Keltos ve medinein adki tutku ve büyük bir aşk

Bir dünya düşünün insanların çok mutlu olduğu bir günde birden yaratıkların dünyaya saldırdığı ve insanların hayat mücadelesi verdiği bir dünya.TABİİKİ HERŞEY BUNDAN İBARET DEĞİL... Bu arada yazım noktalama yanlışlarım varsa kusura bakmayın.

Gerilim ve aşk konulu kitabıma hoşgeldiniz

Bir gün gördüğü kabusun gerçek olduğunu anlayan Mita ve diğerleri bu oyun da hayatta kalabilecek mi? Mita kabusunu yenebilecek mi? Bütün soruların cevabı bu kitapta.

Altı arkadaş, yıllar sonra yeniden bir araya gelerek gözlerden uzak bir kamp evinde buluşur. Planları basittir: birkaç gün boyunca eski günleri anmak, doğanın tadını çıkarmak ve şehir hayatının stresinden uzaklaşmak… Ancak ormanın derinliklerinde, sessizliğin ardında bir şey gizlenmektedir. İlk başta sadece ufak huzursuzluklar hissederler—kayıp eşyalar, gölgeler arasından gelen fısıltılar, birbirine uymayan anılar… Ancak çok geçmeden, gecenin karanlığında bir şeyin onları izlediğini fark ederler. Kaçınılmaz bir gerçeğe sürüklenirken, kamp evinin karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalırlar. Burası daha önce de birilerini yuttu. Şimdi sıradaki onlar mı olacak? Gün doğmadan önce sırlar açığa çıkacak, dostluklar sınanacak ve korku en derinlerine işleyecek. Ama her şey sona erdiğinde, asıl soru şu olacak: Buradan gerçekten kurtulabilecekler mi?

Mektuplar bırakarak, çok sistemli bir şekilde çalışan bir seri katil. Onu bulmaya çalışan bir polis. Son bir kurban vardı. O ölmeden kurtarabilecekler miydi? Son kurban olduğuna göre güvendeydi. Emin miyiz, güvende misin Kira?

"Şimdi bak gözlerime. Bu yüzü sakın unutma. Çünkü sen benim son kurbanım olacaksın." Delilik yalnızca bir yanılsamadır aslında...

Bana bu zamana kadar yaptıklarını her milimine kadar ödetecektim.Sadece doğru zamanı bekliyordum...

𝗕𝗶𝗿 𝗸𝗲𝘇 𝗯𝗮𝘀𝗮𝗹𝗱𝗶𝗴𝗶𝗻𝗱𝗮 𝘁𝗮𝗺𝗮𝗺𝗹𝗮𝗺𝗮𝗱𝗮𝗻 𝗱𝘂𝗿𝗮𝗺𝗮𝘇𝘀𝗶𝗻...

𝗕𝗶𝗿 𝗸𝗲𝘇 𝗯𝗮𝘀𝗮𝗹𝗱𝗶𝗴𝗶𝗻𝗱𝗮 𝘁𝗮𝗺𝗮𝗺𝗹𝗮𝗺𝗮𝗱𝗮𝗻 𝗱𝘂𝗿𝗮𝗺𝗮𝘇𝘀𝗶𝗻...

O cinayeti kendi mi işledi emin değildi ve bu yüzden hakimin karşısında ne bir şey söyleyebildi ne de delil sunabildi böylece bu hapishane denen dört duvar arası odada kalmak zorunda kaldı. Arkasında bıraktığı onlarca arkadaşı bu olaya nasıl bir delil ile onu oradan kurtarmaya çalışacaktı?

Küçüklüğünden beri yaşadığı sorunlar, bir çığ gibi büyüyerek üniversite hayatına hazırlanmaya çalışan Fidan Kırşan`ın sonunda yıkımına sebep olmuştur. Yaşadığı bu yıkımın onu başka şehre sürüklemesiyle hayatına hiç beklemediği kişiler girer ve hayatını değiştirir.

Gece Beran, adı gibi gecelerin adamıydı ama Şeyma da soyadı gibi Karadeniz`in soğuk, dalgalı suları gibiydi. Bir yarış... Bir iddia... Bir cinayet... Bir kaybeden ve bir kazanan. Yarışın sonunda bir kazanan olacak, ya bir cinayet çözülecek ya da cinayetin failinin ömrü uzayacaktı.

İhanetin ıstırabını yaşayan adamın hikayesi... Sevdiğin insanın gözlerinin içine baka baka ihanet etmesi nasıl bir durum? Cevaplanamayacak bir soru. Çünkü Berkay bu sorunun cevabını kendisi bile cevaplayamadı. Berkay en yakın arkadaşı olan Ekrem tarafından sırtından bıçaklandı. Çünkü hem sevdiği kadını elinden aldı hem de işlediği cinayetin suçunu üstüne attı... Berkay bu üstüne atılan iftiradan nasıl kurtulacaktı? Ona yapılan bu ihaneti nasıl unutacaktı?

İnsanların acı çekişlerinden haz duyan muzdarip bir adamın hikayesini anlatıyor bu kitap.(Hayal ürünüdür)

Ne desem boş dimi ? Herşey gibi ? Sen gibi , ben gibi , onlar gibi mutlusun dimi ama ben değilim biz değiliz en azından bu yani benim gibi bir antinin kitabını okuyan Herşey boş yada herkes boş umutsuz hayatlarımız gibi ?

Ege Demir Arlsan ve Asya Kara. İntikam uğruna çıkılmış bir yolculuk ve öncesindeki yanlış anlaşılmalar, acı ve keder...

Efsar ; Ateş kadın.

Ben gerçek adımı bile yıllar sonra öğrenmiştim. Şimdi söyle bana herkesin sırtını döndüğü bu dünya da bana güvenebilecek misin?

Bir tartışma sonucu karşılaşan iki genç

Yeni evinde ceset bulan bir kızın hikayesi

Erkeğimizin hergün ettiği kavgalar..

Belkide sonum gelmişti böyle öleceğimi hiç düşünmemiştim. Hep ölümü düşündüm ama bunu hiç düşünmedim. Hayat acımasızdı ve ben bunu iliklerime kadar hissettim

Liseden sonra kopan bir arkadaş grubu, yıllar sonra yeniden buluşmak üzere Saklıgöl Kamp Alanı’nda tatil yapmaya karar verirler. Tatillerinin son gününde ise başlarına geleceklerden habersiz son bir kez ateşin etrafında otururlar.

Şehir, ölümün izlerini taşıyordu. Sokaklar, karanlıkta yankılanan ayak sesleriyle doluydu; eski binaların yüzeyine sinmiş geçmişin fısıltıları, rüzgârla birlikte şehrin derinliklerine karışıyordu. Gece çöktüğünde, gölgeler duvarlardan usulca sızıyor, sisin içinde kaybolan siluetler geride cevaplardan çok sorular bırakıyordu. Havanın içine işleyen toprak ve nem kokusu, zamanın burada hiç akmadığını düşündürtüyordu. O, geçmişin hayaletlerinden kaçmaya çalışsa da ölüm peşini bırakmıyordu. Kayıpların ardında bıraktığı boşluk, sessizce büyüyen bir yara gibi ruhuna kazınıyordu. Şehrin dört bir yanında art arda işlenen cinayetler, karmaşık bir yapbozun eksik parçaları gibi yerlerini bulmayı bekliyordu. Ancak asıl korkutucu olan, tüm yolların dönüp dolaşıp ona çıkmasıydı. Her bir ipucu, ona görünmez bir bağla bağlıydı sanki. Tanıdığı yüzler, tanıyamadığı maskelerin ardına gizlenmişti. Bir anlığına rüzgârın getirdiği uğultuda tanıdık bir ses işittiğini sandı—belki de zihni ona oyun oynuyordu. Ama gerçek, tıpkı ölüm gibi, saklanamazdı. Ve bazı izler… Silinemezdi.