{VOLKAN BOZKURT’TAN}
“Can ,Cem ikiniz ileride ki inşaatta yerlerinizi alın .Atilla sen benimle geliyorsun diğerleri etrafı çevirin kuş dahi uçmayacak buradan ” telsizi kapatarak Atilla ile beraber binaya yavaşça ve sakin adımlar ile yaklaştık, kapı zaten açıktı ayağımla beraber iterek usulca içeri girdim .Peşimden de Atilla geliyordu tek tek odaları bakarak tüm binayı baktık ama hala ne bir iz var ne başka bir şey .
Sinirle askeri kaskımı kafamdan çıkararak yere fırlattım - nasıl olmazdı nasıl ? bakmadığımız yer kalmadı gitmediğimiz yer sınır dışına bile çıktık ama yoktu- Omuzuma konulan el ile Serkan’ın geldiğini anlamam uzun sürmedi her zaman her yerde o vardı yanımda hep o bana destek olurdu , şimdi de yanımda o var . Yanıma oda benim gibi diz çökerek ellerini birbirine kenetledi “Volkan kardeşim ne olur ümidini kesme , ne olursa olsun bulacağız Mehir’i şimdi durmak için çok yanlış zaman. Onun hala sana ihtiyacı var, kalk kendine gel artık” sona doğru bağırarak konuşmuştu tabi herkesin bakışı da bize döndü , artık gerçekten tutamıyordum kendimi bir aydır ,kos koca bir aydır, haber alamıyoruz eğer o arabanın yanına gitmeseydi bunlar olmayacaktı …
{1 ay önce }
“bekle burada geliyorum aşkım ” kafamla onu onaylayarak arabasının yanına gitti tam kapıyı açacaktı ki Atilla arkadan bağırdı “Mehir bomba var kaç ” daha Mehir kafasını çevirmeden kocaman bir gürültü ve bulutlara kadar uzanan duman . Yerde yatan yaralı askerler , acı çığlıkları ama Mehir ..O .o ,öldü mü ? Gözümden sakındığım dokunmaya kıyamadığım sevgilim öldü mü ? ama nasıl , alev alev yanan araba , ama Mehir yok ona bir şey olsa yada bombanın etkisiyle en azından bir parça bir şey göremez miyim ? Sesler artık yavaş yavaş boğuklaşmaya , etrafım bulanıklaşmaya başladı ve başım dönüyordu sanki yer sallanıyordu sonrası kocaman bir karanlık…
Gözümü açtığımda askeriyenin revirindeydim kolumda bir serum ve yanı başımda bekleyen Serkan yerimden hareketlenince anında uyanarak yanıma geldi “abi iyi misin ?” sesim sesim neredeydi benim konuşmak istesem de konuşamıyordum .Serkan sanki demek istediğimi anlayarak hemen bir bardak su doldurarak bana içirdi , biraz daha kendimi toparlayarak “Serkan , Mehir nerde o öldü mü ? ” Serkan da bir şey diyemiyordu, ne o ne bir başkası hiçbir şey demiyordu. Neden ama neden o neden …
{1 hafta sonra }
Üzerimi son kez kontrol ederek albayın kapısını iki kez tıklattım gelen komut ile içeri girdim , asker selamı vererek karşısında durdum , daha bana bakmadan benim geldiğimi anlamıştı “Evet Volkan seni dinliyorum ” boğazıma temizleyerek içimde ki umutla Albay aslana baktım “komutanım arabada yapılan incelemede hiçbir şekilde Mehir’in hiçbir bulgusuna rastlanmadı ” evet umutluydum biliyordum o beni bırakmazdı o Karadeniz kızıydı asla inadından vazgeçemezdi o . Albay aslan şaşkınca bana bakarak koltuğundan kalktı “ama nasıl olur araba param parça oldu on metre ileride ki askerler yaralandı da Mehir’e nasıl bir şey olmaz ” evet bunu ben de düşünüyordum belki yersiz umuda da tutunmuş olabilirim bu peşinden gitmeyeceğim anlamına gelmiyor , kararlılıkla kafamı dik tutarak “bu cevabı verecek tek kişi var komutanım o da o terörist Gülseren .”
{Gülseren’in sorgusu}
“Daha kaç defa bu odaya geleceğim daha kaç defa aynı soruları soracağım Gülseren artık cevap ver süren doluyor .” Ama nafile yine aynı cevapları veriyordu tekrardan o iğrenç yüz ifadesini takınarak “ya üsteğmen ben bilmem Mehir filan ya amma uzattın sende ayrıca o yoksa ben varım ” sinirlerime hakim olamayarak elimin tersi ile ağzına bir tane çaktım , “kadınlara asla vurmam Gülseren ama sen sabrımı taşırdın ” tıpkı Mehir ona ne yaptıysa aynısını yaptım, saçından tutarak sorgu odasından çıktık yerde sürükleyerek tam bahçenin ortasına yere fırlattım ,ağzından acı nidaları çıksa da asla umurumda olmadı herkes bize bakıyordu “karargahta ne kadar kadın personel varsa elindeki tüm işleri bırakıp buraya gelsin beş dakikaları var ” ben daha emrimi bitirmeden dişi kurtlar gelmeye başladı bile yanımda duran erlerden birine “bana bir sandalye ve demli çay getirin ” hemen oldukları yerden fırlayarak saniyeler içinde istediklerimi getirdiler , Gülseren şaşkınca etrafına bakınarak “ne yapacaksın bana üsteğmen ?” sinirle elimde ki çayı suratına atarak “bana yeni bir çay getirin soğumasın bu çok soğuktu ” erler yine aynı hızda bana daha sıcak çay getirdiler , çayımdan bir yudum alarak memnuniyetle kafamı salladım “dişi kurtlar” anında tüm kadın askerler hazır ola geçtiler “bu bir emirdir , karşımızda gördüğünüz kişi bir terör üyesi onu eşek sudan gelinceye kadar dövün ” dişi kurtlar memnuniyetle hazırlıklarına başladılar “ eğer acıyan merhamet eden olursa bir daha bu karargahtan içeri adımını atamaz .” oturduğum yerden kalkarak Gülseren’in elinin üzerine bastım “düşmana merhamet vatana ihanettir, yarım saatiniz var bakalım nasıl sanatçılarsınız ” Gülseren’i orada bırakarak tekrar sandalyeye oturdum saatimi ayarlayarak “başlayın ” Gülseren ne kadar ellerinden kaçmaya çalışsa da her defasında daha fazla dayak yiyordu zaten tüm askerler öfke ile doluydu bu onlar için bayram olacak.
Saatin dolmasıyla “rahat arkadaşlar gidebilirsiniz , çiğdem teröristi geri yerine götürün .” çiğdem baş selamı vererek Gülseren’i tekrardan sorgu odasına götürdü, bende hazırlıklarımı yaparak soluğu yine Gülseren’in yanında aldım .
“Evet Gülseren bu senin son şansın , bak o çok güvendiğin baban da yok artık sen teksin burada seni burada öldürsem kimse bana neden yatın demez . Çünkü sen aşağılık bir teröristsin” Artık yüzü gözü kanlardan gözükmüyordu dişi kurtlar gerçekten de sanat çalışması yapmışlar . Gülseren kafasını sallayarak “tamam konuşacağım Mehir yaşıyor ölmedi o bomba onu kaçırmak için bir oyundu sizin dikkatinizi dağıtıp babam Mehir’i kaçırdı ” Öksürerek ağzında ki kanları yere tükürdü ve yine aynı bakışı takınarak “üsteğmen zaman geçiyor Mehir için son günler .” dişinin arasından çıkardığı hapı yutarak intihar etti , nasıl bir manyak bunlar ,ne kadar uğraşsak da nafile acil hastaneye kaldırıldı ama sonuç ölüm .
{GÜNÜMÜZ}
Yine elimiz boş dönüyoruz bir aydır aramadığımız yer kalmadı , fare deliğine bile baktık ama yoktu. O olmadan eve bile gidemedim , gidemiyorum …Odamda son kalan evrakları da imzalayarak subaya teslim ettim . “çıkabilirsin ” asker selamı vererek odadan çıktı , şu bir aydır ne düzgün uyudum nede yemek yedim her gözümü kapattığımda karşımda beliriyordu , her lokmada aklıma geliyor . Acaba aç mı , üşüyor mu , yarası var mı , hastalandı mı ? off kafayı yiyeceğim , sevdiğim mahvoluyor ve ben hiçbir şey yapamıyorum. Telefonuma gelen bildirim sesi ile kafamı masadan kaldırdım bilinmeyen bir numaradan bir video ; Mehir.
“Volkan ahh, ben iyiyim merak etme bil.. ” daha cümlesini tamamlayamadan öksürmeye başladı her öksürdüğünde kan çıkıyordu ağzından yüzü gözü morarmış ,kaşı patlamış ,dudağının kenarında kurumuş kan lekesi , ne yapmışlar ona ben bakmaya kıyamazken onlar canını yakmıştı “biliyorum merak ediyorsun ama etme , iyiyim ben sadece sana şunu söylemek istiyorum ben kız kulesini hiç sevmedim , eğer kurtulursam denize gidelim ama haydar da gelsin , ” tekrardan öksürdü artık sesi daha da kısılıyordu “senin tim ve dört kişi daha sonra otuz tane midye , evindeki Titanik’e iyi bak aşkım sen her zaman beni anladın şimdi de anlarsın ” ve Mehir kadrajdan çıkıt başka birisi girdi “ee damat nasıl buldun vedayı kızım aahh çok hatalar yaptı en büyük hatası da sensin iki gün sonra bir daha onunla iletişime geçemeyeceksin onu öyle bir yere sakladım ki asla bulamayacaksın Volkan ” ve karanlık Mehir, onu kaçıracaktı asla asla böyle bir şey olamaz buna asla izin veremem …
Okur Yorumları | Yorum Ekle |