1. BÖLÜM – İLK KALP ATIŞI
Herkes bir aşk destanı yazarken, derler ki insan kendi kaderini kendi elleriyle yazar. Ama kimse bilmiyor ki; daha onlar doğmadan önce, Allah çoktan kaderlerini yazmıştır. Onlar sadece yaşar ve görür. Ben, aşka inanan ve aşkın çok güzel bir şey olduğunu bilen bir kızım. Ama kim bilebilirdi ki imkânsız bir aşka tutulacağımı? Ben daha on beş yaşında, benden yedi yaş büyük olan, yirmi iki yaşındaki bir adama âşık olmuştum. O, abimin arkadaşıydı. Onu ilk kez bir düğünde görmüştüm. Ama nereden bilebilirdim ki yıllar sonra yine karşıma çıkacağını? Kaderi yaşıyordum; çoktan yazılmış olan bir kaderi. Ve yaşadıkça canım acıyordu, yaşadıkça biraz daha tükeniyordum.
Yıl 2019, Ağustos ayının 11’i. En büyük ikinci abimin düğünü vardı bugün. İçimde tarifsiz bir sevinç, heyecan… Çünkü bu düğünü uzun zamandır bekliyordum. Daha önce hiçbir düğünde rahatça eğlenemezdik. Bizim dinimiz, gelenek ve göreneklerimiz buna pek izin vermezdi. Ama bu sefer öz abimin düğünüydü, bu yüzden istediğim gibi dans edebilir, özgürce eğlenebilirdim.
Tek bir arkadaşım vardı yanımda. Fotoğraf çekimi bittikten sonra düğün salonuna geçtiğimizde, misafirler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Annem onları karşılamakla meşguldü. Ben ise heyecandan kalbim duracak gibiydi. Ben MARAL 4 KARDEŞİZ En küçük olanı benim; bir de ikiz kardeşim MİRAÇ var. En büyük abim Murat, bugün evlenecek olan abim iseMURATI. Bir de ablam vardı, NUR
Salonun bir köşesinde Kerkükçe bir şarkı çalıyor, bazı beyler halaya duruyordu. Onların bir kısmı bizim akrabamızdı. Ben ise sanki küçük bir çocukmuşum gibi salonun içinde heyecanla gidip geliyordum. O sırada büyük yengem Selen yanıma geldi. “MARAL KIZIM arabadan şeker dolu poşeti getirir misin?” dedi yumuşak bir sesle.
KAFAMI SALAYARAK hızlıca düğün salonunun çıkış kapısına doğru yürümeye başladım. O kadar heyecanla yürüyordum ki önümü göremedim ve birine çarptım.
kapısına doğru gideriz. Ama o kadar hızlı gidiyorduk ki önümü görmedigim için birine carparız
“Pardon, çok özür dilerim,” dedim utançla. Ama adam yüzüme bile bakmadan yoluna devam etti. Biz ise kızlarla birlikte arabadan şeker dolu poşetleri alıp düğüne geri döndük. O sırada en sevdiğim halaylardan biri çalmaya başladı. Hiç vakit kaybetmeden Ece’nin elinden tuttum ve halaya katıldık. Biraz oynadıktan sonra abimle yengemin düğün şarkısı çalmaya başladı. Herkes pistten çekildi, abimle yengem el ele tutuşarak salona giriş yaptı ve dans etmeye başladılar.
Ben o sırada birine mesaj atmak için kulaklıkla telefonuma bakıyordum. Kulaklık hâlâ kulağımdaydı. Tam o esnada telefonuma elim gitti ve kulağımda en sevdiğim şarkının başladığını duydum.
Tam şarkıyı kapatmak için telefonu elime aldığımda, gözlerim bir noktaya takıldı ve adeta zaman durdu. Nefesim kesildi. Kalbim çılgınca çarpıyordu. O adam… O adam, abimle yengemi herkes gibi izliyor ama bir yandan da elindeki profesyonel fotoğraf makinesiyle onları çekiyordu. O an, kalbimin derinliklerinde bir şeyin değiştiğini hissettim. Şarkının ritmiyle birlikte elim kalbime doğru gitti ama yanlışlıkla o gün yeni aldığım ve çok sevdiğim kilitli kolyeme dokundum. Sanki kalbim elimdeymiş gibiydi.
Sonra… Sonra birden göz göze geldik. Bir anlığına… O an, kalbimin durduğunu hissettim. Bedenimin her yeri buz gibi oldu, sanki kireç tutmuş gibiydi. Zaman durmuştu ve ben o bakışın içinde kaybolmuştum.
Merabalar yeni bir kitaba başladım evet 🙂↕️ aslınd bir tane daha kitaba devam ediyorum ama onu sadiçe haftada her cuma günü saat 9 da ata biliyorum. Onu bilgisayerdan size iletiyorum yani ilk burda yayınadığım kara gecenin kıyametini bilgısayardan yayınıyorum ama ne var ki ben çalısıyorum o yüzden kara gecenin kıyameti ni sadiçe akşam eve gelince yaza biliyorum. Oyüzden düşümdüm ki işte boş zamanım olduğunda size bu hikayeyi atarım yadıkça. Ama ne zaman atarım bilmiyorum elimde boş zaman oldukça atarım. Sizi çok seven yazar masaldan sevgiler ve saygılar 🥰
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
16.73k Okunma |
953 Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |