O, etrefına ışık saçan ama içi karanlıkla dolu bir ateşti. O ise küçük bir kıvılcım gibi ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir ruhtu. Birbirlerinin hayatlarına düştüklerinde ya yanacaklardı...ya da birlikte parlayacaklardı. Aşk mı kazanacak yoksa geçmişin gölgeleri mi?

İTİRAF SAYFASININ SAHİBİ OLAN BESTE AREL, OKULA GELDİĞİ İLK GÜN ONA GICIKLIK YAPAN GİRAY`DAN İNTİKAM ALMAK İÇİN ONUN DOĞUM GÜNÜNDE İTİRAF SAYFASINDA ONUN ÇAPKIN BİR ANINI PAYLAŞIR. GİRAY BU SAYFANIN ADMİNİNİ BULMAK İSTESE DE BULAMAZ.

Bazı yaralar kapanmaz, bazı insanlar affetmez Mavinin Hayatını ellerinden aldılar sevdiklerini kimliğini inancını -herşeyini yaktılar ve şimdi o külleriyle geri döndü ne bir merhamet duygusu kaldı içinde nede affedecek bir kalp. Bu bir iyileşme hikayesi değil. Bu yavaş yavaş deliren bir ruhun un ufak olmak bir kalbin kanlı hikayesi Mavi artık adalet istemiyor o herşey yansın diye dua ediyor. Ve bu defa hiçkimse sağ çıkamayacak...

Senin sayende... Senin sayende öğrendim ben. Sevmeyi, sevilmeyi...

Bu kitaptaki tüm olay, kurgu ve kişiler tamamen hayal ürünüdür.

Bu kitaptaki tüm olay, kurgu ve kişiler tamamen hayal ürünüdür.

Lise son sınıfa giden Masal içinden çıkamadığı bir duruma düşer...

MAHALLEDE BEDEL VAR Mahallede her seyin bir kuralı vardır. Ve her kuralın bir bedeli.Sera, Baran, Arda ve Onur... Birlikte büyüdüler, birlikte düştüler,ama asla birbirlerinden vazgeçmediler.Ta ki sokakların sessizliği bozulana, ihanet kokusu mahalleye yayılana kadar. Bir yanda dostluk, aşk ve sadakat... Diğer yanda düsmanlık, intikam ve sırlar. Sera artık sadece bir kız değil; bir lider, bir savaşçı. Ve mahallede herkes şunu çok iyi biliyor: "Sera`nin adını duyunca susulur, çünkü onun sustuğu yerde bile gürültü vardır." Bu hikayede aşk da var, kavga da... Güvenin kırılmasının sesi de, sokak lambasının altında edilen yeminler de... Ama unutma: BU MAHALLEDE HER DOSTLUK SINANIR, VE HER İHANETİN BİR BEDELi VARDIR.

“Kalbim çevrim içi ama duygularımın bağlantısı biraz karışık.”

MÜHÜRLÜ YEMİNLER Hayat, bazen en güvenli sığınaklarımızı bile yerle bir eder. Çocukluk anıları, sevgiyle örülmüş bağlar, bir anda yok olur; geriye yalnızca acı, kayıp ve yıkım kalır. Yıllar geçti. Yaralar derinleşti, ruhlarımız kırıldı ama ayaktayız hâlâ. Adaletin, intikamın ve aşkın karmaşasında yürüyoruz. Geçmişin gölgeleri ardımızda değil, omuzlarımızda taşıdığımız yük. Her yeni gün, kaybettiklerimizin acısıyla uyanmak zorunda kalmak, ama yine de dimdik durabilmek… Bu sadece bir hikaye değil. Bu, hayatın en karanlık anlarında bile, yüreğimizde sakladığımız umudun, inancın ve sarsılmaz gücün öyküsü. Ve o mühürlü yemin… Kalbimize kazınmış, asla silinmeyecek bir bağ. MÜHÜRLÜ YEMİNLER; Güçlü dostlukların, tarifsiz aşkların, derin acıların ve imkansız umutların kesiştiği bir yolculuk. Karanlığın içinde bile bir ışık arayanların, düşsel ama gerçek hikayesi. Çünkü bazen en derin yaralar, en büyük güçlere dönüşür. Ve bazen, hayatın bütün karanlığı içinde bir yemin, tek kurtuluşumuz olur.

Ankaralı kız Mardinli oğlan.

Her son bir başlangıç değildi. Her son, bir sondu.

Ya avlanan sen olursan

Şilan`ın hayatı, kendisinden önceki her nefesi yutan kanlı bir gölgeydi. Mafya dünyasından kaçarken, Mardin`de bulduğu sahte kimlik, ona geçici bir sığınak oldu. Ama geçmişin bedeli ağırdı. ​Hayatta kalması için tek bir yol vardı: Bölgenin sarsılmaz lideri, karizmatik Ağa Ferman Karaarslan ile evlenmek. ​Ferman, bu evliliğin sadece bir koruma kalkanı olduğunu sanıyordu. Genç kadın ise, hayatındaki en büyük sırrı, hüküm giymiş gerçek kimliğini bir ağanın konağının taş duvarları ardında saklamak zorundaydı. ​Gerilim, yalanlar ve zorunlulukla örülmüş bu evlilikte, sır perdesi aralandığında ne Şilan`ın ne de Ferman`ın hayatı eskisi gibi kalacaktı. ​Mardin`in kadim topraklarında, kaderinden kaçan bir kadın ve bilmediği bir sırrı emanet alan bir ağa... Hüküm, yeni başlıyordu.

Yaptığı şeylerden pişman olup aynı zamanda da ders çıkarmayan bir gencin öyküsü

Gerçek ailem kurgusudur.İlk defa yazıyorum o yüzden hoşunuza gitmeyen yerler olabilir lütfen yorumlarda eleştiri yapmaktan çekinmeyin.Klasik bir gerçek ailem kurgusuna benzeyebilir.Umarım beğenirsiniz iyi okumalar...

17 yıllık hayatının yalandan ibaret olduğunu öğrenen Aden gerçek ailesi sandığı kişilerin aslında gerçek ailesi olmadığını öğrenir ve şimdi gerçek ailesi ile nasıl anlaşacak yeni hayatında onu neler bekliyor olacağı merak konusu

Kum saatinden akan her kum tanesi aleyhine oynuyordu Işığın. Fakat aile o kadar odaklanmıştıki ışığa, kör olmuşlardı. Işığın söndüğünü bile anlayamadan ihanet isteyen ihanet almıştı. En azından öyle sanmıştı.

Karan, karanlık koridorlarda sessiz adımlarla ilerliyordu. Hedefindeki adamın odasına hızlıca ulaşmalı işini bitirmeliydi. Soğukkanlı, amansız bir katildi o. Her şeyi planlanmıştı. Hiç bir şey onun dikkatini dağıtmamalıydı. Tam o sırada, köşeyi dönerken önüne bir şey çıktı Dengesini kaybetti, adımlarını yavaşlatmaya çalıştı. Önünde, elinde serum tutan ince yapılır solgun yüzlü genç bir kız duruyordu. Saçları yoktu, peruk takıyordu belki de.Irmak`ın gözleri acı ile kıvrılmıştı. Karan`ın kalbi, yıllardır duyduğu en garip ritmi tutturdu. Bu an, soğuk dünyasını, da bir çatlak gibiydi. " Özür ellerim.. " dedi Irmak, titreyerek sesiyle serumu güzelerken. Karanı sadece izledi. Bu kız... neydi bu haliyle? O an bir şey hissetmişti anlam veremediği bir şekilde. Bir an durdu, sonra görevine döndü. Adamın odasına girdi. İşini bitirdi, sessizce çıkmak üzereydi ki, hemen yan odanın kapısından Irmak`ı gördü. Serumunu tutuyordu, dalgın ve acı dolu ifadeyle. Karan`ın aniden içi yumuşardı. Elini uzattı "İhtiyacın var mı? " diye fısıldadı sessizce. Irmak şaşırdı ama evet, yardıma ihtiyacı vardı. O an, katil ile kurbanın kaderi sessizce. ağır ağır örülüyordu.

Karan, karanlık koridorlarda sessiz adımlarla ilerliyordu. Hedefindeki adamın odasına hızlıca ulaşmalı işini bitirmeliydi. Soğukkanlı, amansız bir katildi o. Her şeyi planlanmıştı. Hiç bir şey onun dikkatini dağıtmamalıydı. Tam o sırada, köşeyi dönerken önüne bir şey çıktı Dengesini kaybetti, adımlarını yavaşlatmaya çalıştı. Önünde, elinde serum tutan ince yapılır solgun yüzlü genç bir kız duruyordu. Saçları yoktu, peruk takıyordu belki de.Irmak`ın gözleri acı ile kıvrılmıştı. Karan`ın kalbi, yıllardır duyduğu en garip ritmi tutturdu. Bu an, soğuk dünyasını, da bir çatlak gibiydi. " Özür ellerim.. " dedi Irmak, titreyerek sesiyle serumu güzelerken. Karanı sadece izledi. Bu kız... neydi bu haliyle? O an bir şey hissetmişti anlam veremediği bir şekilde. Bir an durdu, sonra görevine döndü. Adamın odasına girdi. İşini bitirdi, sessizce çıkmak üzereydi ki, hemen yan odanın kapısından Irmak`ı gördü. Serumunu tutuyordu, dalgın ve acı dolu ifadeyle. Karan`ın aniden içi yumuşardı. Elini uzattı "İhtiyacın var mı? " diye fısıldadı sessizce. Irmak şaşırdı ama evet, yardıma ihtiyacı vardı. O an, katil ile kurbanın kaderi sessizce. ağır ağır örülüyordu.

Ailesinden kurtulmasına çok az kalmış bir kız, ansızın biyolojik ailesi ile burun buruna gelir ve bir anda hayatı bir kaç parçaya bölünür. Biyolojik ailesi, Üvey ailesi, Arkadaşları, İzleyicileri, Hedefleri, Abileri, Ve kardeşleri olarak bir kaç parça. Şimdi, baş etmesi gereken şeylerin sayısı artmıştı ve bu durum onu her açıdan kesinlikle yoracaktı.

Devrim, Defne, Derin...

Bazı karşılaşmalar tesadüf değildir. Ve bazen en tehlikeli başlangıç, sessizce atılan ilk bakış olur... Kitabı beğeneceksiniz, eminim. Sadece ilk bölümü okuyup kaçmayın kitap hem sizi şaşırtacak hem eğlendirecek. İyi okumalar... Bölümler haftada 1 veya 2 kez paylaşılır

Sarmaşıklarla dolanmış herkese...

Gece ve Karan`ın zorlu geçen hayatları bu kitapta da devam ediyor.