Yazım yanlışları için üzgünüm.
Arabada giderken başım cama yaslamış yolu izliyor. Uykum olmasına rağmen uyumaya korkuyordum.
cihanın yanında nasıl uyudun ki diyen iç sesime yanıt oldu zihnimden geçenler. 'telefonunu verdi. Silahı vermeyi teklif etti. Başka çaren yoktu.'
Yinede bu çok garip hissetiriyordu. Tanımadığım birinin arabasında üç tanımadığım erkekle bir yere gidiyor olmak.
Üstelik nereye gittiğimi bilmeden.
" Ya susayım dedim de susamıyorum ben ben sapık falan değilim görende öyle sancak 16-17 yaşında kardeşim yaşında kızsın güzellik dediysek de küçük olduğun için 5-6 yaşlarındaki çocuklara söylenenden altında başka bir şey arama"
Yolcu koltuğunda oturan ve aynadan gözlerini görebildiğim adının cihan söylemesine rağmen unuttuğum adam konuştuğunda "aramadım." Demiştim.
" Belli oluyor." Dediğinde cihan
" Abi yalan mı sapık mıyım ben tanımıyor musun ben-"
" Anksiyete..." Demiştim cümlesini bölerek " tanımadığım kişilere yaklaşamıyorum. Aynı ortamda bulunamıyorum. Midem bulanıyor. "
cevap vermesini beklemeden tekrar kafamı cama yaslayıp ellerimle kulaklarımı kapattım. Başım felaket ağrıyordu.
Ve Gün doğmuştu Sonunda benim bölük pörçük uykularım. Toplasan 1.30 saat etmezken gözlerimin yoğun yanması ile baş ağrısına sebep oluyordu.
Sesler gelse de tam net kavrayamıyordum Sesleri, serkanı özlüyordum şimdiden hemde çok
Yol o kadar uçsuz bucaksız geliyordu ki bana günün aydınlanmasına bile sevinememiştim.
yol bitmeyecek gibiydi
Ellerimi kulaklarımdan çekerek koltukta daha dik bir şekilde oturdum.
Aradan geçen 20 dakikanın ardından içinden geçtiğimiz köyün sonundaki küçük bir karakola giriş yapmıştık
Ali arabayı kapının karşısına park edip inmişti cihan a döndüğümde kafası ile inmemi işaret etti. Bende onun arkasından dışarı çıktım.
Cihan bana yol vererek ben önce o hemen arkamda karakolun arkasında kalan büyük binanın içine gitmek için yürüyorduk.
Kapının önündeyken ali yandan bir bakış atıp " sen nereye" dediğinde bakışlarımı cihana çevirmiştim.
" Ali saçmalama " diyerek alinin çekilmesini istese de ali ellerini göğüsünde birleştirmiş bir kaşını hafifçe yukarı kaldırıp bir kaç saniye sonra geriye indirmişti " Buraya, her geçeni almıyoruz. Ayrıca sadece arıyacağım. Bunun gerektiğini sende biliyorsun" sesi o kadar kinayeliydi ki sanki kırk yıllık düşmanıydım.
Cihan a bakmak için kafamı kaldırdığımda, o da bakışlarını indirerek göz göze gelmemizi sağladı,
" Sadece 30 saniye sürecek diyerek" bana baktığında başımı olumsuz anlamda salladım " istemiyorum."
" Öyle bir şansınız yok maalesef" dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. ali duvar gibi kapının önünde durmuş geçmeme izin vermiyordu. " O zaman kadın gelsin bana dokunmanın yasak olduğunu bilmiyor musun kızım ben"
" Yapma ya" dediğinde cihan. "Of... Ali uğraştırma kardeşim hadi! " dediğinde ali kaşlarını kaldırıp indirmişti.
"Liyan... Bir kaç saniye sadece" omuz silktim sadece istemiyordum. Tanımıyordum. Sonuçta ve üstelik bizim oralarda hoş karşılanmazdı bu tür şeyler ve en önemlisi Ali'den hiç haz etmemiştim.
Ve en önemlisi aramak istiyordu. Dokunmak...
Onlardan bir kaç adım uzaklaşıp çıktığımız üç basamaklık merdivene oturdum. " Gelmem bende içeri beni eve götürmenizi beklerim. " diyerek bir alt basamakta olan dizlerimin üzerine ellerimi koydum. " Keyfin bilir bir şey diyemem! " Ali'nin sesini duysam da tepki vermedim cihan
" var senin bir karın ağrın" diyerek gitmişti. Ali'de arkasından " benim mi sen nasıl getirebiliyorsun elin kı-" diyerek içeriye girmişti ama uzaklaştığı için ne dediğini duymamıtşım.
İstesem girerdim içeri kapıda kimse yoktu ama girmek istemiyordum. İstemediğim için de girmedim.
Bakışlarımı aydınlık gökyüzüne çevirdim. Burdan nereye kime gideceğimi bilmiyordum. Belkide bu yüzden gelmiştim buraya serkan geri dönerse burdan bulurdu beni hem
Bir kaç dakikanın ardından cihan geldi yanıma, " gel hadi" Diye seslendiğinde oturduğum yerde ona baktım. Omuz silkerek tekrar önüme dönerek tırnaklarımın yanındaki eti soymaya devam ettim.
Cihan bir kaç basamağı tek seferde inmiş önümde diz çökmüştü böyle bile benden bir kaç santim uzundu.
" Ne zaman gidiceğiz, " Diye sorduğumda
" Buradakilerin işi uzun bir hafta belki daha fazla sürebilir. İstersen arayalım aileni onlar gelip alsınlar seni " dediğinde bakışlarımı ellerime çevirdim. Bana bir dünya laf eder kızarlardı. Ayrıca beni burdan gelip alabilecek olan sadece serkan vardı...
" Aslında ailenin gelmeside tehlikeli olur. Ama seni burda bırakmak istemezler. Gelebilirler o yüzden."
" Beni götürebilecek hiç mi kimse yok."
" Malesef köyden birileri ile gönderirim normal zamanda ama onları riske atamam... Ya ailen gelsin ya da bekle aramak ister misin? " dediğinde kafamı salladım. " Telefonum nerede" dediğinde nedense utanmıştım resmen adamın telefonunu gasp etmiştim.
Telefonu alıp geldiğinde tuşları açıp bana vermişti. Ardından Yanıma basamağa oturdu bende Serkan ın ezbere bildiğim. Numarasını tuşladım.
Telefon bir süre sonra çalıp
"Buyrun" diyen uykulu sesini duyunca heycanla ayağa kalkmıştım. "Serkan, benim-"
Ve sesimi duyar duymaz kapanan telefon. Telefonu kulağımdan çekerek ekrana baktım. Kapatmıştı... sesimi duyunca kapatmıştı.
Cihan a dönüp telefonu uzattım.
"Çekmedi sanırım. " dedim.
" Burada zor çeker zaten, sonra tekrar denersin. " dedi anlamıştı. ama yinede anlamıyormuş gibi yapıyor hatta yalanıma ortak oluyordu ikimizin arasında ikimizin de gerçeği bilmesine rağmen aramızda olan yalan.
Telefonu verdikten sonra yanına oturdum bende " buraya nasıl geldiniz" diye sorduğunda gözlerimi ellerimden ayırmadım. " Mantar toplarken kayıp mı oldun" dediğine gülmüştüm. Hatta o kadar çok gülmüştüm ki bakışlarını bana çevirmişti ben hala gülerken onunda üst dudağının kıvrıldığını hissetmiştim.
Gülerken gözümden akan yaşla bakışlarımı gökyüzüne çevirip gülmeye devam ettim. Gülerken yanağımdan akan yaşlara engel olamıyor ama yinede gülmek istiyordum
Ama en çok sesimi duyunca telefonu kapatan serkan a ağlamak istiyordum.
Ailemi arayamıyor oluşuma ağlamak
Serkan a bu kadar aşık olduğum a
En çok da yaşadığım bu duruma ağlıyordum.
Haklısın cihan ben kayboldum. Öyle bir çıkmazdayım ki her tarafta öyle büyük duvarlar var ki sadece önümdeki uçurum aydınlık sadece uçurumun dibi aydınlık.
Selam selam
Geldim benn 🍂
Nasılsınız?
Soracak diyecek bir şey bulamadım. Ay parçam a zorunlu bir ara vermek zorunda kaldım malesef 🥺
Bu kadar djdnjd kendinize dikkat edin
Bir sürü kalp ❤️❤️❤️
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
18.02k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |