22. Bölüm

22

Kafadeniizz
kafadenizz

 

Hatırlatma

"Ela ben otogarın bankına senin için bir şey bıraktım. Gelseydin onu sana verecektim ama Gelmeyince de orada bıraktım. Sen gelmeden önce biri almazsa o senin. Neyse ela görüşürüz.” demiş ve telefonu yüzüme kapatmıştı. Görüşürüz dememe dahi izin vermeden kapatmıştı.

Olduğum yerde şoku atlattığım ilk an hiç vakit kaybetmeden koşarak onun oturduğu banka gittim. Uzaktan fark edemediğim minik kutuyu elime aldığımda ellerimin titremesine engel olamıyordum.

Kutuyu yavaşça açtığımda içinden annemin isminde bir kolye görmem ile durulmuş gözyaşlarım tekrar akmaya başlamıştı. Bir kaç gün önce ona "Annemin kolyesini kaybettim " dediğim aklıma gelmişti.

Ayakta duracak mecali kendimde bulamayınca banka oturmuştum. kolyeyi kenara bırakıp kutunun içindeki kağıdı açtığımda okuduklarım beni daha da ağlatmıştı.

Ela annen senin gibi bir evlada sahip olduğu için çok şanslı .

Anlıyordum ki gurur hiç bir şeye yaramıyordu.

 

...

1 Hafta sonra

O malum günün üzerinden tam tamına bir hafta geçmişti. Bu bir haftadır acaba cesaretimle birlikte onun yanına gitseydim ne olurdu , hayatımda neler değişirdi diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum .

Pişman mıydım ? Evet hem de delicesine pişmandım ama bir kere olan olmuştu ve ben bu olanları değiştiremiyordum.

O günden beridir Ademi ne kadar ararsam arayayım hiç bir şekilde telefonuna ulaşamıyordum. Onu o kadar çok merak ediyordum ki gidip babasının evini basmama ramak kalmıştı. Bir kere o telefonu açsa ona onu uğurlamak için otogara geldiğimi ama yanına gelemediğimi itiraf edecektim ama o asla telefonlarımı açmıyordu.

Belki de kötü düşünmemem lazımdı. Görevde telefon yasak olabilirdi bu yüzden aradığımda ona ulaşamıyor olabilirdim.

Kendimi kandırma da üstüme yoktu çok şükür !

"Kızım ne düşünüyorsun kahven soğudu?" Gizemin sesiyle hızlıca ona baktım.

Uzun zamandan beridir kendimi eve hapsettiğim için gizem bu halime dayanamamış ve beni bir şeyler içmek için güzel bir cafeye getirmişti.

Getirmişti getirmesine ama burada bile benim için değişen hiçbir şey yoktu çünkü bütün zihnim resmen Adem ile doluydu!

Gizemin Sanki zihnimi okur gibi gözlerimin içine bakması, yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu.

"İyimisin sen ela ?" diye sorduğunda kafamı olumsuz anlamda salladım. Doğruyu söylemekten ne zarar gelirdi ki? Kötüydüm işte adem gittiğinden beri... Hayır! hayır! Adem bana dargın gittiğinden beri kötüydüm.

"Niye kötüsün bir şey mi oldu ?"

"Ne bileyim bu aralar hiç bir şey istediğim gibi gitmiyor gizem." dedim kısaca

Dirseğimi masaya, avucumun içini ise kafama yaslamış düşünceli bir şekilde kahve fincanının güzel desenlerini inceliyordum. Harbi bunu nasıl yapıyorlardı?

"Ne istediğin gibi gitmiyor anlat bakalım ?"

Bu fincan takımından acilen evime de almalıydım.

"Hop kızım ! Uçtu yine .Hey Allahım ya!"

"Duyuyorum gizem ya sallayıp durma şu elini gözümün önünde " dedim bende huysuz sesimle elini gözümün önünde sallaması harbi sinirimi bozmuştu.

"Cevap ver o zaman duyuyorsan!" demesiyle bıkkınca ona baktım.

"Bilmiyorum mutsuzum, umutsuzum bu yetmez mi ?"

"Depresyona mı girdin sen ?"

"Girmiş olabilirim onuda bilmiyorum ne hastalık bitiyor ne de aşk hayatım ilerliyor." dedim üzgün sesimle

"Ne aşkı ne hastalığı be ?" demesiyle gözlerimi kocaman açmış ve aynı zamanda Olduğum yerde dik bir konuma gelmiş ,gözlerimi ayırmadan gizem'e bakıyordum.

"Ne diyorsun kızım ?" dedim tersçe

"Ben değil sen diyorsun ela ?" dedi o da göz devirerek

"Benim ağzımdan öyle bir şey çıkmadı yalnız iyi misin sen ?" dedim umursamaz davranmaya çalışarak. O ise bu halime gülmüş ve dibime girerek tekrar konuşmuştu.

"Sen benden bir şeyler saklıyorsun !" dedi ve ben o an dumura uğramış bir halde ona bakakalmıştım.

"Hayır ne saklayacağım be !" dedim bende tersçe ama o bana dik dik baktığı için gözlerimi kaçırmadan yapamamıştım.

"Gözlerini kaçırdın ! "dedi ve oturduğu yerden hızlıca fırlamasıyla etraftaki bir kaç kişinin bakışlarını üzerimize çekmişti. Utançla yerimde küçülürken sinirle ona bakmıştım ama umursayan kim?

Yerinden kalkıp yanımdaki sandalyeyi çekip oturduğunda ona hızlıca sırtımı dönmüştüm. Beni omzumdan tutup masaya doğru döndürdüğünde ona engel olamamıştım.

"Benden bir şey saklayamazsın ela ben senin kardeşin değil miyim ?" diye sormasıyla gözlerinin içine bakmıştım. Omzumu sıkmasıyla gözlerim eline kaymıştı. Türlü düşünceler şimdiden zihnimi işgal etmeye başlamıştı bile .

Hastalığımı söylemenin şimdi zamanı mıydı gerçekten ? O buna hazır mıydı ya da her şeyi geçtim ama ben buna hazır mıydım ? En basiti gizemin tepkisine hazır mıydım ?! Ben galiba hiçbirine hazır değildim.

"Bir şey sakladığın o kadar belli ki ela söyle, aşk hayatım ilerlemiyor dedin. Kimle ne yaşadın da ilerlemiyor ?" dediğine rahatlasam mı yoksa daha çok diken üstünde mi olsam pek emin olamamıştım.

" Aşk hayatım yok, hiç olmuyor anlamında dedim gizem ya uzatma işte " dedim bende umursamazca davranmaya çalışarak.

"Haa Bende biriyle tanıştın da onunla ilerlemiyor gibi anladım. " dedi ve anında benden uzaklaşarak sandalyesine yaslandı. Bu tavrına garipçe bakmış ve tekrardan önüme dönmüştüm. Resmen benden laf almak için can atmıştı.

"Sevinmiştim yaa salak!" Demiş ve omzuma sertçe vurmuştu. Dik dik ona bakıp bende önüme döndüğümde içimden sabır çekiyordum.
Acaba ben çok mu yalnızları oynuyordum?!

İçten içe gizemin sözlerine rahatlarken bunu belli etmemek için ufak çaplı bir çaba sarf ediyordum.

"Hastalık da dedin sanki sen ?" dedi tekrardan bu durum kalbimi hızlandırırken ne cevap vereceğimi düşünürken telefonunun çalmasıyla derin bir nefes bırakmıştım.

Gizem hiçbir şey söylemeden telefonunu açtığında bende umursamazca etrafı inceliyordum. İnşallah telefonu kapattıktan sonra yine şu mesele aklına gelmezdi. Yalan söyleme konusunda usta olabilirdim ama o da bir yere kadar gidiyordu !

"Efendim adem ? " gizemin konuşmasıyla hızla gözlerim onu bulmuştu.

Adem mi ? yüzümde gülümseme oluşurken bir anda aklıma tak edenlerle o gülümseme yavaş yavaş yüzümden silinmişti.

Adem gizemi mi aramıştı? Hangi ademdi bu ?

"İyiyim bende senin nasıl gidiyor?"

...

"Anlıyorum zor gerçekten Allah kolaylık versin ne diyeyim "

... 

"Adem dediğim gibi arkadaşıma söz verdim. Biliyorsun bende istemem zor durumda kalmanı ama söz verdim."

...

" Anlıyorum ama...-" gizem konuşmaya başlamıştı ki bıkkınlıkla sözlerini yarıda bırakmıştı. Karşı taraftaki ne diyorsa istemsizce onu dinliyordu. Gözlerini etrafta gezdirdiğinde benimle göz göze geldiğinde resmen gözleri parlamıştı. Ona ne bakıyorsun gibi gözlerimi belerttiğimde gülümsemiş ve bir anda konuşmasına devam etmişti.

"Tamam adem hallederim ben."

...

"Gerçekten hallederim sıkıntı yok" demiş ve bir süre daha konuştuktan sonra telefonu kapatmışlardı.

Konuştuğu Ademin benim kinci ademim olmamasını ummaktan başka çarem yoktu resmen !

Gizeme bakmadan etrafa bakarak umursamazca konuşmaya çalışmam kendime göre gülünç bir durumdu resmen " Kimdi o gizem ?"

"Bizim adem işte ?" demesiyle çektiğim nefes boğazımda tıkanırken. Nefes almam güçleşmişti .

Bir haftadan beri neredeyse her gün her saat başı onu aramıştım ama o gizemi aramayı mı tercih etmişti. Beni gerçekten silmiş miydi ?

Boğazımdaki yumrunun geçmesi için yutkunmuş ve gülümseyerek gizeme bakmıştım. "Görevde değil miydi o ?"

"Evet evet Görevde ." dedi telefonuyla uğraşırken.

"Telefonu kullanabiliyorlar mı onlar ya ?" dedim alayla

Alaya almasam galiba ağlayacaktım.

"Hiç kullanamıyor değiller tabi ki ."

"Anladım... Ne diye aradı seni ?" diye sormaktan alıkoyamamıştım kendimi. Bunu sormam ile birlikte telefonunu masaya koymuş ve yavru kedi gibi bana bakmasıyla bir şey isteyeceğini anlamıştım.

"Ela senden bir şey istesem yapar mısın ?" demesiyle ne isteyeceğini merak etmiştim açıkçası .

" Ne isteyeceğine bağlı ?"

"Hani sana demiştim ya bir arkadaşımın yerine bir kaç günlüğüne işinde çalışacağım diye " dediğinde onu kafamla onaylamıştım . Evet arkadaşının annesi kalp ameliyatı olacağı için başında refakatçı olarak kalması gerekiyormuş ama işinden de bir türlü izin alamadığı için gizemden yardım alacaktı. Yani gizem arkadaşının yerine bir kaç günlüğüne çalışacaktı.

"Evet hatırlıyorum ne oldu ki ? "

" İşte benim işler bu sıralar yoğun anlayacağın"

"Ne yapabilirim senin için ?"

"Bir kaç günlüğüne bir arkadaşımın babasına yemek yapabilir misin ?" diye sormasıyla istediği yardıma şaşırdım .

"Yaparım yapmasına da neden ki ?"

" Şey ya babası hastaymış yemek yapacak hali yok adamın ben yemeğini bir kaç gündür yapıyordum ama şimdi yapamam maalesef sadece bir öğünlük yemek yapsan ve götürsen bile yeter. Bunu benim için yapar mısın ?" Hızlıca kafamı olumlu anlamda salladım.

"Yaparım tabi ki! Bu da soru mu gizem? Birine yardım etmek beni mutlu eder! Peki ya kim bu arkadaşının babası?" Diye sormam ile aldığım cevap hiçte beklediğim bir cevap değildi.

"Adem'in babası !"

Ademin babası mı ?

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 27.06.2025 00:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Kafadeniizz / YANLIŞ ANLAŞILMA (Yarı texting) / 22
Kafadeniizz
YANLIŞ ANLAŞILMA (Yarı texting)

3.15k Okunma

363 Oy

0 Takip
24
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...