-Alış buna; güvendiğin insan herkesten fazla acıtır…
-Sakın ağlama oğlum, hayat gözyaşlarından hoşlanmaz.
-Gözlerimden akabilen yaşların acılığı hiçtir, insanı asıl ruhunda kalan yaşlar zehirler.
Şarkı önerisi: ~Dzanum- Teya Dora şarkıdı ile beraber okuyabilirsiniz.
~Geçmişten kesit
Layla elindeki kitaplarla odasına doğru giderken bir ses duyar ve ayakları olduğu yerde kalır. Kimin geldiğini anlamak için yavaşça kafasını kaldırıp bakar. Kendisinden bir kafa uzun ve hayatında ilk defa gördüğü bir çocuk duruyordu karşısında. Saçları çok güzeldi ve gözleri kırmızıydı bu rengi ilk defa görmüyordu bu renk kraliyet ailesine özel bir renkti yani karşısında güçlü biri kraliyet aile üyesinden bir prens duruyordu. Çocuğun yüzü tatlıydı ama çok korkunçtu. İstemeden bedeni titredi o çocukta ağabeyi gibi davranırsa diye korkuyordu küçük kız.
Sakin olmaya çalışarak çocuğu selamlamaya çalıştı. Eğer hata yaparsa babası ve ağabeyi ona tekrardan kızabilirdi. Hem korku hem de heyecan ile selamladı çocuğu.
Çocuk şaşkın gözlerle ona bakarken konuşup konuşmamak arasında kaldı. Ne yapacağını şaşıran kız en sonunda konuşmaya karar verdi.
"Kayıp mı oldunuz isterseniz size eşlik edeyim?"
Çocuk kafası karışmış gibi bir kaç saniye kızı süzdü ve kabul etti.
Gideceği yer Leo'nun çalışma odası'ymış bunu duyunca Layla biraz heyecanlandı. Uzun zamandır ağabeyini görmüyordu... Odasının içine giremeyecekti ama olsun yine heyecanlanmıştı.
Kendini tanıtmak istedi Layla ama son anda vazgeçti.
Odaya geldiklerinde adımları durdu ve genç çocuğa baktı. Oda kendisine bakıyordu.
"Şey geldik tam karşı da ki ikinci oda"
Diyerek kaçtı oradan büyük bir hata yapmadığını umarak giderken arkasında soru dolu bir ifade ile bakan kırmızı gözlerden habersiz odasına kapanmıştı.
Bir saat geçmişti ve oda da kitaplara bakarken aşırı canı sıkılmıştı Laylanın
Sabah azıcık bir kahvaltı yediği için karnı çok acıkmıştı ama kimse onunla ilgilenmediği için kendi mutfağa saklanarak girer yemek arardı. Bu gün onu yapacak kadar enerjisi yoktu o yüzden yatağına erkenden geçti.
Açlığı unutmak için kendini uyumaya zorladı küçük kız bir yandan gözleri dolmuş burnu sızlıyordu. Kalbi çok acıyordu ama artık alışması gerektiğini düşündü. Annesini çok özlemişti ama artık o yanında yoktu. Annesini düşündükçe daha cokt ağlamak geliyordu içinden.
Biraz ağladıktan sonra uykulu hissetmiş tam uykuya dalacakken kapı sert bir şekilde çarparak açıldı. Korku ile sıçradı küçük kız ve kapıya baktı hızlıca.
Gelen kişi baş hizmetçi Meghandı korku ile kalktı yataktan ve ona yaklaştı küçük kız.
"Ne var ne istiyorsun?"
Bu kötü kadın her geldiğinde önemli eşyaları gider ya da babasının verdiği paraları alıp küçük kızı tehdit eder biraz da döver giderdi. Evde babası ağabeyi olsa bile hiçbir zaman söylememişti çünkü korkmuştu kimsenin ona inanmayacağına söylemişti Meghan ve Layla da öyle düşünüyordu.
Bedeni sinir korku hayal kırıklığı ile titredi. Karşısında duran kadına baktı sadece zaten elinden hiçbir şey gelmiyordu sadece ona istediğini veriyordu yeter ki kendisini rahat bıraksın.
Meghan içeri girip dolabı karıştırdı. Ve bir yandan da ona bir şeyler söylemeye başladı.
"Nerede o? Nereye sakladın seni küçük cadı?"
Yatağına geri çıktı ve kendini korumak için ellerini bedenine sardı.
"Ben hiçbir şey saklamadım."
Kızgın bir boğa gibi üzerine gelen kadın ile çığlık attı ama ağzı kapandığı için sesi kesildi.
"O kolye nerde en çok sen istiyordun O kolyeyi aldın değil mi küçük sıçan seni hemen geri ver yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim."
En çok isteğini kolye dediği an aklına gelmişti bile annesinden kalan son hatıra oydu ama onu elinden almıştı bu kadın. Gözleri doldu be kafasını sallarken almadığını söyler gibi gözlerine baktı küçük kız.
Meghan sinirle saçlarını çekti ve son kez sordu.
"Nerede dedim?"
Tam bir şey daha söylerken dışardan sesler gelmeye başladı Layla umutla kapıya baktı belki ağabeyi sesi duymuş ve gelmişti bunları düşünürken kapı açıldı ve iki tane hizmetçi gelmiş gözleri hayal kırıklığı ile dolarken onların kim olduğunu biliyordu. Meghanın sağ ve sol kolu olan yardımcılarıydı.
Biri geldi ve cebinden kolyeyi çıkartılan Meghana uzattı.
"Bahçede bulduk sanırım çalarken düşürmüş."
Meghan çevik bir hareketle kolyeyi alıp cebine soktu ve korkunç bir bakışla Layla'ya baktı.
Layla korku ile başını salladı ve almadığını söyledi ama ona kimse inanmıyordu. Halbuki O kolye en başında onundu onu çalan küçük kız değildi onlardı yapmadığı bir olaydan dolayı sürekli suçlu ilan edilmek onu çok üzüyor ve yoruyordu.
Üç kötü kadın ile odada kapana kısılmıştı ve kimse onu kurtarmak için gelmiyordu.
O günün akşamı küçük kız ölmüş yerine kötü bir kız gelmişti.
~kesit sonu
* * *
-Layla'dan Devam
Gözlerimi açtığımda bir kaç damla gözyaşı düşmüştü bile. Küçükken yapmadığını şimdi yapacaktı ona yapılanı bin katı ile öedetecekti. O korku ve üzüntü hâlâ bir yerlerde saklıydı ama artık izleri yok etmek için yaşadığının aynısını yaşatacaktı.
Kapı hızlıca açıldı gelen tabikide Meghandı.
Oturduğu yerden küçük bir bakış attı ve kitaba geri döndü.
"Ne istiyorsun?"
"Sonunda kafayı yedin sanırım!"
Sinirle soluyan şişman kadına bakan Layla gülerek baktı. Kadın daha da sinirlendi.
"Beni çağıran sensin ne istiyorsun çabuk söyle!"
Hahaha bu gün iğrenç kadının son günüydü burada sırf bu yüzden biraz daha sözlerine ayak uyduracağım. Son kez. Beni küçükken kısıtlayan benim eski benliğime yaralar saran bu kadından intikamımı alacağım ve sadece bu kadın da değil bu evde ki herkesten hatta bu Krallık'ta bana yapılan her şey için intikamımı alacağım. Kafamı fazla bulamadan öncebu kadını halledelim.
"Sadece seninle konuşma zamanım geldi sanırım. Evet ne zaman gidiyorsun buradan Seni koyuyorum."
Şaşkın bir şekilde bakan kadın önce kızgındı sonra sesli bir kahkaha kopardı.
"Evet sen kafayı yemişsin. Benim patronum sen değilsin küçük sıçan kafana göre beni gönderemezsin."
"Oh öyle mi diyorsun. Benden çaldığın paralarla, eşyaları unuttun sanırım onları Dük'e bildirirsem burada kalamazsın bunu sen de biliyorsundur diye tahmin ediyorum."
Meghan önce korku dolu bir ifade yaptı ama saniyesinde kendinden emin bir ifade ile ona bakarak konuştu.
"Dük sana inanmaz bile beni bu boş tehditler için mi çağırdın."
Kocaman gülümse yerleşti yüzünde.
May kadınla beraber gelmemişti bunu fark edince içimde umut doldu Dük umarım onunla gelmeyi kabul etmiştir. Yoksa planım başlamadan biterdi. Sakince oturduğum yerden kadına baktım ve blöfümü atmaya hazırlandım.
"Pekâlâ bana yaptıkların yanına kaldı diyelim ama bir şeyi unutuyorsun sanırım. Ev harcamaları için ayırdığın bütçeden bahsedeyim meselâ?"
Yüzünde ki bilmiş gülümseme yok olmuş gözleri endişe içinde titremeye başlamıştı bile.
Ve işte bu ifade aynen bunu görmek istiyorum herkeste bunu hakediyordi hepsi. Şimdi gülümseme sırası bendeydi. Tek kaşımı kaldırıp ona beklenti ile bakmaya başladım.
"S-sen ne saçmalıyorsun öyle bir şey yapmadım ben bana iftira atma sakın."
Söyledikleri ile keyfim daha da yerine gelmişti.
"Ben sen yaptın dememiştim?"
Tuzağa düştüğünü anlayan kadın sinir ve korku ile kıpkırmızı kesildi. Böyle yüzle karşımda durması beni o kadar iyi hissettiyordu ki kendimi psikopat gibi hissettim bir an.
"Sen!! Amacın ne senin? Ne istiyorsun benden?"
"Bana yaptıklarını ve çaldığın paralarımı Dük'ten çaldığın paraları görüyorsun değil mi say say bitmiyor çaldıkların onları geri ıstiyorum hemde hemen. Yoksa bazı kuşlar ve elimde olan kanıtlar Dük'e uçacak."
Kanıt yoktu tabikide elimde kendi doldurduğum bir kaç kağıt vardı elimde koz varmış gibi davranarak kendisinin itiraf etmesini istiyordum. Elimde salladığım kağıtlara korku ile bakan kadın hem terlemiş hem de titremeye başlamıştı.
Evet biraz daha zorlasam itiraf edecekti. Sakin olmaya çalışarak devam ettim.
"Sadece bu da değil senin eskiden iki yandaşın vardı değil mi onlardan biriyle iletişim halindeyim paraya çok ihtiyacı varmış sanırım şahitlik yapmayı seve seve kabul edeceğini bildirdi. "
Söylediklerim doğruydu bu arada, May tesadüfen onunla karşılaşmıştı ve ben de hemen kızla konuşarak tanık olmasına karşılık para teklif ettim o da hemen kabul etti. Keyfim çok iyiydi şuan da böyle karşımda ezilip büzüldükçe kendi küçüklüğümde yaşadıklarım aklıma geliyor ve rahatlıyordum.
"Evet seni dinliyorum nasıl suçlar işledin bir de senden dinlemek istiyorum konuşmaya başla her geçen dakikada sabrım tükeniyor elindeki kanıtlar Dük'ün odasına uçmak istiyor."
Dedim elindeki kağıtları sesli bir şekilde sallayarak.
* * *
-Mayden Devam
Baş hizmetçiyi Leydinin odasında gönderirken bir şekilde kendimi ondan ayırdım ve hızlıca Dük'ün odasına koştum. Kapıda bekleyen muhafaza haber vermesini istedim benim telaşlı hâlimi gören adamlarda hızlandı ve ben de hemen odaya girdim.
