25. Bölüm

25. Bölüm

Solita
llsolita

Selllam.

 

Yazım yanlışlarımı işaretleyerek haber verirseniz çoook mutlu olurum

 

Yukarı açalım.

 

59 bin olduk 🥳🥳

 

(Geriye dönüp kontrol edemiyorum, sıkılıp silesim geliyor bölümü içime sinmiyor yazımım vs)

 

Bölüm şarkıları

 

Anılar düştü peşime

 

İmerafera

 

Mor menekşe

 

You era ninya

 

25. Bölüm

Pehlivan

 

Yazarın Anlatımı;

 

Liyanın sözleri ortaya ateş gibi düşmüş

Alevi bir pehlivan ın yüreğini yakmıştı.

 

Aklını yitirmiş gibiydi.

Dünyası durmuş gibi

Her şey bitmiş gibi

Sığınacak bir limanı kalmamış gibi

 

Herkesin bakışları cihana dönerken cihan derin bir nefes verdi.

 

Liyan ise ortamda oluşan gerginlikten dolayı rahatsızca cihana biraz daha yaklaştı.

 

Cihan, içindeki öfke; acı ve daha nice adı belli olmayan hislerin içindeydi.

 

"Yalnız konuşalım pehlivan. " Diyerek elindeki fincanı koltuğun kol kısmına koydu.

 

Ali, "yalnız konuşulacak bir şey kalmamış, " Diyerek liyana imada bulundu.

 

Cihan, " Sinan. " Diyerek elini liyanın sırtına koydu. "Liyan ile bizi diğer odada bekleyin. " Dediğinde liyan başını çevirerek cihana baktı. Bir şey söyleyemiyor itiraz edemiyordu. Söylememesi gereken bir şeyi söylemişti ve cihanın kendisine kızmasından korkuyordu.

 

Cihan, " Hadi liyan. " Dediğinde liyan ikiletmeden ayağa kalktığında "sinan al tavşanıda, " Diyerek liyanın eğilip almasına izin vermeden sinan a emir vermişti.

 

Liyan, cihanın ses tonundan bile ortada büyük bir sorun olduğunu anlamıştı.

Bir kaç dakikaya nazaran daha sert ve gür çıkan sesi, sözümü ikiletme söylemindeydi.

 

Liyan ve sinan peş peşe odadan çıktığında

 

Cihan derin bir nefes alarak pehlivana döndü.

 

Pehlivan ın bakışları ise halıdaydı.

Ne konuşmak ne yüzleşmek istiyordu.

 

"Pehlivan, " Cihanın adını seslenmesi ile, "düşündüğüm şey değil mi? " Diye sordu.

 

Cihan sessiz kalarak dişlerini sıktı.

Pehlivan yüzünü sıvazlayarak,

"Unuttum seni de, " Diyerek bakışlarını doğrudan cihana çevirdi.

 

"Unuttum aklıma gelmedin de, " sesi biraz daha yükseldiğinde bu kez bakışlarını cihan kaçırdı.

 

"Cihan gözünü seveyim." Diye yalvardığında sesi de perişan çıkıyordu. "Ne olur unuttum seni saymayı de, " Pehlivan her sessiz geçen saniyede aklından başka senaryo geçse de arkadaşlarından, dostlarından sustuğu her an ölüp bitiyordu.

 

Sırasıyla kerim e baktı.

Serdar a

Ali ye

 

Bir tek alinin gözlerinde gördü öfkeyi.

Serdarın gözlerinde gördü hüznü.

Kerimin gözlerinde gördü acıyı

 

"Unuttum." Dedi cihan yuktunarak

 

"Ama, " Dediği yerde sustu.

Ama dediği yerde sözleri bitti

Sözleri anlamını yitirdi.

Pehlivan, başını olumsuz anlamda sallayarak başını öne eğdi.

 

"Sınır görevinden mi? " Diye sordu öyle olmasını umut ederek

 

Cihandan olumlu bir tepki gelmeyince kotayı çıkartarak

 

"Timden mi? " Dedi. Biliyordu içten içe ama yine de bir umuttu.

 

Cihan, serdar, ali, kerim... Her birinden bekliyordu bir cevap

 

Başını olumsuz anlamda salladı.

 

"Hayır cihan, " Diyerek sandalyeden kalktı. Başını olumsuz anlamda sallayarak, "o olmaz," dedi.

 

"Konuşalım bir de ben konuşayım olacak şey mi konuşmadan? " Bedenini duvaraya yaslayarak nefes almaya çalıştı.

 

"Baş başa konuşalım, " Cihanın sözleri pehlivanı daha da sinirlendiriyordu.

 

Ali hızla karşı çıkarak, " Ne konuşulacaksa burada demişti."

 

Cihan, " Ali siktirme keyfini, " Diyerek ayağa kalkarak pehlivan ın karşısına geçti.

 

"Çardağa gidelim. " Dediğinde ali sinirle ayağını sallıyordu. " Bu tim kime ait, " Diye bağırdığında cihan derin bir nefes vererek başını yukarı kaldırdı.

 

"Ali başlama, " Diye tekrar uyardığında ali hızla red etmişti.

 

" Bu haberi niye ben vermiyorum cihan. Senin boyun fazla mı uzadı. " Diye atağa geçtiğinde cihan hızlı bir şekilde öfkesine hakim olamayarak avuç İçini hızla duvara geçirdi.

 

"Yeter artık, " Diye bağırdığında sesi yankı yaparak tekrar kulaklarına ulaştı. "Ben bıktım anlıyor musun? "

 

"Benim timim diyeceğine o aklını topla, " Diyerek alinin üzerine yürüdü. Kerim anında araya girdiğinde cihan, " O aklını topla, topla siktirme." Diye bağırdı.

 

"Her yük benim omuzumda, " Diye tekrar bağırdığında herkes suspus olmuş cihanı dinliyordu.

 

"Benim timin diyeceğine..." Diyecek iken sustu telafisi olamayacak sözlerden kaçındı.

 

"arkanı, arkanızı toplamaktan yoruldum. " Diyerek sinirini kerimden çıkarmak istercesine hızla aralarındaki kerimi itmişti.

 

" Burada şu çocuğun hayatını konuşuyoruz ya, " Diyerek pehlivanı kast ettiğinde pehlivan bir kenardan izliyordu ne olduğunu, " Bir kerede bencil olma, "

 

Serdar, "tamam sakin, " Dediğinde

 

Cihan, " Siktir et, " Diyerek pehlivan a döndü.

 

" Elimden ne geliyorsa yapacağım, " Dedi. "Burada kalmayacak, " Dediğinde pehlivan başını olumsuz anlamda salladı.

 

"Sakat mı kalacağım? Hep böyle kalacağım için mi? " Diye sakince sordu.

 

"Susma, " Dedi cihana İtafen duyacakları ne merhem olurdu

ne de daha da kanamasına neden olurdu. "Askerlik..." Diyerek sustu. En ağırı hangisiydi söyleyeceklerinden

Hangisi daha az sarsardı.

 

Dili varmıyordu.

Gerçekler söz olup düşmüyordu dilinden.

 

"Bitti mi her şey? " Diye sordu pehlivan,

 

Ne o duyacaklarına hazırdı,

Ne cihan söyleyeceklerine hazırdı.

 

"Askerlik yapamayacaksın, " Diyerek yutkundu. "Ama her şey bitmiş değil, " Başını iki yana salladı cihan.

 

"Demem o ki, ben halledicem tamam mı? Doktor albay yarbay kim varsa ne gerekiyorsa, " Dediğinde doktor dediği yerde pehlivanın bakışlarının titrediğini görmüştü.

 

"Aksıyor diye mi? " Dediğinde serdar odadan çıkmıştı. Pehlivan omzunun arkasından öna bakarken bir anlam veremiyordu.

 

"Aksıyor diye mi? Yoksa başka bir şey-"

 

"Üzgünüm kardeşim. Sana yemin ederim bırakmam ben..." Başını iki yana salladı. Cümlenin içine gerçekler sığmıyordu.

 

Diline varmıyordu.

 

"Hep aksayarak mı yürüyeceğim yani? " Cihan arkasını dönerek aliye baktı.

 

"Ben aksasam da askerliğimi yapabilirim ki, " Dedi pehlivan kendinden emin bir şekilde

 

Cihan ona döndüğünde bu hali onu kahretmişti. Kardeşim dediği adamı böyle görmek ve elinden bir şey gelmemesi.

 

"Aksasam da keşfe çıkarım en olmadı. Elimde cihaz ile mayın ararım cihan yapamaz mıyım sen söyle? " Dediğinde cihanı ikna etmeye çabasına girmişti. Cihanda biteceğine cihan kabul ederse biteceğine inanarak,

 

" böyle olmak beni zorlamıyor yemin ederim." Dedi. Sakat kalmayı, ömrünün sonuna kadar aksamayı kabullenerek.

 

"Pehlivan doktor, dedi ki, ameliyat uzayabilirmiş, ikiye üçe beşe çıkabilirmiş, "

 

Kerim'den destek almak için baktığında kerim az çok anlamıştı. Elini cihanın omzuna koyarak, " Ama tek bir doktor bu, daha araştıracağız tek bir doktorun lafına bakarak hareket etmeyeceğiz, " Demişti biraz daha ılımlı olumlu konuşarak

 

"Bu süre içinde asker, yani bu ameliyatlar bitene kadar. Buradan uzak kalmalısın daha fazla yıpranma diye, " Pehlivan başını olumsuz anlamda salladı.

 

"Başka bir şey var. " Dedi. Ameliyatlar bitene kadar uzaklaşma dediği ve başka doktorlara dedikleri yerde anlamıştı. Bu kadarla sınırlı olmadığını

 

"Bu doktordan emin değiliz ben sana en iyi doktoru bulacağım. Öyle bir şey olmayacak tek bir doktorun ağzına bakarak hareket edecek değiliz. Dayım sana söyleyeceği zaman sinirlerine hakim ol bildiğini belli etme ve olgun bir tepki ver ki geri dönebilesin. "

 

"Ne diyecek bana, "

 

"Bacağının kesileceğini, "

 

🪅🪅🪅

 

Liyanın anlatımı

 

Sinan ile odaya geldikten sonra bağırış sesleri karakolun içinde yankılanmıştı.

 

" Ne oluyor, " Diye sinan sorduğumda geçiştirmişti beni,

 

Ben yatakta o sandalyede otururken sürekli olarak ayağını sallıyordu.

 

Bir süre sonra serdar da gelmişti yanımıza sinan ile aralarında anlamlandıramadığım bir bakışma geçmişti.

 

Serdar da diğer sandalyeye oturduğunda telefonunu çıkarararak ilgilisini telefona vermişti.

 

Sinanın telefonuna gelen bildirim ile sinan telefonunu çıkarmıştı. Ardından serdarın telefonuna gelen mesaj sesi.

 

Serdar kafasını kaldırarak benimle göz göze geldikten sonra telefonunun yan tuşundan sesi kısmıştı.

 

İkisi telefonlaeı ile birbirine mesaj atarken bende ilgimi tavşanıma verdim.

 

Luna etrafa şaşkın şaşkın bakarken bende yanaklarını sıkıyor kulaklarını okşuyordum.

 

"Cihan bana kızar mı? " Diyerek sinan a döndüm. İkiside bakışlarını bana çevirdiğinde sinan, "kızmaz, " Demişti.

 

"Sinirli midir hâlâ, " Diye sorduğumda serdar. "Sinirli, " Demişti. Sinan ise onun aksine, " Sana bir şey demez merak etme, " Demişti. Bakışlarını telefona indirdikten kısa bir süre sonra tekrar bana döndü.

 

"Liyan sen neyden korkuyorsun tam olarak? " Diye sorduğunda ne cevap vereceğimi bilmeyerek kapıya baktım.

Tekrar sinan a döndüğümde bir cevap beklercesine bana bakıyordu.

 

"Bir şeyden değil, "

 

"Liyan cihana bile söylemem aramaızda kalır. Ama iyi hissetmek istiyorsan anlatmalısın, " Dediğinde omuz silktim. " Bir şey yok ki anlatayım. "

 

"Tepkilerin normal mi sence? " Dediğinde bakışlarımı tavşana indirdim.

 

"Arabada bizi görünce neden korktun öyle, " Dedi.

 

"Sarhoştunuz ve tanımıyordum bir an karşımda görünce ne yapacağımı bilemedim. "

 

"Cihandan niye korkmuyorsun onu anlamadım. " Dediğinde serdar da sanki konuya hakimmiş gibi dinliyordu. Bizi

 

"Ve ayrıca o gün alkol koklamadım bile bırak içmeyi, "

 

"Alinin elinde içki şişesi vardı. " Dediğimde başını iki yana salladı.

 

"Boza içiyordu o gün. " Diyerek ayağa kalkmış ve yanıma gelerek yatağın ayakucu tarafına oturmuştu.

 

"Cihandan neden korkmuyorsun? Yanlış anlamanı istemem. Cihan ile Aranızdaki ilişki beni mutlu ediyor. Bunu yanlış anlama anlaşıyorsunuz diye söyledim abi kardeş, eş dost olarak, "

 

"Bana kötü davranmadı diye sanırım, "

 

" Liyan ama bizde sana kötü davranmadık bizimle hiç konuşmadın ki bizim nasıl biri olduğumuzu bilmiyordun, " Dediğinde diyecek bir şey bulamayarak "haklısın, " Diye mırıldandım.

 

"Liyan haklı olduğumu söyle diye değil,

Sadece neden böyle davrandığını anlamak istiyorum. Ayrıca haklısın öyle bir tepki vetmekte ben sadece nedenini soruyorum. Ne hissettiğini anlatabilirsin abicim valla bak bir sorun varsa yardımcı olmak isterim. " Dediğinde abicim demesi içime dokunmuştu resmen benden kaç yaş büyüklerdi ve ben isimleri ile hitap ediyordum devamlı.

 

" Nasıl hissettiğini anlatsan bile yardımcı oluruz, değil mi serdar. " Diyerek serdara döndüğünde serdar dalgın bir şekilde duvara bakarken kafasını sallamıştı.

 

"Şimdi sen cihan sadece sana zarar vermediği için güveniyorsun değil mi? " Diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım.

 

" Ve bize de ilk gün korktuğun için güvenmiyorsun? " Dediğinde kafamı iki yana salladım.

 

" Sen bana yardım ettin senden artık korkmuyorum. " Dediğimde kaşlarını çatmıştı. "Krizde iken, " Dediğinde başını olumlu anlamda salladı.

 

"Başka kimden korkmuyorsun artık, " Dediğinde hiç düşünmeden, "kerim, " Demiştim. "Ali bana zarar verecek iken o tutmuştu."

 

"Sence kerim iyi biri mi? " Diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım. "İyi biri tabiki, "

 

"Peki ali neden kötü biri, " Dediğinde onun adını anması ile sinirlerim bozulmuştu.

 

"Bana ne zaman iyilik yaptı ki, "

 

"Peki cihan sana kötülük yaparsa? "

 

"Yapmaz ki, " Dedim omuz silkerek sadece ben değil akifin anne babasıda seviyordu. Buradaki askerler kerim. Herkes seviyordu cihanı

 

"Nereden biliyorsun liyan? " Diye sorduğunda buna verecek bir cevabım olmadığı için sessiz kaldım.

 

"Biri sana bir kez iyilik yapınca o kişi iyi birisi olmuyor. Sana sürekli iyilik yapacak diye bir şey yok, " Derken serdar araya girerek, "Cihan için söylemiyor, yanlış anlama. " Dediğinde sinan onu başı ile onaylarak devam etti.

 

"Ve ya Ali'yi savunduğum için değil ama ali sana bir kez vurdu diye hep vuracak diye bir şey yok, "

 

Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. " Sana ne zaman baksam bir tuhafsın. Sen bir şeyin bir daha olacağından korkuyorsun değil mi? Hatta önceden ne yaşadıysan bizi arabada görünce o şey olacak sandın sanırsam. " Dediğinde kısa bir an serdar a bakarak tekrar ainan baktım.

 

"Cihan a söyleme bir şey, " Dediğimde

"Aklın kalmasın, " Dedi.

 

Serdar, "biraz açılmaya ve hayatı görmeye ihtiyacın var. " Dediğinde ona çevirdim bakışlarımı. " Genç kızlarda oluyor hep özgüvensizlik, " Dediğinde sinan başını iki yana salladı.

 

"Liyanda ki özgüvensizlik değil olayları tekrar yaşayacağınını sanıyor. Sabahtan beri aklı bağırışmalarda kendine sıra gelecek sanıyor. Bir kere oldu ve hep olacak sanıyor. " Dediğinde serdar da yerinde hareketlenmişti.

 

" Ama bak bu da özgüvensizlikten, " Dediğinde sinan ben bilmem dercesine başını salladı. Ardından bana dönüp, " Ben mi haklıyım yoksa o mu? " Diye sordu.

 

Ne diyeceğimi bilemeyerek "Bilmiyorum. " Dedim.

 

Sinan, "Pehlivan a tembih etti liyanı biraz aç diye, " Dediğinde kaşlarımı çatarak inanamayarak ona döndüm.

 

"Bakma kız öyle, özgüvenli olsun, açıl, konuş kendine güven diye yani, pehlivan göründüğü üzere iyidir bu konularda, " Dediğinde

 

"Akşam oturup konuşalım mı liyan? " Serdarın sorusu ile sinana döndüm.

"Baş başa değil bende varım. " Dediğinde "nerde? " Diye sordum.

 

Omuz silkerek, "burada, " Dedi.

 

"Salep yaparız, ve bir çözüm yolu ararız anksiyete m var demiştin. Onu da konuşarak çözebiliriz. " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

" Cihan da gelir mi? " Dediğimde sinan omuz silkti. " Bilsin istiyorsan gelir. " Dediğinde kararsız kalmıştım. Onun da yanımızda olsun istiyor ama bunları duymasını istemiyordum.

 

"İstersen cihanı sonradan davet edebiliriz, " Dediğinde yine başımı salladım. Benim için bir çözüm yolu ararlar iken hayır demek kabalık olurdu.

 

Tekrar bağırma sesleri geldiğinde yutkunarak kapıya döndüm. "Ne oluyor? " Diye sorduğumda sinan, "böyle anlaşıyorlar, " Demişti. Ama bağırışlar bitecek gibi değildi. Bağırma ve çarpma sesleri arttıkça endişeleniyordu. Sesler kesildikten kısa bir süre sonra,

 

Kapıdan çalınmadan hızla açıldığında cihan kısa bir an serdar ve sinan bakmış ardından bana dönmüştü.

 

"Sinan siz pehlivanın yanına gidin." Dediğinde derin derin nefes alıp veriyordu. Serdar, "askerliğine geri dönecek değil mi ameliyat dan sonra konuşacaksın üstler ile, " Diye sorduğunda cihan, " Sonra, " Diyerek yanıtlamıştı.

 

"Dayım beni sorarsa okulu kontrol etmeye gitti dersiniz." Diyerek ekledi. "Ali sorarsa bilmiyoruz dersiniz. "

 

Sinan başı ile onaylar iken serdar,

" Merak etme, " Demişti cihan kapının önünden çekilerek geçmeleri için yol verdiğinde onlar çıktıktan sonra bana döndü,

 

"Aç mısın? " Diye sorduğunda başımı iki yana salladım. Oysa biraz önce ona tost yediğimi ve bitiremediğimi söylemiştim.

 

"Okula gitsek korkar mısın? " Dediğinde ayağa kalktım.

 

"Beni orada mı bırakacaksın? " Diye sorduğunda başını iki yana salladı.

 

"hayır, yanında olacağım sadece kötü hissedip hissedemeyeciğinden emin olamadım." Dediğinde omuz silktim.

 

" Ben korkarım sanırım tekrar oraya gitmekten, "

 

"Korkmanı gerektirecek hiç bir şey yok, ben yanında olacağım. Her an, " Dediğinde, "gitmemiz mi gerek illa?" Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

 

"Eğer gidemeyeceksen gitmeyiz, "

 

"Ama kontrol edecekmişsin biri varsa eğer? " Dediğimde "etmeyeceğim dayım öyle bilsin diye gidebilecek misin? " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Hadi, " Dediğinde ayağa kalktım.

 

"Tavşanım? " Dediğimde

 

"Bizi biraz burada bekleyebilir, " Demişti.

 

Başımı olumlu anlamda sallayarak yatakta kalkarak tavaşınımı öperek yatağın üzerine bıraktım. Suyu ve marulları sobanın arkasında vardı nasılsa

 

"Tostumu alayım mı? Yiyecek misin? " Dediğimde " Al, " Demişti.

 

Sehpada kurumasın diye peçete ye sardığım tostumu alıp yanına gittiğimde elini sırtıma koyarak öncen geçmeme izin verdi. Elini bir kaç saniye sonra indirmiş ve önüme geçmişti.

 

O önde ben arkada karakoldan çıkıp bahçeye çıktık, bahçe sessiz görünsede tek tük sihara içen askerler vardı.

 

Arabanın yanına grldiğimizde cihan yolcu koltuğunun kapısını açmıştı.

Benim binmemi beklerken gözleri karakoldaydı.

 

Ben bindiğimde kapıyı kapatarak sürücü koltuğuna yerleşti.

 

Arabayı çalıştırdıktan sonra ısıtıcıyı ayarlamış ve park ettiği yerden çıkmıştı.

 

Yol boyu sessiz kalmıştık elimdeki tostu arabanın ön kısmıns bırakarak bedenimi ona çevirdim.

 

"Neden geç geldiniz, 4 gün demiştin? "

Diye sorduğumda "planlı değildi öyle gelişti. " Dedi.

 

"Pehlivan ile kavga mı ettiniz? "

 

"Hayır, "

 

"Kerim ile mi? "

 

"Hayır."

 

"Ali? " Dediğimde bakışlarını bir kaç saniyeliğine bana çevirmiş ardından tekrar yola dönmüştü. "Hiç biri ile kavga etmedik, "

 

"Neden bağırdın o zaman? " Dediğimde bir kaç dakika boyumca cevap vermeden öylece kaldı.

Sorumu duymadı sanarak telrar soracak iken, "konuştuk sadece, " Dedi. Bana anlatmak istemediği şeyler olduğu belliydi.

 

Yolculuğumuzun geri kalanı sessiz geçerken okulun bahçesinde arabayı durdurmuştu cihan.

 

"Geldik, " Dediğinde bakışlarımın tek hedefi okulun binasıydı.

 

"İçeri geçelim, " Diyerek cihan arabadan indiğinde bende emniyet kemerimi çıkardım.

 

Cihan kapımı açtığında, "burada ne yapacağız, " Diye sordum.

 

İçimde kötü bir his vardı.

Sanki bir şey olacak gibi

Ve bu his nefes alıp verişime bile engel olacak derinlikte idi,

 

"Dinlenmek istiyorum liyan, " Dediğinde sesi yorgun çıkmıştı.

 

Arabadan indiğimde tostu da yanıma almıştım. birlikte okula doğru ilerledik.

 

Okuldan içeri girdiğimizde açık olan kapı cihan a briaz daha yaklaşmama neden oldu.

 

"Bir önceki geldiğimizde kilitliydi. " Dediğimde başını olumlu anlamda salladı. "Okul boyanacağı için açık bir şey yok merak etme, " Diyerek ilk adımı atmış içeri girmişti.

 

"Sabunlu su ile yıkandı buralar hep, " Dediğinde etrafıma bakınıyordum.

 

Duvarlardaki lekeler hep silinmişti.

Ve yoğun bir şekilde yüzey temizleyici korkuyordu. "Kim temizledi buraları."

Diye sorduğumda, "askerler, " Dedi.

 

"Geç hadi, " Diyerek ön cepheye bakan odaya girdiğinde bende arkasından girdim.

 

Yatağı bu odaya taşımışlardı.

Yatak, iki kapaklı dolap, divan ve masa bulunan oda bembeyazdı.

 

Pencerelerşn kenarlarına macun bilr sürülmüştü.

 

Cihan dolaba ilerleyerek içinden iki battaniye çıkardı.

 

"Uyuyacak mısın? " Dediğinde başımı olumsuz anlamda salladı. " Ben biraz dinleneyim ister divan a geç ister yatağa, " Dediğinde bakışlarım yatak ve divanın arasında gidip geldi. "Divanda otururum dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

 

" Otur sen yatağa, " Dediğinde dediğini yaparak yatağa oturdum. Divanı yerinden çekerek ite ite yatağın yanına getirdi. Yatak ve divanın arasında bir kaç adamlık boşluk kalmıştı.

 

Montunu çıkararak katladı ve divanın üzerine koydu. "Orada sen yat, " Dediğinde başımı salladım. "Uyumak için mi geldin buraya? " Diye sorduğumda, " Evet, " Dedi.

 

Divana oturduğunda elimdeki tostu ona uzattım.

 

Elimden aldığında, " Sağ ol, " Demişti.

Peçeteleri açarakaçarak tostu çıkardıktan sonra peçeteleri avucunun içinde buruşturdu.

 

"Yine birilerini Öldürdün mü? " Dediğimde inamayarak bana baktı.

 

"Sen önceden de mi mezdeke oynardın, " diyerek Tostundan bir ısırık aldı. "Ya cihan, " Diyerek kızdım ona resmen benimle dalga geçiyordu.

 

"Efendim, " Diyerek anlamazlıktan geldi.

 

"Neden durgunsun, " Dediğimde sessiz kaldı. Ses tonu ciddi anlamda değişikti keyfinin yerinde olmadığı belliydi.

 

Tost bittiğinde ayağa kalkarak, "ellerimi yıkayıp geliyorum. " Dedi.

 

Bir kaç dakikanın sonunda geldiğinde

Divanın üzerine oturdu. eğilerek ayakkabılarını çıkararak "Bir şey olursa uyandırmaktan çekinme, " Dedi.

 

battaniyenin birini üzerine çekti ve başını montunun üzerine koydu. Gözlerini kapattığında bende yatağın üzerindeki yorganı açarak altına girdim. getirdiği diğer battaniyeyi de yorganın üzerinden örttürdüm.

 

"Önce battaniyeyi ört, " Dediğinde yatakta yan dönmüş bir vaziyette yatan cihana baktım.

 

Divandan kalktı. "Yat sen, " Diyerek yorganı ve battaniyeyi aldı.

Yatağa uzanırken o da yorgan ve battaniyeyi divanın üzerine koydu.

 

Cenin pozisyonunda onun üzerimi örtmesini bekledim.

Önce battaniyeyi örttü, "sırtından soğuk kapma. " Dedi.

 

"Altında atlet var mı? " Diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım. Yorganı da battaniyenin üzerinden örttü. "Uyurken açma üstünü, " Diye tembih ederek, tekrar yatağına yüz üstü yattı. Üzerini örttükten sonra ellerini yastığın altına geçidi,

 

"Kapıyı kilitlemeyecek miyiz? " Diye sordum. Aralık kapı tüylerimi diken diken olmasına neden oluyordu.

 

"Kimse gelemez. " Diyerek gözlerini kapattı. gözlerimi ondan çekerek aralık kapıya baktım.

 

Bende gözlerimi kapattıp uyumayı denedim. Ama sağa sola dönüp durmaktan başka bir şey yapamamıştım. Oflayarak gözlerimi açıp cihana döndüğümde montunun içinde gördüğüm şey ile yataktan doğrularak dikkatle bir kez daha baktım.

 

Cebinde bana kasım çiçeklerinden yaptığı taç vardı.

 

 

Sellam

 

Nasılsınız

 

60 bin olalım mı?

 

Ve bir sürü yorum yapalım mı?

Bölüm : 26.09.2024 01:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...