Pehlivan erkek diyerek bölümü başlatıyorum.
Bölüm şarkıları;
🪸Erdal güney& eylem aktaş Zor yıllar.
🪸Eylem aktaş Dalgakıran
🪸Ufuk beydemir derdini bana anlat
🪸Zemin kat çok mutsuzum ama iyiyim
30. Bölüm
~Pasta
"Cihan." Diyerek ona doğru döndüm.
Arabanın içinin sıcaklığı beni ısıtmaya yetmiyor ama Yüzüm alev alev yanıyordu.
"Hasta olacağım deme sakın. " Diye baştan uyardı.
"Yok, " Diye mırıldandım.
"Öpüştüğümüzü pehlivana söyleyeyim mi? " Dediğimde yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu. "Arsız bir kız olmaya başlıyorsun liyan, " Diyerek elini uzatarak beni kendine doğru çekti.
Arabanın hakimiyetini tek eli ile sağlarken. zaten kemeri takmadığım için rahatça omzuna yaslandım.
"Ama pehlivan daha bana bir sürü tavsiye verecek, " Diyerek dudaklarımı büzdüm.
"Hatta, " Diyerek bakışlarımı kaldırarak yüzüne bakmaya çalıştım.
"Bana aşık olman için ritüel yaparmış onun dediklerini yaparsam. " Dediğinde kaşlarını çatarak bakışlarını aşağı çevirerek bana döndü.
" Onun dediklerini yaparsan? " Diye beni tekrar etti. "Kendin istediğini söylemiştin liyan! " Dediğinde şirince gülümsedim. "Öyle zaten. Ama o bana taktik veriyor." Dedim. Öyleydi de cihanı tavlayabilmem için bir çok taktik verecekmiş
"Benimle de paylaşacak mısın o taktikleri. " Dediğinde başımı yattığım yerde iki yana salladım.
"Olmaz." Dedim.
"Pehlivan ile aranız neden bu kadar iyi? benim bilmediğim şeyler neden ona anlatılıyor. " Diyerek elini omzumdan karnıma doğru indirerek gıdıkladı.
"Yaa Cihan, " Diyerek kıvrandım.
"Bir saat öncesine kadar arka koltukta kıvranıyordun? " Dediğinde omuz silktim. Utandığım için arka koltukta saklanmıştım.
"Acemiliyime denk geldi. " Dedim.
"Şebek, " Diyerek yola döndü. Biraz arsız gibi olmuştum ama o bana demişti. O istemişti.
"Hala utanmıyorsun değil mi? " Diye sorduğunda başımı iki yana salladım. İnanmazcasına kafasını eğerek bana baktı.
"Sadece birazcık. " Diye yanıtladım. Utançtan arka koltuğa saklanmıştım.
Benim koltuğun arkasından çıkmam için de bir dana asla öpmeyeceğini söylemişti.
Bende öpmesi için çıkmıştım.
"Pehlivan ile iki gün boyunca konuşmayacaksın. " Dediğinde yüzümü astım. Ne demek konuşmayacaktım.
"İtiraz ettiğin an üç gün olur! " Uyarısında bulunarak tekrar dikkatini yola verdi. Omzundan kalkarak kaşlarımı çattım.
"Konuş... konuş çekinme, " Dediğinde omuz silktim.
Biraz haklı olabilirdi
Ama çok değil beni arkadaşımdan ayıramazdı.
"Mağra adamı, " Diye mırıldandım duyduğundan emin olduğum ses tonu ile
"Sen nesin? Konak güzeli, " Dediğinde kaşlarımı çattım. "Yalancı mı? " Diyerek elini uzatarak burnumu sıktı.
"Yoksa uyanık mısın? " Dedi. " Ya da üç kağıtçı, " Dediğinde yüzümü astım.
Ellerimi göğsümde birleştirerek sırtımı kapıya yasladım.
Cihan kısa bir an bana bakış atarak arabanın kapılarını kilitledi.
"Cihan." Diye mırıldandım.
" burada avokado var mıdır? " Dedim.
canım çok istiyordu.
Birde kestane yemek istiyordum. Ama hepsini cihana söyleyemiyordum.
"Bir bakarız. " Dedi. Snaırım o da varlığından emin olamamıştı.
" Tamam. " Diye mırıldanarak önüme önüme döndüm. Birinden bir şey istemek utanç vericiydi.
Arbayla çarşıya inene kadar daha da konuşmamıştık,
Çarşıya gelince cihan ile birlikte arabadan inmiştik.
Cihan arabanın etrafını dolaşarak yanıma geldiğinde kolunu uzattı.
Vakit kaybetmeden kolunun altına girdiğimde birlikte markete girdik.
"Almak istediğin bir şey olursa alabilirsin. " Demiş ve beni önüne almıştı. Marketin ortasında bir reyon vardı böylece marketi ikiye ayırmıştı. Ve sadece market demek yetmezdi.
Her şey vardı hemen hemen
Birlikte raflara bakınırken cihan önümdeki rafa uzandı.
Aldığı pasta kekini göz hizzasına tutarak arkasını çevirdi. Yazılarını gözlerini kısarak okuduktan sonra, "sana doğum günü pastası yapalım mı? " Demişti.
Ve benim cevap vermemi beklemeden, "gelde diğer malzemelerini alalım. " Demişti. Bu sefer o öne geçtiğinde bende arkasından raflara bakınarak geziyordum.
Gözdüğüm bisküvi ile o rafın önünde durdum. "Bisküvi pastası yapalım mı? " Diye sordum.
Hem yapımı basitti hemde tadını çok seviyordum. Diğerini yapmasını ise bilmiyordum.
"Bunu sevmiyor musun? " Diye sorduğunda omuz silktim. "Doğum günü pastası yapmayalım geçti zaten bundan yapalım. " Dedim. Paketi elime alarak
"Sen istediğini al ben sana bununla pasta yapacağım. " Demişti. Benden daha çok hevesli görünüyordu.
"Bende sana mum üfletirim bununla yaparak, " Dedim. Bende kutlama pastası yapardım bununla
"Onun için başka ne gerekiyorsa al hadi, " Dedi.
Birlikte o bana yapmak için pasta malzemelerini alırken bende süt ve puding almıştım. Ve birde karamelli çikolata
"Bunları nerede yapacağız? " Diye sordum.
"Karakolda hallederiz. Tepsileride kışladan alırız. " Dedi.
Birlikte kasaya gittiğimizde elindekileri bıkratıktan sonra benim elimdeki sütleri almıştı.
"Buralarda avokado satan biri var mı?" Diye sorduğunda avokado aklıma daha yeni gelmişti. Resmen canımın ne çektiğini unutmuştum.
"Malesef komutanım. " Diyerek eşyaları poşetlerken cihan aldıklarımıza ek olarak iki paket sigara almıştı.
Marketten çıktığımızda poşetlerin hepsi cihandaydı. Benimde elimde karamelli çikolata vardı.
Ben ön koltuğa oturduğumda cihan ellerindeki poşetleri arkaya bırakarak
Koltuğuna geçmişti.
Esneyerek başımı cama yasladım.
Cihan arabanın ısıtıcısını ayarlarını kurarken kısa bir an bana çevirdi bakışlarını, "uykun mu geldi? " Diye sorararak ısıtıcıyı açmıştı.
"Biraz, " Diye mırıldandım.
Kontak hala çalışsa da arabanın ısınmasını bekliyordu sanırım.
Üzerindeki kabanı çıkararak el frenini indirdi. Kabanını el freninin üzerine serdikten sonra bana baktı.
"Uzan dizime, " Dediğinde başımı camdan ayrıdım. İkiletmeden eğilip ayakkabılarımı çıkardım.
Yana doğru uzandım bacaklarımı kendime çekerek başımı cihanın dizlerine koydum. Bir elim karnımdayken bir elim cihanın dizinin üzerindeydi. "Rahat mısın? " Diye sorduğunda "çok." Dedim.
Arabayı park ettiği yerden çıkararak düz yolda ilerlemeye başladı.
Bir elini kolumun üzerine koydu diğer eli ile de arabanın direksiyonundaydı.
"Cihan."
"Hmm, "
"Ben eğer bir daha öpüşmek istersem seni öpmeye utanırım yine sen öper misin? " Dediğimde gülmüştü.
"Nereden çıktı şimdi bu, " Dediğinde
"Hiç," Diye mırıldandım.
" Daha sonra söylemeye utanırımda şimdiden söyleyeyim dedim. " Diye açıkladım. Ellerini omuzlarımdan saçlarıma çıkardı.
Saçlarımı yavaş yavaş okşarken, "uyu hadi. " Dedi. "Daha pasta yapacağız. " Dediğinde gülümsedim. Bana doğum günü pastası yapacaktık.
Saçlarımda ki eller beni mayıştırıyordu. Ve sürekli yaşadığımız o an aklıma geliyor ve gülümseyerek gözlerimi açmama neden oluyordu.
"Pehlivan ile siz... " Demiş devamını getirememişti. Benden uzaklaşmış arkasını dönmüştü.
Ben istemiyor sansam da öyle değilmiş
"Sana serkanı unut dedim ama bunu yapmak zorunda değilsin siktir et pehlivanı." Demişti cümleleri bir araya getirmekte zorlanarak acemiydik ama her an özeldi. Çok güzeldi.
O söylecek söz bulamıyor cümlelerinin arasından uygun olanı seçmeye çalışıyordu. Ben ise hepmolduğu gibiydim. Ne eksik ne fazla sadece biraz daha duygu dolu biraz daha korktum.
"Sen bana inandırmak için mi istedin?" Kendi kendine konuşur gibi
Olayları kafasında birleştiremediği açıkça ortadaydı.
