55.Bölüm
"O bir kez gülüyor, ben bin kez dağılıyorum."
Hamile olduğumu öğrendiğim günden sonra her sabah mide bulantısı ile gözlerimi aralıyordum. Yine gözlerimi mide bulantısı ile açıp banyoya koştum. Elimi yüzümü yıkayıp derin derin nefes aldım. Bebeğim hareket edene kadar bu böyle sürüp gidecek.
Birkaç kez daha yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra banyodan çıktım. Baran gözlerini aralayıp bana baktığında hafifçe gülümsedim. Ağzımı açınca bile midem bulanıyor. Yataktan kalkıp birkaç adımda yanıma ulaşıp beni kolları arasına aldı. Başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım. Çok yorgun hissediyorum bir de halsizliğim iyice uykumu getiriyor.
"Biraz uyumak ister misin?" Başımı olumlu anlamda salladım. Beni kucağına alıp yatağa yatırdı. "Sen uyu, ben kahvaltı hazırlar seni uyandırırım güzelim." Saçlarımı okşayıp alnımdan öptü. Her sabah bunlar bizim için rutinleşmişti. O odadan çıkınca bende gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
Saçlarımdaki dokunuşlarla gözlerimi araladım. Baran gülümseyerek bana bakıyordu. Alnıma uzun bir buse bırakıp doğrulmama yardımcı oldu.
"Gel güzelim, kahvaltı hazır bir şeyler atıştır." Baran'ın yardımı ile ayağa kalktım. Banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra Baran ile alt kata indik.
"Bence bugün gitme güzelim. Hiç iyi görünmüyorsun." İki kelime edecek halim bile yok. Fazlasıyla yorgun hissediyorum.
"Gerçekten çok halsiz hissediyorum. 1 haftadır yoğun çalışıyordum. Ameliyat falan derken bir de bebek olunca beni fazlasıyla yordu."
Baran yerinden kalkıp yanı başıma geldi. "Özür dilerim güzelim. Keşke sen biraz toparlandıktan sonra düşünseydik."
Kaşlarımı çatarak Baran'a baktım. "Ben halimden memnunum Baran. Hem belki minik bir kızımız olacak." Dudakları iki yana kıvrıldığında dudağının kenarını öptüm.
"Teşekkür öpücüğü." diye fısıldadı bana daha fazla yaklaşarak. Kıkırdayarak geriye çekildim. Bence fazla yaklaşmaya hiç gerek yok.
"Fazla yaklaşma." Keyifli bir halde gülmeye devam ettim. Saçlarımdan öpüp geri çekildi. Baran sevgisini göstermekten hiçbir zaman geri kalmadı. Bu kadar sevilmek tarifsiz. Bazen onun beni daha çok sevdiğini düşünüyorum.
"Hadi kahvaltı yap sonra film izleyelim. Çocuklar uyanana kadar uyandırmayalım." Baran'ı onaylayıp kahvaltı yaptım. Keyifli geçen kahvaltının ardından Baran'a yardım edip masayı topladım. Bulaşıkları hallettikten sonra oturma odasına geçip film izlemeye başladık. Baran'ın sırnaşması yüzünden bir türlü filme odaklanamıyorum.
"Ya bir dursana, izlediğimden hiçbir şey anlamadım." Beni kucağına çekip yanağımdan öptü. Bu adam yaş aldıkça çok edepsiz oldu. Ya da benimle geçen her zamanı değerlendirmeye çalışıyor... "Sırnaşmadan duramıyor musun?" Saçlarımı sağ omzumda toplayıp boynumu öptü.
"Söz konusu sensen, evet duramıyorum. Sen böyle yanımda oldukça her an seni öpüp, sarılasım geliyor." Kıkırdayarak başımı göğsüne yasladım. Elleri usulca saçlarımı okşarken gözlerimi kapadım. Seninle geçen her saniye o kadar kıymetli o kadar eşsiz ki anlatamam.
Baran'ın kucağında uyuya kalmıştım. Gözlerimi açtığımda onunla beraber koltukta uyuduğumu fark ettim. Hafif kıpırdandığımda benden önce Baran gözlerini açtı. Gözlerimi açar açmaz aklıma çocuklar geldi. Gözlerim duvar saatine kayınca şaşkınlıkla bakakaldım. Saat on bir ve çocuklardan ses seda yok.
"Çocuklar hala uyuyor mu? Bu saate kadar uyanmaları gerekiyordu." Baran'a bakarken birkaç ses işittim.
"Uraz yapma." Emre'nin sesini duyunca ayaklanıp oturma odasından çıktım. "Uraz yapma diyorum."
Mutfaktan sesler geldiği için adımlarımı o yöne çevirdim. Mutfağa girdiğimde tezgaha çıkmış olan Emre ve yerde kırılmış yumurtalarla oynayan Uraz ile karşılaştım. Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Baran mutfağa girdiğinde çocuklara bakıp kahkaha attı. Ona ters bir bakış atıp içler acısı olan mutfağıma baktım. Bu halının yumurtalardan çektiği nedir?
"Bebeklerim, buranın hali ne?" Emre tezgahtan yere atlayınca daha çok şaşırdım. Bu huyunu bir türlü bırakmadı. Sürekli yüksek yerlere çıkıp atlıyor. "Emre atlama bir daha, bir yerini kıracaksın." Yerden Uraz'ı kaldırıp masaya oturttum. "Sen ya Uraz, ne bu halin bebeğim?" Elinde kalan yumurtanın sarısını üzerime sürünce yüzümü buruşturdum. Küçük oğlum bana bakıp kahkaha atınca gülüşü beni de güldürdü. Ama yumurta kokusu midemi bulandırıyor.
"Sen böyle gülümseyince kızamam ki." Başımı iki yana sallayıp Uraz'ı kucağıma aldım. "Siz buraları temizlerken ben bebeğimi temizleyeceğim." Emre itiraz edecekken gülümsedim ve benim gülüşümle yüzü hemen ifade değiştirdi. Baran ile göz göze gelince başımı iki yana salladım.
"Özür dilerim anne yanlışlıkla oldu."
Emre'ye bakıp gülümsemeye devam ettim. "Önemli değil bir tanem. Hadi sen babanla yerdekileri toparla geldiğimde size kahvaltı hazırlayalım."
Çekingen bir sesle mırıldandı. "Kızdın mı?"
"Hayır bir tanem. Bir şey olmaz temizleriz geçip gider." Başını kaldırıp bana baktı ve yüz ifademi inceledi. "Hadi bakalım babana yardım et ortalık toplansın bebeğim." Eğilip saçlarını öptükten sonra mutfaktan çıktım.
Uraz'ı banyoya götürüp bir güzel yıkadım. Üzerini giydirip alt kata indim. Baran ve Emre mutfağı temizlemişti. Uraz'ı masadaki yerine oturtup kahvaltı hazırlamaya başladım.
"Emre," dedim oğluma bakarak. Uraz'ı kıskanıyordu. Saçlarını geriye itip yanağını öptüm. "Hadi masaya geç bir tanem." Gülümseyerek masaya geçtiğinde bende gülümsedim. Çocuklarıma kahvaltı hazırlayıp yanlarına oturdum. Onlar doyduktan sonra oturma odasına gönderip mutfağı topladım. Ne kadar yorgun ya da halsiz olursam olayım söz konusu çocuklarım olunca yorgunluğum kalmıyor.
Oturma odasına geçtiğimde Emre ve Uraz Baran'ın yanına oturmuştu. Emre sağ tarafında Uraz ise sol tarafındaydı. Geniş koltuğa uzanıp televizyona baktım. Emre'nin en sevdiği çizgi film oynuyordu. Bende onlarla beraber izlemeye başladım.
"Anne," diyen Emre'nin sesiyle bakışlarımı oğluma çevirdim.
"Efendim bir tanem?" Başını eğip kıvranmaya başladığı için bir şey isteyeceğini anladım. Emre bir şey isteyeceği zaman başını eğip kıvranırdı. Ona gülümseyerek baktığımda o da gülümsedi.
"Yanına uzanabilir miyim?" Kollarımı iki yana açıp gelmesini bekledim. Yerinden kalkıp benim yanıma geldiğinde yan dönüp onu kollarımın arasına aldım. Emre her zaman uysal bir çocuk olmuştu. Bu yönleri ile hep Baran'a benziyor. Oğlumun saçlarını okşayıp yanağına birkaç öpücük bıraktım. Uraz yüzünü asarak yanımıza geldiğinde ona bakıp gülümsedim.
"Anne ben." Kollarını iki yana açıp onu kucağıma almamı bekledi.
"Buraya sığmayacağız en iyisi yatak odasına çıkalım." Emre ile beraber ayaklandım. İkisinin elini tutup merdivenlere yöneldim. Hem bende biraz daha dinlenmiş olurum.
"Beni unuttun." diyerek sitem eden Baran'a gülüp yatak odasına çıktık. Çocuklarımla yatağa uzanıp gülümsedim. Emre sol, Uraz ise sağ tarafımdaydı. Kollarımı onlara sarıp gözlerimi yumdum. Bugün her bulduğum fırsatta uyuyorum.
"Anne," diyen Emre ile bakışlarımı ona çevirdim.
"Söyle bebeğim."
Başını koluma yaslayıp gözlerini kapattı. "Babam uzun süre gelmeyecek mi?" Sorusu ile şaşırdım. Emre artık büyüdüğü için her şeyin farkında. Onu kandırmaya çalışmam saçmalık olur.
"Evet oğlum. Baban uzun süre eve gelmeyecek." Yeşil gözleri kızarınca saçlarından öptüm. "Bol bol ararız üzülme bir tanem. Hem bu ilk defa gidişi değil."
Omuz silkip yatakta doğruldu. "Ben babamı çok özlerim ki." Yüzünü asarak yataktan kalktı. O kalkınca Uraz'da kalktı.
"Nereye?" İkisi bana bakıp gülümsediğinde bende gülümsedim.
"Babamın yanına." Uraz Emre'ye bakıp onun dediğini tekrarlamaya çalıştı. Kıkırdayarak yan döndüm. Onlar odadan çıkınca bende gözlerimi kapadım.
🌼
Oğlunun saçlarını dağıtan Barın koltukta oturan kızına bakıp gülümsedi.
"Asel," demesiyle küçük kızı babasına bakıp kahkaha attı. Asel babasına çok düşkün bir kız. Koltuktan inmeye çalıştığında Barın gülümseyerek kızına yaklaştı. Yüzündeki gülümsemeyle Asel'i kucağına aldı.
"Baba beni unutuyorsun." Oğlu Asaf yüzünü astığında Barın oğlunu da kucağına aldı.
"Siz kocaman olmuşsunuz." Kucağındaki çocukları ile beraber koltuğa oturdu.
"Hadi yemeğe." Yüsra'nın sesini işiten Barın çocuklarla beraber salondan çıkıp mutfağa ilerledi. Çocuklar masaya geçtiğinde Barın kapıya yaslanıp Yüsra'yı izledi. Kafede karşılaştıkları zaman ondan gözünü alamamıştı hoş hala öyleydi. Barın'ın kapıda durduğunu gören Yüsra, başını iki yana sallayıp gülümsedi.
"Daha ne kadar ayakta dikileceksin canım?" Barın birkaç adımla Yüsra'ya yaklaşıp alnından öptü.
"Gözlerimi senden alamıyorum. Hastanede görüyor olmama rağmen ben seni çok özlüyorum." Gözlerini kısarak Barın'a bakıp gülümsemeden duramadı.
Barın ona göre çok naif bir adamdı. Bu kadar naif olması onu fazlasıyla etkilemişti. Barın'ın yanında birkaç kez görev yapmış ve Barın çok dikkatini çekmişti. Ve şu an o adamın eşi olmuş olması onu çok şanslı hissettiriyor.
"Seni seviyorum." Mırıldanarak Barın'a sarıldı. Gülümseyen Barın kollarını Yüsra'nın beline sarıp başını saçlarına yasladı. Anne babasını sarılı gören Asel masadan kalkıp Barın'ın bacaklarına sarıldı.
"Bak kızın, kocamı benden kıskanıyor." Barın tebessümle kızını kucağına aldı.
"Prensesim annesini kıskanmış mı?" Yüsra başını Barın'ın omzuna yaslayıp annesine nispet yaparcasına gülümsedi.
Çocuklarını parka getiren Cihad keyifsizdi. Çocuklar salıncakta sallanırken Aleyna ve Cihad onları görebilecekleri bir açıda oturuyordu.
"Çok keyifsiz görünüyorsun." Aleyna'nın sesiyle mavi gözlerini eşine çevirdi.
"Keyifsizim." Kaşlarını çatan Aleyna Cihad'ın elini tutup gülümsedi.
"Anlatmak ister misin aşkım?" Aleyna'nın gözlerine bakan Cihad hafifçe tebessüm etti.
"Abin sınıra gidecek." Aleyna abisinin sınıra gitmesini istemiyordu. En çok Uhra için istemiyordu.
"Uhra çok fazla üzülecek. Abim bu konuda kararını çoktan vermiş." Sıkıntılı bir soluk alan Cihad gözlerini kapatıp açtı.
"Abin için Uhra çok üzülecek." Kaşlarını çatan Aleyna Cihad'a bakıp yüzünü astı.
"Sende hep abimin üzerine gidiyorsun. Uhra'yı düşünüyorsun ama abim onu düşünmeden hareket edecek biri değil." Aleyna ile ne zaman Uhra ve Baran hakkında konuşmaya başlasa konu tartışmaları ile son buluyordu. Bu yüzden Cihad çok fazla konuşma taraftarı değildi.
"Tatsızlık çıkmasın güzelim."
Derin bir nefes alan Aleyna sinirle ayağa kalktı. "Çıkmaz ama abim düşünmeden hareket etmez bir bildiği vardır. Hem çocukları var, abim aptal değil Cihad. Zaten siz hep abime laf söylüyorsunuz." Sinirlenen Cihad Aleyna'yı kırmamak için sesini çıkarmadı.
"Mesleği onun sevdası. Kendini bildi bileli asker olmak istiyordu. Bir vatanına bir Uhra'ya sevdalı. İkisinden de vazgeçemiyor. Hem sende öylesin belki bir gün sende." dedikten sonra sustu. Gözlerini kapatan Cihad sesini çıkarmadan Aleyna'yı dinledi. Aleyna, dinlemeden tepki verdiği için Cihad açıklama yapmak istemedi. Konu Baran'ın sınıra gidecek olması değildi.
Cihad sakin tutmaya çalıştığı sesiyle konuştu. "Görevi kabul etmemesi gerekiyordu."
Aleyna kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun Cihad? Abimin kabul etmemesi olacak iş mi?"
"Bak güzelim," dedi sakince. "Kabul edip etmemek abinde ama abin kabul etti. Tamam ben olsam bende kabul ederim ama geridekileri düşünmeli."
Aleyna sinirlendi. "Abime çıkışman çok yersiz. Sen olsan sende kabul edersin bu yüzden daha fazla konuşmayalım yoksa birbirimizi kıracağız."
🌼
Gözlerimi yine mide bulantısı ile açmış ve banyoya koşmuştum. Sanırım Baran'ın bana garezi var çünkü mesleğimi doğru düzgün yapamadım. Yüzümü asarak banyodan çıkıp giyinme odasına ilerledim.
Giyebileceğim rahat kıyafetleri çıkarıp odaya geri döndüm. Baran hala uyuyordu ama sanmıyorum çoktan uyanmıştır. Üzerimdeki badiyi çıkarıp yerine çıkardığım bluzu giydim. Bakışlarım Baran'a kaydığında yerinde yoktu. Şaşkınlıkla etrafıma bakındım.
"Arama beni." Baran'ın fısıltısı ile arkamı döndüm.
"Sen ne ara uyandın? Ya hiç ses duymadım."
Dudaklarını alnıma bastırıp geri çekildi. "Günüm aydı." Genişçe gülümsediğinde yanağında bulunan gamzeleri kendini belli etti. Parmak uçlarıma yükselip sol yanağındaki gamzesinden öptüm.
"Günaydın hayatım." Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Biz hep sarılı dursak ve zaman şu anda dursa ne güzel olur.
"Seni bırakıp gitmek istemiyorum." Yüzümü asıp bakışlarımı yere çevirdim. Çenemden kavrayıp başımı kaldırdı.
"Aslında izin alabilirsen çocukları alıp piknik yapmaya gideriz. Temiz hava almış olursun." Saçlarımdan öpüp geri çekildi. Arkasını dönüp yatağa doğru ilerlediğinde ne yapacağını izledim. Komodinde duran telefonumu alıp bana getirdi.
"Ara söyle güzelim." Dudağımın kenarına minik bir buse bırakıp gülümsedi. O bir kez gülünce, ben bin kez dağılıyorum. Telefonu Baran'dan alıp izin almak için aradım.
Bu haftalık izin alıp telefonu kapattım. Telefonu elimden alan Baran beni kucağına alıp yatağa ilerledi ben ise sesimi çıkarmadan ona ayak uydurdum.
"Daha çok erken biraz daha uyuyalım." Başımı göğsüne yaslayıp kollarımı beline sardım. Saçlarıma ve omzuma birkaç öpücük bırakıp gülümsedi.
"Sen uyu güzelim ben seni uyandırırım." Gözlerimi kırpıştırarak onu onayladım.
"Uhra'm," Baran'ın sesiyle hafifçe gözlerimi araladım. Doğrulmama yardımcı olduğunda aklım başka yere gitti. Baran günler sonra gidecek ve kim bilir ne zaman gelecek. Huzursuz hissettiğim için bakışlarımı yere çevirdim.
"Uhra," Baran'ın gidecek olduğunu düşünmek bile beni çok kötü hissettiriyor. Yataktan kalkıp Baran'a baktım. O da öylece bana bakıyordu.
"Gitmene az kaldı ve ne zaman geleceğini bilmiyorum. Hamileliğim ilerlediğinde sana ihtiyaç duyacağım ama," sustum. Daha fazla konuşamadım. Onu üzdüğümün farkındayım ama onsuz ben ne yapacağım bilmiyorum. Konuşmadı. Ağzını açıp tek kelime etmedi ya da edemedi. Elimden tutup banyoya ilerledi bende bir şey demedim.
Sessiz geçen kahvaltının ardından çocuklarla beraber piknik için bir şeyler hazırladım daha doğrusu ben hazırladım onlar ortalığı dağıttı. Eni sonu onları mutfaktan kovup tek başıma hazırladım. Baran ise kahvaltıdan sonra üst kata çıkmış ve daha aşağıya inmemişti. Mutfakta işlerim bitince çocukları kontrol edip merdivenlere yöneldim.
Üst kata çıktığımda yatak odamızın kapısı hafif aralıktı. Kapıyı daha çok aralayıp içeriye baktığımda Baran uzanmış öylece tavanı seyrediyordu. Kapıya yaslanıp onu izledim. Canını sıkmıştım. Huzursuz hissettiğim için birkaç adımda yanına yaklaştım. Bakışları beni bulduğunda gülümsedi ama ben ona gülümseyemedim. Hızlıca yanına uzanıp kollarımı beline sardım. Saçma sapan davranıp kalbini kırdım. Çok bencilim. Onu yanımdan ayırmak istemiyorum.
"Özür dilerim." Sesim her an ağlayacağımın sinyalini veriyordu. Başımı göğsüne gömüp ağlamamak için dudağımı ısırdım.
"Benim yanımda ağlayabilirsin ama beni kırdığını düşünerek ağlayamazsın çünkü sana kırılamam. Sen bana bir kez baktığında benim için hayat duruyor. Sen bir kez güldüğünde ben bitiyorum. Senin kokun bana huzuru bahşediyor. Üzerimde etkin çok büyük. Ve ben istesem de sana kırılamam. Sana kıyamam Uhra. Senden gelecek her şey başım gözüm üstüne."
Saçlarımdan öptüğünde yaşlı gözlerimi yüzüne çevirdim. "Niye durgunsun?" Çarpık bir şekilde gülümsediğinde anlamsız bakışlar attım. Beni bir anda üzerine çekince gözlerim haddinden fazla açıldı.
"Karımı özlemiş olabilirim." Kaşlarımı çatarak başımı göğsüne yasladım.
"Mümkünse bir müddet özleme." Yerlerimizi değiştirdiğinde kalbim haddinden fazla atmaya başladı. Bu adam varlığı ile zaten kalp ritmimi bozuyor bir de böyle yaklaşması hepten beni öldürecek. Boynuma bir öpücük bahşedip üzerimden kalktı.
"Hadi." dedi elini uzatarak. Kahkaha atarak elini tutup ayağa kalktım. Şimdi her şey yoluna girmiş gibi hissettim. Baran'ı incitmek bu hayatta isteyeceğim en son şey bile değil.
Merdivenlerden inerken ona kaçamak bakışlar atmaya çalıştım ama her bakışımda bana bakıp göz kırpıyordu. Mızmızlanarak omzuna vurdum. "Kaçamak bakışlar da atamıyorum."
Salonun kapısında duraksayıp beni de kendi ile beraber salona çekti.
"Amacın ne?" Baran'a anlamsız bakışlar attım. Kapıyı kapatıp beni de kapıya yasladı. Yine bir şeylerin peşinde. Ve bu kadar yakın durması heyecanlanmama sebep oluyor.
"Bakmak istediğini söylemen yeterli güzelim." Konuşmama müsaade etmeden dudakları dudaklarıma kapandı. Baran'ı ne kadar seversem seveyim, onun beni sevdiği kadar sevemiyorum. O hem çok seviyor hem de çok güzel hissettiriyor. Sanki benim sevgim yetersiz kalıyor gibi hissediyorum. Oysa uğruna her şeyden vazgeçebilirim.
"Baran," dedim gözlerimi göz kapaklarımla örterek. Alnıma sıcacık bir buse bahşedip alnını alnıma yasladı. "Sana sevgimi hissettirebiliyor muyum?" Alnının teması kesilince yutkundum.
"Gözlerini aç." dedi ellerinin temasını da keserek. Yavaş yavaş gözlerimi aralayıp meftunu olduğum gözlerine baktım. Yeşil gözleri tüm dünyamı etkisi altına aldı. "Sence?" Gözlerime bin bir tane cümle anlatırmış gibi baktı. Öyle farklı bir bakışı var. Kendimi karşısında dünyanın en değerlisi gibi hissediyorum. "Sence?" diye yineledi.
"Bence sen daha çok seviyorsun. Ben cümle bile kuramıyorum. Senin uğruna her şeyden vazgeçerim. Senin için her şeyi göze alırım." Gözleri gözlerime bakarken dudakları iki yana kıvrıldı.
"Biliyorum. Ve seni ne kadar seversem seveyim senin beni sevdiğin kadar seni sevemiyorum. Yetmiyor. Seni daha çok sevmem gerekiyor." Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Benim düşündüğümü o da düşünüyor.
"İkimiz de aynı şeyleri düşünüyoruz. Biz biriz." Ellerini yanaklarıma yaslayıp yanaklarımı okşadı. Biz biriz.
"Her şeyimsin." diye fısıldadım. Bu hayatta beni ben yapan her şey.
"Abilerine benim için kafa bile tuttun sen güzelim."
Kıkırdayarak başımı göğsüne yasladım. "Ben senin için dünyaya kafa tutarım Baran." Gülümseyerek alnıma minik bir öpücük kondurdu. "Ya biz çocukları unuttuk." dedim telaşla. Baran'ın elini tutup geriye çekildim. Kapıyı açıp salondan çıktık.
Salondan çıkınca Baran'a bakıp bakışlarımı kaçırdım. Öküz ya valla gittikçe edepsiz oldu. Bana bakıp güldüğünde elini bırakıp oturma odasına ilerledim. Çocuklar hala televizyon izliyordu buna biraz şaşırdım.
🌼
Baran sürekli koşuşturan çocuklarının ardından koşup onları yakalamaya çalışıyordu. Bu manzara karşısında yüzündeki gülümseme ile onları izleyen Uhra, eşinin ve çocuklarının kahkahası onu daha çok mutlu ediyordu. Gözleri anlık olarak karardığında gözlerini kapatıp geçmesini bekledi. Hastaneye gittiğinde ilk yapacağı şey kan tahlili ve vitamin eksikliklerini tespit etmek olacaktı.
"Anne," diyerek yanına gelen küçük oğlu Uraz'ı kucaklayıp öpücüklere boğdu. Emre ise babası ile oyun oynuyordu. "Anne," diyen Uraz, kollarını Uhra'nın boynuna sarıp başını göğsüne yasladı.
"Efendim bir tanem?" Uhra küçük oğlunun saçlarını okşayıp yanağına birkaç öpücük bıraktı. Uraz mızmızlanarak uykusu geldiğini belli ediyordu.
"Gel bakalım." Emre'yi omzuna alan Baran yüzündeki gülümsemeyle Uhra'nın yanına ilerledi.
"Baran dikkat et düşebilir." Uhra'nın uyarısına gülümseyen Baran eşine göz kırptı. Baran'ın göz kırpışı genç kadını fazlasıyla heyecanlandırdı. Baran ona her baktığında veyahut göz kırptığında heyecanlanıyordu. Uraz'ı yerdeki rahat mindere yatırıp dalmasını bekledi. Emre ise Baran'ın omzunda kahkahalarla gülüyordu.
"Baba," dedi kahkahalarının arasından. Oğlunu kucağına alan Baran, Emre'nin saçlarını karıştırıp gülümsedi.
"Söyle aslanım." Emre babasına sıkıca sarılıp başını omzuna yasladı.
"Baba gidersen bizi çok çok ara olur mu?" Oğlunun sözleri Baran'ı bir miktar duygulandırmıştı. Göreve gittiği günler oğlu onu pencere başında bekliyordu. Oğlunun saçlarını okşayıp sıkıca sarıldı.
"Sizi bol bol ararım aslanım." Usulca oğlunun saçlarını öptü. Uhra'nın yanına geldiğinde küçük oğlunun uyuduğunu gördü.
"Kalkalım mı?" dedi Uhra'ya bakarak. Midesi bulanan Uhra ağzından nefes alıp burnundan verdi. Çok fazla yemişti Baran sayesinde bu yüzden midesi bulanıyordu.
"Olur." Baran'ı onayladı. Eşyaları arabaya yerleştirdikten sonra çöplerini çöp kutusuna atıp arabalarına bindiler. Çocuklarını kontrol eden Uhra gülümseyerek önüne döndü. Uhra'nın kemerini takma bahanesi ile eşine doğru eğilen Baran, eşinin dudağına minik bir buse bırakıp geri çekildi.
"Çok fazla tatlı görünüyorsun. Tatlıdan mahrum kalmak istemedim." Yanakları kızaran Uhra gülümseyerek kemerini kontrol etti.
"Hadi önüne dönsene."
Baran kahkaha atarak arabayı çalıştırdı. Yol boyunca Baran sürekli eşine bakmış ve elinin üzerine minik öpücükler bırakmıştı. Bir ara ise bacağında Baran'ın dokunuşunu hissedince irkilip eline vurmuştu. Evlerine vardıklarında önce çocukların üzerini değiştirip yataklarına yatırmışlar sonra ise eşyaları içeri yerleştirmişlerdi.
"Bugün fazlasıyla eğlenip vakit geçirdik." diyen Uhra eşinin göğsüne sığındı. Parmakları usulca eşinin göğsünde dolanıyordu. Bundan huylanan Baran dayanamayıp Uhra'yı üzerine çekti. "Ne yapıyorsun Baran?" Uhra'nın tatlı hallerine dayanamayıp yanağından uzunca öptü hatta diğer yanağından ve alnından öpüp gülümsedi.
"Ah sen ne güzel, ne güzel gülüyorsun." Baran'ın fısıltısı Uhra'da heyecan kıpırtılarına neden olmuştu. Eşinin dudağından uzunca öpüp başını boyun boşluğuna gizledi. Birbirlerine karşı hep doyumsuzlardı. Ne kadar sarılsalar da her zaman daha fazlasını istiyorlardı. Uhra'ya sıkıca sarıldı. "Kokuna mahkum olmak." dedi fısıldayarak. Boynundan birkaç kez öpüp derin derin nefes aldı.
Bu kadının kokusu onu uyuşturuyor. Bazen o yanında durduğunda bile kokusuyla ne yapacağını şaşırıyordu. İçinden iyi ki operasyonlarda yanımda değil diye geçirdi. Eğer yanında olsaydı kesin her kurşunda şaşırıp öne çıkardım diye düşündü. Düşünceleri onu güldürmüştü. Başını kaldırıp Uhra'ya baktığında uyuduğunu anladı. Üzerini örtüp saçlarına öpücükler bıraktı.
"İyi uykular meleğim." İncitmeden eşini alnından öptü. Sevmek... Sevmek onunla özledi. Aşk onunla bambaşkaydı. Genç adam bunu her yaşında anlamıştı. Onu ilk sevdiğinde tüm duyguları tepe taklak olmuştu ama Uhra bir kez ona baktığında her şey uçup gidiyordu.
Uhra iyice Baran'a yanaşıp göğsüne sığındığında Uhra'ya daha fazla sarıldı. İmkanı olsa kollarının arasında saklardı.
"Baran," dedi uykulu sesiyle. Gözlerini hafif aralayıp gülümsedi. "Seviyorum. Seni çok seviyorum." Geri gözlerini kapattı. Onun tek cümlesi Baran'ın kalp atışını hızlandırmış kendi kendine gülümsemesini sağlamıştı. Evlenince aşk bitiyor diyenlere içinden sövdü. Onlara göre aşk falan bitmiyordu çünkü onlar birbirlerine her geçen gün daha çok bağlanıyor sanki daha fazlası mümkünmüş gibi. Eşinin saçlarını sevip yanağını okşadı.
"Hayatım." dedi fısıldayarak. "Sen hayatımın kendisisin." Uhra'ya daha sıkı sarılıp gözlerini kapattı.
Yumuş bir bölüm oldu sanırım. Son 5 bölüm ve ben duygulanıyorum. Finali yazmam uzun sürebilir çünkü şu sıralar yazasım gelmiyor. Veda edecek olmam üzüyor :(
Bölümü beğendiniz mi?
Yeni bölüm hakkında tahminleriniz?
Yıldızlara basan parmaklarınız ballansın💛
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
96.8k Okunma |
3.96k Oy |
0 Takip |
63 Bölümlü Kitap |