24. Bölüm

21. Bölüm

_mymerl
meryem8498

Her zaman yorum yapan benim yanımda olan @kitapaskialtinda' ya ithâfen

 

 

***

 

"Hayat, şüpheyle dolu bir roman gibidir, ne olacağına dair hiçbir fikrimiz yok. Sayfaları çevirmeye devam edin ve hayatın tadını çıkarın."

 

-Layla'nın Bakış açısı-

 

 

Hayat seçimler üzerine kurulu bir oyundur. Bazen kazanırsın bazen kaybedersin peki sen Layla sen ne yapmak isterdin? Bu oyunun sonunda ne olmak isterdin? Uzun bir süre düşündükten sonra karar vermiştim bu duruma, onca kalp kırıklığına ve ölümüne sebeb olan bu insanlardan uzağa gitmeyi düşündüm ve bu şekilde yola çıktım ama ben değiştikçe etrafımda ki insanlarda değişti belki daha farklı olabilir ve başka bir yerde değil de aynı yerde annemin yaşadığı bu topraklarda sil baştan güzel bir hayat yaşayabilirim diye düşündüm ama verdiğim kararın sonucunun bu denli kötü olacağını beklemiyordum. O kadar uğraştım ve düşman edinmiş bile olabilirdim artık hiçbir yere gidemezdim. Güçlü değildim bu evde bana sorun gibi baksalar bile en azından şimdi korumalarım bile vardı O yüzden kötü adamlar bana bir şey yapamazdı. En son düşüncelerim bu şekildeydi ama kraliyet ailesi ile nişan, bu benim aklımın ucundan bile geçmemişti. Şaka yapıyorlardı sanırım, kralın ve Dük'ün yüzlerini inceledim ama gayette ciddiydiler. Ne olacak şimdi benim bir söz hakkım yoktu, bu nişanı kabul etmek zorundaydım. Kral konuşmaya devam ederken bana bakıyordu ne tepki vereceğimi bilemeden söze Dük girdi.

 

"Nişan bence çok uygun ben de bunu düşünüyordum, majesteleri duygularımız karşılıklı."

 

Kral bu sözleri duyunca sevindi ve bakışlarını benim ile Cassian'a çevirdi. Bir saniye Cassian mı? Ben onunla mı?... Şaka sanırım ya da rüya mı görüyorum? Nişan kelimesini durunca kulaklarım kapandı resmen kimle nişanlanacağımı duyamamıştım. Bir yandan krala bakıyor bir yandan da Cassian'a, ne tepki verdiğini görmek için ama o da bana bakıyordu. Gözlerimi hızla kaçırdım. Benden daha da nefret ediyor sanırım. Harika daha kaç hafta önce onu rahat bırakacak diye söz verdim şimdi olana bak neyse onunla bu konuyu konuşmam gerek, daha uygun olduğumuz zamana sakladım şuan ikimizde konuşamazdık. Dük'e baktım yüzü mutluydu niye mutlu benden kurtulacağı için mi? Daha geçen haftalarda prensden uzak durmam için bana kızmıştı ne değişti.

 

Masada oturan kraliçeye baktım O da şaşkındı demek ki kral kendi kafasında kurmutştu bu planı, ikinci prens ise bana ve Cassian'a baktı bir süre sonra kafası karışmış gibi krala bakmaya başladı. Leo da aynıydı hepimiz şaşkındık Kral ve Dük hariç bu ikisi önceden her şeyi planlamıştı sanırım. İçimden anlam veremediğim duygular gün yüzüne çıkarken ne diyeceğimi ne tepki vereceğimi anlayamıyordum.

 

Krala döndüm tekrardan amacını anlamaya çalışıyorumdum. Kral nasıl böyle bir şey düşünür bu durum onun için kötü değil mi? Eğer Cassian benimle nişanlanırsa gücü daha da artar ve sevgili oğlu Calab için kötü bir durum niye böyle bir teklifte bulundu? Eminim ki aklında başka bir plan vardır. Biz burda yokmuşuz gibi nişan için hazırlıkları konuşuyorlardı.

 

Ne oluyor be? Bende uzaktan bir film izler gibi izliyordum tüm bu olanları zaten hiçbir söz hakkımda yoktu, bu durumda sinirimi bozuyordu.

 

"Dük bunu daha sonra detaylı bir şekilde konuşalım. Şimdi güzel haber sâyesinde daha da şenlendi ortam, güzel bir gösteri hazırlandı onu izlemeye salona inelim."

 

Dük teklifi kabul edince herkes hareketlendi. En son ben be Leo gidiyorduk yanımda duran Leo kısık sesle soru sordu.

 

"İyi misin?"

 

Yüzüne baktım endişeli duruyordu. Buna ne cevap vereceğimi bilmiyordum iyi miydim? Sadece başımı salladım. Leo da pek umursamadı sanırım o da hâlâ şaşkındı. Bir kaç dakika sonra salona gelmiştik kral ile kraliçe için büyük koltuk yanlarında bizim için normal koltuklar yerleştirilmişti. Önümüzde ise küçük bir sahne oluşturulmuştu. Hepimiz yerlerimize oturmuş gösterinin başlamasını bekliyorduk.

 

Çok beklemeden dört adam çıktı üstlerinde renkli giysileri vardı ve büyük şapkaları da vardı, hepsinin elinde üç dört tane top vardı birbirlerine işaret vererek oynamaya başladılar ah sanırım ne tür bir gösteri olduğunu anladım modern dünyada sirklerde yaptıkları gösterilere benziyordu. Uzun zamandır bir şeyler izleyemediğim için bu iyi gelmişti bir kaç dakika da olsa sorunlarımdan uzak olmak iyi gelmişti.

 

Gösteri fazla sürmedi şiiler, değişik şarkılar tiyatro oynandı ve bitti saatte baya geç olmuştu kral bizim gitmemizi istemedi o yüzden bu gece burada kalacaktık.

 

"Saat geç oldu yolunuz uzun olacak uşak odaları hazırla misafirlerimiz bu geceyi burada geçirecekler."

 

Yaşlı adam öne çıkıp kabul etti hemen hazırlamak için çıktı.

 

Dük bir şey demedi kral ile başka konular konuşmaya devam etti. Bunların huzurlu konuşmaları beni sinir ederken kraliçe'nin de aynı ifâde taktığını fark ettim. Neyse en azından tek değilim. Odanın hazır olduğunu söyleyen uşak ile herkes tek tek veda etti.

 

Benim için yeni bir duyguydu ilk defa başka birinin evinde kalacaktım. Kalbim korku ve heyecanla doldu biraz riskli durumdaydık umarım eve gidene kadar bir sorun çıkmaz.

 

Lucy benimle geldiği için sevinmiştim May olsa daha iyi olurdu ama onunda kendi ailesine bakması gerekti. Bizim kalacağımız yer sarayın arka tafinda kalıyordu. En üst katta kalacaktık çok yorgun olduğum için acele ile çıktım odaya Lucyde benimle gelmişti o da benim odanın yanında ki oda da kalacaktı bana yakın olması daha iyi oldu Dük ile Leo ise diğer kanatta kalacaktı benden uzakta benim için daha iyi onları görmek istemiyordum özellikle Dük'ü, yaptığı iğrenç bir şeydi ama şaşırtmadı. Bencil bir adamdı bunu unutan bendim. Artık daha dikkatlice düşünüp hareket etmem gerektiğini anlamış oldum.

 

Nişan..... Hem de her zaman sevdiği adam ile olacaktı, ne kadar değişikti bu kader ya da yaşam, her zaman seçimlerimiz ile elde ettiğimiz bu sonuçlar benim için iyi bir şey miydi? Yoksa tam bir kötü son muydu? Kötü adam olan prens ile bundan sonra nasıl bir ilişkimiz olacaktı? Benden nefret eden hatta beni öldürecek olan bir adam ile nişanlanmak mı, gerçekten mi?

 

Oda da yalnız olduğum için sesli bir şekilde kahkaha attım. İçimde fırtınalar kopuyorken dışarıya sessizlik yansıtmaktan çok yoruldum artık, gözümden bir damla yaş düştü gülerken ağlamak deyimi demek buymuş. Bir kaç saniyede sonra ise sustum. Kafam kalbim karmakarışık ben yolumu kaybettim kendimi de kaybetmekten korkuyorum artık tek başıma yürümek zordu hemde çok zor, hem fiziksel hemde ruhsal yorgunluktan uykum gelmişti. Lucy'nin gelmesini bekliyordum arabadan eşyalarımı getirmeye gitti ama hâlâ dönmemişti. Üstümdeki elbise beni daha da rahatsız ederken kendimi sakin tutmaya çalışmak zordu. Odaya yaklaşan ayak seslerini duyunca Lucy'nin geldiğini düşünmüştüm ama kapıyı çalmadan açan kesinlikle Lucy değildi telaşla ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm içeri giren kişi ile gözlerim büyümeye başladı. Bu adamın burada ne işi vardı?

 

 

*** 

 

-Oliver Branson'nın Bakış açısı-

 

Oliver Branson Daril krallığı'nın önemli bir soylusuydu. Bu bir kaç yıldır yanlış yönetilen aile servetini kurtarmak adına krala bir plan sunmuş o da severek kabul etmişti.

 

Kabul edilen bu plan ne yazıkki elinde patlamıştı. Sinirden ne yapacağını şaşıran Oliver kralla görüşeceği gün yeni bir plan ile gitti.

 

Eski plana biraz benzeyen bu planı daha basitti neyse ki kral kabul etmişti ve yine tüm yetkiyi kendisine vermişti. Bunun sevinci ile planını uygulamaya koyuldu.

 

Kapısı çalınınca daha da heyecanlanan Oliver gelenleri sabırsızlıkla içeri davet etti. İki siyah cübbeli adam gelmişti. Kim olduklarını çok iyi bilen Oliver hemen plana geçmek için oturmalarını söyledi.

 

"Selamlar majesteleri. Bizi emretmişsiniz."

 

 

"Evet, size verdiğim görevden neden hâla geri bildirim alamadım? Yanlış adamlarla mı iş birliği içerisindeyim ben!"

 

İki adam da bu sözleri duyunca tedirginlik ile birbirlerine baktılar sonunda Oliver'a dönüp mazeret sunmaya başladılar.

 

"Bize gönderdiğiniz kızı sosyetede tanıttık hatta ikinci prens çok ilgileniyor onunla siz merak etmeyin o kız sâyesinde Saray'ın içine girmek an meselesi."

 

 

Oliver duyduğu bu saçma sözlere sinirle elini masaya vurarak karşılık verdi.

 

"Akılsızlar size o kızı sadece araç olarak verdim büyük işi siz yapacaktınız niye hala ülke refah içinde niye kraliyet ailesi parçalanmadı hâlâ!?"

 

 

Sesi o kadar yüksek çıktı ki dışarda ki muhafazlar aniden içeri girdiler ve ortalık bir kaç dakika sessizliğe gömüldü. Sorun olmadığnı anlayan muhafızlar kapıyı kapatıp çıktılar.

 

"Biz elimizden geleni yapıyoruz raporlarımız okudunuz değil mi?"

 

"Kapa çeneni!"

 

İki adam da sustu. Oliver sakin olmak adına derin derin nefes alıp verdi. Sonunda sakinleştiğinde konuşmaya devam etti.

 

"Size yeni planı anlatıyorum. İyi dinleyin eğer tekrar böyle bir hata olursa ben adam göndermeden siz kendi canınızı alın. Anlaşıldı mı?"

 

İkiside korku ile kafasını salladı.

 

"Öncelikle size verdiğim kız onun işini bitirin. Ve Layla Reinhardt, eminim ki onu tanıyorsunuzdur onunda işini bitirin. O kaltak yüzünden onca emeğin yok oldu! Buraya kadar anladınız mı?"

 

"Evet anladık efendim."

 

"Güzel, Helen ikinci Prens'i kazanmış ama artık o kadar bekleyemeyiz casusları buldukları için hızlı hareket etmeliyiz. Helen'i öldürün ve suçu veliaht prens'in üstüne atacak şekilde yapın bunu ikinci prens'in de düşman ülkeler ile olan temasları var onu krala göstereceksiniz."

 

Bu sözleri duyan iki adam da şaşkındı. Bu kadar hızlı olacak ise savaş ve ülke yıkımı yakındı. Ama anlamadıkları ikinci prens'in düşman ilişkisiydi aralarından biri cesaret ederek Oliver'a sordu.

 

"Efendim ikinci prens'in öyle bir durumu yok ama biz nasıl belge bulacağız?"

 

Adamın sesi sonlara doğru kısılmıştı çünkü Oliver adamın kafasına fincan fırlatmıştı.

 

"Aptal, siz sahte belge oluşturup susacaksınız ben size işaret gönderdiğim anda başlayacak bu!"

 

Adam korku ile kanayan kafasını tutup özür diledi. Oliver hâlâ sinirle onlara küfür ediyordu en sonunda ikisini de odadan kovmuştu ancak o zaman rahatlamıştı.

 

*** 

 

-Layla'nın Bakış açısı-

 

Hiç beklenmediğim biri gelmişti. Oda'ya gelen kişi Cassiandı. Şaşkın gözlerle ona bakarken o içeri girip kapıyı kapatmıştı bile.

 

"Majesteleri bir sorun mu vardı?"

 

Korku ve heyecanla sordum. Kesin bir sorun vardı. Telaş içten içe kalbimden tüm vücuduma yayılırken tam karşıma geldi.

 

"Özür dilerim şuan yaptığım çok kabalık ama sizinle konuşmam gereken bir konu vardı."

 

Nişan konusu muydu acaba? Ya da bahçede konuştuğumuz konu muydu?

 

"Anlıyorum majesteleri sizi dinliyorum. Ama hızlı olursanız hizmetçimi bekliyordu o her an burada olabilir. Yanlış anlaşılma olmasın. "

 

"Niye nişanlı değil miyiz? Şaka yaptım. Peki o hâlde, ciddi olayım siz nişanı istiyor musunuz? Açık bir şekilde söyleyin istemiyorsanız kral ile konuşmaya ve iptal etmeye çalışabilirim."

 

Ne O bana şaka mı az önce kendime gelmeye çalışarak soruyu düşündüm. Onu ben de bilmiyordum ki eğer ilk uyandığım günler olsaydı kesin istemezdim çünkü o zamanlar senden çok korkuyordum ama bana yardım ettiği gün ve sonraki davranışları hiçte kötü biri gibi durmuyordu. Kabul etmemek gibi bir seçimim yoktu ki ne cevap vereceğimi hiç bilmiyordum.

 

İçimde ki tüm kafa karışıklığını anlatmak istiyorum ona neden bilmiyordum ama içimden bir ses ona anlatırsam her şey daha kolay olacakmış gibi geliyordu.

 

"Ben bu konuda kararsızım majesteleri isteyipte istememek zaten benim elimde olan bir durum değil siz olmasanız bile başka biri olacak. Ama size karşı duygularım hâlâ yerinde olsa bile eskisi gibi çok değil sadece bir hayranlık duygusu bu."

 

Cassian ben konuşurken yüzüme baktı gözlerinin içi parlaktı ama ilk zamanlar böyle bakmıyordu. O da değişmişti. Bunu en iyi ben fark ederdim tabikide.

 

"Anlıyorum."

 

Bir cesaretle bende aynı soruyu sordum.

 

"Peki ya siz? İster miydiniz?"

 

Sordum soru ile gözleri hafife açıldı beklemiyordu sanırım.

 

"Ben isterdim. Ama sizi Leydim sizi de tanımak istiyorum."

 

 

Pardon ne? Beni tanımak mı istiyor? Kalbim saate bilmem kaç kilometre hızla atarken ağzımı kapatmaya çalışıyordum bir yandan da ne tepki vereceğimi kestirmeye çalışıyordum.

 

İkimizde şaşkınlık içinde kaldık.

 

"Ben de isterim ama şuan uygun bir zaman değil majesteleri."

 

Tapılası yüzünü incelerken kulaklarına gözüm ilişki hafife kızarmıştı.

 

O utandı mı? Bana mı öyle geliyor yoksa?

 

Tam konuşacakken kapı çalındı ve dışarıda ki ses ile ikimizde donduk.

 

***

 

Hiç içime sinmedi ama erken istediğiniz için attım bol bol yorum ve oylarınızı bekliyorum şimdiden teşekkürler🙏

 

Bölüm : 16.02.2025 22:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...