Gerçekte var olduğunuz halde bir film kahramanı olduğunuzu öğrendiğinizde neler hissederdiniz? Tesadüftür, olur böyle şeyler dediğinizi duyar gibiyim. Bir kişinin benzerliği evet peki ya diğer 9 kişi? Yazılmış bir efsaneyi hayata döndürdüklerini öğrendiklerinde gençlerimizin yüzlerinin alacağı ifadeyi bir düşünün. Varlıklarından şüphe edecek hale gelecekler. Onlara oynanan oyun öyle beklenmedik, öyle gizemli ve öyle şaşırtıcı ki kabullenemeyecekler… Akıllara durgunluk veren bir maceranın içine düşen bu sıradan gençler daha önce hiç görmedikleri bilmedikleri bir dünya ile karşı karşıya kalacaklar. Vampirler! Aşk, ihanet, korku, mutluluk, hayal kırıklığı acı ve daha fazlasını bir arada yaşayan bu gençlerden birisi daha farklı… Ona oynanan oyun hepsini gölgede bırakıyor. Peki ya tüm bu oyunların amacı ne? Aradığınız tüm cevapları ayın öteki yüzünde bulacaksınız….

İroni amacli yazdim ciddiye almayin(buarada barisa gercekten takintiliyim)

Taehyung ve Jeongguk zıtlıklarına rağmen uyum yakalamış iki yakın arkadaştır. Aralarındaki bağ gerçekten de arkadaş olup olmadıklarını sorgulatır.

Minho’nun babası yoktu, annesi, küçük ikiz kız kardeşleri ve Dori ismindeki kedisiyle yaşıyordu. Annesi her konuda olduğu gibi arkadaş konusunda da oldukça kısıtlayıcıydı. Arkadaşlıklarını sanal üzerinden devam ettiren Lee Minho bir gün başına geleceklerden habersiz Han Jisung isminde bir çocukla tanışır...

Hogwarts Savaşı`ndan sonra bir şeyleri düzeltmek için geçmişe giden Valeria`nın yaşadıklarını anlatmaktadır.

Seungmin`in doğum günüydü ve arkadaşları onun için bir sürpriz parti hazırlarken bir talihsizlik başlarına gelmişti. Mpreg

Han Jisung`un okuduğu okula Lee Minho adlı öğretmen gelir ve Han Jisung`un yeni sınıf öğretmen`idir

Sonunda büyük ödül olsa bile Elenenlerin öldüğü bir yemek yarışmasına katılır mıydınız?

Jungkook’un intikam alması gerekiyordu

Minho ve onun küçük oyuncağı jisung

Okulda sürekli zorbalık gören ve hiç arkadaşı olmayan Jisung, internette gördüğü `Hayali arkadaş` çağrıma olayını denemek ister..

once upon a time, the planets and the fates and all the stars aligned you and i ended up in the same room at the same time

açıklanacak bir şey yok. her şey geçmişte kaldı.

Jungkook gençliğinin baharinda yirmi yasinda bir gençti. Fakat tanıştığı yirmi yedi yasindaki adam yüzünden hayatının kararacagini bilmiyordu. -Angst

Birbirine ölesiye bağlı iki aşık... Aşk ve sadakatin hikayesi...

Bu benim hikayem" Bu benim hikayem Onur ister ölürüm,istesem öldürülürüm. Sen beni kendi ellerinle öldüreceksin hemde "

Saçları karardı geçe ay ışığında, gövdesi kanla doldu tamamen, belkide içten içe yaşadıklarıydı bunlar...

Galatasarayda medikalci olarak çalışan Ecrin çocukluktan arkadaş olduğu Barış ile taraftarın mükemmel shipiydi. Peki onlar akıllarını mı seçeceklerdi, yoksa kalplerini mi dinleyeceklerdi?

Serendipity yoonmin

*Hekimoğlu Oyuncuları ile* Zeynep`in hayatı, Ateş`ten sonra daha da mı zor olacaktı?

İlk defa bu uygulamaya fic yazıyorum👅 umarım okunur<3

Minsug kitabı ama hyunlixte arada var Minho korkuyorum. Jisung. Jisung neredesin...

Bir gün Jeon Jungkook Jiminden onun numarasını istemiştir. Ancak Jungkook ve Taehyung`u birbirine çok yakıştıran Jimin, Jungkook`a Taehyung`un numarasını vermiştir. omegaverse Semetae

Kitabım kafa dengidir,okumanızı tavsiyee ederimmm❤📚

Minho ve Hyunjin uzun yıllardır çok yakın arkadaşlardı. Birlikte her şeyi yaparlardı ama bir konuda asla anlaşamazlardı: doğaüstü şeyler. Hyunjin her şeye açıktı,büyüler, kehanetler, enerjiler... Minho ise tam tersi, “Kanıt yoksa yoktur,” der geçerdi. Bir gün beraber yürürlerken Hyunjin birden durdu. Karşı kaldırımda, mor dumanlar içinde bir dükkân belirivermişti. Üzerinde soluk harflerle şunlar yazıyordu: "Madam Ara`nın Gizemli Dünyası." Hyunjin`in gözleri parladı. “Oraya girmemiz lazım!” dedi. Minho burun kıvırdı. “Sen ciddi olamazsın. O dükkan dün yoktu bile.” “Tam da bu yüzden!” dedi Hyunjin, heyecanla dükkana yönelirken. “Gerçek büyü böyle bir şey!” Minho kollarını birbirine kavuşturdu. “Ben seni dışarıda bekliyorum. İçeride dolandırılıp geleceksin zaten.” Hyunjin içeri daldı. Yarım saat sonra elinde küçük bir kutuyla çıktı, yüzünde muzip bir sırıtış vardı. “Ne aldın?” diye sordu Minho, hafif endişeyle. Hyunjin kutuyu arkasına sakladı. “Sürpriz.” Ertesi gün Hyunjin, Minho’ya ufak bir oyun oynamaya karar verdi. Kutudan çıkardığı şey, Minho`ya tıpatıp benzeyen bir voodoo bebeğiydi. Küçük siyah bir kazak giymişti, saçları bile aynıydı. “Sana büyü var mı yok mu göstereceğim,” dedi kendi kendine, sırıtarak. Ama tam Minho`nun evine giderken, cebinden bebek düştü. Hyunjin fark etmedi bile. O sırada Jisung köpeği Bbama`yı sabah yürüyüşüne çıkarmıştı. Bbama kaldırımda bulduğu tuhaf oyuncak dikkatini çekti. Burnuyla dürttü, sonra ağzına alıp sevinçle sallamaya başladı. Voodoo bebeğin bacağı bir yöne savrulurken, şehirde bir yerlerde Minho aniden dengesini kaybedip yere kapaklandı. “NE OLUYOR” diye bağırdı Minho. Bbama ise oyuncağını yere bırakıp patisiyle bastırdı, sonra tekrar ısırdı ve ters çevirdi. Aynı anda Minho, sanki biri sırtını dürtüyormuş gibi irkildi. Bu sırada Hyunjin bebeğin cebinde olmadığını fark etti. “Hayır… Hayır, hayır, hayır! Nerede bu bebek?!” Bbama neşeyle kuyruğunu sallarken, büyücü dükkanının dumanlı vitrininde Madam Ara gizemli bir şekilde gülümsüyordu