1. Bölüm

1. Bölüm Yalnızlığın Göz Yaşları

KitapKolik ★
kitapkolik948

 

 

Arkadaşlar merhaba! İlk bölümle sizlerleyiz. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

 

 

İlk kitabım olduğu için yazım hatası olabilir kusura bakmayın lütfen.

 

 

 

Düzenlenmiştir*

 

 

Başladığım tarih:11 Ağustos 2024

 

 

Her insan içten içe yalnızdır.

Her insanın içinde biriken birçok duygu olabilir. Bunlar bazen gereksiz kavgalardan, bazense giden biri içindir. Ancak bazen hayat insanın içinde iyi duygular birikmesine de izin veriyor. Benimde içimde böyle duygular bulunduğu zamanlarda olmuştur belki. Belki; çünkü artık hissedemiyorum. İnsanın dönüm noktaları vardır, örneğin bir kavgadan ya da bir olaydan etkilenip hayatımızı değiştirebiliriz. Benim dönüm noktam ise abimdi.

Yorgunca gözlerimi kırpıştırdım. Hiç kalkasım gelmiyordu, genel olarak hiçbir şey yapasım gelmiyordu. Yataktan kalkıp hazırlanma işini de halledince hızlıca evden çıktım. Evde uyumayı sevmezdim. Genelde okulun başlama saatinden birkaç saat erken kalkar ve okulda uyurdum. Ancak bu birkaç haftada yeni bir eve taşınmak zorunda kalmıştık, bu yüzden de okulum değişmişti. Bir haftadır yeni okula gidiyordum ama burada da arkadaş çevremin olduğu pek söylenemezdi. Sorun da değildi. Bugün erken kalktığım için toplu taşıma yerine yürüyerek gitmeyi tercih ettim ve yürümeye başladım. Okula girdiğimde aynı yavaşlıkta alışmaya çalıştığım sınıfıma girdim. Yerime doğru gidecekken sıramda oturan altılı gurubu görmemle duraksadım. Bir haftadır bu sınıftaydım ama onları hiç görmemiştim. Yeni geldiklerini düşünerek ve biraz da olsa çekinerek yanlarına gittim. Yanlarına gittiğim an gülme sesleri kesilmişti ve bu beni çok rahatsız etmişti. Hızlıca yerime oturup uyumak ve kendimi bu ortamdan somutlamak istediğim için hemen konuştum:

 

"Burası benim yerim, kalkabilir misiniz?"

 

Sorumun ardından tam benim yerimde oturan çocukla göz göze geldik. Bana kibarca gülümsedi, sanırım yeni gelen onlar değildi. Bu yüzden kibar olduğunu düşündüğüm bir ses tonuyla konuştu.

 

"Yenisin galiba, ben Berkay Doğrucu. Burası ben ve arkadaşlarımın yeri, bir haftadır yoktuk o yüzden karıştırmış olabilirsin."

 

Güzelce açıklaması yüzümde bir tebessüm oluştururken kafamı salladım ve boş olan başka bir sıraya geçtim. Kafamı sıraya yaslayıp uyumaya çalıştım. Ama tabii ki düşüncelerim buna pek de izin vermiyordu. Yorgundum ama bu benim beynimin beni düşünmekten alıkoyması için geçerli bir sebep değildi. Aklıma abim gelince her günkü heyecanla abime mesaj yazmaya başladım.

 

"Abicimm, bugün nasılsın?? Seni çok özledimm hemde ne kadar olduğunu ben bile bilmiyorum. Bu yüzden en yakın zamanda bana geri dönüş yap lütfen. Seni çok sevdiğimi unutma olur mu?"

 

 

Mesajı gönderirken ki tebessüm yerini korurken kulaklıklarımı taktım ve "Ağlama Ben Ağlarım" şarkısını açtım. Sözleri çok hoşuma gidiyordu, ben şarkıların sözlerindeki anlamları anlayarak dinlemeyi çok seven biriydim. Şarkı başlayınca aynı tebessüm ile kafamı tekrar kollarıma yasladım.

 

"Kaçtım kederimden, aynalarda yüzüme bakmam."

 

Ben sözlerde kendimi bulduğum şarkıları dinlemeyi seviyordum. Hayır adımın anlamı gibi güzeldim, ben sebep olduğum şeyler yüzünden kendinden utanan bir insandım. Şarkının nakaratı gelince sessizce mırıldanmaya başladım.

 

"Her gece dualarım, bitmedi rüyalarım mutlu sonla."

 

"Ağlama ben ağlarım."

 

"Can bulur mu toprağım göz yaşında?"

 

Şarkı devam ederken artık yorgunluğa daha fazla dayanamadım ve gözlerimi kapattım.

 

                                                ---

Dürtülmemle gözlerimi araladım. Beni uyandıran kişinin bana açıklama yapan o çocuk olduğunu görünce yavaşça doğruldum.

 

"Bir sorun mu var?" Diye sorduğumda bana minik tebessümle cevap verdi.

 

"Öğle molası oldu seni bu yüzden uyandırmak istedim." Bu kibarlığı karşısında biraz utansamda hemen toparlandım ve cevap verdim.

 

"Beni düşündüğün için teşekkür ederim. Ben Linda bu arada."

"Bende Berkay." Hızlı cevabı karşısında şaşırsamda belli etmeden ben de ona gülümsedim ve çantama doğru eğildim. Çantamdan cüzdanımı çıkarırken hala yanımda olmasını biraz garipsemiştim. Çünkü genelde bu kadar düşünülmezdim.

 

Ben genelde düşünülmezdim.

 

Ayaklandığımda o da benimle aynı anda yürümeye başladı.

 

"Bugün bizimle oturur musun?" Sorusu beni afallatmıştı. Belli etmemeye çalışarak cevap verdim.

 

"Teklifin için teşekkür ederim, ama arkadaşlarına rahatsızlık vermek istemem." Cevabım karşısında biraz sinirlendiğini anladım. Aynı kibarlıkla beni yanıtladı. Bu çocuk fazla kibardı.

 

"Arkadaşlarımın senden rahatsızlık duyacağını sanmıyorum çünkü onlarda senin gibi kibar ve tatlı insanlar." Bir an duraksadım, ama arkadaşlarına iltifat ettiği için bozuntuya vermedim.

 

"O zaman teşekkür ederim."

 

Yüzünün biraz düşmesiyle sorgulayarak ona baktım ama hemen yüzünü topladı ve aynı tebessümle karşılık verdi. Birlikte kantine doğru giderken gözlerini üzerimde hissetmeme rağmen dönüp ona bakmadım. Sonunda kantine vardığımızda arkadaşlarının yanına gitmem için bana yol verdi ve birlikte arkadaşlarının olduğu masaya gittiğimizde yavaşça oturdum. Sohbet etmeye başladıklarında arada onlara katıldım. Bir anda sanki ben hep onlarlaymışım gibi beni aralarına almış sohbet ediyorlardı. Yanımda tanımadığım bir kız, sağ çaprazımda Berkay ve onun yanında tanımadığım birçok kişi daha vardı. Altılı bir guruplardı. Benimle birlikte ise yedi. Hayır, kendimi onlardan gibi görmüyorum sadece bir sayı bile olsa yalnızdım işte. Bir süre bu böyle devam etti. Ben kimin kim olduğunu anlamaya çalışırken beni zorla sohbete dahil etmiş, konuşmamı sağlamışlardı. Grupları iki kız dört erkekten oluşuyordu. Talya, Deniz, Toprak, Araz, Çağrı ve Berkay. Küçüklükten beri yan yana olduklarına emindim. Birbirlerini çok iyi tanıyorlardı. Pek konuşmayı sevmeyen biri olarak konuşturulmamak için etrafı incelemeye başladım. Masaları, öğrencileri, birkaç sevgiliyi ve en sonunda tekrar gözlerimi masamıza çevirdim. Diğerleri gergin bir şekilde beklerken baktıkları kişiye döndüm. Berkay'a. Berkay'ın bir yere sinirli bir şekilde baktığını görünce merakıma yenik düşüp bende oraya baktım. Baktığı yerde bir masanın etrafında toplanmış beş çocuk vardı. Çocuklardan en ortada oturan buğday tenli, düz ve uzun saçlı, ela gözlü çocuğun bana dikkatli bir şekilde baktığını gördüm. Tam bakışlarımı çocuğun üzerinden çekecekken bakışlarımız orta yolda kesiştiğinde bana bakıp sırıttı. Çenemde bir el hissetmem ile bakışmamız kesilmişti. Berkay çenemi nazik bir şekilde tutup gözlerimi kendisine çevirdi. Odağımın onda olduğundan emin olduktan sonra aynı naziklik ile çenemi bırakıp yavaşça yerinden kalktı ve beşli masaya doğru sakin, emin adımlarla yürüdü. Berkay, buğday tenli çocuğun bana bakıp sırıtmayı sürdürdüğünü görünce sinirli bir şekilde:

 

"Ateş!" diye bağırıp adının Ateş olduğunu öğrendiğim çocuğun yakalarından tuttu. Sağlam bir yumruk savurduğunda gözlerim şokla irileşti. Ben aynı şoke olmuşlukla olan biteni izlerken tek korkum kriz geçirmekti. Ben yerimde titremeye başlarken masadakiler beni unutup, daha doğrusu umursamayıp, hemen Berkay'ın yanına koştular. Kantin birbirine girmişti. Titremelerim artarken dolu gözlerimle her zamanki gibi tek başımaydım. Yalnız. İnsanların önünde ağlamanın güçsüzlük göstergesi olduğu düşüncesi ile büyümüştüm. Bu yüzden hızlıca yerimden kalktım ve hızlı adımlarla

kızlar tuvaletine girip, kendimi bir kabine kilitledim. Titremelerimle aynı hızda artan ağlamalarımı kontrol etmek imkansız gibiydi. Şu an kantinde ne olduğu umurumda değildi. Çünkü herkesin bir kimsesi vardı, benim ise kendimden başka kimsem yoktu.

 

 

 

Berkay'ın Anlatımıyla~

Ateş'in Linda'ya baktığını gördüğümde kendimi tutamamıştım. Ateş ve çevresi ile iyi geçinemezdik. Ona ve çevresine zaten sinir olurken birde Linda'ya bakışlarından anlamıştım. Onu tanımıştı. Her şeyi ona anlatmak istiyordu. Buna izin veremezdim. Onu tekrar bulmuşken bir kez daha kaybedecek gücüm yoktu. Kantin birbirine girmiş, ayırmak için gelenlerde kavgaya dahil olmuştu. Kimsenin benimle ilgilenmemesini fırsat bularak Linda'ya bakındım. Ancak onu bıraktığım masada bulamayınca gözlerim endişe ile kısıldı. Neredeydi? Korkmuş muydu? İyi miydi? Onu bulmalıydım.

 

 

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

 

Selammm umarım beğenmişsinizdirr. Berkay ve Linda arasında neler olacak dersinizz? Okuyun bakalımm.

 

İnstagram-tiktok:kitapkolik948

 

 

Bölüm : 11.08.2024 20:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...