Alinanın kardeşi olan Açelya`nın imparatorluğa karşı gelerek yasak mahzeni ortaya çıkarması ile adalet nöbetçileri devreye girer. Alina kız kardeşini kurtarmak için adalet nöbetçilerine üye olmak zorunda kalır . Girdiği bu çetenin içinde hiç beklemediği biriyle karşılaşır bu kişi çocukluk aşkıdır. ♡♧ "Sen benim bu hayatta tek güvendiğim kişisin.Bana Bunu nasıl yaptın ! " "kardeşim için yapmak zorundaydım" dedim öfkeyle. " Arada kardeşim bile olsa sen bana ihanet etmezdin !" "Kızım için yaptım Akgün!"

İleride düzenleyeceğim.

Benim ölümüm herkesin ölümünü zehirleyecek...

“Esat AKBAY karşımda duruyordu. Bir çift kahverengi gözün ve bir avuç karmaşık duygunun sahibi.” Ailesini hiç tanımamış olan Nesil, kimsesizler yurdunun sessiz ve soğuk duvarları arasında yalnız hissetmekten yorulmuştur. Yalnızlık onu tehlikeli bir plan yapmaya iter. Nesil’in aklına neredeyse imkansız sayılabilecek bir plan gelir: Kendine yeni bir aile bulmak! Nesil bu planı kurarken masum insanların canını yakmayı hiç umursamaz. Kendine kurduğu bu yalanlar ağının kurbanı Akbay ailesidir. Üstelik yalanlar sadece Akbay’ları değil Nesil kadar kimsesiz olan Yetkin’i de ilgilendirmektedir. Fakat Nesil’in hiç aklına gelmeyen bir kişi attığı yalanları ortaya çıkarıp, kurduğu planları bozmaya çalışacaktır. Esat Akbay, Nesil’i gördüğü ilk andan itibaren şüpheli davranır ve Nesil’in yalanlarını bildiği imasından hiç vazgeçmez. Fakat Esat Akbay’ında en az Nesil’inki kadar büyük sırları vardır. Bu oyunda kimin kazanacağı ise bambaşka bir şüphedir.

Bu hikaye romentik gerilim, ihanet, intikam ve aksiyon içerir. Birçok filmden ve kitaptan benzer sahne alınmıştır. Wattpadçiler bu hikayeyi severler diye düşünüyorum.

“Güvenin olmadığı bir dünyada, en büyük ihanetin nereden geleceğini asla bilemezsin.” Karmen, masumiyetini çoktan geride bırakmış, acımasız bir dünyanın tam ortasında büyümüştü. Hayatta kalmak, onun için artık yalnızca bir içgüdü değil, nefes almak kadar doğal bir zorunluluktu. Ancak hiçbir şey, beklenmedik bir şekilde üstlendiği liderlik rolüne onu hazırlamamıştı. Düşmanları, dostlarından daha çoktu. Sadakat ile ihanet arasındaki ince çizgide yürürken, verdiği her kararın bedelini hem kanla hem de kalbiyle ödemek zorundaydı. Gücün, yalnızlıkla birlikte geldiğini ise çok geçmeden öğrenecekti. Şimdi tek bir kuralı vardı: Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan birinin önünde kimse duramaz.

Annesi tarafından terkedilmiş ve çocukluğu ellerinden alınmış olan Efnan annesini bulmada kararlıdır.Babasının en yakın düşmanı Engin Kıraç tarafından alıkonulurken geçmişinin peşini bırakmayacaktır. "Her şeyin yok olduğu anda bile hâlâ bir umut vardır."

Bir dansla kalpler mühürlendi, ama maskeler düştüğünde gerçekler her şeyi yakacaktı. “Ben imkânsız birine âşık olmuştum. Onunla boğulmak isterken, aslında sadece kendim boğulacaktım.”