"Liyan benim için sorun değil, " Diyerek yutkunmuştu "Beklerim unutmanı kendini hiç bir şey için zorlama, "
"Pehlivan'ın seni yönetmesine izin verme, ben seninle yaşamak istiyorum hislerimi sevgimi içimdeki şeyin adı her neyse pehlivan seni yöneltmemeli senin ilişkin olacak ve olursa bizim ilişkimiz olacak ve bu olmamalı. " Demişti. Belki haklıydı bunu düşünmemiştim o an hatta bazı cümleleri yeni yeni aklıma geliyordu.
"İzin vermiyorum. " Diye karşı çıkmıştım.
"Ben öpüşmek istiyorum seninle, " Dedim. O an nasıl öyle bir cümle kurdum bilmiyorum.
Hemde gözlerine bakarken birbirimizin gözlerinde de aynı ifade vardı. Birbirimizi anlıyorduk.
Benim cümlelerimi algılamak için kendisine bir kaç saniye bile vermeden öpmüştü beni.
Dudakları dudaklarımın üzerine konmuştu. Ardından aralık dudaklarımdan sızmıştı.
Beni bekleyerek dinlenerek öpmüştü.
Bir eli yanağımda tenimi yaraken
diğer yanağımın üzerinde ellerinin olmaması tenimi üşütüyordu.
Diğer eli belimdeydi. Bedenine yaslamıştı. Bedenimi.
Aklıma o anlar gelince istemsizce cihanın dizinin üzerindeki elim ile dizini sıktım. Çok heycanlj bir an yaşamıştık.
Ve şuan aklıma gelince bile nefesimi kontrol edemiyordum.
"İlk miydi? " Diye sormuştu alnını alnıma yaslayarak ikimizde nefeslerimizi kontrol edemiyorduk
Velki tutkudan belki heyecandan belki de nefessiz kaldığımız için...
"Değildi." Demiştim. Kendime lanet ederek. kendime kızarak vermek istediğim cevabın bu olmamasına yanarak ama verdiğim cevabın bu olmasının acısı ile
"Benim ilkti. " Dedi gülümseyerek belkide benim üzülmemem için gülümsemişti. Alnını alnımdan çektiğinde içimi öyle bir his kaplamıştı ki sanki uyanmış gibi
Kendime gelmiş,
İdam mahkumunun altından tabure itilmiş ve boşlukta sallanması gibi
Titrek bir nefes aldığımı hatırlıyorum ona baktığımı, bana tekrar gülümsediğinin.
"Senin canının istediği her şey olur liyan. Olmama gibi bir ihtimali yok, " Dedi. Sesindeki ton ile rahat bir nefes vermiştim. Küsmediğine mutlu olmuştum. "Sen istemedin mi öpemeyi beni, " Diye sordum. Onu mu ima etmeye çalışmıştı anlamsamda
Başını alayla iki yana salladı. Bana doğru bir adım attı. " Bedeninin her bir yerini öpmemi emrediyor gibi beni buna mecbur bırakıyor. " Diyerek bakışlarını boynumda gezdirdi.
"Ama ikimizinde hayal kırıklığı yaşamaması için benim sana karşı olan isteklerimi bastırmam gerek, " Diye itiraf etti. Başımı hafifçe sağa doğru eğdim. Dudaklarımı büzdüğümde
" İsteklerimi dedim. " Diye tekrar etti. "İsteklerimi bastıracağım duygularımı değil, hislerimi bastırmam mümkün değil o kadar da iradeli bir adam değilmişim. "
Dudaklarımda hala onun dudaklarının izi vardı sanki
Ve tadı...
Baskısı dokusu...
"Bacağımı sıkacak kadar neyi arzuluyorsun öyle, " Dediğinde kendime gelerek irkilmiştim.
Ellerimi dizlerinden çekerek yüzüne baktım.
" Ben ne kadar güçlüyüm diye bakıyordum. " Dedim hızıca
Mimiklerimi okumasını umursamadan.
Bana söylemezdi nasılsa yalan söylediğimi anlasa da
Zor durumda kalarak utanmama neden olmazdı.
Saçlarımdaki elleri az önce dizini sıktığım ellerimi buldu. Bileğimi avucunun içine alarak
Dudaklarına götürdü.
Nabzımın üzerini öprerek ellerimizi indirerek dizlerinin üzerine bıraktı.
Bileğimdeki eli aşağı inerek elimi avcunun içine aldı.
Baş parmağı ile yavaş yavaş elimi okşuyordu.
"Cihan." Diye fısıldayarak başımı oynayarak dhaa rahat bir pozisyon aldım. Ve Gözlerimi kapattım.
Gözlerimi açtığımda araba park halinde olsa da kontağı açıktı.
Başımı biraz kaldırdırarak cihana çevirdim. Elini cama koymuş elinin üzerine de başını koymuş uyuyordu.
Esneyerek dizlerinden kalktım elimi tutan eli havada asılı kaldı. Elimi onun avucunun içinden çektiğimde uyanır gibi oldu.
"Liyan." Diye mırıldanarak burada olup olmadığımı kontrol etti.
Ona cevap vermeyerek bu sefer sırtımı ön tarafa gelecek şekilde tekrar uzandım. Sağ yanağımı karnına yaslarak ellerimi beline sardım.
Üzerindeniler kalın olmasına rağmen tenini hissedebiliyordum.
Kokusu beni iyice mayıştırıyordu.
Her ne kadar görmesem de karının da kaslarının olduğuna emindim.
Kollarımu sardığım beli sertti. Yanağımı yaslağım karnıda öyle
Gözlerimi kapattım.
Belki tekrar uyudurdum.
Tam olarak uyku sersemliğini üzerimden atamamıştım.
Gözlerimi tekrar kapatmamın üzerinden yaklaşık beş dakika kadar geçse de uyuyamıştım. Karamelli çikolatam arabanın ön kısmındaydı. Ama onu oradan almak istemiyordum.
Daha doğrusu rahatımı bozmak istemiyordum. Yanağıma konan el ile gözlerimi açarak cihana baktım.
"Günaydın." Dediğinde uykulu ve sersem çıkan sesi ile gülümsedim.
"Sana daha çok günaydın. " Dediğimde baş parmağı ile yanağımı okşuyordu.
"Artık pasta yapalım mı? İçeri girip, " Dediğimde "yapalım." Dedi.
Ben dizlerin den kalktığımda arabanın önünden çikolatamı aldım.
Kabanını ortadan alarak sırtına atarak kontağı kapattı. Arabanın kapısını açarak aşapı indiğimde o da hemen ardımdan inmişti. Çikolata mı açarak bir ısırık aldım.
Arabanın arkasına gittiğimde cihan da poşetleri çıkarıyordu. Kapıyı omzu ile kapattıp bana doğru döndü.
Yanıma doğru gelirken çikolatamı ona doğru uzattım. "Teşekkür ederim. " Diyerek geri çevirdiğinde "sevmez misin? " Diye sordum.
"Severim." Dedi karşımda durarak
"İştahını kesmesin sakın! " Diye uyardı.
" Çorbanı içmezsin sonra, " Dedi.
Birlikte karakola doğru giderken "liyan." Bana seslenen sinan ile ikimizde durmuştuk.
"Naber? " Diye sorarak yanımıza yaklaşmıştı. " İyi, " Dedim. Sorarcasına nefes nefese kalmış gibi bir hali vardı.
"İyi ya bende işim varda seni ve, " Diyerek daha da yanıma geldi. Çikolata olan elimi tuttu. Tuttuğu elimi kaldırarak çikolatamdan büyük bir ısırık aldı.
" Çikolatayı görünce bir ısırayım de-" Demesine kalmadan cihan poşetleri tek elinde toplayarak sinanın ensenine vurarak kavramıştı.
"Tüküreceksin onu, " Dediğinde yüzümü buruşturdum. Cihan elindeki poşetleri bana uzattığında iki elimle poşetleri aldım. "Geç içeri, " Diyerek ensesinden tuttuğu sinan ile toprak alana doğru gittiler. Bende içeri geçtim.
Hep kaldığım onaya girdiğimde ilk olarak ılık odada montumu çıkardım.
Poşetleri karşıştırarak içinden
Çilekli sütü çıkardım.
Tavşanımı kontrol ederek yere oturarak çilekli sütümü içtim.
Kapı tıklandığında, "liyan, " Cihanın seslendi. "gelebilirsin." Diye izin verdiğimde içeri girmişti.
Gelir gelmez de,
"İki saatlik bir. İşim var sen kendi pastanı yap arka odada ocak ve dolap var. Tabaklarda olması gerek, ben gelince senin pastanı yaparım tamam mı? " Dediğinde "tamam." Diye mırıldandım.
" Birlikte yapsaydık daha güzel olurdu." Diye mırıldandım.
Yanıma gelerek yanaklarımı avuç içine aldı. "Biliyorum bir tanem çok güzel olurdu. " Diyerek sağ yanağımu öptü.
"Ama askerim ben. " Dedi.
"Senin doğum günü pastanı birlikte süsleriz, " Dedi gönlümü almak için
Oysa ona tavırlı ya da kırgın değildim.
Gülümsedim. "Olur." Dediğinde
Oda benim gibi ufak bir gülümseme kondurdu dudaklarına,
Ellerini ve bedenini geri çekti. " Dikkat et, " Diyerek arkasını döndü.
Cihan odadan çıktıktan sonra bende yatağa uzanmıştım. Birazdan yapardım nasılsa,
🪅🪅🪅
Çayhane tarzı olan küçük mutfakta sinanın getirdiği tepsiye bisküvi pastamı diziyordum. Kırk dakika kadar uyumuştum.
Kalktığımda ise pasta yapmaya girişmiştim. Süte batırdığım biskivüleri tek tek tepsiye dizip üzerine puding döküyordum.
Son sırada ise poşetin içine koyduğum krem şanti ile yazı yazmıştım.
Tadı ne kadar güzel oldu bilmiyordum.
Ama görümünü çok güzeldi.
Pastayı buzluğa koyarak bulaşıkları lavaboya koydum.
Ateşimin çıkacakmış gibi hissetsem de bunun olmaması için dua ediyordum.
Tekrar odaya gitmek için mutfaktan çıktığımda serdar ile karşılaştım.
Bir an onu görünce afallasam da ani bir tepki vermedim.
"Seni arıyorum her yerde, " Dedi.
"Neden? " Diye sordum. Serdar şle pek bi samimiyetimiz yoktu sonuçta
Telefonunu havaya kaldırdı.
"Bunu getirdim. " Diyerek bana uzattı.
"Pehlivan aradı." Dediğinde hala açık olan ekranda pehlivanım yazıyordu.
Telefonu ondan aldığımda "sonra alırım. " Diyerek arkasını dönüp gitmişti.
Telefonu kulağıma götürerek, "pehlivan, nasılsın? " Dedim.
Sorumu umursamadan "öpüştünüz mü? " Dedi
Terbiyesiz ve arsız olan asıl pehlivandı.
"Cihan söyleme dedi, " Diye alaya aldım onu kaldığım odaya geçerek kapıyı kapattım.
"Öpüştünüz o zaman. " Dediğinde
İstemsizce gülümsedim. "Pehlivan hala dudaklarımda tadı var. " Dedim heyecanla
"Böyle baskısını hala hissediyor gibiyim. Bir daha öpüşmek istiyorum. " dedim. Hisettiklerimi pehlivan ile paylaşarak
"Vay be, " Diye mırıldandı.
"Unutmuş musun serkanı anladın mı? " Diye eklediğinde kaşlarımı çattım.
"Şey o an serkan aklıma gelmedi biraz heyecanlıydım da, " Dedim. Benim ona bakmam gerekiyordu.
"Haydaa, " Diye sitem etti pehlivan
Yatağın yanına doğru giderek
Yatağın üzerine oturdum.
"Sen ne yapıyorsun? " Diye sordum onu merak ederek,
"Ne yapayım? " Diyerek sesli bir nefes verdi. "Hastaneye gitmek için hazırlanıyordum. Seni merak ettim. " Dedi.
"Beni ne yapacaksın sen zilli sen anlat. " Dediğinde görmese de omuz silktim. Anlatacak bir şeyim yoktu ki,
"Ben cihanı nasıl tavlayabilirim. " Diye sordum. Kapıyı istemsizce kontrol ederek
"Cihanı nasıl tavlayabilirsin? " Diye sordu beni tekrar ederek
"Sen zaten tavlamışsın hislerim var dedi ya, " Diye hatırlatsa da bu benim için yeterli değildi. Ben daha yakın olmak istiyordum.
"Ama aşık ta olsun istiyorum sevsin de istiyorum. " Dedim.
Sadece hislerinin olması bana yetmiyor du. Cihandı bu sonuçta kimseyle paylaşmsk istemiyordum. Ve bana olan hislerinin gitmesinddn korkuyordum.
" O zamanla olur. " Dedi ılımlı bir ses tonu ile "ya o arada derine aşık olursa? " Dedim. Bu ihtimal bile iğrençti.
"Derin çok güzel. " Dedim. İmrenerek
Özgüvenli ydi de cihan gibi açık sözlüydü.
"Ya cihan onun gibi biri ile olmak isterse? " Diye sordum.
"İsteyebilir çünkü cihan sever açık sözlü insanları. " Dedi.
"Ama bu senin öyle olamayacağın anlamına gelmez istesen derin gibi olabilirsin. " Desede buna inancım yoktu.
"Hiç bir şey bilmiyorum. " Diye sızlandım. "Cihan da ister derin gibi biriyle olmayı hem de derin öğretmen olmuş cihanda asker olmuş kaö sene çalışıp uygunlar birbirlerine, " Dedim.
"Haklısın ne yapalım cihan ilr derine yüzük mü taksak? Çok uyumlular ben bilr ikna oldum. " Dedi.
"Pehlivan yaa, " Diyerek dudaklarımı büzdüm. "Sevmesin onu. " Diye ekledim.
"Cihan istese derin gibi yüz tanesini bulur evlenir di şimdiye kadar. " Dedi.
"Ya aslında sen yabancı değilsin. " Dediğinde "değilim. Değilim. " Diyerek hevesle anlatacağı şeyi bekledim.
"İşin özü cihan bir ara biri ile konuşuyordu-"
"Kız mı ama bana kimse yok dedi. " Dedim. Hızla
"Kız değil liyan dinle, " Diye uyardı.
"Gidip de Cihana bir şey deme sakın.
Cihan biri ile konuşuyordu sanal arkadaş gibi düşün adam karsta görev yapıyordu. " Dedi. Konuyu nereye getireceğini merak ederek pür dikkst onu dinliyordum.
"Arkadaşı sürekli birinden bahsediyordu. Zor durumda öyle böyle diye cihanda biliyorsun vicdanlı çocuk kızın resmini görmedi ama zor durumda diye evlenecekti." Dediğinde hayal kırıklığına uğramıştım.
Cihan başka biriyle mi evlenecekti.
" Ama bak tekrar söylüyorum kızı görmedi bile alinin düğününden önce oldu bu olay yaklaşık dört ay önce, " Dediğinde şaşkınlıkla gözlerim açıldı.
Ali evli miydi?
" İşte haber gönderttik gidip isteyecektik cihan zaten aşk adamı değil. Diyordu mantık evliliği yaparım diye aliyi görünce hayatında kız yok, ona yazanlarda işte huyunu bilmiyorum internette ne kadar tanıyabiliriz falan diyor geçiştiriyordu bizi, işte bu kızı da ailesinden şiddet görüyor falan falan diye evlenecekti kararlıydı. Ama kızın adını bile bilmiyor."
"Sonra ailesi vermeyiz demişler. Sonra Ali'nin eşi şirin yenge gitti karsa o görüştü kızla kaçar mısın diye kız da başka biri ile kaçacağım demiş, falan filan. İşte bu olaydan sonra cihanda şey oluştu."
"Biriyle evleneceksem bana ihtiyacımolan biri olsun kafası hsni anlarsın ya zor durumda kalmış şımarık olmayan birbirlerine sadık. Ama aşk yok böyle karşılıklı sevgi ve saygı. "
"Şımarık kız sevmez zaten. Aile sevgisi görmeyen biri olsun ki bütün sevgiyi cihan kendi versin isterdi. Çümkü kendisini biliyordu. Öyle birine kol kanat germek isterdi. Bu kendisine bağlı kalması gibi düşünme okuturum işide olsun dururumum var gözü ile bakıyordu. "
" Hatta rahmetli akif sen hep sana bağlı kalacak birini istersin diye ama cihan sadece birbirlerine sadık yalansız dolansız bir evlilik düşünüyordu o zamanlar. "
"Yani derin de biraz dobra ve zorba o yüzden için rahat olsuns evmez ama bunlar nereden baksan bir yıl önce olsu bir daha konuşmadık şimdi nasıl birini ister bilmiyorum. O kızdan etkilenerek bunları demişti. " Dedi.
Ama yine de morelim bozulmuştu.
Biriyle evelenecekti ciddi ciddi.
"Pehlivan sonra konuşalım. " Diyerek başka bir şey demesine izin vermeden telefonu yüzüne kapattım. Hiç bir şey yapmaya heyecanım kalmamıştı.
Cihan bana kimse olmadı demişti.
Evleneceğini söylememişti.
Serdar'ın telefonunu yatağın üzerine bırakarak kendimi yatağa bıraktım. Bende yatağın üzerinde cenin pozisyonu alarak gözlerimi kapattım.
Bugün çok fazla uyumuştum. Sanırım hasta olacaktım.
Daha yeni hastalık atlatsam da bugün karda yattığım içindi sanırım. Yorgunluğum
" Liyan. " Gelen ses ile hızla gözlerimi açarak kalkmaya çalıştığımda, "şşş, " Diye yükselen ses bice saçlarımdaki yatıştırıcı el buna engel olmuştu.
"Benim meleğim. " Dediğinde gözlerimi kısarak cihana baktım. Yatağın yanına diz çökmüştü.
"Benim adım melek değil." Diyerek kendimi geriye çektim. Bu halimi şaşırmış bir şekilde kals kalırken
"Pasta yapacaktık beraber. " Diye hatırlattı.
"Sen yap, " Dedim. Ben kendi pastamı yapmıştım sonuçta.
"İyi misin sen? " Diye sorarak yerden kalktı.
"İyiyim." Diye mırıldandım.
"Bana mı küstün gittim diye, " Dediğinde gözlerim istemsizce dolmuştu. Neden olduğunu bilmiyordum. Hasta olacağım için biraz fazla duygusal davranıyordum sanırım.
"Hayır." Diyerek gözlerimi kaçırdım.
"Ben pastanı mı yapayım o zaman? " Diye sorduğunda "yap." Diye mırıldandım. Cihan odadan çıkınca bende ağlamaya başlamıştım.
Bende şiddet gördüm dedikten sonra sana karşı hislerim var demişti.
Bana acıdığı için miydi?
Yoksa ben kafamda çok fazla mı kuruyordum.
Başkası ile evlenecek olmasını kıskanmıştım.
Ayaklarımı yataktan sarkıtarak indim.
Cihanın yanına mutfağa doğru gittim,
Kapıdan gördüğüm kadarı ile kremayı çırpıyordu. İçeri girdikten sonra hızla koşarak yanına gitmiş ve ona sarılmıştım. Ne olduğunu bilemez bir şekilde affallasa da daha sıkı sarılmıştım.
" Liyan? " Diye sorarak elindekileri bırakmış ve o da bana sarılmıştı.
"Ne oldu? " Diye sorduğunda omuz silktim. "Pehlivan aramızda kalsın dedi, " Diyerek burnumu çektim.
Cihanın beline daha sıkı sarıldım.
"Soğuk burası, " Dedi. Belimden tutarak kucağına aldığında "ayakkabıların nerede? " Diye sordu. Ellerimi bu sefer boynuns sararak bacaklarımı beline doladım.
Birlikte mutfaktan çıkarak içeri giderken cihanın durması ve "serdar?" Demesi ile başımı boynuna daha da sakladım.
"Telefonum liyandaydı onu almaya geldim. " Dediğinde cihan, " Sonra tekrar gel, " Demişti.
Birlikte odaya geçtiğimizde cihan arkadan kapıyı kapattı. Belinde sarılı halde duran bacaklarımı yere indirdim. Kucağından indikten sonra yüzüne baktım.
"Kaşlara bak, " Diye dalga geçti. Ne zaman kaşlarımı çatsa alaya alıyordu.
Kaşlarının altından bakıyorsun diye,
"Cihan sen hani kimseyle evlenmeyecektin? " Dediğimde kaşlarını çatan bu sefer o olmuştu.
"Ne? " Diye sorduğunda omuz silktim. Hızlı düşününce ve sinirlenince cümle kuramıyordum. Kendimi anlatamam da bu yüzden di sanırım
"Pehlivan biri ile evleneceğini söyledi." Dedim yüzümü asarak
"Şımarık kız da sevmezmişsin bana da şımarık diyor herkes, " Diyerek bakışlarımı yüzüne çevirdim.
"Sen şımarık değil nazlısın. " Dedi erkeksi bir ses tonu ile
"Ve ben o kızı tanıyordum bile ki evlenseydikte kızı okutmayı düşünüyordum. Aramızda elle tutulur bir yaş farkı vardı. " Dedi.
"Bizimde aramızda yaş farkı var. " Dedim.
"Liyan. Ne desem seni rahatlatır ne duymak istiyorsun bilmiyorum. Ama kızla aramda hiç bir şey yoktu. Sadece zor durumda olduğu için yardım etmek istemiştim o istemedi hepsi bu"
Duymak istediğim bir şey yoktu cihanda açık açık söylüyordu ama beni rahatlatmaya yetmiyordu asla
beni sevdiğini söylemesi ve bir hata yaptığını söylemesiydi. Belki de isteğim.
"Yine olsa yine evlenir misin kızla? " Diye sordum. "Sen varken niye evleneyim liyan. " Dedi sitem eder gibi biraz sıkılmıştı sanki
"Ve senden önce olan bir şeydi ki, ben seninki ile ilgili tek bir söz ettim mi? " Dedi. Sanırım ilk değildi dememden söz ediyordu.
"Bunu konuşmadık sayalım. Çünkğ kendini haklı çıkarmak için söyleyeceksin bir şeyler. Ve uzayıp gidecek burada bitirmek en iyisi, " Dedi
"Sen burada kal. Ben pastanı yapayım. " Dedi.
"Buzdolabında benim pastam var. Ona bakma tamam mı? " Dediğimde nedenini sormadan başını olumlu anlamda sallayarak kabul etti.
Cihan kapıyı açtığında içeri serdar ve sinan girdi.
Cihan onlara ters bir bakış atarak diğer odaya geçti.
Serdar yatağın üzerindeki telefonunu aldı sinan da "ne oldu? " Dedi.
"Hiç, " Diyerek yatağa oturdum.
Serdar yerdeki lacivert halının üzerine oturdu.
Sinan ısrarcı olarak "Ne konuştun pehlivan ile,"dedi. Derin bir nefes vererek olan biteni anlatmıştım.
Serdar. " Ergen. " Diye mırıldandı. sinan da " Kız küçüktü sanırım. " Demişti. "Kızın konuştuğu biri olmasaydı. Cihan ona ev tutacaktı. Ve okula gönderecekti. " Dedi.
"Kız sadece şiddet görmüyordu başka şeylerde vardı işin içinde biz kıza üzülmüştük de o iş öyle değilmiş çok uzun ve karışık liyan. Cihan evli olsaydı ve ya konuştuğu biri olsaydı ben evlenirdim kızla, sadece ailesinin yanından almak içindi. " Dedi.
"Cihan o zamanlar zaten biraz şeydi." Diye uygun tanımı düşünmüştü.
"Aşk adanı değildi. " Dedi pehlivanın dediği gibi "yardım etmek içindi o kız ki kaçmasına biz yardım ettik. "
"Ve birde sen sana acıdığını düşünüyorsun sanırım. " Diye açıkça söylediğinde gözlerimi kaçırdım.
"Acıma değil de... " Dediğimde beni umursamadı.
"Cihan birbirlerine yetebilecek biriyle evlenmeyi düşünüyordu. Birbirlerine sevgi verebilecek yardım edebileceği sonra asker olduğunun farkına vardı.
Sorumlulukların. Ve zaten kırılmış ve nasıl desem... İşte vazgeçti." Dedi.
Dediklerinden hiç bir şey anlamasam da başımı olumlu anlamda salladım.
Serdar duruma el atarak, " Yani kısacası cihan bir ara ailesi olmayan biri ile evlenmek istiyordu. Çünkü evlilikten aşktan bir beklentisi yoktu daha sonra askerim ben ölürüm sonra o kız daha da üzülür falan diye hayattan beklentisi kalmadı." Dedi.
"Kız şimdi çıkıp gelmez değil mi? Cihan nerde evlenicem diye, " Dedim.
Serdar bu dediğime göz devirirken sinan ise, "gelmez." Demişti.
"Siz hayırdır ne iş, " Dediğinde omuz silktim.
" Sadece merak ediyorum cihanın hayatını dedim. " Öpüştüğümüzü ve hislerimizi birbirimize itiraf ettiğimizi pehlivan hariç kimseye söylemeyecektim.
"Öyle olsun. " Demişti. Ve yaklaşık yarım saat sonra cihan gelmişti elinde pasta ile üzerşnde yanan maytaplar ve mumlar vardı.
Gülümseyerek bana doğru gelişini izledim. Serdar ise komik bir müzik açmıştı iyi ki doğdun liyan diyen
Cihan yanıma geldiğinde bende ayağı kalktım. Üzeri özenle süslenmiş pastaya "Bizi dile, " Diye fısıldadı cihan.
Bizi dileyerek üfledim. Pastayı.
"Abi fotoğraf, " Demişti sinan.
"Liyan tokan var mı? " Diye sormuştu serdar. Başımı iki yana salladım.
"Saçlarını iki yandan bağlasak mı? " Dedi kendi kendine konuşur gibi
Sinan telefonunu ayarlayıp "lastik vardı. " Dedi. Serdar odadan çıktıktan sonra başımı biraz sağa yatırarak gülümsedim cihana
"Gelene kadar çek, " Diyerek pastayı bana uzattı pastayı ben aldığımda cebinden telefonunu çıkarıp sinana verdi. "Benden çek, " Dediğinde sinan telefonunu yatağın üzerine attı.
Cihan yanıma biraz daha yaklaşarak elini belime koydu. Ben gülümseyerek pastamı kameraya doğru uzattım. Üzerininde görünmesi için
Serdar geldiğinde biz çoktan onlarca fotoğraf çekilmiştik
Elindeki iki lastikle yanıma gelmişti.
"Maydanoz bağından aldım. " Demişti.
Tokayı bana uzattığında cihan almıştı.
"Nasıl bağlayacağım? " Diye sorduğunda serdar, "iki tane yandan demişti. " Cihan saçlarımı iki yana ayırdıktan sonra bir tarafı toplarken sinan, "liyan bak buraya, " Demişti. Bizi kayda alırken pastanın kenarlarını süslediği krem şantiden ısırdım bir tane
Cihan saçımı iki tane bağladığında sinan cihan a "ulan senin cabinde tacı vardı. Nerede ki onu taksak birde? " Dediğinde cihan bana dönmüştü.
Sanırım benim bildiğimi bilmiyordu.
"Hadi fotoğraf çekileceksek çekilelim. " Dediğinde önce ikimizi sonra hep birlikte çekilmiştik.
Ve ben onların üçünü çekmiştim.
Ben pastayı keskikten sonra tabaklara bölmüştük, çay eşliğinde yerken sinan, "bonibonlardan kaldı mı? Biraz daha üzerine atacağım. " Demişti cihana
Cihan, "mutfakta." Dediğinde sinan tabağını bırakarak mutfağa gitti.
Sabahtan beri sesi çıkmayan tavşanım ise az önce verdiğim pastadan yiyordu.
"Çok güzel olmuş cihan, " Diyerek cihana döndü. "Afiyet olsun. " Dedi
"Birlikte yapsak daha güzel olurdu ama... " Diyerek imada bulunmuştu.
"Doyurmayın karnınızı sakın! " Diye seslenen sinan ile arkamı döndüm.
"Daha cihan ile liyanın öpüşme pastasını yiyeceğiz." Dedi.
Elinde üzerine öpüşme pastası yazdığım pastam ile kapıda dururken...
墨李凯
Bitti....
3792 kelime oldu.
Aslında burada bitmeyecekti ama ağlamak istediğiniz (öyle dendi.) ve çok istediğiniz. İçin hızlı geldi. Bu kadar yazabildim
Sizce diğer bölümde neler olacak
Cihanın ve liyanın hesaplarını söylemiş miydim????



Okur Yorumları | Yorum Ekle |
18.02k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |