Öyle ya da böyle nişan çok da hayal ettiğim gibi geçmemişti çünkü babam gelmiş ama yine de mutluydum en azından her düğünde olduğu gibi kavga çıkmamıştı nişan çıkışı herkes dağılırken biz son kez son kareleri çekip yavaş yavaş da almaya başlamıştık asıl benim korktuğum şey eve gidince olacaklardan ne kadar istemesem de zaman bir türlü geçiyordu hani demişler ya bir şeyi çok istersin ama zaman hiç geçmez ama bir şey hiç istemezsin bir bakarsın bir saatte bile geçmiş o zaman bazen bir saniye bile artık karan Ali ile vedalaşıp eve gitmemiz gerekiyor du
Yanına giderek elimi eline arasını alarak sıkıcı tutar ben ise sadece dolu gözlerle gözlerini bakmakla seyrediyorum o her şeye rağmen gülümseyen biriydi ben ise her şeye rağmen suratı asık biriydim ben üzüntümü gülümseyerek karşılık verirdim sevincimi ise ağlayarak oysa sevincini ve tüm sıkıntısını bütün dertlerine gülümseyerek karşılık veriyordu keşke ben de onun gibi yapabilseydim dünden beri babamın kardeşlerime anneme yaptıklarımın hikayesi ile büyüdüm ben evin en küçük kızıyım tövbe de ikizim var Muzaffer biz bir şey görmedik babamızdan çünkü abilerim vardı onda da yaşlanmıştı biraz O yüzden bize en kaldıracak çok gücü kalmamıştı ama dayak yemedik mi sanıyorsunuz yedik hem de çok yedim ama inanın bana lafları dayaklarından daha kötüydü çünkü kurduğu bir yer çabuk gidebilirdi zamanla geçebilirdi o yara ama içimizde bıraktığı yarayı hiçbir zaman geçmiyordu hala da kanıp duruyordu filmden beri hep görücü usulü evlenmekle karşıydım çünkü annem babam kuzendi onlar evlenmişti hem de görücü usulü anneme babama soru sorulmadan evlenmişlerdi ve ben hep görücü usulüne karşıydım asla evlenmeyeceğim diyecektim ama bundan 5 sene önce ilk gördüğüm adama aşık olmuştum ama kader bana 5 sene sonra yine karşıma çıkarıp evlenmemizi sağladı yarın nikah vardı diğer gün kına gecesi ve diğer günü de düğün vardı ondan sonra tamamen karan Ali'nin olacak ve soyadımı taşıyacaktım artık babamın soyadını taşımaktan nefret ediyordum çünkü annemle babam boşansa bile hala o soyadı taşıyacaktım tek bir seçeneğin vardı evlendikten sonra anca soyadı değişebilirdi bakalım hayat ileride bana daha neler çıkaracak çünkü ben biliyorum hayat hiçbir zaman adil olmadı bugüne kadar çünkü hayatta yaşadıkça küçük bir şey istersin onun karşılığını misliyle verirsin ya da mesire alır senden hayat ben küçüklüğümden beri sadece bunu öğrenmiştim tabii bir de sonsuz aşkım şimdi diğer şeyleri öğrenmek için hayatıma yeni bir adım atıp yeni evimi değiştirip soyadımı değiştirip her şey geride bırakıp evlendikten sonra kocanla beraber İstanbul'a yerleşecektim çünkü onlar orada yaşıyordu işte Bir kızın evlenmesi bu kadar zordur her şeyine geride bırakabilir ama erkekler hiçbir zaman geride bırakmazdı onlar hep aynı yerde kalırlardı olan hep kadınları olmuştur ve bugüne kadar hep anneme de şöyle demiştim hani sen 30 sene babamdan bu kadar çektin evet ama buna rağmen dayandın ve bunca şeyden sonra ayağa durmanın vakti gelmedi mi ama annemin elinde değildi onu çok iyi anlıyordum ama o hiçbir zaman bana derdi ki hiçbir zaman beni anlayamazsın çünkü benim başıma böyle bir şey gelmemişti inşallah da gelmez çünkü şu an evleneceğim adam babamdan bambaşka biri e bunun için Allah'a ne kadar şükretsem Of neyse yine çok konuştum.
Karan Ali elini yok yüzüme koyar ve parmağıyla akmak üzeri olan göz yaşımı silip anımdan öper "artık burada ayrılacağız sevgilim ama kısa bir süreliğine yarından sonra tamam mı benim olacaksın" der bne ise gülüm seyerek kolyemi çıkarıp elimle oynayarak karan Ali'ye dönerek o ise şaskınca ve ananmaz bir tavırla sadicek bir bana bir o kolyeye bakıyordu. "Bu bu kolye abimin düğününde seni ilk gördüğüm an boynumdaydı ve seni ilk görüşte aşık olduğum anda elim bu kolyedeydi o gün bir şey anlamamıştım ama zamanla anlamaya başlamıştım bu kolye benim kalbimdeki anahtarı gösteriyor ve anahtarım hep sendeydi yani biz zaten hep birbirimizdik sadece anahtarın kilidi açması gerekiyor" o ise gülzerek elini kolyeme götürüp "yani bu bizim aşkımızın simgesi mi oluyor" der benimse kafamı sallayarak gülerek ve saçmalayarak "evet" derim var ikimiz birbirimize baktıkça gülesimiz geliyordu ve en sonunda kendimi tutamayıp kahkahvara boğulmuştuk sonra ablam yanımıza gelin "Allah sevincinizi daha daim etsin" der biz ise gülmeyi bırakıp "masal gitmemiz gerekiyor artık" der ben ise karan Ali'ye dönüp uzunca gözlerine bakarım ondan sonra karan Ali bana yaklaşarak anımadan öpüp sarılır ve ben ise sıkıça o büyülü tarçın kokusunu içime çekerek gözlerimi kapatıp hayallere dalmıştım sanki ve bu rüyadan hiç uyanmak istemiyordum Allah'ıma bir rüyaysa ne olur uyandırma beni. "Eğer bir şey olursa beni ara tamam mı ben hemen gelirim yanına" der ben ise yüzümdeki gülümseyi silip yüzüne doğru bakıp yine dolu gözlerle ona zar zor gülümseyerek arkamı dönüp ablamın koluna girerek yürümeye başlarım o ise bana Durmuş sadece o güzel gözleriyle bana bakıyordu biliyordum benim için üzüldüğünü biliyordum gözlerinden okuyabiliyordum ama benim ayakta durmam için bana güldüğünü biliyordum. En sonunda eve gitmiştik ablamla odaya girip üstümdeki elbiseyi çıkarmama yardımcı olur ve birden salondan bağırma sesleri gelmeye başlar ben ise endişe ile ablamla odadan çıkıp salona giderim abimle babam sanki kavga ediyordu annem yine bir köşede gözleri doluydu karısı ise odada oturuyordu yine meclis toplanmıştı ve herkes sadece babamı dinliyordu. "Bakın bana yine eski konuları açmayın şurada gelmişim kızımın düğününe adam gibi davranın" der ben ise salona geolmadıartık birinin bir şey demesi gerekiyordu ve ben de arkamda birinin olduğunu bilerek cesaretimi toplayıp artık babama bir şey demem gerektiğini anlayabiliyordum "baba lütfen düğünüme kadar olay çıkmasın ne olur sakin kalmaya çalış olur mu" derim babam ise şakın ve ve yine o sinirli tavırla beni gererek ve korkutarak bana uzunca bakıp gözleriyle eziyordu "siz rahat durun ben bir olay çıkarmam zaten kızım" der ben ise anneme bakarak "anneciğim ablam hadi siz geleyim de son kez bir eşyalarıma göz atalım olur mu" diyerek ablam annemin yanına geçip elini tutar ve arkamdan gelerek odaya girerler ablam ise hemen odanın kapısını kapatıp yanımıza gelir annem yatağa oturup sessiz düğün günü Gül ağlamaya başlar yine Melisa kendimi zor tutarak "anne ne olur yapma böyle ne olur biliyorsun babam utanıyorsun sırf sen kork diye yapıyor bunları ne yapmaya çalıştığını hepimiz anlıyoruz boş ver dün bittikten sonra zaten defolup gidecek ne olur yapma böyle " derim ve lini öperek "tamam tamam kızım sen üzülme yeter bugünler senin en mutlu günün lütfen sen ağlama" der ben ise ona sarılarak sesizce göz yası dökerim.
Bir şekilde sabah olmuştu herkes erkenden kalkıp yemeğini yemeye başlarken ben evde nikah için hazırlanıyordum o an telefonum çalar "alo sevgilim" derim "canım geliyorum ben hazır mısın" der ben ise "hazırım hazırım bekliyorum" derin o sırada sesi biraz gider ama ondan sonra sessiz bir şekilde sanki "her şey yolunda mı sana bir şey yapmadı değil mi" der ben sie yüzündeki gülümseme yine kaybolup zar zor olsa da gülerek"Yok bir şey yapmadım dün dedim ona zaten düğüne kadar olay çıkmayacak ile ilgili söz verdi" derim karan Ali ise "tamam o zaman hadi görüşürüz canım" der ben ise "bekliyorum aşkım" derim telefonu kapattıktan sonra rahat bir nefes vererek kimin ferahladığını anlamıştım ne zaman karan Ali'yle konuşsam seni bir şekilde sakinleştirmeyi biliyordum.
Öyle de ya da böyle de ben hazırlanmıştım ne kapı çalmıştı karan Ali seni elimde koskocaman bir gülle beni karşılar neyse kapının önünde onu bekliyordum gülü elinden alarak gülümserim O da beni baştan aşağı süzerek gülümser.
Herkes bir köşede bazıları bize bakarken bazıları telefonla çekiyordu kararını elini uzatarak ve ben de elini tutarak kapıdan çıkmıştık o an annemin yine hele hele sesini duyarım o an herkes gülerken ben ile karan Ali sadece birbirimize bakıp hayranlıkla gülümsüyorduk nikah dairesine yetiştiğimizde kapının önünde Ece karan ali'nin bazı arkadaşları ve ailesi duruyordu. O an herkes alkışlamaya başlar biz arabadan indiğimizde salona doğru yürüyerek insanları geride bırakıp masaya geldiğimizde nikah memuru oturmuş bizi bekliyordu karan Ali sandalyemi çekerek oturmamı sağlar sonra yanıma oturup bana gülümseyerek nikah memura döneriz bu an herkes nikah salonunda gelmiş ve yavaş yavaş oturmaya başlamıştı nikah memuru bize gülümseyerek şöyle demiş "adınız soyadınız" der ben ise "masal nejır" derim sonra karan Ali'ye dönerek "adınız soy adınız" der karan Ali ise "karan Ali çakır" der ve "siz masal nejır karan Ali çakırır hiç kimsenin baskısı altında kalmayarak ömür boyu hayatınız boyunca eşiniz olarak kabul ediyor musunuz" der ben ise sadece gözlerine bakarak hiçbir şey demeden "evet " derim o an salonda yüksek bir alkış sesi duyarım. "Siz kara Ali çakır masal nejırı kimsenin baskısı altında kalmayarak Ömür boy hayatımız boyunca eşiniz olarak kabul ediyor musunuz" der ben salonda Bir sessizlik olmuştu karan Ali'nin yüzü bir an değişip bana bakarak gülümseyip salına doğru dönüp ve bana dönerek son kez bakıp "EVET" bağırarak demişti o an herkes kahkaha atarak yüksek sesle izliyorduştı ben ise bir an kork evet demesine rahat bir nefes verip sinirle ve gülümseyerek ayağına basmıştım o an suratında ekşili bir tavır olarak bana dönerek gülmüştü ben ise kulağına fısıldayarak "korkuttun beni" derim o ise "acıdı" der ben ise gülerim ondan sonra nikah memuru kadın şahitlere dönerek Ece ve cenk'e bakarak şöyle demişti "sizler de şahit misiniz" der Ece aynı anda şöyle der "evet" der yine salonda yüksek vitese alkış sesi duymuştum ondan sonra bize defteri uzatarak imzalamamızı istemişti önce ben imzamı atarak ondan sonra karan Ali'ye dönerek ona bakarım o ise havalı bir imza atarak şahitlere verir Cenk bey Ece imzalayarak nikah memuruna dönerler nikah memuru ayağa kalkarak ve tabi hepimiz ayağa kalkarak "ben de size Eskişehir belediyenin bana verdiği hakla yukarı ve koca ilan ediyorum ömür boyu mutluluklar" o an herkes ayakta yüksek sesle alkışlıyordu ve nikah memuru bana aile cüzdanınız uzatarak almış karan Ali'ye dönmüştüm karna Ali ise bana gülüm seyerek ellerini yüze ekoyarak anımdan öper ulan bitmeyen alkış setleri ıslıklarla devam eder karan Ali'yle beraber misafirlere doğru dönerek gülümsemiştik o an elimi belime koyarak beni kendine daha da yaklaştırmıştı ben ise gülerek ona bakıyordum O ise sadece misafirleri gülümseyerek izliyordu. Nikah dairesinden çıkarak camiye doğru yol alırız şimdi ise İmam nikahımız vardı.
Konusu biraz kısa oldu ama bölüm uzun oldu umarım beğenirsiniz yorumlarınızı merakla bekliyor ve okuyorum ne kadar daha çok yorum yaparsınız ve ne kadar daha çok diğer kitabımla göz atarsınız ben o kadar daha çok uzun ve daha çok bölüm atmaya çalışırım sizi seven yazarınız masaldan sevgiler ve saygılar. Kara gecenin kıyameti.
❤️🔥🥰🔐❤️🔥🥰🔐
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
16.73k Okunma |
953 Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |