Selamlar 🎀
Beni 40 gün idare edin daha sonra haftada iki belkide üç tane bölümle ve yeni kitaplarla geleceğim.
Ama bu kırk gün içinde de bölüm atmaya devam edeceğim.
Sınırlarda bu yüzden var.
Kayahan - Minnacık Sevdacık
Açıp dinleyin mutlaka buram buram Liyan Cihan.
Üste bırakacağım ama bazen açılmıyor maalesef

40. Bölüm
Araba kullanmak
"Güzel bir gündü. " Diyen Serkan Seline doğru bir adım attı. "Numaranı verdiğin için ayrıca teşekkür ederim."
Selin'in üst dudağı kıvrıldı, Yavşak it.
"Bir gün dörtlü date e çıkalım gelebilir misin kayseriye? " Diye sordu yüzünde kurnaz bir ifade ile
"Gelirim. Gelirim tabiki, " Dedi tarifsiz duyguların esiri olmuştu.
"Sen, ben, açelya ve sevgilim. Tarihi ve saati sana atarım hoşçakal. " Diyerek arkasına bile bakmadan arabaya bindi.
Serkan da duyduğu son "sevgilim." Kelimesinde kalmıştı. Kafasında aynı ses dönüp dururken sevgilisi olmasına ve bunu şimdi söylüyor olmasına bozulmuştu.
Liyan, "görüşürüz Serkan. " Diyerek kollarını Serkan'ın boynuna sardığında Serkan da kollarını Liyanın sırtına koydu.
"Seni sık sık ziyarete geleceğim Liyan. " Dedi. Ama bir yandan da gözleri arabanın içindeydi.
"Buna sevinirim. " Diyen Liyan Serkandan bir adım uzaklaşmıştı.
Serkanda elini cebine götürerek cüzdanını çıkardı. İçinden bir kart çıkartarak Liyana uzattı.
Liyan sorarcasına Serkana baktığında "içinde yedi bin civarı var. " Diye açıkladı. "Ben sürekli içine atarım para ama ilk önce kendine telefon al. "
"Cihan alacakmış zaten bana daha bugün konuştuk. Yarın gideceğiz telefon bakmaya, "
"Sen kendin al işte ben biraz daha atarım karta telefon alınca dayınları ara akılları sende hep, "
Dediğinde Liyan başını olumlu anlamda salladı. "Ararım. "
"Numaramı biliyorsun ezbere bana yaz ben atarım numaraları. " Dediğinde Liyan tekrar başını olumlu anlamda salladı. Serkandan ayrılmayı hiç istemiyordu.
Arabada bekleyen Cihan arabadan inerek Serkan ve Liyanın yanına doğru yürüdü. Yanlarına vardığında Serkan, "görüşüz Enişte iyi bak kardeşime, " Demişti.
"Aklın kalmasın. " Dedi samimeysiz bit tonda Liyandan ona neydi diye içinden sabır diliyor. Ve tüm bu yaşananlara göz yumduğu için öfkesini koruyordu Serkana karşı
Gözleri Liyanın elindeki karta düştü gözlerini kısarak bakmaya devam ederek "o nedir? " Diye sordu.
Liyan ise hevesle ve saklayamadığı heyecanı ile, "kart." Dedi "Serkan bana verdi. " Dediğinde Cihanın kaşları çatıldı.
"Ne amaçla? " Dediğinde Serkan Cihanın rahatsız olduğunu anlayarak, "yanında bulunsun diye bir ihtiyacı olursa alır. " Dediğinde Cihan Liyanın elindeki kartı sinirle alarak geri Serkana uzattı. "Gereksiz." Dedi.
Liyan ise elinden alınan karta bakıyordu. Oysa o karta çok ihtiyacı vardı. Sürekli Cihanın ona bir şeyler alması her ne kadar onu mutlu etse de bir o kadar da mahçup oluyor ve Liyanda Cihana bir şeyler almak istiyordu. Üstelik her ihtiyacını Cihana söyleyemezdi.
Ve ayrıca Liyan her ne kadar söylemese de Seline karşı bastıramadığı bir kıskançlığı vardı.
Cihan gibi bir abisi olması istediği an istediği şeyi yapabilmesi ve cesareti Liyanı inanılmaz bir şekilde özenmesine neden oluyordu.
Neden bunu böyle yaptın diyecek bir ailesi yoktu. Her zaman destek olacak bir çok kişi vardı arkasında
Ve şimdi de Serkanın verdiği kart onu sevindirmiş selin gibiyim düşüncesi sarmıştı.
Liyan da arkasında Cihan hariç birisi olsun istiyordu. Bir ailesi ve bir abisi olsun istiyordu.
"Serkan bana verdi. " Diye karşı çıktı. Cihana karşı hep mahçup ve borçlu olmak istemiyordu. Her şeyini Cihan almasın istiyordu. Bu his sanki küçükken biri bunu nereden aldığında annem aldı sıradanlığını aşıp babam almış demek gibiydi.
"İhtiyacın mı var Liyan? " Diye sordu Cihan
Sabah ettikleri kavgayı yaşanmamış sayalım diyerek kapatmıştı konuyu Cihan.
Onun için basitti her şey hallolurdu. Tek gayesi Liyan'ın mutlu olmasıydı.
"Neden bana saygı duymuyorsun Cihan? Neden beni her defasında kendine muhtaç bırakıyorsun. " Diyerek arkasını döndü. Hızlı hareketlerle arabaya bindi.
Cihan ise arkasında bakakalmıştı. Üçüncü bir kişinin yanında bu konuşulan para muhabbeti Cihanı fazlasıyla rahatsız etmişti zaten.
"Bunu Liyana ver yeterince üzgün zaten. " Diyen Serkana karşılık sinirle güldü.
"Senin paran ile mi mutlu olacak? " Diyerek arkasını dönmüştü. Serkana biraz da olsa ısınmıştı ama şuan yine uyuz olmuştu. "Eyvallah, " Diyerek arkasını döndü. Arabaya bindiğinde başını cama yaslayan Liyana göz ucuyla baktı.
"Düzelt şu yüzünü, " Dedi Liyanın yüzünün asık olması sinirlendirmişti. Cihana göre yersiz yere tavır almıştı.
Liyanın Anlatımı:
Cihanın yatağında uzanırken kıstığım gözlerimden akan yaşları sayıyordum. Tenimden kayışını hissederek saydığım gözyaşlarım on biri geçmişti.
Kendimi hiç iyi hissetmiyordum.
Her şey üst üste geldi diyerek kendimi iyi hissetmek için kandırsam da gerçeğin bu olmadığının bilincindeydim.
"Sana çorba yaptım. " Diyen sesi duyduğumda irkildim. "Benim." Diyen Cihan beni rahatlatırken nefesimi sesli ve titrek bir şekilde dışarı bıraktım.
Eve geldiğimizde annesi bana kötü kötü bakmış yemek hazır diyerek mutfağa gitmişti. Cihan ısrar etsede mutfağa gidip yemek yememiş Kendimi Cihanın odasına atmıştım.
"Canım istemiyor Cihan. " Dedim sesim normalden daha kısık ve sanki küsmüşüm gibi çıksa da öyle değildi. Cihana kırgın olsam da küsmemiştim.
"Bana küssende yemeğe küsme Liyan." Diyen Cihan ile de onun küstüm sandığını anlamış oldum.
"Küsmedim sadece yemek istemiyorum. "
Bana doğru adım atarak elindeki tepsiyi yatağın yanındaki komidinin üzerine bıraktı. Cenin pozisyonunda ki bedenimi yana doğru iterek sırtüstü uzanmamı sağladı.
Şaşkınlınla ona bakakaldım.
"Cihan." Dediğimde
"Hmmm, " ladı. Bir dizini yatağa koyduğunda bende başımı yataktan kaldırdım. Dirseklerimden destek alarak sırtımıda yataktan kaldırdığımda. Dizinin birini bedeninin diğer tarafına attı.
Çenemden tutarak geriye doğru tekrar yatırdı. Çenemdeki parmakları dudağıma uzanarak sertçe okşadı baş parmağı ile
Üzerimde olsa da bedenlerimiz birbirine değmiyordu. "Bence sorunlarımızı böyle çözelim. " Dedi parmağıni dudaklarımın arasından sızarak dilimde gezinirken.
"Ben kimin Cihanıyım söyle hadi, " Dedi dudaklarıma bakarak ben bir cevap bulamazken bu sefer,
"Emsene, " Diyerek ahlaksız bir teklif sundu. Başımı geriye doğru çekerek parmaklarından kurtuldum.
"Yapma, " Diyerek başımı diğer tarafa çebirdim. Elleri tekrar yüzüme doğru uzanırken tıklanan kapı ile omzunun üzerinden geriye baktı. Ardından üzerimden kalkarak kendini yatağın yan tarafına attı. "Buyur." Dediği an açılan kapıda Selin göründü.
"Abi ne zaman gideceksiniz? "
"Birazdan, hayırdır niye sordun bir ihtiyacın mı var? "
"Abi kulaklık. " Dedi nazlanarak bu haline imrenerek baktım. Gayet rahattı
"Seninki nerede? " Diye sordu Cihan ama alacağı cevap ne olursa olsun Seline kulaklık alacağını biliyordum.
"Serkanın montunun cebinde kaldı. " Dediğinde verdiği cevap ile sırtımı dikleştirdim. Serkanın montunda mı?
"Alırım abim. Hadi sen içeri git şimdi."
Abim demesi bile sinirlerimi bozuyordu. Çok nazikti ve bu bana özel değidi. Selinin her istediği oluyordu.
Selin öpücük atarak dışarı çıktı arkasından kapıyı kapattığında Cihanbana döndü. "Şu çorbayı iç ihtiyaçlarını almaya gidelim. "
Sanki söz hakkım yokmuş gibi hissediyordum. Hayır desem üsteleyeceğini biliyordum. İstediği olana kadar ısrar edeceğini
"İçmek istemiyorum dedim Cihan. "
"Bende içmen gerektiğini söylüyorum, aç aç olmaz. " Başımı iki yana salladım. Neden böyleydi ki
"Neden dediğim şeyleri umursamıyorsun? "
"Umursamıyor muyum? " Dedi şaşkın bir şekilde istediği şeyleri yapmamı beklediğinin farkında değil miydi.
"Neden bana saygı duymuyorsun? İstemediğimi söyledim sana. "
Cihana gerçekten aşık mıydım.
Bu soru aklıma düştüğü an kendime kızmıştım. Ama vereceğim bir cevap yoktu.
Beni rahatsız eden neyin olduğunu bile bilmiyordum.
"Tamam. Orada yersin, " Diyerek ayağı kalktı. "Çok durgunsun benden bir şey mi gizliyorsun? "
"Saklayamaz mıyım Cihan. " Dedim. Kavga etmek istiyordum. Bu konu uzasın gitsin içimde ne varsa bağırayım ve sinirim birazda olsun geçmeliydi.
"Hazırlan." Dedi bana bir cevap vermeden. Kapıdan çıkıp gittiğinde arkasındaki bakışlarımı çekerek bende kalktım. Hazırlanmış sanki başka giyecek kıyafetim vardı amına koyayım...
Arkasından bende çıktım. Selinin montu kapının yanında duran askıdaydı. İçeriye girdiğimde gazete okuyan Aliye Hanım bakışlarını kaldırarak bana baktı. Ardından tekrar gazetesini okumaya devam etti.
Cihan'ın "Selin benim kartımı ver yengene, " Demesi ile sırtımı kapıya yasladım.
Ben? Yenge? Ve kart?
"Abi ama hani evine taşındığında verecektim. " Diyen Selin ile şaşkınlığım arttı.
"Selin uzatma! " Diyen Cihanın ses tonu itiraz istemeyen ve baskın çıkmıştı. Bu durum annesinin imalı bakışlarını üzerimize çektiğinde göz devirdim.
Selin telefon kılıfının arkasından çıkardığı kartı bana uzattığında Aliye hanımın rahatsız bakışları halâ üzerimizdeydi
"İstemiyorum." Diyerek sırtımı dikleştirdim. "Liyan." Diye uyaran Cihanı duymazdan gelerek kapıya gitmek için arkamı döndüm. Aliye Hanım ın mırıltı şeklinde söylediği "fazla değer... " Cümlenin sonunu duymamak için hızla kapıya ulaşmıştım.
Cihan arkamdan gelerek bileğimi tuttu. Ona dönmeden durduruyordum ama bundan hoşnut olmayarak beni kendisine doğru çevirdi elime kartı bırakarak geri çekildi.
"Giy montu, "
"Bu kartı istemiyorum. " Diyerek ona geri uzattım. Uzattığım elimi görmezden gelerek siyah kabanına uzandı.
"Senden kart isteyende olmadı. "
"Serkandan istemiştin hatırlıyorum. " Diyen imalı sesi ile gözlerimi belerttim. "Ben mi istedim? "
"Kendi verdi! " Diye bağırdım yüzüne doğru
"Bende veriyorum işte kendim. " Kaban ın Önünü ilikledi.
"Serkan verdi diye veriyorsun ama istemiyorum Cihan al kartını, "
"Serkan verdi diye mi? " Diyen sesi sinirli çıkmıştı. "Sence serkan verdi diye mi veriyorum Liyan? " Diye sordu.
"Kartı verince barışırım sandın çünkü, " Diyerek kartı yere attım.
"İstemiyorum." Arkamı döndüğümde sabır çekti. Merdivenleri hızla ikişer ikişer indim.
Aptal Cihan.
Dışarı çıktığığımda yüzüme çarpan rüzgar ile ürpersemde üç basamaklı merdivenden hızla indim.
Arkamdan gelen Cihanın adım seslerini duysamda dönüp bakmadım.
Arabanın yanıp sönen ışıklarından ve kilit sesini duyunca kapıyı açarak ön koltuğa yerleştim. Kemerimi takarken o da binmişti arabaya
Kontağı çalıştırdığınd açılan arka kapı ile irkilerek arkamı döndüm.
"Çarşıya gidecektim bende, " Diyen Pehlivanın sesini duyunca omuzlarımı indirdim.
"Durak orada, " Dedi Cihan elleri direksiyonda iken
"atıverin beni de ya, " Dedi Pehlivan ısrar ederek, iki koltuğun arkasında oturuyordu başını Cihanın koltuğuna yasladı.
"Vay be kemer takan hatun ha? " Dedi gülerek kaşlarımı çattım. Cihan arabayı park ettiği yerden çıkarırken
"O ne demek ya! " Diye kızdım.
"Gel beni sik demek Liyan, arkadaş dolaylı yoldan söylemeyi tercih etti. "
Derken çenesini sıkıyordu. Sanırsam Pehlivan ın hatun demesinden rahatsız olmuştu.
" Valla bak benimki kırk saat dil döktürüyor bir kemer için, " Derken şuan düşünmek istediğim son şey onun sevgilisiydi ve susmakta bilmezdi ki Pehlivan
"Bir gün bir şey olacak Allah korusun." Dediğinde alt dudağımı büzdüm.
"Endişeleniyor musun? " Diyerek ona döndüğümde Cihanda bana döndü.
"Tabi Endişeleniyorum kızım, " Dediğinde Cihana döndüm. "Cihanın umru değil kemeri takıp takmam ölsem kına yakar. " Dediğimde Cihan, "tövbe tövbe, " Diye mırıldanmış ardından "sen kendini milletle niye kıyaslıyorsun? " Diye sormuştu.
"Kıyaslamıyorum." Diyerek başımı cama yasladım. Pehlivanda sanki suçlu gibi arkasına yaslanmıştı.
"Halla halla, " Dedi ardından aynadan Pehlivana baktı. " Neden endişelendiğinide söylesene pezevenk. " Dediğinde yüzümü buruşturdum.
"Çok kabasın Cihan. " Dediğimde arkadan Pehlivan "Öylesin Cihan. " Demişti. sesini incelterek taklidimi yapmıştı sıpa
"Neden endişelendiğini söyle sen Pehlivan." Dediğinde Pehlivan kaşlarını kaldırıp indirdi. "Hı o konu, " Diye mırıldanarak bana döndü.
"Ya kemer takmamanın cezası olmuş 700 lira dikkat etmeyeyim de ne yapayım." Dediğinde yüzümü buruşturdum.
"Salak." Dediğimde Cihanın dudağı kıvrıldı.
"Özellikle çevirmelerde ve radar kemerini çıkarabilirsin Aşkım sorun değil, " Cihan benimle dalga geçiyordu. Hem aşkım neydi ya biz kavgalıydık onunla bunun farkına vararak konuşmalıydı.
"Neyse kızda onu düşündüm sanıp mutlu oluyor iyi tarafından bakalım. " Dese de Pehlivanın o kız kadar kimseyi sevmediğine emindim.
Geri kalan yolu sessizce tamamladık Pehlivan, "müsait bir yerde atıver beni kaptan, " Dediği an Cihan ani bir hareket ile arabayı sağa çekti ani manevra ve duruşu ile torpidoyu tuttum.
"Yavaş, " Diye söylenerek sırtımı koltuğa yasladım. Cihan, "in." Dedi Pehlivana doğru buraya kadar zor sabretmiş gibiydi ama çocuk ağzını açıp tek kelime bile etmemişti.
Pehlivan, " İyi eğlenceler. " Diyerek indi. Kapattığı kapı ile birlikte Cihanda gaza yüklenmişti.
"Senin sorunun ne? " Diye sorduğumda göz ucuyla bana baktı.
"Neyim var Liyan? " Dediğinde omuz silktim kırk saat ona açıklama yapacak değildim.
"Ben maaş kartımı zaten sana verecektim."
"İlgilenmiyorum."
"Umrumda değil. dinle! " Diyerek devam etti "Seline de söylemiştim önceden eğer bir gün evlenirsem karıma verirsin diye maaş almaya başladıktan bir yıl sonra verdim kartı Seline verdiğim ilk gün söyledim. "
"Geçen günde ev tuttuğum günde söyledim. Son kez harca Liyana vereceğiz diye, "
"İstemiyorum."
"Ben gidince ne yapacaksın? Ya da ben ne yapsaydın sabah kalktığımda masanın üzerine mi bıraksaydım. Allah aşkına neyine yetecek nakit para, "
"Ve sabah birlikte uyuduktan sonra sabah masada para görmekten hoşlanacak mıydın? "
"Para muhabbetlerini senin kadar bende sevmiyorum Cihan sus lütfen. "
⛰️⛰️⛰️
"Liyan." Dediğinde başımı kaldırarak ona döndüm. "Hmm."
Yaklaşık üç saatir alışveriş yapıyorduk Cihan ilk aldıklarımızı arabaya bırakıp gelmesine rağmen elleri dolu doluydu benim elimde ise milkshake ve takı poşeti vardı.
"Dini nikahı ne zaman kıyacağız? " Diye sordu. Daha önce hiç düşünmemiştim. Aklıma bile gelmemişti sadece sözlenmek istediğini biliyordum.
"Bilmem ki, " Dedim. Aramız birazcık düzelmişti. Dudaklarımın arasındaki pipeti ısırırken "neden ki, " Dedim.
"Baksana oradan kıyafet alacaktım sana dini nikah için. " Dediğinde gösterdiği yere baktım. Kaşlarımı çattım ardından "orada hacı yazıyor Cihan Hacı kıyafetleri var nikah değil,"
"İçeride vardır illaki, "
"O zaman kesin evlenecek miyiz. " dediğimde kararsız yüzü ile karşılaştım. "Bilemedim ki dini nikah kıysak mı? "
"Bilmiyorum fark etmez benim için. "
"Neyse ya ben geldikten sonra kıyarız." Diyerek yürümeye devam etti. Yanında uyurken "kesin evlenecek miyiz? " Dedim.
"Bilmiyorum." Dedi kararsız bir şekilde
"Dini nikah kıysak iyi olur aslında, " Dediğinde pipetimden son yudumlarımı çekererek kabı elimde buruşturdum. Atacak bir yer var mı diye bakarken Cihan, "sim kartı alalım. " Demişti.
İlk aldığımız şey telefondu Cihan telefonun aynısından almıştı bana da
Benimki mordu ama
"Cihan sen nerden bulacaksın parayı kartın bende, " Dedim. Benden öncede Selindeydi.
"Evim var benim iki tane onların kiraları geliyor. " Dediğinde "hııı, " Diye mırıldandım.
"Peki Selin? "
"Annem veriyor hep ona hemde babamdan geliyor. "
"Babandan mı? "
"Şehit oldu ya, " Dedi hatırlatır gibi "kız çocuğu olduğu için evlenene kadar para veriliyor. Bende veririm ona dert etme sen, "
"Gel şurdan da alalım bir şeyler. " Diyerek çanta satan bir mağzata girdi. Girişteki çöp kutusuna milkshake kutusunu atarak peşinden içeri girdim. Raflardaki çantalara göz gezdirirken "seç istediğini, " Dedi Cihanın önüne geçerek çantalara bakarken "küçük çanta al, " Dediğinde başımı kaldırarak ona baktım.
"Hevesini al küçük çantalardan çocuk olduktan sonr-"
"Cihan! " Diye kızdım. Mağza çok olmasa da biraz kalabalıktı. Millet şey yapıyoruz sancaktı çocuk falan.
"Tamam hadi al sen, " Diyerek geri çekildi raflarda gözlerimi gezdirdim. Mor bir sırt çantasını gördüğümde parmağım ile işaret ettim. "Cihan onu alır mısın? " Dediğimde elini uzatarak aldı. Elime verdiğinde dokusuna baktım. "Güzel mi? " Dediğimde kaşlarını kaldırıp indirdi.
"Bordo rengi daha güzel gibi, " Dediğinde aldığı raftan diğer rengini de verdi. "Ama ben moru daha çok severim. " Dedim elimden bırakmayarak
"Bunu da al, " Dediğinde başımı iki yana salladım. "Aynısından iki tane almak saçma başka bir çanta daha bakayım. " Diyerek mağzanın içinde ilerledim. Cihanda çantalara bakarak arkamdan geldi.
Çantacıdan dört tane çanta bir tane de cüzdan alarak çıkmıştık
"Cihan çok yoruldum. " Dediğimde elimde sadece çanta poşeti vardı. Poşette ise bir çanta bir cüzdan vardı diğer çantalar Cihandaydı.
"Ver elindekini, " Diyerek elime uzandı. Çanta poşetini aldığında
"Yine de yoruldum. " Dedim. Artık gitmek istiyordum.
"Şuraya girmedik, " Dedi gratisi işaret ederek
"Ama yoruldum. " Dedim kaşlarımı çatarak ısrar etmesini sevmiyordum.
"İhtiyaçlarını tamamlayalım. Bir an önce evine yerleş "
"Bende seninle Şırnak a geleceğim. " Diyerek bir şey demesine izin vermeden çıkışa doğru yürümeye başladım.
"O nereden çıktı, " Diyerek bana yetişti. "Tek kalmak istemiyorum. "
"Annemlerle kal, " Dediğinde gözlerimi belerttim.
"Aliye Hanım duymasın bu dediğini, " Diye ona takılarak açılan otomatik kapıdan çıktım. Dışarıdaki rüzgar tenime çarparken Cihanın benim için aldığı mont ve deri ceketlerin varlığı ile gülümsedim. Arabadan inerken giyecektim onları
"Annem sana bir şey mi söyledi, " Dediğinde "hııı, " Dedim "onu söyleyecektim unuttum. " Sahi ne ara aklımdan çıkmıştı.
"Cihan annen benden sıkılacağını söyledi. " Dediğimde afalladı. "Neden?" Omuz silktim.
"Ne biliyim ben, senin annen ama sanırsam çocuk gibi davranıyormuşum Cihan ben öyle mi davranıyorum. " Diye sorarak ona döndüm. Ondan bir cevap beklerken ayağımı bir ritim tutturmuş yere vuruyordum.
"Yolun ortasında Liyan geç arabaya, " Diyerek elini belime atarak beni yönlendirdi.
"Sorarım anneme, "
"Ben çocuk gibi mi davranıyorum dedim. " Diyerek tekrar durmays çalışsamda Cihanın Belimdeki eli izin vermedi.
İtişe kalkışa arabaya vardığımızda ön koltuğa oturdum. Cihanda aldıklarımızı arka koltuğa koyarak yerine oturdu.
Bilerek emniyet kemerimi takmamıştım. Ceza gelsin de ödesindi.
"Cüzdanını versene, " Dediğinde göz ucuyla ona bakıp poşetin içinden cüzdanı çıkardım. Ve Cihana verdim.
Cihan cüzdanı aldığında bende radyoyu açtım ilgilenmiyormuş gibi görünsemde göz ucuyla ne yaptığına bakıyordum.
Önce etiketini yırtarak avucunda buruşturdu. Daha sonra ise kendi cüzdanınu çıkardı. Radyoda güzelim müzikleri oyalanacak bir şeyim olsun diye geçiyordum.
Cüzdanından çıkardığı hatrı sayılır bir parayı kağıt para yerine yerleştirdi. Ardından Cüzdanından çıkardığı kendi fotoğrafınıda benim cüzdanımdaki fotoğraf için ayrılan yere koydu.
Eli bu sefer pantalonun cebine giderek bozuk paraları toplamış ve onuda bozuk para bölmesine koymuştu.
"Kartı koyarsın, " Diyerek bana uzattığı cüzdanı aldım.
"Kartın şifresi 8151 online alışverişlere açık bir ihtiyacın olduğunda internettende alabilirsin. "
Başımı olumlu anlamda salladım. "Teşekkür ederim. "
"Neden şimdi verdin. Gidicek misin? "
"Hayır, yanında dursun diye, " Dedikten sonra gözleriyle cüzdanı işaret etti.
Radyoda rasgele açtığım müzik kısık bir şekilde çalarken "çok boş geliyor gözüme, " Dedi
"Panik yapıp yapmayacağına bakacağım. Eğer yapmazsan ve tabi istersen seni ehliyet kursuna yazdıralım yarın. " Dediğinde gözlerine baktım. "Heyecanlanırım ben, "
"Heyecanlanırsan sana ben öğretirim şırnağa gidene kadar. Daha sonra gidersin kursa ister misin araba kullanmak diyerek koltuğunu geri itti,"
"Trafikte mi birde? " Dedim hayretle hayatta çıkamazdım trafiğe
"Evet, " Dedi gayet rahat bir şekilde
"Korkarım herkesin içinde tenhada kullansam? " Dedim
"İyi bakalım. " Diyerek koltuğu eski haline getirdi. Aracı çalıştırarak ana yola çıktı.
"Selinde biliyor mu araba kullanmayı,"
Gülerek, "sadece tır kullanmıyor, " Dedi
"Maşallah gülüme ki hem cesur hemde yetenekli köyde traktör bile kullanıyor, arabayı da on beş yaşında öğretmiştim. Ya da on altı da olabilir."
"Senin motorun var mı? " Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.
"Bir arkadaşımın evinde Selin ben yokken kaçırıyor, "
"Anahtarı götür sende, " Dediğimde başını iki yana salladı.
"Selin kadar kurnaz ve zeki kimseyi tanımıyorum. Anahtarın yokluğu sökmez ona, "
"Sen yüz veriyorsun. " Diyerek omuz silktim. "Canı yanmadığı sürece sorun yok, " Dedi "varsın tepeme çıksın hakkıdır. "
"Kız olduğu için mi seviyorsun. "
"Kardeşim olduğu için. "
"Kız sevmez misin? "
"Kız mı kızım mı? " Diyerek bana baktı. Sinyal vererek yan şeride geçerek başka bir yola saptı.
"Fark eder mi? " Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.
"Başkasının kızını sevmem. başkasının da benim kızımı sevmesini istemem. "
"Pehlivanın kızı olsa sevmez misin? "
"Onu o zaman düşünürüm. Ama başka bir adamın benim kızımu kucaklayıp sevmesi beni rahatsız eder. Ve bende başka birinin kızını sevmem nedenini bilmiyorum Liyan küçükken Seline kimsenin dokunmasına izin vermezdim."
"Saçma değil mi? "
"Bilmiyorum Liyan belkide benim kuruntu yapmam ama rahatsız olurum. "
"Pehlivan senin kızını kucağına alamaz mı? "
"Demek istediğim o değil. " Dedi ve ardından konuyu kapatmam için rica etti.
"Peki sen kızın mı olsun istersin oğlun mu? "
" İlk çocuk erkek olsun isterim. "
"Neden erkek olucakta ya kız olursa?"
"Liyan ben illa olacak demiyorum ki isterim diyorum. " Dediğinde "hıı, " Diye mırıldandım anladığımı belli ederek
"Sen ne istersin? " Dediğinde yüzüne baktım.
"Ben çocuk istemem. " Dedim
"Neden? "
"Salak mısın Cihan hiç doğum videosu izlemedin mi? Korkunç! " Dediğimde güldü.
"En büyük tutkum doğum videoları izlemek zaten yemek yerken, çatışıtken özellikle uyumadan önce, " Diyerek benimle alay etti.
"Madem çocuk istemiyorsun ne diye soruyorsun kız mı istiyorsun erkek mi istiyorsun diye, " Dediğinde diyecek bir şey bulamadım.
Ama içimden aşk bahçem dedim nazlı nazlı ben çocuk istemiyorsam olmayacak bir çocuğumuz diyordu resmen.
"Ben birde gezi videoları izliyorun. " Dedim "sen videoları izlemeyi seversin? " Diye sordum ardından
"Cinayet belgeselleri ve ya işkence videoları oluyor. Onları izliyorum. "
"Iyy, " Dedim yüzümü buruşturarak
"Benimle izlemek gibi bir takım hayallerin yok değil mi? "
"Saçmalama! " Dedi
"İzletir miyim sana öyle şeyler, "
"Bana ne zaman aşık oldun? "
"İnan bilmiyorum. Ama ilk günden beri beğeniyordum seni zaten. "
"Beğendiğin için mi aldın beni yanına? "
"Saçmalama istersen. " Dedi abartılı bir ses tonuyla
"Şaka yaptım. " Diye mırıldanarak sırtımı koltuğa yasladım. Girdiğimiz toprak yolda arabayı durdurarak koltuğu geri çekti.
"Gel kucağıma, " Diyerek eli uzattı. Elini tutarak kucağımdaki cüzdan ve poşeti öne bıraktım. Ve ayağımı ona doğru uzattım. Belimden tutarak biraz kaldırdı ve kendine çekti. Kucağına oturduğumda sırtımı göğsüne yasladım.
"Ne yapacağım şimdi? " Dediğimde ellerini belime yerleştirdi.
"Direksiyonu çevir sadece geri kalanını ben yaparım. " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.
"Ama önce bak bana, " Dediğinde omzumun arkasından ona döndüm. Döndüğüm an dudaklarını dudaklarıma bastırarak başımı tuttu.
Bir eli yanağımda iken dudaklarını hareket ettirdi. Alt dudağımu emerken bende onu taklit ettim...
Ellerimi direksiyona yerleştirdim. "Tamam çalıştır sen hazırım ben. " Dedim gözlerimi direksiyondan ayırmadan.
"Araba kullanırken nefes almak çok önemlidir. " Diyerek belimden uzattığı elini karnımın üzerine koyarak beni biraz daha geri çekti. "Aklında bulunsun. "
"Tamam tamam. " Diye geçiştirdim.
"Hadi sen sür, " Dedim yine bu heyecanıma gülümsedi sadece araba yavaş yavaş hareket ederken güldüm.
"Dönecek bir yer yok mu? " Diye sordum. Ellerim sadece direksiyonda duruyordu. Ben sağ solda yapmak istiyordum.
"Biraz biraz çevir, sağa doğru. " Başımı tamam anlamında salladım. Direksiyonu sağa doğru çevirdiğimde Cihanın eli hızla elimin üzerine konarak direksiyonu sola çevirdi.
"Biraz dedim gülüm. " Dedi. bende biraz çevirmiştim aslında...
"Cihan tamam bırak, " Dedim. Elini indirdiğinde bu sefer daha yavaş bir şekilde sağa doğru gittim. Düz ve geniş bir yoldaydık. Yolda bir sağa bir sola gitmeye çalışıyordum.
"Oluyor mu? " Dedim ellerimin arasında biraz mesafe bırakarak
"Oluyor, " Dedi.
"Sanırım öğrendim. " Dedim tereddütlü bir şekilde onunda onaylamasını istiyordum.
"Öğrendim öğrendin. " Dediğinde kocaman gülümsedim.
"Yaaa, " Diye mırıldandım.
"Çok mu güzel sürüyorum. " Diyerek nasıl sürdüğümü göstermek için daha fazla sağa doğru ve sola doğru hayali şeritlerde gidiyordum.
"Çook." Dedi 'o' yu uzatarak buna sevinmiştim.
"Burada sinayal var, " Diyerek direksiyondaki elimin birini alarak sinyal düğmesine götürdü.
Ben arabayı tek elimle kullanırken elimi düğme de yukarı doğru kaldırdı. "Sağa döneceğini gösterir, " Diyerek bu sefer aşağı doğru indirdi. "Şimdi ise sola, "
"Hı hı anladım. "
"Yolda sağ sol yaparkende ver ki hemen alışasın. "
"Tamam." Dedim hevesli bir ses tonu ile ne kadarda güzelmiş araba kullanmak
"Eve gidincede motoru kullanır mıyım. " Dediğimde ellerini yüzümün hizzasına getirerek çenemi sıktı.
"O kadar da uzun boylu değil. "
"Ama neden? "
"Sana güvenmiyorum. " Dediğinde kaşlarımı çattım. Omzumun arkasından ona dönerek
"O neden? " Diye sordum. "Ben sana güveniyordum oysa ki, "
"Bak sen. " Diyerek benimle uğraştı.
"Güvenmesem telefonuna gizli gizli bakardım. " Dedim omuz silkerek
"Boşuna güvenmiş-" Cümlemi bile tamamlayamadan attığı büyük kahkaha ile duraksadım.
"Sevgine güveniyorum Liyan. " Dedi
Ardından, "ama daha motor için hayır . "
"Nedenmiş? "
"Hız." Dedi net ifadesini koruyarak
"Ben hızlı gitsemde kontrollü giderim."
"Bak ya, " Diyerek yanaklarımı sıktı.
"Cihan araba kullanıyorum dikkatimi dağıtma, " Diyerek ellerinden kurtulmaya çalıştım.
"Kontrollü gidermiş, " Diyerek taklidimi yaptığında ayağımı ayağının üzerine koydum.
"Hangisi gaz bak göstericem şimdi sana!" Dedim sinirli bir şekilde Ayağının üzerine baskı uygulayarak daha hızlı gitmesini sağlayacaktım. Ama hem gücüm yetmedi hemde Cihan, "basmaya çalıştığım şey debraj, " Dedi
"Hıı, " Dedim anladığımı belli ederek
"Hangisi o zaman. " Elini bacağımın iç kısmına attı. Anlık bir irkilsemde tepki vermedim. Bacağımı sondaki ayağının üzerine götürdü.
"Bu." Dediğinde bende nefesimi dışarı bıraktım. "Tamam çek ayağınıda basayım. " Onun ayağı varken gücüm yetmiyordu. Ayağı taş gibi olduğu yerde duruyordu.
"Hafif ayağının ucu ile dokun. "
"Tamam." Diyerek çektiği ayağının yerine kendi ayağımu koydum. İlk başta biraz fazla bastığım için araba teklese de doğru gücü bulmuştum.
"Hafif Liyan. " Diye uyarıda bulundu.
"ve bana güvenme konusuna gelirsek," Dediğinde "hımm." Dedim dinlediğimi belli ederek
"Mesleğim gereği telefonum bir uygulama tarafından kilidi açmaya çalışanların fotoğrafını çekiyor. " Dediğinde konuyu dağıtmak için "bak hızlı gidiyorum." Diyerek pedala biraz daha bastım.
"Ve senin de bir kaç fotoğrarını çekmiş telefonum. Kilidi açmaya çalışırken, "
"Siktir." Dedim aniden. O aptal uygulamayı kim icat etmişti.
"Şşşt, " Diyerek uyardı.
"Cihan nasıl çekmiş fotoğrafı, " Dediğimde
"dilin üst dudağında iken." Dedi.
Telefonuna çok mesaj geldiği için telefonuna bakmıştım yine arabadaydık ve bir yere gitmişti. Nereye gittiğini hatırlamasamda telegramdan gelen mesajı hâlâ unutamamıştım.
"Ya Cihan sildin dimi, "
"Ne münasebet. "
" Dilin dudaklarının üzerinde ne kadar da güzel geziyor öyle, " Diyerek ellerini belimde gezdirdi.
"Cihan dikkatimi dağıtma, " Diyerek kıpırdanarak belimdeki ellerinden kurtulmaya çalışırken, "yavaş! " Diye bağırdı.
Aniden bağırdığı için gözlerim istemsizce kapandı.
"Hızlı gitmiyordum ki, " Dedim yutkunarak "ah... ona değil ona değil. " Dediğinde ne demek istediğini anlayamasam da "ben kullanmak istemiyorum artık. " Dedim.
"Sana demedim Liyan. " Desede ellerimi direksiyondan çekerek yan tarafa geçmek için hareketlendim.
Cihan kollarımı tuttu. Bıraktığım direksiyonu tek eli ile kavramıştı. Beni kucağında sabitleyerek
"Sana bağırmadım. " Dedi alt dudağım istemsizce büzülürken
"Kullanmak istemiyorum. " Dedim sesim sanki ağlayacamışım gibi çıksa da ağlamayacaktım.
"Yavrum valla sana demedim. Kullan arabayı, " Omuz silktim.
"Hızlı kullanmıyordum ki ben. "
(Okumak istemeyenler siyah kısım bitene kadar kaydırabilir 💖)
"Ben kullanmana bir şey demedim. Yapma böyle hadi kaldır başını, "
"Kucağımda sürtünme diye dedim ben." Dediğinde gözlerim sonuna kadar açıldı.
"Ben yapmadım öyle bir şey, " Diyerek kafamı kaldırdım.
"Yalan söyleme, " Diye ekledim.
"Ne kadar da yalancısın bırak ben kendi koltuğuma geçeceğim. " Diyerek yan tarafa geçmek için hareket ettim.
"Bak." Diyerek nefesini tuttu.
"Bilerek yaptığını düşünüyorum artık yeri mi? " Dediğinde ellerimi göğsümde birleştirdim.
"Küsme... Eve gidelim sabaha kadar sürtün ama şurda yapma. "
(Bu kısmı silebilirim içime sinmedi ama isteniyor böyle sahneler djdnjd)
"Hadi şuradan çıkar arabayı ilerden sola dönünce ana yol, " Dediğinde duran arabayı tekrar hareket ettirdi.
Direksiyonu sabit tutarak giderken gaza biraz bastım. Şu an hemen bitsin istiyordum.
"Çok basma, " Dese de umursamadım.
Biraz daha güçlü basarak dediği sol yeri geçip geçmediğime bakmak için sol tarafa bakarak gidiyordum.
Ama ilerde gördüğüm sapak ile gülümseyerek biraz daha bastım. Bakışlarımı oradan ayırarak Önüme döndüğümde karşıdan hızla gelen kamyonu görünce çığlık atarak ellerimi direksiyondan çekerek Cihanın boynuna sarıldım.....
"Liyan! "
Kestik...
Keyifler nasıl?
Yaz geldi ama sonbaharcı biri olarak buna hiçte memnun değilim xjsnjdjd
Ve ilkbahar alerjisi beni öldürüyor 🥲
Yeni bölüm sınırı 270 oy 600 yorum 🎀
Lütfen sınırları dikkate alalım. Çünkü bölüm bekleyenler aymı anda 300 yorum yapmak için çook uğraşıyorlar 🥹 çok teşekkür ederim bunun için...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
18.02k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |