Turan timi ve ben şu anda hep beraber Volkanın odasına tıkılmış oturuyorduk daha doğrusu yer kalmadığı için cem canın bacağına oturmuş Serkan da sarpın kucağına yayılmış değişik pozisyonlarda oturuyorlardı, Volkan odaya girince hepsi esas duruşa geçtiler. “Rahat oturun arkadaşlar” Volkan koltuğuna oturup ellerini önünde birleştirerek dikkatlice bana baktı “evet Mehir seni dinliyorum” yerimde dikleşerek Volkana baktım hala gözlerinde kırgınlık vardı buradan bile onu görebiliyordum. Boğazımı temizleyerek tam konuşacaktım ki Canın bacağını açması ile cem bok çuvalı gibi yere düştü “ulan piç senin ben a--” Cemin küfrünü bölen Volkanın bağırmasıydı “adam akıllı oturun yoksa çıkın gidin” Cem hemen yerden kalkarak bu seferde Sarpın bacağına oturmaya çalıştı “Cem siktir git belanı bulma benden ” Sarp da tersleyince cem yavru köpek gibi tek tek bize baktı Volkan sinirle soluyarak tövbe çekti “ne bakıyorsun oğlum birde ağzına emzik verelim istersen ” cem somurtarak bize baktı , bu adam gerçek tende büyüyememişti
Şu an nasıl mı oturuyoruz içeride? Cem çocuk gibi surat asınca Volkan cemi bir bacağına oturttu, lan ben bile oturamadım be … Aga yak sigara yakılır buna bir de duble rakı offf... neyse biz konuya dönelim. Ne kadar gülmek istesem de şu karşımdaki adama Volkanın buz kütlesini andıran soğuk bakışları yüzünden asla gülemedim. “Evet Mehir herkes seni bekliyor anlat” Volkanın soğuk sesi ile oturduğum yerde titredim “şimdi şöyle arkadaşlar ben Nadya değilim o tanıdığınız Mehir’im ben ve evet MİT ajanıyım aslı--” sözümü kesen şey Volkanın bacağında çocuk gibi oturan cemin konuşması oldu “komutanım çişim geldi benim” Volkan sinirle Cemi yere atarak elindeki şişeyi kafasına attı “ben mi götüreyim salak , ulan biraz görgü kurallarınız olsun git işe Allah’ın mağaradan fırlamışı seni” Cem asker selamı vererek odadan çıktı kapı tam kapanacaktı ki başka bir el kapıyı tuttu . Ve tahmin edin kim tabi ki de Alp başka kim olabilir ki “müsaade var mı üsteğmenim?” Volkan Alpı onaylayınca Alp hemen içeri girerek kapıyı kapattı. “evet Mehir devam et sen” bıkkınca nefes alarak Alpa döndüm beni kafasıyla onaylayınca tekrar Volkandan tarafa döndüm, öfkeli bir şekilde Alpa bakıyordu “dediğim gibi aslında ben Milli İstihbarat Teşkilatına çalışan bir ajanım size daha fazla bilgi veremem kusura bakmayın” Volkan koltuğundan bana biraz daha yaklaşarak iyice dibime girdi , nefes alıp verirken nefesi suratımı yalıyordu. “Peki daha önce neden gitmedin de ben sana evlenme teklifi ettiğim zaman gittin bu da oyunun bir parçası mıydı?” Alp direkt araya girerek “Volkan saçmalama istersen Mehir öyle birisi değil bu olaylar planda yoktu daha doğrusu Mehir planda yoktu affını istemişti ama bazı gelişmeler yüzünden tekrar geri döndü” Alpa teşekkür ettiğimi belirtir şekilde gözlerimi bir kez açıp kapattım, o da bana aynı şekilde karşılık verdi “neden affını istedin peki Mehir anlat artık çıldıracağım ya her şeye kesik kesik cevaplar veriyorsun konuş artık!!” Volkanın bağırması ile adeta yerimde sıçradım “maalesef volkan bir şey anlatamam sana bu kadar” hasbin Allah diyerek koltuğundan kalktı birkaç kez tur atarak tam dibimde durdu “sana tek bir şey soracağım bana dürüst olacaksın tamam mı?” hızla kafamı salladım karşıma oturarak iyice yaklaştı bana “herkes çıksın yalnız konuşacağım ajan hanım ile” içeridekiler tek tek çıktı ama bir kişi kaldı içeride o da Alp… “çıkabilirsin Alp sorun yok” bana gücen verircesine bakarak o da odadan çıktı. Şimdi asıl sorgu geliyor iyi izleyin arkadaşlar Volkan Bozkurt sorgu time başlıyor…
Derin bir nefes alarak gözlerimin içine baktı “ben de bu oyunun bir parçası mıydım Mehir, beni gerçekten sevmedin mi?” Hızla kafamı salladım nasıl böyle düşünürdü asla “Volkan bak sana plandan ya da operasyondan bahsedemem ama değildi gerçekten ben normalde affımı istemiştim ama sonra gelen kutu sen albay ile konuşmaya gidince aradılar beni ”
(kutunun geldiği gün)
Volkan kutuyu da alarak aslan albay ile konuşmaya gitti şimdi ne olacak , annem varlığından daha yeni haberim olduğum kardeşim onları nasıl kurtaracağım? Öfkeyle saçlarımı çekiştirdim , ben bitti sanmıştım ama bit- düşüncelerimi bölen çalan telefonum oldu. Teşkilattan arıyorlar , vakit kaybetmeden çağrıyı cevapladım “Asena ben aziz başkan, görev seni bekliyor.” Daha bir şey demeden telefon suratıma kapandı , fazla zaman kaybetmeden Volkana kısa bir not bırakıp dışarıda beni bekleyen arabaya bindim.
(Günümüz)
Konuşurken baya yorulmuştum “dediğim gibi Volkan her şey bir anda gerçekleşti ben her şeyden vazgeçip buraya geldim ama geçmişim peşimi bırakmadı özür dilerim” Volkan sakince koltuktan kalkarak yanıma oturdu “hala sana kızgınım Mehir ama bir yandan da sana hak veriyorum, bu içimdeki karmaşa durana kadar bekleyebilir misin?” Dolu gözlerle Volkana baktım bana bakmıyordu “beklerim bekleyeceğim seni evimizde bekleyeceğim Volkan, sana olan hislerimin hiçbiri yalan değildi bunu sakın unutma ben seni her şeyden herkesten çok seviyorum.” Kafasını sallayarak odadan çıktı tıpkı benim ona yaptığım gibi bu sefer o beni bu odada yalnız bıraktı.
Kendimi hızla toparlayarak odadan çıktım, aziz başkan aslan albayın yanındaydı hızla aslan albayın odasına adımladım, kapıdaki albay postasına selam vererek tam kendimi tanıtacaktım ki kapı açıldı içeriden Alp çıkarak beni içeri çekiştirdi “hızlı gel Mehir seni bekliyoruz” Anlamaz gözlerle bir Alpa birde oda da ki kişilere baktım Aziz başkan beni görünce ayaklandı “Mehir’de geldiğine göre toplantıya başlaya biliriz” Aslan albay aziz başkanı onaylayarak turan timini odadan gönderdi tek bir kişi hariç onu da zaten tahmin etmiştir siniz. O bomba kişi tabi ki de Volkan.
Volkan ile yan yana koltuklara oturarak aziz başkan ile aslan albayı dinlemeye başladık “şimdi arkadaşlar lafı fazla uzatmadan konuşacağım çok zorlu bir süreçten geçiyoruz, şu kasap doktor denen adam dur durak bilmiyor” bu konuşan aslan albaydı. Aziz başkan sözü devraldı “bu nedenle aslan albay ve ben çok önemli ve kritik bir karar verdik tabi sizde kabul ederseniz, eğer etmezseniz burada duyduklarınızı burada unutup çıkıp gidersiniz.” Sabırsızca bekleyerek dikkatle aslan albay ve aziz başkanı dinledim.
Aslan albay koltuğundan kalkarak aziz başkanın yanına yani o da karşımıza oturdu. “Kararınız nedir çocuklar?” Volkan ile birbirimize bakarak aynı anda konuştuk
“Kabul ediyorum…”
Son kez planın üzerinden geçerek aslan albayın odasından çıktık. İçeri de ne mi oldu kısaca anlatayım.
Aslan albay tam karşımıza oturarak “çocuklar bu sefer düşmanımız tehlikeli ve zeki, Allah biliyor ya ömrümün yarısı şu dağlarda geçti, şu pislikler bitsin ve ülkem milletim rahat bir nefes alsın ama yok olmuyor şerefsizler bir türlü bitmiyor.” Aslan albayın konuşmasını Aziz başkan devraldı “dememiz o ki çocuklar bu düşman alt edilene kadar siz ikiniz beraber çalışacaksınız birbirinize eksiklerinizde yardım edeceksiniz, yeri geldiğinde Mehir istihbarat konularını volkana öğretecek yeri geldiğinde Volkan dağdaki engin bilgilerini Mehir’e anlatacak” Aslan albay yanımıza gelerek ikimize de yüzük uzattı bu normalde zaten teşkilatta taktığım yüzüktü ama aynısı şimdi Volkana veriliyordu.
“Bu yüzükler sizin asla açılmaz sandığınız kapıları açar konuşmaz dediğiniz adamları konuşturur şimdi çocuklar kararınız kesinse hızla çalışmalara başlayın unutmayın ikinizde artık ölüsünüz bundan ne teşkilatın ne de turan timinin haberi olacak.” Volkan ile gerekli evrakları imzalayarak odadan çıktık. Şimdi ise aylardır hasret kaldığım evimize gidiyoruz. Tek eli ile arabayı kullanırken diğer eli ise alışkanlık olmuş olacak ki bacağımdaki yerini aldı, Vakit kaybetmeden elimi elinin üzerine koydum, sanki ateşe değmiş gibi hızla elini çekti. “Pardon Mehir alışkanlık olmuş” elini tutarak tekrar bacağıma koydum “yapma Volkan böyle bana yabancıymışım gibi davranma.”
Kırmızı ışık yandığında arabayı durdurdu, bana dönerek bir elime baktı bir bana “ben senin için bir yabancı değil miyim Mehir?” Evet yine başlıyoruz Volkan trip yükleniyor.
“Volkan yapma isteyerek gitmediğimi sende biliyorsun.” Hızla kafasını sallayarak kafasını camdan tarafa çevirdi, alt dudağı titremeye başlayınca dudağını ağzının içine aldı. Ağlıyordu. Benim yüzümden ağlıyordu. Kemerimi çözerek Volkana yaklaştım, çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım. “Volkan sevgilim özür dilerim seni üzdüm kırdım ama yapmam gerekiyordu annem ve kardeşim oradaydı.” Alnımı alnına yaslayarak bir süre kendimizi dinledik, Volkan yavaşça kafasını hareket ettirdiği an arkadan gelen korna sesi ile yerimden sıçradım. Volkan ufak bir kahkaha atarak önüne döndü. “Mehir hem MİT üyesisin hem korna sesine korkuyorsun” gülmeye devam ederek arabayı çalıştırdı. “Volkan korna sesinden korkmadım ben boşluğuma geldi yani olamaz mı?” Sağa sinyal vererek sağ döndü, “olamaz Mehir olamaz sen MİT üyesisin sen geleni gelenden önce bilmen lazım.” Öfkeyle soluyarak kollarımı göğsümde birleştirdim “senin yüzünden oldu sen aklımı başımdan aldın, bir de gülüyor musun?” arabayı park ederek kapıları açtı, arabadan inerek kapının önünde Volkanı bekledim “açsana kapıyı Mehir” boş ellerimi göstererek “her şey teşkilatta kaldı o yüzden sen açar mısın?” Volkan kapıyı açınca içeri girdik.
Aylar sonra geri geldim evimize, ne kadar da çok özlemişim çok fazla durmadık ama yine de evin her bir köşesinde anımız varmış gibi hissediyorum.
Volkan üzerini değiştirerek mutfağa yemek yapmaya gitti bende günün yorgunluğunu atmak için kendimi sıcak bir duşa bıraktım. Saçlarımı köpükleyerek masaj yapmaya başladım ama bir saniye benim ellerim şampuanı tutuyor saçıma masajı yapan ki—Volkan.