Bu hikaye kurgudur

"terk ettim evet, Ama ya gerçekten sevdiyse?"

ben Elara... önceki krallıkta abimi öldüren adamı öldürdüğüm için başka bir krallığa kaçmıştım ama önceki krallığa dönersem idam yasam devam edecekti ve dönemiyordum ama bu krallıktaki cinayetlerde çoğalmıştı ve cinayetler serbestti ama o cinayet abimin intikamı içindi artık işlememeliydim (ilk romanım linçlere açığım)

Hayat, bazen en parlak elmasın bile gölgesinde gizlenen bir sır gibi karşımıza çıkar. İstanbul’un ihtişamlı ışıkları altında, servetin ve gücün hüküm sürdüğü o dünyada herkesin gördüğü yalnızca şatafat… ama kimsenin bilmediği karanlıklar da vardır. Bade, saçlarında ateşi; kalbinde ise kapanmamış yaraları taşıyan genç bir kadındı. Göz kamaştıran ihtişamın ortasında büyüdü, ama hiçbir zaman gerçekten “ait” hissedemedi. Çünkü aile denilen şey, bazen aynı sofrada oturup birbirine yabancı kalmaktan ibaretti. Derken bir gün… karşısına Demir çıktı. Soğuk, mesafeli, kimseye kolay kolay yüz vermeyen bir adam. Onu görür görmez Bade’nin içindeki bütün duvarlar sarsıldı. Ama bu öyle sıradan bir karşılaşma değildi… İkisinin de kaderi, çoktan birbirine düğümlenmişti. Bu hikâyede kırmızı bir saç teli bile bir yangın çıkarabilir, bir bakış insanın tüm hayatını değiştirebilir. Belki de her şey, bir çığlıkla başlayacak… Şimdi, sana sadece şunu soruyorum: Hazır mısın? Çünkü bu satırları çevirdiğinde, artık geri dönüş olmayacak.

“Sen şimdi geliyor musun gelmiyor musun?” “Gelmiyorum.” Gözlerini gözlerimden ayırmadan kafasını sallamaya başladı. “Pekala.” Ardından duyduğum patlama sesi ile karşımızdaki arabaya savruldum.Başımdaki sıcaklığı hissetmemle elimi kafamın üzerine koydum. Son gücümle konuşmaya çalıştım. “Tekrar sorsan yine gelmem sana.”

Çocukluk aşkından başlar Duru ve Yiğit çocukluktan beri platonik olmayan bir hoşlanmaları vardı. Ben Duru yıldırım elleri hiç kandan çıkmayan babası şehit annesi vefat etmiş yetim bir kızım. Ayrıca dıslanmış zorbalıklara uğrayanda kızım benim bir kokum yok sadece ölüm ve kan kokuyorum bu ise Yiğit Öztürk amber kokulu elleri hiç kana girmemiş babası şehit annesi vefat etmiş bir çocuk

okuyabilir misiniz güzellikler??

16 yaşında aşık olduğu Kerem Atılsoy`u 22 yaşında kaybeden İnci Kandemir bu ayrılığa dayanamaz ve delirir. 26 yaşında akıl hastanesinden çıkar. Akif Demirel İnci Kandemir`in yattığı hastanenin sahibidir. İnci Kandemir`i yanına alır ve eğitir. 29 yaşında ise özel ajan olarak göreve başlar. 32 yaşında patronu Akif Demirel`in koruması olarak bir kutlamaya gelir ama orada gördüğü 10 sene önce kaybettiği sevgilisi Kerem Atılsoy idi. İnci Kandemir tekrar delirdiğini düşünür ama orada gördüğü adam onu kaderini değiştierecek adamdır.

Alara’nın hayatı, doğduğu gün bir çöp kenarında bırakılmasıyla başladı. Yetimhanede zorbalıkla, okulda yalnızlıkla büyüdü. Herkes onu ezmeye çalıştı. Ama on sekiz yaşına geldiğinde tek bir karar aldı: Artık kimse ona dokunamayacaktı. Kendi evini kurdu, boksa ve tekvandoya yazıldı, geçmişin yaralarını güçle kapattı. Arkadaşsız, güvensiz ama dimdik ayakta… Ta ki yeni okuluna gidene kadar. Orada kader, Alara’nın kapattığını sandığı yaraları yeniden kanatacak; kalbine, belki de ilk kez güvenmeyi ve sevmeyi hatırlatacaktı. Bu, geçmişin küllerinden doğan bir kızın; hem kendini bulma, hem de aşkla yeniden yanma hikâyesi.

Defne adındaki gizemli bir kızın karanlık hikayesi! Erenle hayatı anlam kazanan Defne artık hayattan zevk alıyordu.

"Gölge, bazen ardımızdan sessizce yürür ; bazen de içimizde büyür . Ve biz, onun varisi olduğumuzu çok geç anlarız ."

Hayat, çoğu zaman kendi kurallarımızla değil, bize dayatılanlarla şekillenir. Bazen kalemimizle yazmak istediğimiz hikâyeyi, kadim gelenekler silip yerine başka bir kader yazar. Bu kitapta okuyacağınız hikâye, iki güçlü insanın; kendi ayakları üzerinde duran bir savcı ile adaletin peşinde koşan bir avukatın, köklü törelerin gölgesinde verdikleri savaşın hikâyesidir. Birbirlerine yabancı iken, ailelerinin gölgesinde aynı kaderin içine sürüklenmeleri... Sevdanın, ihanete karıştığı; özgürlüğün, zincirlerle sınandığı; gözyaşlarının, adalet kadar ağır bastığı bir yolculuk... Bu satırlarda sadece bir aşkı değil, aynı zamanda bir direnişi, suskun kalmaya zorlanan kadınların ve kendi yolunu seçmeye çalışan gençlerin haykırışını bulacaksınız. Belki de en çok, kendi hayatınıza ayna tutacak sorularla karşılaşacaksınız: “Kendi hayatımızı gerçekten biz mi seçiyoruz, yoksa başkalarının yazdığı bir hikâyenin içinde mi yaşıyoruz?”

Hayat, çoğu zaman kendi kurallarımızla değil, bize dayatılanlarla şekillenir. Bazen kalemimizle yazmak istediğimiz hikâyeyi, kadim gelenekler silip yerine başka bir kader yazar. Bu kitapta okuyacağınız hikâye, iki güçlü insanın; kendi ayakları üzerinde duran bir savcı ile adaletin peşinde koşan bir avukatın, köklü törelerin gölgesinde verdikleri savaşın hikâyesidir. Birbirlerine yabancı iken, ailelerinin gölgesinde aynı kaderin içine sürüklenmeleri... Sevdanın, ihanete karıştığı; özgürlüğün, zincirlerle sınandığı; gözyaşlarının, adalet kadar ağır bastığı bir yolculuk... Bu satırlarda sadece bir aşkı değil, aynı zamanda bir direnişi, suskun kalmaya zorlanan kadınların ve kendi yolunu seçmeye çalışan gençlerin haykırışını bulacaksınız. Belki de en çok, kendi hayatınıza ayna tutacak sorularla karşılaşacaksınız: “Kendi hayatımızı gerçekten biz mi seçiyoruz, yoksa başkalarının yazdığı bir hikâyenin içinde mi yaşıyoruz?”

Elisa, abisinin yakın arkadaşı Fernardo`ya uzun süredir gizliden gizliye ilgi duymaktadır. Onun gülüşünü,olgunluğunu ve koruyucu tavırlarını fark ettikçe kalbi hızla çarpmaya başlar. Başlarda sadece bir hayranlık gibi başlayan bu his, zamanla derinleşir.

Açıklama yenilenecek

Bir kadının başlangıç hikayesi... Bu aşk mı? yoksa bir yanılsama mı ?

İyiler vardı ve kötüler. Ben hangi taraftaydım bilmiyorum, içimde filizlenen zehirli çiçekler vardı, ben zehirdim ve çiçeklerim insanları zehirlerdi.