20. Bölüm

Kalp atışı

Luvswebr
luvswebr

Evin önüne geldiğimizde saat çoktan 2 yi geçmişti bile. Nevaya döndüğümde bir bebek kadar masum bir şekilde uyuduğunu gördüm. Gördüğüm en masum insandı ve ben onun bu masumluğuna aşık olmuştum. Ona aşık olmuştum. İki yıl önceki ateş karşıma çıksa ve ona aşıl olduğunu söyleseydim bana asla inanmazdı.

 

Arabadan indim ve nevanın kapısını açıp onu kucağıma aldım. Hava soğumaya başlamıştı. Benlik sorun yoktu ama neva insan olduğu için üşürdü bu yüzden daha zaman kaybetmeden muhafız kurta kapıyı işaret ettim. Kapı açılınca içeriye girdim. Daha zaman kaybetmek istemediğim için direk odaya çıktım ve nevayı yatağa yatırdıktan sonra dolaptan endime eşorfman çıkartıp yatağa attım.

 

Üstümde ki beyaz gömleğin düğümlerini tek tek açmaya başladım bunu yaparkende nevayı izliyordum. Kusursuz suratını izlemek çok güzeldi. Annem kadar güzeldi...

 

Gömleği çıkartıp koltuğa fırlatım ve altımda ki pantolonu çıkartım. Sadece boxer ile kalmıştım. Yataktan siyah eşorfmanımı alıp altımı giyindim. Giyindikten sonra kendi dolabımdan nevaya bir tane T-shirt çıkartım ve nevanın baş ucunda oturdum. Nevanın üstündeki elbiseyi çıkartmaya çalıştım. Bir tık beni zorlamıştı ama çıkartmayı başarmıştım. Elbiseyi yere attım ve açıkta kalan göğüsünden öptüm.

 

Bordo renginde ki T-shirt ona giyidirdim.Onu da giyidirdikten sonra ışıkları kapatıp yanına yattım. Yatağa girmemle benden yana gelmesi bir oldu. Onu belinden tutup kendime çektim. Elimi t-shirtten içeriye sokup belini okşamaya başladım.

 

Belini okşamaya başlamamla kendisini bana doğru itmesi bir oldu. Beni zorlamaya başlıyordu. Derince yutkundum ve kafamı boynuna koyup kokusunu içime çektikten sonra uzunca bir öpücük kondurdum.

 

NEVANIN ANLATIMI İLE

 

 

Sabah gözlerimi açtığımda ateş ile sarmaş dolaş bir şekilde yatıyorduk. Onun yüzünü izlemeye başladım. Gene üstünü giyinmemişti. Elimi yanağına koyup yanağını okşamaya başladım. Her zaman aşka inanmıştım ama böyle bir aşkı beklemiyordum. Kim bekleye bilirdi ki?

 

Kendi kendime gülümsedim ve ateşin yanağına öpücük kondurup üstümde ki çarşafı kenara atım. O an fark etmiştim ki ateşin bi eli belimde diğer eli bacağımı sıkıca tutuyordu. Onu uyandırmamaya özen göstererek iki elini de çektim ve yataktan yavaşça kalktım.

 

Odanın içinde gözlerimi gezdirdim. Dün gece üstümüzde olan kıyafetler yerdeydi ve benim üstümde ateşin T-shirt vardı. O mu değiştirmişti acaba. Bu düşünce utanmama sebep olmuştu ve yerdeki kıyafetleri alıp kirli sepetine attıktan sonra dolaptan bir tane şort çıkarıp hemen altıma giyidim. T-shirt daha uzun olduğu için şort belli bile olmuyordu.

 

Aynanın karşısına geçip kendimi baştan aşa izledim o an ateşin arkadamda olduğunu ve beni izlediğini fark etmiştim. Onu görünce korkmuştum ve irkilmiştim. Ben korkudan irkilince gülümsemişti ve bana doğru bir adım geldi. Tek bir eli ile beni belimden kendisine çekip kafasını boynuma koyup boynuma öpücük kondurdu.

 

Hiç bir şey yapmıyordum ve öylece dikilmiştim ayndan ikimizi izliyordum. Boynumu emmeye başladığında elimi saçlarına koymuştum. Bir tık fazla emmiyordu ve bu canımı yakmıştı. Belimde ki eli daha sıkılaştı ve beni kendisine bastırması ile ağızımdan bir inilti çıkmıştı.

 

Ateş. Beni çok fazla zorluyorsun bebeğim.

 

Neva. Hiç bir şey yapmıyo-...

 

Daha cümlemi bile bittirememişken boynumu ısırınca odayı inlemem doldurmuştu. Çok fazla sert ısırmıştı ve bunu beklemiyordum. Kafasını kaldırıp çenesini omzuma koydu ve aynadan bana baktı. Bende ona bakıyordum ve bir anda gülümsemişti.

 

Ateş. Canın çok tatlı ben sana nasıl kıyıcam güzelim.

 

Neva. Kıyıcam derken?

 

Ateş. Anlamadıysan sana bu gece arkamızda ki yatakta gösteririm tabi yatak buna dayanır mı bilemiyorum.

 

O an

ne dediğini anlamıştım ve sıcak basmıştı aynada kendime baktığımda yanaklarım kızarmıştı. Bu hareketime gülmüştü ve elini boynuma koyup bir şeyler söyledi ama ne dediğini bilmiyordum.

 

Bir kaç saniye sonra benim üstümde ki T-shirt çıkarıp kendisi giyidi ve kendi dolabına ilerleyip dolabın içinden siyah bir T-shirt çıkartıp tek hamlede bana giyidirdi ve saçlarımı düzeltip elimden tutu.

 

Odadan çıktık ve ateş merdivenlerden hızlıca iniyordu bende peşinden koşmak zorunda kalıyordum. Bunu bilerek yapıyordu farkındaydım umarım düşmezdim.

 

Ateş. Asla düşmene izin vermem güzelim.

 

Neva. Ya düşersem.

 

Ateş. Buna asla izin vermem.

 

Bir şey dememe izin vermeden bana döndü ve beni kucağına alıp hızlıca mutfağa girdik. Mutfağa girdiğimizde hepsi bize şaşkınlıkla bakıyordu. Hepsinde gözlerimi gezdirince ariayı fark ettim. Bayadır ortalıkta yoktu.

 

Hepsi bize gülümseyerek bakınca bizde onlara gülümsedik ve ateş beni bıraktı. Hepsi ile tek tek sarıldıktan sonra eylül ile birbirimize uzunca sarıldık. Onun güvendiğim kollarını çok özlemiştim.

 

Eylül. Sana bir şey olacak diye çok korktum bir daha göremeyecem sandım.

 

Neva. Benden kolay kolay kurtulamazsın.

 

Aria. Hadi kahvaltıya daha bir sürü işimiz var.

 

Neva. Ne işi?

 

Ethan. Düğün kutlaması kısaca parti işe.

 

Neva. Anladım.

 

Kahvaltıdan sonra arianın zoru ile onun evine gitmiştik. Tek başına yaşıyordu ve buna rağmen şahane bir evi vardı hüzür doluydu insanın burada ömrü uzardı.

 

Arianın kendi diktiği elbiseleri bana tek tek denetiriyordu ve ben artık elbise denemekten yorulmuştum. Bıkınlıkla airaya baktım ve eylül ile bana gülerek baktılar.

 

Eylül. Ne çabuk sıkıldın neva hanım ama elimizi çabuk tutmalıyız bu gece düğününüz var.

 

Dedi ve bana başka bir elbise verdi. Elinde ki elbiseyi alıp banyoya girdim. Banyoda üzerimi değiştirdim ve karşılarına geçtim. İkiside düşünmeye başladılar. Tepkilerini ölçmeye çalışıyorum ama sanırım beğenmemişlerdi.

 

Neva. Yeter artık yetişemeyecez diyen sizsiniz ama elbise beğenmeyende sizsiniz.

 

Aria. Bu gece senle ateşin gecesi ikinizinde kusursuz olmanız lazım.

 

Bir şey demedim ve bu sefer aria yatağına ilerleyip yatağındaki beyaz elbiseyi alıp bana doğru geldi. Elbiseyi bana verdi ve bende elbiseyi elinden alıp banyoya girip son çarem bu elbiseyi denemekti. Elbisemin fermuarını açıp üstümden çıkardım ve beyaz elbiseyi üzerime geçirdim. Bir tık fazla kısaydı ama bir şey olmazdı diye düşünüyorum.

 

Banyodan çıktığımda ikisi bana baktılar. İkiside şaşırmıştı sanırım bu kadar kısa beklemiyorlardı üzerimde. Kendimi baştan aşa süzdüm ve onlara baktım.

 

 

(buna benzer bir elbise)

 

Aria Çok güzel olmuşsun yenge.

 

Neva. Gerçekten mi?

 

Eylül. Evet, harikasın.

 

Neva. Çok kısa değil mi yani ateş kızmaz mı?

 

Aria. Hayır kızmaz bu güzeliğin karşısında onun dili tutulur benden demesi.

 

Üçümüzde güldük. Makyaj masasına oturdum. Bir yandan makyajım bir yandan da saçım yapılıyordu. Eylül saçımı yaparken aria da makyajımı yapıyordu. Abartılı bir şey istemiyordum ama aria beni takmamıştı bile.

 

Yaklaşık 2 saat sonra üçümüzde hazırdık. Hava kararmaya başlamıştı bile. Üçümüzde ateşleri bekliyorduk. Salonda oturup telefonuma bakarken içeriye aria girdi ve bana baktı.

 

Aria. Iki dakika içerisinde kapıyı ateş açacak kalk bir kendini kontrol et.

 

Başımla onu onayaldım ve heyecanla aynanın karşısına geçip makyajımla saçıma baktım. Makyajım bir tık fazla abartılıydı. Göz kapaklarımda ki simli far ve yanaklarımda ki iki farklı alık yüzümü parlatıyordu. Dudaklarımda ki koyu kırmızı ruj hafif sürülen göz kapağımda ki fara benziyordu. Saçlarımı dalgalandırmıştı ve bir kaç saç telimi kırmızı yapmışlardı. Sanırım geleneklerinde vardı bu.

 

Ben kendimi incelerken kapı açıldı ve içeriye ateşle ethanlar girdi yanlarında bir çocuk daha vardı ama kim olduğunu bilmiyordum.

 

Ateş benim dudaklarımla uyumlu bir kıravat takmıştı ve geri kalanı ful siyahtı. Siyah takım elbise ona çok yakışmıştı. Boyu gözüme bir tık daha uzun gelmişti. Saçları özenle taranmış ve şekil verilmişti. Biraz daha dikkatle ona baktığımda onunda bir kaç saç telinin kırmızıya boyandığını gördüm. Bunun anlamı neydi bilmiyordum ama pekte umursadığım söylenemezdi.

 

Ateş tam dibimde durdu ve beni baştan aşa süzdükten sonra sırıtıp elini belime dolayıp beni sertçe kendisine çekince o an nefes almadığımı fark edip derin bir nefes alıp verdim.

 

Ateş. Görüp göre biliceğim en güzel kadınsın.

 

Gülümsedim ve o da gülümsememe karşılık gülümsemişti. Dudağımın kenarına öpücük kondurdıktan sonra geri çekilip elimi tutu. Hep beraber evden çıktık. Ateş yolcu koltuğunun kapısını açıp girmemi bekledi. Gülümsedim ve arabaya bindim.

 

Heyecandan kalbim deli gibi atıyordu. Evleniyordum hemde sevdiğim adamla bu bir ay önce olsaydı hiç mutlu olmicaktım aksine sevmediğim biri ile evlenecem diye ağlıyor olurdum ama şuan öyle değildi. Sevdiğim kişi ile evleniyordum. Daha doğrusu evlenmiştik sadece yüzükleri takmak kalmıştı o da bu gece gerçekleşecekti.

 

Arabada bizden başka hiç kimse yoktu. Eylüller başka arabalara binmişlerdi. Ateşte arabaya binip arabayı çalıştırınca hızla sürmeye başladı. Bu hız biraz fazlaydı bu yüzden ateşe döndüm. O da bana döndü ne demek istediğimi anlamıştı ve hızını yavaşlatmıştım.

 

Ateş. Kendimi şuanda çok zor tutuyorum nevam.

 

Neva. Ne için.

 

Ateş. Ne için mi o kadar gizel olmuşsun ki bu güzeliğinin bedelini vermek istiyorum.

 

Anlamaz gözlerle ona baktım. Anlamadığımı anladı ve gülmeye başladı.

 

Ateş. Çok masumsun nevam çok.

 

Neva. Ateş.

 

Ateş. Efendim güzelim.

 

Neva. Abime söyleyecek miyiz?

 

Ateş. Bunu şuanda konuşamayız gece konuşuruz.

 

Dedi ve konuyu hızlıca kapatmıştı. Bende bir şey demedim ve önüme döndüm. Bir ormanın içine gelmiştik etraf çok karanlıktı ve çokta uzakta olmayan bir yerde hem şarkı hemde hafid ışık geliyordu. Ateşe doğru bir adım attım ve elini tutup gözlerimi etrafımda gezdirdim.

 

Bars. Hadi yürüyün daha fazla beklemeden.

 

Aria. Neva sana anlatığım gibi herkes alkışlayınca ateşe dönüp dudakaklarından öpeceksin.

 

Neva. Zorunlu mu?

 

Ethan. Zorunlu bunu sana açıklamıştık yenge.

 

Eylül. Hiç kimse yokmuş gibi düşün.

 

Neva. Demesi kolay.

 

Dedim ve ateşle birbirimize bakıp yavaşça müziğin geldiği tarafa doğru yürümeye başladık. Ortamı yavaşça görünmeye başladı. Sesler çoğaldı ve bu kadar yüksek seste olması midemi bulandırmıştı. Normal mıydı bilmiyorum?

 

Ellerim heyecandan terlemişti. Gerçekten bu zorunlu muydu? Acaba kaç tane kurt adam ve kadın vardı?

 

Ateş bana güven verircesine elimi sıkınca ona döndüm. Bana sıcak bir gülümseme yollamıştı. Bir iki adım daha attıktan sonra herkesin gözleri bize döndü. Heyecandan düşüp bayıla bilirdim her an. Bizim için ayrılan masaya doğru gidene kadar herkes heyecanla ve sessiz bir şekilde bizi izliyordu.

 

Herkeste gözlerimi gezdirdim. Burada tanıdığım hiç kimse yoktu ailem yoktu. Keşke abim burada olsaydı en azından kendimi kimsesiz sanmazdım. Ateşle göz göze geldik. Bizim için ayrılan masanın diğer tarafına geçip bizi izleyenlerin karşısına geçtik ve herkes alkışlamaya başlayınca elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Ateşe döndüm o da bana döndü. Ona doğru bir adım attıp elimi boynuna koydum ve o da elşni belime doladı. Kendimi ona bastırdım ve dudaklarına yapıştım. Sakince öpmeye başladım ve o da öpüşüme karşılık vermişti.

 

Alkış sesleri bittene kadar onun dudaklarından ayrılmamam lazımdı onların geleneğine göre ne kadar çok birbirimizi sevdiğimizi açıklıyormuşuz.

 

Alkış sesleri yavaşça azalmaya başlayınca bizde geri çekildik. Utancımdan kafamı yere indirmiştim ve ateş bunu fark edip çenemi tutup kafamı kaldırmıştı.

 

Ateş. Kafanı kaldır mühürlüm.

 

Ona baktım. O da bana bakıyordu. Ateşin dedesi bize doğru gelince herkes ona bakmaya başladı. Elinde bir kitap ve iki tane yüzük vardı. Sanırım o bizim yüzüklerdi.

 

☆☆☆

 

Yüzüklerimizi takmıştık ve herkesin önünde dans etmeye başladık. Ateşin belimde ki eli sıkılaşmıştı. Benim elim ateşin omzundaydı ateş beni kendisine bastırıp duruyordu.

 

Neva. Beni kendine bastırıp durma ateş.

 

Ateş. Neden hoşuna gitmiyor mu.

 

Dedi ve belimi okaşmaya başlayıp kafasını kulağıma yakınlaştırıp fısıldamaya başladı.

 

Ateş. Hoşuna gittiği her halinden belli hem farkında değilsim ama sen kendini arada bana bastırıyorsun bunu yapmaya devam edersen gece canın çok acıyacak.

 

Şaşkın gözlerle ona bakmaya başladım. Gerçekten dediği doğru muydu bilmiyorum ama bu benim sertçe yutkunmama sebep olmuştu.

 

Ateş kocaman bir şekilde sırıtmaya başlayınca yanaklarım kızarmaya başlamıştı ve ona masum bakışlar atmaya başladım.

 

Gerçekten hazır mıydım? Sanırım hayır değidlim ama bunu ateşe desem beni dinlemeyeceğine emindim. Peki onu ikna ede bilir miydim?

 

Atteş ile biraz daha dans ettikten sonra masamıza geçip oturduk ve ateşin kuzeni yani daha yeni tanıdığım bars bize içki getirdi. Teşekkür edip içkimden bir yudum alırken abimle atlası fark edince şaşkın gözlerle onlara baktım. Abimin burada ne işi vardı onu kim getirmişti.

 

Ateşe baktım ve o da bana bakınca bunu onun yaptığını anlamıştım. Gülünsedim ve koşarak abimin yanıan gidip abime sarılmıştım. Abimde sarılışıma karşılık verip beni saçımdan öptü.

 

Ateşin peşimden geldiğine emindim. Herkes oynamaya daldığı için kimse bize bakmıyordu baksalarda sorun olacağını sanmıyordum.

 

Rüzgar. İyi misin abicim bunlar sana zarar vermedi değil mi?

 

Endişe dolu gözlerle bana bakmaya başladı. Neden böyle dediğini anlamamıştım.

 

Atlas. Eylülüm iyisin değil mi?

 

Eylül. Iyim abi korkma.

 

Ateş.Korkma kayınço onun ne üzülmesine ne de canının yanmasına izin veririm , sen gibi değilim.

 

Ateş altan altan abime laf sokunva ona döndüm. Abim ile ne zaman tanışmışlardı?

 

Atlas. Gerçekten bu adamın yanında mutlu musun neva üstelik adam insan değil çevresinde tek bir insan bile yok tehlikeli kurt adam kızım bu sen ne bilirsin böyle işleri.

 

Onlar nereden biliyordu kurt adamları üstelik nasıl bu kadar rahatlardı? Anlamış değildim en başından beri biliyorlarmıydı? Hiç sanmıyorum onlara kim anlatmıştı bunları? Şuan bunu sorgulasamda cevap alamazdım sonra buna kafa yorardım.

 

Eylül. Abi!

 

Neva. Sanane atlas?

 

Atlas. Kızım yapma vazgeç bize bir şans ver.

 

Atlas bana doğru bir adım atınca ethan, remy ve bars önüme geçmişti. Ateşte bileğimden tutup beni arkasına almıştı.

 

Remy. Bir daha yengeme bir adım yaklaşmaya çalışırsan kafanı bedeninden ayırmakla kalmam atlas bunu da unuttma.

 

Aria. Yeter kesin tartışmayı herkes yerine geçsin, neva, ateş hadi.

 

Ateş ile masamıza doğru ilerledik ve abimleri arkamızda bıraktık. Biz yerimize geçtik abimlerde 2 masa geride oturdu. Gözlerimi abimden ayırmıyordum. Onu çok özlemiştim.

 

Ateşe döndüm sinirli olduğu her halinden belliydi ve onun sinirli halinden çok korkardım.

 

Neva. Ateş.

 

Ateş. Söyle!

 

Neva. Teşekkür ederim abimi getirdiğin için.

 

Gözlerini bana çevirdi ve derin bir nefes alıp verdi. Sakinleşmeye çalıştığı her halinden belliydi. Fırsat bilip ona sarıldım ve bir süre kaeşılık vermedi.En sonda karşılık verip boynuma öpücük kondurdu.

 

Ateş. Hiç bir şey senin gülümsemenden önemli değil!

 

Dedi ve geri çekilip yüzümü avuç içine alıp alnımdan öptü. Aradan saatler geçmişti gelenler gitmeye başlamıştı herkes gitmişti ve biz bize kalmıştık. Abimin yanına geçip oturdum ve abimin bakışları bana döndü.

 

Rüzgar. Ateşin seni ne kadar mutlu ettiğinin farkındayım abicim ama şunu unutmamanı istiyorum her zaman sığına biliceğin başını omzuna koya biliceğin bir abin var.

 

Gülümsedim ve dolu gözlerle abime bakmaya başladım. O da bana gülümsedi ve atlas abi ile birlikte uzaklaştılar. Ateş ben ve remylerle eve dönmek için arabaya bindik. Remy ve ethan çok fazla sarhoşlardı.

 

Ateş elini açıkta kalan bacağıma koyup sıktı ve elini bacağımda gezdirmeye başladı. Yol boyu remy ve ethanın saçma saçma konuşmalarına şahit olmuştuk. Evin önünde arabayı durdurur durdurmaz hepimiz arabadan çıktık. Remy ve athanı muhafız kurtlar içeriye götürmüştü ve ateş beni kucağına alıp eve girdi. Bekleme gereği duymadan odamız gelmiştik. Beni yatağın önünde kucağından indirdi ve bana bakmaya başladı. Bende onun bakışlarına karşılık vermiştim.

 

Elini belime dolayıp beni kendisine çekince nefesimi heyecandan tutmuştum. Elini belimde gezdirmeye başlayınca kafamı göğüs kafesine koyup yere bakmaya başladım. Elbisenin arkasında kalan fermuarı tek hamle ile açtı ve elbiseyi tek hamle ile üzerimden çıkarınca kafamı kaldırıp şaşkın gözlerle ona bakmaya başladım.

 

Bu kadar aceleci olmasını beklemiyordum. Elbise yere düşmüştü ve ateşin karşısında iç çamaşırlarımla kalmıştım. Utancımdan yanaklarım kızarmıştı bile. Ateş kendi üstünüde çıkarmıştı ve sadece gömleği kalmıştı onun da çıkartınca altında boxeri ile kalmıştı. Sertçe yutkundum ve aşaya bakmamaya çalıştım.

 

Ateş. Hazır mısın bebeğim?

 

Neva. Bilmiyorum.

 

Ateş. Öğreniriz o zaman.

 

Dedi ve bacaklarımdan tutup beni kucağına aldı. Bacaklarkmj beline doladım ve ateş dudaklarıma yapışınca bende ona karşılık vermiştim. Beni sertçe yatağa itip üstüme çıkınca ağızına inlemiş bulunmuştum. Ellerini sırtında gezdiriyordum ve ateşin bir eli boynumda diğer eli bacağımdaydı. Bacağımı okşayıp sıkıyordu. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve yüzümü hafızasına kazımak istercesine yüzümü izledi.

 

Yanağıma öpücük kondurdu ve yanağımdan aşa doğru öpmeye başladı. Son olarak kaenıma öpücük kondurunca heyecandan kalp atışlarım hızlanmıştı ve kasılmaya başlamıştım. İçimde kelebekler uçuşuyordu.

 

Neva. Ateş.

 

Demiştim ama ne diyeceğimi bilmiyordum kendi sesimi ben bile zar zor duymuştum ama ateşin duyduğuna emindim. Göğüs kafesime öpücükler kondurup kendi imzasını bırakmaya başlayınca ellerimi saçlarına geçirmiştim ve bir elimde kalbinin üstündeydi. Onunda kalbi çok hızlı atıyordu ve onun kalbinin ilk defa bu kadar hızlı attığını fark etmiştim.

 

Nasılsınız bebeklerimmmmm🎀

 

Bölüm : 15.06.2025 17:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...