Nabersiniz umarım iyisinizdir aşklarım
___________________________________________
Birlikte - Lena & Agâh
Sabahın ilk ışıkları odamızın içine süzülürken gözlerimi açtım. Yatak yumuşacıktı ama en büyük rahatlık, Agâh'ın yanımda olmasıydı. Sırtımı ona yaslamış, huzur dolu nefes alışlarını dinleyerek uyanmıştım.
Başımı yavaşça yana çevirdiğimde, gözleri kapalıydı ama dudaklarında hafif bir gülümseme vardı. Beni izlediğini fark edince hafifçe güldüm.
"Uyuyormuş gibi yapmayı bırak, Agâh."
Göz kapaklarını tembelce araladı, gülümsemesi genişledi. "Seninle uyanmak, uyumaktan daha güzel."
Başımı göğsüne yasladım. "Bu sözleri hep sabahları mı söylüyorsun, yoksa günün her saati mi bu kadar romantiksin?"
Parmaklarını saçlarımın arasından geçirerek başımı okşadı. "Sadece sana karşı."
Gözlerimi kapattım, bu anın sonsuza kadar sürmesini istedim. Ama tabii ki, hayat buna izin vermezdi.
Tam o sırada, küçük bir çığlık duyuldu.
"ANNNEEEE! BABİÇİİİM!"
Kapı hızla açıldı ve minik ayak sesleri yatağımıza doğru yaklaştı. Agâh iç çekerek gülümsedi. "Ve romantizm burada bitti."
Aslan, tüm gücüyle yatağa tırmanıp kucağıma atladı. "Kahvaltı yiyeyim!"
Gülerek onu öptüm. "Hemen mi?"
Aslan başını salladı. "Evet! Ama önce baba gıdıkkk!" diye bağırarak Agâh'ın üzerine atladı.
Agâh onu yakalayıp kucakladı, Aslan kahkahalar atarken onu havaya kaldırdı. "Kim korkusuz aslanım benim?"
Aslan, kollarını iki yana açarak bağırdı. "Ben!"
O an içimden bir şeyler aktı. Ailem... Küçük ama kocaman hissettiren ailem.
Agâh bana baktı, gözlerindeki ışık hiç değişmemişti. "Hadi bakalım, kahvaltıya geç kalırsak Melek Nine'den fırça yeriz."
Gülerek başımı salladım. "O zaman kahvaltı zamanı!"
Ve biz, kahkahalar içinde, sevgi dolu bir güne başladık.
Birlikte.
Ve bundan sonra, hep böyle olacaktı.
Yakınlık - Lena & Agâh
Ev sessizdi. Dışarıda hafif bir rüzgâr esiyor, perdeler usulca dalgalanıyordu. Gece ilerlemişti ama uyumak içimden gelmiyordu. Yatakta sırtımı başlığa yaslamış, düşünceler içinde kaybolmuştum.
Kapının yavaşça açıldığını duyduğumda başımı çevirdim. Agâh, sessiz adımlarla içeri girdi, gözleri hemen benimkilere kilitlendi.
"Uyumadın mı?" diye sordu, sesi her zamanki gibi derin ve sakindi.
Gülümsedim. "Henüz değil. Düşünüyordum."
Yanıma oturdu, elini usulca elime koydu. "Ne düşünüyordun?"
Başımı hafifçe eğdim. "Bizi."
Agâh'ın gözlerinde o tanıdık sıcaklık belirdi. Beni uzun zamandır koruyan, hep yanımda olan adam şimdi gözlerimin içine bakıyordu. Parmak uçlarını yanağıma hafifçe sürdü, sonra başparmağıyla dudağıma dokundu.
"Biz... iyi miyiz?" diye sordu alçak bir sesle.
Gözlerimi onun gözlerinden ayırmadan başımı salladım. "Evet, ama... bazen hâlâ her şeyin gerçek olup olmadığını sorguluyorum."
Agâh, elini saçlarıma götürüp nazikçe yüzümü kendine çevirdi. "Gerçek." dedi fısıltıyla. "Buradayım. Seninleyim."
İçimde bir şey titredi. Onun varlığı, sesi, dokunuşu... her şey beni güvende hissettiriyordu. Ama aynı zamanda kalbimi hızlandırıyordu.
Elimi göğsüne koydum, kalp atışlarını hissettim. "Sen de benim yanımda olduğuna inanıyor musun?"
Agâh, elini belime doladı ve beni kendine çekti. "Sen benim gerçeğimsin, Lena."
Sözleri içimde yankılanırken, dudaklarımız arasındaki mesafe kapandı. Önce hafif, sonra daha derinleşen bir dokunuşla öptü beni. Parmakları tenimde gezinirken, her şeyin ne kadar farklı olduğunu hissettim.
Bu, sadece bir dokunuş ya da bir an değildi. Bu, iki insanın birbirine gerçekten ait olduğunu anlamasının anıydı.
Ve o gece, aramızdaki tüm duvarlar tamamen yıkıldı.
---
Sonsuz Güven - Lena & Agâh
Agâh'ın dudakları benimkilerden ayrıldığında, nefesim hala düzensizdi. Gözlerim onun gözlerinde kilitli kalmıştı. Parmak uçları, sanki ezberlemek istercesine yanağımı okşuyordu.
"Sen benim en büyük gerçeğimsin, Lena," diye fısıldadı, sesi karanlığın içinde yankılanıyordu.
Kalbim deli gibi çarpıyordu. Yıllarca kaçtığım, korktuğum ne varsa, o an yok olmuştu. İçimde bir güven hissi yükseldi. Onun kollarında her şeyden uzak, sadece ikimiz vardık.
Parmaklarımı göğsüne koydum, kalp atışlarını hissettim. Düzenli ve güçlüydü. Beni hayata bağlayan ritim buydu.
"Beni hiç bırakma," dedim neredeyse bir fısıltıyla.
Agâh başını iki yana salladı. "Bırakmak mı?" dedi, sesi keskin ama bir o kadar da yumuşaktı. "Ben seninle nefes alıyorum, Lena. Seni bırakmak, kendimden vazgeçmek olur."
Gözlerim doldu. O kadar uzun zaman boyunca yalnız kalmıştım ki, birinin beni gerçekten sahiplenmesi, koruması, sevilmeye layık olduğuma inandırması... Bu çok başkaydı.
Parmaklarını yüzümden aşağı kaydırarak çeneme dokundu. "Bunu anladığını bilmek istiyorum," dedi.
Başımı salladım. "Anlıyorum, Agâh."
Kollarını belime doladı, beni hafifçe kendine çekti. "Bunu sadece duymanı değil, hissetmeni de istiyorum."
Gözlerini kapattım. Ve hissettim.
Onun sıcaklığı, dokunuşu, varlığı...
Her şey, ikimizin sonsuza kadar ait olduğu gerçeğini kanıtlıyordu.
Ve o gece, bir kez daha, her şeyin yerli yerine oturduğunu hissettim.
Çünkü biz, birbirimize aittik.
Ve bundan sonra hiçbir şey, bu gerçeği değiştiremezdi.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
54.27k Okunma |
2.25k Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |