Yozgat`a tayini çıkan Özün Yozgat`a gittiği hafta bir terör örgütü tarafından kaçırılıronu kurtarmaya Aren ve timi gelir ve böylece tanışırlar

Umay adında ,küçük bir kızın ilk arkadaşı olarak adlandırdığı Soner ile birkaç yılın ardından birtakım aile sebeplerinden dolayı iletişimi keserler...Yıllar sonra bu ikili askeriyede karşılaşırlar...

Bir savcı ve askerin hikayesi... İki insan ve ikisininde yaraları var derin yaraları Alparslan ve Aybüke birbirlerinin yaralarını saracak birbirlerini iyileştirecekler.. - " Sevdama gönül verir misin papatya ". ... - " Sevdana gönül verdim komutan " Kitap kapağını tasarlayan kiri ; @Kirimu arkadaşıma çok teşekkür ederim.

Onlar iki çocukluk arkadaşıydı yıllar önce onları ayıran şey aileleri babalarının şehit olmasıydı ama ikiside babalarının şehit töreninde birlikte değildi ikisininde oturup birbirine içini dökeceği gün yanyana değillerdi ki babalarının şehit olması üzerine ikisininde annesi öldü acıdan...ama ikiside birbirinden ayrı memleketlerinde işlerini yaptılar birisi yüzbaşı oldu birisi doktor oldu hayallarindeki meslekleri yaptılar ve yıllar sonra onları birleştiren yer hastaneydi yüzbaşı yaralı bir şekilde hastaneye girdi sonra o tanıdık simayı gördü ve bu aşk yıllar önce daha çocukken başlamış bu aşk yine flizlendi ama bakalım mutlu bir son olacakmıydı bu aşk olacakmıydı...

"Vatanın her karış toprağı mukaddes, uğruna can verenler ise vuslatı yüreğinde saklı birer yiğittir…" Yüzbaşı Altay ÖZTÜRK, hayatını milletine ve mukaddes bildiği değerlerine vakfetmiş bir askerdir. Gözü pek ve kalbi metin bu adam, harp meydanlarında karşılaştığı nice acıyı yüreğinde saklarken, kaderin cilvesiyle karşısına çıkan Umay, onun kararmış ruhuna bir bahar rüzgârı gibi dokunur. Lakin Umay, yalnızca güzelliği ve masumiyetiyle değil, yaşadığı felaketlerin gölgesinde yeşerttiği metanetiyle de Altay’ın kalbinde yankılanır. Bu hikâye, yalnızca iki yüreğin değil; aynı zamanda vatan ve adalet uğruna verilen mücadelenin de destanıdır. Altay ve Umay’ın yolları bir terör belasıyla kesişir. Onların yazgısı, yüreklere işleyen bir ayrılık türküsü ile kavuşma ümidinin bir arada yoğrulduğu bir kaderdir. Altay’ın mertliği ve Umay’ın sabrı, birbirlerine tutunan bu iki ruhu zamanın ve kaderin pençesine karşı koymaya zorlar. "Bu eser, yalnızca bir aşkın hikayesi değil; milletin istiklaline, yüreğin mukaddes bağlarına, insanın sabır ve vefa ile büyüyen umuduna yazılmış bir methiyedir."

Asır askerdir ve birlikte eğitim görüyordur, komutanın kızı Gecenin birliğe gelmesiyle hayatı altüstü olur ve dengesi şaşar. Kendine aşkı yasaklayan Asır gidip en imkansıza tutulur ve komutanının kızı Gece ye aşık olur

Asker olan sevgilisini bekleyen kız o çıkınca asıl bombayı yaşar..

Ben Özün Serdal bende isterdim sadece oğretmen olmayı nerden bilebilirdimki okula geldiğim ilk günden beri bir adını daha bilmediğim asker tarafından hayatımın defalarca kurtulacağını

Hira adındaki bir asker kardeşinin . Abisinin yanıa gelerek yaşadığı. Yasak aşk , macera romantizim ve komedi

"BÖRÜ: GÖLGENİN PEŞİNDE" Bir asker… Bir görev… Ve kayıp anılarla dolu bir genç kız… Mert Ali, nam-ı diğer Börü, Adana’nın eski mahallelerinden birinde sıradan bir tamirci gibi yaşamaya başlar. Ama onun asıl görevi bambaşkadır: Koruması gereken kişi, çocukken kaçırılıp kimliği silinmiş bir kızdır. Feride… Sessiz, sakin ve kırılgan görünen Feride, aslında karanlık bir geçmişin içine hapsedilmiş, kendi gerçeğinden bihaber biri. Ama her şey bir su damlasıyla değişecek. Zihnindeki kopuk anılar yavaş yavaş gün yüzüne çıkarken, Börü de kendi sadakatiyle yüzleşmek zorunda kalacak. Biri geçmişini bulmaya çalışıyor… Diğeri geleceğini korumaya… Ama bir mahalleye sığmayacak kadar büyük bir savaş kapıda. Gerçekler suyun altında mı kalacak, yoksa gün yüzüne mi çıkacak?

Aşk vatandı, yatağımız topraklar, evimiz nadide vatanın her bir köşesi. Vatan, uğruna şehit olmaya değerdi. Başımda taşıdığım bordo bere, her şeye değerdi.

-Cinsiyeti ne? demişti bitkince. Hayır yapma bunu bana. Gözyaşlarım zaten kurumaya bile vakit bulamazken yapma. -Kızmış aşkım dedim tebessüm ederek. O ise gözünden yaş gelmiş hafif gamzesini gösterecek kadar gülmüştü. -Ona ve kendine iyi bak tamam mı ben size bakamadım. Daha kızıma bir dünya bile vaat edemedim. Ama sen edeceksin. Çok zor konuşuyordu. O konuştukça ben parçalara ayrılıyordum. Nefesi kesik kesikti. Her yer kandı. Gömleği, ceketi. Bu kadar kan olması normal değil mi? Yoksa Yunus neden bu kadar kırmızı olsun. -Yunus nasıl laf o öyle sözünü çok güzel tutuyorsun bence sen. Konuşamıyordum artık. Olayın başından beri karnıma giren sancı kendini iyice belli ediyor ve dayanılmaz hale geliyordu. -O zaman sen benim gibi olma ve söz ver kendine ve çocuğumuza iyi bakacaksın. -Hayır bize sen bakacaksın Yunus saçmalama. Daha beraber çok şey yapacağız lütfen demiştim gözlerim kızarmış şekilde. Bir anda elimi tutan elinin gevsemesiyle dünyam durmuştu sanki. Karnıma giren sancıyla acıyla bağırmıştım arkadan Deniz`e. -DENİZ YUNUS ÖLÜYOR YARDIM ET!!! demiştim haykırırcasına. -Yunus sevgilim kendine gel geldik hastaneye. İyileşeceksin. Atlatacaksın. Sözlerini tutmadan gidemezsin lütfen Yunus. Beni sensiz bırakma. Ve bir hikaye daha acı bir şekilde bitti...

Annesi ölünce askerdeki abisine yazan kız

Любовь солдатский адвокат

Uçaktan indim. Çocukluğumun geçtiği şehrin kokusunu çektim içime. Hakkari... Çocukluğum , acım , ilk aşkım...

Kızıl Yarinalp O bir bordo bereli komutandı, onun askerleri ve arkadaşlarının hayatı, maceraları bu kitaptaydı. Kızılın zor bir çocuklukluğu yanlız bir gençliği olmuştu. Ancak bu kadar zor geçen senelerden sonra, şu anki askerleriyle Ay Yıldız timyle kara harp okulundan arkadaşlardı. Ama içlerinden Ertuğrul Karagül çok farklıydı. Arkadaşta değillerdi ama başka bir şeyde değillerdi. Ertuğrul aynı zamanda Albay Rıza Karagülün oğluydu. Birde ikizi vardı Ertuğrulun Tuğrul Karagül oda kızılın askeriydi. Ve Ay Yıldız timide kızılın askerleriydi Şimdi siz okurlarımdan bu kitabı okuyup fikirlerinizi belirtmenizi isterim ~KEYİFLİ OKUMALAR!! ~

Zorlu görevler için kurulan hava ve kara kuvvetlerinin birleştiği özel bir time atanan ilk hava subayı kadın komutan ve onun tahtından ettiği tim kaptanın aşk hikayesi. iki taraf da gözü kara ve ikisi de kazanmak istiyor. Kazananın kaybedeceği bu savaşta bizimle var mısınız?

Çocukluk aşkı ve Asker doktor ilişki bir arada. Yıllar sonra ilk defa çocukluk aşkını gören İrem ne hissedecek ne duygular besleyecek . Peki aynısı Miran içinde geçerli

Asker kurgusu Annesi tarafından terkedilen leyla ve hayat karahan babaları tarafından büyütülür ama buna büyümek denirse ve leyla karahan güçlü olup komutan leyla olmayı başarır ancak geçmişinde ki adamın karşısına komutan olarak çıkacağından habersizdir.

Yanlışlıkla babanın askerine ve aynı zamanda abinin komutanına yazarsan ne mi olur?…

Bir gün İdil Vera bir görev için adam öldürdükten sonra dışarıda Ulu`yu görmesiyle başlar. Geçmişin sırları ve aşkla dolu olan bir gelecek vardır önünde.

Karadeniz, her zaman olduğu gibi sert rüzgarlar ile dalgalanıyordu. Burası için herkes imkansızların memleketi derdi. İmkanlar, imkansıza dönüşürdü burada. Sevdalılar kavuşamaz, dostluklar yarım kalırdı. Karadeniz, sadece mücadele edenleri yazardı. Rüzgâr, sert esip geçmişleri savursa da bazı hikâyeler kıyıya vururdu yine de. Gökyüzü griye çalarken, denizin hırçın dalgaları kayalıkları döverken, birileri hep beklerdi. Bir yareni, bir haberi, belki de hiç gelmeyecek olanı... Karadeniz`in sözü ağırdır, duyanı değiştirir.

Bir kız ve asker hikayesi ama bu diğerleri gibi değil

Hayatınız boyunca gerçek aşkı aradığınızı düşünün. Ama bu arzunuz babanızın katı kurallarından saklarken artık aşka inancınız kalmıyor. Sonra Bir bakıyorsunuz savaşın ortasında aşkı buluyorsunuz...

Bir gün birşey olur ve hayatın tamamen değişir sadece çabalaman gerekir...