Şarkılar;
Bi taraf siyah bi taraf beyaz
Beyaz
Bir beyaz orkide
21. Bölüm
Hissedilen hisler
Gözlerimi son 5 saattir olduğu gibi bir duvardan alıp diğerine dokunduruyordum. Yapacak hiç bir şey yoktu. Cihan uyuduktan sonra biraz uyumayı denemiş başarılı olamayınca
Yemek yemiştim.
Sonra tekrar uyumayı denemiş yine uyuyamamıştım.
Gece uyuduğum uyku bana fazlasıyla yetmişti.
Yattığım yataktan kaltığımda güneş doğmuş geçmiş gidiyordu bile,
Cihana döndüğümde ise hala aynı pozisyonda uyumaya devam ediyordu.
Camın kenarına gelerek karşıdaki dağlara baktım uzun uzun.
Pencerenin önünde geçirdiğim dakikaların ardından cihan hareketlenince uyanır diye heves ile ona dönsem de
Ağzından acı dolu mırıltılar döküldüğünde yanına gitmek istesem de olduğum yerde kalmaya devam ederek pencerenin mermerin e tutundum.
Yatakta yan dönerek uyumaya tekrar devam ederken sinirle ayağımı yere vurdum.
Sıkıntıdan ölecektim.

(Cihan ve uyuma şekil fjdnjdn)
Pencere kenarından tekrar yatağa giderek uzandım.
🪅🪅🪅
"Cihan içerde, " Uyku ile uyanıklık arasındaki yerde iken duyduğum sese dikkat kesildim.
"O kız da mı? " Duyduğum Ali'nin sesi ile yataktan hızla kalkmıştım. Yatakta ayaklarımı sarkıtarak uyku mahmurluğunu atmam ve olayı idrak etmem saniyelerimi almıştı.
Küçücük odanın izin verdiği hızda koşarak kapıyı kilitledim sırtımı kapıya yaslayarak derin derin nefes alıp vererek nefesimi düzenlemeye çalıştım. "Sen git. " Kapının hemen arkasından gelen ses ile sanki biri beni kapının arkasından kendine çekecek hissine karşılık kapıdan uzaklaştım.
Kapının arkasına bir şeyler koymalıydım. Kesinlikle,
Kafamı toparlayamasamda kendime komut vermeye ve uygulamaya çalışıyordum her ne kadar başarısız olsamda,
Masanın yanına koşuşturarak itmeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü belkide başka koşullarda güvenli alanımda rahatlıkla itip, kaldırabileceğim masa şuan hareket dahi etmiyordu.
Ellerimi saçımın arasından geçirerek bir kez daha nefesimi kontrol etmeye çalıştım.
Kapı kolunun aşağı hareket etmesi ile inleyerek geri gittim bir kaç adım.
Cihan hala uyuyordu. Ne tepki vereceğini ne olacağını bilemesem de, uyandırmaya karar verdim.
Yatağın yanında diz çökerek adını söyledim. Kapı bir kez daha açılmak için zorlandığında "cihan! " Diyerek bu sefer daha çok yalvarış gibiydi.
Yastığın altına uzattığı kolunu tuttuğum da aynı anda cihan gözlerini aralamıştı.
Bir kez daha "Cihan, " Diye onun adını söylediğimde bedenini yataktan kaldırarak kolundaki elimin üzerine kendi elini koydu. "Bir şey mi oldu liyan. " Dediğinde uykudan uyanmasının verdiği mahmurluk sesine işlemişti. "Kabus mu gördün? " Diye sorarken elimin üzerinden elini çekerek sırtıma koydu.
Hala yatakta otururken sırtıma koyduğu eli ile benimde yardımım ile yatağa oturmamı sağlamıştı. "Ağlama ne oldu, " Diye peş peşe sorularını sorarken kapının kolu bir kez daha aşağı doğru hareket ettiğinde
"ali geldi, " Demeye çalışsamda boğazımdan kaçan hıçkırıktan anladığından emin değdim.
Elimin tersi ile gözyaşlarımı silerken bi kez daha "ali geri gelmiş. " Demiştim. Anladığından emin olsamda sanki beni duymuyormuş ağladığım için boğuk çıkan sesim ona ulaşmıyormuş gibi hissediyordum.
"Gelsin? " Diyerek ellerini kaldırdı. Ardından vazgeçerek geri indirdiğinde
"Bir şey mi söyledi sana?" Diye sorduğunda başımı iki yana salladım.
"Kapıyı kilitledim. Ama burada olduğumu biliyor. " Diye kendimi açıklamak için hızlıca konuşmaya çalıştım. Belki bir kaç harfi yutmuş olabilirdim.
"Ben yatağın altına saklansam. Burada yok der misin?" Dediğimde
"Liyan! " Diyerek uyardı. "Neden saklanıyorsun saçmalama yok
bir şey, "
Ali kapının arkasından "cihan! " Diye seslendi.
olduğum yere daha da sindim.
"Cihan serkan ı arayalım. " Dediğimde ali sanki her an kapıyı kırıp gelecek gibi hissediyordum.
"Liyan kendine gel bir şey yok! " Sesini yükselttiğinde ondan uzaklaşmaya çalıştım.
Serkan gelmeliydi. Kesinlikle serkan gelmeliydi. Ailedeki herkesle konuşmak kabülümdü.
"Kerimleri çağırsak yine beni korurlar mı? " Cihan derin bir nefes alarak ayağa kalktığında ali bu kez sertçe kapıya vurmuştu. Cihan "Geliyorum! " Diye bağırarak aliye karşılık verdiğinde bana dönmüştü. "Sana bir şey yapamaz. " Dediğinde başımı iki yana salladım. "Liyan sana diyorum kurma kafanda, " Dediğinde ağlamam şiddetlendi.
"Sana bir şey yapmam tamam mı? " Dediğinde benden bir cevap alamınca "tamam mı? " Diyerek biraz daha üzerine basmış ve vurgulamıştı.
Daha kızmasın diye aldığım titrek nefesi "Tamam." Diyerek vermiştim.
Önüme diz çökerek, "ali de sana bir şey yapmaz, yapamaz tamam mı? " Derken benden bir onay beklediği açıkça yüz ifadesinden okunuyordu.
"Tamam." Bir kez daha onayladığımda.
"Seni koruması için bir başkasına ihtiyacımız yok," Dediğinde cevap vermedim. O da benden bir cevap beklemedi. Ellerini dizlerime koyduğunda, "ben gelene kadar sakinleşmeye çalış," Dediğinde itiraz etmek için yerimden doğrulduğumda
"Ali gelemez yanına, " Dediğinde tekrar ayağa kalmıştı. "Kal burada sakinleş biraz, " Diyerek dolaptan aldığı yeşil renkli bir badiyi üzerindeki beyaz T-short ün üzerine geçirdi. Dolaptan aldığı ceket ve pantalonu omzuna atarak kapyı açtığında
" Ne oldu? " Demişti. Ali, " Ne? ne oldu, " Dediğinde açık kalan kapıdan onları izlesemde, Cihanın bedeni Ali'yi görmeme engel oluyordu.
"Ne bağırıyorsun cihan cihan diye emicek misin yalacak mısın Hayırdır. " Dediğinde sesindeki ciddiyet karşısında ben bile gerilmiştim.
Bir başkası, "Cihan tamam gerilmeyin daha fazla yapma!" Diye uyardığın da ali cihana cevap vermeyerek kapıyı itip sola doğru çekilerek bana baktığında onu ve o yüz ifadesini görmek kendimi kötü hissetmeme ve korkmama sebep olmuştu.
Cihan, "Ali! " Diyerek uyarmış ve arkasına dönerek kapının kolunu tutarak hızlıca kapatmıştı.
Onlar gittikten yani kapı kapandıktan sonra cihanın kalktığu yatağa uzanarak sanki uzun zamanadır nefesimi tutmuş gibi nefesimi dışarı bıraktım.
Yatakta yan dönerek gözlerimi kapattım hala korkuyla çarpan kalbimin sesini dinledim bir süre ardından koridordan yükselen sesler ile ellerim ile kulaklarımı kapattım.
Kapalı gözlerimin ardında kendim ile savaş veriyordum. Aklıma gelen türlü düşünceler senaryolar.
Camdan gelen ses ile kafamı kaldırıp cama baktığımda tekrar gelen taş ile yatakta geriye doğru gittim. Ama ardı arkası kesilmeyen çakıl taşları ile yattığım yataktan kalkarak cama biraz yaklaşarak aşağı doğru baktım. Zemin katta olmanıza rağmen en az iki buçuk üç metre yükseklikteydi.
"Liyan! " Diyerek ellerini havaya kaldırıp bana el sallayan sinan ı görünce derin bir nefes vererek pencerenin yanına giderek etrafa göz gezdirmiş ardından pencereyi açtım.
"Umarım uyumuyordun. " Dediğinde başımı iki yana salladım. "Aç mısın. Üsteğmenim unuttu seni, " Dediğinde beni düşünmesine sevinmiştim.
"Aç değilim. Teşekkür ederim. " Dediğimde bu sefer elini ensesine atarak "ya benim dolaptan bana kıyafet verir misin duşa gireceğim de, " Dediğinde gözlerimi sonuna kadar açmıştım.
"Niye gelip sen almıyorsun? " Diye sorduğumda tek tahmin ettiğim vakit kaybetmek istemediği iken onun, "cihan izin vermiyor ki koridora girmemize, " Demesi ile istemeden kaşlarımı çattım.
"İzin vermiyor mu? " Diye bir kez daha doğrulamak için sorduğumda başını olumlu anlamda salladı.
"Sen verir misin? " Dediğinde
"Üzgünüm." Dedim. "Eşyalarını karıştıramam. " Diyerek burnumu çekmiştim.
"Hadi ya yarım saatlik aram var sıcak bir duş almak istiyorum. " Dediğinde kafamı çevirerek dolaba baktım. Tekrar ona döndüğümde başımı iki yana salladım. "Ben gelip alayım mı? " Dediğinde rahatsızca bir içeriye bir de ona baktım. "Cihan nerede, " Dediğimde
"Ali ile konuşuyor. " Demişti. Sinan'ın vaktini almamak hem de onun odası olduğu için "tamam." Diyerek geri çekildim. Cihanın yatağına doğru gittiğimde pencereden gelen sinan ile bakışlarım ona kaydı.
Pencereden hızla atladığın da ilk silahını kontrol etmiş ardından dolabın kapağını açarak kıyafetlerini ayarlarken gözlerimi onun üzerinden ayıramıyordum.
Başım dönmeye başladığında sinan bana doğru dönerek "liyan ya, " Demişti. Bakışlarımın onda olduğunu görünce de "elime baksana, " Diyerek kaldırdığı eli ile yanıma doğru gelirken ayaklarımı hareket ettiremiyordum.
Cihan da pencereden atlamıştı.
Cihanda silahını çıkarmıştı.
Ateş etmişti.
Kan.
Ölüm
Bedenimdeki eller.
Hepsi bir bir gözlerimin önüne gelirken sanki cihanın yatakhanesinde değil de okulda gibiydim. O adam yine var gibi adam hiç ölmemiş gibi
Başımı iki yana doğru salladığımda dönen başımın sızızısı iyice artmıştı.
"Sen iyi misin? " Sinan'ın uzaktan gelen sesi ama bedeninin sanki bir soluk ötemde gibiydi.
Başımı iki yana sallamaya devam ederken. "Ellerin titriyor kendine gelsene!" Demesi ile ellerimi kaldırarak yüzüme sipher etmiştim. Sanki nefesi, sözleri, elleri, bir darbe olarak yüzüme inecek gibi
"Liyan ne oluyor amına koyayım! " Gelen sesi ettiği küfür beni iyice korkuturken arkamdan yaklaşan bir el belimi sararak kendine çekti.
Çekilme hissi ile bir kaç adım geriye gittiğimde sırtımı duvara çarpmam ile arkamdaki beden belimdeki eller kaybolmuştu.
"Liyan bana baksana kızım ne oluyor. Bismillahirrahmanirrahim." Sinanın sesi daha da uzaklaşırken yalnız kaldığım yerde kaçacak yer aramıştım. Ama gidecek hiç bir yer yok gibiydi.
Gidecek çok yön var ama beni tutan bir şey var gibi
"Gelmelisin cihan! " Sinanın tekrar sesini duyduğumda "serkan," Diye seslenmiştim. Birinin beni duymasını istediğim okulun sınıfında bu sefer pencere kapalıydı. Zincirliydi.
Hatta güneş ışığının gelmesine engel olan tenekeler ile kaplıydı. "Serkan! " Diye tekrar bağırdığımda " Değişmemişsin. " Diyen okuldaki adam tekrar sesini duyurdu.
"Liyan sakin ol kiminle konuşuyorsun. " Sinan'ın bu sert sesi ilk kez şahit oluyordum.
Şuan sakin değil miydim. "Sadece sesime odaklan liyan. " Dediğinde sanki aksi olursa hiç düşünmeden çekip vuracak kadar sinirli olan sesi...
"Derin nefes almaya çalış ve sesime odaklan liyan. " Sinanın tekrar sesi gelirken kolumda hissettiğim el ile çığlık atmıştım. Hatta uzun süren bir bağırmaydı belki feryat. Adı her neyse
"Liyan kendine gel! Şuan nerede olduğunu söyle bana, " Dediğinde baş dönmem mide bulantısına sebep olmuştu.
"Neredesin şuan liyan. " Bir kez daha bağırdığını duymam ile üzerimde hissettiğim karaltı gitmişti. Sanki üzerimde birinin bedeni vardı ve ben altında nefes alamaya çalışıyordum.
"Liyan." Sinanın sesine kıyasla daha ılımlı bir ses duyduğumda kalp çarpıntım biraz daha hafiflemişti.
"Ne olduğunu söyle bana, "
"Abi iyi değ-"
"Sinan dışarı, sizde. "
Konuşma sesleri giderek artıyor ve her konuşanın sesi birbirine karışıyordu. Uğultuyu sadece kulaklarımda değil beynimin içinde de hissediyordum.
"Yanlız biz varız liyan. "
Yazarın anlatımı;
Liyanın bu hali cihan ın içine endişe tohumları serpiştirmişti. Duvarın dibinde duvara yaslı acı çeken hali içini dağıtmıştı. Kapıdan çıkmakta olan sinan a "Sakinleştirici iğne, getir 12 dakika sonra, "
Kendi sakinleştirmek istiyordu. Yoksa hep böyle olurdu. Önce bu halinden bu krizinden kurtulup sonra sakinleştirici olmalıydı. Doğrusu buydu cihan için.
Liyan ile konuşmaya çalışarak yanına yaklaştı. "Yalnızız biz varız liyan. " Dediğinde tıpki biraz önce odadan çıkmadsn önce ellerini liyanın dizlerine koyarak kontrol ettiği gibi kontrol etmek için ellini liyanın koluna koyduğunda liyanın çığlığı odayı inletmişti.
İlk gördüğünde de böyleydi liyan bedeni kaskatı idi. Kendisinin keiz dediği şey buydu, cihanın titremeleri ama bedeninin taş misali kaskatı kesilmesi idi.
Ve odadan çıkmadan önce bunun olmasından korkarak kontrol etmişti.
Hiç bir şeyi yok iken şuan bedeninin bu halde olması elleri başının önünde gözle görülür bir şekilde titriyordu.
"Neyin olduğunu söyle bana, " Dediğinde sesinin yumşak çıkmasını umut ediyordu. Sesi ile korkutmamayı istiyordu.
"Beni duyuyor musun? " Derken onu duyduğundan şüpheliydi. Duysada tepki veremeyeceğinin farkındaydı.
İşte tam da bu yüzden sakinleştirici olmasını istemiyordu. Bu durumdan çıkabileceğini bilinci açıkken görsün istiyordu.
"Sadece beni duy liyan. " Diyerek derin bir nefes verdi.
"Elini tutacağım. Ve sen korkmayacaksın. Elini tutan benim. " Diyerek kendisine alışmasını sağlarak yüzüne sipher ettiği ellerini tutmaya çalıştı.
Liyan kendisine temas esen eller ile daha da gerilerek inliyor ve kurtulmaya çalışıyordu.
"Benim. Cihan. " Dedikten sonra ellerini duvara yaslarak liyanı kendine has hapishanesinde tutsak etti.
"Benim konuşabilirsin liyan. Konuş benimle, " Dediğinde liyanın zorlandığını yüz ifadesindeki mimiklerden anlayabiliyordu. Bu haline içi gitsede kararlılığını sürdürerek "şuan kafanın içinde ne dönüyor bilmiyorum. Ne sesleri yankılanıyor, ne tekrar ediyor...
Hiç birini bilmiyorum ama, " Diyerek sustu. Cümlesini kafansında tarttı süzgecinden geçirdi. Eklemeler yaptı.
"burada yalnız. " Diyerek liyan a bir adım daha yaklaştı.
"İkimiz varız. " Diyerek ellerini duvardan biraz daha aşağı indirdi.
"Sana dokunmama izin ver. " Diyerek duvardaki ellerini liyanın beline sürterek ellerini hissetmesini sağladı.
" Seni incitmem liyan bunu unutma, " Ellerini liyanın beline sararak belini biraz okşadı. Tek niyeti biraz gevşemesini sağlamaktı.
"şuan başın dönüyor değil mi? " Demiş ve ellerini liyanın belinden çekmişti.
" Çünkü başını sallıyorsun liyan. Ve bu yüzden başın dönüyor. başını sallamaya devam etmezsen başın dönmeyecek, " Başını salladığını bile hissettiğini düşünmüyordu. Cihan
Her şeyi bilinçsizce yaptığına emindi.
"Başını çok fazla salladığın için başın dönüyor ve bu yüzden de miden bulanıyor olabilir. Korkulacak bir şey yok, "
"Derin nefesler al liyan ikimiz varız sadece, "
"Başka kimse yok ve şuan olduğun yerde gelip alacağım seni, başka birinin varlığını unut. "
Liyanın nefesinin düzene girdiğini hissetsede hala korktuğunu biliyordu.
"Nerede olduğunu bana söyleyemememten korkma sakın. " Tekrar liyana dokunmak istesede ellerini yumruk yaparak bu hissine engel oldu.
"Sesini duyuramamaktan korkma! Ben senin nefes sesini bile duyarım liyan."
diyerek derin bir nefes verdi. "Duyarım ve gelirim. " Bir kaç gün önce söylemişti liyan sesimi birine duyuramamaktan korktuğunu,
"Sadece olduğun yerde sakince bekle beni, sana ulaşmama izin ver. " Diyerek gözlerini sımsıkı kapattı. Liyanı sakinleştirmek için hiç bir şey yapamıyormuş gibi hissediyordu.
" Ellerini tutan benim liyan ellerini bir tek ben tutuyorum. Başka kimse değil, " Diyerek bu kez kararlılık ile liyan ın iki elini tutmuştu kasılan ellerini parmakları ile açarak parmaklarını liyan ın parmakları arasına geçirdi.
Birbirlerine geçen parmaklarını indirerek sıkıca tutmuştu. İki elinde liyanın elleri parmaklarının arasında liyanın parmakları vardı. Ve liyanın belki de bilinçsizce cihanın ellerini sımsıkı tutması cihana mutluluk vermişti.
Liyanın kendisine güvendiğini düşünmesi yüzünde hüzünle harmanlanmış ufak ve buruk bir tebessüm e neden oldu.
"Benim ellerimi turuyorsun liyan. " Diyerek sakinleştirmek için konuşmaya devam etti.
" Seni buldum. Ve yapman gereken benimle konuşmak, ellerini tutuyorum
Yanında tek ben varım. Ve sesini duyuramamaktan korkma ben buldum seni, " Aynı şeyleri tekrar ediyordu cihan, az önce biraz da olsa onun sakinleşmesini hangi cümlesi sağladığını bilemeyerek aynı cümleleri tekrar etti.
"Ben seni buldum ve sadece sesini duymak istiyorum. İyi olduğunu bilmek istiyorum. Sonra gideceğiz çıkacağız buradan. " Derken emin olduğu tek şey liyan ın şuan kendini burada hissetmediğiydi.
Liyan başını sallarken birden dikleştirerek duvara sertçe çarpması ile cihan aralındaki mesafeyi sıfıra indirerek yanına yaklaştı. Ellerinin arasında liyan ın elleri olduğu için, liyan ın başını sallamasını durdurmak için alnını liyan ın anlını yasladı.
Fısıldayarak, "İyi olduğunu bilmek istiyorum. " Diye tekrar etti. Dudaklarına doğru, liyanı konuşmak zorunda hissetmesin diye, "ben sadece sesini duymak istiyorum sadece, " Demişti.
Liyan gözlerini daha da sıkarak yüzünü buruşturdu. Cihan, liyan ın alnına yaslanmış onu izliyordu.
Liyan dudaklarını araladığında nefesi cihanın dudaklarına çarptı.
Cihan anın etkisi ile gözlerini kapattığında liyanın "cihan, " Demesi ile gülümsedi. Anlını biraz daha bastırdı liyana nefesleri birbirlerine karışırken cihan, "gözünü aç, " Dedi.
"Gözlerini aç ve bizi gör liyan." Cihan liyanın ellerini daha sıkı tuttu,
"Olduğun yeri görmelisin, güvende olduğunu hissetmelisin liyan, "
"Ve benimde gözlerini görmeye ihtiyacım var, "
"Açmalısın artık gözlerini, " Liyan gözlerini yavaşça araladığında karanlık sınıftan ayrılmıştı. İzbe yeri gerisinde bırakmıştı.
Cihan derin vir nefes alarak başını biraz kaldırdığında dudaklarına değen liyanın dudakları ile gözlerini açtı. Liyan ile göz göze geldiğinde çalınmadan açılan kapıdan içeriye sinan "getirdim iğneyi, " Diyerek girmişti.
Son...
Sinan = Ben
Buradan devamı 56 oy ve 120 yorum sonra gelir benden söylemesi
Haftada 7 günün 24 saatin de kendiniz kötü hissettiğinizde yazabilirsiniz.
İnstagram: llsolita
Gelecek bölüm ne istersiniz 🫳
Gelecek bölüm ne olacak sizce 🫳
Ve bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz 🫳
Eğer son soruyu cevaplamazsanız ayran içirir ayrı düşürürüm valla yakınlaştırmam asla jsnsksnsmdmskam
Görüşürük
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
18.02k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |