35. Bölüm

34. Bölüm

Solita
llsolita

Selamlar.

Bölüm şarkıları;

Yaralarını ben sarayım

Göksel~ Gittiğinde

Göksel ~ Sen Orada Yoksun

Kolpa ~ unutmadım.

Sen evlisin

Keyifli okumalar 🫶

34. Bölüm.

~Gitmeler

"İyi misin liyan, " Diye soran Derin ile Başımı olumlu anlamda salladım sadece konuşmak istemiyordum.

 

Sadece derin ile değil, hiç kimse ile konuşmak istemiyordum. Sürekli cihan gözümün önüne geliyordu.

 

Çok kötüydüm. Her anlamda, bir de Cihan dan uzak kalmam daha da yıpratıyordu.

 

"Ali'nin ne yaptığını biliyorum. " Dedi Derin, Omuz silktim umurumda değildi onun ne yapıp ettiği,

 

"Cihana anlatacak mısın? Ya da anlattın mı? " Dediğinde sol gözümden düşen yaşı sildim.

 

"İnanmaz, " Dedim onu geçiştirmek için, ama inanmayacak olması da beni korkutuyordu.

 

Ali inkar edecekti. Bilenler onu savunacaktı. Cihan ise arkadaşlarına inanacaktı.

 

Ya da ...

 

Cihan bana inanacaktı. Ali ile kavga edeceklerdi. Ali daha da sinirlenecek ve bana tekrar dokunmaya çalışacak tekrar zarar verecekti,

 

Zaten bunu yapma amacı buradan gitmem değil miydi? Cihan ile ayrılmam için... Ve ben o kadar güçlü biri değildim. Buna rağmen Cihan ile birlikte olup burada kalmaya devam edemezdim.

 

Hoş her şeyden önce bunu Cihana nasıl söyleyeceğimi bilemezdim. Söylemeye utanırdım. Vereceği tepkiden korkmam bir yana bana inanmaması bir yana tüm olacaklar bir yana söyleyemeye çekinir iki cümleye bir araya getiremezdim.

 

Cihanın dediği gibi, gerçekler söze gelip dökülmezdi dilden.

 

"Cihan dan bahsediyoruz, " Dedi. Derin emin bir şekilde haklıydı, Cihandan bahsediyorduk ama bu diğer her şeyin aksine söylenebilcek bir şey değildi.

 

"Olsun, " Dedim mırıldanarak beni korkutuyordu. Bunları dile getirmek şuan bile konusu rahatsız hissettiriyordu.

 

"İyi değilim Derin, konuşmak istemiyorum. " Dedim.

 

"Konuşmazsan gideceksin. Cihan seni götürecekmiş evine, konuşmadığın için kaybedeceksin Cihanı, " Dedi ikna etme çabasına girerek ama anlamıyordu. Söyleyemezdim.

 

"Sen neden gidip anlatmıyorsun Cihana? " Dedim beni bu kadar düşünüyorsa kendi gidip söylemeliydi.

 

"Ali, " Dedi yutkunarak ve, "onu seviyorum. " Dedi kendinden emin ve rahat bir şekilde

 

"Ali ile evli olan sen misin? " Diye sordum şaşkınlıkla

 

Başını ağır ağır iki yana salladı.

 

"Aliyi seviyorum. Adına aşk de, sevgi de saplantı, takıntı ve ya hayranlık en olmadı acizlik de ama olan bu, " Dedi

Üst dudağı alayla yukarı kıvrıldı.

 

"Hoş sen beni Cihana aşık sanıyordun." Diyerek alaylı gülüşünü sürdürdü.

 

"Ama Ali evli, " Dedim gülüşü acı bir hâl aldı. Çantasına uzarak içinden sigara paketini çıkararak içinden bir dal aldı.

 

"Evli bir adama karşı duyduğum sevgi seni rahatsız mı etti, " Dedi, paketi kucağına bırakarak çakmağı aldı uzun tırnakları olmasına rağmen rahatça ateşi yaktı.

 

Dudaklarının arasına koyduğu sigaranın ucuna değdirdi ateşi,

 

"İnan bu umrumda değil Liyan, "

Dedi çektiği dumanı dışarı bırakarak

 

"Ona iyi gelmeyi o kadar çok istiyorum ki, beni kullanacak olması umrumda değil ya da evli olması... "

 

" Çok şanslısın Liyan, " Dedi buruk bir şekilde "Şirin çok şanslı çünkü Ali gibi bir adama sahip, "

 

" Ne zamandan beri seviyorsun? " Dedim merak ile

Çenesi titeediğinde bakışlarını yuksrı kaldırdı. Kırmızı rujlu olan dudaklarını birbirine bastırdı.

 

"Şirinin arkadaşıyım. " Dedi, sigarayı tekrar dudakları ile buluşturarak

 

"Ali ona o kadar güzel davranıyordu ki, " Devamını getiremeden sağ gözünden bir damla yaş aktı. "Şirin bana her anlattığında onun yerinde olmak için nelerimi vermezdim diye düşünüyordum. "

 

"Ben aşık oluyordum her defasında, o şirine ne yaptıysa onlara imrenerek baktım. Ben aşık oldum şirin in yerine, " Dedi sesini sabit tutmaya çalışarak

 

"Ben onun Şirin'e olan sevgisine aşık oldum. " Diyerek sustu uzun bir sessizlik oldu sigarasını bitirdi. Yenisini yakma ihtiyacı duymadan parmaklarının arasında çevirdi izmariti.

 

"Ama liyan, " Dediğinde bakışlarımı yüzüne çıkardım. " Belki de bendeki hayranlık hissidir. Çünkü ben daha önce Ali gibi birini görmemiştim. "

 

"Ali gibi biri beni sevmedi hiç, " Gözlerini kıstı. "Benim bir tek ailem var liyan, Ve bir kaç arkadaşım. "

 

"Düşündüğünün aksine paha biçilemez bir hayatım yok, "

 

Bakışları kucağındaki pakete düştü. "İçmek ister misin? " Dedi ardından bana, "Aramızda kalır. " Dedi göz kırparak

 

Üzerimizdeki kasveti dağıtmaya çalışıyordu.

 

"Şirine ihanet ettiğin için vicdan azabı çekmedin mi? " Diye sordum merakıma yenik düşerek

 

"Ben Şirine ihanet etmedim. Bunları bir tek sana söylüyorum Liyan. Şirine ihanet etmemek için içimde tuttum. Ali'yi Şirinin anlattığı kadar tanıyordum. Ali'yi yaşadıkları ile biliyorum. Ve ben Ali'yi sadece üç kez gördüm. " Diyerek bakışlarını yüzüme çevirdi. "Şirin den dinlediklerim kadarıyla tanıyorum Ali'yi. Onu ilk kez düğününde gördüm. İmrenerek baktım ikisine. "

 

Nefesini seslice dışarı bıraktı. "Neyse ne, " Diye geçiştirdi.

 

"Sigara içecek miydin? " Dedi kapıya baktım. Cihanın görmesini istemiyordum. Aramız bozuktu belkide ayrılmıştık ama biz hiç sevgili olmamıştık,

 

"Tamam." Dedim derine bakarak

"İçmek istiyorum. " Dediğimde çakmak ve paketi bana uzattı.

 

Elindekileri aldım. O da ayağı kalkarak yatakta biraz doğrulmsms yardımcı oldu.

 

Paketi açtığımda kalan üç dal sigaraya baktım. "Bağımlı olur muyum? "

 

"İnsanların bildiğinin aksine sigaraya bağımlı olunmaz, kime içiyorsan onadır bağımlılığın. "

 

Paketin içinden bir taneyi çekerek aldığımda iki parmağımın arasına koyarak paketi bırakarak çakmağa uzandım bu sefer

 

"Dudağının arasına koyarak yak. " Dediğini yaparak sigarayı dudaklarımın arasıns yerleştirdim.

 

"Ucuna ateş değdiğinde, içine çek ki yanabilsin, "

 

Ateşi sigaranın ucuna yaklaştırdım.

Ateşi ucuna değdiğin de dudaklarımdan çekerek Derine döndüm.

 

"Yanlış içersem boğulmam değil mi? " Diye sordum. "Boğulmazsın, " Dediğinde ucu yanan sigarayı tekrar dudaklarımın arasına yerleştirdim.

İçime doğru çektiğim nefeste gelen duman ile öksürme isteği ile dolup taştım. Sigarayı dudaklarımdan uzaklaştırdığımda girdiğim ufak çaplı öksürük krizinde tekrar sabahki gibi yaram sızlamıştı. Elimi yaraya bastırarak etkilenmemesini sağlamaya çalıştım.

 

"Çek bir daha, " Diyen Derinin otoriter sesini duyduğumda ona döndüm. "Alışacaksın bir duman daha al içine, " Dediğinde baş ve işaret parmağımın arasında tuttuğum sigarayı diğer elime işaret ve orta parmağımın arasına aldım.

 

Tekrar dudaklarıma götürerek içime çekerken, "az çek dumanı içine," Diyerke bir uyarıda bulunmuştu Derin

 

Onu başım ile onaylayarak içime çektiğim nefeste öncesine göre daha hafif gelmişti.

 

"Ali'nin bu yaptığını onaylamıyorum." Dedi sandalyeden biraz kalkarak kucağımdaki paketi alarak kendiside bir dalı çekip alırken, "ama onu şikayet edemiyorum. Gerçekleri söyleyemiyorum. Ama Ali'yi tanıyor isem ve bunu Cihana söyleniyorsa bir bildiği var demektir. " Diyerek kendi sigarasının ucunu yaktı.

 

"Ama sen söyle Cihana sana engel olmam. sevgilin sonuçta, " Diyerek içine çektiği dumanı havaya üfledi.

 

Bende onun yaptığı gibi dumanı içime çektikten sonra başımı yukarı kaldırarak dışarı bıraktım.

 

"Ulan kahpe! Cihanı gözüme gözüme soktun sevgilim diye, " Diyerek beni alaya alıp kahkaha atmıştı.

 

"Arabadan kucağında inmeler öpüşme pastaları, " Diyerek gülmeye devam ettiğinde bir eli ile de dizine vuruyordu.

 

Onun bu haline bende güldüm. Yaptıklarım bana çok mantıklı geliyordu oysa ki

 

Ağzında sigara varken, "cihanımda Cihanım. " Dedi yarım ağız

 

Geçen gün ona duyurmak için bir tık fazla çıkarmıştım sesimin tonunu ondan bahsediyordu.

 

"Yalan değil, " Dedim yutkunarak

 

"Hepsi bana çok iyi davranıyordu. " Dedim. geçmiş zamandan bahsederek

 

"Ali hariç yani, sinan, serdar özellikle pehlivan... " Diyerek duraksadım. "Birde kerim iyi davranıyordu bana eskiden Ali beni dövecek iken beni o kurtarmıştı. " O günden beri çok iyi biriydi gözümde kerim. Bana yardım ediyordu ama Sinanın dediği gibiydi.

 

Birinin bir kez iyilik yapması her zaman iyilik yapacağı anlamına gelmezdi.

 

Kerimde bunun başlı başlına bir örneğiydi.

 

"Sana Aliye karşı olan hislerimi neden anlattım biliyor musun? " Diyen Derin ile bakışlarımı ona çevirdim.

 

"Yorulduğum için, içimde tutmaktan öyle yoruldum ki, kime söylesem yanlış anlayacaktı ona karşı olan hislerimi. Kimseye anlatacak cesaretimde yoktu. " Dedi

 

Derinin elindeki sigarayı fark edince aklıma gelen elimdeki sigara indirdim bakışlarımı dudaklarıma götürerek içime çektiğim nefeste Derin, "ve Ali'yi daha fazla üzgün görmek istemediğim için. "

 

"Cihan ona bir şey yaparsa ya da Cihan ile arasındaki bağlar koparsa Ali dayanamaz, yaşayamaz... Ve ondan önce ben ölürüm. Onu öyle görmeye dayanamam. "

 

"Şirin dayanır mı peki, " Dedim sigarayı dudaklarımdan uzaklaştırıp dumanı dışarı üflerken

 

"Şirinin anasını sikeyim. " Dedi sinirli bir şekilde

 

"Onlar hâlâ evliler mi? "

 

"Evli ve aşıklar, " Dedi Derin sanki konduramıyormuş gibi

 

"Ali' ye ne oldu peki? " Eşi ile hâlâ evlilerse ve birbirlerine aşıklarsa neden üzgündü ve neden kötüydü?

 

"Vicdan yapmanı istemem." Dedi "boşver."

 

"Sen şimdi şirinin anlattığı kadarıyla mı aşık oldun Ali'ye, " Omuz silkti

 

" Öpüşmedin yani hiç? "

 

"Hayır,"

 

"Biz öpüştük, " Dediğimde kahkası odayı doldurdu. "Onu bilmeyen mi var. " Diyerek gülmeye devam etti. Komik bir şey mi söylemiştim?

 

"Ali'ye karşı hislerimin bir adı yoktu belkide liyan, aşk değil hayranlıktır ya da imrenme ya da kıskançlık. "

 

"Neden emin değilsim hislerinden? Ya da bana mı söylemek istemiyorsun. " Diye sordum. Az önce evli bir adama aşığım derken şuan hayranlık ve kıskançlık demesine bir anlam verememiştim.

 

"Aşk sandığın gibi bir şey değildir belki Liyan, aşk çok sevmek ama vazgeçmektir belkide, " Diyerek sigarasını masanın üzerine bastırarak söndürdü.

 

"İnsan çok sevince aşk diyordur adına ama aslında aşk çok sevmektir sadece, " Bakışlarını üzerime çevirdi.

 

"Cihan ın başka biriyle evli olmasını bırak başka birini sevmesini ister miydin? " Sorduğu an başımı iki yana salladım. Benim cihandımdı.

 

" Ben istiyorum. " Dedi kendinden emin çıkan sesiyle

 

" Şirin ile mutlu olsunlar gerçekten istiyorum. O mutlu olmayı öyle çok hak ediyor ki, " Diyerek başını iki yana salladı. " Beni üzmez başka biriyle olması. mutlu olması bana yetiyor çünkü. "

 

"Ben Aliyi çok seviyorum sadece ve çok sevincede adına aşk deniyor. "

 

Merak ile, "Şirin ile gördüğünde üzülmüyor musun? " Dedim. Gülümsedi.

 

"Ali şirinin yanındayken öylesine

Yüzü gülüyor ki şirinin varlığı umrumda bile olmuyor. Hem. " Diyerek dudaklarını birbirine bastırdı.

 

"İnstagram da paylaştıklarını gördüm. Şirine bakarken ki hallerini, değil gibi dediğim gibi Ali ile pek denk gelmedik hatta, " Diyerek yutkundu.

 

"Onu ilk kez düğününde gördüğümü söyledim işte boşver gerisini, Asıl söylemek iatediğim şeyi unutturdun! " Diyerek kızdı.

 

"Dediğim gibi içimde tutmaktan yoruldum. Bir çok arkadaşım var ama beni anlayacaklarını düşünmüyorum. Hoş sende anlamazsın ya beni, "

 

Elini uzattığında elimdekş sigarayı ona verdim. "Puşt ettin sigarayı, " Diyerek masanın üzerine bıraktı.

 

"Eskiden nasıl bir hayat yaşadığını bilmem ama tahmin edebilirim Liyan. En basiti ile insan kendisinr saldıranı bıçaklar. Kendisini değil, normal değilsin. " Diye açık açık konuştu.

 

"Hatta iyi değilsin. Ve bunca yıl iyi olmadığına göre evde de nasıl bir ortam olduğunu az çok tahmin edebiliyorum. Yani buradan gidince de anlatamatacaksın kimseye ve yaşadığın ve ya yaşamakta olduğun şey her neyse onunla yaşamaya devam edeceksin hem böyle ezik olacaksın. "

 

"Cihan seni evine götürdükten sonra bir daha görüşeceğinizi sanmam. Hatta ayrılmıştınız değil mi? " Dedi az önceki derinden eser yoktu yine zorba birine dönüşmüştü.

 

"Elinde Cihan gibi bir ihtimal var Liyan ben olsam sıkı sıkı tutunurdum. Ve çok isterdim. Birine bazı şeyleri anlatmak Cihan seni hep anlar."

 

"Ve madem kıyaslama yapıyoruz, beni kimse anlamadı Liyan. İnsanların beni anlama ihtimali bile olmadı. "

 

Yutkundum. Beni anlayan çok mu kişi vardı sanki, "Biri tarafından Anlaşılma hissini hiç yaşamadım. " Dedim. Cihana kadar...

 

"Bunları bana değil Cihan'a anlatmalısın, kaybetmek üzere olduğun kişi o, "

 

Sanki şuan yeni yeni ayılıyordum.

Kendime geliyordum.

Ben gidince Cihan ile konuşamayacaktık, görüşemeyecektik ve ömrümün geri kalanını Cihan olmadan geçirecektim.

 

Böyle düşünmek canımı her ne kadar acıtsa da bir de burada kalırsam olacaklar vardı. Evde de beni hoş bir manzara beklemese de burda kalma ihtimalinin yanında o kadar da korkutmuyordu.

 

Çalan kapı herhangi bir cevap beklemeden açıldığında giren Cihanı görmüştüm. Cihan elindeki tepsi ile girdiği an kaşlarını çattı.

 

"Derin! " Dedi yüksek bir ses tonu ile

"Bu duman ne?" Diyen sert sesini duyunca baçımı duvardan tarafa çevirerek battaniyeyi başıma kadar çektim.

 

"Dumandan etkilenecek Liyan kalk aç şu pencereyi. " Diyen kaba ve sinirli sesi beni korkutsa da benim içtiğimi anlamamasına sevinmiştim.

 

Battaniyenin altında gitmesini beklerken masaya koyduğu tepsi ile başucumdaki varlığını hissettim.

Bu his yutkunmama neden olurken gitmesini dört gözle bekledim. Kalbim için bu kadar aksiyon yeterdi.

 

"İçeceğin zaman sen çık serdar gelsin dursun, " Dediğinde kendisinin gelmeyecek olmasına üzülmüştüm. Neden serdardı? Neden kendisi gelmiyordu da serdarı gönderiyordu.

 

"Tamam ya dalmışım kafa mı kaldı. " Dedi derin. beni ele vermemesine sevinmiştim.

 

"İçir çorbasını güzelce. duman çıkınca da kapat pencereyi," Dedikten sonra işittiğim adım sesleri ve kapı sesi ile rahat bir nefes aldım. Başımdan battaniyeyi çekince Derinin göz devirdiğini gördüm.

 

"Nasıl bir ilişkiniz var amına koyayım bu ne baygınlık geldi yemin ederim. "

 

"Neden? " Dedim bu tepkisine anlam verememiştim. Ne olmuştu ki şimdi üstelik Cihan ile konuşmamıştık bile

 

"Bebek misin kızım sen sigara dumanı gelir liyana ebeninki girsin liyana, " Dediğinde gözlerim şaşkınlıkla sonuna kadar açıldığını hissettim. Ne diyordu böyle

 

" Ne diyorsun? " Dedim, hâlâ dediğinin etkisindeyim. "Sen benim dediği boşver de battaniyenin altına gördün ya Cihanı görünce... " Diyerek yüzündeki sinsi tavrı gün yüzüne çıkararak

 

"Onu görmek istemediğini düşündü kesin, eee ne demişti Sinan iki dünya bir araya gelse yine de olamazsınız bir daha, "

 

🪸🪸🪸

 

"Cihanı çağıralım. " Dedim derine bakarken akşam olmuştu etraf yine kararmıştı. Açık ışığa rağmen dışarısının karanlık olduğunu bilmek canımı yakıyordu.

 

"Saçmalama liyan yok bir şey, " Diyerek tekrar telefonuna döndü. O telefonundan biri ile mesajlaşırken bende ellerim ile battaniyeyi sıkıca tuttum.

 

Gün çok çabuk geçmişti. Rıfat iki kere gelip serum takmış ve şurup içimişti.

Sinan Cihanın getirdiği yemekten sonra bir kez daha getirmişti.

 

Ve derinde ojelerini çıkarıp yenilerini sürmüş telefonda arkadaşları ile sesli konuşmuş ve biraz da sohbet etmiştik

 

Dışarıda çöken karanlık ile birlikte içime de bir sıkıntı çökmüştü.

Tekrar gündüz olmasını istiyordum. Ya da Cihanın gelmesini

 

"Derin lütfen Cihanı çağıralım. " Dedim. Bu sefer telefondan bakışlarını kaldırıp bana baktığında kaşlarını çatmıştı. "Ağlıyor musun sen? " Diye sorduğunda omuz silkerek dolu olan gözlerimden yaş akıtmadan ellerimle nemini almaya çalıştım.

 

"Bana baksana, bir şey mi oldu? " Dediğinde başımı iki yana salladım.

 

"İyi hissetmiyorum. " Nefes alma ihtiyacı ile dolup taştım. Nefes alabildiğime emin olsam da nefes almak istiyordum.

 

Derinin, "Cihan." Diye bağırdığını duydum kapıya doğru,

 

"Derin." Dediğimde elimi tuttu.

 

"Terliyorsun... " Dediğini duydum evhamlı bir şekilde

 

"Cihan." Dedi tekrar bağırarak

 

"Bekle beni, " Diyerek elimi bırakarak kapıya koştuğunda başımı iki yana sallayarak yatakta kıvrandım.

 

Ellerim ile yüzümdeki saçları çekmeye çalıştıkça karanlığın içine çekiliyordum sanki,

 

Pencereden gelen tıkırtı ile gözlerimi kapattım. "Liyan, " Diyen Ali'nin sesini duyunca ellerimi kulaklarıma bastırdım.

 

Yalandı. Burada yoktu, burada yoktu.

 

"Buradayım Liyan, " Başımı iki yana salladım. Yoktu.

 

Çığlık attım. Başımı kurtulacak gibi bu durumdan çıkacak gibi iki yana salladım.

 

"Liyan, " Diyen ses üzerime doğru geldiğinde gözlerimi açmayı denedim.

Bedenimi yönetemem normal miydi.

Korkmamam gerekirdi.

 

"Burdayım Liyan, " Gelen sesin ardından elimde hissettiğim el ile "Cihan, " Dedim muhtaç gibi,

 

"Cihan Ali yine gelecek, " Dedim.

 

"Ağlama, " Dedikten sonra üzerimdeni battaniyeyi karnımın hizzasına kadar açtı.

 

"Terlemişsin, " Dedikten sonra elleri anlımda gezindi. "Aç gözlerini, " Dediğinde "Ali, " Dedim tekrar burada olduğunu söylemek için ama o benden önce davranarak, "yok burada, " Desi güven verir gibi kulağımı kapatan elimin üzerinde elini gezdirdi.

 

"Aç bak gözlerini, " Dediğinde arkadan birisi, "beni bekliyorlar Cihan, " Demişti.

 

Cihan iki elini de ellerime koyarak kulağımdan çekti. "Derin su getir. " Diyerek, ellerimi yatağa bastırdı.

 

"Sakin kal, " Dedikten sonra, "idare edin beni, " Dedi

 

"Liyan, kafanda ne kuruyorsan orada değilsin. " Dedi ılımlı bir şekilde

 

"Şuan benim yanımdasın. Sana zarar gelmesine izin verir miyim? "

 

Ellerimde ki ellerini çektiğinde başka eller tarafından tutuldu kolum.

 

"Kendisi kasma, " Dedi Rıfat kolumu sıvar iken, nefes alıp vermeye çalıştım.

 

"Cihan," Dedim

Şuan bir karmaşanın içindeydim. Zihnimin oyun ile gerçeği ayırt edemediği bir kaosun içindeydim.

 

Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmediğim bir girdabın içerisindeydim.

 

"Liyan kasma kendisi hiç bir şey yok ortada, " Diye beni azarlayan Rıfat ile yutkundum.

 

Gözlerimi açmayı istesem de açamıyordum.

 

Nasıl açabileceğimi bilmiyordum. Ne yapacağımı, başıma giren ağrı ve eş zamanlı olarak koluma giren ince uçlu iğne...

 

Damarıma akan sıvı ile kendimi kasmamaya çalıştım.

 

İğneden korkan biri olmasam da iğne vurulurken kendimi kasarsam iğnenin içinde kırılacağına inanırdım.

Ve buna dikkat ederdim.

 

"Liyan, " Sinanın sesi tüm kafamın içindeki sesleri bastırırken, "sakin kal ve beni dinle. " Demesi ile söyleyeceklerine dikkat kesildim.

 

"Burada Ali yok. " Dediğinde rıfat ona engel olarak, "yormayın iğnenin etkisi ile kendine gelecektir. " Dedi.

 

Pamuk bastırılan kolum sızlarken gözlerimi açmayı denedim.

 

"Cihan gitmen gerek dayınla aran daha kötü olacak, " Diyen sesi işittiğimde başımı iki yana salladım.

 

Başım damarıma giren sıvının etkisi ile mi yoksa şuan olarlar yüzünden mi bilsem de ağrıdığını hissediyordum.

 

Yazarın Anlatımı

 

Liyanın bu durumunu daha önce de konuşmuşlardı. Yaşadığı ne varsa zihninde tekrar canlandırıyor ve onu yaşıyordu, gerçek ve hayali ayırt edemiyordu.

 

Cihan her ne kadar dışarı da serdarlar ile otururken bir daha Liyan ile temasta bulunmayacağını gerekirse sohbet bile etmeyeceğini söylese de şuan yatağın yanına çektiği sandalyeye oturmuş tuttuğu liyanın eli ile onunla konuşuyordu.

 

Liyanın nabzının üzerini baş parmağı ile okşuyordu.

 

"Gözlerini açmayı bir kez daha denemelisin, " Dedi dört dakikadır Liyan ile konuşuyordu. Yapılan iğne liyanı bitkin düşürsede hala zihninde karanlık bir odada hapisti.

 

"Derin burada, Serdar, Sinan. Hepimiz buradayız. Sana tavşanını da getireceğim. Tavşanını özledin mi? "

 

Dediğinde Liyan duydukları ile kasılan bedeni yavaş yavaş kendine geliyordu.

 

"Artık tavşanının bir tasması var, onu rahatça gezdirebilirsin. Eğer istersen şuan bile serdar senin için tavşanını getirebilir. " Dediğinde serdar Cihanın söylediğini onaylarak

 

"Getireyim ister misin? " Demişti.

 

Liyan a ara ara gelen titreme hissi son bulurken Cihan, " Gözlerini açmalısın Liyan. " Demesi son noktayı koymuş gibiydi.

 

Liyan açtığı kısık gözleri cihan'ı bulduğunda dudaklarından Cihanın ismi döküldü.

 

"Buradayım." Diyebildi Cihan sadece herhangi bir iltifatı ya da bir sözü onu rahatsız edebilirdi.

 

Liyanın daha iyi olduğunu gçren Sinan, " Hadi Cihan bak dayın köpürüyor kesin sinirden git artık, " Dediğinde Liyan duyduğu şey ile bilinçsizce Cihanın elini sıktı.

 

"Nereye? " Diye fısıldadığında Cihandan önce Serdar, "Nöbete gitmesi gerek çok geç kaldı. Ama biz buradayız. " Dediğinde Liyan Cihamın elini daha sıkı tutarak başını iki tana salladı.

 

"Gitmemeli, " Dediğinde Cihan diyecek bir şey bulamadı.

 

"Yanlız kalmayacaksın. " Dese de onunda gidesi yoktu. Dayısını arayıp izin almaya çalışsa da izin vermemişti. Oysa Sinan ile sözleşmişlerdi. Cihanın yerine Sinan nöbete gidecekti.

 

Ve Sinan şuan Cihanın dayısının daha da sinirlenmesinden ve geri dönüşü olmayan sözler söyleyebilecek olmasından korkuyordu.

 

"Cihan hayır. " Dedi Liyan nazlı bir şekilde Serdar Cihanın hayır diyemeyeceğini anladığında, "hadi Cihan git artık biz buradayız, " Demişti.

 

Cihan orturduğu sandalyeden kalktığında yapacak bir şeyinin olmadığının farkındaydı.

 

Gitmek zorunda olsa da elini Liyanın elinden çekememişti.

Elini çekip almaya gönlü el vermemişti.

 

"Elimi bırakır mısın? " Dedi Liyana

Liyan başını iki yana salladı.

 

"Gitme, " Dediğinde ağlamak üzereydi ve Cihan bunun farkındaydı.

 

"Cihan yanımda kal! " Dediğinde Derin Cihana üzülerek, "Liyan." Dedi

 

"Ben varım yanında korkmana gerek yok, " Dedi serdar Derini dinleyerek başını dallayarak onu onayladı.

 

"Beni Cihan bile koruyamıyorken siz nasıl koruyacaksınız. " Dediğinde derin pes edercesine göz devirdi.

 

Bu kızın korunmaya ihtiyacı varmış gibi davranması sinirini bozuyor. İyi bir dayak atarak kendine getirmek istiyordu.

 

"Liyan sabah geleceğim. Yanlız değilsin. " Dediğinde başını iki yana salladı Liyan.

 

Boşuna uğraşıyorlardı. Kendisini ikna etmeleri ainir bozucuydu bunu istemiyordu.

 

"Cihan gitme, " Dediğinde Cihan yutkunarak Liyan'ın elini bıraktı.

 

"Gitmem gerekiyor." Dedi geriye doğru bir adım attığında liyanın eli düştü yatağa,

 

"Cihan hayır ama, " Dedi ağlamaya başlayarak

 

"Korkuyorum diyorum sana neden kalmıyorsun yanımda? " Cihan çaresizce Serdara baktı. Sen kal ben giderim senin yerine demesini bekledi. Ama serdar biliyordu ki Cihanın yerine gitse dayısı onu kontrol etmek için gelecekti.

Ve bu Cihanın mesleğini daha da tehlikeye atacaktı.

 

Serdar, "biz buradayız aklın kalmasın. " Dedi

 

Liyan ise başını iki yana salladı hiç biri güven vermiyordu. O çok sevdiği pehlivan gelse ona bile güvenemezdi.

 

"Cihan bir kerede yanımda kal! " Dedi yanaklarından yaşlar süzülürken bağırdı.

 

"Bir kere ya sana ihtiyacım olduğunda yanımda kal! " Dedi bağırmaya devam ederek.

 

Cihan ise elinden bir şey gelmemesine üzülüyordu.

Liyan ın tekrar korkmasına kahroluyordu. İki gün öncesine kadar arsız ve yaramaz bir kız iken şimdi ilk günkü gibiydi.

Daha önce olduğu gibi oysa liyana iyi geldiğini düşünmüştü.

 

"Gidersen seninle konuşmam bir daha, " Dese de ikisi de bir daha eskisi gibi olamayacaklarının farkındaydılar.

 

"Gitmek zorundayım Liyan bunu anlamalısın. "

 

"Ali beni öldürdüğü zaman mı değerli olacağım ben? " Dediğinde sesi daha güçsüz çıkmıltı. Vurulan iğne etkisini gösterirken Liyan elini kaldıracak gücü bulamamıştı.

 

"Artık seni istemiyorum. Affetmeyeceğim de seni ölsen bile affetmem senden nefret ediyorum. İstemiyorum seninle kalmayı artık. Serkanı istiyorum ben. " Dedi.

 

Her zaman dediği gibi kime sinirlemse ölsen nile affetmem seni derdi. Çünkü genelde ölüm kelimesi evlerinde eksik olmazdı.

Babaannesi ölünce ararsızını beni derdi.

Babası öldür beni de kurtul derdi.

Kuzenleri ölürsem arkamdan ağların affet derdi.

 

Liyanın ne zaman üzerine gitseler ölsen bile affetmem sizi derdi.

 

"Zaten." Dedi Cihan, "Evine götüreceğim seni, bir daha görüşmeyiz. " Dedikten sonra Sinan'a döndü.

 

"Size emanet. " Diyerek bir şey demeden hızla odadan çıktı.

 

Serdar da arkasından çıktığında Liyan yüzünü yatağa bastırdı.

Boğuk çıkan sesiyle, "Ali gelince ne yapacağım ben şimdi. " Dedi ağlamaya devam ederken Derin sürehiden su kattı bardağa

 

Sinan pencereye kalçasını yaslayarak cebinden sigara paketini çıkardı.

 

Serdar. Önünde hızlı adımlarla giden Cihanı takip ediyordu.

 

Cihan arabanın yanına vardığında elini hızla arabsnın ön kaputuna geçirdi. Ardından başını koyduğunda derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı.

 

"Yapma, " Dedi Serdar elini Cihanın omzuna koyarak

 

"Seni bırakmamı ister misin? " Diye sordu. Hem kötü görünüyordu. Hemde iki gündür uykusuzdu.

 

"Giderim." Dedi Cihan başını kaldırarak Serdara baktı.

 

"İyi bakın ona, " Dediğinde serdar kaşlarını çattı. "Geri gelmeyeceksin sanki, " Diye alaya vurarak ön kapıyı açtı Cihanın binmesi için,

 

Cihan, "belli mi olur. " Dedi

 

"Gitmesem mi? " Diye sordu.

"Çok ısrar etti. İçim hiç rahat değil, " Dedi.

 

"Biz varız. " Dedi Serdar güven verircesine "aklın kalmasın git. " Israrcı oldu gitmesi konusunda Cihan açılan kapıdan arabaya bindiğinde

 

"Kerim." Dedi "o da gelmesin görmesin Liyan onu, " Demişti.

 

"Ve dayım ararsa yolda de, " Diyerek kapıyı kapattı.

 

Kemerini takma ihtiyacı duymadan kontağı çalıştırarak sağlık ocağının kapısının önüne park edilmiş arabasını çıkararak kışlaya doğru sürdü.

 

Sinan elindeki sigarayı dudaklarına götürdüğünde Liyan burnunu çekerek eliyle yanaklarını sildi.

"Bende içmek istiyorum. " Dedi kararlılıkla Derin başı ağrıdığı için ağzına attığı sakızı çiğnerken Sinan'ın kaşları havalandı. "Ne içeceksin, " Diyerek elinde ki sigarayı kaldırdı.

 

"Bunu mu? " Diye sorduğunda Liyan başını olumlu anlamda salladı. Sinan sigara olmayan eli ile baş parmağını orta ve işaret parmağının arasından geçirerek yumruk yapmış ve liyan a doğru aşağı yukarı sallamıştı.

 

"Bunu içersin anca, " Dedi. Başını içersin demek vardı da, diye geçirdi içinden ama ayıp olmasın diye susmuştu. Liyan, "Derin sen ver. " Dediğinde ses tonu ağlamaklı çıkmıştı.

 

Derin çantasına uzanarak içinde son bir tane kalan paketi Liyana atmıştı.

 

Sinan, " Yok öyle bir şey, " Diyerek yaslandığı yerden kalkarak Liyana doğru giderken.

 

Derin, " Çok çekmiyor içine zaten, " Demişti Sinana "içti yani daha önce? " Dedi hayretle

 

"Cihan karışmıyor amına koyayım sanane, " Dedi Derin

 

"Cihan biliyor yani? "

 

"Sinan uğraşamam seninle bayılıp kalıcak zaten birazdan siktir ol karışımdan, "

 

🎋🎋🎋

 

Cihan kışlaya vardığında arabadan inerek kerimi bulmak için içeri girdi. İlk dayısının odasına bakmak için kapıyı çaldığında Ali ve Dayısını görünce Aliye bakmadan dayısına döndü. "Yıllık izine çıkacağım. " Dedi

Mesafeli tuttuğu sesiyle

 

"Sen daha gitmedin nöbet-" Derken Cihan, "yerime bakıyorlar geçeceğim birazdan. " Demişti. Bakışları titremeden direkt hadefi dayısının gözleriydi kapının orada kendinden emin duruşu dik omuzları ve keskin bakışları ile dayısına söz hakkı vermiyordu sanki,

 

"Götürecek misin o kızı, " Diyen dayısı ile yutkunma ihtiyacı hissetse de karşılarında durundan ödün vermek istemedi.

 

"Götüreceğim." Dediğinde Ali pişmanlıkla dolup taştı. Her ne kadar dik durmaya çalışsa da Cihan bakışları her ne kadar net olsa da Ali anlıyordu ne kadar kırgın olduğunu.

 

"Gidiyor mu? " Diye sordu yutkunarak

 

"Neden sordun? " Dedi Cihan bakışlarını Aliye çevirerek, "kına mı yakacaksın? " Dediğinde Ali başını yere eğdi.

 

"Tamam mı? " Diyerek dayısıma döndü. Dayısı başını olumlu anlamda sallayarak, "kaç gün? " Dedi.

 

Cihan, "on iki, " Dedi. Yılın bitmesine zaten on gün kalmıştı. Ve yıllık izni olan 30 günden 12 gün kalmıştı.

 

Albay tarihe bakarak, "köyden çıkamayacağını biliyorsun. "

 

"Çıkabileceğimi biliyorsun. " Dedi Cihan cebinden çıkardığı ve önceden imzalamış olduğu kağıdı masaya doğru giderek masanın üzerine bıraktı.

 

"İmzalarsın." Diyerek geriye çıkmıştı. Cihan odadan çıktığında Alide arkasından çıktı.

 

Arkasından kapıyı kapattığında Cihan koridordaydı.

 

"Cihan." Dedi arkasından seslenerek Cihan olduğu yerde durduğunda Ali ona doğru yürüdü.

 

"Böyle olsun istemezdim. " Dediğinde Cihan arkasına döndü. Çok uzun zaman önce değil günler önce kardeşim dediği adama baktı.

 

"Eğer istersen kalması için Liyan ilr konuşurum. " Dedi.

 

"Ben nefes aldığım sürece Liyan ile bırak konuşmayı aynı ortamda bile bulunamazsın. " Dedi kendinden emin bir şekilde

 

"Kardeşim dediğim adama bak ya, " Diyerek arkasını döndüğünde Ali, " İyi değildim. " Dedi.

 

"Yemin ederim kendimde değildim." Dediğinde Cihan arkasına dönerek Aliyi omzundan itti.

 

"Kendin diyorsun lan, " Diyerek üzerine yürümeye devam etti.

 

" İyi değilim diyorsun o kafa ile kıza bir şey yapsaydın. " Diyerek aliyi bir kez daha ittiğinde Ali sırtını duvara çarpmıştı.

 

"Özür dilerim. " Dediğinde başınj iki yana salladı.

 

" Bende diledim Liyandan. Ama bu onı teselli etmedi. Benden gitmesine emgel olmadı. " Dediğinde Ali yaptığı hatanın farkındaydı. Bir özrün telafi edemeyeceğinin bilincindeydi.

 

"Kardeşimdin sen benim! " Diye bağırdı. Sesi koridorda yankı yaparak Alinin yüreğine çarptı.

 

"Kardeşimdin benim ben sana güvenmeyeceğim de kime güveneceğim. " Dediğinde Ali başını eğdi.

 

"O sandım-"

 

"Sana defalarca söyledim. " Dedi

"Liyandan uzak dur dedim ilacını al dedim. Bulucaz dedim yardım edeceğimi defalarca söyledim. "

 

Cihan Aliye o kadar değer veriyordu ki şuan ise hayalkırıklığıydı onun için sadece

 

"Vurmaya bile içim elvermiyor. " Dedi. Oysa dün ona Silah çekmiş büyük bri kavganın içine girmişlerdi. Ve hâlâ Alinin çenesinde ve elmacık kemiğinde bu kavganın izleri olan morarmalar vardı.

 

"Senin acın benim acımdı. O gün sanıyor musun sen sadece sen üzüldün senin canın yandı benimde canımdı o, " Dediğinde Alinin çenesi titredi.

 

"Bu mu senin kardeşliğin. " Diyerek arkasını döndü. Hızlı adımlarla koridoru açarak kendi odasına girdi. Gördüğü kerimi ile adımlarını hızlandırarak önce kerimi itmiş

Ardından yakasından tutarak yüzüne yumruk atmıştı.

 

"Hadi o hasta, " Dedi içi giderek

 

"Ali ne dediğini ne yaptığını bilmiyor sana ne oluyor. " Diyerek bir kwz daha vurdu kerime diğer eli ile de yakasını tutarak yere doğru itti.

 

Kerim her şeyin farkındaydı. Yaptığı hatanın, Liyanda belkide geri dönüşü olmayan hasarlar bırakacağının bilincindeydi.

 

Tepki vermeden, karşı koymadan Cihanın yaptıklarına boyun eğdi.

 

"Ben size kardeşim dedim. " Diyen Cihan ile başını öne eğdi.

 

Cihan bir kez daha sağlam bir yumruk geçirdiğinde yere düşen kerim ile karnına tekme attı.

 

"Ben size güvenmeyeyim de kime güveneyim. "

 

Diyerek sinirini alamamanın verdiği öfke ile bir kez daha tekme attı.

 

" Liyan sana güveniyordu. Sana güvendiği kadar bana güvenmiyordu o kız, " Dediğinde kerimin karnındaki acıyı unutturdu bu söylediği.

 

Liyanın kendisine güvendiğini duymak sarsmıştı onu,

 

"Ben size kardeşim dedim. Neden yaptınız. " Diye bağırdığında Alide kapının önünde olan biteni izliyordu.

 

"Ben size kardeşim dedim güvendim. El birliği ile siktiniz hayatımı, "

 

Dedi kerime son bir tekme atarak uzaklaşarak, "nefret ediyor benden, " Dedi çenesi titrerken

 

"Hayatımı siktiniz kerim. Sizin yüzünüzden. " Dediğinde yere çökmüştü. "Liyan nasıl unutacak, korkusunu nasıl yenecek. " Dedi hayal kırıklığı ile

 

"Neden yaptınız bunu bize, "

 

🎋🎋🎋

 

Cihan araba ile geri dönüyordu.

Nöbetinin saati on dakika önce bitmiş olmasına rağmen gelecek olan kişiyi beklemişti.

 

Geldiğinde ise nöbetleri değişerek sağlık ocağına gitmek için yola çıkmıştı.

 

Yolda giderken kapanan göz kapaklarını açık tutmak için bir savaş veriyoedu kendi. İçinde

 

Daha önce defalarca kez günlerce uykusuz kaldığı olmuştu. Ama bu sefer içini dağıtan acıyla birlikte uykusuzluk başına vurmuştu.

 

Telefonundan kardeşini arayarak telefonu hapörlere aldı.

 

Saniyeler içinde açılan telefon ile

Selin, "Abi? " Demişti.

Cihan kaşlarını çatarak "sen neden uyumadın gece saat kaç haberin var mı? " Diye sordu.

 

Selin, "korktum." Dediğinde Cihan duraksadı. "Gecenin bu saatinde arayınca ben korktum. " Dedi selin titrek bir şekilde

 

"İyiyim abicim yok bir şey, " Dedi.

 

"Abim, " Dediğinde Selin, " Efendim? " Demişti.

 

"Hesabıma para atar mısın? İnternetim bitti hesapta ne kadar var göremiyorum. " Dediğinde Selin yattığı yerden kalkaral, "atayım abi, " Dedi. "Ne kadar lazım. " Diye sorduğunda Cihan nefesini sıkıntı ile dışarı bıraktı. Liyanı araba ile kendi götürecekti ve Mardine mi gitmek istiyoe Nevşehire mi bilmiyordu

Arabanın bezini ne kadar gideceğinie bilmiyordu.

 

"Altı bin at sen, " Dedi Liyan için internetten alışveriş yapmış ve tavşan içinde para ödemişti. Hesabındaki paradan bihaberdi.

 

"Ne yapacaksın abi o kadar parayı, " Diye sordu. Şaşkınlığını gizleyemeyerek

 

"Eve geleceğim. " Dedi Cihan kardeşinin sevineceğini düşünerek

"Gerçekten mi abi, " Dedi Selin hevesle

"Gerçekten... Kapatmam gerek sen at parayı, " Dediğinde Selin, " Tamam abi, " Demişti.

"Birde bana ek paket al, " Dediğinde Selin, " Tamam. " Demişti.

"Hadi Allah'a emanet, " Siyerek kapatmıştı telefonu Cihan ağrıyan başı ile şakaklarını ovdu.

Sağlık ocağının olduğu sokağa girdiğinde arabayı sokağın başına park etti. Arabadan indiğinde kapıyı kitleme gereksinimi duymadan sağlık ocağına doğru yürüdü.

Bahçede olan Serdarı görünce kaşlarını çattı. Biraz daha yaklaştığında gördüğü Sinan ve Derin ile, "Liyan." Dedi,

"Liyanı neden yanlız bıraktınız? " Diye sorduğunda Serdar Cihana döndü.

"Liyan nerede neden yanlız bıraktınız." Diyerek onlara biraz daha yaklaştığınd

Sinan, " Cihan, " Diye seslendi.

"Liyan gitti... "

 

 

02.02.2024

03:29

 

Neler olacak sizce

 

Ve final ile ilgili tahminlerinizi buraya yazar mısınız?

Sizce finale kadar neler olacak?

 

Daha fazla hangi sahneleri görmek istersiniz?

Bölüm : 09.11.2024 03:46 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...