9. Bölüm

9. Bölüm

Solita
llsolita

Yorum bırakır mısınız rica etsemmm


9.bölüm


 


Selamlar.


 


Kitabımızın büyümesi için arkadaşlarınıza önermeyi ve okunma listelerinize ekler misiniz? 🎠


 


Okumak istediğiniz sahneleri dm ya da yorumlara yazabilirsiniz.


 


Yukarıdaki müziği açalım açalımmm 🌪️


 


Instagram hesaplarım 🌊


@llsolita 


@solita.wattpad


 



 


 


Vatan sağ olur elbet, biz ölürsek...


 


"Hassiktir." Cihan ın küfürü ile ona döndüğümde kaşlarını çatmış kıstığı gözleri sürekli etrafta dolaşıyordu.


 


" Bir şey mi ol-" konuşmam ile varlığımı yeni fark etmiş gibi bana döndü bakışları susmamı sağlar iken etrafını hızlı bir şekilde göz gezdirerek bana doğru eğilerek başını dizlerimin üzerine koydu.


 


Bir eli koltuğun hala direksiyonda dururken bir elinide koltuğun altına götürdü bi anda koltuk öne doğru gidince cihan da vakit kaybetmeden kalkarak emliyet kemerimi çıkararak " koltuğun arkasına." Demişti. Ve bu hareketi sadece 27 saniye sürmüştü ve araba 27 saniye boyunca ilerlemeye devam etmişti. Sanki daha yeni yeni aklım başıma geliyormuş gibiyken cihan bu sefer bağırarak "hadi." Demişti. Elim arabanın kulpuna giderek kendime doğru çekmiştim. Arabanın kapısını açtığım sırada araba ani bir frenle durmuştu. Asfalt lastikleri yakarken. "Sikerim." Diyerek dişlerinin arasından konuşan bu cihandan biraz da olsa korkmaya başlamıştım.


 


Uzanarak açtığı kapıyı kapattığın da


" Araba hareket ediyor kızım!... Ortadan geç arkaya hemen."


Bulunduğumuz konum panik atak geçirmem için uygun olsa da içinde bulunduğumuz zaman buna hazır değildi ben bu krize hazır değildim.


 


"Geri çekilir mi-" sözlerimi ağzıma tıkarak! Geri çekildiğinde koltuğa yapışık bir şekilde kala kalmıştım.


 


" Ben gitmek istiyorum." Tamam. yeri değildi ama bu ortamda da kalmak istemiyordum.


 


" Arkaya geç hadi" vaktimiz yok diyerek ayağını frenden çekmiş ve yola devam etmişti.


 


Ben ise olduğum yerde duruyordum. "Hadi liyan duracak vakit yok!" Dediğinde bu sefer ortadan arka tarafa geçmiştim. " Koltuğun arkasına yere otur." Emrine karşılık içimden milli küfrümü 'it herif' diyerek meğer ne kadar kabaymış ben fark edememiştim.


 


Az önce öne çektiği yolcu koltuğunun arkasına yerleşerek ellerimi bacaklarıma sardım. Bakışlarını yoldan ayırarak arkaya bana bakarak tekrar bakışlarını yola çevirdi.


 


"Ellerini bacaklarından çek." dediğinde sardığım kollarımı gevşeterek ondan gelecek ikinci komutunu bekledim. Bu sefer "Kulaklarını kapat." Dediğinde kaşlarımı çatmıştım. Ara ara bana dönen bakışları yüz ifademi yakalamış olacak ki "hadi liyan kapat kulaklarını!" Dediğinde ellerimi kulaklarıma götürerek kapattım.


 


Başımı koltuğun oturma yerine yalarken ellerim kulaklarımdaydı.


 


Telefonun melodisi arabada yankılandığında cihan vakit kaybetmeden açmıştı.


 


" Neden beni beklemeden çıktınız! "


Diye azarladığını duymuştum. Ne sanıyordu ki cihan kulaklarımı kapatınca duyamayacağımı falan mı?


 


" Buradalar ve sanırım..." Diyerek durmuştu arkaya tekrar dönerek beni kontrol etti ellerimin kulaklarımda olduğunu görünce konuşmasına devam etti. " Sanırım bizi pusuya çekiyorlar."


 


Pusu...


 


Gözlerim dehşet ile açılmıştı


pusu vardı. tuzaktı ve biz ölüme gidiyorduk resmen


 


"Yanımda kız var. Onu ne yapacağımı bilmiyorum. Arabayı rampadan aşağı gönderip atlayacağım kızı karşılayın. "


 


Artık duymamak için bastırmıştım ellerimi kulaklarıma rampadan aşağı demişti bu dağdan aşağı


 


İçimden asker o bildiği vardır. Tehlikeli değildir desemde uçurumdan aşağı atmaktan bahsediyordu.


 


Telefon hala açıkken telsizden de sesler yankılanıyordu.


 


"Geç kaldık." Dediğini duymuştum. Cihan ın sonrada özür dileyen mırıldanışını.


 


Gelen bir el silah sesi.


Ve ardından atılan ateşler.


 


radyonun sesini sonuna kadar açtı


Belkide ben silah seslerini duymayayım diye


 


Kalkar bir yüzümü yıkarım


Bir aynaya bakarım.


 


Sonraa bir şişe voldka açar


Bir sigara yakarım.


 


Müziğin sesi silah seslerini bastırmaya yetmezken araba daha da hız yapmıştı.


 


Kurşun arkamdaki camı parçalara ayırırken saçlarımın arasındaki cam parçaları korku ile çığlık atmıştım.


 


Olsun


Bana ne verdin ki ne alacaksın


Belki


Bir gece yarısı düşersen aklıma


Kalkar bir yüzümü yıkarım


 


" Tamam yok bir şey sakin ol." Diyerek kendi silahını çıkarmıştı. Silahını görünce gözlerimi sımsıkı yumdum. Ve olacakları bekledim.


 


Arabanın virajlardan döndüğünü hissediyor. Ve de bu arabadan çıkan silah seslerini işitiyordum. Ama kafamı kaldırıp dışarıda kopan kıyamete bakamıyordum.


 


Şarkı bitmişti 


Silah Sesleri artmıştı.


Ve Tekrar camın kırılma sesi


 


Sonra bir inleme döküldü cihanın Aralık olan dudaklarının arasından


Korku ile gözlerimi araladığımda bakışlarım ilk koltuktaki kan lekelerine kaydı. Bakışlarımı yukarı çıkardığımda cihan'ın ensesinden akan ter damlalarına baktım.


 


Hava terletmeyecek kadar soğuk iken bir kurşun yakmıştı tenini


 


Ter damlası akıp giderken kolundaki yırtılmış kumaşa baktım. Yeşil üniformasında bulaşan kan lekesine


 


Yaralanan kolu ile arabayı kullanırken gözlerimi kırpıştırarak gözlerimin önündeki buğu nun gitmesini sağladığımda yavaşça çöktüğüm yerden kalkarak arka koltuğa oturdum.


 


Titreyen bakışlarım bu sefer bayılmamak için savaş veriyordu.


Arabanın dışında kopan kıyametten uzaklaşmak isteyen bilincim. Bedenim ile yoğun bir münakaşa içindeydi sanki


 


"Liyan beni duyuyor musun." Diyen cihan ı duymam ile bakışlarımı kolundan çekerek aynadaki yüzüne çevirdim.


 


"Yat hemen bitecek az kaldı!" Dediğinde hala bakışlarım donuk bir şekilde aynadaydı. " Korkma liyan eğil dedim!" Cihan sürekli bir şeyler diyordu ama anladığım bir kaç kelimeden ibaretti. Bakışlarım istemsizce yine koluna kaydı. Kolundaki kan dirseğine doğru yol yapmış giderken dışarıdaki kurşunların tek hedefi bizdik bilincim bu görüntülerden uzaklaşırken bedenimin koltuğuna düştüğünü hissetim. Başımda histtiğim yoğun sızı gözlerimi kapatmamı sağlarken Cihanın bağırışı ve arka camın kırılma sesi duyduğum son şeydi.


 


🌊🌊🌊


 


Arka kapının açılma sesiyle gözlerimi araladığımda silah sesleri eskisi kadar şiddetli olmasada devam ediyordu.


 


kısık olan bakışlarım. Cihan a döndüğünde gözleri bedenimi inceliyordu yerimden kalkmaya çalışmaya çalışsamda uyuşan bedenim sadece omuzladımı hareket ettirmeme izin vermişti.


 


Cihan derin bir nefes vererek " iyisin şükür." Demişti. "Gel hemen." Diyerek arabada oturmama yardımcı olup daha sonrasında kendi tarafına çekmişti. Belimden tutarak kaldırdığında " kapat gözlerini." Demişti kucağına iyice sabitlediğinde tek kolu ile belimden tutuyordu sadece "bakma etrafa ve eğer rahatsız olmazsan bacaklarını belime sar." dediğinde başımı hızla iki yana salladım. Düşmemek için boynuna kollarımı doladığımda gelen barut kokuları ve silah seslerinin yuttuğu acı inlemeler ile boyununa sardığım koluma başıma koydum


 


Cihan silah olan eli ile başımı tutuyordu ya da koruyordu gelecek olan kurşunların hedefi olmamak için duruyordu bir eli başımın üzerinde


 



 


 


(Kucağına alma şekli anlatamadım. Böyle bir şey diğer elinde silah var. )


 


Bir arabanın önüne vardığımızda beni arabanın arka koltuğuna bıraktığında " seni götürecekler geri iki üç saate ben gelirim-" duraksadığında bakışlarımı yüzüne çevirdim. " Gelebilirsem gelirim işte korkma korkacak bir şey yok ben konuştum oda vericekeler orda kal çıkma dışarı kilitle kapını Allah'a emanet." Diyerek kolumu sıvazlayıp kapımı kapattı. Hızlı hızlı konuşup arkasını dönüp gitmişti. Bir adamla konuştuktan sonra emir almış gibi selam verip telsizi ile konuşarak uzaklaşmıştı.


 


Diğer adam ise vakit kaybetmeden sürücü koltuğundaki yerini almıştı.


 


Aynadan kısaca bana bakıp kontağı çalıştırmıştı. Bende bir daha aynadan da olsa bakmaması için sürücü koltuğunun arkasına geçmiştim.


 


"Teğmenin nesi oluyorsun."


Dediğinde kaşlarımı çatmıştım. Birine benzettide akrabası olduğumu düşünüyor olabileceği aklıma gelmişti ama ne ailemde ne de çevremde teğmen isimli biri yoktu.


 


" Öyle birini tanımıyorum." Diye cevap vermiştim. O ise bu dediğime karşılık kahkaha atmıştı.


 


Verdiğim cevabı tekrar tekrar kafamda tartıyordum ama yinede bu kadar gülünecek bir şey söylediğimi sanmıyordum.


 


" Ay sen çok yaşa kızım." Dediğinde tekrar"hay Allahım ya." Diyerek gülmeye devam etmişti.


 


Gülmesini durdurup." Tövbe yarabbim cenaze günü...Teğmen isim değil rütbe bizim akif teğmen in nesi oluyorsun." Dediğinde utançla içim sızlamıştı.


 


Utanç ı tüm uzuvlarımda hissederken aklıma neden akifin akrabası olduğumu sorduğu gelince ne cevap vereceğim stresine düşmüştüm.


 


Belkide cihan beni sakladığı için öldüğü için akifin üstüne atmıştı suçu


Ama yinede yalancı durumuna düşmemek için pencereden doğan güneşe baktım ve aydınlığa güvenerek sürücü koltuğunun arkasından çıkarak ortaya geçtim.


 


Adamın yüzüne bakarken " cihan mı dedi?" Diye sormuştum.


 


Ama az önce akif e rütbesi ile hitap ettiği gerçeği aklıma düşünce saygısızlık yaptığımı düşünerek


 


"Yüzbaşı cihan yani " dediğimde adamın bakışları bana kaydı.


 


" Cihan yüzbaşı mıymış?"


 


" Değil mi?" Dediğim de adam başını sanki 'vay' dermiş gibi hafifçe sağa yatırdı " öyle mi dedi sana"


 


Kafamı usulca sallamıştım. "Zaten öyle değil mi?"


 


"Hayır." Dediğinde şaşırma sırası bana gelmişti. " Ama bana yüzbaşıyım demişti." Belkide askerde de değildi bana yalan söylediğine göre


 


" Cihan üstteğmen." Dediğinde,


Sadece "Ama bana yüzbaşıyım demişti." Demekle yetindim.


 


Yüzümün düştüğünü anlamış olacak ki " yüzbaşı olacak az kaldı. Belli ki sana havasını atmak istedi." Demişti


 


Başımı sallayarak " daha çok var mı?"


Diye sordum.


 


" En fazla 10 dakika" diye yanıtladığında kafamı koltuğun arkasına yaslayarak güneşin yavaş yavaş doğuşunu izledim.


 


Araba durduğunda yaslandığım yerden doğrularak inmek için kapıya yaklaştım arabadan inen adam kapımı açtığında, telefonun çalması ile elini ceketinin iç cebine atarak aldığında arabadan inmiştim.


 


" Senin yüzbaşı arıyor." Diyerek telefonu açtığında kala kalmıştım. Senin derken?


 


" Nerdesiniz. Vardınız mı?" Hapörlere almış olmalıydı ki cihan ın sesi bana da ulaşıyordu


 


" Vardık yüzbaşım." Diyen yüksek ve ciddi sesi ile cihan duraklamıştı. bir şeyler mırıldandıktan sonra


 


"Dayı?" Demişti dayısı olduğunu öğrendiğim adam. " Emredin yüzbaşım." Dediğinde kendini kendine gülümsemişti


 


" Dayı ya" diyen sesi ile bende gülmek istemiştim.


 


" Öğretemedim mi ben sana yalan kötü bir şey diye niye kandırıyorsun kızı."


 


" Dayı kandırmadım olacağım zaten az kaldı."


 


" Yaani?" 


 


" Kendimi üsteğmen olarak görmüyorumdur belki üsteğmen diyince kendimi er gibi hissediyorum."


 


" Biz senin kafana kalırsak çoktan mareşal olarak anılıyordun."


 


" Asıl sen uçtun be dayım."


 


" neden? Orgeneral olmak istemiyor muydun."


 


Dediğinde rahatsız edici bir sessizlik oldu.


 


" Olur mu Albayım kimse bir orgeneral etmez..." Diyerek sustu.


iç çekişi kulaklarıma ulaşınca "kimse bir babam etmez." Diyerek sustu.


 


"Neyse albayım. Vardınız mı?"


 


" Vardık vardık."


 


" Liyan a verir misin telefonu." Desiğinde yaslandığım arabadan biraz doğrularak cihan ın dayısına baktım.


 


" Vereyim" diyerek. Bana uzatmıştı


Uzattığı telefonu alarak hapörle açık diye ortada tutarken


 


Cihan ın adımı seslenmesi ile dikkatimi telefona verdim.


 


"Efendim."


 


"Hapörleri kapatıp kulağına koyar mısın telefonu." Dediğinde bakışlarımı dayısına çevirdim. Gözlerini açıp kapattıktan sonra


" bagaj dan almam gereken şeyler var." Diyerek uzaklaşmıştı.


 


Bende hapörleri kapatak kulağıma yaklaştırdım. Bir yandan da etrafa bakıyordum. Cihan buralarda mı diye


 


" Liyan yaptın mı dediğimi?"


 


" Hı hı" diye mırıldandığımda


 


" Tamamdır. Korkmuyorsun değil mi?" Dediğinde yine ve yine kaşlarımı çatmıştım sanki her şeye korkan biriydim.


 


" Hayır." Dediğimde "güzel" diye mırıldanarak devam etti.


 


" Ben bi operasyona geçicem ne zaman dönerim bilmiyorum ama dönebilirsem bugün içinde dönerim kısa bir şey... Neyse bak sana ne diyeceğim. Dayıma akifin bir akrabası olduğunu söyle şehirdeydin cenazeye geldin. Ve cenaze evine götürmeyi teklif ederse yorgun olduğunu söyle korkulacak bir şey yok kapıya askerler olacak kapatmam lazım. Dikkat et Allah'a emanet." Diyerek kapatmıştı


 


Sürekli korktuğumu ima ederek beni aşağılamaya mı çalışıyordu?


 


Telefonu yanıma gelen dayısına verdiğimde elimden alarak " gel bakalım." Diyerek okula götürdü.


Okulun kilitli kapısını açarak


İçeri girdiğinde ellerini birbirine sürterek "soğumuş." Diye mırıldandı


 


Bir odanın kapısını açtığında yerde duran baza ve üzerinde battaniye yi işaret etti. " Saat erken burada dinlen


Almaya gelirim cenazeye için. Orası kalabalıktır şimdi." Dediğinde cihan on dedikleri bir bir aklıma düşmüştü


 


" Ben cenazeevine gitmek istemiyorum. Kalabalık ve üzücü kötü oluyorum yani cenaze ya" dediğimde aklına pek yatmasada kafasını onaylar şekilde salladı " sen bilirsin. Odanın anahtarı var kilitlersin rahat edemezsen battaniye orda yorgan pek sanmam ama varsa dolapta vardır." Diyerek arkamda kalan dolabı işaret etti. " Yoksa ve üşürsen ben alıp geleyim evlerden birinden." Dediğinde kafamı iki yana salladım.


 


" Üşümem teşekkür ederim."


 


" Ne demek ben geçiyorum o zaman daha sonra görüşmek üzere"


 


Diyerek arkasını dönmüş gidiyordu ki


 


" Kadir adım, Tanışamamıştık" dediğinde nezaketen gülümseyip


 


" Liyan. Memnun oldum." Dediğimde


 


" Bende memnun oldum dikkat et bir şey olursa arasın." diyerek gitmişti


 


Aradım evet telefonum yokken ve numarasını bilmiyorken elbette arardım. Tabi öbür dünyada biri beni burada öldürürse hesap sormak için arardım tek bıraktınız diye kafamı iki yana sallayarak düşüncelerimden kurutulmaya çalıştım.


 


Ah serkan ne hallere düşürdün beni


 


Pencereleri kontrol ederek dış kapıyı kapatmış arkasına sandalye koymuştum. Ve cihan ın dediği gibi askerler gelmiş okulun etrafında bekliyordu sabahki olaydan mı bilmem okulun bahçesinde ama binadan ve pencerelerden uzakta duruyorlardı.


 


Dolabı kontrol edip Yorgan bulamayınca mecburen battaniyeyi alarak silkelemiş ve yatağa girdim. Battaniyeyi üzerine örterek yorgun olan göz kapaklarımı kapattım.


 


🌪️🌪️🌪️


 


Gözlerimi odadaki konuşma sesleri ile aralarken karşımda gördüğüm çocuklar ile hızla yatakta doğrulup gerilemiştim.


 


" Bak bak uyandı." Demişti biri


 


Diğeri ise " yeni öğretmen bu herhalde güzel hatunmuş." Dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. Çocukların en büyük olanı bile 13 yaşında gösterirken bu uslubları...


 


" Abime diyecem gelsin görsün öğretmeni beğenirse evlenirler. Allah be öğretmen yengem olur." Dediğinde kendimi tutamayarak " abinin beğenmesi ile olmuyor o işler." Demiştim. Sonra ise ne dediğimin farkına varıp derin bir nefes verdim.


 


" Ayrıca ne biçim konuluyorsunuz siz çok ayıp"


 


" ne ayıbı ya Görende anasını si-" diyen çocukla Gözlerim irice aralanmıştı.


 


" Şşş ne biçim konuşuyorsun sen ya lütfen yanlız bırakın beni." Diyerek ayaklanmış ve onlara kapıyı göstermiştim. Ama büyük küçük fark etmezdi erkek erkekti ve her türlüde mikroplardı.


 


" Anama diyivercem abime alıversin seni." Dediğinde iyiden iyiye sinirleniyordum.


 


İşaret parmağımı sallayarak " bana bakın düzgün konuşun annene de bir şey demiyorsun hiç mi terbiye almadınız yaa." Diye sinirle konuştuğumda çocuklar gülmeye başlamışlardı.


 


" Bana bakın beni ciddiye alın yoksa ne yaparım size..." Dediğimde çocuklar merak ile bana bakıyordu. Daha çok ciddiye almadıkları için


 


" Hemen gidin burdan yoksa senin pipini satarım." Dediğimde


 


Gülenlerin arasına birde cihan katılmıştı. Onlara uzattığım işaret parmağımı indirirken kapının pervazına yaslanan cihan a döndüm usulca.


Bir insanın kalbi utanç ile atar mıydı?


Atıyor. Aklınızda bulunsun


Kalbim utançla çırpınırken


Gülmelerinin bitmesini bekledim.


Cihan ın " Çıkın dışarıya zibidiler." Demesi ile çocuklar teker teker dışarı çıkmıştı.


" Ben kalıyorum ama... Satmazsın benimkinide değil mi?"


Cihan iyice cıvıtmıştı ne sanıyordu beni arkadaşı falan mı? Sessizliğim ile o da eski haline bürünmüştü bir süre sessizlikten sonra


" Dinlenmek ister misin biraz daha" diye sormuştu kafamı iki yana salladığımda


" Otursana" diyerek yatağın işaret etti yatağa oturunca da


"Alındın mı?" Demişti yok ya ne alaka olur arada öyle densiz şakalar.


 


" Ben uyurken neden odaya erkek alıyorsun."


 


" Erkek mi? Çocuk onlar. Ayrıca onlardan da korktuğunu bilmiyordum. Bir daha olmaz merak etme." Dediğinde sinirlenmiştim bu dediğine


 


" niye her şeyden korkan biri olduğumu ima ediyorsun."


 


" Erkeklerden korkmuyor musun."


 


" Rahatsız oluyorum."


 


" Gece uyuyamadın ben odadayım diye fark etmedim mi sanıyorsun."


 


" Geceleri farklı ama gündüzleri rahatsız oluyorum sadece"


 


" Ne farkı var?"


 


" Babanem geceleri erkeklerin aklının kaçtığını söylerdi başka yerlerine ve mantıklı düşünenezler başka düşünürlermiş"


 


" Babannenin dedi diye mi korkuyorsun."


 


"Babannem haklı olduğu için..."


 


Geldim geldim 🥂


Selamlar nasılsınız? Bir sorununuz olursa ve ya konuşmak isterseniz her zaman yazabilirsiniz. 🎡🌊🎠


İyi geceler.


 


Görüşmek üzere<3


 


Bölüm : 24.07.2024 22:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...