“Rahat mı?” Önümü dönerek yüzüne baktım, hala kırgın bakıyordu bana ama ben kırgınlığı ne olursa olsun alacağım. “Çok rahat” biraz daha başıma masaj yaptıktan sonra saçlarımı duruladı, ardından vücudumu lif ley erek masaj yaptı. ‘Şu dokunuşlarını bile çok özledim.’ ,, “bende seni çok özledim Mehir.” Ne anlamaz gözlerle ona baktım “ben az önce dışımdan mı konuştum Volkan?” kafasını ağır ağır sallayarak beni onayladı. Dakika bir gol bir rezil olduk çok şükür. Duşumu aldıktan sonra banyodan çıktık. Volkanın yaptığı yemekleri afiyetle yiyerek karnımı doyurdum. “baya acıkmışsın Mehir üç öğünlük yemek yedin resmen” Salatadan bir kaşık daha alarak gözünün içine bakarak ağzımı kocaman açtım “yalnız Mehir hanım başka zaman da ağzını açarsın her halde değil mi?” dedikleri ile ağzımdakileri dışarı fışkırttım resmen öksürerek suyumdan içtim. Öfkeyle Volkana döndüm ama bey efendinin keyfi baya yerinde, bana göz kırparak yemeğine geri döndü.
Yemeğin ardından balkona çıkarak çaylarımızı da alarak rahatça oturduk. “Volkan bana hala kırgın mısın ?” elinde ki bardağı sehpaya bırakarak koltukta bana döndü. “kızgınım, kırgınım ama geçecek biliyorum o zaman kadar bekler misin beni?” bende elimdeki çayı sehpaya bırakarak göğsüne sindim. Hasret kaldığım kokusunu derince içime çektim. “Beklerim Volkan eğer sonunda sonuna kavuşmak varsa beklerim” Elleri ile saçıma yaptığı masajlar ile çoktan mayışmaya başlamıştım, birden havalanmam ile sırtımın soğuk çarşaflara değmesi anlık oldu, volkan gerçekten de çok hızlı.
Gözümü açtığımda hala karanlıktı sağ tarafıma döndüğümde Volkan yanımda değildi. Alt kattan gelen kırılma sesi ile yataktan kalktım silahımı alarak yavaşça aşağı indim. Bu volkan olabilirdi ama temkinli olmakta fayda var. Aşağı indiğimde tüm ışıklar açıktı, tek tek odaları dolandım ama ne kırık bir şey vardı ne de Volkan. Tekrar gelen kırılma sesi ile bizim yatak odası olarak seçtiğimiz odaya yavaşça adımladım. Odaya yaklaştıkça sesler de çoğalıyordu. Temkinli bir şekilde odaya girerek etrafı inceledim, yatağın yan tarafında bir boşluk vardı, aşağı doru inen bir merdiven yavaşça merdivenleri inerek etrafı inceledim. Burası gizli bir odaydı. Arkamda hissettiğim hareketlilik ile gelen kokudan bunun Volkan olduğunu anlamam uzun sürmedi. Arkamdan gelerek belime sarıldı ellerini karnımda birleştirdi. “Güzelim uyanmışsın.” Başımı göğsüne yaslayarak kendimi huzurun kollarına bıraktım. “yanımda göremedim seni merak ettim.” Elimden tutarak beni odanın içine çekti, meraklı gözler ile odayı inceledim “Volkan bu oda neden var?” arkasında ki sandalyeye oturarak beni de bir bacağına oturttu “burası bizim gizili operasyon odamız.” Elini cebine atarak bana evlenme teklifi ettiği yüzüğü parmağıma taktı. “güzelim bir daha bunu çıkarma parmağından.” Yüzüğü parmağıma takarak parmak uçlarımı öptü, “Volkan seni çok seviyorum, her şeyden şüphe et ama benim sana olan sevgimden aşkımdan asla şüphe etme” Beni kendine çekerek dudaklarımızı birleştirdi. Yine hasret kaldığım bir şeye özlemim dindi. Bu sefer dudaklarına hasret kalmıştım, öyle hasret kaldım ki sanki çöllerde dolanmış gibiydim ve şu an o çölden kurtulup suyuma kavuştum. Dudaklarımızdan çıkan ıslak ses ile birbirimizden ayrıldık “seni çok özledim Mehir.” Tekrardan dudaklarımızı birleştirdi, asla bir şikayetim yok kendimi ona bıraktım. “Volkan be-” tekrardan öptü, “Volkan beni dinl--” söyleyeceklerimi benden daha iyi biliyordu. “yapma Mehir bari bu gece yapma” ona ayak uydurarak kendimi tamamen bıraktım. Galiba böyle devam edersek operasyon odasında bu gece farklı bir operasyona çıkacağız. Bizi birbirimizden ayıran Volkanın çalan telefonu oldu, kucağından tam inecekken beni durdurdu.
