48. Bölüm

47. Bölüm

Solita
llsolita

47

"Sinan ama görmen lazımdı Sevimi kendini uyanık sanıyor. Cihanda cihan cihanda cihan. " Diyerek köfte ekmeğinden bir ısırık aldı. Liyan dayısıgilde bir gece iki gündüz kalmıştı. Oradan çıktıklarında da Sinanla buluşmuşlardı. Bu gece günübirlik kiraladıkları evde kalacaklar yarında şehri gezeceklerdi. Akşam olunca da önce şırnak a gidip arabayı bırakacaklar oradan da Kayseri'ye geçeceklerdi.

 

Sinanın 7 gün Cihanın ise 3 günlük izni kalmıştı. Daha sonra Şırnak a döncekler sonrada hep birlikte kayseriye döneceklerdi.

 

Cihanın tahminine göre kayseride yedi sekiz ay çalışır yine doğuya görevlendirilirdi. O zamana kadarda çoktan evlenmiş olurlardı.

 

Sinan, "Cihan sevim nasıldı? " Diyerek göz kırptığında Cihan, "siktir git ordan, " Demişti.

 

"Liyan ın iki sülalesinden de illallah ettim, " Dediğinde gülümseyerek konuşmasını dinliyordu Liyan

 

"Bacak kadar çocuk elini uzattı bana dayı diyeceksin diye... Hasbinallah kuzeni desen uyuyoruz Liyan la odamıza girmiş tepemde Cihan Cihan."

 

Sinan bu sefer Liyana döndü, "kızın saçlarını eline Niye vermedin sen? " Dedi kaşlarını çatarak

 

Liyan ile Cihan göz göze geldiklerinde Cihan kaşlarını kaldırmıştı söylememesi için Liyan bunu bir kadına söylemesi sorun değildi ama ama şimdi başka bir erkeğe söyşerse İster istemez Sinan hayal edecekti ve Liyanı birinin o şekilde hayal etmesi kanına dokunurdu.

 

Liyan Sevil'in Cihana olan ilgisinden dolayı bir hayli öfkeliydi. Bu öfkesini de Sevim i her gördüğünde kıskanması için Cihana yanaşarak çıkarıyordu nevi

 

Cihan ile konuşup gitmeye karar verdiklerinde ise Liyan mutfakta bulaşık yıkayan Sevil'in yanına gitmişti kendine bir bardak su aldığında Cihanda Sevil Liyan a bir şey söyleyip canını sık asın diye mutfağa gitmiş ama Sevil'in "neden gidiyorsunuz daha yeni geldik sorusuna Liyanın, " Burada rahat sevişemiyoruz. " Demesi ile olduğu yerde kalmıştı. Liyan gayet rahat bir tavırla, "otele falan gideriz herhalde, " Derken ne hissedeceğini bilememişti. Liyanın arsızlığı ile hayrete düşmüştü.

 

"Sinan ben şiddete karşıyım. " Dediğinde Cihan içtiği ayranı son anda yutmuştu.

 

"Şiddete karşısın? "

"Evet." Dedi rahat bir tavırla

 

"Liyan kışlada kalırken beni döven kimdi? " Dediğinde Liyan omuz silkerek ekmeğinden ısırdı. Cihan ise köfte ekmek yapan adamdan bir yarım daha istemişti.

 

"Sizin düğün ne zaman? " Dediğinde Cihan oturuşunu düzeltti. "Ben kayseriyr dönünce güzel olur. Her gün evde olurum. Yeni evliyken evde olursam Liyan faha kolay alışır. "

 

"Yirmi gün sonra yani? " Dedi Sinan o öyşe dediğinde Liyanda "hemen mi? " Demişti.

 

"Sen ne istiyorsun Liyan? Ne zaman yapalım sence, " Dediğinde ağzındakini yutarak "sen önce evlenmek istiyor musun diye sorsana," Dediğinde Sinan büyük bir kahkaha atmış Cihan ise, "istemiyor musun? " Diye sormuştu.

 

Liyan, "şaka şaka, " Demişti.

 

"Bana fark etmez Cihan, Şuan da evli gibi yaşıyoruz zaten. "

 

"İstemez misin gelinlik giymek? " Diye sorduğunda Liyan bir an kendini gelinlikle düşündü.

 

Sözleri çok güzel olmuştu prenses gibiydi. Tüm ilgi üzerindeydi. Her şey şahane olmuştu üstelik sadece arkadaşlar arasında olan ufak bir kutlama olmasına rağmen.

 

"İsterimm." Dedi Liyan heyecanla

"Hatta kına da yapar mıyız? " Dediğinde Cihan, "yaparız tabi, " Dedi.

 

"Ne istersen yaparız. Pehlivan ameliyatını olsun bekarlığa vedadan başlarız. "

 

"Gelinliği kabarık alırım ama, "

"Nasıl istiyorsan öyle alırız."

 

Sinan, "Serdar ı arayalım mı uğraşalım biraz, " diyerek telefonunu çıkararak ezbere bildiği numarayı tuşladı.

 

Hapörlere alarak telefonu ortaya tuttuğunda Cihanın da köfte ekmeği gelmişti. "Liyan ayranın var mı? "

Dediğinde Liyan başını iki yana salladı. "Bir yarım daha söylüyorum?" Dediğinde Liyan, "yok yok, doydum ben. " Desede

 

"İki ayran bir tane daha yarım. " Ardınsan sinana döndü "yiyor musun Sinan, "

 

"Üç çeyrek, " Denişti. Adam söylenenleri getirmek için gittiğinde Liyan hayretle sinana baktı, "daha az önce yedin üç çeyrek, " Dediğinde Sinan ayranı kafasına dikerek Bitirdi.

 

"Seninki de yiyor normelde ne var? " Derken telefondan gelen, "Alo, " Sesiyle Sinan telefonuna döndü.

 

"Serdarım." Dedi özlemle "ne yapıyorsun yavşak arayıp sormuyorsun hiç, " Dediğinde Serdar güler gibi bir ses çıkardı, "işiyom ge-" Derken Cihan, "Serdar! " Demiş liyanı kendine çekerek kulaklarını kapatmıştı.

 

Serdar ise Liyanın duyduğunu anlayarak Telefonu sessize almış işini bitirince açmıştı.

 

"Olm ne söylemiyorsunuz ne bileyim ben Liyanın duyduğunu, "

 

"Aman bilmediği şey sanki, " Dedi Sinan umursamaz bir şekilde

 

Cihan Liyanın kulaklarını açtığında

Serdar da, "sensiz mis gibi yaşayıp gidiyorum işte, " Dedi nefes alıp vererek, "havası bile ayrı güzel oluyormuş sensizliğin. " Dediğinde Sinan, "gavat." Demişti.

 

"Saat almıştım bende sana Kerime kısmetmiş, " Dediğinde Serdar ciddileşerek, "kerim demişken, Ali ile kerim kavga etti. " Demişti.

 

"Ali neden izin verdin diye kerime kızdı. Kerim senin için dedi... Liyanı o gün Kerim götürdü ya ondan. " Dedi

 

"Söz günü Ali kriz geçirmiş dağıttı ortalığı, " Dediğinde Sinan kısa bir an Liyana bakarak

 

"Ya bırak şimdi Ali'yi kerimi, Liyan ve Cihan düğün yapıyor. " Dediğinde Serdar bu duyduğuna sevimişti.

 

Liyan elindeki köfte ekmeği Cihana uzattı, "yeni gelenden yiyeceğim ben sıcak socak bunu sen yer misin? "

 

"Yerim. Koy tabağıma, " Dediğinde Liyan ekmeğini bırakmıştı Cihanın tabağına

 

Sinan,"Liyanı Pehlivandan istediler nasıl sinirim bozuldu." Dediğinde Liyan Sinana döndü. "Ben Pehlivandan daha yakınım Liyanla," Dediğinde Serdar ile ufak bir ağız dalaşına girmişlerdi kim daha yakın diye Liyan gelen ayran ve Köfte ekmeği ile ekmeğinden bir ısırık alırken Cihanda ayranını açtı Liyanın

Cihan, "birde kola olacak, " Diyerek Sinanın tabağını Sinsnın önüne bıraktı.

 

Sinan, "neyse artık, Liyan kurdelesini bana bağlatacakmış abisi olarak, " Dediğinde Cihan, "Liyanın neden haberi yok bundan, " Demiş Serdar ise okkalı bir küfür etmişti.

 

"Liyana yapılmıyor bu arada kurdele falan, " Dedi Asabi bir şekilde

 

Sinan, "ne demek olmayacak olacak tabi! Ben kurdele bağlayacağım. "

 

"Gidin Cihana bağlayın o zaman birde kırmızı duvak atın başına, " Dediğinde Liyan kıkırdamıştı.

 

"Olum sanane ya bir hevesim var, " Dediğinde Serdar net bir ses tonu ile

 

"Katiyen olmaz, birde albay gelir Liyanı almaya, " Diyerek dern br nefes alıp verdi. En nefret ettiği şeydi

 

"Hediye paketi yapıp damada götürüyorsunuz al bak sana ne aldım diye nefret! Nefret! " Dedi bir solukta

 

"Liyana yapılmayacak. " Dedi izin vermeyerek "valla o gün kurdaleyi iyi kırmızı deüil de beyaz almışsınız. Onu bile sevmiyorum. Boğuyor beni kırmızı renk, "

 

"Bizim rengimiz beyaz. Değil mi Liyan, " Dedi Cihan göz kırparak

 

Liyan gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı.

 

"Kına da ne giyecek bu kız kırmızı giymeyecekte? " Diyerek Sinan Serdara bulaşmaya devam etti. Biliyordu nasıl kızdaracağını

 

"Onda giysin canım ne istiyorsa, " Dedi Serdar

 

Cihan ise Liyana bakıp alayla, "bak Serdar izin verdi kırmızı giymene gönül rahatlığıyla giyersin. " Dediğinde Sinanda dahil olmak üzere hep birlikte güldüler.

 

"Biz hazırladık bekarlığa veda yerini pavyon kapatıcaz bu arada, " Dedi Sinan Liyan kaşlarını çatarak Cihana baktığında

 

Serdar, "siz pavyonda iken Liyanı dansör e götürmeyen orospu çocuğu olsun. " Demesi ile Cihan kaşlarını çattı.

 

"Ne dansörü lan kendinr gel, " Dedi Liyana bakarak, "girmiyorsun bir yere, " Dedi kızgınlıkla

 

"Sizene lan benim düğünümden elleşmeyin sözlüme, " Dedi

 

Liyanda alınmış bir şekilde, "sen gidersen bende giderim. " Dedi

 

Cihan dahada sinirlenerek, "nereye gidiyorum ben ya burdayım işte! " Dedi

 

Serdar, "Liyan boşver Sinanı sen, beni sinir etmeye çalışıyor it herif, " Dediğinde

 

Cihan, "kapatın hadi telefonu yemek yesin kız, " Dediğinde

 

Liyan Cihana döndü, "gitmeyeceksin kınada pavyona, " Dediğinde Cihan tövbe çekerek başını iki yana salladı.

 

"Sanki yirmi altı yıldır pavyondan çıkmıyordum da kına günümde gideceğim. "

 

" Gitmedin mi hiç, "

 

"Ne bok aramaya gideceğim Liyan gitmedim tabi, "

 

"Ya cihannn, " Dedi Liyan nazlı bir ses tonuyla

 

"Ye hadi yemeğini, " Dedi Cihan

"Kınada sende olacaksın değil mi? "

 

"Farkındaysan ikimiz evleniyoruz kına da olmayacağım da nerede olacağım? "

 

"Davul çalar mısın? " Dediğinde Cihan Liyanım dudaklarına ayranı uzattı.

"Çok güzel bir düğünümüz olacak Liyan, "

 

"Hiç bir şey içinde kalmayacak... "

 

🎋🎋🎋

 

Liyanın Anlatımı:

 

Çalan telefon ile Cihan yorgunca başını yastıktan kaldırdı. Uyku sersemi "kim? " Diye sordum. Gecenin bu saati hemde

 

Cihan ayağına geçirdiği boxerini kalçasına kadar çekti.

 

"Bakacağım şimdi. " diyerek, "Yataktan kalktı. Odanın orta yerinde çıkarılmış pantalonunu eğilip aldı. Ve cebinden telefonunu çıkardı.

 

Arayana kıstığı gözleriyle bakarak "ses çıkarma. " Diye uyardı.

 

Açtığı telefonu kulağına götürerek karşı tarafın konuşmasını bekledi.

Bir süre söyleneni mi dinledi ya da konuşmasını mı bekledi bilmiyordum. Dirseklerimden destek alarak onu izliyordum.

 

"At." Diyen Cihanın sert sesi ile karşı tarafın geçen dakikalar içinde konuştuğunu anladım.

 

Cihan eğilerek pantalonunu ve kazağını eline aldı. Ardından telefonda duyduğu şeye sinirlenerek boynunu kütletti.

 

"Şerefini sikerim senin amın evladı. " Dediğinde ise irkilerek yerimde doğruldum. "Orospu olan varya... Seni çıkaran otobanda üç kuruşa-" hızla odadan çıkmıştı. Şaşkınlıkla arkasından bakakalmış ardından yataktan kalkarak battaniyeyi vücuduma sardım. dolabın önünden kıyafet aldım. Hızlıca bir gözüm kapıda kıyafetlerimi giyerek odadan çıktım. Salonda elinde sigara Cihan ve Sinan ile karşılaşınca yutkunarak kapının yanındaki tekli koltuğa oturdum.

 

Cihanda giyinmişti.

 

Cihan ayağını hızla sallarken elindeki telefona bakıyordu. Sinan ise önüne bilgisayar açmış telefonda biri ile konuşuyordu.

 

Cihan başını kaldırarak bana baktı.

 

"Ali sana ne yaptı Liyan. " Diye sorduğunda ses tonu beklediğimin aksine ifadesizdi.

 

Bir anlığına sessiz kalsamda toparlayarak, "Hiç bir şey. " Diyerek ona bakmayı sürdürdüm. "Ne oldu? "

 

"Bir şey yapmadı? "

"Yapmadı."

 

"Sana kızmayacağımı her Allah'ın günü söyledim! " Diye bağırdığında yerimden sıçradım.

 

"Sana her defasında asla sana kızmayacağımu dile getirdim. Sen benden neden saklıyorsun hala, "

 

"Bu kadar mı sevmiyorsun Liyan sen beni bu kadar mı değer vermiyorsun. Sen bana Ne kurdun kafanda da sakladın benden! "

 

Sinan, Cihanın bana yükselttiği ses tonundan rahatsız olarak, "Cihan! " Diye uyardı. Ve bana güven verircesine baktı. Dudaklarını oynatarak 'bir şey yok, ' dedi.

 

"Liyan sen Ali'nin o kulübede sana yaptıklarını neden söylemedin sen bana, " Dediğinde yutkundum. Nasıl öğrenmişti.

 

Pehlivan kulağındaki telefonu çekerek Cihana uzattı. "Seninle konuşmak istiyor, " Dediğinde Cihan telefonu alarak balkona çıktı.

 

"Sinan ne oluyor? " Diye sordum korkuyla

 

"Terör bizimle irtibata geçti. "

 

"Yani? "

 

"Yanisi şu ki kulübedeki kamera terör örgütünün elinde, "

 

"Kamera mı vardı. " Dedim korkuyla ve Cihan izlemişti olan biteni her şeyi biliyordu.

Beni görmüştü. Ali ile bizi...

 

"Bu kötü bir şey mi? "

 

Balkon kapısına doğru baktı.

 

"Sana yaptıkları askerliğe yakışır mı? " Dedi sadece ardından 'insanlığa da yakışmaz ama, ' diye mırıldandı.

 

"Örgüt videoyu üst makamlara atmamak için Ali ile birlikte bir kaç şey istiyor

 

"Giderse ne olur? "

 

"Giderse öldürürler kimse izin vermez gitmesine Ve istedikleri elle tutulur şeyler değil. "

 

"Video yayılırsa ne olur? "

 

"Hem Cihan hem Ali açığa alınır. Hatta ne Ali Cihanı, bütün tim Cihanın dayısı Albay hakkında da soruşturma başlatılır. "

 

"Cihan ve albay neden? Ve siz. " Diye sorduğumda yanıtsız bıraktı.

 

"Ali hasta Liyan... Ve biz bunu saklıyoruz. " sehbada duran sigarayı alarak ucunu ateşledi. Öylesibe ürpermiştim ki ne hastası diye soramamıştım. Sadece yüzüne bakıyordum.

"Allah belasını versin kendi kendinin başını yaktı. " Diyerek başını ellerinin arasına aldı. "Yaktı hepimizin başını,"

Ardından başını kaldırdı.

 

"Sen liyan... " Dedi

 

"Sen iyi misin? Sana yaptıkları, " Diyerek ayağı kalktı.

 

Diğer tekliyi iterek yanıma yaklaştırdı. "Sen sana yaptıklarından sonra iyi misin kendi derdimize düştük. "

 

"Daha kötülerinide yaşadım Sinan sorun değil benim için. " Aslında sorundu ama Aliyi bir daha görmeyecektim yaşandı ve bitmişti. Özür dilemişti. Ne ölüsüne ne ölümeydi. Kendi kendimize farklı hayatlarda yaşayıp gidecektik

 

"Aliyi savunamam her zaman söylüyorum ama-"

 

"Sinan sadece ileri gider diye korktum. Sorun yok benim içi-" Açılan balkon kapısından içeri giren Cihan ile cümlem yarıda kaldı.

Sinan ayağı kalkarak ne konuştuklarını öğrenmek için sanırsam Cihana doğru iki adım attığında Cihan onu umursamayacak

 

"Liyan." Dedi telefonunu başka bir koltuğa atarak "liyan sen benden neden sakladın! " Dediğinde bana yardım etmesi için Sinana bakım.

 

Cihanda Sinana bakışımı görünce nefesini sesli bir şekilde dışarı bıraktı. "Liyan." Desi inler gibi

"Sevgilim... " Dedi "neden sakladın benden. " Sinirden boynu kıpkırmızıydı. Belli olan damarları

Ürkütücüydü.

 

"Sen biliyordun. " Dedi Sinana bakarak öfke Cihanın yanında kendinden utanırdı. Öyle bir hali vardı ki öfke demek az kalırdı.

 

"Söyleyemezdim." Dediğinde Cihan önümdeki tekli koltuğu itti. Sinanın üzerine yürüyerek, "ben sevgilim lan o benim! " Diye bağırdı

 

"Saklayamazsın sen! " Diyerek Sinanı omzundan itti. "O iti koruyamazsınız siz. Birlik olup Liyanı susturamazsınız! " Diyerek Sinana yumruk atmıştı.

 

hızla ayağı kalkmıştım. "Cihan yapma lütfen, " Diye bağırarak yanına gittim.

 

"Özür dilerim Cihan, " Dediğimde Sinan toparlanarak "sen söyledin mi? " Diye sordu.

 

"Sen söyledin mi Ali'ye " Dediğinde cihanın bedeni buz kesti. "Sen söyledin mi Cihan! Kardeşin gözünün önünde her gün ölürken sen gerçeği söyledin mi? "

 

"Bana da dedikler. Sen Ali ile bir kez daha kavga etsen kaldırır mıydı o çocuk ölürdü be âli ölürdü. Senden başka kimi var. " Diye o da Cihana bağırıyordu.

 

"Ben onun her zaman yanındaydım Sinan.onu kaç kere uyardım Liyan konusunda beni anlamayan o, "

 

"O çocuğun aklı yetiyor mu Cihan! "

"Sen söylüyorsun o anlıyor mu Ali. Senin yüzünden bu halde, ondan gerçeği saklayan sensin! "

 

"Zorundaydım lan zorundaydım ne yapsaydım! Ölürdü... Duyuyor musun beni ne Ali kalırdı ne şirin "

 

"Bende zorundaydım. " Dedi Sinan bu sefer bağırmadan. "Bende zorundaydım ben üzülmedim mi bu kıza, " Diyerek beni işaret etti.

 

"Kızın ağzı var dili yok ürkek bir şey ben üzülmedim mi? "

 

"Bana söylemeliydiniz Sinan." Diyerek diretti Cihan.

Cihanın bir nebzede olsa sakinleşmesi ile kollarımu beline doladım.

 

"Cihan... " Diye mırıldandım.

"Cihan özür dilerim. " Diyerek dahada sıkı sardım belini

 

Cihanda elini sırtıma koyduğunda Sinan, "Serdar ile komuşacağım." Demişti.

 

Cihan, "tim hazırlanıyor çıkacağım, Liyan ile konuşup sen Liyan ın yanında kal kayseriye dönün. Tek bırakma sakın. "

 

"Serdarı arayıp geliyorum. Konuşuruz. " Diyerek bizi yanlız bırakmak için odadan çıktı.

 

"Cihan söyleyemedim. " Dedim kısık bir sesle aramızın kötü olması en son istediğim şeydi. "İlk olduğu gün korktuğum için daha sonra Ali beni Nevşehir'den aldığı günde yolda anlattıkları yüzünden anlatmadım. "

Bana kızıp anlayıp dinlemeden yargılamaması için hızlı hızlı anlatıyordum o sormadan.

 

"İlk olduğunda zaten korkuyordum. Beni koruyacağını düşünmemiştim daha önce koruyan olmadığı için kuzenlerimi biliyorsun kimse beni sevmez diye anlatmıyordum. Yine öyle olur sandım anlatırsam ne yapacağımı bilemedim. "

 

"Şuan biliyor musun? "

"Biliyorum."

"Güzel, "

 

"Beni affedecek misin? "

"Sanmıyorum."

 

"Hep küsmü Kalacağız. "

"Sana o kadar çok sinirleniyorum ki bu hallerine her konuda kendini haklı çıkarmana o kadar sinir oluyorum ki, çok istiyorum sana küsüp gitmek konuşmamak ama olmuyor Liyan. "

 

Yutkunarak devam etti, "senin nazında bana sözünde bana ne benim senden başka kimsem var ne de senin benden başka kimsen var. Seni bırakamam ama yapma liyan. Bunu bana yapma saklama benden bir şey bana ihanet etme, "

 

Başımı iki yana salladım. "Asla, " Diye mırıldandım. "Sendne başkası ol az Cihan. "

 

"Olmasın Liyan seni Bırakmak istemiyorum. "

 

Yanaklarıma birer öpücük bırakarak beni koltuğa oturttu.

Kendi de yanıma oturdu.

 

"İki hafta sonra geleceğim. Sadece iki hafta. "

 

"Ali ne olacak peki söyleyecek misiniz? "

 

"Hayır. Dayım istifasını verdirip gönderecek, "

"Nereye? "

"Mutlu olacağı bir yere, "

 

"Sen gitmesen olmuyor mu Cihan. İyi hissetmiyorum. "

 

"Gitmeliyim. Ali'yi gönderemeyiz. "

 

"Ali hasta ise neden izin verdin Cihan. Neden buna sessiz kaldın. " Dediğimde gözlerininde hüzün belirdi. Mahçupluk, suçluluk

 

"Yaşayamazdı o zaman. İntikam almadan duramaz kendi kendinin başını yakardı. "

 

"Şuan da hepinizin başını yaktı ama..." Cihan başını sallayarak önüne döndü. "Kendine dikkat et. Belki bana ulaşamayabilirsin telefon çekmediği için korkma o zamanlarda, "

 

"Ağrın sızın var mı? Ben burada iken Sinan gidip ağrı kesici bir şey alsın. "

 

"Yok, iyiyim ben. " Dediğimde Sinan girdi odaya "diğer timden asker seçiliyor Serdar gelemiyormuş, "

 

"Haberim var. "

 

"Sizde yarın sabah dönün kayseriye evin anahtarı arabadaki valizin içinde ev, " Diyerek Sinana döndü.

 

"Bizim evin yakınlarında fevzi çakmak sokağı, güven sitesinde, blok 3 kat 2 "

 

Cihan kollarını uzatak beni kolları araskna aldı. "Para lazım mı bırakayım mı yanına? "

 

"Kartı verdin ya gerek yok başka paraya, "

 

"Nakit paran? " Diyerek etrafa kısaca göz gezdirdi. Sanırsam montunu arıyordu. "Nakitte dursun yanında, " Diyerek ayağı kalktığında Sinan, "ben yanındayım Liyanın gerek yok. " Dediğinde Cihan bana baktı. Bende, "çekeriz para, " Dediğimde

 

"Telefonuna mobil bankacılığı kur, " Diye tembih etti.

"Sinanda vardı benim kimliğimin kopyası halledersiniz. " Tekrar Sinana döndü. "Çıkıyorum ben. Sizde sabah çıkarsınız. Valizleri alın arabadan uçak ile dönün aracı ben alayım. " Sinan onayladığında Cihan vestiyerden bir poşet alarak odamıza girdi.

 

Bende üzerime montumu giyerek Sinan'ın yanında bekledim.

 

Cihan poşete koyduğu kıyafetleri ile geri geldi ve hep birlikte aşağı indik

 

Sinan arabadaki valizlerimizi aldı. Bir taneside evdeydi.

 

Sinan ile sarılarak vedalaşmışlardı. Ondan sonra da bana dönerek kollarını açtı. Birbirimize sarıldıktan sonra iki yanağımı öpmüş bende onu öpmem için sağa doğru dönmüştü.

 

İki yanağınada birer buse kondurdum. Cihan tekrar belimi sararak başını boynuma gömdü.

Derin derin nefesler alırken bir yandan da etimi dudakları arasına almıştı.

 

Bende başımı eğdiğim için Sinan bizi göremiyordu. Zaten Sigarasını yakmıştı bize bakmıyordu.

 

Cihan dudaklarını boynumdan ayırarak Sinana baktı. Sinana sırtını dönerek dudaklarıma uzandı. Alt dudağımı dudakları arasına alarak çekiştirerek emdi. Ardından üst dudağımı aldı dudakları arasına...

 

Alnını alnıma yasladı. "Kendine iyi bak, incitme bizi. "

 

"Sende iyi bak sakın vurulma... Ölmede, "

 

"Nasip, " Dedi gülerek daha sonra yanağımı biraz okşayıp arabaya bindi.

 

Bizde Sinan ilr arkasında el salladık

Sinan, "sakın ağlama, " Dediğinde ona döndüm. Kızaran yüzüyle karşılaşınca şaşırmıştım.

 

"Seni teselli edecek dermanım yok. " Dediğinde yutkundum.

 

"Cihanı suçlaman aptalca, zaten hepinizin nazını derdini o çekiyor. " Diyerek içeri girdim. Odaya girmeyerek direkt salona geçtim.

 

Sinanda geldiğinde karşıma oturdu.

 

"Ali ne hastası? "

 

"Psikoz ama... " Diyerek yutkundu. "Doktorlar üç ay önce şizofren olabilme ihtimalini söylediler. "

 

 

Bunlar sanrı, halüsinasyon ve davranış değişimleridir. Kişi var olmayan insanlar ve nesneler görür, sesler duyar. Bu durum kişinin davranışlarına da yansır. Diğer insanlara karşı şüpheci yaklaşımlar, mantıksız düşünce veya söylemler ve anormal hareketler de psikoz belirtileri olarak değerlendirilir.

Bölüm : 09.11.2024 03:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...