DİKKAT! BU KİTAP BİR; ‘KLİŞELER KOMEDİSİDİR.’ Aklınıza gelen bütün klişelerin mizah malzemesi yapıldığı bir kitap düşünün! Ya da düşünmeyin, zaten doğru yerdesiniz… Aynı üniversitede okuyan ve birbirini hiç tanımayan 6 kişinin ortak bir proje sayesinde nasıl birleştiğini okurken aynı zamanda da neredeyse bütün yeni nesil kitaplarda klişeleşmiş kalıp ve davranışların mizahla harmanlanmış versiyonunu bulacaksınız. Biraz Resim, Biraz Müzik ve Bolca Kahkaha atacağınız; A TAKIMI’NA HOŞGELDİNİZ…

Yeni bir okula başlayan selin başına ne süprizler gelecek bilemez

Selçuk: Yeni mezun, hiperaktif, şımarıklık diplomasını şaka eşliğinde almış bir genç. Zühre: Disiplinin cisim hali, fazladan gülümsemeyi bile harcama gibi gören kadın. Yıllardır görmediği babasının evine taşınan Selçuk`un hayatı, bir sabah ofiste Zühre`yle karşılaşınca altüst olur. Tabii Zühre`nin hayatı da... biraz. Aynı ofiste, aynı koridorda, ama bambaşka dünyalarda yaşayan bu iki zıt karakter arasında yaşanacaklar; ofis dedikodularına, kahve molalarına ve bolca eğlenceye mal olacak! Selçuk`un en büyük hedefi artık tekti; Zühre`yi güldürmek. Ama Zühre`nin katı bir kuralı vardı; "Aşk, ciddiyet ister." Selçuk`un cevabıysa net: "Tamam, sen ciddiyetini al da gel!" .. Bazıları ciddiyetten bazıları da kahkahadan kaçamaz... Sen de bolca kahkaha, biraz kalp çarpıntısı ve hiç bitmeyen bir ofis kaosu istiyorsan; CİDDİYETİNİ AL DA GEL!

sıkıldıgım ıçın yazıyorumm

Korona virüsün çıktığı ilk zamanlar da tanışan iki gencin hikâyesi... Bazen kahkahalarla güldürecek, bazen hüzünlendirecek, duygusallaştıracak bir hikâye... Ekmek yapmaktan vazgeçemeyip hep Tiktok yayını açan Bahattin Amca, Survivor`un başından ayrılmayan ebeveynler, her yerde devriye gezen polisler ve mahallede ki normal olan bir grup arkadaş... ✨ "Bu ışık evlerden mi geliyor, yıldızlardan mı?" ✨💫

Klasik bir gerçek ailem kurgusudur. Madde, argo ve küfür içerir o yüzden uyarı var!!

“Toz Pembe” Nora Tanyeli. 25 yaşında, peyzaj mimarı. Doğayı bir terapi gibi gören, kendi halinde ama iç dünyası zengin bir kadın. Ailesiyle ilişkisi güçlü; abisi Alp onun en büyük destekçisi. Küçük kız kardeşiyle ise tam bir zıt kutup. Geleneksel ama sevgi dolu bir evde büyümüş. Küçük yaşlardan beri çiçeklerle, böceklerle haşır neşir. Hayvanları çok seviyor; evi sadece dört duvar değil, kuş sesleriyle uyanılan, kedilerin koltukları sahiplendiği, tırtılların bile evi olduğu bir yer. Doruk Koral’la tanışması da tam bir rüya gibi olmuştu.Güven veren bakışları, beyefendi tavırları… O zamanlar kim bilebilirdi ki her şeyin bir illüzyon olduğunu?

Hayat`ın sakin ve asayol hayatı sadece müzik ve kitaplardan ibaretti. Ta ki `Napıyonuz Lan` adlı gruba alınıp başka biriymiş gibi davranmaya başlayana kadar. Orada yaşadığı arkadaşlıklar hayatına nasıl etki edecekti.

Bazı kahramanlar kılıç taşır. Bazıları kurşun yağdırır. Bizimkiler mi? Dürüm sarar, kahkaha atar, kürek sallar ve şehirleri yakar. Bu hikâye, kahkahaların kurşunlardan daha ölümcül olduğu bir şehri anlatıyor. İhanetle, kanla, ama hep bir kahkahayla yazılan bir hikâye bu. Tunahan... Şehrin en şakacı, en ölümcül, en kahkahalı tetikçisi. Yanında bomba manyağı Serdar, kürek sevdalısı Tosun ve strateji ustası Yusuf var. Ve tabii, gölgelerden sızan eski bir hayalet: Valeria. Aşk var mı? Var. İhanet var mı? Dibine kadar. Kahkaha var mı? LAN TABİİ Kİ VAR! Bu şehir kanla yazıldı. Dürümle taçlandı. Ve kahkahayla hüküm sürdü. Eğer hayatın seni köşeye sıkıştırdığı bir anda gülmeyi unutursan, sana bir dürüm fırlatacak ve kulağına fısıldayacaklar: > "Kahkaha atmayan şehirler çürümeye mahkumdur." Hoş geldin Dürüm Krallığı`na. Sana kahkahaların en kanlısını vaat ediyoruz. Ve unutma... Son gülen, en kanlı güler.

Caliskan ve zeki olan Ekin dedesinin okulunda okumaya baslar okulun en yaramaz sinifi olan 20 erkek 3 kizdan olusan bir sinifa düşer icinde yasadigi duygulardan emin olamaz bir tarafta icini titreten Ilgaz diger tarafta zeki ve dusunceli bir cocuk vardir herşey bir olay ile başlamış çok büyümüştür bu olayin adı KELEBEK ETKISIDIR

Sonunda eve gelebilmiştim. Ayakkabılarımı çıkardıktan sonra salona girdim. Çantamı koltuğa fırlattıktan sonra bileğimdeki tokayla saçlarımı topladım. "Göknil." diye seslendiğimde ses çıkmamıştı. Daha gelmediğini düşünerek odama ilerledim. Üstüme rahat bir şeyler giyerek yemek hazırlamaya karar verdim. Odamın önüne geldiğimde kapıyı açtım ve gördüğüm manzara beni çok büyük bir şoka soktu. "Bu ne?" dediğimde arkamdan bir ses bağırarak, "Şakalandın!" dedi. Bu ses Göknil`e aitti.

Dilan, hayatı dolu dolu yaşayan ve birçok kişinin aksine insanların ne dediğini umursamayan geç kız. Neşesi ile mahalleyi cıvık cıvıl hâle getiren, eh biraz da ayran gönüllüsü olan kızımız, bir gece balkonun altında duyduğu gülüş seslerinde rahatsız olur ve sarhoş adamları polise şikayet eder. Ertesi gün ifade vermek için karakola gittiğinde, polis olduğunu düşündüğü ama aslında şikayet ettiği çocukların ağabeyine gönlünü kaptırır. Bu duyguyu, başta ayran gönüllüktük olarak adlandırsa da sonra bu duyguların adını değiştirecekti. Çocukların teknoloji ile değil de mahalle de durmadan oynadığı, dedikodular için parklarda toplanıp tüm mahallenin, hatta mahalle ile kalmayıp ünlülerin bile dedikodusunun yapıldığı sıcak bir hikâye. Kapımız herkese açık, eğer bu sıcak yuvaya girmek istiyorsanız başımızın üstünde yeriniz var. :) Bazı aşklar hayal kırıklığını yaşatırken; bazı aşklarda efsaneyi yaşatır. ~Aycelebii~

İstanbul`da facebook`dan tanışan çift bir gün Bodrum`a gitmek isteyecektir.

wattpadde de yayınlanmaktadır

Müge özer; üniversitede hoşlandığı çocuğa en sonunda adım atmaya karar verir ve bunun için sınıftaki arkadaşı Kaan yalçıner`den yardım ister. Ama Mügenin fark etmediği bir şey vardır. O da Kaan`ın yıllardır ondan hoşlanmasıdır. Peki Kaan Müge`ye Doğu hakkında yardım ederken kendi hislerine hakim olabilecek midir?

Gökçe`nin işe giderken kaçırırlmasıı

Gece ansızın telefonuma gelen bildirim ile yerimde dikleşitim mesaj gelmişti hemde anonim birinden bir anda tedirginleşip mesaja girdim bu kişi kimdi ve gece gece benden ne istiyordu?

Yavaşça gelen sesle irkildim. Bu ses... Bu ses Kuzey`in sesiydi. Kuzey her zaman doğruyu gösterirdi. Kuzey yönünüzü bulmanızı sağlardı. Kuzey sizi kurtarırdı. Kuzey yolunuzu göstertirdi. Yavaşça arkama döndüğüm-de onu gördüm. Benim yolumu gösterecek kişiydi. Bana doğruyu gösterecek kişiydi. Tamda oradaydı. Karşımda durmuş, yorgun, perişan bir halde gülümseyerek bana bakıyordu...

(Küfür icerir)yanlislikla bir mafyaya mesaj attim

18 yaşına giren Beyza bunu kutlamak için arkadaşlarıyla bir eğlence kulübüne gider. Ancak işler biraz karışır. Biraz gülmek istiyorsanız kesinlikle doğru adrestesiniz.

Amcası bildiği kişi tarafından tecavüz sonucu çocuğu olan bir kızdı Afil Umay 17 yıl sonra gelen bir arama ile hayatını altüst oldu Afil Umay`ın Ruhu bir anne iken kendisinin çocuk olduğu bir kız Peki kızımız yeni aileye alışabilir mi? Yada ATABEY ailesi alışabilecek mi yeni kızlarına?

Öldürme yöntemi 1: Damgalama

Daha 19 yaşında olmasina rağmen herkesin korktuğu bir mafya olmayı başarmış güçlü kadın karakter okumaya hazır mısınız

sohbet muhabbet spoi

"Sen beyazsın" dedi elinin tersiyle yüzümü okşarken. "Ben ise siyahım. Senin beyazlığında ben leke olurum ancak." dedi kendine kızan bir ses tonuyla. "Senin kalbin hayatın koca bir beyaz ama benim hayatım hep karanlık" Onu dinlerken dolan gözlerime engel olamadım. Kalbim birkaç parçaya bölünüyordu sanki. "Sen adın gibi güneşsin ben ise ay. Biz hiç ortak bir noktada denk gelmeyiz, gelemeyiz sevgilim" parmakları akan gözyaşlarımın üzerinde gezdi. "Ne sen sandığın kadar siyahsın ne de ben beyazım." diye fısıldadım sessizce. Gözyaşlarım artık durmadan akıyordu. "Ben beyaz olacak kadar iyi değilim ama siyah olacak kadar kötüleşmedi de kalbim.Ben arafta kalan griyim." bu sefer benim ellerim onun kemikli yüzünü kavradı. "Sende onlar kadar kötü değilsin canımın en neşeli yanı. Sen, siyah olamazsın, olmamalısın." Dudaklarım titredi, ellerim titredi, bedenim onu kaybetme korkusuyla titredi. Her zaman yaptığım gibi yine ona tutundum. Kollarım ondan destek alırken beklemediği bir şey yaptım ve onu öptüm... Onun aklında düşündüğü siyah ve beyaz o izbe depoda birbirine karıştı ve benim aklımdaki griyi oluşturdu. O ve ben bir olduk ve bizi oluşturduk...