Beş dakika kadar aslan albay ile konuştuktan sonra telefonu kapattı. “nereye Mehir hanım?” Kollarımı boynuna dolayarak iyice sindim “telefonla konuşacaktın o yüzden şey ettim” art arda dudaklarıma öpücük kondurarak ayağa kalktı “şey etme benim senden bir gizlim saklım yok hem meslektaş sayılırız artık.” Beni yere bırakarak bir panonun önünde durduk. “artık biz ölüyüz Mehir, burası da mezarın en alt en kara yeri burada olan sadece burada kalacak anlaşıldı mı?” elimi anlıma koyarak “emredersiniz komutanım” dedim.
Burnumun ucunu öperek “aferin asker” dedi. Saklı odamızda biraz daha operasyonlar hakkında konuştuktan sonra tekrar odamıza çıktık. “bu odayı evlenince yatak odası yapacaktık sevgilim.” Yatağa çıkarak yorganın altına girdim. “Volkan hatırlatırım ama biz ölüyüz o yüzden yanıma gel.”
Sanki bu davetimi bekliyormuş gibi hızla tişörtünü çıkararak yanıma geldi üzerime eğilerek yorganın altına girdi ama hala üzerimdeydi. Ellerimi direkt kaslarına çıkararak onlara dokundum. “kaslarını çok seviyorum pardon sende olan benim kaslarımı seviyorum” Ellerini belimde gezdirerek geceliğimi bir çırpıda üzerimden çıkardı, şuan karşısında yine ve yeniden çıplaktım, peki bu umurumda mı asla. “sana ne demiştim Mehir ağzını başka zamanda açar mısın diye? ” şu an o kadar çok duygu yüklüydüm ki sadece kafamı sallamakla yetindim. “o zaman bana ağzını açar mısın sevgilim?” direkt fermuarını açarak pantolonunu çıkarttım. Boxerden elimle aletine dokunarak onu hissettim daha fazla zaman kaybetmeden boxerini de çıkardım. Volkan çenemi tutarak iki parmağını ağzıma soktu. Öğürme refleksim gelince çekti hemen elini “güzelim olmaz böyle hemen öğürüyorsun.” Elini iterek ona daha cevap vermeden penisini ağzıma aldım.
Ağzıma dağılan garip tat bana nedensizce mutluluk verdi. Başkalarının belki bu midesini bulandırır ama şu an bundan çok etkileniyorum hatta ıslandım bile. Yavaş yavaş hareket ederek ağzımda bir ileri geri hareket ettim, Volkanın erkeksi sesi kulağıma dolduğunda “Mehir güzelimmm ah de-devam et hızlan” kedimi kaybedercesine daha da hızlandım öğürme reflekslerim gelse de bunu göz ardı ettim, dakikalar sonra volkan penisini ağzımdan alarak döllerini karnıma akıttı.
“ahh bebeğim bu çok güzeldi, ağızın mükemmeldi” beni yatağa yatırarak dudaklarıma kapandı. “şimdi sıra bende kendini bana bırak sevgilim.” Dediğini yaparak kendimi ona bıraktım. Dudaklarımdan başlayarak göğüslerime indi, orada biraz oyalanarak kasıklarıma kadar vücudumu öpücük yağmuruna tuttu. Vajinama yaklaşarak yavaşça üfledi, sanki elektrik çarpmış gibi belim anında kavislenerek kalktı, elini karnıma koyarak “sakin ol bebeğim daha başlamadım.” Bacaklarımı iki yana iyice ayırarak kafasını oraya yerleştirdi. Dilini değdirdiği an tekrardan belim kavislenerek havaya kalktı, bu sefer beni tutmadı, kaldığı yerden işlemine devam etti. Dilini yavaşça içime ittiği an ağzımdan çok tiz bir çığlık çıktı. Bu çok başkaydı. “ Volkan devam et lütfen hızlan” nefes nefese söylediğim şeyler ile daha da hızlandı elimi saçlarından daha da bastırdım kendime, bacaklarıma çarpan nefesi ve dilinin o güzel işlevi beni mahvediyor. Daha fazla dayanamayarak kendimi artık bıraktım. Volkan hiçbir şeyi umursamadan akan sıvılarımı da dili ile temizledi. Son kez bacak içime öpücük kondurarak yanıma yattı “güzelim nasılsın?” yatakta yan dönerek göğsüne yattım. “hiç bu kadar mükemmel olmamıştım ben” beni göğsüne çekerek kendimizi uykunun kollarına bıraktık.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |