bir fabrikadaydık
dakikalar sonra polislerin geleceği fabrikada
erdem bir plan yapmıştı
onu buraya çağırmıştı
ama kim olduğunu bile bilmiyorduk
adım sesleri duyduğumda başımı kaldırdım
gözlerim dehşetle açıldı
Hayır diye fısıldadım
Karşımda annemin yeni kocası duruyordu
kardeşimin babası
kardeşimin babası ablamın tacizcisiydi
- sen diyebildim sadece
- ben dedi " yaptığım şeyden pişman değilim "
- ne demek değilsin ! diye gürledim " sen kimsin ne zannediyorsun kendini !"
- neden annenle evlendim sanıyorsun? dedi " leylaya tekrar dokunabilmek için "
içimdeki yangını körüklemişti
- Sen dedim " bittin ablama dokunamadan geberip gideceksin ! ona bir daha elini sürmeyeceksin !"
tam o sırada silahını bana doğrulttu
ve o an arkasında erdemi gördüm
erdem silahını hiç düşünmeden silah tutan eline sıktı
silah elinden düşerken karnına sıkarak onu devirdi
ve ardından polis arabalarının sesi yükseldi
İki saat sonra
- abla dedim" bana silah çekti erdem de beni korudu sadece "
- neden çekti ? dedi " hayat ne saklıyorsun ? "
- bir şey saklamıyorum !
derin bir nefes alıp ayağa kalktı
annem karşımda ağlıyordu
eğer onun ablamın tacizcisi olduğundan haberi varsa bu sefer onu bitirirdim
ablam annemin ayaklarının dibine düşen kimliği eline aldı
gözleri fotoğrafta donakaldı
çenesi titriyordu
- abla-
eliyle beni durdurdu
elleri de artık titriyordu
- leyla ne oldu ?dedi gamze
- biliyor muydun ? dedi ablam anneme
- neyi ? dedi annem
- onun benim tacizcim olduğunu diyince herkes yerinde buz kesildi
annemin gözyaşları arttı
- b- bilmiyordum
- biliyor muydun ! dedi bir kez daha
- bilmiyordum !
o sırada deryanın elinde kamera kaydını gördüm
" neden annenle evlendim sanıyorsun ? leylaya tekrar dokunabilmek için "
- leyla dedi selin
- konuşmayın dedi ablam " erdem her şey için teşekkür ederim "
- komutanım dedi erdem sadece devamını getiremedi
ablam gözlerini kapattı
işte sözlerin yetersiz olduğu andaydık
Zaten sözlere işe yarasaydı çığlıklara gerek kalmazdı
- leyla gidemezsin ! dedi gamze
- gamze dedi leyla " karışma "
- ne demek karışma seni bu halde-
-ne varmış halimde ? ne varmış ! sanki alışmadığım bir şey ! dedi ve ekledi " birbirinize emanetsiniz "
- abla dedim " eğer kendine zarar verirsen aynısını kendime yapmaktan hiç çekinmem " dedim hiddetle
ablam yürüyüp bizi orada bıraktı
Yazarın anlatımıyla
leyla evdeydi
eve gelmişti
gözünden tek bir yaş dahi düşmemişti
eğer o adam yaşarsa kaan onu öldürürdü
bu kaçınılmaz sondu
Görev çok kısa sürmüştü
görev bitince denizin telefonu çaldı
- kızıl ? dedi
- deniz hopörlöre al dedi gamze
- Şimdi söyliyeceğim şey berbat dedi Gamze
" leylanın tacizcisi olan adam yelizin kocası "
tek cümle
bir cümle bu kadar yıkıcı olmamalıydı
" sırf leylaya ulaşabilmek için onunla evlenmiş erdem onu vurdu ama yaşıyor , şuanlık " dedi ve ekledi
" kaan eğer onu yaşatırsan bu hayatı sana dar ederim "
üç saat sonra :
Leyla evde oturmuş sigarasını içiyordu
sadece duvara bakıyordu
Tenha bir yerdelerdi
şehirden uzak bir yerde
- Sen dedi alev " burada geberip gideceksin "
adamı alev kaçırmıştı
karşısında ise kaan yavuz aslan ve deniz duruyordu
kaan öfkeyle soluyor bir an önce onu gebertmek istiyordu
ayağa kalktı
- karıma dokunmak istediğin parmaklarından başlayacağım kırmaya dedi
Dakikalar sonra :
ölmüştü
Ve o an sadece askerlerin bildiği bir gerçek vardı
Adamın gerçek kimliğinde ki adı bir teröristte aitti
Yani kaan aynı zamanda aranan bir teröristi öldürmüştü
kırılmadık tek bir kaburgası kalmamıştı
öfkeden deliye dönmüştü
elleri kanlarla kaplıydı
o ölmüştü ama ondan önce küçük leyla ölmüştü
- gidin dedi alev " biz hallederiz bunu"
yavuz adamı diriltip tekrar gebertmek istiyordu
gözleri öfkeyle açılıp kapanmaya devam ediyordu
bu öfke durulacak bir öfke değildi
- Teşekkür ederiz dedi aslan " umarım bir gün borçlarımızı ödeyebiliriz "
- borç değil bunlar dedi alev " ben kurtulamadım ama leylanın hala bir şansı var "
ayağa kalktı alev ve kaanın karşısına dikildi
- onu anlamaya çalışsanda anlayamassın bizi kimse anlayamaz dedi " sen dahi anlayamazsın eminim şuan tek bir gözyaşı bile dökmüyordur ama göz yaşı acının çeyreğini bile anlatmaz "
- ona çok iyi bak kaan kandemir onu her kurtaramadığını düşündüğünde aklına beni getir ve hala kurtarabileceğini düşün
Alevin acısı daha farklıydı
kaan sadece bakıyordu
- bir gün ihtiyacın olursa bize gel dedi deniz
- eğer öldürülürsem intikamımı alırsınız dedi alev " borcunuzu böylece ödemiş olursunuz "
- ne öldürülmesi ? dedi aslan
- benim gibiler her an öldürmeye hazırlıklı her an bir yerden bir kurşun fırlayıp beni delik deşik edebilir dedi alev umursamazca
- olursa dedi yavuz " söz veriyoruz ama olmayacak "
kaan eve nasıl gideceğini düşünüyordu
sabah olmuştu artık
evde miydi ?
üstündeki kan lekelerinin haddi hesabı yoktu
kapıda korumaları gördü
- abi dedi altay " ne oldu ? "
- leyla nerede ?
- köpekleri alıp çıktı yürüyüş yapacakmış dedi Altay
Kaan içeri girdi ve duş alıp üzerini değiştirdi
ardından bahçeye çıktığında köpekler ona doğru koşmaya başladı
eğilip onlarla oynarken leylaya baktı
bakışları normaldi sanki dün hiç bir şey yaşanmamış gibiydi
- hoş geldin dedi
- hoş buldum dedi kaan
leyla içeri girdi
kaçıyor gibiydi
leyla duşa girdi çıkınca makyaj masasının koltuğuna oturdu ve aynadan kendine baktı
tam o sırada kaan içeriye girince eli ayağına dolaştı ve kremlerinden birini eline aldı
kaan ağır ağır gelip onun koltuğuna oturdu arkasından belini kavrayıp çenesini omzuna yasladı
artık ikisi de aynadan birbirlerine bakıyordu
kaanın bu gün bir adamın kaburgalarını kıran eli şuan karısının belini okşuyordu
- kaçacak bir şey yok dedi " oyun bitti "
leyla cevap vermedi
- senden utanmıyorum dedi leylanın aklından geçenleri sıralamaya başlayarak " seni çok seviyorum veya senden soğumadım "
leyla yanındaki adama hayranlıkla bakıyordu
- benim için hiç bir şey değişmedi senin içinde öyle olacak dediğinde tarağı uzanıp aldı ve karısının saçlarını taramaya başladı
leylanın yüzünde küçük bir gülümseme meydana geldi
kaan onun saçlarını o kadar hafif tarıyordu ki bu leyla için çok güzel bir histi
değerli olduğunu hissediyordu
taradıktan sonra tarağı yanına koydu ve saçlarının bir tutamını alıp koklayıp öptü
leylanın yüzündeki gülümseme artarken kurutma makinasını alıp saçlarını kurutmaya başladı
kurutma işi bitince tekrar taradı
- gel gidip kahvaltı yapalım gül bahçem dediğinde elini ona uzattı ve saniyeler sonra leyla o eli tutup ayağa kalktı
birlikte kahvaltı hazırlamaya başladılar
- döndüreyim mi ? dedi leyla elinde ki krep tavasındaki krepe bakıyordu
yüzündeki heyecanı gören kaan hemen cevapladı
- döndür bakalım dedi ve beklemeye başladı
leyla tavayı kaldırınca krep havada dönüp geri düştü
- başardım ! dedi heyecanla
- başardın ! dedi kaan gülerek
kahvaltıyı hazırladılar ve masaya taşıdılar
o sırada grubun görüntülü aramasıyla karşılaştılar
aramayı açtılar ve telefonu masaya yasladılar
- hayatım nasıl ? dedi leyla
- abla ! dedi hayat ve kadraja hızla girdi
selin yavuz ve cereni çekiyordu
televizyonda çalan çocuk şarkısına birlikte oynuyorlardı
leyla bir kahkaha patlattığında yavuzun gözleri hızla telefona döndü
- gitti tüm imaj ! dedi
- yok yok dedi aslan alayla
- sus lan !
leylanın anlatımıyla
annemin evine sağlam sağlam adımlarımı attım
bu konuşma gerçekleşmeliydi
bir yanımda hayat bir yanımda abim vardı
zili çaldım
teyzem kapıyı açtı
- nerede ? dedim
yukarıyı işaret ettiğinde oraya çıktık
içeride yatakta uzanan ve öylece bakan bir kadın gördüm
- anne ? dediğimde gözleri hızla bana döndü
- geldiniz dedi ve doğruldu
teyzem buraya üç sandalye getirmişti hemen oturduk
- şimdi sana bir kaç soru soracağım ve ağlamadan cevap vereceksin tamam mı ? dedim
başını salladı
- biliyor muydun dedim " onun benim tacizcim olduğunu biliyor muydun ? "
- bilmiyorum yemi-
-tamam dedim
- leylam dedi " eğer istemezsen bu çocuk doğmayacak "
yeni kardeşimin babası benim tacizcimdi
bu yaşadığım en acı şeydi
- ben bu kararı veremem dedim
- o çocuk doğmamalı diyen hayat olunca kaşlarımı çatıp ona döndüm
- hayat dedim " saçmalıyorsun "
- kardeşimin babasının ablamın hayatının içine sıçan kişi olmasını istemiyorum dedi
- o çocuk doğacak dedim
- emin misin leylam ?
- evet dedim " onun canını almaya kimsenin hakkı yok "
- peki babam nerede dediğinde ne diyeceksiniz ? dedi hayat
- ona ne olduğunu merak ediyorsanız dedi yavuz öfkeyle soluyordu " kaan kaburgalarına kadar kırarak onu öldürdü bilin diye söylüyorum yaşama ihtimali yok "
- ne diyeceksiniz ?
şaşırmamıştım
kaanın onu öldürdüğünü hissetmiştim
ve o pisliğe yaşattığı işkence öfkesinin çeyreği bile değildi
- gerçekleri anlatacağız sadece dedim
- siz bilirsiniz dedi hayat " ama ben o çocuğu asla sevmeyeceğim "
aşağı doğru adımlarını attı
- beni affedebilecek misin leylam ?
yutkundum
- buna zaman karar verecek dedim
- beni affedebilecek misin yavuzum ?
- önemi yok artık anne dedi abim ve ayağa kalkıp oda aşağı gitti
- anne dedim " lütfen daha fazla stres yapıp kardeşimi tehlikeye atma "
o başını sallarken bende onu orada bırakıp aşağı indim
herkes gelmişti
- bilmiyor dedim
derin bir nefes aldım
su içmek için mutfağa gittim
suyun birazını içip tezgaha bıraktım ellerimi tezgaha yaslayıp başımı eğdim
affedebilecek miydim ?
her şeye rağmen yapabilir miydim ?
affedersem küçük leylaya ihanet ederdim affetmezsem kardeşime
mutfaktan çıktım
anneannem aşağı inmişti
- uyy uşağumda burdaymuş !
yanına gidip dizlerimin üzerine çektim kaan bu hamlemle gözlerini kapatırken annenannemin elini tutup yanağıma yasladım
- yardım et anneanne diye fısıldadım
- ne olmiş benim uşağuma ? dedi saçlarımı okşayarak
- küçük leylayı mı tercih etmeliyim yoksa kardeşimi mi ?
- kendinu seç dedi kaçamak bir cevaptı
- ben kendimi bulamadım ki anneanne dedim
- ne demek kendumi bulamadum ?
- küçük leyla var , komutan leyla var , ama leyla yok diye fısıldadım
ben hala kendimi bulamamıştım
- o zaman kendini bul dedi
- bulamıyorum dedim " bulamıyorum "
- aha şu oğlan varuya dedi kaanı gösterip " sen bile kendunu bulamamuşken o sende seni görebileymuş gibu ? "
nefesim kesildi
bakışları tamda öyleydi
ben bile kendimi bulamamışken o beni çoktan bulmuş gibiydi
- haklısın anneanne dedim ve eline bir öpücük kondurup ayağa kalktım
- gidiyoruz herhalde dedi kaan ve ardından herkes ayağa kalktı
arabaya bindiğimizde kaan konuşmaya başladı
- sana söylemedik ama dedi " alev çok kötü "
- ne demek kötü ?
- bize ölümüyle ilgili bir şeyler söyledi her an ölebilirim gibisinden dedi
- ona gidelim dediğimde başını salladı
evlerine geldiğimizde aşağı indik ve kapıyı çaldık
şansımıza kapı alev tarafından açıldı
üzerindeki atlet ve şortla çok şirin gözüküyordu
yüzünde hiç bir şey olmamasına rağmen çok çok güzel görünüyordu
hırkasını alıp dışarı çıktı
- bir sorun mu var ? dedi sigarasını yakarken
- senin var dedim
- benim sorunlarımı benden başkası halledemez komutan dedi
- bende öyle düşünüyordum ta ki sevdiğimi bulana dek
- ben sevdiğimi kendi elimle terk ettim birinin ruhunu öldürdüm komutan ilk defa masumla cinayet işledim diyince yutkundum
- ne dedin ona ?
- hevestin sadece dedim diyince şoka uğradım
- öylemiydi ? dedim
- asla dedi
- neden dedin peki ?
- ona zarar veriyordum
hemen kaana döndüm
o da aynını yapmıştı
- saçmalıyorsun alev dedim " gerçekten daha fazla saçmalıyamazdın "
- artık her şey için çok geç dedi
- değil dedim " hiçbir şey için geç değil "
- o umut dolu sözlerini kalbinde vicdan olan birine söyle ben o cümlelerin yanından bile geçemiyorum komutan dedi
tam o sırada ilerde abisini ve bir kadınla çocuk gördüm
- hala ! dedi çocuk ve koşup aleve sarıldı
hala mı ?
abisi ne ara evlenip çocuk yapmıştı ?
anlaşılan bir süredir magazinden uzak kalmıştım
alev hala diyip ona sarılmasına şok olmuş gibiydi
çok şaşırmıştı
- bak resmime ! dedi çocuk elindeki kağıdı göstererek
- çok güzel olmuş güzelim dedi alev
- hadi gidip resmini ablana gösterelim dedi kadın
üçüde birlikte içeri girdi
- bu mu kalbinde vicdanın olmayan halin ? dedim alayla
- sadece çocuklara dedi
- en büyük vicdan belirtisi çocuklardır dedim
- benim kalbimde ona yer yoktu leyla dedi " çünkü onu kalbime sığdıramayacak kadar sevip zarar verdim "
oradan çıktığımızda eve geçtik
Bölüm sonu
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
25.82k Okunma |
2.08k Oy |
0 Takip |
62 Bölümlü Kitap |