Selam.
46
Liyan, "Güzel yeğenim. " Diyerek Liyan'a kucak açan Hüseyin dayısına gülümseyerek sarıldı.
"Nasılsın yeğenim. "
"İyi dayı, " Dedi Liyan nefesini dışarı bırakarak dayısından ayrıldıktan sonra Dayısının Cihana baktığını fark ederek, "dayı Cihan benim- "
"Telefonda sizinle görüştüm sanırım. " Dedi Cihan elini uzatarak
"Cihan dağkır. "
"Hüseyin yılmaz. " Diyerek Cihanın uzattığı elini sıktı. "Buyurun geçin içerde sofra hazır sizi bekliyor herkes," Diyerek Liyan a baktı.
"Hadi yeğenim gelin, geçin geçin. "
Liyan ve Cihan içeri geçtiğinde salondan açılan bahçeye girdiler kurulan büyük sofrada Liyanın kuzenleri ve anneannesi ve Dedesi vardı.
Anneannesi Liyanı gördüğünde, "kızım." Diyerek sayıklayarak Liyan ın yanına gelmişti. "Hoşgeldin yavrum. " Diyerek Liyan ın iki yanağına da sayısız öpücük bırakmıştı. "Anne tamam! " Diyen dayısı ile kadın Liyan'dan ayrılmıştı.
Liyanda yanaklarının öpülmesinden rahatsız olmuştu. Kadının arkasını dönmesini bekliyordu yüzünü silmek için
Cihan Liyanın rahatsız olduğunu anlayınca kendine çekmişti Liyanı bir yanağını kendi Göğsüne yaslamış eliylede yanağını okşar gibi yaparak silmişti Cihan.
"Liyan alışık değil, " Dedi nazik bir şekilde Cihan öyle diyince diğerleride kalkıp sarılamamıştı.
Liyan'ın büyük dayısı tekrar sofraya buyur ettiğinde Liyan ve Cihan boş olan yere yan yana oturdular.
İlk beş dakika sessiz geçsede Liyanın ortanca dayısı, "siz arkadaş mısınız? " Diye sormuştu muhabbet açmak için.
"Evliyiz biz. " Dedi Cihan çayını yudumlarken Liyan duyduğu şeyle gözleri sonuna kadar açılsada kendini toparlamıştı.
Cihanın evliyiz demesi ile hepsinin bakışı ikisine döndü.
"Evliyiz derken. " Dedi Liyanın kuzeni baba tarafında nasıl hepsi erkek tek kız ise burada da hepsi kız bir tane erkek vardı.
"Karı ve koca, " Dedi Cihan aynı rahatlıkta
Bunu duyan istemet elini masaya vurarak, "bu ne rahatlık lan! " Demişti. Cihan kaşlarını çatarak karşısındaki sekiz yaşındaki çocuğa baktı. Ama Cihan'ın bir şey demesine izin vermeden Liyanın diğer bir dayısı olan hasan ismetin kafasına vurarak "sus lan, " Demişti.
Dedesi ise, " Düğün yaptın mı? " Demişti.
"Yaparım iki üç ay a"
"Liyanın rızası var mıydı? " Dedi ortanca dayısı
"Rızası olmasa neden sizin yanınıza getireyim? eve kapatırdım. " Dediğinde
"Sen gitte ananı kapat eve! " Diyen ismet ile Liyanın ortanca dayısı, "ismet! " Diyerek uyarmıştı bu sefer.
Cihan, "ismet-" Diyecekken İsmetin yumruğunu masaya indirmesi ile sözü yarım kalmıştı.
"İsmet ne! " Dedi çocuk hiddetle
"Sen kimsin de bana ismet diyorsun hadsiz! " Dediğinde babası utançla başını eğmiş şakaklarını ovuyordu.
Cihan, "ya ne diyeceğim? " Dedi kaşlarını çatarak çocuğa şimdiden uyuz olmuştu.
Çocuk kibirli bir şekilde çenesini kaldırdı. "İsmet dayı diyeceksin. " Dediğinde Hüseyin, "sen ona bakma çocuk daha, " Demişti.
Liyanda, "ismet şaşırma. " Demişti. Koca adam 8 yaşındaki çocuğaamca diyecek hali yoktu.
İsmet, "sen sus kız! " Dediğinde Liyanın kuzenleri gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmışlardı.
"Her işe karışma sen, " Diyerek devam etti ismet.
Cihan sinirle soluyor kimin çocuğu bu diyerek Liyanın dayılarına bakarken ismet kolunu sandalyenin sırt kısmına yaslayarak çayınınden sesli bir şekilde bir yudum aldı.
"Baba, bu kızı boşatın. Ben bakarım yeğenime gerek yok bu çam yarmasına, " Dediğinde bu sefer Liyanda sinirden gülmek istedi.
Liyan dedesine dönerek, "dede ne diyor bana! " Dediğinde
Dedesi eğdiği başını kaldırdı. "İsmet almayayım ayağımın altına! Özür dile ablandan ve eniştenden, " Dediğinde ismet yüzünü buruşturdu.
"Af buyur? " Dedi sorar gibi
"Ne ablası ne eniştesi, dayılarıyım ben onların. O çam yarması gelsin öpsün elimi, " Diyerek elini öpmesi için Cihana uzattığında Liyanın anneannesi elindeki kaşıkla İsmetib eline vurdu. İsmet acıyla elini çekti.
Sinirle annesine bakarak, "ana ne yapıyorsun! " Demişti. Daha sonra 'çocukların yanında, ' diye mırıldansa da herkes duymuştu. İsmet yerinden kalkarak
"Ben kahveye gidiyorum. " Diyerek konuşmalarına izin vermeden çıkıp gitmişti.
Liyanın dedesi mahçup bir şekilde Cihana baktı, "kusura bakmayın. " Dedi
"Abisine özeniyor, " Diyerek ortanca oğluna baktı. O ise üzerine alınmamış, "işe veren sensin baba işe girdim diye büyük sanıyor kendini, " Dediğinde dede hiddetle, "verdim. Verdim amma ben adam olsun diye verdim şımarıktı şimdi iyice azıttı, "
"Valla baba bizi zamanında döverdin. Bunu da aman oğlum canım oğlum diye poh pohlarsan ahanda görürsün böyle anyayı Konya'yı, " Dedi
Cihan, "sizin oğlunuz mu? " Dediğinde Liyanın dedesi başıyla onayladı.
"Liyan derdi bana hep, " Dedi. Liyan çihana bakarak "küçüktü o zamanlarda ergenliğe girdi ya ondandır. "
"Sekiz yaşında bu Liyan'ım ne ergenliği, " Dedi küçük dayısı
Liyanın annesi beş kardeşti. En küçükleri Liyanın annesi iken o öldükten yıllar sonra ismet doğmuştu. Evin en küçüğü ismet olmuştu. Ama yine de küçük dayısı sezgindi.
Kahvaltıları bittiğinde Liyanın kuzenleri sofrayı toplarken aile büyükleri ve Liyan içeri geçmişti.
Liyanın büyük kuzeni sevil içeri tepsiyle girerek dedesinden başlayarak kahveleri dağıtmıştı.
Cihana geldiğinde, "nasıl içeceğinizi sormadım ama, " Dediğinde Cihan, "fark etmiyor. " Diyerek kahveyi aldı.
Sevil kendisine bakmayan Cihan ile bozulsada bir şey demedi.
Liyanada kahvesini aldığında sevil kalan son kahve ile yerine oturmuştu.
"Köpüğünü ben içeyim mi? "
"İç, " Diyerek fincanını Liyanın dudaklarına uzattı. Liyan Cihanın kahvesinin üstündeki köpüğü içerek geri çekildi.
"Cihan, sen ne iş yapıyorsun. " Diyen Sevil ile Cihan kısa bir an Sevile bakarak geri önüne dönmüştü.
"Askerim."
"Öyle mi? Rütben nedir? " Diye merakla soran hüseyin ile Cihan Hüseyine bakarak, "üsteğmen." Dedi
"Az kaldı yüzbaşı olacağım. " Diye eklemeyi ihmal etmedi tabi
Liyanda duyduğu yüzbaşı ile gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"Liyan ile nerede tanıştınız? " Diyen sevilin sesinde belli bir kıskançlık vardı.
"Yolda buldum." Dedi Cihan olduğu gibi söyleyerek kahvesinden bir yudum aldı.
"Bildiğim kadarı ile Liyan evden çıkmıyordu. " Dedi Sevil
Liyanda, "yaani? " Diyerek nereye getireceğini sordu. Usulca
"Evde taciz falan ediliyordun. O ara mı tanıştınız, " Dediğinde asıl isteği Cihanın taciz meselesini öğrenmesiydi.
"Bu seni ne kadar ilgilendirir! " Diyen Liyan oldukça sinirlenmişti bu konunun açılmasına yeteri kadar utanıyordu zaten.
"Bana niye kızıyorsun ya insan gibi sorduk, "
"bu bizim aile meselemiz! " Dedi Cihan, sessiz kalmak istesede Sevilin yükselen sesini sert çıkan sesi ile bastırmıştı.
"Cihan sakin ol bir şey demedim. " Diyen seviş sanki Liyanın değil Cihanın kuzeniydi. Sanki oldukça yakınlardı da böyle bir cümle kuruyordu.
"Merak ediyorum kuzenim sonuçta onun kötülüğünü neden isteyeyim. "
Diyerek toparlamaya kendini haklı çıkarmaya çalıştı resmen ailesinin önünde rencide olmuştu.
"Merak ediyorsan eğer, " Dedi Cihan Liyana ufak bir bakış atarak sevile döndü. Her ne kadar Liyan etkilenmeain bilmesin istese de bu kıza haddini bildirmek istiyordu.
"Liyanın kuzeni emre midir ne sikimse, yoğun bakımda, " Dediğinde odadaki herkesin bakışı Cihana döndü.
"İsimleri karıştırıyor olabilirim ama fark etmez diğerleride yanına gidecek, " Diyerek Liyanın dayılarına döndü.
"Benim boş tehtitler ile işim olmaz, elime Silah alıp bir yeri bastıysam kan dökmeden çıkmam oradan, "
"Bu sefer konu Liyan olduğu için. " Diyerek Sevilin yüzüne baktı. "Sadece kan dökmekle kalmadım. Her gün o yoğun bakımda kanına zehir enjekte ediliyor. Ağzını dahi oynatamayacak hale gelir. Yaşar mı onu bilmem, Liyanın iki dudağının arasından çıkacak olana bakarım." Cihan nın niyetinde onları öldürmek yoktu. Pişman olmalarını istiyordu. Korkmalarını çırpınmalarını kurtulmak için binbir yol arayıp kaçamayacaklarını anlamalarını istiyordu.
Cihanın iki evi, yüksek meblağlarda kiradaydı. Aynı zamanda uzun süredir olan birikimi vardı.
Tek başına yaşamak, sürekli görevde olması, mesleği... Çıkıp para harcayacağı vakti olmuyordu. Hep biriktirirdi şindiye kadar annesigilin oturduğu evi sayarsak üç evi bir arabası ve bir motoru vardı. Birazda birikmiş parası
Parasını, Liyanın kuzenlerinin etrafındaki adamlara ve hastanedeki adamına vermişti. Cihan dört kuzeni için dört adam tutmuş gölge gibi takip ettiriyorlardı. Fark edilmeden de değil, adamlar kendilerini belli ede ede tâkip ediyorlardı.
Kuzenlerinin ise götü tutuşuyordu bir. Şey yaparlar diye kalabalıktan yürüyorlar yalnız kalmaktan çekiniyorlardı. Ve Cihanın aldığı haberlere göre de artık korkudan evden çıkamıyorlardı.
Üstelik o gece silah ile yaraladığı cem önce ameliyata alınmıştı. Öldüresiye dövdüğü ve yerden yere çarptığı yaklaşık üç buçuk saat dövdüğü cenkin durumu ağırdı.
Yoğun bakıma alındığında işe Cihanın bir diğer adamı devreye girmiş her gün cem in gözünün içine baka baka pis bir sırıtış ile zehri enjekte ediyordu.
Cemin bilinci açık olsada hareket etmekte güçlük çekiyordu.
Aklına sürekli Liyana ekşiyüzü verdiği ilk an düşüyordu. Liyanın safça kabul etmesi Ekşiyüzü büyük bir nimet gibi yemesi...
Liyandan her şey kısılırdı. Yedikleri yiyecekler dahi bolluk içindeki evde bir Liyana gelince kıtlık olurdu.
Bolluktan son kullanma tarihi geçen cips ve çikolatalar çöpe atılırdı yine de Liyana uzatılmazdı.
Cenk bu anları hatırladıkça kahroluyordu. Aklı daha yeni başına geliyordu. Yıllarca zulmettiği Liyan gözünün önünden gitmiyordu.
Ve biliyordu ki bu hastane odasından sağ çıkmayacaktı.
"Sadece Liyanın kuzenleri değil, halası, yengesi, amcası Liyana zarar veren herkes, "
"Sizde bu evde kaldığımız süre boyunca aklınızdan çıkarmayın ki bir sorun çıkmasın aramızda, "
Diyerek kahvesini sehbaya bıraktı.
Sevil ufacık bir konuda bile bu kaar cellallenen ve göz dağı veren adam ile ürpersede hoşuna gitmişti bu durum. Cihan kendi sevgilisi olsa...
Koruyup kollayan sahip çıkan.
"Beni yanlış anladın Cihan. " Diyerek kalkıp odasıns çıktı. Bilerek mutsuz çıkarmıştı sesini Cihanın arkasından gelmesini istese de şimdilik bunun olmayacağının bilincindeydi peki daha sonra,
Liyan, "içemeyeceğim." Diyerek kahvesini Cihan'a verdi.
Cihan Liyan'ın kahvesini ortadaki sehbaya bıraktı.
Ardından yorgun olduklarını söylediğinde İkisi için hazırlanan odaya çıktılar.
Liyan kendini yatağa bıraktığında Cihanda üzerini çıkarak yanına uzanmıştı.
"Sütyenini çıkar, bakmıyorum ben. " Diyerek arkasını döndü yatakta
Liyan, "rahatım ben, " Dediğinde Cihan kararlı bir şekilde "sıkıyordur o şey ben sana bezden olanları tak dedim. " Diyerek destekli sütyenine laf etmişti.
Liyan oflayarak yattığı yerden kaltığında Cihan, "açayım mı sırtını, " Dedi Liyan ise tavırlı bir şekilde gerek olmadığını dile getirdi.
Liyan kazağı üzerinde iken sütyeni çıkarıp yere attı.
"Perdeler kapalı değil mi? "
Liyan, "Kapalı." Dedi oflayarak
Liyan geri uzandığında Cihanda ona doğru dönerek liyanı göğsüne çekmişti.
"Emre ölecek mi? " Diye sormadan edemedi Liyan.
"Ölmesi seni üzer mi? "
"Ben bencil biriyim Cihan. " Dedi Liyan "onun ölmesine sevinirim. Bu beni. Üzmez, "
"Buna sevindim. " Diyerek Liyanı daha çok sardı.
"Cihan! " Diyerek sesini kısık ama sinirli tutöaya özem göstererek "neden yalan söyledin biz evli değiliz." Dediğinde Cihan umursamadı.
"Sana karım demek de ayrı hoşuma gidiyor. Hem ayrı yatırırlardı, dayın ile kavga etseysim bir daha senin görüşmene de izin vermezdim. "
"Neden? "
"En az senin ladar bende bencilim çünkü, seni kendime saklardım göstermezdim kimseye, "
"Babamla görüşmeyecek miyim? " Diye sordu saf bir ses tonuyla sesinin altında hiç bir duygu yoktu.
"Babanı sevdiğini biliyorum. Ama olmaz Liyan. " Dedi Cihanda ılımlı bir. Şekilde
"Babanın tepkisi hep aynı olacak sana karşı senin ondan sevgi Beklediğini de biliyorum Ama..." Diyerek sustu.
Hiç Ama hiç görüştürmem istemiyordu babası ile
"Babana ihtiyacın yok Liyan ben senin yanındayım. " Dediğinde Liyan biraz daha Cihana sokuldu. Babasını görmek elbetteki istiyordu ama bunu dile getirecek cesareti yoktu. Belki. İlerde Cihandan, babasıyla konuşmasını isterdi. Cihan babası ile konuşup Liyanı sevmesi için ikna ederdi...
Sevil Liyan ile Cihanın kaldığı odaya girdi. Saatlerdir odada uyuyorlardı. Kalkmayacaklarını anladıklarında evlerindeki yardımcıyla birlikte hamur işine girişmişlerdi. Beş çayı için farklı farklı bir sürü şey hazırlayan Sevil derin bir nefes alarak yukarı çıkmıştı.
Sevil girdiğin odada Cihanı üstü çıplak yüz üstü yatarken görünce dudaklarını birbirine bastırdı.
Cihan yüz üstü yatıyor iken bir eli Liyan ın kazağından açılmış karnının üzerindeydi. Liyanında saçlarının bir kısmı Cihanın yüzündeydi.
Sevil yavaşça Cihana doğru yaklaştı üzerlerindeki örtü Cihanın kalçasına kadar örtülü iken altında pantalon olup olmadığının merakı ile kavruldu Sevil
Gözleri parkede dolanırken gördüğü sütyen ile gözlerini kıstı. Ardından Cihan 'ın Liyanın karnındaki eline baktı. Sinirle gözlerini devirdi.
Cihana biraz daha yaklaşarak elini geniş omzuna koydu. Cihan ın irkildiğini görünce biraz okşadı tenini, "Cihan, " Dediğinde Cihan kaşlarını kaldırarak yatakta hızla doğrulmuştu. Dizleri üzerindeyken
Sevilin bakışları Cihanın altında kaydı.
Karşısındaki Sevili görünce kaşlarını çatarak Liyana baktı. Liyanın açılan karnını kapatarak kazağını aradı.
"Sizi çağırıyorlar. " Dediğinde
Cihan, "çık dışarı, " Dedi Liyan uyanmasın diye sesini kısık tutmaya çalışsa da sesindeki öfke kendini belli ediyordu.
"Geldiğinden beri bana soğuk davrandığının farkında mısın? " Dedi Sevil Cihan yerdeki kazağını alarak üzerine geçirdi.
"Bacım çık dışarı, " Dedi Cihan bacım a vurgu yaparak
"Önce cevap ver, " Dediğinde Cihan Sevilin karşısına geçti.
"Daha sabah uyarmadım mı ben seni!" Dedi "illa babanın önüne mi atayım ne istiyorsun? " Dediğinde Sevilin değişen yüz ifadesi ile Sevile bir adım atarak yaklaştı "edebinlr dur Sevil, " Diyerek arkasını dönerek bir dizini yatağa koyarak Liyanın üzerine eğildi.
Dudaklaeının üzerine bir buse bırakarak adını seslendi.
"Gel yavrum yüzünü yıkayalım. " Dediğinde Sevil daha fazla bunları gçrmek istemeyerek odadan çıktı.
"Cihan, " Diyerek uyku sersemi bir Şekilde mırıldandı.
"Nazlı kızım... Günaydın. " Dedi.
Minik bir yetişkin sahne
Büşraya teşekkür etmeyi unutmuyoruz zjdjjd
Cihan arkasındaki kapalı kapıya bakarak Liyanın üzerine uzandı.
"Bir daha söyle hadi nazlı nazlı Cihan diye, " Diyerek kendini Liyana bastırdı.
Liyan beklemediği hareketle inleyerek gözlerini sonuna kadar açtı.
"Cihan, " Dediğinde Cihan Liyanın gözlerine bakıyordu zaten.
"Söyle kızım. " Dedi "nazlı nazlı adımı söyle hadi, " Diyerek kendini bastırmaya devam etti.
Liyanın üzerinde biraz doğrularak kazağını çıkardı. Ardından Liyana baktı. "Senin göğüslerini büyürecektik. Diyerek Liyanın belinden tutarak kendisi alta kalacak şekilde üstüne çıkardı.
Daha sonra sırtını yatak başlığına yasladı. Yatakta oturur vaziyete geldiğinde istekle kucağında oturan Liyana baktı. Alt tarafındakş sızı ile Liyanın belinden tutarak biraz geri itmiş ve kendine bastırmıştı.
Liyan ise hissettiği organ ile. Nefesini tutmuştu.
Cihan Liyanın kalçasını avcunun içine alarak kendine sürtünmesini sağladı. İçindeki bu sızı geçmek yerine daha da arttığında elini Liyanın göğsüne koydu. Daha sonra küfür ederek elini çekti ve Liyanın üzerindeki kazağı çekip çıkardı. Liyan karşısında çıplak kalınca "memeni emmemi ister misin? " Dedi nefes nefese
Liyan açık sözlülüğü ile utandı. Cihanda utanmasını kızaran yanaklarından anlayarak çspkıncs gülümsedi.
"Memeni tut ve ağzıma ver, " Dediğinde Liyanın gözleri bir kez daha açıldı.
"Cihan hayır, " Dediğinde Cihan Liyanın yanaklarından tutarak kendine çekti. Dudaklarına uzanarak dudakları arasına aldı. Dudaklarını asılarak emdi.
Dudaklarını aşarak diline ulaştığında Liyanın dilini iki dudağının arasına kıstırdı.
Liyan cihanın bu hareketi ile hızla geri çekildi. Cihan sabırsız bir şekilde gözlerini Liyanın çıplak göğüslerinde gezdirdi. "Hadi ağzıma ver, " Diyerek Liyanın sağ göğsünü avcunun içine alarak sıktı.
"İstemez misin emmemi, "
Diyerek baş parmağı ile göğüs ucununa bastırdı.
"Hadi yavrum. Tut ve ağzıma ver. " Liyan kararsız bir şekilde etrafına baktı. Bunu kendiside istese de utanıyordu. "İstemez misin, göğüslerinin mora dönüşmesini dudaklarımın altında ezilmesini, " Diyerek ellerini çekerek Liyanın çıplak beline koydu.
Çıplak belini okşarken Liyan yutkunarak sol göğsünü tuttu.
Cihan, "ver kızım. " Dediğinde Liyan biraz yükselerek göğsünü Cihanın dudakları arasına verdi.
Cihan ani bir hareketle Liyanı altına aldı. Liyan dirsekleri üzerindeyken cihan bir yandan Liyanın sırtını okşuyor bir yandan da dudakları arasındaki göğsü emiyordu.
"Acıyor ama, " Dedi Liyan kesik kesik
"Cihan çok acıdı, " Dedi ardından dayanamayacağı kıvama gelmişti.
Cihanın dudakları yüzünden yatakta acıyla kıvranıyor kaçmaya çalışıyordu. Yatakta bieaz yükseldiğinde Cihanın alt bölgesine çarptı.
Cihan Liyanın kalçasını tek eliyle kavrayarak sabit tuttu ve kendini daha çok bastırdı.
"Cihana ama canımı yakıyorsun. " Dediğinde Cihan Liyanın yakarışlarına daha fazla dayanamayarak dudaklatını liyanın göğüs ucundan ayırdı.
Biraz yukarı çıkarak Liyanın dudaklarına doğru, "neden dayanamıyorsun? " Diye sordu.
"Neden bu kadar narinsin. " Dedi nefes nefese, Liyana asla doymamış devamı için çıldıracak noktaya gelmişti.
"İlerisine nasıl dayanacaksın. " Diyerek başını Liyanın iki göğsünün arasına koydu. Derin derin nefes alıp verirken Liyan kendini suçlu hissetmişti. "Cihan ama çok acımıştı. Dayanmaya çalıştım. Ama çok acı veriyor inan bana, "
Cihan kalkarak üstten Liyana baktı. Kızarmış ve morarmaya yüz tutan göğüsüne baktıkça devamı için çıldırıyordu.
Nefesini sesli bir şekilde dışarı bıraktı. Eğilerek Liyanın kızaran yerlerini dudaklarını bastırarak öpücük bıraktı.
"Gel hadi aşağı inelim. "
"Kızgın mısın? " Dediğinde Cihan kaşlarını çattı.
"Hayır." Dedi çatık kaşlarıyla
"Ben güzel kızıma kızar mıyım. "
Bitti devam edebilirsiniz.
Cihan Liyanın elini tutarak önden salona geçti. Herkes buradaydi. Yemek masasının başına toplanmışlar çay ve tatlılardan yiyorlardı.
Cihan ve Liyanda masaya oturduğunda yardımcı kız çaylarını katmıştı.
Cihan masaya göz gezdirerek, "ufaklık yok mu? " Dedi
Liyanın dedesi gülerek, "aman evladım sus sus duymasın... Akşam akşam dayak yer yoksa, " Dediğinde Liyanın ortanca dayısı alayla gülmüştü. "Dayak mı? " Dedi küçümseyici bir şekilde
"Bize bir vurduğunda iki hafta izi kalıyordu. Buna iki laf etsen iki saate gidip özür diliyorsun. " Demişti. Koca adam ufacık kardeşini kıskanmaktan öte kendisine yapılanı hazmedemiyordu.
Liyan anneannesi ve diğer kuzeni sare ile konuşmaya dalmış
Cihanda Liyanın dayıları ile koyu bir sohbetin içindeydi. Cihan bacağında hissettiği şey ile kaşlarını çatarak karşısındaki Sevile baktı.
Sevil ise umursamadan bacağını Cihanın bacağına sürtmeye devam etti. Cihan sandalyesini biraz geri iterek rahatsız olduğu belli etti.
Sevil ise umursamadan devam ettiğinde Cihan, "abim, " Dedi sinirli bir şekilde Cihanın sesi. İle herkes Cihana dönerken Cihan, "ayağını sallayıp durma, " Dediğinde herkes bu sefer Sevile dönmüştü.
Sevil kendisine dönen bakışlae ile utanarak "pardon, " Dite yarım yamalak mırıldandı.
Sevilin babası, "kızım! " Diyerek uyarıcı bir şekilde sevile baktı.
Sevil ise suratını asarak çayından bir yudum aldı. Daha sonra herkes konuşmasına devam etti.
Sofra toplanacağında ise Sevil yine kendine yakışanı yapmış ve "Liyan boş tabakları getir. " Demişti.
Liyan yerinden kalkacak iken Cihan Liyanın kolunu tutarak onu durdurdu.
"Liyanı buraya iş yapması için getirmedim ben. " Diyerek tavrını koymuştu.
Sevil ise inatlaşmak ister gibi "ona ev temizleten yok zaten iki tabak götürecek. " Demişti.
Daha sonra Liyana bakmış ve Cihan ile inatlaşmak istemeyerek, "neyse Cihan haklısın. " Demişti.
Cihan, "enişte demen daha doğru olur, " Dedi. "Adımla seslenmen pek doğru değil aynı şekilde bende eğer benden büyüksen abla demekten çekinmem. " Dediğinde Sevil elindeki bardaklarla kala kalmıştı.
Hüseyinde Cihana hak verircesine, "evet kızım. " Demişti.
"Cihan evin damadı sonuçta enişte demeniz uygun olur, " Diyerek diğer kızlara baktı.
Sevil ise sadece, "ben senden küçüğüm. " Demişti.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
18.02k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |