29. Bölüm

Kimsesizlik

M.k
m.k

Keyifli Okumalarr.. ✨🩷


Alaz Arnaz-

 


Kimsesizlik nasıl bi duygudur bilinmez sanıyordum, insan hiç kimsesiz olur mu! İlla vardır birileri yada biri.. Biri.. Asil benim birim değil, her şeyim, herkesim olmuştu..

 

Karşımda yıkık bi şekilde duran yaşlı ama güçlü olmaya kendini zorlamayı bile başaramayan Eslem hanıma bakıyordum. Saatlerdir gözyaşı döküyor, belki artık fark bile etmiyordu. Hastane koridorunda volta atıp duran Azad Ağa, hastane içine girilmesi yasaklanan Baran ve bizimkiler.. Herkes karım için burdaydı, onun için çaresizce dua ediyorduk ama bi ses yoktu. Çok az kalmıştı, gerçekten çok az kalmıştı kafayı sıyırmama! Bize doğru gelen Emreyle hızla onun yanına ilerleyince herkes ayağa kalktı. “Emre, bi haber yok mu hala?” dediğim anda herkes nefesini tutmuş karşımızdaki doktorun ağzından çıkacak iyi kelimelere muhtaç kalmıştık. Emre derin bi nefes alıp, “Alaz sakin olun, Asil hala ameliyatta.” dediğin de yüzümü ellerim arasına aldım. Sabırlı kalmaya çalışarak, “B-bak ben kaç saattir burdayım, artık bana bi şey söyle!” derken sesimi ayarlayamıyordum. “Sakin ol!” diyerek bana kızarken elini omzuma koyup sıktı, “Asil iyi olacak inşallah, az daha sabır.” deyince çaresizce kafa salladım. Emre gidince herkes tekrar dağıldı, hepimizi bir araya toplayan Asildi. Dışarı çıkıp bi sigara yaktım, yanıma gelen Ali “Abi yengeden bi haber var mı?” dediğin de kafa salladım. “Yok.” dedim kısa bi süre yanımda sessizce durduktan sonra ona dönüp “Buldunuz mu, o adamı buldunuz mu Ali? Bize saldıran, karıma sıkma cesaretinde kim bulunmuş!?” dediğim de Ali başka yöne bakıp kafa salladı. “Abi tüm adamlar ölü ama bulacağız, kamera kayıtlarına bakılıyor merak etme.” dediğinde kısa bi bakışla “Ali eğer onları bulamazsanız kendi kafanıza sıkın beni uğraştırmayın! Andım olsun ki karım uyanmadan bana onları getirmezseniz sizi gebertirim!” dedikten sonra sigarayı son kez içime çekip attım. Hastaneye girip, Asilin ameliyathanesinin önünde toplanan topluluğa ilerledim. Bi kenarda ağlayan annemin yanına gidip, “Eve git ana, bi haber alırsak sizi ararım.” dediğim de yaşlı ve hüzünlü gözlerle bana bakıp “Burada kızımı bekleyeceğim.” dediğin de karşımız da oturan Eslem sultan bizi duymuştu. Hiddetle ayağa kalkıp, “Kimin kızını bekliyorsunuz siz! O-o benim kızım! Senin oğlun onu bizden çaldı! Tüm bu olanların sorumlusu odur!” derken bağırıyor ve boğazını yırtarcasına ağlıyordu. Azad Ağa karısını durdurmaya çalışıyor ama onun da gözleri dolunca saklamaya çalışmıştı. Aliye dönüp Annemi götürmesi için işaret verince annem ağlayarak sessizce gitti. Eslem Hanım üstüme yürüyerek “Sa-sana yalvardım! Sana yalvardım Alaz Ağa! Götürme dedim! Arkandan koştum!” dedikten sonra güçsüz ve çaresizce yere düşünce titredim. Yutkunamadım. Haklıydı ve söylediklerini son görüşmemizde yapmıştı. Yanına eğilerek konuşacakken, izin vermeden “Bırak artık kızımı! Ne istiyorsun ne! Önceki karın gibi kızımın da mı sonu olacaksın?” dediği anda Bahoz Ağanın “Eslem Hanım!” diye sesini yükseltmesiyle hızla elimi kaldırdım. Gözlerim dolmuştu ama o haklıydı belki de, onun içini, sinirini birine boşaltması gerekiyordu ve o kişi bendim.. Hak etmiştim. Azad Ağa hemşirelere soru sorarken bile Eslem Hanım devam etti. “Yapma” diye fısıldayınca kalbim sıkıştı. “Benim kızıma kıyma, benim canımı al sesim çıkarsa Serçemi benden al ama ona dokunma artık. Sesim çıkmaz, sık kafama ama artık onu bırak. Onu öldürmüyorsun ama yaşatmıyorsun da görmez misin! Serçeler gözyaşı döktüğü vakit ölür derler ben onun için Asile serçem derim hep. Bi damla gözyaşı dökmesine izin vermedim, görmez misin Alaz ağa, görmez misin! Sen kızımı ne çok ağlatırsın!” dedikten sonra hıçkıra hıçkıra ağlayınca ona sarıldım. Gözümden damlayan bi kaç damla yaşla ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Azad ağa yanımıza gelip Eslem Hanımı alıp göndermeye çalışsa da kimse ikna edememişti. Yaklaşık 1 saat daha aralıksız ağlayarak bekledikten sonra Ameliyat kapısı açıldı. Herkes korkuyla ayağa kalkıp, doktorun yanına üşüştü. Beni tanıyan doktor ve aynı zaman da arkadaşım olan Sercan bana döndü ve “Asil iyi kardeşim.” dediği anda sesli nefes verdim. Hızla ona sarılınca gülümseyerek bana sarıldı. “Se-Sercan nasıl, durumu nasıl?” dediğin de samimiyetle “İyi iyi, şuan ameliyattan yeni çıktı. Kurşun kalbini sıyırmış ama zor oldu Alaz bundan sonrası için iyi şeyler bekliyoruz.” dediğin de Eslem hanım ağlayarak Azad ağaya sarılınca yutkunamadım. Herkes şükür sözleriyle oturmaya geçince tam dönecekken Sercan kolumdan tutup, “Alaz, odamda biraz konuşalım mı?” dediğin de kaşlarımı çattım. “Merak etme kötü bi şey yok, sadece kanuşalım.” dediğin de kafa salladım. Asansöre binip bi üst kata çıkarken sessizdik. Uzun koridorun bi kısmına gelince sağdaki odaya geçtik. Sercan önüme su koyup yerine oturdu ve derin bi nefes aldı. Daha fazla dayanamayarak “Sercan söyle artık.” derken sinirleniyordum. Karıma bi şey olma ihtimali beni geriyordu. “Alaz sakin ol, dediğim gibi kötü bi-“ dediğin de sinirle “Söyle o zaman uzatma!” dediğim de Sercan “Asil hamile.” dediğin de kalakaldım. Ne? “Haberinin olmadığını tahmin etmek zor değil, bize böyle bi bilgi verilmedi ama karının da haberi yokmuş belli ki. Düşük yapma ihtimali çok yüksek ama bi karar almanı istiyorum senden Alaz.” dediğin de anlamayarak ona baktım. “Eğer bebeği istiyorsan Asili bi süre uyutmalıyız çünk-“ diyemeden hızla ayağa kalkıp “Ne diyorsun lan sen?!” diye bağırdığım da benimle ayağa kalkıp, “Sakin ol, sakin ol Alaz. Düşündüğün gibi bi şey değil bu sadece en fazla 1 hafta bi süreçten bahsediyorum ayrıca sadece bebek için değil Asilin biraz dinlenmeye ihtiyacı var, uyandığın da her şey çok zor olacak.” dediğin de söylediklerini algılayamıyordum. “Sercan sen ne dediğinin farkında mısın?” dediğim de duyduklarımla sinir krizi geçirebilirdim. İstemsizce gülmeye başladım ve “Saçma sapan konuşma!” diye kendimi teselli etmeye çalıştım. “Alaz bak, Ailenin yanın da fazla detaylı konuşmadım ama ben ciddiyim kardeşim. Bi karar vermelisin ve bu kararı biraz hızlı vermelisin” dediğin de gerçekleri yeni algılamış gibi sandalyeye çöktüm. Elimi dizlerim arasına aldım ve ne diyeceğimi hatta ne düşüneceğimi bile bilmiyordum. “Ne kadar sürem var düşünmek için?” dediğim de Sercan da sandalyesine oturdu ve derin bi nefes alıp “En geç yarın sabah saatleri kardeşim.” dediğin de hiçbir şey demeden ayağa kalktım ve odadan çıktım. Yıkık ve iğrenç bi duyguyla ruhsuz bi şekilde merdivenleri indim. Asilin olduğu kata geldiğim de Eslem Hanım ve Alaz ağayı gördüm, kısa bi süre çalıştıktan sonra yanlarına gitmeden hastaneden ayrıldım. Ne yapacaktım ben? Allahım bu nasıl bi sınavdı böyle?… Asil uyandığın da verdiğim karar için neler söyleyecekti? Bebeği istemiyordu ama ya beni katil bilirse ya kararından vazgeçmişse? Ne yapacaktım..

 

 

Evet bi bölümün daha sonuna geldiiik..

Bu bölümü nasıl buldunuz???

Gerçekten merak ediyorum, Alaz ağanın vermesi gereken karar ne sizce? Yada siz olsaydınız ne yapardınız?

 

Bölüm : 14.03.2025 13:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...