
HELLOOO beybilerim benimmmm çok aktifim o yüzden 2 günde bölüm sayımızı arttırdık bir maşallah alırım dlsösllslsls
Bölüm başı için bir görsel bırakıyorum bölüm sonu da bir görsel bırakıcam nasıl başladık nasıl bitirdik diye •‿•
Şimdiden yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen💞💓💐💕🍬🤍

☾𖤓
Bakışlarımı kaçırarak kaçmaya çalıştım fakat pek başarılı olamadım.
Dümdüz bakışları bendeydi, yarası açık değilmiş gibi rahat bir pozisyonda koltukta oturmuş sağa sola bakan bana bakıyordu.
Canı acımıyor muydu bu adamın?
Kaçışın olmadığını anlayıp zoraki boğazımı temizledim.
"Sende... yedek anahtar falan yok mu?"
Sorarken kafamı hiç halıdan kaldırmamıştım.
Cevaplamak yerine boş boş bakıyordu, bakışlarımı halıdan çekip ona döndüm.
Neyin tribiydi bu?
"Cevap versene?"
Kaşları kavisli bir şekilde havaya kalktı,"Halıya bakınca ona soruyorsun diye düşündüm."
Elimde kalacaktı bu herif benim!
"Halıya nasıl soru sorayım Atlas!"
Umursamaz bir şekilde omuz silkti.
"Bilmem ağzını oynatarak sorabilirsin diye düşünüyorum."
Sinirime dokunmak istiyordu onunla atışmamı laf dalaşına girmemi istiyordu bunu fark ettiğim için sesimi çıkarmadım.
Uzun bir süre ayakta öylece durduğum da derin nefes alışları dışında hiç ses çıkartmamıştı.
Ama her nefes alışında çok net bir şekilde acı çektiğini hissediyordum.
En sonunda dayanamayıp kendimi karşısındaki koltuğa atıp laf çarptım.
"Kan kaybından geberip gitmeyi falan mı planlıyorsun?"
Suratını öne doğru astığın da derinlemesine bir iç çekip kafamı yana yatırdım.
Neye tripliydi beyimiz?
"Ne bu trip ruj falan da süreyim ister misin?"
Kollarını önünde bağladı, gözlerim yüzüne çıktığında bembeyaz teni beni tetikliyordu.
"Sen sevgiline sür bence ruju."
Şaşkınlıkla gözlerim aralanmış bir şekilde ona bakakaldım ne sevgilisinden bahsediyordu bu herif?
Benim sevgilim vardı da benim mi haberim yoktu.
"Sevgilim mi?"
Çenesi kasılmış bir şekilde dururken sertçe kaşlarını çattı.
"Evet sevgilin."
Bu adam neyden bahsediyordu böyle?
"Kimmiş benim sevgilim ki?"
Onun dışında aklıma kimse gelmiyordu ama böyle kinayeli konuştuğuna göre kendinden bahsetmiyordu.
"Bora."
Dudaklarından çıkan isimle gözlerim fal taşı gibi açıldı, Bora nerden çıkmıştı şimdi?
En son üç sene önce görmüştüm onu.
"Bora benim sevgilim miydi benim niye haberim yok bundan."
Sakince kurduğum cümleden sonra sinirleri yatışmış olmalı ki tek düzelikten çıktı ses tonu daha sevecen hale geldi.
"Meriç, senin bana Bora ile tekrar birlikte olduğunu söylemişti..."
Benim niye haberim yok bundan.
Bu yüzden mi yarası açılmıştı acaba?
"Senden sonra kimseyle sevgili olmadım Atlas."
Ani itrafım karşısında kaşları yay misali havaya kalktı sanki içi ediyormuş gibi kafasını yana yatırıp mavi hareleri gözlerime kitlendi.
Derin bir nefes koyuverdi ardından"Ya..." diye mırıldanabildi sadece.
Utanarak bakışlarımı kaçırmaya çalıştım yanaklarım yanmaya başlamıştı.
Ayağa kalkıp oturduğum daha doğrusu çöktüğüm koltuğa geldi ve yakınıma oturdu.
Yanıma iyice yaklaşıp yüzümü iki avucunun arasına aldı.
Geriye doğru kaçmaya yeltendim fakat yumuşak bir şekilde bunu engelledi.
