere yığıldı
kimse görmedi
yüzbaşı yavuz vücuduna aldığı iki kurşunla yere yığıldı
kimse görmedi
Başçavuş Erdem vücuduna giren bir kurşunla yere yığıldı
kimse görmedi
Yüzbaşı deniz sırtından giren bir kurşunla yere yığıldı
kimse görmedi
kurşunlar zehirliydi
- leyla ! dedi kaan " mermin mi bitti !"
- bitti! dedi leyla
ve o an leylanın karşısında ki terörist leylayı tam karnından vuruldu
daha önce vurulduğu yerden tekrar vurulmuştu
kaan acıyla haykırdığında terörist yeni kurşunlarını leylaya gödnermek için hazırlandı
üç silah sesi daha yükseldiğinde o kurşunların hedefi leylaydı ama kaan vurulmuştu
kaanın bedenindeki üç kurşun leylaya gidecekti
ama kaan onun önüne geçmişti
ikiside karşılıklı bir şekilde yere yığıldı
birbirlerine bakıyorlardı
belkide son kez
- leyla diye fısıldadı kaan " sayeye söz verdim kızımıza söz verdim "
- söz verdik diye fısıldadı leyla " onu bırakmayacağız dedik "
deniz yüzüğüne baktı son kez
aşkları yarıda kalıyordu
son kez gözleri gamzeyi bulmuştu
Denizin gözleri kapandı
yavuzun ise aklına kızı ve karısı geldi
vatan sağ olsun demişti karısı
deryanın aklına asla kardeşi olduğunu söyleyemediği abileri geldi
onlara bir kere bile abi diyememişti
aslında ailesi olduğunu düşündüğü ama gerçek ailesi olmayan ailesi geldi aklına
ve gözleri kapandı
aslanın aklına cemre geldi
kardeşini bir daha göremiyecekti deryanın gözlerine de bir daha bakamayacaktı
ve gözleri kapandı
Erdemin aklına hayat geldi
sen bana fazlasın demişti
yasağız birbirimize demişti
annesi geldi aklına görüşürüz anne diye fısıldadı
ve gözleri kapandı
ve komutan kaan kandemir
- ona iyi bak leyla kızımıza iyi bak dedi kaan
ve gözleri kapandı
leylanın gözünden bir damla yaş süzüldü
ve gözleri kapandı
ve ölüm timi orada gözlerini kapadı
Final.....
Evet 1.kitabın finalini yapmış bulunmaktayız
kendinizi her şeye hazırlayın..
kişisel instagram hesabım :yagmur_karakutuk_
bana buradan sorular sorabilirsiniz
Alıntıları paylaştığım tiktok hesabım :Miyorininkitapları
İkinci kitabın ilk bölümü bir hafta sonra gecikmeli olarak gelecek etkileşim bekleyeceğim..
İkinci kitapta görüşmek üzere..
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
25.82k Okunma |
2.08k Oy |
0 Takip |
62 Bölümlü Kitap |