Yıldızlı bir gecede gözlerimi yumsam herşey geçecek gibi...
.
.
.
.
.
Oylarınızı ve yorumlarinizi bekliyorum❤💥
Hikâyeye geçelim...
.
.
. HÜKÜM YERİNİ BULMUŞTUR...
.
(AKŞAM SAAT 19:00 KIRIMLI KONAĞI)
Dicle xanım, gelinine özel diktirdiği işlemeli yöresel gelinliği alarak,uzatmıştı gözü yaşlı gelinine.
Dicle xanım, daha bejne'yi doğurmasına 1 ay kalmıştı. Nasıl unuturdu o günü, kaynının ölüm haberi ve konağın içinde yade'sinin feryatları haykırışlarının yankılandıgı günü, hemde tüm amed topraklarında.
Kendi kardeşi gibi çok severdi ,yaşasaydı kendi elleriyle evlendirecekti Bilal'i.
Daha ilk gelin geldiği yıllarda , yengesini anne bilmişti. Asla sözünden çıkmaz,saygıda kusur etmezdi.
Bilal Ağa'yı , yeri gelir oğlu gibi azarlar yeri gelir canından kanından kardeşi gibi severdi.
Onlar ,yeri gelir abla kardeş, yeri gelir ana oğul gibiydiler.
Bilal Ağa'nın ölüm haberini alır almaz erken doğum yapmıştı Dicle xanım ,üzüntüden.
Dicle xanım'ın ,getirdigi gelinliği titreyen ellerim ile almıştım. Hemen odaya adımlayıp, bir çırpıda giydim, hafif bir makyaj yaptım tabi maksat göz altlarım morlugunu ve dudaklarımın çatlakları içindi.
Hemen ardından,odaya Bejne girdi. Sınıf arkadaşım ama şimdi görümcem olmuştu. Hayat ne garip anne, yaşarken ölmek bu olsa gerek.
Ben hayalleri olan bir kızdım. Ama şimdi hayatın ta kendisi oldum. Belki yarın bir gün anne olacaktım.
Bu ağır düşünceleri bırakarak,geldiğinden beri tek kelime etmeyen,koluma giren Bejne ile aşagıya indik.
İmam ve konak halkı hepsi ordaydı.
Tabi birazdan kocam olacak adam Jiar ağa yanıma gelerek, ellerimi tutup nikahımızın kıyılacagı yere getirip oturttu beni.
Bir süre sonra, artık Allah katında karı kocaydık. Mehir olarak tek bir şey istemiştim,kuma gelmemesi için boşanma hakkı.
Tüm gözler üstündeydi, ama umrumda bile değildi. Madem hayatımı mahvedeceklerdi bari buna hakkım olsun.
Yan tarafıma dönmesem bile, Jiar kırımlı'nın sesinden anlamıştım, öfkeden deliye döndügünü.
Ama kabul etmişti.
Şaşırmamıştım. Çünkü bu topraklarda gelinlikle girdigin evden ancak kefenle çıkılırdı.
Bu neydi ki?!şimdi sadece bomboş bir hak'tı sadece.
Hemde Ağa karısı olarak asla, kurtuluşum yoktu.
Sadece tek temennim üzerime,kuma gelmemesi. Ne kadar acı değilmi?
Hangi Üniversite'de okuyacagımı, hangi mesleği olacagımı seçeceksin diye sormak yerine mehir sorulması, içimden şimdiden bir şeyler alıp götürmüştü.
Şimdi evlilik ,yarın bebek soran bu zihniyetler ,vâr oldukça nice genç kız, gençliği'nin baharında solup gidecekti.
İmam duayı da okuyup, gitmişti.
Salondan herkes çıkmış , Dicle xanım benim kolumdan tutup yatak odasına getirmişti.
"Bak kızım, sen benim kızım gibisin, bilirim seni de ananı da. "
"Sen önce Allah'ın sonra, Ahiretliğim olan Anne'nin Mahne'nin emanetisin"
"Sakın ola kendini yalnız hissetme, küçüksün, cahilsin ne olursa bana gel, ben sana yol gösteririm" der demez.
Dicle xanıma, anneme sarılır gibi sarıldım. Agladım. Hemde hıçkıra hıçkıra,
Beni kendinden çekip, gözyaşlarımı elleriyle sildi.
"Ağla küçük kızım, elimden birşey gelse hemen yaparım. Ama bak bende bir kızımı ağabeyin Ağir Ağa'ya gelin ettim. Annen nasıl sana yanıyorsa bende kızım dila'ya yanarım."
Ona anlar şekilde kafa saladım. Sonra Yere eğdim başımı, ama Dicle xanım ,başımı hızla kaldırıp.
"Sakın!!! Sakın başını eğme, ne olursa olsun, sen benim gelinimsin, sen bir kırımlı gelini oldun bir daha başın yere eğilmeyecek, hep dik duracaksın bu hayatta. "
"Beni annen olarak gör kızım olurmu, bir derdinde hemen gel,artık ben gideyim"
"Dicle xanım" dedim.
"Daye, bana daye de kızım "
"Peki, Daye şeyyyy herşey için sağol " diyebildim sadece.
Gülümseyip çıktı odadan.
Ne babam nede annem , ağabeyimler bile birşey yapmazken, bu aileden ne bekleyebilirdim ki.
Ben evlenmek değil okumak istiyorum desem, dayak yer kenarda aglardım o kadar, ne acı.
O sırada içeri giren Jiar kırımlı ile kalakaldım.
Yavaş yavaş, bana yaklaştı. Önümde durdu, elindeki kutudan büyükçe bir
10'u bir yerde çıkarıp taktı.
Sonra , başıma attıkları duvağı kaldırıp, anlıma uzunca bir öpücük kondurdu.
O an göz göze geldik. Yaşça büyük bir adamın karısı olmuştum. Küçüktüm ama bunu benden başka kimse sorgulamıyordu. Ne garip.
Bir süre sonra, namaz kılmak için, abdest aldı. Namazı'nı kılıp yanıma geldi.
Bana yaklaşarak, soyunan Jiar,
"Biliyorsun ki yarın bizden, çarşaf isteyecekler "
"b.. bb biliyorum " kekeleyerek de olsa konuşabilmiştim.
"Bugün karım oldun, şimdi ise tamamen kadınım olacaksın. "
Jiar kalkıp, duşa girdi. Ardından Beni kucaklayıp küvette kendi elleriyle yıkadı.
Ama anlamıştım. Bu adam gerçekten hastaydı. Daha yeni tehtit eden ve zorla neler yapan adam gitmiş. Şefkat ile beni yıkamıştı.
Neydi şimdi bu?!! Allah'ım neyin içine düşmüştüm böyle.
Bir süre sonra, kanlı çarşafı kenara koyup, taze çarşaf sermişti.
Beni koyduğu koltuktan, bir bebek şefkati ile alıp yatağa yatırmış, ilaç verip uyumamı sağlamıştı.
Kendi de yanıma uzanıp, belimden kendine çekip ,başını boynuma koymuştu.
Zaten başım yastıga koyar koymaz, uykuya teslim olmuştum.
Ama tek duyduğum şey,
"Bana sakın karşı gelme küçügüm, herşeyi iste ama benden gitmeyi asla"
Jiar Ağa'da bir süre sonra kendini uykunun kollarına bırakmıştı.
Yarınların onlara ne getireceğini bilmeden....
DEVAM EDECEK...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
7.15k Okunma |
246 Oy |
0 Takip |
27 Bölümlü Kitap |