Bi tesiste çalışan Aden, terfi alır ve suikastçı olarak gizli görev yapması istenir.Aden kabul etmek zorundadır çünkü başka çaresi yoktur.

Hayatıma bir anda giren adamın benim şansım olacağını nerden tahmin edebilirdim ki...

Aslı, deli dolu, bir o kadar çılgın, hayatı seven ama en çok kendini seven bir kızdır. Evet, kendisini o kadar çok severki geç kalacağını bildiği sınava giderken bile süsünden asla geri durmaz. Ayrıca kafasına koyduğu şeyi yapar ve verdiği kararı sadece bir kez düşünür. Tıpkı aşık olduğu adama çıkma teklifi -o hâlâ bu tabiri kullanır çünkü bunun yerine geçecek bir şey bulunmadığını düşünür- ettiği gibi. Evet, sevdiği adamın karşısına çıkıp ondan hoşlandığını söyleme cüretini göstermekten çekinmedi. Çılgın hayatına aldığı adamın bir gün neden dahi belirtmeden onu terk etmesi sonucu kendini daha önce hiç ayak basmadığı topraklarda bulur. Şanlı tarihiyle Mezopotamya`nın en güzel şehirlerinden biri olan Urfa. Orada sevdiği adamın fazlasıyla kalabalık ailesinin arasında kaybolduğunda neye uğradığını şaşırır. Yedi kardeş, iki yenge, üç enişte, dokuz yeğen... "Ben Aslı Ateş. Benim hikâyem, tam sekiz ay önce beni terk eden bu adama - eskilerin deyişiyle- çıkma teklifi ettiğim gün başlamış, mezuniyet balosundan sonra bitmişti. Şimdi biten hikayemi yeniden başlatmak için buradayım."

Zehir ve Bal Aşk ve nefretin iç içe geçtiği, bir o kadar da tezatlarla yoğrulmuş bir hikaye... Karaca Yılmaz, hastanede hemşire olarak hayatına devam ederken, hiç beklemediği bir anda bir adamla tanışır. Ali Soykan, güçlü, karizmatik ama bir o kadar da soğuk bir iş adamıdır. Karaca`nın sakin dünyası, bir gün Ali`nin yaralı haliyle hastaneye getirilmesiyle alt üst olur. Aralarındaki çekim, başlangıçta bir hayal gibi görünse de, zamanla birbirlerine olan bağları hem zehirli hem de tatlı bir şekilde büyür. Aşkın ve nefretin, iyiliğin ve kötülüğün sürekli iç içe geçtiği, duygusal bir savaşı anlatan "Zehir ve Bal", okuyucuyu sürekli bir gerilim içinde tutacak, kalp kırıklıkları ve yeniden başlamalarla dolu bir yolculuğa çıkaracak. Çok Yakında Yayında,Beklemede Kalın. Sizi Seviyorummmm❤️🍯

Ateşe bakıyorum büyüleyici... Beni kendine çekiyor... Pencereden koca bir şehire koca bir dünyaya bakıyorum inanılmaz... Önümde Tüm şehveti ile oturan cehnem ateşeşi misali adama bakıyorum... ve Santranç tahtası... (BAYLAR VE BAYANLAR BİZİ BU GÜN İMKANSIZLIK YAKIYOR∞)

Gece, yıllarca annesi zannettiği kadının ellerinde büyüdü. Bu kadın, ona hayatı öğreten, acıyı ve disiplinin değerini kavratan biriydi. 16 yaşına kadar, sabahları o soğuk, sert bakışları altında uyanır, gece yatarken yine o kadının gözetiminde yastığını sererdi. Dövüşmeyi, kendisini savunmayı, kısıtlı bir dünyada hayatta kalmayı öğrenmişti. Ama her şeyin bedeli vardı. Her hatasında, her yanlış adımında, o kadın sıcak bir demirle onun bedeniyle konuşurdu. Sıcak demirin etine dokunduğu an, Gece`nin vücudunda bir iz bırakır, o acı öyle bir derinlikteydi ki, zaman zaman, acıdan gözleri kararır, kendini bir uçurumun kenarında hissederdi. Ancak bu da bir öğreticiydi; acının ötesine geçebilmek için. 16. yaşına girdiği gece, bir başka gecenin karanlık yüzüyle tanıştı. Gözlerinin önünde annesi, o soğuk kadının bedeni, bir katilin ellerinde yok oldu. O an, tüm öğrendiği şeylerin bir yalan olduğuna inandı. Annesinin ölümü, Gece`nin zihninde kırık bir cam gibi dağılırken, katil, ona bir kez daha acının anlamını fısıldadı: "Bir gün senin de sonun bu olacak." O gece, bir yıkımın ardında, Gece kaçtı. Kaçtı, ama nereye gideceğini bilmeden, sokaklarda, karanlıkta, kaybolmuş bir hayatı arayarak... Ama her kaçış, daha derin bir çıkmaz sokağa sürüklüyordu onu. 18 yaşına kadar sokakların soğuğunda yaşadı; hayatta kalabilmek için her şeyi göze aldı. Bir gece, yine bir cansız bedeni gördü. Bir erkek çocuğunun ölü bedenini. İnsanlar, Gece`yi suçlu buldular, katil olduğunu düşündüler. O kadar derin bir yalnızlık ve psikolojik çöküntüye girmişti ki, Gece, gerçekleri bir kenara bırakıp, suçunu üstlendi. İçindeki kırık dökük dünya, bir anlık karanlıkla birleşerek, onu hapse tıktı. Altı ay boyunca cehennemdeydi. 13 yılını orada geçirecekken, bir gün... O anı hatırlamıyordu, sadece bir grup adamın, sanki hiçbiri ona ait değilmiş gibi, onu cezaevinden çıkarıp, bilinmedik bir geleceğe doğru götürdüğünü hatırlıyordu. O adamlar, ona bir amaç verdiler: Gece’yi korumak. Ve bir katili bulmak için ona bir şans daha vermek...

𝐀𝐢𝐥𝐞𝐬𝐢 𝐭𝐚𝐫𝐚𝐟ı𝐧𝐝𝐚𝐧 𝐨𝐫𝐦𝐚𝐧𝐚 𝐛ı𝐫𝐚𝐤ı𝐥𝐚𝐧 𝐤ü𝐜ü𝐤 𝐛𝐢𝐫 𝐤ı𝐳 ç𝐨𝐜𝐮ğ𝐮 𝐞𝐧 𝐟𝐚𝐳𝐥𝐚 𝐧𝐞 𝐛𝐚ş𝐚𝐫𝐚𝐛𝐢𝐥𝐢𝐝𝐢𝐤𝐢?

Bu bir rüyadır. Bu olanları rüyamda gördüm ve bunu bir kitap haline getirmeye karar verdim. Ama bir düşündüm de bu kitabın gidişatını yaazamazdım. Bunun nedeniyle sadece rüyamda gördüğüm yeri yani final bölümünü yazıyorum. Kan ve vahşet içeriri ve asla rüyamın saçmalığını sorgulamayın bunun gibi bir çok rüya var onlarıda bu şekilde belki parça parça paylaşırım:))

Arkadaşlar benim aslında kitapim vardı Ama üyelik gidince tekrar yazmaya başladım

Kasabada sakin bir hayat yaşayan Liana`nın ; Prens`in düğünü için hizmetçi olarak Saray`a getirilmesi sonucunda bihaber olduğu geçmişinin lanetlerini ve ailesini öğrenerek babasının sarayında Prenses ünvanıyla intikam için aşkını da dahil herşeyi karşısına almasını ve sürüklendiği entrikaları, çatışmaları, bitmek bilmeyen gizemleri Liana`nın gözünden okuyun..

Yarenin, kendisi 8 yaşındayken annesi ve kardeşi, kaldıkları yerde ki çıkan yangında kaybolur. Yareni ordan kurtaran önder yaman onu yanına alarak, diğer bir çok çocuk gibi;silah, dövüş, kılıç vb. Şeylerde intikam için eğitir.Yaren 22 yaşına geldiğinde önder yaman,onu, herkesin korktuğu, yeraltı dünyasının en çok saygı duyulan isimlerinden biri olan Emir Ali koçyiğit`in oluşturduğu gruba,intikamını alabilmesi için verir. Yaren bu grupta aşkı, ne kadar gözü kara olsa da korkuyu,gerilimi ve intikam duygusunu bol bol hissedecektir. Haydi gelin,birlikte Yarenin neler yaşayabiliceğine bir bakalım? GERÇEK KİŞİ,OLAYLAR VE KURULUŞLARLA YAKINDAN UZAKTAN ALAKASI YOKTUR, TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.

Mucizeler anlıktır, zamana ihtiyaç duymazlar. Hayatında ki bütün umut tohumlarını öldürenlere lanet etmişti kadın ve o gün söz vermişti adam. O umutları tek tek öldürenlere zehrini salacaktı yavaş yavaş, bundan kimsenin haberi olmayacaktı. İğnenin ucundan damlaya damlaya akacaktı intikamın arzusu, tıpkı bir akrep`in avına yaklaşmadan önce sessizce beklemesi gibi. Uzaktan izleyecekti adam kadını, kadının ruhu bile duymayacaktı. Aniden çıkacaktı adam ortaya istediğini alana kadar sessizce köşesin de bekleyecekti. (Smut içerir.)

Mehsa üniversite için kuzenin yanına gelir, kendisine verdiği sözü tutmak için çete ile anlaşma yapar. Hiç beklemediği anda aşk`a inanmayan adamın dikkatini çeker... #dram #romantizim #sumt

Eskiden sevgili olan Selen ve Kerem,karşılıklı anne ve babaları tarafından bir yemeğe çağrılır. Daha sonra aileleri bu iki şahısın evlenmesini ister.

Lily, Alex`i sevmiyor,zorla ailesi yüzünden evlendirildi.Peki ya Alex`i severse?

İki yabancı insan arkadaşlıktan doğan bir aşk dünyada birbirine böyle bağlı olan bir çift daha yoktur acaba karşılarına çıkan engelleri aşabiliceklermi birbirlerine kavuşabiliceklermi...

baban yüzünden bir mafya adamı evlenirsin...

Deli rüzgarların estiği, fırtınaların koptuğu, gökten neredeyse her gün damlaların döküldüğü, denizin hırçınlığının hiç durulmadığı bir yerdi. Burası Trabzon`du. Basit bir şehirdi Trabzon. Sevdalara konu olan, şarkılara söz olan bir şehir. Ama şimdi ne sevda vardı ortada ne de şarkı, vakit intikam vaktiydi. Bir tarafta taze bir ateş varken bir tarafta yılların harladığı deli bir ateş vardı. Eflin bitti dediği anda her şeyin aslında daha yeni başladığını anlayacaktı. Kurtulduğunu sandığı o kısacık anın aslında cehennemine girişi olduğunu anlayacaktı. Karadenizin dost bildiği köklü ailerinin hasım olacağını anlayacaktı. Fırtına bu sefer yeryüzünde değil iki soylu aile arasında esecekti. Bitmek bilmeyecek bir düşmanlığı Eflin kendi yaptığı anlaşma ile başlatacaktı. ... "Koskoca Karadeniz. Batısından doğusuna, görelim bakalım kime mezar olacak kime yâr olacak"

Siz: Bunu bana borçlusun. Ekran görüntüsü📎 @C6ydq:Kızlar bu üniversiteye gidiyoruz. Hazır mısınızzd: @57XY:Evetttt @Güloo8:Olm adam baya iyi ha @Öykü_derler: Maşallah taş @Ateşkes_Ato: Lan bi adama kaç kişi girceksiniz aq @Öykü_cadu: Sennn sus. O bizim aşkımızz @Ateşkes_Ato: Tamam bacım. Siz: Bütün kızlar senden hoşlanıyor bu okulda amk. Neymişsin sen? Görüldü. Yazıyor...

Mucizeler anlıktır, zamana ihtiyaç duymazlar. Hayatında ki bütün umut tohumlarını öldürenlere lanet etmişti kadın ve o gün söz vermişti adam. O umutları tek tek öldürenlere zehrini salacaktı yavaş yavaş, bundan kimsenin haberi olmayacaktı. İğnenin ucundan damlaya damlaya akacaktı intikamın arzusu, tıpkı bir akrep`in avına yaklaşmadan önce sessizce beklemesi gibi. Uzaktan izleyecekti adam kadını, kadının ruhu bile duymayacaktı. Aniden çıkacaktı adam ortaya istediğini alana kadar sessizce köşesin de bekleyecekti.

"Gölge Aşklar", küçük bir sahil kasabasında geçen, gizem ve aşkın iç içe geçtiği sürükleyici bir roman. Genç gazeteci Lena Harper, kasabanın en eski yapısı olan Gölge Otel`e, kaybolan bir mirasın izini sürmek için gelir. Ancak bu kasaba, sadece bir haberin peşine düşmekten fazlasını vaat etmektedir. Lena, otelin mistik atmosferinde, geçmişin gölgeleriyle dolu bir maceraya atılır. Kasabanın tarihi ve otelin altında saklı olduğu söylenen gizemli bir harita, Lena`nın ilgisini çeker. Bu sırada, karizmatik ve gizemli bir adam olan Daniel ile tanışır. Daniel`in ailesinin geçmişi, kasabanın sırlarıyla iç içe geçmiş durumdadır. Roman, Lena ve Daniel`in birlikte çıktıkları tehlikeli yolculuğu, aralarındaki aşkın doğuşunu ve karşılaştıkları zorluklarla başa çıkma hikayesini anlatıyor. Lena, hem kendi içsel keşfini yaşarken hem de Daniel ile olan ilişkisini sorgulamak zorunda kalır. "Gölge Aşklar", okuyucuyu sayfalar arasında kaybolmaya davet ederken, aşkın ve gerilimin sınırlarını zorlayan bir hikaye sunuyor. Lena ve Daniel`in geçmişin gölgelerinden kurtulup yeni bir başlangıç yapma çabası, okuyucuyu aşk, gizem ve cesaret dolu bir serüvene sürüklüyor.

Yarı bulgar ve yarı türk olan Laletsiya, kız kardeşi Tatiana ile yaşarken, anzısın kaçırılıp saraya götürülmüştür. Orada tamamen yanlız kaldığı için hayatının bittiğini sanar. Ama aslında onu tekrar hayata döndürecek olan aşk olucak, ve aşktan doğacak olan iktidar. Tek sorun bu aşkı kimde bulacağı. İki kardeşi birbirine düşman edip, yoluna devam etmek için tek bir kişiyi seçmelidir. Ama bu kişi kim olacak, Şehzade Mehmet mi, yoksa Şehzade Mustafa mı? Bakalım Kim ipleri elinde tutmaya başarabilecek bu kadar olay içerisinde..

Buket İzmir`den ankaraya taşınır çünkü babasının işi iflas eder

Sanayide başlayan aşk.

Bi adam gelir değiştirir seni Siz=Kimsin ... Kocan