Fazlasıyla klasik abi kurgusu. Hoşgeldiniz dostlarım.

Birce oynadığı dc yüzünden arkadaşına kardeşinden hoşlandığını yazar. Tek sorunsa mesajı arkadaşının değil kardeşinin görmesidir.

...açıklama yazdum ya salak

Şifa’nın Hikayesi Rüyalar ve gerçekler arasındaki ince çizgide bir kız var: Şifa. Gözlerindeki sır, sarayın karanlık koridorlarında yankılanırken, kader onu hiç beklemediği bir dünyaya sürüklüyor. Orada, bir veliaht prens ve gizemli güçler var. Ve Şifa, kalbinin derinliklerinde büyüyen hem tehlikeli hem de tutkulu bir bağın içinde kayboluyor. Bu hikaye, rüyaların ardındaki sırları keşfetme, cesaretle sınanma ve aşkın karanlıkta parlayan ışığına dokunma öyküsü. Şifa’nın dünyasına hoş geldiniz. Aslında gerçekte bu veliaht prensi dediğim çocuğu rüyalarımda görüyorum ve yorumlayarak kitap haline getirmek istedim :) İyi okumalarr🎀🧸🤍

Elinden geliyorsa azıcık sevsene beni İçinden geliyorsa tutup öpsene beni ~Yedinci Ev

Kız onu istemiyordu ama erkek ona deli gibi aşıktı...

Beren ve Kerem, kendi ailelerine ait iki büyük şirkette çalışan, tanınmış iki gençtir. Tesadüfen aynı akşam aynı restoranda görüntülenmeleriyle, herkes onları sevgili sanır. Bu yanlış anlaşılmanın kısa sürede manşetlere yansımasıyla duruma sevinen aileler gençlere şirketlerin başına geçme sözü verir. Buna karşı koyamayan Beren ve Kerem şirketletin başına geçmek uğruna bir yıl sürecek sahte bir evlilik anlaşması yaparlar. Plan nettir: dışa karşı mutlu bir çift gibi görünüp, şirketlerin başına geçmek ve sonra yolları ayırmak. Ama bilmediklerini bir şey vardır: Aşk bazen tam da böyle bir "anlaşmayla" başlar.

Aynı sınıfta olup birine aşık arda ile sanemin birbirinden habersiz olması falan filan isteeeee

İNCİ ADA DÜNDAR ve YAVUZ ALP AKÇAY`IN hikâyesi... Hayat onları bambaşka bir şekilde karşılaştıracak...Hadi gelin İnci ve Yavuz`u merak edenler kitabı okumaya başlayalım.

17 yıl babası ve abilerinden ayrı kalmış bir kız 17 yıl sonra annesinin ölümü üzerine babasının yanına mardine gitmek zorunda kalıyor bu aile mardinin en büyük ve güçlü aşireti olursa ne olur

Seni senden daha çok sevdim...

Zeynep Öğretmen’in Hikâyesi Zeynep, varlıklı bir ailenin kızıydı. Her şey onun için planlanmıştı: prestijli bir evlilik, ortak bir şirket, konforlu bir yaşam… Ama hayat, hazır çizilmiş bir yoldan ibaret değildi. Zeynep, evlenmek üzere olduğu adamın ardındaki karanlık niyetleri gördüğünde, yalnızca bir nişanı değil; tüm geçmişini, ailesinin servetini ve beklentilerini de arkasında bıraktı. Tayinini aldırarak uzak bir kasabaya, bilmediği bir hayata doğru yola çıktı. Ne bir tanıdığı vardı, ne de güveneceği biri... Ama yanında taşıdığı en değerli şey; kendine duyduğu inançtı. Ve tam da orada, sessiz ama sarsıcı bir şekilde kader devreye girdi. Bir köy imamıyla yolları kesiştiğinde, Zeynep hayatın ona sunmadığı ama kalbinin hep aradığı o sıcaklığı buldu. Aşk, inanç, mücadele ve yeniden doğuşun hikâyesi başladı. Zeynep artık sadece bir öğretmen değildi; o, kendine yeni bir kader yazan kadındı. Bu roman, ailesinin gölgesinden çıkıp kendi ışığını bulan bir kadının hikâyesi… Ve belki de... bir annenin kızına bıraktığı en kıymetli miras: “Korkmadan yürüyebileceğin bir yol, yürekten seçilmiş bir hayat.”

Aysime, küçücük kafesini ayakta tutmaya çalışan, deli dolu bir kız. Aren ise mahallede herkesin çekindiği, maço tavırlarıyla tanınan biri. Yıllarca aynı sokaklarda yürüdüler, ama bir kez bile sohbet etmediler. Ta ki… yanlış bir masa, doğru bir bakış, eksik kalan bir cümle onları aynı hikayeye sürükleyene kadar. Peki, biri kalbini saklamaya, diğeri duvarlarını yıkmaya cesaret edebilecek mi?