26. Bölüm istanbul

Otelden çıktıktan sonra İstanbul için yola çıkarız karan ali ailemle vedalaşma bile izin vermeden İstanbul'a gideceğimi söyleyip arabayı sürmeye başlamıştı

Arabada bütün yol boyunca sessizce oturup sadece yolu izleyip uyuyakalmıştım sonra büyük gürültüyle oynarım İstanbul'un trafiği gürültüsüydü bu İstanbul'a gelmiştik ne hiçbir şey demeden sadece eve kadar sessizce oturmuştum çünkü ne desem bilmiyordum gerçi bir şey desem bile cevabını alamıyordum büyük bir kapının önüne gelmiştik kapı ses ile açılır galiba bu içeriden açılan bir kapıydı kapı açıldığı anda büyük bir köşke geldiğinizi anlamıştım burası 3 katlı bir köşktüm ağzım açık izliyordum bu kadar büyük bir eve gelin geleceğimi bilmiyordum ama benim derdim hiçbir zaman karan Ali'nin serveti Onur ya da soyadı olmadı ben onu ilk gördüğüm anda aşık olmuştum O ise bana ne nefreti duyduğunu benden neden nefret ettiğini anlayamasan da öğrenecektim ben bu eve ne hayallerle gelmek isterken hayal kırıklığıyla girecektim "ailemdeki kimse bunu bilmiyor aramızdaki yeni gelişen şeyi ve kimsede bilmeyecek duydun mu sana duydun mu dedim" "ailemiz demek istedim herhalde hani ben senin karını mı ya sen benimle istemesen de evlendin ya ben senin soyadını taşıyorum ya Kendi ailemi düşünmeyecek kadar geri zekalı değilim" diyerek sinirli bir tavırla arabadan inerim karan Ali ise İnan sanki sabır çekerek arabadan yavaşça inip yanıma gelir ve elimi tutar beni sev bana hissetmediği duygular için elimi tuttuğu için çeksem de o daha çok sıkarak bırakmaz elime ben seni sonra pes edip köşke doğru yürürüz kapıyı Fatma teyze açar "hoş geldiniz gelinim" diyerek bana sarılır"hoş buldum Fatma teyze"sonra ise Selin bana sarılarak"hoş geldin masal nasılsın" der ben ise "iyim selin sen"diyerek zar zor olsada gülümserim karan Ali ise bizi beklemeden masaya doğru gider ve ağsına bir yaprak sarması atarak "hadi ya öldük acımızda annemle güzel sofra hazırlamış hadi karıcığım sen de gel kocanın yanına otur" der ukala abi sesli ben ise herkes gibi dönerek zar zor gülümseyip. "Oğlum bir elini yıkasaydın ya yoldan geldiniz hadi kızım gel sen odana göstereyim ondan sonra hepimiz sofraya atar mısın" diyerek Fatma teyze yukarı doğru yönlendir beni. 2 kat yukarı çıkarız en son kata çıktığımızda merdivenin solundaki kapıyı açarak içeri gireriz grimsi bir oda karşılar beni çok büyük bir oda hayatımda gördüğüm en büyük odalardan biri olabilir. "Burası karan Ali'nin odasıydı tabii artık genç değil evli bir adam yani ikinize göre o da hazırlandı içeride giyinme odası var dediğin gibi yerleştirebilirsin istersen aşağıdaki kızları çağırayım o yerleştirsin kıyafetlerini sonra odada bir şey beğenmezsen gelip bana söyle tamam mı istediğin gibi dizayn edebilirsin kızım" dar Fatma teyze ben isyan'a gülerek dönüp ellerini tutarım ve "O da çok güzel ben kendim hallederim teşekkür ederim" diyerek cevap veririm sonr Aişe "Fatma teyze sen in aşağı inmeye başlayayım ben üstümü değiştirip geliyorum olur mu" derim "tamam kızım" diyerek elimi hafifse oksayıp odadan çıkar beni sev o odaya karan Aliyle el ele girmeyi hayalleri kurarken nereden bilebilirdim ki bu ev benim cennetim değil cehennemin olacağını ağlamamak için kendimi zor tutup odaya bir kez daha bakarım.

Atıp üstümü değiştirip asağıya inerim

İndikten sonra Fatma teyse' bana bkarak gülümser ben ise karan Ali'ye bir süre baktıktan sonra yanına oturup yardımcılardan biri bana servis yaparak "teşekkür ederim" derim kız ise "afiyet olsun" der ve karan Ali'ye seviş yaparken sanki utanır ve gülümseyerek karan Ali'ye bakar ben ise ne düşündüğünü anlayıp araya girerek elinden çorba dolu tencereyi ve kaşığı alarak "Süper canım hadi sen başka bir işe bak ben kocama servis yaparım" yardımcı kadın ise yüzünü aşarak gider herkes bana bakarak gülerken karan Ali bana bkıp önüne döner ve yemeğini yer ben ise yerime oturup fatma ve Ayşe oturuyorladı ve bir taraftan telefona bakarak bir taraftan da yemeklerini yiyorlardı "e kızlar sizinle hiç konuşmaya fırsatım olmadı ama artık siz beni tanıyabilir ben sizi tanıyabilirim önümüzde büyük bir zaman var çünkü nasıl gidiyor okullar ben okuyamadım ama sen okuyorsun Fatma Nisa nasıl gidiyor" dediğimde Fatma gülerek "iyi iyi bilmediğim gibi" deyip sırıtarak yemeğine döner nedense Ayşe ile Fatma bana ne bu kadar soğuk vardı aynen abileri gibi buz gibi tavırları vardı ben ise hiçbir şey demeden yemin ediyorum sessizce yemeğim bitirdikten sonra yorgun olduğumu söyleyip odaya çıkarım. Sonra otururken aklıma bir fikir gelir ve yapmaya karar veririm banyoya girip kendime bir gecelik seçip onu giyerim evet beni sevmeyen adamdan ama kocam olan adamdan benden kaçan adamla onun için gecelik giyiyorum çünkü o benim kocamdı O ne kadar kocalık görevini yapmasa da ben karılık görevimi yapacaktım çünkü ne olursa olsun o benim için hep kalbimde kırılmış Bir hayal kırıklığı ile büyük aşkın olarak kalacaktı çok istediğin bir şey yaparım ama bir taraftan da korkarım ama o benden ne kadar kaçsa da ben oruç tutup benden nefret etmesini değil beni sevmesini sağlayacağım sonra odanın kapının açılıp kapandığını duyuyorum karan Alinin geldiğini duyarım ve ben de ne kadar utansam da ne kadar korksam da banyonun kapısını açıp dışarı çıkarım o sırada karan Ali'nin arkası bana dönüktür telefonu öyle bir şeyler yapıyordu sonra bir anda bana doğru dönerek şaşkın gözlerle baştan aşağı beni Süzer.

Ona baktığımda herhalde utancımdan bir an gülümseyip yüzümdeki gülümsemeyi silerek yavaş yavaş yanına yaklaşırım ve elim titrese de kalbim küt küt atıp yerinden çıkmak üzere olsa da ellerimi yüzüne doğru tutarak yaklaşırım o an onun istediğini de biliyordum ama neden bunu bize yaptığını bilmiyordum yavaş yavaş tam gözlerinin içine bakıp dudaklarımız dudaklarına götürmek üzereyken ellerimin arasından kayıp gider kapıya doğru beni ise "karan Ali yapma bunu bana ne olur" diyerek Fatih sesinde yalvarış vardı onun duymasını istediğim bir hayal kırıklığı "yine hiçbir şey demeden bu kapıdan çıkıp gider ben ise ortada kala kalmış bir şekilde utancımla yatağa oturup ellerimi başıma koyarak gözyaşlarıma daha fazla tutamayıp bıraktığımda içimden hüngür hüngür ağlayan bir ses çıkar kararlıyım neden beni istemiyorsun neden istediğin halde benden