Dük'e hızlıca selam verip Leydinin odasına gitmemiz gerektiğini ve olayları korku endişe ile anlattım ben konuşurken ifadesi kararıyordu. İşte bu Leydinin planı başarılı olacaktı. Bundan emindim. Sevinçle içten içe gülüp Dük'e olayları anlatmaya devam ettim.
Odasına geldiğimiz de Meghan sesli bir şekilde leydim ile konuşuyordu ve konuşma tarzı çok kötüydü bunu Dükte anlamış olacak ki sinirle kapının koluna dokunacaktı onu durdurmak zorunda kaldım.
"Efendim lütfen biraz bekleyin."
Sakince beklerken leydim ona yapılanları ve bütçeden çalınan paraları anlattı. Dük daha da kötü oluyordu nefes alış verişi hızlanmıştı. Ben ise endişe ile ona bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.
* * *
-Layla'dan Devam
Ben konuşurken karşımdaki kadın da yere oturmuş bana yalvarmaya başlamıştı. Şahit lafını duyunca yelkenleri suya düştü ve itiraf etmeye başladı. Vee oyunumun son sahnelerine geldik. Keyifle güldüm.
"Yalvarma sana söylediklerimi duydun mu? Evet seni dinliyorum."
Kararsızca bana bakan kadının gözleri yaşla dolmuştu. Ama bana hiçbir şey uyandırmıyordu bu durum.
"Evet Leydim özür dilerim lütfen beni affedin bu zamana kadar yaptığım tüm suçlar için sizden af diliyorum lütfen beni Dük'e bildirmeyin sizden aldıklarımın hepsini geri vereceğim çaldığım tüm paraları da geri vereceğim ve ve annenizin kolyesi evet evet o kolye hâlâ bende onu size vereceğim onu çok istiyordunuz değil mi? Lütfen affedin büyük bir suç işledim tüm bu yaptıklarımdan dolayı pişmanım... "
Annemin kolyesi.....
Kalbim acı ile sızladı. Tam sinirle bağıracakken odamın kapısı kırılacakmış gibi açıldı. Gelenin kim olduğunu bildiğim için hiç oraya bakmadım yerde ayaklarıma kapanan kadına baktım sadece.
Ama kadın bana bakmadan arkasına bakıyordu korku ile göz yaşları arttı ayağa kalkmaya çalıştı ama korkudan yere yapıştı.
En sonunda bakışlarımı Dük'e çevirdim nefret ve sinir ile Meghana bakıyordu. Sonra pişman olmuş bir şekilde bana baktı konuşmak istedi ama ben yüzümü çevirdim onlara bakarsam kendimi tutamazdım.
"Muhafızlarr götürün bu suçluyu zindana hiçbir şey yapmayın bizzat ben sorgulayacağım bu günahkarı!!"
Dük'e baktım ve sonra arkasında ki Leo'yu fark ettim ah o planımda yıktı ama onunda duyması iyi oldu. May de duruyordu onları daha sonraki fark etmiştim.
Kadını yerden kaldıran iki muhafız zorlanmadan odadan çıkardılar.
Annemin son hatırasını düşününce aklımda hiçbir plan kalmamıştı sanırım küçük bir şok geçiriyordum. Odamda duran üç kişiye baktım ve bıkkınlıkla nefes verip konuştum.
"Yalnız kalmak istiyorum."
Bunu duyun Dük ile Leo biraz sarsıldı Dük konuşmak istedi ama ben onlara bakmadan yatağa doğru ilerledim onlarda sonunda odadan çıktılar. Evet böyle sizin teselliniz bana sadece acı verir benden uzak durun.
Yorgunluk içinde yatağa bıraktım kendimi.
* * *
---Evettt nasıl buldunuz lütfen oy ve yorum yapın yeni bölüm için ilham olsun banaaa
Okur Yorumları | Yorum Ekle |