42. Bölüm

41.bölüm

Solita
llsolita

Selamlar 🎀

 

Sizden kırk gün istemiştim.

Ama çoktan sövülme evresine geçilmiş iki yıldır yks sınavına hazırlanıyorum. Ve kitap bir buçuk yıldır yazılıyor elimden geldikçr bölümleri sık atmaya çalıştım.

 

Ve sizden tek ricam oy verip yorum yapmanızdı. Sizin bir yıldır yapmadığınız ve vermediğiniz oyları şuan bölüm gelmedi diye sayıp sövüp haklı çıkmaya çalışmanıza hayret ediyorum.

 

Çünkü ben düzenli bölüm atarken hayalet okuyucu olarak pekte keyifliydiniz. Kitabım linçlenirkende onlara uyup tweet atıp alay ettikten sonra buraya gelip bölüm sorup yine hayalet okuyucu moduna geçilmesi

 

Şuana kadar kırk bölüm geçti ortalama 3 bin okunuyor bir bölüm ve kırk bölümde de sınır hiç bir zaman geçilmedi kitaba verdiğiniz değer sizin buyken lütfen benden de kitabı umursamıyorsun dikkat etmiyorsun umrunda değiliz gibi söylemleri bir kenara bırakın.

 

Okunma sayımız belli ve buna rağmen bir bölüme belli başlı okurlarım ve çoook teşekkür ediyorum ki dört okurum random ve ya nokta koyarak sınırı doldurmaya yorum sayısını yükseltmeye çalışıyor. 🥹🫶🫶

 

Sözüm asla okurlarıma değil çoğu okurlarımı profilinden ve nickinden tanırım. Ve okurlarımı oy verenleri gerçekten biliyorum.

Hatta hangi karakteri sevip hangi karakteri sevmediğiniz yorumlarınız hala aklımın bir köşesinde.

 

Düzenleyemedim bölümü maalesef ki çünkü bekleyenlerin arasında gerçek okurlarımda olduğu ve sınava girecekleri için ufakta olsa kafa dağıtmalık bir bölüm olsun istedim 🫶

 

41. Bölüm

 

"Cihan bir daha anlat gözünü seveyim. " Diyerek gözünden akan yaşı silen Pehlivanı duyunca

 

"Cihan hayır ya anlattın bir kere yeter! " Dedim Çatık duran kaşlarımı düzeltmeden.

Hem Acemiydim daha

 

"Kızım manyak mısın? Sanane Karşı şeritten gelen kamyondan. " Dediğinde omuz silktim.

 

"Ortada şerit yoktu Pehlivan! Ne biliyim ben. "

 

Cihan, "Kamyon ile aramızda en az beş metre vardı Liyan... " Dediği an

 

"Sen sus! " Dedim hiddetle "ayrıca hızlı gidiyordum! "

 

"Elli, " Diye mırıldandı.

 

Pehlivan, "Ulan gülüm. " Dediği an göz devirdim. Yine ne diyecekti kim bilir...

 

"Madem görüyorsun kamyonu geliyor, üzerinize doğru insan direksiyonu bırakır da Cihana mı sarılır. kamyon geliyor diye, "

 

"Korktum Pehlivan! " Diye bağırdım sinirle "Beni çok kırıyorsunuz. "

 

"Gel buraya gel... " Dedi Cihan beni göğsüne çekerek saçlarımın üzerini öperek "çok mu korktu benim aşkım. " Dedi beni göğsüne daha çok çekerek

 

Pehlivan biz sarılınca telefonuna vermişti ilgisini

 

"Minik minikte elleri varmış, " Dediğinde gülerek kaçtım ondan

 

"Çocuk muyum ben, "

 

"Böyle seviyorum ben. " Diyerek çenemi tutarak kendine çekerek büzülen dudaklarımın üzerini öperek geri bırakmıştı.

 

"Mardine gitmek ister misin? Dayınları ziyaret ederiz. "

 

"Hayır."

 

"Neden özlemedin mi? "

 

"Özledim. Ama," Diyerek pehlivana döndüm. Pehlivana çok daha önce evde olanları anlatmıştım ama yine de şimdi duymasını istemiyordum.

 

"Dayımlar evde olanları biliyor ya yüzlerine bakmaya utanırım. " Dedim biraz kısık bir ses tonu ile

 

Cihan başını olumlu anlamda salladı.

"Yarın tekrar düşünelim o halde gitmeyi, "

 

⛰️⛰️⛰️

 

"Etek giymeme karışır mısın? " Dedim poşetten çıkardığım eteği üzerime tutarak.

 

"Karışacak olsam neden aldırayım? " Diye farklı bir soru yönelttiğinde omuz silktim sadece

 

"Bilmem sadece senin önünde giymemi istediğin için olabilirdi. "

 

"Bak sen... " Dite mırıldandı.

"Giy bakalım nasıl giyiniliyormuş benim önümde, " Dediğinde başımı iki yana doğru salladım.

 

"Dışarda giyeceğim. " Diyerek eteği yere attım. Poşete eğilerek aldıklarımıza bakarken bir yandan da ağzımdaki sakızı şişiriyordum.

 

"Bak buna! " Dedim heyecanla aldığım taytı ona göstererek

 

"Rengi çok güzelmiş, " Dedi bakışları yüzümde olsa da "hıhı, " Diyerek onayladım. Çok güzeldi.

 

"Mardine gitmeyelim mi? " Dediğinde başımı iki yana salladım.

 

"Göresim yok kimseyi, " Tekrar poşetleri karıştırmaya devam ettim.

 

"Ben tanışmak istiyorum. " Dediğinde kıkırdadım. "Serkan görürsün seni, "

Diyerek sakızı ağzımda iki tur çevirerek "dağ başında bırakma huyu olmasa iyi bir yol arkadaşı, "

 

"Senden iyi olmasın, " Diyerek yerden aldığım poşeti yere döktüm.

 

Yere dağılan tokaları karıştırırken lastik toka olan kutuyu elime alıp açmaya çalıştım üzerindeki bant uzun zaman önce yapıştırılmış olmalıydı ki asla açılmıyordu.

 

Lastik tokaları diğer tarafa çevirerek tekrar açmaya çalıştım.

Açılmayınca da kapıya doğru fırlarlattım. Kapıya çarpmanın etkisi ile açılan kutudan bulunduğu yere dökülen tokalara göz devirdim.

 

Zaten çok çirkinlerdi.

Yerden siyah toka paketini aldım.

Paketi yırtarak içinden çıkardım ayağı kalkarak Yatağa Cihanın önüne oturarak tokayı ona uzattım.

 

"Saçımı at kuyruğu yapar mısın? "

 

"Bağlayayım mı? "

 

"At kuyruğu, "

 

"Normal bağlamak mı demek, "

 

"Evet."

 

Elimden tokayı alarak saçlarımı parça parça alarak bağladı.

 

Elini saçlarıma atarak tokayı çıkardım.

 

"Uyuyacağım şimdi yukarıdan bağla, "

Tokayı tekrar elimden aldı.

 

Az öncekine oranla biraz daha yukarıdan bağladı. "Cihan ama düzgün olmadı. " Elimi saçlarımda gezdirdiğimde dümdüz değildi.

 

"Tarak getir o zaman. "

 

"Acır. Böyle topla, "

 

Titreyen telefonu ile bakışlarımı telefonuna çevirdim. "Neden sessizde? "

 

"Sevmiyorum bildirim seslerini, " Saçımı toplamakla uğraşırken verdiği yanıt beni pek tatmin etmemişti.

 

"Kim yazmış ki gece gece acaba, " Diye mırıldandım.

 

"Bilmiyorum gruplardan olabilir. "

 

"İstersen, Senin için bakabilirim kimin mesaj attığına? " Dediğimde hafif mırıltı şeklinde dudakları arasından dökülen kıkırdamayı ensemde hissettim.

 

"Çok sevinirim. " Dediğinde cümlemesini tamamlamasına izin vermeden uzanarak telefonunu aldım.

 

Yandan tuş kilidini açarken "şifren ne ki? " Diye sormayı ihmal etmedim.

 

"Kilit ekranında görünmüyor mu mesaj? " Diyerek saçımı toka ile bağladı.

 

"Ben başka zaman bakmak için sordum. " Diyerek ekranda Pehlivandan gelen mesaja baktım.

 

"Balkona çağırıyor pehlivan. " Diye mesajı ona okudum.

 

"Şifrem 1207 " Diyerek saçlarımın üzerine bir öpücük bıraktı.

 

"Beni ne diye kaydettin? " Diye sorarak rehbere girdim. Hızla kaydedilenlerde kendimi ararken bir yandan da rehberdeki kız sayısına bakıyordum.

 

"Daha kaydetmedim. Galeride senin sim kartının fotoğrafı olacaktı. Oradan kaydet sen-"

 

"Alev kim? " Diyerek arkamı döndüm.

 

"Hatırlamıyorum."

 

"Cihan ama yalan söylüyorsun alev kim? "

 

"Yalan söylemiyorum. Gerçekten hatırlayamıyorum kim olduğunu, "

 

"Tamam o zaman bende numarasını silerim. " Diyerek üzerinde basılı tuttum gelen seçeneklerden en altta sil yazısına hiç düşünmeden tıklayarak çıkan onayla yazısına evet yanıtını verdim.

 

Ardından galeriye girerek yeni numaramı rehbere geçirdim.

 

"Ne diye kaydedeyim? "

 

"Ay kızım. " Dedi hiç düşünmeden

Yüzümde beliren tebessüm ile numaramı 'ay kızım' ve bir beyaz kalp ekleyerek kaydettim.

 

Yanağımı öperek "ben balkona gidiyorum. " Dedi.

 

"Telefonundan oyun oynayacağım. " Diyerek telefonu vermeyeceğimi belli ettim.

 

"Senin telefonun? " Diye sorarak masanın üzerine baktı.

 

"Seninkinde benim elmaslarım çok hem benim depolamam dolar. "

 

" 256-"

 

"Olsun Cihan. " Diye mızmızlandım.

Telefonun dolu dolu olmasını sevmiyordum.

 

"İyi hadi oyna bakalım. " Diyerek yanağımdan makas alarak yataktan çıktı.

 

"Battaniyenin altına gir de oyna, " Diyerek kapıya yöneldi.

Bende oyunumı açtım.

 

Yazarın Anlatımı

 

Cihan ve Pehlivan birer sigara yakmışlardı.

Dışarıdaki hatrı sayılır soğuğa karşı Cihan üzerine bir polar almıştı.

 

Pehlivan ise ise soğuğa alışık olduğu için hissetmiyordu bile

 

Orta sehbada duran birayı açan Cihan önce Pehlivana uzattı.

 

"İnsan aldatıldığını bile bile birlikte olur mu? " Diye soran Pehlivan Cihanın elinden aldı birayı.

 

"Ne kadar da acizim. " Diye mırıldandı.

 

"Ben olsam affetmem. " Diyerek kendisine de bir bira açtı.

 

"Başkası ile olduğunu bile bile o ilişkiyi devam ettirmem. Aşkımdan ölsem bile, "

 

Pehlivan alaylı bir gülüş sundu. "Liyan bugün biriyle kaçsa gitse adamın koynundan alır yine aşkım demeye devam edersin. " Dediğinde Cihan yüzünü buruşturdu.

 

"Saçma salak konuşma, " Diyerek birasından bir yudum aldı.

 

"Liyan öyle biri değil, bende affedecek adam değilim. " Dedikten sonra bir süre sessizlik oldu.

 

Ardından, "sende çok uzatma artık bitir. " Dedi

 

"Bir şey değil birinden bir çocuk bulacak senden diye sana kakalayacak, " Dediğinde pehlivan burukça gülümsedi.

 

"Aşkım benim ben yorulmayayım diyedir. " Diyerek işi şakaya vurdu.

 

Sessizce biralarını içmeye devam ettiler. Ardından konu değişmiş maça gelmiş ikişer bira daha açmışlardı.

 

"Yarın." Diye ısrarcı olan Pehlivanı Cihan, "işim var. " Diye olamayacağını belirtti.

 

"Oğlum akşam yapıcaz işte sabah hallet işini, "

 

"Liyan ne olacak? "

 

"Amına koyayım sanki karıya gidicez de Liyan evde üç çocukla bekleyecek."

Diyerek göz devirdi.

 

"Aileme ısınamadı canı sıkılır evde, "

 

"Gelsin." Diyerek yeni bir öneride bulundu. Pehlivan içten içe bacağının kesileceğini kabullenmişti. Aksayarak yürümesi futbol oynamasına şuanlık engel değildi.

Belkide son oynayışıydı.

 

" Yok artık ne işi var kaç tane erkeğin içinde. " Diyerek kaşlarını çattı Cihan

Ardından, "bazen kendimi Liyan gibi hissediyorum. " Dedi gülerek

 

Pehvan, " O nereden çıktı? " Diye sorduğunda omuz silkti

 

"Bilmiyorum." Diyerek nefesini sesli bir şekilde dışarı bıraktı.

 

"Pehlivan sence ben Liyan ile İlk önce nişanlanayım mı sözleneyim mi? " Diye sorduğunda

 

Pehlivan, "ne alaka? " Yanıtını verdi.

 

"Bas nikahı geç, " Dediğinde Cihan olmaz anlamında bir bakış attı.

 

Elindeki biradan bir yudum alarak sırtını biraz daha yasladı sandalyeye

 

"Ben Liyana sözlüm de demek istiyorum. Nişanlım da hemen evlenemem. "

 

"Saçma saçma icatlar, " Diyerek kestirip attı. Nikah kıymak varken ne kadarda gereksiz şeyler olduğunu düşünüyordu pehlivan.

 

"Deme öyle sözlüm var demek ya da nişanlım var demek çok özel hissetirir. "

 

"Geçen sene uzman çavuşlardan cengiz vardı. Nişanlıyım komutanım derdi hep, çok imrenirdim. " Dedi

 

"Ama onun Liyan-"

 

"Siktir lan. " Diyerek yüzünü buruşturdu pehlivan

 

"Onun liyanı yok benim var dersen sikerim seni çocuk musunuz. "

 

"Liyansız bir anlamı yok aslında, Liyan benim Nişanlım dersem anlamı olur. " Dedi dalgın dalgın karşı binaları izlerken.

 

"Nerenle içiyorsun şunu ya, " Diye söylendi Pehlivan

 

"Pehlivan bir şey söyle ilk Nişanlanayım mı sözlemeyim mi? "

 

"Gerizekalı, " Diye mırıldandı.

 

"İlk söz olur sonra nişan." Dediğinde Cihan baktığı yerden bakışlarını çekerek Pehlivana döndü. "Öyle mi? " Diye sordu.

 

"Gitmeden söz takalım bize o zaman."

Bir yudum daha aldı. "Söz de isteyecek miyiz Liyanı? " Diye ekledi.

 

"Yüzük takılacak, "

 

"Nişanda? "

 

"Yine yüzük takılacak, çok saçma amına ne alaka ikisinde de yüzük takıyorsun gereksiz masraf, " Dediğinde

 

Cihan, "yok öyle değil. " Diyerek arkadaşının bu görüşünü reddetti

 

"Nişanlım demek ayrı güzel. Sözlüm demek ayrı, " Ardından derin bir nefes aldı. "Ama Liyan daha güzel. "

 

Dediğinde Pehlivan yüzünü buruşturdu. "Aman be, " Diyerek sıkıldığımı belli etti. "Gidiyorum ben yatmaya, "

 

Diyerek ayağı kalktığında Cihanda onunla birlikte kalktı. Pehlivan mutfaktan su içerken Cihan odasına geçti.

 

Elinde telefon ile uyuyakalan Liyanı görünce gülümsedi.

 

"Battaniyenin içinde oyna dedik Allahtan... " Diye söylenerek üzerindeki poları çıkardı. Odanın içi içler acısıydı.

 

O kadar dağınıktı ki adım atacak yer yok dese yeriydi.

 

Alınan her şey yerdeydi. Denenip fırlatılan montlar, ayakkabılar, çantaların içindeki gazeteler çıkartılıp başka yere atılmıştı. Tokalar desen...

 

Yatağa doğru yürüyerek battaniyeyi kaldırdı. Ardından diğer tarafa dolaşarak Liyanı kucağına aldı. Liyanın elinden düşen telefonun sesi ile Liyan irkilerek gözlerini açtığında

 

Cihan, "Bebeğim." Diye mırıldandı.

Diğer tarafa götürerek "uyu tekrar, " Dedi.

 

Yatağa dikkatlice yatırarak üzerini örttü. Düşen telefonunu almak için düştüğü yere giderek eğildi ve telefonunu aldı. Tuş kilidini açtığında pizza ready oyununu görünce oyundan çıkarak telegrama girdi. Uzun zamandır girmiyordu.

 

"Cihan yat yanıma! " Diye uykuyla karışık sinirli sesiyle ona kızan Liyan ile bakışlarını telefondan kaldırmadan Liyanın yanına giderek kendiside battaniyenin altına girdi.

 

Kolunu uzatarak Liyanın başının altından geçirdi.

Liyanda başını Cihanın göğsüne yasladı. Biraz kıpırdandıktan sonra

"Üzerini çıkarsana, " Diyerek yattığı yerden doğruldu.

 

"Kaşındırıyor yanağımı, " Dediğinde Cihan telefonu yanına bırakarak kazağını çıkardı. Liyan Cihanın bıraktıği telefonu aldığında Cihan hızla Liyanın elinden aldı.

 

"Ama Cihan... " Dedi Liyan

"Bakmak istiyorum neye baktığını, "

 

"Görmek isteyeceğini sanmıyorum. Bende göstermeyi istemiyorum." Dedi net bir ifadeyle

 

Liyan kaşlarını çatarak ellerini göğsünde birleştirdi. kaşlarının altından Cihana bakarken

Cihan göstermemekte kararlıydı.

 

"Liyan uzatma yavrum. gel yat, "diyerek telefonu kapatarak komidinin ğzerine bıraktı. Liyan Cihanın üzerinden uzanarak telefonu almaya çalıştığında Cihan yattığı yerden Liyanın belini tutarak yanına yatırdı tek hamleyle

 

Liyan telefona ulaşamadığı için sinirli ifadeyle Cihana bakarken

Cihan, "sabah bakalım. " Diyerek ona dönerek sarıldı.

 

"Ben salak mıyım ben uyuyunca sileceksin! " Diye bağırdı.

 

"Bağırma, " Diye naif bir tonda uyardı.

 

"Silmeyeceğim bir şey kurma kafanda, "

 

"Öyle olacak, " Dedi Liyan biraz daha kısık ama hala sinirli bir ses tonuyla

 

"Liyan eğer silecek bir şeyim olsaydı sana neden telefonumu bırakırdım? "

 

"Olsun. Belki şimdi bir şey var bakmak istiyorum. "

 

"Tamam." Diye mırıldandı. Cihan arkasında kalan telefonu aldı.

 

"Gel koynuma, " Dediğinde Liyan uysal bir şekilde Cihana yaklaşarak omzuna başını koydu.

 

Parmağını okutarak kilidi açtı whatsapp a girdiğinde Liyan başını biraz kaldırarak "bence birde benim parmak izimi kaydedelim? " Dediğinde Cihan sessiz kaldı. "Dimi? " Dediğinde Cihan "bebeğim." Dedi naif bir şekilde

 

"Yapmaz mısın? " Diye sordu pes etmeyerek

 

Cihan ise "yaparım." Diye yanıtladı.

 

Liyan Cihanın yanağına uzanarak öptü. Sonra tekrar telefona döndü.

 

"Whatsapp değil sen az önce telegrama girdin. " Dedi

 

"Hem sen içki mi içtin? Hani oturacaktınız. "

 

"Çok içmedim. "

 

"Ama yine de içtin. "

 

"İçmem bir daha, " Dedi Liyanı geçiştirmek için

 

"Hadi o zaman telegrama gir, "

 

"Ne görmeyi bekliyorsun Liyan? "

 

"Ben biliyorum ne olduğunu cevap verip vermediğine bakıcam diyerek Cihanın elindeki telefonu almak için uzandı.

 

" Neyi biliyorsun? " Diyerek telefonu uzaklaştırdı Cihan

 

"Kızların yazdığını kışladayken görmüştüm. "

 

"Cevap verdiğimi mi düşünüyorsun? "

"Cihan bakıcam işte, " Diyerek almak için tekrar uzandı.

 

"Al hadi al, " Dedi sinirli bir şekilde

Liyan için Cihanın sinirlenmesi bir şey ifade etmiyordu artık çünkü hemen sakinleşiyordu.

 

Liyan telegrama girdiğinde en üstte sabitlenen bir grup ve alt alta sıralanmış bir çok kadın profili ile kaşlarını çattı.

 

"Bunlar kim? " Dedi

"Tanımıyorum."

 

"Yazmasınlar o zaman. " Diye söylendi. Liyan

 

"Hem yok mu gelen mesajları kapatacak bir özellik? "

 

"Bakmadım ama vardır elbet, "

 

Liyandan

 

"Vardır, vardır... " Dite mırıldandım.

Altlara kısaca cevap vermiş mi diye göz attıktan sonra sabitteki gruba girdim.

"Videoları izleme. Sadece mesajlar, "

 

"Niye izlemeyecekmişim? " Diyerek başımı kaldırarak yüzüne baktım.

"Senin her şeyinide bilmem zorundayım! "

 

Grupta çoğunluk erkek ve Cihan abi yeni videolar ne zaman diyordu.

Üstlere çıktıkça Cihanında sohbete katılmaları olsa da çoğunluk diğerlerinin yazmasıydı.

 

"Kaç kişi var burada? " Dedim çünkü 2 bin kişi aktif görünüyordu.

 

"Yirmi sekiz bin. "

 

İşaretli bir mesajı görünce üzerine bastım. Beni bir videoya götürürken

 

Cihan, "tamam yeter bu kadar. " Diyerek telefonu elimden aldı.

 

"Sma Cihan merak ediyorum. " Diyerek telefona uzandım.

 

"Liyan görmeni istemiyorum. " Dedi net bir ifadeyle

 

"Ne videosu bu görmemi istemiyorsun ikidir konu değişiyor. "

 

"Dansöz videosu amına koyayım! " Diye bağırdığında irkildim. "Dönsözün memelerinin arasında videom var onu saklıyorum. " Diyerek telefonu komidin'in üzerine çarparcasına bırakmış ve arkasını dönerek üzerini örtmüştü.

 

Ne yapacağımu bilemeyerek yutkundum. Cihan bana karşı ilk defa bu kadar gür ve sert bir ses tonu kullanmıştı. Bende ona sırtımı dönerek yatağın uç kısmına giderek uzandım.

 

Bacaklarımı karnıma çekerek gözlerimi kapattım.

 

Bölüm ile ilgili hislerinizi ve kitap hakkındaki görüşlerinizi buraya bırakabilirsiniz 🫶

Bölüm : 09.11.2024 03:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...