"Canımın içi..."
Biri bu adama konuşmamasını söyleyebilir mi öleceğim yoksa heyecandan.
Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp yüzümün örtülen tarafını açığa çıkarttı, çenemi biraz daha kaldırıp gözlerimin en içine baktı.
Allah'ım eriyorum.
"Neden gittin ki benden?"
Gözleri hafifçe buğulanmaya başladığında yutkundum ne cevap verilirdi buna.
Elimi kaldırıp çenemdeki elini aşağı indirdim.
"Beni kullandın Atlas farkında mısın? bir de giderken sana haber mi verseydim. Ne diyecektim hayatımın merkezine girdiğin için senden kaçmam gerek mi diye savunacaktım kendimi?"
Gözlerimde minik bir kırgınlık baş gösterdi.
"Yapma güzelim," uzanıp yüzümü kavradı ve olabildiğince yaklaştı.
"Başlarda bunu düşünmemi sağlayan sadece senin ordan hat alman değildi. Sen o itlerin tiyatorusunda çalışmaya başladın bir anda, aralarına kimse giremiyorken aldılar seni, şüphelendim evet çünkü tüm yollar ona çıkıyordu-"
Kalbimde ince bir sızı hissettiğimde omuzundan sertçe iteledim ve ayağa kalktım.
"Kes sesini isteyerek mi orada çalıştım ben mecburdum kimse kabul etmedi beni bende kendi ayaklarım üzerinde duracağım diye o teröristlerin ininde kaldım!"
Boğazım yırtılana kadar bağırdım için öksürmemek için zor duruyordum.
Ayağa kalkıp bileğimi kavradı, "Dinle bir kurban olayım dinle sonra karar ver.."
Nefesi sonlara doğru çıkmazken geriye doğru bir adım sendeledi, dayanamadım bileğinden tutup sertçe koltuğa iteledim.
Eğer müdahale etmezsem kan kaybından ölmesi meçhuldü.
Koltuğun yanına bırakılan ilk yardım çantasını kavrayıp çöktüğü koltuğun yakınına yanaştım.
Elime aldığım ilk yardım çantasını koltuğun kenarına yasladım ve ona baktım.
Eliyle yanını gösterdi ikiletmeden oturdum.
Üzgün durmamaya özen göstererek, eliyle bastırdığı yarasına söylenmeden de duramadım.
"Abimle şakalaşma bence artık Yüzbaşı."
Karnında açılan koca bir yaraya rağmen gülümsedi.
Cevap vermeden önce önüme düşen saçımı kulağımın arkasına ittirdi.
"Biz böyle anlaşıyoruz sen kafana takma güzelim..."
Tişörtünü hafifçe sıyırıp, yarasına acıyan gözlerle baktım fena hale gelmişti.
tişörtün ucundan tutup açılmasını engellediğin de göz devirmeden durmadım.
"Namusuna göz dikmeyeceğim Yüzbaşı görevimi yapmaya çalışıyorum izin verirsen?"
Bakışlarında çözemediğim bir şeyim çekincesi vardı.
"Bırak şunu Atlas yarana bakacağım sadece!"
Eliyle tişörtün kenarını düzeltmeye çalışırken birşey açıklamaya çalışıyordu.
"Bir saniye canımın içi dur."
Onun tüm kibarlığına rağmen çirkefliğimi asla bozmadım.
Sinirlerime dokunduğunda elime ilk yardım çantasında ki makası alıp müdahale etmesine bile izin vermeden kestim.
"Senin nazınla mı uğraşacağı-"
Gözlerim bir yerde takılı kaldığında yutkunarak kalakaldım.
Kaburgasının tam üstünde benim boynumda olan dövmenin aynısı vardı.
İki yıl önce ondan uzaktayken ikimizi düşünüp kendi çizdiğim dövme şuan onun kaburgasının tam üstündeydi.
Ama tek bir farkla bendeki Güneş kırıktı ama onun dövmesindeki güneşi sarıp sarmalayan ay'dan sarkan bir parçaydı...
Bakışlarım git gide yoğunlaşırken şaşkın bir çehre ile ona baktım o da bana bakıyordu.
"B-bunu ne zaman yaptırdın sen?"
Gözlerimde engelleyemediğim bir parıltı peyda olmuştu.
Cevap verse bir kere itraf etse tüm herşeyi unutmaya hazırdım.
Bakışlarını kaçırmak istedi fakat yüzümdeki ışığı fark etmiş gibi duraksayıp durdu.
Cevap vermeyeceğini anlayarak omuzlarımı düşürdüm, açıkta kalan yarasına uzanıp pansumanını kaldırdım.
Tam bir hayal kırıklığıydı...
Oysaki bir kaç güzel sözüyle bile ona bugün yelkenlerimi indirmeye hazırdım.
Sanırsam yedi yaşındaki Aksa ile şuan karşımdaki adam asla bir değildi.
Dikişleri açılmamıştı ama yine de zarar görmüştü, yarasına temas etmeden önce ellerimi dezenfekte edip eldiven giydim.
Yarasını temizlerken hiç onunla göz teması kurmadım, bir kaç kez acıdan dolayı kasıldığını hissettim buna rağmen bakışlarım bir kez çehresine dönmedi.
İşim bittiğinde eldivenlerimi sehpanın üzerine koyup ayaklandım.
Burada işim bitmişti Çelik'i ararsam beni alacağını düşünüp sağa sola döndüm.
Telefonum nerdeydi benim?
"Meriç çıkarken aldı."
Atlas'ın sesiyle ona dönmeden kafamla onayladım.
Ondan uzakta kalan koltuğa sıkıntıyla oturup başımı koltuğa yasladım sanırsam Çağla gelene kadar böyle burda kalmak zorundaydım, işin kötü yanı ise alt katta balkon yoktu?
Balkon olsa inip gideceğim ama ne açılan bir cam ne de balkon vardı.
Atlas koltuktan kalktığında ona bakmasam da üst kat merdivenlerinden çıktığını hissediyordum.
Bir beni yalnız bırakmadığı kalmıştı.
Aferin beyefendiye!
Gözlerimi kapatıp sırtımı koltuğa iyice yasladım ve gözlerimi kapattım.
Birşey düşünmemeye çalışıyordum fakat kalp kırıklığım o kadar gün yüzündeydi ki onunla böyle tanışmasaydık nasıl olur diye düşünmeden alamadım.
Üzerime bir örtü örtüldüğünde irkilerek gözlerimi açtım Atlas uzanıp saçlarımın arasına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı.
"Korkutmak istemedim..."
Saçlarımı eliyle geriye attığında yüzümü başka yere çevirdim yüzüne bakacak nefretim bile kalmamıştı artık.
"Acıktın mı?"
Evet acıktım ama bunu sana söyleme gereği duymuyorum canım.
"Hayır."
Tekdüze cevabım karşısında derin bir iç çekip uzaklaştı.
Gözlerimi tekrar kapattığımda evden midir yoksa bulunduğum durumdan mı bilmem uyku bastırıyordu.
Ağırlaşmış göz kapaklarıma söz geçirememeye başladığımda birinin saçlarımla oynamasıyla kapanmaya yüz tutmuş gözlerim tekrar aralandı.
"Güzelim benim, makarna yaptım aç aç yatma olur mu?"
Saçlarımı yüzümden çektiğinde bir kaç saniye uyku mahurluğu ile ne olduğunu anlamaya çalıştım, sonunda fark ettiğim durum ile dedim bir nefes koyuverip ayaklandım.
Doğrularken geriye doğru sendelediğim de Atlas belimden tutup dengemi sağlamama yardım etti.
Yürümek için ona yaslı bir şekildeyken, esneyerek başımı göğüsüne yasladım cidden çok uykum vardı.
"Dur geçirelim şunu üzerine terlemişsin hasta olacaksın."
Üstüme bir sweatshirt geçirdiğinde nerdeyse diz kapaklarının altında bitiyordu.
Huzursuzca başımı kaldırıp ona baktım gözlerim açılmıyordu, "Çağla ne zaman gelecek eve gitmek istiyorum çok uykum var."
Yüzümü avuçlayıp beni daha sıkı sarmaladı.
"Sabaha karşı ancak gelirler canımın içi. Eğer uykun varsa odama götüreyim seni?"
Omuz silkerek mızmız bir şekilde söylenmeye başladım.
"Bu kıyafetlerle rahat hissetmiyorum ki, ayrıca uyuyacak olsamda abimin odasına geçerim."
Sessiz fısıltımdan birşey anlayıp anlamadığını merak daha edemiyordum şuan açıkcası, üstümdeki kazağı ucundan tutup çıkarttım bana ayıplar gibi baktı fakat birşey demedi.
Beni camın önündeki masaya oturttuğunda, saçlarımı yüzümden çekip arkamda topladı öyle bırakacak sandım ama beni şaşırtmaya bayılan biriyle aynı ortamdaydım.
"Napıyorsun?" Diye şakıdım şaşkınlıkla.
Saçlarıma yaslı burnunu çekip nahoş bir şekilde fısıldadı.
"Saçlarını örüyorum bitanem."
Açılmaya yüz tutmuş uykumu bir kenara atıp kafamı geriye atıp ona baktım.
Mihra öğretmiştir kesin yoksa nerden bilecekti ki saç örmeyi!
"Saç örmeyi nerden öğrendin sen?"
Somurtarak kafamı önüme çevirdiğim de ona karşı olan öfkem çığ olmak üzereydi.
"Meriç, senin saçlarını örmeyi sevdiğini ama bir türlü öremediğini söylemişti bende senin için örmeyi öğrendim pek becerebildiğim söylenemez açıkcası..."
Öylece donakaldığımda böyle bir itrafı ani bir şekilde beklemediğim belliydi.
Küçükken annesi olan herkesin saçları okulda örülü olurdu, içlerinde bir benim saçım karman çorman kalırdı. O zamanlar öğretmen annesi olmayan çocukların ayrımını anlatırken benim saçımı örnek vermişti.
Tabi umrunda değildi ama o gün o kadar utanmıştım ki, ağlaya ağlaya okuldan gelmiştim o gün sabaha kadar ağlaya ağlaya saçımı örmeye çalışmıştım.
Gerçi sonunda saçım düğüm olduğu için kısacık kesmek zorunda kalıp, ilkokul boyunca bir daha saçımı uzatmamıştım.
O zamanlar da kimse benim saçlarımı örmek için çabalamamıştı. Ben hâlâ saçı örülü kız çocuklarına bu yaşımda olmama rağmen imrenerek bakardım insan bir kere mahrum kaldı mı yedisinde de yetmişinde de unutmuyordu.
Gözlerim dolu bir şekilde ayağa kalktığımda ne yapamayacağımı bilerek karşısında öylece durdum, bana ne kadar zarar verirse versin her seferinde Aksa olup yaralarıma merhem oluyordu.
Şimdi karşısında yirmi yedi yaşında değil yedi yaşında hissediyordum karşımda ise otuzlu yaşlarında bir Atlas değil on yaşında bir Aksa vardı.
Hayallere kapılıp hızlı hızlı atan kalbime orantılı şekilde dilime gelen herşeyi söyleyiverdim.
Uzanıp kollarımı boynuna dolayıp kulağına yaklaştım, "Eğer bir gün kızımız olursa onunda saçını benim yerime örük yapar mısın?"
Belimi sıkı sıkıya sardı güven verici kokusu etrafımı sardığında saniyelik herşey durdu gibi oldu.
"Sana benzeyen bir kız hayali bile nutkumun tutulmasına sebep oluyor Masal'ım."
Uzaklaşarak yüzümü avuçladı, "Sen yeter ki iste ikinizin saçını da her gün yapmazsam şerefsizim."
Yutkunarak gülümsediğim de hayatımdaki en güzel anların sökülüp alındığı gibi bu da kanlı bir hatıra olarak yapışıp kaldı üzerime.
Saniyeler geçmeden iki el silah sesi yankılandı, kulaklarım uğuldarken üzerime yaslı kalan Atlas ile sendeleyerek geriye düştüm.
"Masal!"
Sesler kesilirken kasığımda hissettiğim bir sızı ile gözümden bir yaş aktı gitti.
Yüreğimin sızısı yetmezmiş gibi saniyelik hayalim bile avucumdan akıp gitti...
BÖLÜM SONU
BÖLÜM SONU GÖRSELİMİZ...

YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN ASKLARIMMMMM BİR SONRAKİ BÖLÜMSE GÖRÜŞÜRÜZZ🤍🎀😋✨😔💕💐🕳️🌺🕳️💐💓💞🌾🧺🌟
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |