37. Bölüm

36. Bölüm

Solita
llsolita

Sınır. 500 yorum 350 vote (bir bölümü ortalama 1500/1700 kişi okuduğunu varsayarsak sınırımız az bile 🫶)

 

Ramazan nasıl gidiyor?

 

Bölüm haftaya cumartesi gelecek ve

Kitapta yetişkin içerik olsun ister misiniz? Çok fazl istek var ama rahatsız olacak olanlar da var. Ayrı bir bölümde sadece yetişkin içerik yazmamı ister misiniz?

 

36.BÖLÜM

~VUSLAT DEMİ

 

Cihan arabayı kilitleyerek esnedi. Dün gece çok zordu Cihan için, Liyan gittikten sonra bir kaç saat aynı yerinde geri dönmesi için beklemişti.

 

Gittiği yolu izlemiş döndüğünü hayal etmişti. Sessizce beklemiş Liyan kendisine seslenir diye ummuştu.

 

Siyah bahçe kapısına giderek avluya bakmış, Evin içini görmeye çalışmıştı. Daha sonra ise arabaya bindiğinde koltuktaki Liyan'ın giydiği monta sarılarak direksiyona yaslanmış kendine gelmeye çalışmıştı.

 

İkisi de bu sonu hak etmemişti.

 

Cihan gece iki gibi kayseri'ye varmıştı.

Evinin yakınlarında bir tanıdığına ait olan mekana girerek Arkadaşı ile oturmuştu.

 

Samet e olan biteni anlatmış

Birlikte sabaha kadar içmişlerdi

Cihan uzun süredir kullanmadığı için daha bir özlem ile içmişti...

 

Cihan elindeki Simitler ile sitenin bahçesine girerek güvenliğe selam verdi. Yorgunluktan ölmek üzereydi.

 

"Cihan! " Kendi ismini duyunca adımlarını durdurdu. "Gerçekten sensin! " Diyen begüm ile gülümseyerek arkasını döndü.

 

"Daha sana dönmeden mi ben olduğumu anladın? " Diye sorduğunda kendisine koşarak gelen kızı sevgiyle kucakladı.

 

Birbirlerine sarılarak özlem giderdiler. "Ne zaman geldin? " Diye sorduğunda elindeki simit poşetini kaldırarak gösterdi. "Şimdi. Umarım kahvaltıya yetişmişizdir. " Dedi saat 10 a geliyordu kardeşi ne kadar uykucu olsa da annesi güne erken başlamayı severdi.

 

"Selin ile alışverişe gidecektik, " Dedi begüm "geç kalacağız biz orada yesek? " Dediğinde Cihan begüm'ün saçını hafifçe çekerek

 

" Ben bilmez miyim o alışverişleri, " Diyerek kolunun altına aldı. Begüm mü

 

"Okul nasıl? " Dediğinde begüm ufak çaplı öksürük krizine girmişti.

 

"Kaçtıysan dayıma söylemekten çekinmem. " Dedi begüm kardeşinden iki yaş küçüktü. Ama buna rağmen aralarından su sızmazdı.

 

Apartmana girerek merdivenlerden çıkarlar iken begüm, "Selin bugün açelya ile buluşacak bensiz mi buluşsunlar ama, " Diyerek isyan etmişti.

 

"Dayım anlar. Kaçtığını, " Begüm omuz silkti.

 

"O işi hallediyorum ben. " Dediğinde

Cihanın anlamayan bakışları ile karşılaşınca "fake bir belge hazırlıyorum okulda olduğuma dair. " Dediğinde Cihan kaşlarını çattı Begüm fen Lisesine gittiği için bir yıl hazırlık okumuştu. O yüzden şuan lisede beşinci ve son yılıydı. Ve daha çok ders çalışması gerekirdi.

 

"Sana da göstereyim mi Cihan nasıl yaptığımı, " Dediğinde evlerinin katına ulaşmışlardı. Selin babasız büyümüştü neredeyse babası sürekli görevden göreve koşar haliyle çocuklarını ihmal ederdi. Bu yüzden abisine daha bir düşkündü. Şuan her ne kadar Begüm ile can ciğer olsalarda

 

Küçükken böyle değildi. Selin abisini çok kıskanır başkasının abisine abi demesine izin vermezdi. Begüm ile bir çok kez kavga etmişlerdi bu yüzden sadece begüm ile değil Cihana abi diyen herkes ile kavga ederdi.

 

En son yedili yaşlarında iken begüm ü balkondan aşağı itmişti benim abim diyerek o günden sonra da begüm bir daha Cihana abi dememiş tabiri caiz ise g*tü yememişti.

 

Cihan kolunun altındaki kızı kendine biraz daha çekti. " Ne fenasın sen, " Diyerek kızı öptüğünde sabaha kadar içen Cihan değilmiş gibi dinç görünüyordu.

 

"Selin e sakın öğretme böyle şeyler. " Dediğinde begüme de öğretenin Selin olduğunu sakladı Begüm

 

"Ben de daha ne fenalıklar var sana göstermemi ister misin? " Dediğinde Cihan kaşlarını çattı. "Beni suçlarına ortak mı edeceksin? " Diye sorarak kapının ziline bastı.

 

Başını Begüm e doğru eğerek yalancı bir sinir ile, "sen yoks-" Derken açılan kapı ile Cihan Begüme doğru eğdiği başını kaldırarak kapıya döndü.

 

Yüzündeki tebessüm solar iken kapıyı açan Ali'yi görmenin şaşkınlığını yaşar iken, "Bu kız kim? " Diyen Liyan ile gözleri sonuna kadar açıldı.

 

Liyanın Anlatımı:

 

Yaklaşık bir saattir Cihanın evinde onun gelmesini bekliyorduk heyecandan ayağımı hızlasallarken beni gören pehlivan, " Sakin ol, " Dedi

 

Ama ne kadar denersem deneyeyim olmuyordu.

 

"Çok heyecan verici, " Dedim yutkunarak ardından Aliye döndüm. "Ya beni istemezse çok kızgın bana, " Dedim oysa Ali buraya getirirken yeminler etmişti. Dönmene sevincek diye

 

"Cihan yüzünün halini görmediği sürece sıkıntı yok, " Dediğinde ofladım.

 

"Gidip kapatıcı mı alsak. " Diyen pehlivan ile, "Cihan sorar mı ki artık beni sevmiyor beni merak etmeyebilir. "Dedim aslında sadece Cihanın hâlâ beni sevdiğini bana kıyamayacağını birinden duymaktı.

 

" O değil de, " Diyerek beni geçiştirdi Pehlivan "yüzünü görünce Ali yaptı sanacak. "

 

"Kaza yaptık deriz. " Dediğimde Pehlivan, "yalancı." Demiş Ali ise "gerçeği anlatmalıyız. " Demişti.

 

"Şimdi değil. " Dedim mırıldanarak söyleyecektim ama şuan buna hazır değildim.

 

Sehbaya uzanarak çayı aldım. "Bende inanır kaza yaptığımıza Ali'nin yüzünde de var benimkilerin aynısı, "

Diyerek çayımdan bir yudum aldım.

 

Pehlivan, " Bende yok, " Diyerek sırıtmıştı. Ardından "yemez." Dedi.

 

"Tavşanım orada kaldı. " Dedim sıkıntıyla "gideriz almaya, " Dedi Pehlivan rahat bir şekilde

 

"Hiçte sevmezdim, Yosmayı. " Dediğinde göz devirdim. Gül gibi tavşanım vardı.

 

"Bu kadın beni sevmedi. " Dedim mutfakta olan Cihanın annesini kasdederek Gelen misafirleri ile ilgileniyordu şuan ama bende misafirdim. Ve bana karşı olan hareketleri çok soğuktu.

 

"Niye sevmesin. " Diyen Pehlivan ile omuz silktim.

 

"Bende onu sevmedim. " Dedim ardından ardından derin bir nefes vererek çayı sehbahaya geri bıraktım.

 

"Geri mi dönsem. " Dediğimde Ali göz devirmişti.

 

"Karşısına çıkamayacağım sanırım çok korkuyorum. " Dedim. Üstelik bunun yanında feci derecede ağrıyan bir başım sızlayan kemiklerim vardı. Bride bunun yanında kalbimin sıkışmasına neden olacak kadar heyecan veriri bir durum vardı.

 

Başımı iki yana salladım. "Ben dayımların yanına gideceğim Cihan istemeyecek beni Dayımı arayayım mı? " Dedim Pehlivana

 

"Sakin ol bir şey olmayacak, " Dediğinde eş zamanlı olarak çalan kapı ile yutkundum. "Pehlivan geldi. " Dedim. "Ben ne yapayım. Ben karşısına çıkmak istemiyorum. " Dediğimde

 

Ali çoktan ayağı kalkarak kapıya doğru gitmişti. "Pehlivan nefes alamıyorum. " Dedim sıkıntıyla

 

"Bir şey yok Liyan! Kurma kafanda ayrıca Cihan seni Hastaneye götürsünde göreyim seni. " Dedi başımı iki yana salladım.

 

Mutfaktan seslenen Aliye Hanımın, "Begüm gelmiştir açıverin kapıyı. " Dediğinde kaşlarımı çattım.

 

Ali kapının deliğinden bakarak bize döndü. "Cihan." Diyerek kapıyı açtığında bende içerden kapıyı az çok görüyordum gelen kız sesi ile kaşlarımı çatarak ayağı kalktım. Kapıya doğru giderek Alinin bedeninin yanından kapıya doğru başımı uzattım.

 

Cihanın kolunun altındaki kızı görünce yüzlerinde ki gülümseme beni görünceye kadar sürmüştü. Ali ile bakışan Cihan beni görünce şaşkınlığı giderek artmıştı. Gözlerinin kızarıklığı gözümden kaçmasa da yanındaki kızla olan samimiyetini görünce sorduğum tek şey, "bu kız kim? " Olmuştu.

 

Cihan yutkunarak, "Liyan." dediğinde gözlerimi kaçırdım. "Liyan senin burada ne işin var. " Dediğinde alt dudağım istemsizce büzüldü.

 

"Gidicektim ki zaten. " Diyerek bir adım geri çıktığımda Cihanda eş zamanlı olarak üzerime doğru bir adım atarak çenemi kavramıştı. "Ne oldu yüzüne, " Diye sorarak yüzümü incelerken arkada kalan kızda ayakabılarını çıkararak içeri girmişti.

 

Cihan çenemi bırakarak omzunun arkasından Aliye baktı. "Sen, " Diyerek arkasını döndü. Ani bir hareket ile yakasını tutarak arkadaki kapıya doğru itti. Elleri hâlâ yakasında iken Pehlivan Cihanın kolunu tutarak engel olmaya çalıştı.

 

"Bu kızın yüzünün hali ne? " Diye bir kez daha sorarken sağ gözümden bir damla yaş düştü.

 

"Ben yaptım amına koyayım. " Dedi Ali sinirle Cihanı itmeye çalışsa da Aliye nazaran Cihanın yapılı vücudu buna engel oluyordu. "Önce Liyanı dövdüm sonra pişman oldum kendimi dövdüm."

 

" gittim evinden aldım geldim kızı yüzün gülsün konuşun diye, " Diyerek sustuğun da

 

Cihan, "Pehlivan." Dedi yakasını bırakarak "senide Pehlivan bu hâle getirmiştir saklamayın benden. " Diyerek bana döndü. Ellerini kollarıma koyarak yüzüme baktı.

 

"O mu yaptı. " Diyerek bakışları yüzümün her bir karışında gezindi.

 

"Söyle bana o mu yaptı. " Başımı iki yana salladım. "Yolda gelirken kaza yaptık. " Dediğimde başını iki yana sallayarak benden uzaklaştı.

 

"Salak mı var karşınızda amına koyayım. Boynunda ki parmak izleri... " Diyerek Alinin yakasını bu seger diğerine nazaran daha sıkı tutarak zaten perti çıkmış yüzüne bir yumruk indirdi. Çığlık atmamak için elimi dudaklarımın üzerine bastırdığımda

 

Cihan, " Ben bu kız zarar görmesin diye bıraktım. Ne bok yemeye alıyorsun evinden sen kimsin! " Diyerek evin dışına çıktıklarında Pehlivanda Aliye Hanım duymasın diye sessizce aralarına girmeye çalışıyordu. "Cihan." Dedim yüksek çıkması için gayret ettiğim sesim ile

 

"Beni burada istemiyor musun? " Dediğimde hareketleri duraksadı dairenin dışına çıkmışlardı. Arkasını dönerek bana baktı.

 

"Gitmemimi istiyorsun. " Dediğimde akan gözyaşlarımı görünce gözleri kısıldı.

 

"O nereden çıktı. "

 

"Ben geri gidecektim ki zaten. Neden beni getirdiği için Aliye kızıyorsun. " Dediğimde Pehlivanın olumlu bakışları ile karşılaşıncs yutkundum.

 

"Eğer istersen şimdide giderim." Diyerek ayaklarıın çıplak olmasını umursamadan beton zemine bastım.

 

"Saçmalama geç içeri! " Dedikten sonra Aliye dönecekken Pehvan, " Ben yaptım. " Dedi.

 

"Arabada öne savrulurken saçından tuttum ilk daha sonra boynunu. O an hatırlamıyorum ne yaşadık. " Dediğinde Ali gülerek başını iki yana salladı. "Evinde olmuş olamaz mı? Benim mi yapmam gerekiyor illaki, " Dediğinde başımı iki yana salladım. Söylememesi için Pehlivsn bile söylemezken onun söylemesi Cihanda daha büyük hasarlar bırakırdı. Onun dışında herkes biliyor diye,

 

"Aradım çünkü! " Diye bağırdı. Alinin yüzüne doğru. "O gavatı arayıp sordum. Liyan iyi mi diye getirdiğimde de her hafta geleceğim Liyanın saçının teline zarar gelirse onları yaşatmayacağımı söyledim. "

Dediğinde gözlerimi kıstım.

 

"Anne tamam bak başımıza bela alacağız. " Diyen serkanın sesi zihnimde tekrar etti. Beni Cihan onu korkuttuğu için mi korumuştu halamlara karşı. Babama Cihan dan korktuğu için mi engel olmuştu.

 

"Liyana değer verdiğini söyledi. Bir şey olursa arayacaktı beni. Bir şey olmasına izin vermeyecekti güvende olacak mı Liyan dedim. Olacak dedi! "

Pehlivan ise sanki suçlu çocuklar gibi Aşiye Hanım gelecek mi diye bir gözü açık kapıdaydı.

 

Ali, "kazaydı." Dediğinde Pehlivan, "geçin içeri. " Dedi. Yabıma gelerek elini omzuma koydu. "Hadi gçe sen gelir arkadan. " Dediğinde Pehlivan ile birlikte önden gittik. İçeri girerek tekrar salona girdiğimizde Cihanda arkamızdan girmişti.

 

Arkamı, dönerek, "o kız kimdi? " Diye sordum. "Kuzenim."

 

"Çok yakındız. " Dediğimde

 

"Serkan ve senin kadar olamaz. " dedi

 

Pehlivan yine endişeli bir şekilde, "Aliye teyze gelecek şimdi git duş al leş gibi içki kokuyorsun. " Dediğinde bu hâli komik olsa da kimse gülecek hâlde değildi.

 

Cihan Pehlivana ters ters bakarken Pehlivsn, " Ne? " Diye sordu.

 

"Sonra bana kızıyor, oğluşuma sen alıştırıyorsun bu kötü davranışları diye, " Dediğinde kıkırdadım.

 

"Zaten misafirleri var yanında. " Dediğinde Cihan kaşlarını çattı. Ali içeri girerek koltuktan ceketini aldığında Pehlivan, " Gitme bir yere! " Demişti. "Çocuk musunuz küsecek oturun oturduğunuz yerde. " Dedikten sonra tekrar Cihana döndü.

 

"Duşa gir hadi annen gelecek misafir var evde. " Diye tekrar etti.

 

"Kim? " Diyen Cihan bir hayli sıkıntılı görünüyordu. "Komşular, seni görmeye gelmiş, " Dedim kaşlarımı çatarak hepsi kadındı üstelik

 

"Sünnet çocuğu muyum ben amına koyayım ne sikim görmeye gelmişler," Diyerek başını hafif sağa yatırdı. "Tövbe yarabbim, kızın yanında. " Dediğinde

 

"Liyanı neden gittiniz almaya, evini nerden biliyordunuz. " Diye sordu. Ellerimi göğsümde birleştirdim.

 

"Gelmese miydim? " Diyerek alt dudağımı sarkıttım.

 

"Ben anlamıyorum. Neden geldiğinide nasıl ikna olduğunu da ne yaşadığınıda daha ne kadar benden gizlemeye devam edeceksiniz? Ya da geldin ne yapmamı bekliyorsun gidecek misin kalmak mı istiyorsun bilmiyorum bir bok soruyorum ben suçlu oluyorum. " Diyerek başını geriye yatırdı.

 

"Hala sarhoş musun? " Diye sordum. Dünden beri bana çok kızıyordu.

 

"Değilim." Dedi mesafeli bir ses tonu ile "küs müyüz hâlâ? " Diye sordum bu sefer ses tonunda herhangi bir değişiklik olmasa da düşünceli bir şekilde, "ben duşta iken Selinin odasında otur beni bekle. " Dedi. Bir şeyleri konuşmak istediğini belli ediyordu.

 

Ve bizimde bazı şeyleri artık konumamız gerektiğinin bende farkındaydım.

 

Ali oturduğu koltukta telefonu ile oynarken Cihan ona göz ucuyla bakarak "gel, " Dedi bana birlikte odadan çıktığımızda ilk kapıyı gösterdi. "Selinin odası şimdi beni görmesin. " Diye fısıldadı.

 

"Hem tanışırsınız, ama çekinirsen beni benim odamda bekleyebilirsin." Dediğinde başımı kaldırarak yüzüne baktım. "Odanda bekleyeyim. " Dedim onun gibi fısıldayarak

 

"Aliden korkar mısın? İstersen onu gönderebilirim. " Başımı iki yana salladık

 

"Onu affetmiycem ama arkadaş olduk ama yine de sinirliyim. " Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

 

"Ama yine de içim rahat etmeyecek Selinin odasında bekle beni hadi. " Dediğinde yutkundum.

 

"Kim olduğumu sorarsa, " Dediğimde

"Söylersin." Dedi

 

"Begümde var hem. Odam da koridorun sonunda dediğinde bakışlarımı odaya çevirdim.

 

" On beş dakika Selinler ile birlikte kal ya da annemin yanında. " Dediğinde başımı iki yana salladım. "Selin e ne diyeyim içeri girince? " Diye sordum hâlâ fısıldayarak konuşuyorduk

 

"Cihan burda bekleme mi söyledi, de."

Başımı olumlu anlamda salladım. "Barışığız değil mi? " Dedim alttan ona bakarken o ise eğdiği başı ile beni izliyordu.

 

"Konuştuktan sonra. " Dediğinde

 

"Bir kere sarılalım mı? Yemin ederim çok özledim seni. " Dediğimde gülmüştü. Kollarını omuzlarıma sararak göğsüne çekti. Saçlarımı öptüğünde bende ellerimi sıkıca beline sardım.

 

"Özür dilerim. " Dediğimde mayışmıştım sanki. Başımı biraz kaldırdım göğsünden yüzüne bakarken, "şey... " Dedim fısıldayarak

 

"Sardıldık ya, " Dediğimde

 

"Sarıldık? " Diyerek beni onayladı gülümseyerek, "birde öpüşelim mi? " Dedim. Utanarak

 

"Öncesinde duşa girmem gerek, sabaha kadar alkol aldım. " Dediğinde kaşlarımı çattım. "Öpüşmeyecek miyiz? " Dediğimde

 

"Pedofili biri ile mi? " Diye sordu

 

"Cihan... " Dediğimde kollarını bedenimden ayırarak duşa giriyorum ben sende beni Selin'in yanında bekle, " Diyerek banyoya doğru yürüdü. Omuzlarımı düşürerek bende arkamı dönerek Selinin odasına girdim.

 

Yatakta uyuyan Selin ve çalışma masasında oturan Cihan ile gelen kız vardı.

 

Kapıyı arkamdan kapattığımda kız başını telefondan kaldırarak bana baktı.

 

"Ciham burada beklememi söyledi. " Dediğimde pencerenin yanındaki tekli koltuğu işaret etti. "Oturabilirsin." Dediğinde adımlarını oraya çevirerek pencerenin önüne gittim.

 

Koltuğa oturduğumda o da telefonuna geri dönmüştü.

Oturduğum koltukta biraz geriye kayarak pencereden dışarı bakındım.

 

⛰️⛰️⛰️

 

Aradan geçen dakikaların ardından sırtımı oturduğum yerden dikleştirdim. Hesaplarıma göre tam yirmi dakikadır buradaydım. Selin hâlâ uyuyor Begüm ise telefonu ile oynuyordu.

 

Ayağı kalkarsk Cihanı odasında beklemeye karar verdim.

Hemde onun benimle barışması için söyleyeceklerimi daha rahat düşünürdüm. Ayağı kalktığımda Begümün bakışları bana döndü, "Cihanı odasında bekleyeceğim. " Diyerek kapıya gittim. Kapını kulpunu aşağı çekerek açtığımda kendimi dışarı attım. Odadaki boğucu havadan sıkılmıştım. Üstelik duvarların koyu renginden dolayı başım ağrımıştı.

 

Koridoeun sonuna giderek Cihanın odasının kapısını açtım. İçeri girdikten sonra arkamdan kapattığımda odada gördüğüm Cihan ile rahat bir nefes verdim.

 

"Neden çıktığını söylemedin çok sıkıldım." Dediğinde "Liyan? " Dedi

 

"Efendim."

 

"Üzerimi giyiniyorum. " Dediğinde üzerinde sadece boxeri vardı. Çıplak olan bacakları ve Üst bedenini ilk defa görüyordum. Siyah boxeri o kadar dardı ki sanırım kendine bir benden küçüğünü almıştı.

 

"Sorun değil. " Dedim yutkunarak

 

"Bunu benim söylemem gerekirdi sanki, " Dediğinde "hii, " Dedim ellerim ile gözlerimi kapatırken

"Özür dilerim. " Dedim. Güler gibi bir ses çıkararak, "açabilirsin gözünü skkıntı yok benim için. " Dedi.

 

Onun dediğini yaparak gözlerimi açtığımda dolabından kıyafet ayarlıyordu kendine yanına giderek

 

"Ben sinirden dedim. " Diyerek kendimi açıklamak için, "pedefoli değilsin ki zaten. " Dediğimde

 

"Sağ ol, " Demiş ve dolaptan aldığı lacivert atlet tarzı olan tsihört ü üzerine geçirmişti.

 

"Cihan yemin ederim öyle değilsin ben, beni kalmays ikna etme diye dedim. "

 

"Anlıyorum. " Dediğinde kolunu tuttum.

 

"Cihan ama konuşalım. Ben barışmak istiyorum. " Dediğimde elindeki eşofman altını yere bıraktı.

 

"Anlatacak mısın ? " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Bir daha eskisi gibi olmayı çok isterim. " Diyerek itraf etti, ardından. "Ama olamayız. " Dediğinde dudaklarımı büzgüm.

 

"Ama neden Cihan nolur. "

 

"Liyan ikimizde farklı kişiliklere sahibiz ve ben en başından beri şüphe ile yaklaşıyordum bu ilişkiye böyle olması belkide ikimiz için daha iyi, " Dediğinde dolan gözlerimi kırpıştırdım.

 

"Ama ben senin için geldim Nevşehirden, " Dedim

 

"Seni evine bırakabilirim. Evinde kalmak istemiyorsan yine bir şeyler saklıyorsan, sana istediğin bri şehirden ev tutabilirim. Maddi ihtiyaçlarının hepsini karşı-" Derken onu omzundan ittim.

 

"Ama ben tekrar sevgili olmak isityorum. " Diye bağırdım.

 

"Bağırma! " Diye uyararak

 

"Sevgili bilr değildik Liyan sana teklif edememiştim henüz. " Dediğinde omuz silktim

 

"Evleneceğimizi söylemiştin. " Diyerek bir kez daha ittim onu

 

"Öyle bir konuşma geçti mi? " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Ben evlenir miyiz dediğimde bakarız dedin! "

 

"Benden sürekli bir şeyler saklıyorsun . " Dedi konudan alakasız bir şekilde

 

"Sakmam artık yemin ederim. "

 

Başını iki yana salladı.

 

"O adam kimdi. Mert? " Dediğinde yurkundum. Şuan söylemek istemiyordum. Bakışlarımı kaçırdığımda

 

"Boşversene, " Dedi

 

"Tamam." Dedim yutkunarak

 

"Ne istersen öyle olsun eğer istersen beni dayımlara bıeakmbu sefer geri gelmem ne istiyorsan yapabilirsin ev turmak istiyorsan da, " Dedim. Ardından "ama bir şartım var,"

 

Eninde sonunda her şeyi anlatacaktım. Ve daha sonra gitmem gerekecekti. Anlatsam da gidecektim anlatmasam da ama öncesinde Ciham ile eskisi gibi olmak istiyordum.

 

"Bir gün boyunca eskisi gibi olalım mı Seviyormuş gibi yapar mısın? Son kez yemin ederim. Ya da sadece sarılıp uyusak ondan sonra götürebilirsin beni. "

 

" Yarın, " Dedi

"Yarın bu saate kadar eskisi gibi olmasa da dediğin gibi olsun ama yarın anlatacaksın her şeyi, " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Ama önce, " Dediğinde beklenti ilr yüzüne baktım. "Mertin kim olduğunu söyle, "

 

"Eski erkek arkadaşım. Ama sadece birbirimizi sevdiğimizi söyledik hiç öpüşmedik onunla, " Dediğimde gözlerinin seyirdiğine şahit oldum.

 

"Çok küçükkendi yemin ederim Serkanın arkadaşı şuan sadece seni seviyorum onu sevmiyorum. " Dediğimde "eski sevgilin sana o şekilde mesaj atıyor ve sen eskide kaldığını mı söylüyorsun dediğinde

" Yemin ederim. Sandığın gibi değil yarın her şeyi anlatacağım. "

 

"Neden yarın Liyna bunu anlamıyorum! " Diye kızdığında bie adjm geri çıktım. "Eskisi gibi bir gün geçirmek istiyorum sadece! " Diye bende ona bağırdım. Tek bir farkla o da şuydu ki onun aksine ben ağlıyordum.

 

"Tamam sus ağlama, "

 

"Ağlıycam."

 

"Ağlama tamam ne istiyorsun. " Dediğinde yatağı işaret ettim.

 

"Gece uyumadım. Uykum var. " Dediğimde "önce yüzüne krem sürelim. " Dedi

 

"Başka vücunda bir yaran var mı? " Başımı iki yana salladım. Görmüyordy sonuçta yalan söylediğimi nasıl anlasındı ki,

 

Yanımdan geçerek masaya ilerledi. Çekmecelerini açarak kremi ararken bende kalçasını izledim. Daha sonra yaptığımın kötü bir davranış olduğunun bilincine vararak bakışlarımı çektim. Dolabına döndüğümde dizili olan parfümlere göz gezdirdim.

 

"Bunlar hepsi farklı mı? " Diye sorarak en önde duran bir tanesini aldım. "Evet, " Dediğinde duran parfümlere bakındım en az elli kadar vardı. "Parfümleri seviyor musun? " Dediğimde başı ile onayladı aldığı krem ile birlikte yanıma geldiğinde

 

"Kokular anıları temsil ediyor benim için. Yaşadığım ana götürüyor yeşil kapaklı olanı teğmen olduğum için onun heyecanınile sıkmıştım. Ardından o günün akşamı babamın cenazesi vardı. Ve bu parfümü kokladığımda o güne gidiyorum sabahki heyecanıma akşam ki acıma, "

 

"Ben senin yanında hiç güzel kokmadım. " Dedim konuyu dağıtmak için, "iki kere banyo yaptım. Keşke benide gittiğimde kokumu hatırlasan,"

 

"Yine mi gitmekten bahsediyorsun? " Diye sorduğunda omuz silktim.

 

"Sen gönderirsen giderim ancak istemezsin beni diye dedim. "

 

"Sen çok güzel kokuyordun Liyan ilk geldiğin günde son günde, "

 

Omuz silktim. "Yalan söyleme çoğu zaman üzerimi değiştirmesim bile kokulara bu kadar zaafının olmasının yanında güzel kokmayı isterdim. "

 

"Benim için kendi parfümlerim önemli. Liyan başkası beni ilgilendirmez ben kendim güzel kokmak isterim ve..." Diyerek saçlarımı tek eliyle sevdi.

 

"Geldiğin gün saçların dalin kokuyordu. Ve ben bu kokuyu ömrüm boyunca unutabileceğimi sanmıyorum. "

 

"Saçlarım mı sadece, "

 

"Vucüdün iddia ettiğinin aksine bebek gibi ve zambak kokusu tenine öyle bir işlemiş ki o kokuyu almakmiçin her defasında sana biraz daha kapılıyordum. "

 

"Uyuyalım mı? " Dedim diyecek bir şey bulamayarak "seni uyutayım annem ve kardeşimi görmem gerek geldiğimden beri onlar ile hasretleşmedim. " Dediğinde kullandığı hasretleşme kelimesi tuhaf gelmişti.

 

"Benimlede hasretleşmedin. " Dedim onun dediği gibi oysa benim daha çok ihtiyacım vardı hasretleşmeye

 

"Hasretleşiriz." Dediğinde yutkundum. "Ama önce gel kremi sürelim. " Diyerek yatağa giderek oturdu. Bende onun yanına giderek karşısınds durdum.

 

"Ne zaman hasretleşeceğiz? " Dedim

 

"Otur yanıma, " Derken kremin kapağını açıyordu o da yanına oturarak yüzüne baktım.

 

"Ali ile gelmeyi neden kabul ettin? " Diyerek parmağının ucuna kremi sürdü. "Çok karışacsk her şey yarın baştan anlatacağım. Serkanın beni neden bıraktığınıda. " Dedim ikna olması için aslında sadece ikna olması için değil neden bıraktığınıda anlatacaktım tüm şeffaflığı ile

 

"Ama Mert benim okuldan arkadaşımdı. Onunla birbirimizi seviyoeduk ama seni sevdiğim gibi değil o beni yanağımdan öptü. Kuzenimde annesine söyledi. Ama Mert hem serkanın arkadaşıydı hemde beni kuzenim bana tokat attığı için öpmüştü. Ben ağlıyordum da. "

Diyerek yüzüne baktım. Umarım Mert'in beni öptüğünü duyduğu için sinirlenmezdi.

 

"Sonra halam da herkese söyledi sonra bana okumaya gitmediğimi erkekler ile konuşmaya eğlenöeye okula gittiğimi söyleyedi. Babam kızdı amcam okuldan alalım dedi diğer halam onayladı. Okula gitmedim. Bir daha da görmedim hiç Mert i Kemal tanıyormuş ama Mert i o verdi numarasını bende Mertten yardım istedim. Kendini suçlu hissediyordu okuldan alındığım için o da seve seve kabul etti yardım etmeyi, " Dedim elindeki kremi elmacık kemiğime sürerken bir şey söylemedi bu konu hakkında sadece, "dudağında kanlanmış, " Demişti.

 

"Bir şey olmaz. " Dedim bende yüzümdeki gözle görülür morarmış yerlere tek tek merhem sürdükten sonra parmak uçları boynumda gezindi.

 

"Boynumu öper misin? " Diye sordum.

Amcamın parmak izlerinin geçmesini istiyordum. Yerine Cihanın öpücük izlerinin konmasını.

 

"Öperim." Diyerek elini boynumdan çekti. "Yatağa uzan. " Dediğinde hevesle geriye gittim. "Battaniyenin altına, " Dediğinde başımı sallayarak kaldırdığım battaniyenin altına girdim.

 

Kremi masaya bırakarak çekmeceden ıslak mendil çıkardı. Ellerini silerken, "dikişlerine zarar geldi mi? " Dediğinde "yok, " Dedim.

 

"Bedenine bakmak istiyorum. " Diyerek bana döndüğünde başımı iki yana salladım. "Ama Cihan uyumak isriyorum başım ağrıyor. "

 

"Hastahaneye gittiniz mi bahsettiğin kazadan sonra? "

 

"Gittik."

 

"Kahvaltını yapmadan uyumak istediğine emin misin? " Diyerek yanıma geldi battaniyeyi kaldırarak altına girdiğinde dirseğinin üzerinden bana bakıyordu.

 

"Uyandıktan sonra bana hazırlar mısın? " Dedim. Eğer hazırlamayacaksa uyumayıp yemek yemek isterdim. "Hazırlarım." Dediğinde gülümsedim.

 

"Ne yemek istersin? " Dediğinde gülümsedim. "Imm... " Diye mırıldanarak düşündüm. "Çay içmek istiyorum birde... " Diyerek aklıma kahvaltılıkları getirmeye çalıştım.

 

"Ve patatesli yumurta, " Diyerek başımı olumlu anlamda salladım. "Ama Pehlivan'ın yaptığı gibi patesler püre gibi olacak ve içinde kaşar olacak. " Dediğimde tepkisini incelemek için yüzüne baktım.

 

"Sorarım Pehlivana nasıl yaptığını, " Diyerek yutkundu. "Boynunu öptükten sonra uyu, " Dedi sanırım söylemeye çekinmişti boynumu öpeceğini

 

"Ama izi kalır değil mi öptüğünde, " Dedim istediğim şey parmak izlerinin üzerinde başka bir iz olmasıydı.

 

"Kalmasını mı istiyorsun? " Dediğinde

"Evet." Dedim hevesle,

 

Battaniyenin altında bedenini bedenimin üzerine çekti.

Üzerimde hafif bir baskısı vardı.

Bir elini belime götürdü. Diğer eliyle de yataktan destek aldı. Başını yavaş yavaş boynuma eğerken yutkundum.

 

"Eğer istemiyorsan. " Dediğinde başımı iki yana salladım. "Heyecanlandım sadece, "

 

"Rahatsız olacak mısın? "

 

"Uzatma Cihan olmam işte! " Dediğimde boğuk bir şekilde güldü. Dudakları tenime değdiğinde ürperdiğimi hissettim. Dudağını boynumda gezdirirken araladığı dudakları ile tenimi dudaklarının arasına aldı. İki dudağının arasındaki tenimi emerken belimdeki eli belimi yavaş yavaş okşuyordu.

 

"İzi annenlerden nasıl saklayacağız? " Dediğimde dudakları yerinden hareketlerek biraz zdaha aşağı kaydı.

Sorumu cevapsız bırakarak öpmeye devam ederken Nefesim sıkışıyordu.

 

"Saklarız sanırım. " Dedim kendi sorumu yanıtlayarak "hem annen görürse belki bizi evlendirmek ister. " Dedim saki çok uzak bir hayalmiş gibi

İmkansızı diliyormuş gibi

 

"Mutlu olmayı sence hâk ediyor muyum? " Dedim. Kendi kendime

 

Mutlu olmak için Ali ile gelmeyi kabul etmiştim. Ailemi hayal kırıklığına uğratmıştım belkide ama ben mutlu olmuştum.

 

Onların mutsuzluğu belkide benimde mutsuz olmama neden olacaktı ama ben buraya gelerek tüm her şeye razı gelmiştim.

 

Ve kendimden beklenmeyecek bir şekilde belkide çok arsızcaydı. Cihanın bilmeyr hakkı olduğu şeyleri ondan saklayarak yüzüne bakıyordum. Ondan beni sevmesini istiyor ama duygularımı ona açmıyordum.

 

Buraya gelirken korkmamıştım. Belki yanımda oturan Pehlivana güvendiğim için belkide yolun sonu Cihana varacağı için

 

Bana kızmasından korkmamıştım.

İstememe gibi bir durum aklıödan geçmemişti. Gelene kadar Mutlu olacağımı düşünmüştüm.

 

Ama buraya gelinceye kadardı hepsi,

Yolda iken Cihana söylerim diyordum hep söylersem beni korur her şeye rağmen diye

Ama öyle olmuyormuş onun yüzüne bakarak gözlerinin içine bakarak söyleyemiyordum.

 

Küçük yaşlardan beri içime ekilen tohumlar filizleniyordu.

Bu korku o tohumların eseriydi.

Filizlenen hislerin parçasıydı.

 

"Neden öyle dedin? " Diyerek dudaklarını boynumdan ayırdı.

 

"Bilmem." Dedim dudaklarını yanağımda gezdirdi. "Seni öperken uyumaya çalış, "

 

"Uyanana kadar öpecek misin? " Dediğimde gülümsedi ama bu gerçeklikten uzaktı. "Şu an olmasa da belki bir gün. "

 

"Anneni mi daha çok seviyorsun yoksa beni mi? " Dddiğimde kaşlarını çattı.

 

"Nereden çıktı o, " Dediğinde omuz silktim. "Kızma, " Dedim şirinlik yaparak oysa kızmadığını sorduğunu biliyordum.

 

"Kızmadım sordum. Neden kızayım? " Dediğinde omuz silktim. Beni seçmeliydi.

 

"Sana duyduğum sevgi bambaşka, " Dedi "biri ile kıyaslanacak türden bir sevgi değil. "

 

"Hep ben mi? "

 

"Hep sen. "

 

"Yarın da mı ben? " Dedim bu konuşmalardan sonra bana karşı tavırları değişirse çok üzülürdüm.

 

"Kapat gözlerini ve uyu uyanınca patatesli yumurtan hazır olacak, " Diyerek yanıma attı bedenini beni kendine çektiğinde başımı göğsüne yaslayarak ayaklarımı bacağının üzerine koydum.

 

"Siktir." Dediğinde başımı kaldırarak yüzüne baktım. "Altımda sadece boxer var. " Dediğinde başımı tekrar göğsünr yaslayarak elimi karnına sarak "sorun değil, " Dedim. Kahkahası oda da yankılanırken kulaklarım hayat bulmuştu sanki

 

"Arsız kızım benim. " Dediğinde gülümsedim. "Benden utanıyor musun? " Dedim onunla daşga geçerek

 

"Utanmak mı? Boxeride çıkarayım istiyorsun sanırım... " Dediğinde güler isem yanlış anlar diye dudaklarımı dıkıca birbirine bastırdım.

 

"Sadece dalga geçtim. "

 

"Uyu hadi, " Dediğinde başımı aşağı ve yukarı doğru sallayarak gözlerimi kapattım.

 

⛰️⛰️⛰️

 

"Liyan! " Diyen Cihan ile gözlerimi araladım. "Ne oldu? " Diyerek hızla yataktan doğruldum. Çatık kaşlarını görünce gerilmiştim. Uyku mahmurluğu ile ona bakarken, "iyi misin? " Dedi başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Emin misin? " Dediğinde "evet." Dedim. Sesini öyle bir anda duyunca korkmuştum.

 

"Kaç saatir uyuyorsun gel yaptım. Patatesli yumurtayı. " Dediğinde ayağı kalktım.

 

"Neden irkildin sesimi duyunca? " Dediğinde yataktan kalkaral etrafıma bakındım. Esneyerek omuz silktiğimde hâlâ bir cevap bekliyordu. "Uyuyordum Cihan! " Dediğimde başını hafifçe sağa yatırıp geri kaldırdı. "İyi, öyle olsun bakalım. "

 

Birlikte odasından çıkarak mutfağa girdiğimizde Pehlivan masaya oturmuş telefonu ile ilgileniyordu.

 

"Geç sende, " Diyerek sandalyeyi çektiğinde çektiği samdalyeye oturdum. Kurulu olan masaya göz gezdirerek Pehlivana, "Ne yapıyorsun? " Diye sordum. Önümdeki tabağı Cihan patatesli yumurta koyarken

Pehlivan, " Kafa topu. " Dedi

 

"Aaa bende oynanayım mı? Çok seviyorum. " Dediğimde cihan tavayı tekrar tezgahın üzerine bırakmıştı. Geri yanımıza geldiğinde "ne oyunuymuş bu, " Diye sordu. Yanımdaki sandalyeyi çektiğinde önceden katılmış olan çayı önüme bıraktı.

 

"Top oyunu, " Dedi Pehlivan

 

Cihana dönerek, "senin telefonuna yüklemiştim. Aslında. " Dedim dün Cihan duşta iken Rıfattan bağlandıüım internet ile bir kaç oyun indirmiştim.

 

"Birlikte bir el atalım mı? " Diyen Pehlivana bemden önce Cihan, "önce yemeyini yesin. " Demişti.

 

Önümdeki tabağın yanında duran çatalı alarak patatesli yumurtadan aldım. "Pehlivan ın yaptığına benziyor aynı, " Diyerek ağzıma attım. Çiğnerken, "tadıda öyle, " Diyerek yutmuş ve çayımı içmiştim.

 

"Ben yaptım zaten. " Diyen Pehlivanı duyunca kaşlarımı çattım tamda Cihana teşekkür edecekti oysa ki

 

"Siktir lan oradan sen söyledin ben yaptım. "

 

"Aynı şey, " Diyen Pehlivan hâlâ oyununu oynuyordu. "Senin kullanıcı adın ne? " Dediğinde "bilmiyorum." Dedim.

 

"Neyse sen istek atarsın o zaman." Diyerek bakışlarını telefondan kaldırdı. "Ye hadi de oynayalım. " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Ali nerede? " Diye sorduğumda Pehlivan, "Cihan kovdu. " Dedi direkt Cihan ise umursamaz bir tavur ile "gidecekti zaten daha erken gitmiş oldu. " Demişti.

 

"Senin ev adersini nereden biliyormuş o " Dedi kaşları çatık bir şekilde

 

"Sinana vermiştim ev adresimi Sanırım oradan Aliyi görünce bende çok şaşırdım. "

 

"Sinana neden verdin aderesini, " Dediğinde ağzıma peynirden attım.

 

"Deliyim sanıyor, eve psikolog gönderecekti. " Dedim ardından bu sefer patatesli yumurtamdam yedim.

 

"Sen ne zaman gittin Ali ile mi? " Dedi bu sefer Pehlivana dönerek

 

"Ben geldiğimde Ali ile bekliyordu beni ilk uçakla gittim zaten ulan tamda iş üzerindeydim aradığında Ali, " Dediğinde ima ettiği şey ile yüzümü buruşturdum. Ciham, "Pehlivan! " Diyerek uyarıda bulunduğunda

 

Pehlivan Cihana bakmış ardından bana dönmüştü, "hııı, " Diyerek benim varlığımı hatırlamış gibi "hı şey ya bahçe işi çimleri falan biçiyordum. " Dedi. Gecenin dördünde tabiki ki...

 

"Pislik, " Diyerek inanmadığımı belli ettim.

 

"Anlarsan anla be yabancısın sanki, " Dedi aslında öyleydi de sevgilisi ile aralardaki olanları kavgaları bana anlatırdı hep

 

"Abim biz çıktık! " Gelen ses ile Ciham omzunun arkasına baktı. "Bak birde kapının oradan sesleniyorlar, tövbe estağfurullah, " Diyerek

 

"Gel buraya! " Demişti. Aradan geçen uzunca saniyelerin sonunda kapıda gördüğüm Selin ile şaşırmıştım.

Cihana benzeyen bir kız hayal etmiştim hep ama Cihanın tam zıttı idi kumral renge boyattığı saçları ince dudakları ve balık etli biriydi.

 

Cihan, "Nereye abicim? " Diye sorduğunda Selin begüme bakarak

"Alışverişe, " Dedi.

 

"Ben geldim abicim otur yanımda, "

 

"Ama giyecek hiç bir şeyim kalmadı abi söz yarım Bir saate geliriz. "

 

"İnternetten alın ne alacaksınız abim hadi gel oturun bizimle, "

 

"Abi internetten olmaz, yarım saatte gider geliriz nolur ya kıyafet almam lazım. "

 

"O pantalon ile mi? " Diye sorduğunda bakışlarımı Selinin mavi dar kotuna çevirdim.

 

"Aa değiştireyim abi o zaman ben, " Dediğinde Cihan, "salak mıyım ben? " Dedi

 

"Senin alışverişlere eşofman ve ya taytla gittiğini bilmiyor muyum? "

Dediğinde Selin göz devirdi. "Yok işte taytım da kalmadı eşofmanımda ondan gidiyorum alışverişe, " Dedi krizi fırsata çevirerek

 

"Beni ayağı kaldırma eğer dolabından yirminin üzerinde eşofman bulursam o kredi kartını elinden alırım. " Dediğinde Selin yurkunmuştu. Ben olsam gel bak derdim.

 

"Kalkmamı ister misin? " Diyerek çayından bir yudum aldı.

 

"Geç karşıms oturda kardeşim ile hasret gidereyim. " Dedi

 

"Abi ama bir arkadaş daha bekliyor. " Dedi Selin gitme konusunda oldukça ısrarcıydı sanırım gidecekleri yer alışveriş merkezinden oldukça uzaktaydı.

 

"Begüm." Dedi Cihan net bir ses tonu ile "göster şu elemanın fotoğrafını. " Dediğinde Cihana baktım. Oldukça sabırlı ve rahat bir şekilde bekliyordu.

 

"Tamam." Dedi Selin, "göster sude'nin fotoğrafınıda gidelim Begüm. " Dediğinde Cihan alayla güldü.

 

"Kiminle buluşmaya gideceğinizi gösterene kadar kapıdan çıkamazsınız. " Diyerek bana döndü. "Değil mi? " Dediğinde omzu silktim bananeydi.

 

"Anne! " Dedi Selin bu sefer mutfaktan çıkarak "anne abim, " Dediğini duyabilmiştim sadece

 

Cihan ve Pehlivan kahkaha attığında bende tebessüm etmiş ve kahvaltıma geri dönmüştüm.

 

Selin beş dakika kadar sonra geldiğinde Cihanda bana çay dolduruyordu.

 

"Annem izin verdi. " Dedi Selin

 

"Annenin izin verio vermediğini sorduğumu hatırlamıyorum. " Diyerek çaydanlığı masanın bir kenarına bıraktı.

 

"Annem izin verdi gideceğim. " Dedi bu sefer Selin Cihan bir cevap vermeyerek çayını içerken Selin bu sefer daha yüksek bir ses ile "duydun mu beni? " Dedi

 

Neden ısrarcıydı ki annesi git dediyse direkt çıkıp gitseydi ya neden Cihana kabul ettirmeye çalışıyordu.

 

"Duydum? " Dedi Cihan

 

"Gidiyorum annem izin verdi. " Dedi Selin bir kez daha Pehlivan onları alaylı bir ifade ile izlerken

 

"Ben vermedim. " Dedi Cihan bu sefer

 

"Annem verdi gidicem ya, " Dediğinde aynı on dört yaşındaki ergenler gibiydi.

 

"Git o zaman, " Dese de ses tonu aksini idda ediyordu.

 

"Abi annem izin verdi diyorum gelicem hemen. " Dediğinde

 

"Git abicim o zaman. " Dedi Cihan sesnini biraz yükselterek

 

"Gidicem." Dedi Selin bir kez daha Cihan, "tövbe estağfurullah, " Diyerek önünde döndüğünde Pehlivan ise gülüyordu.

 

"Ben karışmıyorum ne yaparsan yap, " Dedi Cihan "başımda mızırdanma. " Dediğinde Selin ayağını hızla yere vurdu.

 

"Çok kırıcısın! "

 

Cihan, "Sende öyle hayatım. " Dediğinde kaşlarımı çattım. Hani onun hayatı bendim. Bana demişti hayatım diye

 

"Tama göstericem resmini sonra göndereceksin, " Diyerek çantasından telefonunu çıkardı Cihan üst dudağını kıvırarak gizlice gülsede Seline belli etmedi.

 

"Al bak, " Diyerek yanına kadar getirdi telefonu Cihan göz ucuyla bakıyormuş gibi yapsada bayağı dikkatli bakmıştı.

 

"Gidiyim mi şimdi annem izin verdi. " Dediğinde Pehlivan kahkasını tutamamıştı.

 

"Çantandaki Ruju çıkar, " Dedi Cihan Selin dediğini yaparak çantadan rujunu çıkarırken bende Selini inceliyordum. Maşa ile saçlarına özenle şekil vermişti. Bu havada crop giyiyor olmasına şaşırsamda üzerinde mont giymişti.

 

"Sür şimdi onu iyice, " Dediğinde Selin abisine bakarak telefonunun camı ile ruju dudaklarına güzelce sürmüştü.

 

"Cila da geç üstünden. " Dediğinde Selin çantasından makyaj çantasını çıkarmıştı dolu olan çantadan aldığı Cihanın değimi ile cilayı dudaklarına sürdükten sonra Cihana baktı.

 

"Oldu mu? " Dediğinde Cihan ruju ve parlatıcı makyaj çantasına koyarak çantayı kucağına koymuştu.

 

"O ruj silinmeyecek, geçmeyecek, tazelenmeyecek. Canlı konum at bir buçuk saat sonra kağının zili çalınacak. " Demişti.

 

"Abi yemek yiyeceğiz nasıl sininmesin. " Dediğinde Cihan rahatlıkla gülümsemiş sepetten aldığı ekmeğin üzerine bir kaşın bal sürerek Seline uzatmıştı. "Al abicim. " Dediğinde Selin, "of ya, " Dedi

 

"Evinize gelin dışardan söylersiniz yiyeceğiz şeyi, " Demişti. Selin çantasının fermuarını kapatarak oflamış kapıya doğru gitmişti. Begüme "hadi, " Diyerek koridora çıktığında Cihan arkasından,

"Eğer bir şey yer içer alırsanız hesabı kendin ödeyeceksin duydun mu? " Demişti.

 

"Duydum." Gelen ses ile

 

Cihan, "sıpa." Demişti.

 

"Neden yemesin ki dışardan yemek? " Diye sordum. Cihan yaptığı ekmekten bir ısırık alarak, "yemek yiyeceğinden değil onun. " Dedi Pehlivan ise, "çocukla öpüşmesin diye yaptı çakal. " Dediğinde Cihan sinirli bir ifade ile Pehlivana döndü. Masadaki dirseğinin olduğu eli ile ikimizi işaret ederek, "benim kız arkadaşım ya hani ben anlatırım ona açık bir şekilde sen hayırdır. " Diyerek göz kırptı.

 

"Ama ayrıldınız. " Diyerek altta kalmayan Pehlivana Cihan, "olabilir." Dedi o öyle diyice yüzümün düşmesine engel olamadım. Kabul etmişti ama eskisi gibi olacaktık yarına kadar ne olurdu sanki hâlâ kız arkadaşım deseydi.

 

"Ben doydum. " Dedim tabağımı öne doğru iterek

 

"Bitmemiş, " Diyen Cihan tabağı tekrar önüme itmeye hazırlanıyordu ki "doydum." Dedim daha net bir şekilde

 

"İyi bakalım. Portakal suyu olacaktı dolapta içmek ister misin? " Diye sorduğunda başımı iki yana salladım.

 

"Hadi telefonu alda bir el atalım. " Diyen Pehlivana Cihan, "içeride herhalde git bul gel, " Dedi Pehlivan "Liyan gitsin, " Dediğinde

 

Cihan, " Hadi, " Demişti. Cihan ayağı kalktığında Pehlivanda onunla birlikte kalktı. Pehlivan içeri giderken Cihanda masadaki kahvaltılıkları tezgâha taşıyordu.

 

"Yardım edeyim mi? " Dediğimde

 

"Otur sen ben hallederim. " Demişti. Cihan masadaki çoğu şeyi dolaba yerleştiririrken Pehlivan mutfağa geri gelmişti. "Annen seni çağırıyor. " Dedi Cihana

 

Cihan, "tamam. geliyorum hemen siz oyununuzu oynayın. " Diyerek içeri gitmek için mutfaktan çıktı.

 

Onun yerini ben alarak masadan kalktım. Geniş mutfakta Siyah fayanslar ve krem duvar hem çok ferah hemde çok boğucuydu.

 

Siyah tezgah ve siyah dolaplatın olduğu lavabo L şeylinde uzanıyordu. Tezgahın üzerinde baharatlıklar kahve makinesi ve tost makinesi duruyordu. Ve birde fincan takımı

 

Ahşap masadaki bulaşıkları lavabonun içine bırakarak geri kalan kahvaltılık reçel ve tereyağını dolaba yerleştirmiştim.

 

Kalan patatesli yumurtamı tavaya geri boşaltarak tezgahın üzerindeki kapak ile kapattım.

 

"Ellerimi yıkamaya götürür müsün? " Diye sordum Pehlivana içeride ki seslere bakılırsa Misafirler hâlâ vardı.

 

"Buradan çukınca sağdaki ilk kapı, " Dediğinde kapıya baktım. "Sende gel hadi. " Dediğimde mızmızlanarak, "oyun oynuyorum Liyan! " Dedi.

 

O öyle yapınca bende mecburen mutfapın lavabosunda yıkadım ellerimi. Geri masaya oturduğumda ortada duran Cihanın telefonunu alarak kafa topu oyununu açtım.

 

"

 

Kullanıcı adın ne? "

 

"AstSubaykıdemliBaşçavuşPHLV, " Dediğinde ağzım açık ons baktım.

 

"Ne? " Dediğinde "ver yazayım. " Dedi

İnsan neden kullanıcı adını askerlikteki rütbesi yapardı ki

 

"her platform da kullanıcı adım aynıdır. İnstagram, Facebook, X, pubg, clash royale bir de " Dediğinde Pehlivan Cihanın telefonunda kullanıcı adını yazıyordu başını kaldırarak bana bakarak "birde Weplayda, "

 

"Amaç ne? " Dediğimde umursamaz bir şekilde

 

"Dikkat çekici, " Demişti.

 

"Sevgilin var senin. " Dediğimde omuz silkti. "O da beni aldatıyor. " Dediğinde inanamayarak yüzüne baktım.

 

"Ne? " Dediğimde başını olumlu anlamda salladı. "Ayrıca ben onu aldatmıyorum en azından sadece kullanıcı adım dikkat çekici o kadar. " Dediğinde başımı. İki yana salladım. İkiside oldukça tuhaftı.

 

"İlişkinizi bitirmediniz mi? " Diye sorduğumda telefonu bana uzatarak rlini cebine attı.

 

"Bitirdik ama hâlâ konuşuyoruz, " Dedi cebinden çıkardığı sakızın paketini açarak ağzına attı.

 

"Ve? " Diyerek ona baktım. Ağzındaki sakızı genişçe çiğnerken, "Ve sevişiyoruz. " Dedi yüzümü buruşturarak "pehlivan! " Dedim. Sorduğum şey yatak odaları değil bribirlerini aevip sevmedikleriydi.

 

Cihan, " Ne konuşuyorsunuz. " Diyerek içeri geldiğinde Pehlivan, "oyun." Dedi.

 

"Gitmek istediğin bir yer var mı? " Diye sorduğunda çoktan oyuna girmiştim. "Bilmem." Dediğimde top ortaya düşmüştü. Pehlivan ile birlikte ortadaki topu sürüyor birbirinizin kalesine atmaya çalışıyorduk.

 

Cihan kendisine yeni çay aldığını göz ucuyla görmüştüm.

 

"Bende içicem. " Diyerek oynamaya devam ederken Cihan bana yeniden çay katmıştı.

 

Nihayet el bittiğinde kazanan Pehlivan olmuştu çünkü brni iki kere dondurmuştu. Bu şekilde üç el attığımızda ikisini o birinide ben almıştım.

 

"Bu değilde pubg mı oynasak? " Dediğinde omuz silktim. "Fark etmez bana, " Dediğimde Cihandan, " O oyun olmaz. " Dedi.

 

"Ama neden? " Diyerek ona döndüğümde

 

"Olmaz işte başka bir oyun oynayın. " Dedi. Kaşlarımı çatmaya devam ettim.

 

"Erkekler var diye dimi? " Dedi Pehlivan o öyle diyince hızla Cihana döndüm. "Ama banane onlardan. "

 

"Çok küfür ediyorlar. " Dedi. Masanın üzerindeki meyve sepetinden aldığı mandalinayı soymaya başladı.

 

"Ben küfür biliyorum, Zaten. " Dediğimde "olabilir ama küfür duyman beni rahatsız ediyor." Dediğinde ofladım.

 

"Ben senin kızlı oyun oynamana izin verirdim oysa ki, " Dediğimde Pehlivan da Cihanda aynı anda inanmadıklarını belli ederek bana döndü.

 

"Bende yemek istiyorum. " Dedim Cihanın elindeki mandalinaya bakarak soyduğu mandalinayı ikiye bölerek yarısını benim dudaklarıma doğru uzattı. Uzattığı mandalinayı yerken,

 

"Annecim." Diyerek gelen Aliye Hanım ile omuzlarımı dikleştirdim.

 

"Efendim anne. " Diyen Cihan arkasını dönmüştü.

 

"Akşam için et çıkarmıştım buzluktan mangal yapalım mı? " Dediğinde Cihana döndüm. Yüzünü buruşturarak "sevmiyorum." Dedi.

 

"Bak yasemin ablanlar mangal yemek istiyormuş hadi kırma bizi, " Dediğinde Cihan yüzünü buruşturarak başını iki yana salladı,

"Sevmiyorum anne yemem ben siz yapın yiyin işte, " Dedi sonra karşısındaki Pehlivana baktı. "Al bak götür Pehlivanıda yapın mangalınızı o yakar size, " Dediğinde Pehlivan omuz silkti. "He valla fark etmez bana, " Dediğinde Aliye hanım Pehlivana minnetle gülümsedi.

 

"Cihancım olmaz ama öyle şey sende katıl bize, biz yerken sen ne yapacaksın? "

 

"Sevmiyorum."

 

"Tavuk yaparız sana bir köşede yersin sana zorla et yediren mi var? " Dedi

 

Cihan, "Kış günü anne ne mangalı, terası bulaştırmayın, şimdi olan var olmayan var. " Dedi.

 

"Kırıcak mısın beni oğlum! " Dedi biraz daha keskin bir ses ile

 

"Aman anne yap ne yapacaksan karışmıyorum ben, "

 

"Tamam hadi, Liyan salata ile Pilavı yapsın. Bende yasemin ablanlara söyleyeyim terasa geçelim." Dediğinde Cihan kaşları çatık bir şekilde "senin kızın nerede? " Diye sormuştu.

 

Aliye hanımın bir şey demesine fırsat vermeyerek, "hadi Liyan biz marketten eksikleri alalım. Anne sende ara kızını gelsin o da. " Derken bende ayağı kalkmıştım. Beni önüne alarak mutfaktan çıktığımızda Aliye hanımda arkamızdan geliyordu.

 

Cihan vestiyerden beyaz bir mont alarak bana uzattığında yüzüne baktım. "Selin'in giy alırız sanada şimdi, " Dediğinde montu elinden aldım.

 

Cihan, "Başka var mı gelecek bir şey, " Diye sord montu giyerek Cihanın telefonunu cebime koydum.

 

"Baharat ve köfte harcı gerisini sen kendin bakar alırsın. " Dedi Cihan ayakkabılarını giyerken onu bekledim. Ardından bende eğilerek ayakkabılarımı giydim.

 

Birlikte merdivenlerden inerek dışarı çıktığımızda Cihanın üstüne baktım

"Sen neden giymedin montunu? " Dediğimde "terliyorum." Dedi

 

"Arabayla mı gideceğiz? " Diye sorduğumda "yakın." Yanıtını verdi.

 

Birlikte yan yana yürürken, "Ali sana ne dedi gelmen için, " Dediğinde üzerimdeki bakışlarını hissettim.

 

Omzum u hareket ettirerek."hiiç, " Dedim. "Umarım bugün anlatmamanın mantıklı bir açıklaması vardır. " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. "Var."

 

"O gün Ali ile ne oldu. " Dediğinde yutkundum. Ali ne kadar kötü olursa olsun bana bir iyilik yapmıştı ve bende onu ele vermek istemiyordum.

 

"Kerem götürdü beni Cihan bekliyor, diyerek bende. " Diyerek kısık sesle "öpüşmemizi kutlamak için çağırıyorsun sandım. " Dedim.

 

Ardından, " Neden öyle düşündüm bilmiyorum o an ama. " Diyerek yutkundum. "Öyle sandım işte Gittiğimizde kerim beni kapının önünde bırakarak gitti içeri girdiğimde Ali vardı. " Dedim. Hangi olayları kafamda çıkarayım hangilerini anlatacağımı düşünürken

 

"Bana dosya verdi. Bunu al git Cihandan ayrıl diye zaten beni terörist sandığı içinmiş bende korktum Aliyi görünce Ali üzerime doğru geldi doyayı vermek için, pek hatırlamıyorum ama. " Diyerek sanki düşünüyormuş gibi vakit kazanmaya çalıştım. "Sonra bana telefonunu verdi. Neden hatırlamıyorum. Masada bıçak vardı. O an ne yapacağımı bilemedim kendime sapladım. "

 

"Neden kendine sapladın Liyan?" Diyerek kolunu omzuma atarak kendine çekti. "Neden yaktın canımı?" Diyerek sıkıca sarıldı. Yolun ortasında durmuş birbirimize sarılmış duruyorduk öylece

 

"Ali den korktuğum için dedim sana öyle, " Dedim başımı göğsüne biraz daha yaslayarak

 

Cihanın eli sırtımı okşadı sadece bir şey söylemedi.

"Bana çilekli süt alır mısın? " Dedim başımı kaldırarak "çok canım çekti de, " Dediğimde gülümsedi benim gibi

 

"Alalım." Dedi birlikte tekrar markete gitmek için yola koyulduk.

 

"Annen neden pilavı bana yaptırmak istiyor. " Dediğimde yüzü alaylı bir hâl aldı. "Misafirlere Cihanın kız arkadaşı yaptı demek için, " Dediğinde dudaklarımı birbirine bastıedım.

 

"Yaa, " Diye mırıldandım ardından, "yapayım mı o zaman. " Diye hevesle sorduktan sonra "ama ben Pilavu tutturamıyorum. " Dedim. Aklıma neden çok geç gelmişti bu detay iyi ki orada yaparım diye atılmamıştım yoksa rezil olacakmışım.

 

"Hem annende severdi beni, " Dedim. Geldiğimiz marketin kapısı bizi görünce açıldığında birlikte içeri girdik. "Sevip sevmeyeceğini umursayacağımı sanmıyorum. " Dedi net ifadeyle

 

Market arabası alarak marketin reonların arasına girdiğimizde

"Olsun." Dedim "ben yapıp misafirler Cihanın kız arkadaşı ne kadarda marifetliymiş derdi, " Dediğimde nefesini dışarı bıraktı.

 

"Senin için pilavı ben yapabilirim. Misafirlere aenin yaptığını söyleriz. " Dediğinde hevesle başımı salladım.

 

"Olur olur olur. " Dediğimde güldü.

 

"Hadi gel çilekli sütünü alalım. " Diyerek buzdolabına gittiğinde bende hemen arkasındaydım. Açtığı dolabın kapağıyla "iki tane fazla al, " Demişti. Ona dönerek, "sen de mi içeceksin? " Dediğimde güldü. "Çocuk muyum ben Liyan? Selinler için, " Demişti.

 

Ben sütleri alırken o da kola ve fanta almıştı. "Ayranda alalım mı? " Diye sorduğunda başkmı salladım.

 

"Akşam için cips alalım mı? Birlikte fil izleriz. " Dediğinde "tamam." Dedim. Aliye Hanım'ın isteklerini, tavuk ve abur cubur alarak kasaya geçmiştik

 

Ödeme işlemini yapan Cihan poşetlerin içinden kuruvasan ve çilekli sütü çıkararak bana vermişti. Geri kalan poşetleti kendisi almıştı.

 

Marketten çıktığımızda kuruvasanımı açarak Cihanın dudaklarına doğru uzattım. Cihan beni kırmayarak dudaklarını aralayarak bir ısırık almıştı.

 

"Özlemiş misin evini? " Diye sordum bende kuruvasanımdan ısırarak "çook, " Dediğinde "hıı, " Diye mırıldandım.

 

"Cihan ya, " Dediğimde

"Efendim." Dedi

 

"Keşke yarın olmadan birde hello kittyli ve örümcek adamlı pijama alıp giyseydik. " Dediğinde yüz ifadesi değişmişti.

 

"Neden yarın olmadan? " Dediğinde ağzımdaki kuruvasana rağmen "gideceğim ya, " Dedim hatırlatır gibi

 

"Gidecek misin? Bana bundan bahsetmemiştin. " Dediğinde ağzımdakini tuttum ardından Cihana dönerek, "anlatacağım ya sana daha sonra istemezsen evime gidecektim. " Dedim hatırlatır gibi

 

"O kadar eminsin yani benim seni istemeyeceğimden. " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

" Ama dayımların yanına gideceğim. " Dedim daha sonra konuyu dağıtmak için, "çok güzel olmaz mıydı hello kitty ve örümcek adam. " Dediğimde

 

"Hıhı, " Diye mırıldandı.

 

"Böyle dedikçe beni korkutuyorsun. " Dediğinde ona döndüm.

 

"İhanet etmediğin sürece seni bırakacağımı sanmıyorum bu saatten sonra. "

 

⛰️⛰️⛰️

 

C

 

ihan, " Birazda ben karıştırayım mı annen gelecek şimdi, " Dedim kapıya bakarak

Benim bildiğim pilav kapağını kapatarak olurdu ama Cihan ara ara karıştırıyordu hep

 

"Al, " Diyerek biraz arkaya çekilerek kaşığı almam için fırsat verdi. Bende Cihanın önüne geçerek kaşığı eline aşarak pilavı karıştırdım.

 

Cihan hemen arkamdaydı. Başını eğmiş ocağın üzerindeki pilava bakıyordu.

 

"Neden et sevmiyorsun? " Dediğimde

Nefesi boynuma çarparken "tiksiniyorum." Dedi

 

"Ama nedenn" Dedim sondaki 'n' yi uzatarak "asker olduğum için, "

 

"Ama pehlivan yiyor. " Dedim. Elleri karnımı sararak okşarken "midem onunki kadar sağlam değil. " Dedi

 

"Bu bir neden değil. " Dedim kızar gibi dudaklarını boynumda gezdirerek başını kaldırdı. "Bir çok ceset gördüm Liyan yemek yiyeceğiz şimdi miden bulansın istemem ama cesetler pekte iyi görünmüyordu. Aklıma onlar geliyor hep mide bulandırıcı. " Dediğinde yüzümü buruşturdum.

 

"Parçalanmış cesetler mi? " Dediğimde

 

Başını olumlu anlamda sallayarak yanıma gelerek kalçasını tezgaha yasladı. "Parçalanmış ve daha kötü bir çok şey, "

 

"sanırım kusacağım. " Dedim iğrençti.

Gülerek "pilavımdan uzak dur. " Dedi

 

Kaşlarımı çattım. "Benim pilavım Cihan bozmasana, " Diyerek fısıldadığımda "senin." Dedi onaylayarak

 

"Selini çok baskılıyorsun. " Dedim konuyu değiştiemek için

 

"Yoo, " Dedi kendinden emin bir şekilde "alakası yok. " Dediğinde inanmadığımı belli ederek ona baktım.

 

"Ruj sürdürdün kim böyle bir şey düşünür ki, " Dediğimde sanki haklıymış gibi "benim gibi abiyi kim nerede bulabilir acaba bile iateye kardeşimin sevgilisi ile buluşmasına izin verdim. " Dedi

 

"Olsun yine de çok gurur kırıcı bu yaptığın. Dudağındaki ruj silinmesin demende, " Dediğinde

 

"Ne? " Dedi "çocuğun tipi güven vermiyordu! " Dediğinde hâlâ kendini haklı görüyordu.

 

"Hem abilere yalan söylenmez. " Dediğinde "iyi ki abim değilsin o zaman. " Dedim. Ama beklemediğim bir anda belimden tutarak kenine çektiğinde elimde kaşık ile önünde duruyordum. Hâlâ tezgâha yaslanmış bir halde dururken başını eğerek anlıma yasladı. Belimdeki ellerini iyice sıkarken

 

"Erkek arkadaşın olmam bana yalan söyleyebileceğin anlamına gelmez fındık. " Dedi.

 

"Bana gelince ruj dudağından çıkmayacak, kendinden büyük sevgilin olmayacak maşşallah abi! " Gelen ses ile geriye kaçmaya çalıştığımda

 

Cihan, "benimle kendini bir mi tutuyorsun? " Dediğinde Selin ukala bir ses tonu ile "neymiş farkımız. " Demişti Cihan belimdeki ellerini bıraktığında tekrar ocağın başına geçmiştim.

 

"Ben yirmi altı yaşındayım ve mantıklı kararlar verebilirim. Senin henüz yaşın çok küçük. " Demişti.

 

Selin, "Liyan kaç yaşında, belki o da doğru karar vermiyor küçük olduğu için? " Dediğinde gözlerimi sıkıca kapattım. Bunu söylemese olmuyor muydu ona neydi ki bizim aramızdaki farktan şimdi Cihan uzaklaşacaktı benden

 

"Ben Düzgün bir adamım Selin. Liyan için tabikide en doğru kişi benim! " Dediğinde Selin, "hıhı, " Diyerek onayladı.

 

Arkamı dönerek Seline baktığımda Selininde bakışları bana döndü.

 

"Ne kadar düzgün bir adam olduğun Liyanın boynundaki izlerden belli oluyor. " Dediğinde

 

"Hii! " Demiştim. ellerimi hızla boynumun etrafına sararak Cihana döndüm. Marketteki herkes görmüştü. Ama bundan daha önemliai Aliye Hanım ve Pehlivanda görmüştü.

 

Cihan, "Selin! " Diyerek sesini yükselttiğinde Selin kedi gibi mırıldanarak, " Ama abi, " Demişti.

 

"Git annene yardım et terası yıkayın. " Diyerek Selini mutfaktan gönderdiğinde bana döndü.

 

"Neden söylemedin. Boynumda iz olduğunu ben unutmuşum. " Desim kızgınca

 

"Ama çok güzel görünüyordu. " Dediğinde kaşlarımı çatmaya devam ettim. "Bu bir neden değil! " Dediğimde "baksana ne kadar güzel gösteriyor boynunu, " Diyerek bir kez daha başını boynuma gömdü.

Bölüm : 09.11.2024 03:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...