Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Gözleri her zaman ki gibi çok güzel ve ben tehlikeliyim diye bağırıyordu. Kolunu belime dolayıp beni kendisine çekti. Beni kendisine çekmesi ile kendime gelmem bir oldu.
Onu izlemekten kendimi alı koyamamıştım. Normalde böyle konularda çok utanırdım ama şuanda utanmıyordum. Neden utanmamıtşım ki normalde ben utangaç biriydim.
Ateş. Yarın hazırlan geri evimize gidicez.
Neva. Abim...?
Ateş. Abin burada güvende güzelim ama sen değilsin, sen benim yanımda benim kollarımın arasında güvendesin.
Dedi. Hiç bir şey demedim ve sadece onun gözlerine baktım. Elini yanağıma koydu ve yanağımı okşamaya başladı. O yanağımı okşarken kendimi gittikçe güvende his etmeye başladım.
Acaba haklımıydı onun yanında güvende miydim? Bilmiyorum ama onun yanında gerçekten kendimi güvende his ediyordum. Beni koruması bana değer vermesi hoşuma gidiyordu.
Eğer onunla başka şartlar altında tanışsaydık onunla belki daha farklı bi hayatımız ola bilirdi. Ama belki de bizim için en iyisi budur.
Nefesini yüzüme verdi ve sonradan kaşlarını çattı. O kaşlarını çatınca bende çattım. Sanırım ters giden bir şeyler vardı ama neydi bilmiyordum ve ne ola biliceğini de. Sadece ateşe baktım ama o ters ters etrafa bakıyordu.
Ateş. Odanda kurtboğan mı var?
Kurtboğan mı? O neydi ki şimdi? Daha doğrusu benim odamda ne işi vardı. Benim öyle bir şey almadığıma emindim.
Ateş.Yatağın altında onu al git çöpe at bu evde kurtboğan bulunmasın sakın!
Şaşkınlıkla ona baktım ama sonra yatağıma ilerledim ve yatağın altında bi tabağın içinde toz gibi bir şey buldum. Sanırım bahıs ettiği buydu. Aldığım gibi aşa indim ve dışarıya götürüp çöpe attım.
Abimler ortalıkta yoktu pekte taktığım denmezdi. Odama geri çıktım. Odama çıktığımda ateş yoktu. 5 dakikada nereye gittmişti bu şimdi? Odamın camı açıktı. Cama doğru ilerledim ve dıaşrıya baktım. Ortalık çok sessizdi ve hiç kimse görünmiyordu.
İçimde kötü bir his vardı. Nedenini anlamdıramadığım sebebini bilemediğim adlandıramadığım kötü bi his vardı. Birine bir şey olmasından çok korkuyorum. Umarım abime bir şey olmazdı çünkü o benim tek ailemdi.
Yaklaşık yarım saat sonra abimler eve girdi ve odalarına çekildiler.
Ertesi sabah.
Sabah gözlerimi abimin sesi ile açtım. Çok uykum vardı ve nedensizce morelim yoktu. Kendimi çok yorgun ve halsiz his ediyordum.Tek istediğim uyumak ve onun dışında hiç bir şey istemiyordum.
Zar zor gözlerimi açarak abime baktım. Hala başımda dikilmiş bana bakıyordu. Bana kalk diyordu ama benim yataktan kalkasım bile yoktu.
Rüzgar. Uyan neva hadi geç kalacaksınız.
Neva. Nereye gidicez ki ve kiminle geç kalacakmışım ben?
Rüzgar. Remy ile geri dönecekmişiniz.
Neva. Offf abi ya bi çık odadan uykum var.
Rüzgar. Kalk neva.
Neva. Abi çık odadan ya.
Rüzgar. Neva sana uyan dedim abicim.
Neva. Kendimi halsiz his ediyorum abi.
Rüzgar. Niye neyin var.
Dedi ve elinin tersi ile ateşime baktı. Bana baktı ve bende ona baktım. Geri çekilip üzerimde ki örtüyü çekip yere attı.
Rüzgar. Yürü soğuk bir duş al ateşin var.
Neva. Istemiyorum abi ya hem üşüyorum zaten örtümü geri ver!
Rüzgar. Hayır sana kalk soğuk bir duş al dedim neva bir daha tekrarlatmayacam! Yarım saat sonra aşa iniyorsun!
Abim odadan çıkınca bir süre tavanı izledikten sonra pencereden ses gelince ateşin geldiğini anladım. Yataktan kalkıp oturue pozisiyonuna geçtim. Ateş tam karşıma oturdu ve bana baktı. Ona halsiz gözlerle bakıyordum.
Ateş. Kalk soğuk duş al yoksa ben sana aldırırım.
Neva. Ya istemiyorum neden anlamak istemiyonuz ki?
Ateş. Neva kalkacak mısın güzelim yoksa ben mi o duşu alıdırıyım sana?
Neva. Ya off tamam ya.
Dedim ve yataktan kalkıp banyoya girdim. O kadar çok üşüyordum ki banyomda ki havlumu alıp kendime sardım ta ki içerden ateş bana bağırınca. Havluyu çektim ve üstümde ki kıyafetleri çıkartıp soğuk suyu açıp altına girdim.
Suya alışmam baya uzun sürmüştü ve yaklaşık yarım saaten fazladır banyodaydım. Bir iki dakika daha durduktan sonra banyodan çıktım ve havluyu kendime sarıp banyodan çıktım.
Banyodan çıkınca ateşi yatakta uzanmış bir şekilde gördüm. Gözleri kapalıydı. Sanırım uyuyodu. Çok ses çıkarmamaya özen göstererek dolabımdan kıyafetlerimi aldım ve tam banyoya koşacaken arkamı dönmemle ateşe çarpmam bir oldu.
Bu ne zaman uyanmıştı ki?
Kafamı kaldırıp ateşe baktım. Kolunu dolaba yaslamıştı ve öylece bana bakıyordu. Ben ona bakınca sırıtı ve beni baştan aşa süzdü.
Ateş. Burada giyin.
Neva. Ne hayır asla.
Ateş. Güzelim burada giyin dedim.
Tam itiraz etmek için ağızımı açmıştım ki vazgeçtim çünkü ne kadar inkar edersem ediyim gene o bildiğini okuyacaktı ve bana da bildiğini okuturacaktı.
Neva. Tamam bare arkanı dön.
Ateş. Giyin dedim neva ben giyidiririm yoksa.
Neva. Off ama bu haksızlık!
Ateş. Değil hadi giyin.
Geri çekilip az da olsa kendimi dolabın arkasına saklayarak giyinmeye başladım. Altımı giyidim ve sadece tişörtümü giyimek kalmıştı. Tam giyiyceken ateş beni durdurdu ve dolabımdan gıri bir hırka çıkartıp bana verdi.
Ateş. Al bunu giyi ve fermuarı kapat.
Neva. Peki.
Dedim ve elinden hırkayı alıp üzerime geçirdim. Hırakyı giyindikten sonra aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı güzelce taradıktan sonra ateşe döndüm. Hala beni izliyordu. Ona baktıktan bir kaç saniye sonra sırıtı ve karşıma gelip kolunu belime dolayıp beni kendisine çekti.
Ateş. Geri evimize gidiceğimiz için çok mutluyum güzelim benim.
Dedi ve kafasını boynuma götürüp kokumu içine çekti. Bir süre sonra geri çekildi ve saniyeler içerisinde ortadan kayboldu. Bir süre arkasından baka kaldım ama sonradan aşa indim. Abim ve remy kahvaltı ediyordu. Bende aralarına katıldım ve kahvaltımı etmeye başladım.
Kahvaltı boyunca kimseden çıt çıkmadı ve abimin bakışları sürekli benim üzerimdeydi. Ona baktım ve ne dercesine baktığım abim gülümsedi ve bir şey yok dercesine başı ile işaret yaptı.
Kahvaltıdan sonra bir çantaya kıyafet doldurdum ve remy ile evden çıktık. Evden çıkmadan önce abime sıkıca sarıldım ve yanağından öptüm. Abimde bana sarıldı ve alnımdan öptü.
Rüzgar. Sen her zaman benim küçük kardeşimsin bunu hiç bir zaman unuttma kardeşim.
Dedi ve tekrar sarılıp alnımdan öptü. Ağlamamak için kendimi tutuyordum. Ondan bu kadar erken ayrılmayı planlamamıştım ve ona karşı olan özlemimi daha geçmemişti bile.
Remy ile arabaya bindik ve arabanın arka koltuğuna oturdum. Yanıma bakma gereği duymamıştım ve arkamı dönüp abime baktım. Ağlıyordu. Onun ağladığını görünce bende göz yaşlarımı tutamadım. Ondan ayrı kalmak istemiyordum o benim her şeyimdi.
Remy arabayı çalıştırdı ve bir süre sonra abim gözden kaybolmaya başladı. Hala arabadan arkaya bakıyordum. Tanıdık gelen sesle gözlerimi baktığım yerden ayırıp yanıma baktım. Ateşi görünce biraz şaşırmıştım ama uzun sürmemiş ti.
Kolunu belime dolayıp beni kendisine çekti. Kafamı omzuna koydum ve ağlamaya o şekilde devam ettim. Normalde çok fazla duygusal biri değildim hele vedalarda asla ağlamazken şimdi ağlamıştım.
Acaba abimi bir daha ne zaman göre bilirdim?
O güvendemi olacaktı?
Aklımda binlerce soru vardı ve hiç birine yanıt yoktu ama sadece bir şeyden emindim. Abim burada güvendeydi ama ben burada güvende değildim. Ateşin düşmanlarının hedefi bendim şuanda ve yanlız kaldığım anda başıma her olay gele bilirdi.
Yaklaşık yarım saatten sonra gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı ve en son duyduğum ses ateşin sesiydi.
Ateş. Abini bir daha göre bileceksin güzelim.
Dedi ve saçlarımdan öpmüştü. Gözlerimi açtığımda ateş ile odamızdaydık ve ben yatakta yatıyordum. Biz ne zaman buraya gelmiştik ki?
Saate baktığımda 14.34 geçiyordu. Hala az da olsa uykum vardı ama daha fazla uyuyamazdım.
Yataktan kalkıp aşa indim. Aşa indiğimde ateşten başka hiç kimse yoktu. Yanına doğru ilerledim ve anlık gelen cesaret ile ateşin kucağına oturdum. Ateş gözlerini bana çevirdi ve bana şaşkınlıkla bakıyordu. Onu şaşırtığım kadar kendimden bu hareketime şaşırmıştım.
Bir şey demedi ve sırıtı elini hırkamdan içeriye tenimi okşamaya başladı. O tenimi okşadıkça istemsizce kendimi ona teslim ediyor gibiydim. Kendimi onun kollarıma ittirdim ve ateş kafasını boynuma gömüp öpmeye başladı. Elimi yanağına koyup yanağını okşamaya başladım.
Ateş. Nereden geliyor sana bu cesaret?
Dedi ve geri çekilip gözlerimin içine baktı. Bende nereden geldiğini bilmiyordum ki. Sadece ona baktım ve ona bakmaktan başka hiç bir şey yapmadım.
Ateş. Bakma öyle cevap ver bana neva.
Ofladım ve kolumu boynuna doladım. Çok soru soruyordu. Bana şaşkınlıkla bakmaya başladı. Onu o halde görünce kendimi tutamatıp gülmeye başladım.
Ateş. Soruma cevap ver yoksa sen zararlı çıkarsın.
Neva. Nasıl olacakmış o?
Ateş. Göstermemi ister misin?
Neva. Bilmem.
Dedim sırıtarak. Kafam yerinde değildi sanki içmiş gibiydim ve hasta olduğumda hep böyle olurdum. Ateş sabır dilercesine kafasını kaldırıp tavana baktı ve bir süre sonra ayağı kalktı ve bende kucağındaydım.
Odaya gelince ne demek istediğini şimdi anlamıştım. Tam inmeye çalışacaktım ki izin vermedi ve beni yatağa oturdup dolaba ilerledi. Dolaptan kendi tişörtlarından birini çıkartıp yanıma geldi. Üstümden hırkamı çıkartıp tişörtü giyidirdi.
Ona bakmaktan başka bir şey yapmıyordum ve gözleri dudaklarıma kaydı. Benim de gözlerim onun dudaklarıma kaydı. Bir süre sonra dudakları ile dudaklarımı birleştirdi. Beni yatağa yatırıp öpüşmeye devam ettik. Karnımda kelebekler uçuşmaya başladı. Kolunu belime dolayıp beni kendisine bastırdı ve bu hareketi beni çıldırmıştı.
Normalde asla bu şekilde tepki vermezdim ama şuanda bunu bende istiyordum. Elimi yanağına koymamla kapının sertçe açılması bir oldu. Hemen geri çekildim ve ateş ile gelen kişiye baktık. Ethanı görünce utanmıştım ama ateş için aynı şeyi diyemezdim o sinirden ethana küfürler yağıdırmaya başladı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |