33. Bölüm

33.Bölüm 1. Part

Solita
llsolita

33. Bölüm 1. Part

 

Sinan ile Cihan ufak çaplı bir kavganın içine girdiğinde çığlık atarak onları durdurmuştum.

 

mental olarak iyi değildim.

 

Cihan şuan aynı sandalyesinde oturmuş başını yatağa yaslamıştı.

Ellerimiz yine birleşikti.

 

"Ne olduğunu bana anlatmayacak mısın? Güzelim. " Dedi yorgun çıkan sesi ile baş parmağı elimin üst kısmını okşuyordu.

Bu beni rahatlar iken aynı zamanda da ürperme hissine neden oluyordu.

 

"İstemiyorum." Diye sızılandım.

 

"Zorlanıyorum seni, ne zaman hazır hissedersen. "

 

"Hiç bir zaman anlatmak istemiyorum. " Dedim net çıkan sesimle o anları tekrar yaşamak aklıma getirmek istemiyordum.

 

"Saat kaç?" dedim perdeleri çekmesini istediğim için dışarısı görünmüyordu ama odanın içi yavaş yavaş karanlık olmaya başlıyordu.

 

"Akşam sekiz, " Dediğinde gözlerimi istemsizce sonuna kadar açtım.

 

"O kadar oldu mu? " Dediğimde "hıhı, " Dedi saçlarımı koklayarak

 

"Baygındın ben geldikten on dört saat sonra uyandın. "

 

"Saydın mı? " Dedim alayla

 

" 54. Dakikaya gireceğimiz an uyandın. " Dediğinde başımı ona çevirdim.

 

"Saydın mı gerçekten? "

"Beklerken gözüm hep saate oldu. "

 

"Seni yanımda görmek bile istemiyorum. " Dedim içimdekileri itiraf ederek,

 

"Bana kızgınsın, "

"Senden nefret edecek kadar. "

 

"Gitmeli miyim? "

"Ali'nin gelmesinden korkuyorum. "

 

Yattığım yerde biraz hareket etmeye çalıştım.

 

"Serdar'ın durumu ağır mıydı? "

 

"Sıyırdı."

 

"Nasıl oldu? "

"Aliye çektiğim an sinan üzerime atladı. " Dedi yattığı yerden

Sesi öylesine yorgun çıkıyordu ki,

 

"Elim tetiğin üzerindeydi nasıl oldu inan anlamadım. Serdarı vurdu çıkan kurşun."

 

"Suç sinanın değil mi? Serdar araya girdi dedi bana, " Dedim. Cihan'ın donuk ifadesi varlığını koruyordu.

 

"Ha onda, ha bende, ne fark eder. Sonuçta serdarı vurmasaydım aliyi vuracaktım. "

 

"Peki şimdi sakin misin? "

"Sana zarar vermemden mi korkuyorsun? "

 

Sadece nasıl olduğunu merak etmiştim aslında yüreğim sızım sızım sızlıyordu cihan'ı böyle üzgün görünce

 

"Silahım alındı. " Dediğinde başımı hareket ettirerek ona çevirdim.

 

"Kim aldı? "

 

"Albay toplantı olacak belki de askerliğim de gidecek, " Dediğinde üzülmüştüm. "Cihan üzülme lütfen, " Dedim. Onu teselli etmek için

 

"Özür dilerim. " Dedim ardından.

Benim yüzümdendi.

Burada kalmam en başından beri hataydı.

 

"Benim kışlada kaldığım öğrenilirse kızarlar mı sana? "

"Atarlar." Dedi umursamaz tutmaya çalıştığı ses tonuyla ama üzüldüğü belliydi.

 

"Ağrın var mı? " Diyerek konuyu kapatmaya çalıştı.

 

"Serum iyi geldi. " Dedim. Gözüm bitmek üzere olan serum a çevirdim.

 

O da başını yastıktan kaldırarak serum a baktı. Azaldığını görünce doktoru çağırmaya gerek duymadan kolanya ile bandı ve serumu çıkarmıştı.

 

Anlımı öperek, "bal kızım. " Dedi.

"Uyumaya çalış biraz, " Dediğinde sesi benden daha uykulu çıkıyordu.

 

Yutkunarak başımı salladım.

"Sırtım ağrıdı yan yan yatmak istiyorum. " Diye sızılandım. Hiç kıpırdamadan yatıyordum neredeyse

 

"Hareket edebiliyor musun? " Diye sordu. Ama bırak hareket etmeyi bedenimi bile hissetmiyordum.

