Herkese selam Kitappad'e giremiyorum. Uygulama donuyor açılmıyor vs. Girebilirsem bölümlerin devamı gelir ama giremedim taktirde alternetif olarak inkspired den okuyabilirsiniz. Orası güncel ilerliyor. Öpücükler 😘
(82) İlk Kelimenin Büyüsü
Günler, haftalar geçerken minik bebek Chloe büyüyor ve mevsimler değişiyordu. Layla Harvey hakkında gördüğü o görüntü yaşanmayınca Lily onun bir ihtimal doğrultusunda olduğuna kanaat getirmişti. Neyin doğru neyin gerçek olacağını bilmeden yaşamak zor görünse de üstesinden geliyordu.
Ara ara değişik hava almak için akademiye gidip geliyor bir derse girdikten sonra bebeği özleyip çıkıyordu. Malikaneye gelen ziyaretler bir süre durmamış, odaları hediyelerle dolup taşmıştı. Alfanın varisi olmak sandığından daha olaylı bir şeydi. Lily ise ihtiyaç fazlası her şeyi soylu olmayan ve bebeği olacak evlerin kapılarına notsuz bir şekilde bıraktırıyordu. Evde çürüyeceğine başka bebeklere yarasın diye düşünüyordu. Elbette büyüyle ve sihirle bazı eşyaların yapımı mevcuttu ancak üst kademe eşyalara yalnızca para ile ulaşılabiliyordu.
Chloe çoktan emekleyemeye ve yaramazlık yapmaya başlamıştı. Merdivenlere gelecek ve düşecek diye Lily'nin aklı çıkıyordu.
Alex, Chloe'nin göz rengini gördüğü an duygusallıktan ağlamıştı. Sarı saçları ve soluk yeşil gözleriyle Alex'in kopyası gibi dursa da yüz hatları Valeri'ye benziyordu. Valeri'nin ailesi de ziyarete geldiğinde malum kavga ortaya çıkmış ve kime benzediği bir skandal gibi gündeme düşmüştü. Bir zamanlar gördüklerinden dolayı Profesör Laith hakkında bir takım düşüncelere dalan Lily; eğer korktuğu gibi olsa asıl skandalı o zaman yaşardık diye aklından geçirmişti.
Bilinen şöyle de bir gerçek vardı ki; su gücünün bebekten geldiği düşünülen tez hemen çürümüştü. Bebek doğmasına rağmen Lily suyu hala aktif kullanıyordu. Bahane bulmak içim emzirdiğini öne sürse de buradaki gariplik gittikçe artıyordu. Lily'nin bunu ilk fark ettiği an, Chloe merdivenlere doğru giderken anlık refleksle sudan şeffaf bir barikat kurmuş olmasıydı. Daha da garibi Chloe bebek ateş gücünün bazı emarelerini göstermişti. Bunu memeden ayrılmak istemediği an parmağını annesinin saçına dolayıp dumanlar çıkarmasıyla fark ettiler. Neyse ki sadece bir dumandı yoksa Valeri'nin parlak kızıl saçlarına yazık olurdu.
Zaman geçse de emerken onun göğsünü tırmalamayı bir türlü bırakmıyordu. Alex ise her gece özel yaptırdığı kremleri ona verip sürmesini sağlıyordu.
Lily ve Chloe öyle güzel vakit geçiriyorlardı ki, içindeki bu anaç duygunun nereden geldiği sorgulanıyordu. Çünkü kimsenin tahmininde böyle bir şey yoktu. Olivia arkadaşını birkaç kez ziyaret etmek dışında gelmemişti. Lily buna kendi içinde üzülse de düşünmemeye karar verdi. Yakında Chloe için özel eğitimlere başlanacaklarının söylenmesi Lily'yi tedirgin ediyordu. Bunun için Alex'le konuşmuş ama geleneklerin bu şekilde olduğu cevabını almıştı. Daha konuşamayan bir bebeği nasıl eğitime sokacakları ise tam bir muammaydı.
Malikanenin içindeki bebek cıvıltısı hepsinin kalbini şenlendiriyor ve arada olan dargınlıkları kaldırıyordu. Kalkmayan tek dargınlıklar bebek uyuduktan sonra Alex'in odada çıkardığı saçma seslerdi. Böyle anlarda Lily parmağının ucunda oluşturduğu kıvılcımı Alex'in mabadına doğru savuruyor ve adamı yakıp zıplatıyordu.
Aylardan jupiterdi ve masmavi gökyüzü altında bulut kümeleri eşliğinde çimenlerde oturuyorlardı. Chloe ayağına değen çimenlerden huzursuz olmuş ve kalkmaya çalışıyordu. Alex ve Lily karşına geçip heyecanla beklediler. Bahçede bebeğe özel güvenli bir alan inşa etmiş çevresini yumuşak çitlerle kapatmışlardı.
"Hadi kızım, gel bana."
"Hadi kızım kalk ayağa babacığım."
"Chloe bana gelmelisin anneciğim."
"Yavrum bari bu sefer önceliğin annen olmasın, burada bir baban da var unutma."
Lily elini beline koyup Alex'e doğru döndü. "Niyeymiş geceleri sen mi uykusuz kalıyorsun? Sen mi sürekli uyanan bebeği emziriyorsun, sen mi doğurdun hı, hı, hı?"
Alex ellerini kaldırıp pes eder bir tavır sergiledi. "Yani ben sana bir şey diyemiyorum artık. Sen doğur ben sıkıldım Alex, mememin ucunu ısırdı sen emzir Alex, elime işedi sen değiştir Alex, dişi çıkacak parmağını soğut damağında tut Alex, ateşi var gibi üzerini örtme Alex, üşüdü üzerini ört Alex. Sakın tırnaklarını kesme acıtırsın Alex..."
"Ne dertlenmişsin öyle," deyip laf sokacağı an ikisi de bebeği unutmuştu. Ta ki ona seslenene kadar. Chloe ayakta tek başına durabiliyor ve minik iki dişiyle onlara gülümsüyordu. Lily'nin gözünden iki damla yere süzülüverdi hemen. "Gel bebeğim, küçük dünyam bana gel."
"Du-na," diye hafiften vurgu yapar gibi seslenen çocukla bakakaldılar.
"Ne dedi o? Ben mi yanlış duydum? Kızım baba diyeceksin ba-ba."
"Du-na."
Lily keyifli bir kahkaha attı. "Ne anne ne baba dedi canım benim şansına küs."
"Ne diyor peki, hadi onu da bul?"
"Buldum ki. Dünya diyor. Benim küçük bebeğim ona seslendiğim eşsiz sözcükle ilk kelimesini ağzından çıkardı. Ölsem de gam yemem artık." Lily'nin dünyası... Kopup geldiği Dünya'nın hasretini bebekle harmanlayıp öyle sesleniyordu. Son cümleyi gülümseyerek söylemişti ama ağırlığı bir anda tüm bedenini sardı. Yüzü düşmesin diye bebeği kucağına alıp sarıldı. "Kızım baba da de, sonra bozuluyor geceleri hiç susmuyor. Hadi Alex çok terledi yıkayıp yatıralım," dedikten sonra onları izleyen Layla Harvey'den haberleri olmadan odalarına çıktılar.
Lily ne zaman son günü olacağını bilmediği için her gece bebekle vedalaşmaya çalışıyor ancak bunu başaramayıp ağlayarak uyuyakalıyordu. Sürekli kucakta tutma, hep seni istemesin laflarını kulak arkası edip sevebildiği kadar seviyordu onu. Artık zamanın yaklaştığını hissediyor ancak Greinner'la bunu konuşmaktan kaçıyordu. Sanki bir sabah uyanacak ve birden bire kendini ormanın içinde bulacak gibi hissediyordu.
Banyonun köşesine Chloe için mini küvet yapılmıştı. "Gel bakalım güzel bebeğim." Yine o ninni gibi ses tonuyla bebeği soydu ve küvetteki suyu parmağıyla ayarladıktan sonra içine koydu. "Anne seni çok seviyor, saçlarını, gözlerini, yanaklarını, burnunu çok seviyor." Her söylediğinde parmağıyla neresi olduğunu gösterip şimdiden ona bir şeyler öğretmeye çalışıyordu.
Çocuk bakma konusunda sıfır bilgiyle bu işe girse de sürekli araştırmış ve deneme yanılma yöntemiyle her şeyi öğrenmeye çalışmıştı. Artık yalnızca anne sütü içmiyor ve ek gıda da yiyordu. Alerjisi olmasın diye üç gün kuralını bile öğrenmiş yeni yediği besinleri buna göre değerlendirmişti. Birinci gün çay kaşığı, ikinci gün tatlı kaşığı, üçüncü gün yemek kaşığı ile yedirip belirti görmezse devam etmişti. Lily, bebeğe bu derece titizlikle yaklaşıyordu.
Sıra meyvelere geldiğinde onun şekerli meyveleri çok sevmediğini fark etti. Alerjisi yoktu ama hoşuna da gitmiyordu. Chloe muzdan nefret ediyordu. Lily de hamileliğin başlarında muz yediği bazı dönemler kusmaya başlamıştı ve belki de sebebi buydu. İçi gitse de Chloe için bir defter tutuyordu. Asıl annesine bebeği hakkında detaylar içeren notlar yazdığı bir defter...
"Bak kırmızı balık buradaymış," deyip küvetteki oyuncak balığı alıp renklere aşina olsun diye gösterdi. "Biliyor musun bunun şarkısı bile var? Kırmızı balık gölde kıvrıla kıvrıla yüzüyor, balıkçı Hasan geliyor oltasını atıyor. Kırmızı balık kaç kaç, kırmızı balık kaç kaç kaç." Balık hızla hareket edince minik Chloe kıkırdama başladı ve Lily daha çok yapmaya başladı.
"Hasan kim?" Alex'in sorusuna kahkaha atarak karşılık verdi.
"Boş ver tanımazsın."
"Kızıma tanımadığım isimleri söyleme lütfen."
"Öyle mi tanıdıklarını söyleyebilirim öyleyse?"
"Söyleme Lilium, rica ediyorum. Hiçbir kıl kuyruğun adı girmesin kızımın zihnine." Lily burnunu kırıştırdı.
"Şimdiden kız babası olduğun belli Alex. Asıl ben rica ediyorum saçmalama. Balıkçı Hasan'dan çocuk kıskananı da ilk defa duyuyorum. Biraz şampuan dök elime, çok konuşma." Alex ağzının içinde homurdana homurdana şampuanı döktü. Sonra ise gözü Lily'nin tırnaklarına takıldı, bebek doğduğundan beri onları bakım yapıyorum demiyor ve kısacık kullanıyordu. Böyle düşünceli olduğu için içten içe minneti daha çok artıyordu.
Minik bebeğin kol altını yıkarken kıkırdamasıyla ona baktı. "Anneciğim, sen gıdıklandın mı? Hı, bak bana komik mi bu? Yesin mi anne seni, ham mı yapsın?" derken ortaya çıkan minik iki dişe yeniden güldüler. Sonra ise Chloe o gün ikinci kelimesini de kullandı. Kendi sesini duymak hoşuna gittiği için mırıldanıp çığlık atmalarına alışıklardı ama anlamlı bir kelime olunca kalpleri tekliyordu. Günün ikinci kelimesi de Lily'ye özeldi.
"A-ni."
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
47.34k Okunma |
4.48k Oy |
0 Takip |
117 Bölümlü Kitap |