Üç gündür operasyondaydım bu üç günü annem ve kız kardeşimin yanında geçirdim teşkilat ile plan yapmıştık ve üç gün önce onları kurtarmıştık. Tam Volkanı hedef alan adamı vurdum ki Volkan ile göz göze geldim. Dudaklarından sadece ismim döküldü “MEHİR” …
{ÜÇ GÜN ÖNCE}
“Başkanım her şey istediğimiz gibi eğer sorun çıkmazsa annemi ve kardeşimi kurtaracağız” Aziz başkanın ayağa kalkması ile toplantı sona erdi “Allah yardımcınız olsun evlatlarım. Asena onlara kim olduğunu göster ki bir daha asla bu devlete baş kaldırmaya çalışmasınlar.” Toplantıdan sonra Alp ile hızla hazırlanmaya başladık, aylardır bunun planını yaptık en ince ayrıntısına kadar. Başarısızlık oranı sıfır. Elime aldığım doktor çantasının altındaki gizli bölmeye silahımı, şarjörleri, susturucuyu ve en önemlisi üç tane el bombası, çantamı elime alarak tekrardan kasap doktorun gözlerden ırak gizli hastanesine girdim. Tüm kontrollerden geçerek annemin kaldığı kata çıktım, bu sefer dört tane adam vardı. Normalde hep iki tane olurdu bu da demek oluyor ki kasap doktor burada. Başka odaya geçerek onların odadan çıkmasını bekledim kulağıma gelen cızırtı sesi ile Alp’ın kulaklığıma bağlandığını anlamam uzun sürmedi. “Asena burası yuva şimdi seni ben yönlendireceğim.” İki hafta önce yaralanmıştı Alp, bacağına yediği bıçak yarası yüzünden kısa bir fizik tedavi gördü sonra tekrardan aramıza döndü. “Yuva, Asena dinlemede. Tekrar aramıza hoş geldin yuva” Alpın yine o değişik kahkahası doldurdu kulaklarımı gerçekten acayip derecede değişik gülüyordu, “kameraları ben hallettim Asena varsın ama orada yoksun artık, rahat rahat hareket edebilirsin.” Alpın söyledikleri ile keyfim daha da yerine geldi. Kapının arkasından gelen ayak sesleri ile daha da geri ye giderek saklandım birisi geliyordu. Kapının açılması ile iyice sindim olduğum yere eğer beni fark ederse diye de ne olur olmaz elime bıçağımı aldım. Gelen kişi bu hastanede çalışan hemşirelerden biriydi elindeki dosyaları masaya bırakarak odadan çıktı.
“Asena iyi misin? sesin gelmiyor.” Saklandığım yerden çıkarak kapıya yaklaştım. “İyiyim annem ve kardeşimi kurtarayım daha da iyi olacağım.” Kapıyı yarım açarak adamlara baktım gitmişler. Sadece iki kişi kalmıştılar üzerimi düzelterek her zamanki peruğumu takarak odadan çıktım. Adamlar beni görür görmez durdurdular “Nadya Hanım kontrol saati değil burada olmamanız lazım” onları oylarken çantamdan susturucu taktığım silahımı alarak arkama sakladım “biliyorum fakat hastanın durumunda değişiklik var bakmam lazım ilaç vereceğim.” Adamalar birbirine bakarak biraz düşündüler “peki ama çantayı kontrol etmemiz lazım.” Çantamı onlara uzatarak cilve yapar gibi konuşmaya çalıştım “acaba rica etsem odada kontrol etseniz hem daha rahat oluruz” kulağıma dolan Alpın gülme sesiyle kendimi zor tuttum şu an çemkirmek istiyordum ‘ne gülüyorsun yavşak’ dememek için zoraki gülümsedim. Adamlar birbirine bakarak güldüler Allah’ın salakları bu salaklarında akılları fikirleri çüklerinde.
Annemin yattığı odaya girerek kapıyı kapatarak kilitledim. Adamlar arsızca bana bakarak çantamı açtılar, “güzel bir şey yok eee biraz eğlensek doktor aylardır karı yüzü görmüyoruz şu sürtükte hiç bize bakmıyor” Zeynep’i işaret eder konuştu, yanlarından geçerek adamın yanağından makas aldım “tabi eğleneceğiz ama siz eğlenecek kadar yaşarmışınız bilmiyorum” Bana değişik bir şekilde bakarak ağzında sakız olan adam bana yaklaştı “o nede--” sözünü bitirmeden ikisinin de kafasına sıktım. Zeynep korkuyla bana bakarak geriye doğru kaçtı “korkma Zeynep bugün sizi buradan çıkaracağım” Annem yine dolu gözlerle bana baktı o şerefsiz adam annemi başka adamlara tecavüz ettirirken bağırıyor diye dilini kesmiş. Bu yüzden annem konuşamıyor.
