devam ediyor 7g önce güncellendi
Kutlamadığın doğum günü
@meryem.m
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
Meryem o sabah uyandığında hava her zamankinden daha sakindi. Ankara’nın keskin soğuğu bile o gün ona farklı gelmişti; çünkü bugün onun günüydü.
Doğum günü.
Evde kimse daha uyanmamıştı, ama Meryem’in içi bir telaşla kıpır kıpırdı. Saçlarını düzeltti, aynada kendine baktı, “Bugün güzel olmalıyım” diye mırıldandı. Sanki birileri onun bugünkü halini fark edecekmiş gibi… Belki de o fark eder diye.
Sabah saatleri geçtikçe evde telaş başladı. Pasta, balonlar, kahkahalar… ama Meryem’in kalbi bir yandan hep telefona gidip geliyordu.
Ekran kilidini açıyor, bildirim yok… kapatıyor… tekrar açıyor… yine bir şey yok.
Herkes kutladı.
Aile, akrabalar, arkadaşlar, hatta beklemediği insanlar bile…
Ama o bir kişi…
Kutlamasını en çok beklediği…
“Yazsa dünyam değişir” dediği kişi…
Sessizdi.
Sanki doğum günü değil, bekleyiş günüydü Meryem için.
Gözleri istemsizce onun adını arıyordu bildirimlerde.
Bir yazı, bir emojisi bile yeterdi.
Bir “iyi ki doğdun” değil, bir “Meryem” dese bile kalbi hafiflerdi.
Ama saatler geçtikçe o sessizlik büyüdü.
Sanki biri kalbinin içinden ince bir ip çekiyor, her dakika biraz daha sıkıyordu.
Akşam oldu.
Ev kalabalık, herkes gülüyor, bir o gülmüyor.
Gülümsüyor görünmek için çabalıyor ama içi hep aynı soruyla çalkalanıyordu:
“Neden o yazmadı?”
O kişinin bir zamanlar ona nasıl baktığını, nasıl konuştuğunu, nasıl güldüğünü düşündü.
O anılar bir film şeridi gibi gözünün önünden geçip giderken yüzüne hafif bir buruk gülümseme düştü.
Herkese hediye aldığını, emek verdiğini, değer verdiğini…
Ama karşılık alamadığını düşündü.
Bir ara balkona çıktı.
Soğuk gece rüzgârı saçlarını savururken Ankara ışıkları uzaklardan parlıyordu.
Telefona bir kez daha baktı.
Yine yok.
Ve o an Meryem’in içinde bir şey koptu.
Sessiz, kimsenin duymadığı bir kırılma sesi.
Ama kendi o kadar net duydu ki…
Sanki kalbinin bir parçası yere düştü.
O anda anlamıştı:
İnsan en çok, en çok değer verdiğinden kırılıyordu.
O kişi onu sevmemiş değildi belki… ama önemsememişti.
Ve önemsenmemek, sevilmemekten bile daha çok acıtıyordu.
Meryem derin bir nefes aldı.
Sonra telefonunu kapattı.
Kendi kendine fısıldadı:
“Ben bugün benim için var olanlara güleceğim…
Ama kalbimde o kişiye açtığım kapıyı kapatacağım.”
O gece pastasını üflerken herkes “dilek tut!” dedi.
Meryem içinden bir dilek tuttu:
“Bir daha kimseye bu kadar kırılacak kadar bağlanmayayım.”
Ama dileğin içinde bir parça güç, bir parça gurur, bir parça da yeni başlangıç vardı.
Çünkü o doğum günü…
Meryem’in kalbi kırıldı ama aynı zamanda büyüdü.
Ve o an anladı ki:
Bir gün, birileri doğum gününü değil, her gününü kutlayacak.
O birileri, ona gerçekten değer veren olacak.