 

Sadece sırtımın ağrısı vardı. yoğun bir Şekilde hissettiğim. "Serumun etksi ile sırt ağrısını da hissetmemen gerekirdi aslında." Diye mırıldandı kendi kendine

 

Duvara yastık koydu. Ardından üzerime doğru eğilerek omuzlarımdan tutarak beni yan yatırdı.

 

Acıyan dikişlerime götürdüm elimi, ani bir hareketle dönmesem de yine de sızlamıştı.

 

"Acıdı mı? " Dediğinde başımı olumu anlamda sallayarak yüzümü yastığa bastırdım.

 

Açılmış olabilir miydi? Bu kadar sızlaması normal değildi çünkü

 

"Bakmama izin ver! " Diyerek atıldı Cihan yanağıma elini koyarak ona bakmamı istedi.

 

Üzerimde ki battaniyeyi kalçamın hizzasına kadar indirerek üzerimdeki gömlek tarzı pijamayı yukarı doğru kıvırarak sargının üzerinde parmaklarını gezdirdi.

 

"Kanamamış, " Diye fısıldadı düşünceli bir şekilde, " Acaba, " Dediğinde bakışlarımı onun yüzüne çevirdim.

 

"İçinde iğne unutmuş olabilir mi? " Dediğinde korkuyla "unutmuş mu? " Dedim. İğne her zaman iç organlarıma mı batacaktı.

 

Ya ciğerime saplanırsa,

 

"Cihan içinde mi kalmış? " Diye bir kez daha sordum. Cevap alamayınca

 

"Bilmiyorum." Dedi. "Sanırım bununona sormam gerek, beni bir kaç saniye bekler misin? " Dediğinde başımı olumlu anlamda sallayarak yutkundum.

 

Başımı eğerek yaraya bakmaya çalıştım. Beyaz sargı bezinin üzerinde kan damlaları arasamda yoktu.

 

Cihan kapıyı açık bırakarak doktorun yanına gitmiş saniyeler sonra geri gelmişti.

 

Beni yanlız bırakmayı o da istemiyordu. O da korkuyordu benim gibi,

 

Belkide vicdan yapıyordu.

 

Cihan girdikten sonra arkasından doktor olan adam girdi. Cihan kaba bir tavırla, "iğne mi unuttun içinde? " Diye sormuştu.

 

"Unuttuğumu sanmıyorum. " Dediğinde cihanın tek kaşı havalandı. "Sanmaz mısın? " Diye alay etti. "Unuttun mu unutmadın mı? " Dedi bu sefer Diğerine oranla daha ciddi çıkan sesiyle

 

"İğne değil de makas unutmuş olabilirim. " Dediğinde

 

"Cihann." Dedim korkuyla

 

Cihanın bakışlarını bana çevirerek, "kapat gözlerini, " Dedi. Gözlerim ona itaat ederek hızla kapandı. Kapattığım an gelen gürültü ile irkildim.

 

Gözlerimi açtığımda doktorun yüzü masadaydı. Cihanın eli ise doktorun ensesinde

 

Cihan doktoru geri kaldırdığında doktorun burnundan akan kanı görünce midem bulanmıştı.

 

"Tampon yap! " Dedi cihan doktorun ensesini bırakarak "ben yaparsam içine ne sokacağım belli olmaz. " Dedi. Doktor alayla gülerek "pezevenk, " Dediğinde Cihandan hatlı sayılır bir güçle tekme yemişti.

 

Doktor bana döndükten sonra, "bir şey unutmadığıma eminim. " Dedi. "Ciddi bir şey olursa çağırın, " Diyerek odadan çıkmıştı. "Haklı adam! " Diye Cihana bağırdım. "Çevirdin beni tabi ağrır niye aklıma soktun iğne unuttu diye! "

 

"Haklısın." Dedi ama sesi sanki aksini idda ediyor gibiydi.

 

Sandalyeyi yatağın önüne biraz daha yaklaştırdı. Battaniyeyi tekrar üstüme güzelce örttükten sonra elimi tuttu.

 

Sandalyeye oturarak arkasına sırtını yaslayarak başını yatağa yasladı.

 

"Burada mı uyuyacaksın? "

"Evet."

 

"Belin ağrır. " Dedim orada yatmasını istemiyordum. Ama odadan da gitsin istemezdim.

 

"Uyumalısın hayatım." Dedi bir yandan esneyerek gözlerini kapattığında bende bir süre yüzüne baktım.

 

Buradan o kadar çok gitmek istiyordum. Ki gitmeyi aklıma koymuştum bile ama cihandan nasıl ayrılacaktım hiç bir fikrim yoktu.

 

Bana aşık olmsa bile ona karşı içimde tarifi olmayan bir çok güzel his vardı.

O olmasa da benim aşık olabileceğim kadar büyük ve güzel hisler ama bir şeyler hep engel gibi geliyordu.

 

Her engeller var gibiydi.

Onun arkadaşları... benim ailem...

Onun siniri sanki tanıdığım cihan yok gibiydi. Bana karşı ilk günkü gibi naif olsa da çevreye karşı çok büyük bir öfke problemleri vardı ve bu beni ister istemez korkutuyordu.

 

Öte yandan ali onunla bir daha yüz yüze bile gelmek istemezdim. Bana sunduğu teklifide göz önünde bulundurursak...

 

Daha fazla kışlada kalmak istemiyordum. Hatta tek başıma kalmakta kerim e hala öfkeliydim

Cihana da hatta tüm bu yaşananların sorumlusu serkana bile öfkeliydim.

 

Alinin bana dokunmasını istemezdim.

Alinin bana dokunmasını unutmak istiyordum.

 

O kadar zordu ki benim için

Yıllarca evde hapsedildikten sonra bunlarla karşılsşmak olmayan özgüvenimi yerle bir ediyordu.

 

Cihan'ın bilmediğini öğrensemde bunu osn söyleyip söylememe konusunda tereddütteydim.

 

Mesleğine bir zarar gelmesinden korkuyordum ya da ali söylediğim için bana daha da kızar diye ve her şeyden önemlisi ve önceliği

 

Cihan bana inanır mıydı? Kim ihtimal verirdi ki böyle bir şey olacağına üstelik Cihan ve ali öok önceden arkadaştı. Bana inanmayabilirdi Cihan

 

Yada bana kızar mıydı?

 

Nefes alışlarım güçleşmeye başladığında elimi boğazıma götürdüm. Nefes almaya çalıştıkça sanki boğazımda düğüm oluyordu her şey

 

Düşünmemeliydim. Düşündükçe kötü oluyordum. Yutkunmaya çalıştım.

Ve Cihanın elini daha sıkı tuttum.

 

Gözlerimi kapatarak başka şeyler düşünmeye çalıştım. Beyaz bir oda

Beyaz renk beyaz....

 

🪸🪸🪸

 

"Cihan." Diye bağırdım. Gördüğüm kabusun etkisi ile yattığım yerden kalkmaya çalıştım.

 

Karanlık odada cihanı görmeye çalıştım.

 

"Cihan, " Dediğimde bana sarılan bedeni itmeye çalıştım. Çığlık attığımda odanın kapısı açılmıştı.

 

Aynı zamanda açılan ışık ile doktoru gördüm. "Buradayım." Diyen cihanın sesi ile onun omuzlarındaki ellerimi indirdim.

 

"Kıza mı saldırıyorsun lan. " Diyen doktorun sesini duymazdan gelerek başımı cihanın omzuna yasladım.

 

"Ağlama, " Dese de elimde olan bir şey değildi elleri sırtımı sarıp sarmaladı.

 

"Çık!" Dedi doktora başımı göğsüne biraz daha bastırdım. Kapı sesini duyduğumda ağlamam biraz daha şiddetlenmişti.

 

Cihanın sırtımdaki eli enseme çıkarak başımın arkasını turarak beni geriye doğru yatırdı. Elim hala göğsündeydi. O da üzerime uzandığında tüm ağrılığı dirseklerinin üzerindeydi.

 

"Korkulacak bir şey yok, "

 

Elinin biriyle gözümden akan yaşı sildi.

Üzerimden yavaşça kalktığında bende yan dönerek cenin pozisyonu alarak kulaklarımı kapattım. "Liyan! " Dediğini çok uzaktan duysamda kulaklarımı açmadım. Sıkıca örtmeye devam ettim.

 

Hıçkırıklarımı duyuyordum sadece ama cihanında konultuğuna emindim. Ellerinin bedenimde olduğuna

 

"Dikişine zarar vereceksin, " Dediğini duydum bir eli bacağımdaydı. Bırakması için tekme atmaya çalıştım.

 

"Bırak! " Diye bağırdım.

 

Yazarın Anlatımı:

 

Cihan cenin pozisyonunda yatan kıza içi giderek bakıyordu.

 

Kendisine dokunmasına izin vermiyordu. Ve yarası bu ani hareketlerinden dolayı açılmış olabilme korkusuna kapılmıştı Cihan.

 

"Liyan, " Dedi yalvararak, " Ne olur sakinleş," Derken sesi çaresiz çıkmıştı yeni ebeveyn olmuş bireylerin çocukları ağladığında ne yapacaklarını bilemeyişleri gibiydi ondaki

 

Rıfat ın "sakşnleştirici vurmamız gerek. " Dediğinde omzunun üzerinden ona baktı.

 

Liyanın sesli ağlayışı sürüyor ve her geçen saniye daha da kendini kasıyordu.

 

Ağlarken ara ara cihan demesi ise Cihanın yüreğini paramparça ediyordu. Elinden bir şey gelmedikçe deliriyordu.

 

Rıfat iğneyi hazırlarken Cihanda liyanın kolunu tutmuştu. Liyan ellerini kulaklarından geçtiğinde elinde iğneyle duran rıfatı görünce başını iki yana salladı.

 

"Cihan hayır. " Dedi.

 

"Cihan uyumak istemiyorum. " Diye bağırdığında sesi odada yankı ayapmış cihanın yüreğinde çınlamıştı sesi,

 

"Cihan uyurken tekrar oluyor. " Dedi "uyuduğum da yaşadığım her şeyi bir daha yaşıyorum uyumak istemiyorum."

 

"Cihan nolur izin verme, "

 

Cihan gözlerini kapattı. "Zorundayız." dedi gözlerini açtığında liyana bakmaktan kaçındı.

 

"Cihan ama ben çok korkuyorum. " Diye bağırdı bu sefer liyan

 

"Sen beni hiç korumuyorsun canım acıyor! " Dediğinde Cihan liyanın kafasını göğsüne bastırdı.

 

"Uyumak istemiyorum. "

 

"Ben her şeyi bir daha yaşamak istemiyorum. " Dediğinde bieaz sakinleşmiş gibi olsa da hala bedeni kontrol edilemez bir şekilde titriyordu.

 

Rıfat bundan yararlanarak kolunu açacağında Liyan tekrar hırçınlaşarak yerinde kıpırdanmıştı. "İzin verme! " Demişti cihana

 

"Cihan nolur izin verme! " Sesi kısılmıştı bağırmaktan cihan onu biraz daha göğsüne bastırarak rıfat ın iğne yapmasına izin verdi.

 

"Uyurken bırakma beni, " Diye fısıldadı. Liyan

 

Liyanın Cihanın kolundaki eli gevşerken cihan ona daha sıkı sardı.

 

"Ağlamıyorsun değil mi? " Diyen rıfat ile başını iki yana sallayarak dolan gözlerini havaya kaldırdırarak geçmesini bekledi.

 

Liyan ın bilincinin kapandığından emin olduğunda yatağa güzelce yatırdı.

 

Rıfat a "dikişkerini kontrol et! " Diyerek pencerenin yanına gitti. Cebinden sigara paketini çıkardığında içinden bir dal alarak ucunu ateşledi.

 

"Dayın sana torpil geçmez mi? " Rıfatın kendisine sorduğu soruyu duymazlıktan gelerek sigaradan bir duman çekti.

 

" Liyana ne olmuş söylediler mi? " Dedi. Rıfat a kisme bir şey söylememesi Cihanı delirtiyordu.

 

Ona defalarca kez uyarmıştı. Ne zaman acısı var. Ne zaman borcum var dediyse Ali daha da tepesine çıkmıştı.

 

Çok mu yüz verdim diye düşünmeden edemiyor.

Ama böyle olmasının kendi suçu olduğunu biliyordu.

 

"Ali kendi kendine sapladı dedi, " Diyerek bildiği tek şeyi söylemişti rıfat.

 

"Bana taş evde dedi kerem. Kimse beni anlamıyor. " Dedi sigarasından bir nefes daha çekerek "hepsine söyledim. Liyanı seviyorum kardeşiniz gibi davranın dedim. " Demişti.

 

Arkasını dönüp liyana bakamıyordu.

Bitkin halini gördükçe içi gidiyordu.

 

"Ben kime anlatayım. Dedim hepsine kız kırılgan dedim. Buradan gitmek isterse ben ne yapacağım. " Dedi çaresizce

 

"Gitmek istemezse ne yaparım. Ali'nin olduğu bir ortamda bırakır mıyım bir daha, "

 

"Zamanla alışırlar, " Dedi rıfat teselli etmeye çalışarak.

 

Cihan başını iki yana salladı. "Liyan benden nefret ederse? Liyan beni artık yanında istemezse, "

 

"Çok yeniydi her şey, " Dedi pişmanlık dolu bir sesle "çok güzelmolmalıydı her şey aklıma geldikçe nefes alamıyorum rıfat. "

 

Rıfat onun bu haline ses tonuna acıyarak bakmıştı.

 

"Bana yeni gelen ilaç kasalarının içinde bir paket vardı. " Dedi rıfat

 

"Senin miydi? " Dedi cihandan bir tepki alamayınca, "kıyafet ve kitaplar vardı."

 

"Liyana almıştım internetten. " Dedi cihan titreşimli çıkan sesiyle

 

"Sınava tekrar girsin diye test kitabı ve boyama kitabı almıştım. "

 

"Açtın mı? "

 

"Şeffaf kargoydu. " Dedi rıfat açmadığını belli edercesine

 

"Buraya bir araç geleceğini öğrendiğim gece söylemiştim. Tavşanını gezdirsin diye tasma bile almıştım. " Dedi tebessüm ederek, "o kadar emindim ki benimle kalacağına şimdi ne yapacağım bilmiyorum. "

 

"Ve, " Dedi arkasına dönerek "kargoyu getirmediklerini düşünmüştüm. "

 

"İlaçların olduğu kasadaydı. "

 

Liyanın eski sargısını çöpe atan rıfat Cihana döndü. "Bas nikahı, " Dediğinde Cihan rıfata döndü. "Evlen gitsin o zaman hallolur her şey olmazsa tayinini istersin. " Dediğinde Cihan kaşlarını çattı.

 

"Evlenmek ister mi?" Dediğinde rıfat bilmem anlamında omuz silkti.

 

"Tanıyan sensin. " Dediğinde Cihan başını iki yana salladı. "Baksana, " Dedi liyanı işaret ederek

 

"Küçücük bir şey, " Dedi. Yüzünde buruk bir gülümseme oluşurken, "minnacıkta suratı var. " Dedi çocuk sever gibi.

 

"Baksana rıfat, " Dediğinee rıfat tiksinerek Cihana bakıyordu.

 

"Köpek mi seviyorsun, " Dediğinde Cihan liyandna bakışlarını çekerek rıfata çevirdi. "Ne köpeği? " Dediğinde rıfat kafasını iki yana salladı.

 

Yine uyanırsa çağırırsınız. " Diyerek gitmişti. Cihan elindeki sigarayı xamın kenarında söndürerek ışığı kapatma ihtiyacı duymadan sandalyeye oturdu.

 

Liyan'ın elini tutarak elinin üzerine bir öpücük bıraktı.

Sırtını sandalyeye yaslayarak Liyanı izledi.

Eğer bir daha sayıklamaya başlarsa onu uyandıracaktı.

İlaç ne kadar uyuturdu. Ya da ilacın etkisi ile rüya görür müydü onu bile bilmiyordu.

Titreyen telefonunu hissettiğinde elini cabine götürerek tek eli ile alarak açmıştı.

 

"Buyur abim, " Dediğinde kız kardeşinin ne diyeceğini dinledi.

 

"Abi ne zaman geleceksin? "

 

"Belli değil. " Dedi sıkıntıyla oflayarak

"Dayım annemi aradı değil mi? " Dedi.

 

"Aradı."

 

"Ne dedi? " Diye sordu sıkıntıyla annesinin bilmesi hiç iyi olmamıştı.

 

" Üzüldü. "

"Bu kadar mı? " Dedi. İçten içe sasece bu kadar olmadığının farkındaydı.

 

"Dayım ile annem kavga etti. " Diyerek kardeşi itiraf etti. "Annem dayıma kızdı. Bu seferlik görmezden gel diye, dayım anneme kızdı oğluna söz geçir diye. " Dediğinde cihan iç çekti. Böyle olacağını biliyordu.

 

En başından beri tahmin ediyordu.

Liyanı kışlada kalmasını söylediği ilk günden beri Aliye silah çektiği andan itibaren biliyordu.

 

"Sinan ile de mi kavga ettiniz? " Dediğinde Cihanın gözleri seyidi.

 

"ABİ! " Dedi bağırarak liyana korkmuş mudur diye baktıktan sonra, "Sinan abi! " Diye uyarmıştı kardeşini,

 

Kardeşinin Sinana karşı olan ilgisi kendisini rahatsız ediyordu.

 

"Tamam ya, " Dedi kardeşi bozularak, "hızla söyleyince aklıma gelmedi. " Dedi.

 

"Bir daha yapma abicim. "

 

Kardeşi üzerinde baskı kurduğunu hiç bir zaman düşünmüyordu.

Sevgilisi olmasına bile yüzüne karşı sevgili yapabilirsin demişti.

Ancak kardeşinden küçük olmalıymış, sigara alkol kullanmamalıymış herhangi bir sicili olmamalıymış ve tekrar dipnot düşerek senden küçük olsun. Demişti. Vakti zamanında hala da bu düşüncesinin arkasındaydı.

 

Kardeşinden büyük olup kardeşini kandırabilirdi.

Onun yerine kardeşi büyük olmalıydı ki aralarındaki ilişkiyi kardeşi yürütsün, kandıracaksa kardeşi kandırmalıydı.

 

"Dayım. Suriyeye göndereceğini söyledi. " Dediğinde cihan alayla güldü.

"Beni mi? " Diye sordu. Böyle mi adam edecekmiş diye düşünerek canına minetti.

"Evet abi, " Dediğinde

"Gönderirse gönde-" Diyecekken karşısında olan liyan ile sustu.

 

Suriyeye giderse liyanı götüremezdi.

Yutkunarak, "abicim. " Dedi

 

"Sen annemle konuşsana belki dayımı ikna eder. "

 

( tepki çekmemek için söylüyorum ki bu torpil değil dayısı kendi ceza verecekti. Sadece askeri bir suç işlemedi. )

 

🪅🪅🪅🪅

 

"Cihan! " Sayıklayan Liyan ile Cihan gözlerini sildi.

 

"Liyanım." Dedi duymasa da som yarım saatir inleyerek mırıldanıyordu. Ateşinin çıktığını fark edince sirke bulmuş ve anlını sirkeli bez ile silmişti.

 

Ateşinin düşmesi için batteniyeyi karnına kadar çekmişti sadece,

 

Eli yine ait olduğu yerdeydi.

 

Elini öperek bedenine yayılan ısısını daha fazla hissetmek için liyanın avuç içini öperek yanağına götürdü elini

 

Liyanın elini yanağına koyarak üzerine kendi elini koydu.

 

Liyan inlediğinde gözlerini kapattı.

Acı çeken sesini duymak ölüm gibiydi onun için elini bırakarak ayağa kalktı.

 

Odadaki dolaba giderek ilaçları karıştırdı. İşine yarayan bir şey bulmak için çoğu ilacın reçetesini okudu. Bir şey bulamayınca dolabin kapağını kapatarak mini buz dolabının kapağını açtı bu sefer.

 

Gördüğü şurup şişeleriyle eahat bir nefes aldı bunlar işine yarayabilirdi. Üzerlerine göz gezdirerek şuruplardan ateş düşürücü olanı bularak aldı.

 

Liyanın yanına giderken kutuyu açarak içinden kaşığı çıkardı.

 

Kaşığın önüne arkasına bakarak temiz mi diye kontrol etti.

Kokladığında ise gelen şurup kokusu ile kaşığı tekrar kutuya koydu.

 

Şurubu masaya bırakarak telefonunu çıkardı.

 

Rıfatı arayıp telefonu sandalyeye bıraktı. liyanın üzerini örterek rıfatın gelmesini bekledi.

 

Çalan telefon meşgule atıldıktan bir kaç dakika sonra kapı çalmıştı.

 

"Gel, " Diyen Cihanın sesini duyunca içeri girmişti rıfat.

 

"Ne oldu? " Diyerek esnediğinde

 

Cihan, " Şurup içiricem kaşık lazım, " Demişti. Uzatmaya gerek duymayarak

 

"Yok mu Kutunun içinde, "

"Pis."

"Siktir lan oradan yıkıyorum onları ben, " Diyerek rıfat kutunun yanına giderek eline aldı. İlk ne şurubu olduğunu konrtol etmiş ardından içindeki kaşığı çıkarmıştı.

 

"Asıl sana siktir. pezevenk milletin ağzına soktuğun kaşıkla mı içireyim. Gavat mıyım ben. "

 

Rıfat kutuyu kaldırarak cihana gösterdi. "Çocuk şurubu bu! " Dedi sitem edercesine

 

Cihan ise başı ile Liyanı işaret etti. "Bu ne? " Diye sordu agresifçe

 

"Tamam tamam yok bir şey en haklı sensin. " Diyerek kaşık almak için odadan çıkmıştı.

 

Cihan liyanın yanına biraz daha yaklaşarak elini terleyen boynunda gezdirdi.

 

Rıfat geri girdiğinde elinde tatlı kaşığı vardı. "Temiz." Diyerek açıkladı.

Cihana

 

Cihan eğilerek liyanın omuzunu tuttu.

Diğer eliyle de önündeki saçlarını arkaya itti.

 

"Liyan." Dedi uyanması için.

 

"Liyan, " Dediğinde liyanın mırıldanmalarına karşılık rıfat, "uyandırmana gerek yok şurup zaten içiririz. " Demişti.

 

"Uyuken bir şey mi içirilir! Boğazında kalcak kızın, " Diyerek terslemişti. Rıfat gçz devirdi bu hallerine snaki dünya da bir onun kız arkadaşı vardı.

 

"Uyandır o zaman. " Dedi aynı şekilde karşılık vererek

 

"Liyan, " Dedi Cihan. "Liyan hadi şurup iç, "

 

"İlaç çok mu ağırdı uyanmıyor. " Dedi cihan rıfata bakarak

 

"Normal insan olsa uyandırma yöntemlerini biliyorum da, " Dedi.

"Ama liyan için biz bebekler yeni uyandığında memeyi ağzına alması için burnunu sıkıyoruz. Ağzını açması için. " Diye dalga geçmişti.

 

Cihan, " Liyan. İç tekrar uyuyacaksın. " Dedi. Omuzlarında ki elleri ile yarasını fazla sarsmadan kaldırdı liyanı.

 

"Cihan, " Dedi liyan etrafına bakarak

 

"Bir şey yok şurup içeceksin sadece, " Desiğinde liyan başını olumlu anlamda sallayarak bedenini cihana yasladı.

 

Rıfat çalkaladığı şişenin kapağını açarken, liyan battaniyeyi biraz daha üzerine çekti.

 

Rıfat kaşığı Cihana vererek kapağı açtı Cihanın tuttuğu kaşığa döktü.

 

Cihan dolan kaşığı liyanın ağzına uzatırken dökülmesim diye çenesinin altına elini koydu.

 

Liyan dudaklarına uzatılan şurubu yüzünü buruşturarak içti.

 

Rıfat, " Bir kaşık daha, " Diyerek Cihandan kaşığı uzatmasını istediğinde

Cihan, "yeter bu kadar. " Diyerek karşı çıkmıştı.

 

"Çocuk şurubu zaten kesme onu, "

"Fazlası dokunur! " Dedi Cihan sertçe

"Arkasında bir ölçek yazıyor. " Dediğinde rıfat, " Evet haklısın bir ölçek diyor. " Diyerek gözlerini kapattı ne kılıbık adam diye geçirdi içinden

 

"On iki yaşındaki çocuklar için, bir ölçek. " Dedi. "Bir işe yaramaz bu içtiği , " Dediğinde liyan içtiği şurupla birlikte üzerindeki yorgunluğun dinmesi adına cihanın bedenine yaslandığı yerde gözlerini kapatmıştı.

 

"Ne boktan şey şu ilaçlar, fazlası bünesine zarar verecek. " Diye sinirle söylendi.

 

"Yok mu kekik suyu burada ondan içirelim. " Dediğinde liyan duyduğu şeyle gözlerini açmayı denedi.

 

"Acı o, " Dedi karşı çıkarak, "içmem." Dedi var ile yok arası çıkan sesiyle

 

"Ne gezsin burada, içirecek misin havale mi geçirsin? " Diye sıkıştırdı rıfat iyice

 

"Yarım." Dedi Cihan böyle ateşli kalmasına da müsade edemezdi.

 

"Bir saniye, " Dedi alel Acele

"Kahretsin. Bu tok karnı ilacı mı? " Dediğinde rıfat dişlerini gıcırdatı.

 

Her an, Cihana ana avrat sövebilirdi.

"On iki yaşında çocuğun içtiği ilaç eşşek kadar kıza ne yapsın. " Dedi

 

"Ağzını topla, " Dedi Cihan, ama rıfatın geri adım atmak gibi bir niyeti yoktu.

Uykusundan olmuştu ve Cihanın bu halleriyle uğraşacak kafada değildi.

 

Cihan kaşığı uzatarak, "tok karnı mıydı? " Dedi.

 

"Aç. Cihan aç, " Dedi küfür edercesine

Kafasını masaya geçirdiği için zaten üst dudağı sızım sızlıyor burnunu hissedemiyordu.

 

Cihanın uzattığı kaşığa biraz daha şurup koydu. Cihan yine liyana uzattı kaşığı liyan içtiğinde başını geriye çekerek, "yatayım yara acıyor. " Dedi nefesini tutarak

 

Cihan duydukları ile kaşığı rıfata uzattı.

Kçotrduğu yataktan liyanın belini ve sırtını tutarak kalktı. Kalktığı yere Liyanı uzandırarak Rıfata döndü.

 

"Saat kaç? "

 

"Dört, " Dediğinde

"sabah olmak üzere, " Dedi cihan. Sabaha kadar liyanın yanında sandalyede geçirmiş, iyileşmesi için dualar etmişti. Ateşi çıkınca ise ateşini düşürmek için uğraşmıştı.

 

"Çorba yapar mısın uyanınca içsin, iyi gelir çorba, " Dediğinde rıfat kaşlarını çattı. "Pardon? " Diye sorduğunda Cihan "ne var! " Demişti kabaca

 

"Ben mi yapacağım çorbayı, "

"Liyanın yanından mı ayrılayım sen yapacaksın tabi, "

 

"Siktir lan oradan, " Dedi rıfat "çorba yapacakmışım birde gecenin bir vakti." Diye söylenmiş ve çıkıp gitmişti odadan.

 

Cihan ise arkasından küfürler savurmuştu.

Telefonunu alarak Sinanı aramıştı. Alan telefon kulağında iken liyanın anlını kontrol etti.

 

İki kaşık içmesine rağmen hala düşmemişti.

 

"Efendim." Diyen Sinan'ın sesini duyunca

 

"Sağlık ocağıns gel hemen! " Demişti sesini emir verir tonda kullanarak

 

Sinan' ın ne oldu demesine fırsat veremeyerek telefonu suratına kapatmıştı.

 

Hala öfkeliydi her birine,

 

Liyanın yanına giderek sandalyeye oturdu elini avucunun içine koyarak

"Hayatım, " Diye seslendi. "Ağrın var mı? "

 

"Karnım acıyor. " Dedi liyan kendinden geçer gibi şuan ki hali yarı baygın gibiydi. Elini oynatacak hali yoktu.

 

"Geçecek, " Diyebildi Cihan sadece elini Liyanın karnının üzerine koyarak

 

Yarım saat sonra:

 

"Bunun için mi? " Diye sordu Sinan elindeki tencereye bakarak "gecenin üçünde beni çorba yapmam için mi çağırdın. " Diye sordu sakince

 

"Yapar mısın dediğimi hatırlamıyorum. " Dedi Cihan. "Git ve çorba yap uyanınca ne yiyecek bu kız! " Diye kızdı.

 

"Sizin olmayan beyninizi sikeyim sizi.. " Diyerek sustu. "Ben devriyeye gidiyorum diye özellikle söyledim. " Dedi.

 

"Ulan tek yapacağın şey o siktiğimin yatağından kalkmaktı. " Dedi Sinanı karşısında görmüşken öfkesini kusmak istemişti. Geceden beri gözüne gram uyku girmemiş ne olduğunu düşünüp durmuştu.

 

"Tahinimi isteyeceğim. " Dedi

"Tim falan sikimde değil, " Dediğinde sinan karşı çıkarak, "saçmalıyorsun şuan, " Dediğinde Cihan başını iki yana sallamıştı.

 

"Arabanın önünde kağıtlar giderken albayınıza testlim edin! " Dedi ima dolu ses tonuyla

 

"Benim kız arkadaşım gecenin bir vakti yatağından kaldırılıp götürüyor. Bıçaklanıyor. " Desi yutkunarak

 

"Ve ne olduğu benden saklıyor ben size bir daha kardeş gözü ile bakar mıyım?"

 

Dediğinde sinan ne yapacsüını bilememişti olayı bilse de albay keskin bir dille uyarmıştı.

 

Cihana söylemeyecek lerdi ne olduğunu albay liyan ile de konuşmak rızasını aldıktan sonra Taciz olayını Cihana söylemeyerek sadece Aliden korktuğunu söylemeyi düşünüyordu.

 

Albay sadece kendisi ve Ali'ye söylemişti. Serdarın ve Cihanın tepkisinin aynı olacağını biliyordu.

 

Serdar kardeşini buna benzer bir durum yüzünden kaybettiği için bu konularda hassastı.

 

"Ali, " Diyerek yutkundu sinan

Albay bunu söylediğini duyarsa sinirlenebilirdi. Ama cihanın gitmesi daha kötüydü.

"Liyana teklif etmiş, " Diyerek yutkundu, "şeyi, o şey varya, " Diyerek düşündü.

 

"Evrak falan bunları sana veririm git terk et Cihanı diye, " Dedi.

 

"Liyanda korkmuş kendini bıçaklamış ama Ali yemin ediyor bana saplar sandım diye, "

 

"Liyan uyansın, " Dedi Cihan tehdit dolu sesiyle "eğer virgülün yerini bile farklı anlatsın senin amına koyarım. "

 

Bekleyenleriniz olduğu için Bitiriyorum burada

 

Çook sevgi 🖤🖤🖤💜

Bölüm : 25.10.2024 11:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...