Annem ve Zeynep’i hazırlayarak kulaklığıma dokundum “Asena’dan yuvaya” kısa bir cızırtının ardından Alpın sesini duydum “yuva dinlemede son durum nedir?” Annemin bileklerini çözerken aynı zamanda Alpa olan biteni anlattım. “Asena on dakika içinde sivilleri çıkarmalısın birazdan orası Turan timi tarafından patlatılacak” Zeynep’inde ayağındaki zincire kurşun sıkarak zinciri koparttım. Yanında ayakkabı olmadığını bildiğim için getirdiğim ayakkabıyı ona verdim.
Annemi tekerlekli sandalyeye Zeynep ’ede peruk ve başka bir giysi giydirerek odadan çıkıp asansöre bindik. “Zeynep şimdi en alt kata yemekhanenin oraya gideceğiz dışarı çınca orada siyah bir araba olacak annemi de alıp o arabaya bineceksiniz” Zeynep ilk önce anneme sonra bana baktı “sen peki ne yapacaksın?” silahımı kontrol ederek onlara döndüm “ben arkanızdan geleceğim burada benim işim daha bitmedi” asansörün açılmasıyla yemekhaneye doğru hızlı adımlar ile adımladık “Alp sorun var mı yolumuzda?” ,, “Hiçbir sorun yok hızlıca çıkın bu arada senin Üsteğmende burada şekerim” Volkan da buradaydı ilk defa onunla aynı operasyondaydık , yemekhaneden çıkarak bizi bekleyen arabayı Zeynep’e gösterdim “bak ileride ki siyah araba ben sizi koruyacağım üç deyince hızlıca annemle koş” Zeynep kararlılıkla kafasını salladı “tamam ama sende bize sağ salim dön ne olur.” Sırtını sıvazlayarak ona güç vermeye çalıştım “bir iki ve üç Zeynep koş” Zeynep arkasına dahi bakmadan annemin tekerlekli sandalyesini iterek koştu bizimkiler hızlıca kapıyı açarak Zeynep ve annemi arabaya alıp buradan uzaklaştılar.
Asıl şimdi intikam vakti “Alp bundan sonrası bende” Alpın konuşmasına müsaade etmeden kulaklığın bağlantısını kestim. Elimdeki silahı kavrayarak köşeye sıkışmış Turan timine gizlice yardım etmeye başladım, hepsi ilk başta şaşırsalar da onlarda kaldıkları yerden devam ettiler. Tam Volkanı hedef alan adamı vurdum ki Volkan ile göz göze geldim. Dudaklarından ise sadece ismim döküldü.
‘MEHİR’…
Adamı vurarak hızla olduğum yerden çıktım timi arkamda bırakarak arabama geçtim tam kapıyı açtım ki duyduğum tok ses ile yerimde kala kaldım. “Mehir dur !!” Bu volkandı arkama dönmeden olduğum yerde durdum, bana yaklaşıyordu. “Mehir bana dön bu sana son ikazım yo-yoksa seni vururum” kesin bir dille söylemişti bunu. Pes ederek arkamı döndüm aylardır özlediğim o adam şu an elinde silahını bana doğrultmuştu. “Ellerini yukarı kaldır ve diz çök” dediğini yaparak yere diz çöktüm. Arkama geçerek ellerimi arkamdan bağladı. Şu barut kokusunu bile özlemiştim. Elini peruğuma atarak bir çırpıda aldı saçımdan “peruk takınca seni tanımayacağımı mı sandın?” Kulağımın dibindeydi ve Allah kahretmesin onu çok özledim deliler gibi “sevgilim özledin mi beni ? bende seni özledim” Bence gerçekleri öğrenene kadar biraz oyansam fena olmaz yada fena olur Volkana belli olmaz asla. Bu arada diğerleri de yanımıza gelmişti hepsi bana teröristmişim gibi bakıyordu. Atilla yanıma gelerek saçımdan tutup yüzüne bakmamı sağladı. “Nasıl yaptın lan Mehir? ha nasıl yaptın sen bize bu adama bu ülkeye nasıl ihanet ettin? biz seni evimize aldık lan sana kardeşim dedim ben” Resmen tükürmüştü suratıma beni ittirerek geriye düşmeme neden oldu. Volkan da farksız değildi bana bakarken o da nefret ve iğrenerek bakıyordu bana “Tamam Atilla yeter konuşma sorguda her şeyi anlatır nefsini tüketme böyle alçaklar için” Bu konuşan Volkandı ve kendince haklıydı o yüzden ağzımı açıp bir şey demedim. Gelen zırhlı araca binip karargâha doğru yola çıktık.
Kısa süren yolculuğun ardından karargâha geldik arabadan inerek beni sorgu odasına resmen tıktılar. On dakika sonra elinde yemek ile Cem yanıma geldi bir nevi köpek önüne atar gibi attı masaya “yavaş Cem” beni duymazdan gelerek suyu da bıraktı masaya “bunu da hak etmiyorsun ama neyse zıkkımlan daha bulamazsın bunu” önümdeki yemeği elimin tersi ile itekledim Cem sinirle bana bakarak karşımdaki sandalyeye oturdu “ne oldu beğenmedin mi? Sen bunu bile hak etmiyorsun zıkkımlan da açlıktan ölme” suyu açarak birkaç yudum alıp kapağını kapattım “o kadar hukukumuz var Cem şurada yengen sayılırım ayıp olmuyor mu?” Cem tam ayağa kalıp yanıma gelecekti ki kapının açılması ile Turan timi içeri girdi. Hepsi bana iğrenerek bakıyordu suçum olmasa da bu bakışların altında eziliyordum.
Serkan karşıma gelerek tüm nefretini kustu bana hepsi tek tek sanki düşmanlarıymışım gibi konuştular, gerçi düşmanları sanıyorlar beni onlarda haklı. En son Volkan kaldı nefretini kusmayan karşıma gelerek yüzüme baktı o kadar soğuk bakıyordu ki bakışlarında ben üşüdüm, “Volkan bana böyle bakma lütfen” Sinirle gülerek masaya yumruk attı “nasıl bakayım sana ha ? sen bir hainsin Mehir tabi adın Mehir mi yoksa Nadya mı ?” hepsi bana nefretini kusmuştu ama hiç biri Volkanın bakışları kadar canımı yakmamıştı.
Beni kolumdan çekerek sandalyeye oturttu “anlat bakalım neden yaptın neden ihanet ettin ülkene yoksa her şeyi baban ile mi planladın?” Gözümden akan yaşlarla kafamı salladım “hayır Volkan ben ihanet etmedin bilmediğin çok şey var ben hain değilim seni hala çok seviyorum” inanmaz gözlerle bana baktı “beni seviyorsun ha öyle mi ? lan sen teröristsin ” söylediği sözler bir ok gibi kalbime saplanıyordu, beni kollarımdan tutarak sallamaya başladı “niye yaptın neden anlat çok mu para verdiler he beyni mi yıkadılar neden Mehir ben bir cevap bulamıyorum bana cevap ver” Atilla yanımıza gelerek Volkanı benden uzaklaştırdı “değemez komutanım boş verin ” Volkan duvara yumruk atıp bana parmağını salladı “seni mahvedeceğim Mehir. Sen benim arkadaşlarımın hayatına girip mahvettin bende seni mahvedeceğim haberin olsun.” Ağlamalarım şiddetlenerek hıçkırıklara döndü “Volkan inan bana be--” Saçımdan çekmesi ile kelimelerim ağzımda kaldı “sakın o ağzını boş laflar için açma soruma cevap ver kimsin sen asıl amacın ne ?” Kapının açılması ile Volkan direkt as duruşa geçti gelen Aslan albaydı, “rahat asker Cem Mehir hanımın ellerini çözün” Volkan sinirle beni gösterdi “hanım mı komutanım? bu bir terörist” Aslan albay yanıma gelerek saçlarımı okşadı “canın yandı mı kızım?” aslan albayın sorusu ile şaşkınca ona baktım “anlamadım si--” aslan albay Volkandan daha da çok saçıma asılarak çekti “Demek hainsin Mehir ha sen benim evlatları mı tehlikeye atarsın demek senin ölümün benim elimden olacak.” Kafamı hızla ittirmesi ile kafam hızla masaya vurdu. Tam boğazımı sıkacaktı ki tekrar kapı açıldı ama yeter daha bu nedir?
Bu sefer Aziz başkan ve Alp sırayla içeri girdiler, “Albayım Mehir’i MİT olarak biz alıyoruz” Aslan albay daha bir şey demeden Alp ellerimi çözdü “Aziz saçmalama bu kız bir terörist” Aziz başkan gülerek elini omuzuma attı “Aslan albayıma tanıt kızım kendini özellikle Volkan’a tanıt en çok onun bilmeye hakkı var.” Artık her şey son buluyordu sevdiğim adam beni öğrenecekti.
Heyecan ile elimi aslan albaya uzattım “Milli İstihbarat Teşkilatından Mehir TÜRK. Görevim her ne olursa olsun kanımın son damlasına kadar ülkem için savaşmak.” Gururla kendimi onlara tanıttım başta volkan olmak üzere hepsi şok içendelerdi Volkan şaşkınca bana yaklaştı “sen ajan mısın?” gururla Volkan’a döndüm “evet en başından beri her şey planlıydı volkan ama planda olmayan tek bir şey vardı o da sana aşık olmak asla planlarımda yoktu” tekrardan gözlerim dolmaya başlamıştı Volkan hızla yanıma gelerek MİT kimliğime baktı “Mehir ben özür dilerim canın yandı mı ?” Aslan albayda yanıma gelerek benden özür diledi timde şimdi ise Volkanın odasına gidiyorduk her şeyi konuşmalıydık.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |